23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ŞUBAT 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Bankalardaki devlet tahvilleri • ANKARA (AA) — Bankalann elinde bulunan devlet tahvili ve Hazine borçları 12 ocak tarihi itibarıyta 12 trilyon 651.5 milyar liraya ulaştı. Merkez Bankası verilerine göre bankalar ellerindeki devlet iç borçlanma senetlerini geçen yıl sonuna göre yüzde 9 oranında arttırdılar. 29 aralık tarihinde bankalann elinde bulunan tahvil ve bono tutan 11 trilyon 617.8 milyar lira idi. En büyük ihale • • KAHtRE (AA) — tran- Irak Savaşı'ndan sonra Körfez ülkelerinde açılan en büyük ihaleyi Birleşmiş Mühendisler Bürosu (BMB) üderüğindeki Türk konsorsiyumu kazandı. Türk konsorsiyumunun Kuveyt'te Sabiya Termik Santralı'nın inşaat işleri için açılan ihaleyi kazandığı dün Kuveyt Elektrik ve Su Bakanlığı tarafından açıklandı. Türkiye'nin Kuveyt Buyükelçiliği'nden alınan bilgiye göre yaklaşık 356 milyon dolarlık 2400 MW gücündeki Sabiya Santralı'nın inşaat işleri BMB tarafından 5 yılda tamamlanacak. Kuveyt'in 1986 yılında açtığı ihaleye 120 uluslararası inşaat firması davet edilmişti. Casa ihalesi TBMM\le • ANKARA (AA) — SHP Edirne Milietvekili Erdal Kalkan, Ispanyol Casa flnnasımn kazandığı hafif nakliye uçağı projesini, TBMM gündemine getirdi. Kalkan, bu projenin ihalesinde siyasi kararların rolü olup olmadığının açıklanmasını istedi. Kalkan, Milli Savunma Bakanı Safa Giray tarafından cevaplandınlması istemiyle verdiği soru önergesinde, "Casa uçaklarının kanat bağlantılarında zafıyet bulunduğu ve ANAP Istanbul Teşkilatı'nın önemli isimlerinden Zeynel Abidin Erdem'in baskısıyla ihalede siyasi kararların rol oynadığı" yolundaki iddialara açıklık getirmesi gerektiğini kaydetti. TEK 'nükleer'i gündeme aldı TEK bünyesinde yeni bir nükleer santral dairesi kurulması için çalışma başlatıldı. 2005-2008 yılı arasında ilk nükleer santralın devreye girmesi düşünülüyor. r TEK'ten bağımsız olarak Arjantin'le 20 megavatlık bir santral kurma çalışmalarını başlatan TAEK, kuruluşun 7.5 milyarhk yıllık harcamasını bu alana kaydıracak. MUSTAFA BALBAY Petkim'in ihracatı • ANKARA (AA) — Petkim Holding Genel Müdürü Faruk Yağız, ihracatlannın geçen yıl, 1988 yılına göre yaklaşık yüzde 20'lik artışla 320.4 milyon dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi. Faruk Yağız, ayrıca Petkim'e bağlı Aliağa ve Yarımca tesislerinde 142 bin tonluk üretim artışı sağlandığını, sonuçta 1988 yılında 2 milyon 487 bin ton olan toplam üretimin geçen yıl 2 milyon 629 bin tona yükseldiğini söyledi. TOBB zirvesi • ANKARA(ANKA) — Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin başkanlar toplantısı 17 şubatta yapılacak. Ankara Hilton Oteli salonlarında yapılacak olan toplantıya Başbakan Yıldırım Akbulut'un yanı sıra SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, devlet bakanları Işın Çelebi, Güneş Taner ve Hüsnü Doğan'ın katılacağı bildirildi. Türkiye'nin genel ekonomik sorunlarının "geniş bir perspektif" içinde değerlendirileceği bildirilen toplantıda, 1989 yılı ekonomik gelişmelerinin genel bir değerlendirmesi yapılacak ve 1990 yılı beklentileri ele alınacak. Petlas, nisanda piyasada • ANKARA (AA) — Kamuya ait lastik tesisi Petlas, ilk ürünlerini nisan ayı içinde piyasaya sunuyor. Uçak lastiği üretimi amaçlanan, ancak daha sonra programda yapılan değişiklikle kara nakil araçlan lastiği de üretecek şekilde kurulan Kırşebir tesislerinde, seri üretimine başlanan 16 ayrı tipteki araç lastiklerinden 10 bin adedı, nisanda satışa sunulacak. Petlas tesislerinde toplam 36 ayrı tipte araç lastiği üretilecek. Bu arada Petlas'ın lastik piyasasmda Brisa, Fulda, Pirelli, Goodyear gibi dev rakiplerle rekabet edilmesi amacıyla, önümüzdeki aydan itibaren yoğun bir reklam kampanyasına gireceği öğrenildi. ANKARA — Son 30 yıl içinde her gün- deme gelişinde değişik kesimlerin tepkisi- ne neden olan nükleer santral konusunu TEK kesin olarak programına aldı. TEK'e yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre 2005 ile 2008 yılı arasında ilk santralın dev- reye girmesi ve bu yıl içinde TEK bünye- sinde Nükleer Santrallar Daire Başkanlı- ğı'nın kurulması öngörülüyor. TEK'in nükleer santral konusundaki gi- rişimlerinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanı Fahrettin Knrt tarafından desteklen- mesinin ardından çalışmaların hızlandığı öğrenildi. Kurt, nükleer santralın kaçınıl- maz olduğunu yinelerken, "Elimizdeki kaynaklar sınırlı. Türkiye'nin küçümsen- meyecek oranda linyit ve taşkömiiriı rezervi var, ama bunlar kalitcsiz. Yeni kaynakla- ra mecburuz" dedi. Kurt, yerli kömürle ça- lışan termik santrallann ürettiği elektriğin satış fiyatının üzerinde mal olduğunu söy- ledi. TEK yetkilileri ise, daha önce kaldınlan ve 5 kişilik bir bölume dönüştürülen Nük- leer Santrallar Daire BaşkankğVnın canlan- dırüacağını söylediler. Bir TEK yetküisi, kurum bünyesinde nükleer santral konu- sunda Türkiye'deki mevcut hammaddenin kullanılabilirliği, altyapı çalışmalarının başlatılmas! için ciddi bir "kıpırdanma" başladığını vurguladı. Edinüen bilgiye göre TEK, 2005 ile 2008 yılı arasında nükleer santralın kurulmuş ol- masını ve üretime baslamasını hedefliyor. Konuya yakın çevreler, bu süre içinde nük- leer santral üretimınin gerçekleşmesi için en azından 1995'te yatırımın başlamış ol- ması gerektiğini vurguluyorlar. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Başkanı Prof. Dr. Atilla Özmen, kuvumun yılda 7.5 milyar liralık bir harcama yaptı- ğını anımsatarak Arjantin'le planladıkla- rı ortak girişimi şöyle özetledi: "Biz bu parayı değişik kuruluşlara, araş- tırmalara aktarabilirdik. Ama sadece bir alana kanalize edip sonuç almavı duşün- dnk. Buna gorc Arjantin'le 20 megavatlık bir nükleer santral kurulması için anlaşma yaptık. Eger TEK bu konuda somut bir adım atarsa biz bülün araşürmalannua, bulgulanmızı onlara aktarabiliriz." Halen TEK'in girişimi ile TAEK'in giri- şimi birbirinden bağımsız olarak sürüyor. Nükleer santral konusundaki bu girişim- ler devam ederken konuya tepkiler de gel- meye başladı. Elektrik Mühendisleri Oda- sı'nın "dikkaüi yaklaşılmalı" uyansımn ar- dından Yeşiller de Enerji ve Tabii Kaynak- lar BakanlığYnı "Türkiye insanını hiçe saymakla" suçladılar. Yeşiller Partisi yap- tığı açıklamada, ekonomik kalkmmanm bedelinin doğa tahribiyle ödenmesini "barbarlık" olarak niteledi ve şu görüşle- ri savundu: "Fahrettin Knrt, insanlık suçu işlemek- tedir. Nükleer enerjiyi savunmanın başka bir adı yoklur. Nükleer silahlann kontrol edilemeyecek boyutlara ulaştığı bir dönem- de, nükleer santrallann guvenilirliginden nasü söz edilebilir?" Ote yandan, özellikle Çernobil olayımn ardından dünyada nükleer santral pazann- da "tıkanıklık" olduğu belirtiliyor. Birçok ülke, nükleer santral konusundaki planla- nnı ileriye itti. Bu arada Pakistan'ın 1996 yılında dev- reye girmek üzere bir nükleer santral ku- racağı öğrenildi. Çin'le ortaklaşa gerçek- leştirilecek santral 300 megavat gücünde olacak. Borsadafıyatlar çılgınca tırmanıyor Talep yüksek, mal yok Bir çığ gibi büyüyen talep karşısında, gerek borsa yöneticileri gerekse aracı kuruluşlar hazırlıksız yakalandı. Piyasaya yeni hisse senetleri yeterince sürülmüyor. Yeni hisseler, çok yüksek fiyata kapışılıyor. Sokakta kalan yatırımcı çareyi, ayaküstü, "rıhtım borsası"nda alışveriş yapmakta buluyor. ABDURRAHMAN YILDIRIM Hisse senedi talebi sermaye pi- yasasım ezdi gecti. Borsa, aracı kurumlar ve kamu kesimi daha önceden hazırlık yapmadıkları için çığ gibi büyüyen talebi karşı- lamada yetersiz kaldılar. Borsa, yatırımcılan 1987'de olduğu gibi sokağa dökerken, aracı üyelerin büyük bir çoğunluğu yeni müşte- ri almıyor ve 15-20 milyon lirarun altındaki müşteri emirlerini kabul etmiyor. 1987 borsa olayında ıda olduğu gibi özel kesim yine ağır davranmaya devam ederek şirket- lerini halka açmakta nazlanıyor. Kamu kesiminin Toplu Konut ve Kamu Ortakhğı tdaresi aracıhğıy- la sürdürdüğü halka açılma ise şimdiye kadar talebi karşılamada sınırlı bir etki yaptı. Borsada arzın talebe ayak uy- duramaması sonucunda borsa en- deks dün ilk kez 4000 puanı geç- ti. Dünkü seanslar sırasında en- deksi bir ara 4O38'e ulaştı. Alıcı- lann yoğun olduğu gözlenirken, fîyat artışı beklentisi içinde satı- cılann isteksiz olduğu görüldu. özelleştirilecek KİT'lerin en bü- yüklerinden biri olan Petkim'in 400 milyar liralık hisse senedinin önümüzdeki aylarda piyasaya sü- rüleceği, KİT'lerin anonim şirke- te dönüştürülerek hisselerinin bor- sada satılacaği, borsa birinci pa- zannda işlem gören 7 kamu işti- rakinin hisselerinin önümüzdeki haftalarda tş Bankası şubelerinde Türkiye çapında satışa sunulaca- ğı haberleri de talebin çılgınca yükselmesini önlemedi. Özel sektörün geçen hafta piya- saya sunulan Finansbank, Gentaş ve Peg Profilo hisseleri yatınmcı- lar tarafından kapışıldı. Bu talep NEREYE BAKIYORLAR — Borsa binasına sokulmayan yalınmcılar, dısandaki ışıklı yazılardan fiyat- lan izliyor. sonucunda fiyatlan serbest bıra- kılan hisselerden Finansbank 6 bin liralık açılış değerini seans so- nucunda 22.500 liraya, Peg Pro- filo 6 bin liralık değerini 9.500 li- raya, Gentaş da 3.500 liralık de- ğerini 8.500 liraya yükseltti. Borsanın 1987'de olduğu gibi kilitlenmesinde ana etken olarak görülen arz noksanlığırun yanı sı- ra şu önemli etkenlerden de söz ediliyor: • Borsanın ve aracı üyelerin ye- tersizligi- Borsa binası 87'de oldu- ğu gibi yetersiz kaldı. Önce giriş 500 kişi ile smırlandı. Ardından borsa yatınmcılara kapatıldı. Bil- gisayara geçemeyen borsanın tek- nik altyapısı 100 nülyara tırmanan işlem hacmini kaldıramaz duruma geldi. Saklama sistemi tam anla- mıyla kurulamadı. Takas merke- zi de yetersiz kaldı. Aracı üyeler de müşteri taleplerini karşılayama- dılar. Hem teknik altyapı hem saklama ve hem de personel yö- nünden yetersiz olduklan görüldü. Bunun sonucunda muşteri seçme- ye ve sadece büyük musterileri ka- bul etmeye başlayan üyelerden özellikle bankalann büyük çoğun- luğunun müşteri kabul limitini 100 milyon liraya çıkardıkları göz- lendi. Aracı üyelerden hisse ala- mayanlar borsanın bulunduğu Tophane Rıhtımı'nda ayaklı bor- sayı yeniden Vurdular. • Yasal altyapı noksanuğı: Sahte Çukurova Elektrik hisseleri ola- yında görüldüğü gibi, yatınmcıla- nn, aracı üyelerin, borsanın ve SPK'nın görev, yetki ve yükümlü- lüklerinin iyi düzenlenmediği or- taya çıktı. Sahte hisse senetlerinin piyasada aylardan beri dolaştığı ve borsadan bu hisseleri alanlann or- tada bırakıldığı görüldü. lkisi de menkul kıymet olmasına karşılık tahvil için yapılan düzenlemenin hisse senetleri için geçerli olmadı- ğı, sigortasınfn bulunmadığı, his- selerin çok kolayca basılıp piyasa- ya kolayca sürülebileceği biı orta- mın 1987'deki gibi aynen devam ettiği anlaşıldı. - Piyasa tütünü bekliyor HAKAN KARA İZMIR — Tütünde piyasanm gecikmesi ticari yaşamı felç etti. 160 bin tonluk rekoltenin getire- ceği 1.5 trilyon lirayı bekleyen ure- tim bölgelerinde tütüncünün bor- cunu ödeyememesi nedeniyle se- net protestoları artarken, iş hac- mi de önemli ölçüde düştü. Üre- ticinin yanı sıra esnaf ve tüccar da piyasanın açılışını bekliyor. İTO Yönetim Kurulu Başkan- vekili Rüştü Okan, tütün piyasa- sının açılışının herkesce beklenen bir dönem olduğunu belirterek, "Herkes mutlaka bu tarihi takip eder. Ahşverişler ona göre yapılır. Düğünler yine bu tarihi bekler. Bu nedenle çarşıda tıitün piyasasının açılışının önemi bıiyüktür. Piya- sadaki gecikme tüccar kesimini de dognıdan etkilemektedir" diye konuştu. Akhisar Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kemal Ozar ise sadece Akhisar'da 25 bin aile- nin eline tütün piyasasının açılı- şıyla 150 milyar lira para geçmesi gerektiğini belirterek şunları söy- ledi: "Bu para yaklaşık 16.5 milyon kilo tütün için üreticinin bekledi- gi para. Bu para piyasaya girse bu- yük bir canlanma yaşanacak. Ama girmediği için esnaf ve tüc- car kesimi de büyük sıkıntıda. Çünkü Islanbul'dan almış olduk- lan malın karşılıgını ödemekte güçlük çekiyorlar." Meksika'ya borç indirimi Meksika hükümeti ile bu ülkeden alacaklı bankaları temsilen dünyanın önde gelen 15 bankasının üst düzey yöneticileri tarafından önceki gün imzalanan anlaşmayla Meksika' nın dış borç yükü % 20 oranında azaltıldı. MEXICO CITY (A.A.) — ABD Hazine Bakanı Nicholas Brady'nın, 3. Dünya ülkelerinin dış borç yükünün azaltılmasım hedefleyen planının ilk uygulan- dığı Meksika'da, yeni bir sayfa açacak dış borç indirimi anlaşma- sı imzalandı. Meksika hükümeti ile bu ülke- den alacaklı bankaları temsilen dünyanın önde gelen 15 bankanın üst düzey yöneticileri tarafından dün akşam imzalanan anlaşmay- la Meksika'nın dış borç yükü %20 oranında azaltıldı. Meksika ile alacaklı bankalar arasında imzalanan borç indirimi anlaşması, Meksika'dan alacaklı 460 kadar bankaya, 48.5 milyar dolarlık orta ve uzun vadeli kre- dilerden oluşan alacaklan konu- sunda üç seçenek sunuyor: Bu kredilerin anapara kısmının azal- tılması, kredi faiz oranlarının in- dirilmesi ya da Meksika'ya yeni kredi sağlanmısı Borç indirimi anlaşması uyann- ca, Meksika'nın alacaklı ticari bankalara olan borçlarının %41'inin nominal değerinde °7»35'lik indirim yapılacak, %47'lik kısmına »?o6.25'lik sabit faiz oranı uygulanacak. Meksika 1 nın bankalara olan borçlarından V«12'sine sahip olan alacaklı ban- kalar ise bu ülkeye, 1990-1992 dö- neminde 1.5 milyar dolar daha kredi verecekler. Meksika'nın dış borç anapara ve faiz yükünde indirim yapmayı tercih eden alacaklı bankalar, ge- ri kalan alacaklarına teminat ola- rak Meksika hükümetinden hazi- ne bonoları alacaklar. ABD Ha- zinesi'nin garantisinde olacak bu bonolann ilk 18 ayiık faiz ödeme- leri, 7 milyar dolarlık bir fon ta- rafından karşılanacak. Ingiliz hükümeti temiz bir çevre için vergipaketi hazırlıyor Çevreyi kirletene 6 yeşîl vergi' İngiltere'de hükümet, çevreyi kirletmekten caydırıcı ya da bunun bedelini ödetici vergiler koyacak. Maliye Bakanı John Mayor'un yeni vergilerine "yeşil vergiler' adıtakıldı. Araştırmalara göre "yeşil vergi"lerin etkin olarak uygulanacağı alanlar motorlu taşıtlar, CO2 gazı çıkaran fosil yakıtlar ve sanayi atıkları olarak belirlendi. Ekonomi Servisi — lngiliz hükümeti bir yandan çevrenin temiz tutulmasına katkı- da bulunacak, bir yandan da vergi gelirle- rini arttıracak yeni bir vergi paketi üzerin- de çahşmalarıru sürdürüyor. Maliye Bakanı John Mayor'un yeni vergileri daha yeşil bir çevreyi hedeflemesi nedeniyle "yeşil vergiler" adıyla anıhyor. "Yeşil vergiler" aracüığıyla kirliliğe neden olanlar bunun karşılığını da ödemek zorunda kalacaklar. "The Economist" Dergisi, yeşil vergile- rin uygulama alanları ile ilgili olarak tn- giltere Mali Araştırmalar Enstitüsü'ne (tns- titute for Fiscal Studies-IFC) özel bir araş- tırma yaptırdı. Araştırma sonucu yeşil ver- gilerin etkin olarak uygulanabileceği üç te- mel alan saptandı: Motorlu taşıtlar, yan- ma sırasında karbondioksit (CO2) gazı çı- karan fosil yakıtlar ve sanayi atıkları ile kimyasal gübreler. Motorlu taşıtlar Motorlu taşıtlar, yarattıkları trafik sıkı- şıklığı ve egzozlanndan yaydıklan zehirli gazlarla çevreyi kirletenlerin başında geli- Bir örnek: CO qazını azaltacak vergiler (*) CO2 gazı üretimim ilk uç yıl içinde yüzde 20 azaltacak vergi oranlan (•k -k) CO2 gazı üretımini 10yıl ve daha sonra yuzde 20 azaltacak vergi oranlan yorlar. IFCnin araştırması ulaşıma, dola- yısıyla da motorlu taşıtlara yeşil vergiler konması için üç yol beliriiyor: 1- Çevreye zarar veren kurşunlu benzine uygulanan vergiyi arttırarak taşıt sahiple- rini kurşunsuz benzin kullanmaya teşvik et- mek. 2- Araçlara egzoz gazlannı filtre eden katalitik dönüştürücü takılmasını yaygın- laştırmak için yeni bir araba vergisi koy- mak. 3- Yakıt kullanımını azaltmak amacıyla benzinden alınan vergiyi arttırmak ve böy- lece araçların trafiğe daha az çıkmasını s'ağlamak. Yanma sırasında ortaya çıkan karbondi- CQ2 Vergisi oksit (CO^ gazı yerkurenin her geçen gün daha da ısınmasına yol açıyor. Bu neden- le yanma sırasında büyük miktarlarda CO2 gazı çıkaran fosil yakıtlann vergilen- dirilmesi, insanları daha temiz alternatif yakıt kullanmaya itecek. Londra tşletme Fakültesi'nden Scott Barrett dünyada 2025 yılında CO2 gazı uretiminin, yüzde 20 ora- runda azaltılması için fosil yakıtlara uygu- lanması gereken vergi oranlan ve bu ver- gilerin fosil yakıt talebinde yaratacağı de- ğişmeleri saptadı. Scott Barrett yaptığı araştırmada, daha temiz yakıtlara yönel- meyi sağlamak için fosil yakıtlara uygula- nacak yeşil vergilerin kısa dönemde (3 yıl içinde) daha yüksek, uzun dönemde ise (10 yıl ve üzeri) daha düşük olması gerektiği- ni belirledi. Atık ve giibre vergişj Sanayi kuruluşları üretim sırasında olu- şan atıkları nehirlere ve havaya vererek di- rekt olarak çevreyi kirletirlerken tarımda verimliliği arttırmak için kullamlan kim- yasal gubreleı de topraktan sızarak su kay- naklarını dolaylı yoldan kirletmeye devam ediyorlar. Yeşil vergiler, sanayi kuruluşlannı kirlet- tikleri çevrenin bedelini ödemeye zorlaya- rak vergi yükünden kurtulmak isteyen ku- ruluşları yarattıkları kirliliğe karşı önlem almaya itiyor. Ancak su kaynaklannı teh- dit eden kimyasal gübre kullanımını azal- tacak yeşil vergileri saptamak bu kadar ko- lay olmuyor. Londra Ekonomi Fakültesi ile bir kimya kuruluşu ortak bir çalışma ya- parak azotlu gübre kullanımını azaltacak yeşil vergilerin oranlannı belirlediler. Araş- tırma, gübre fıyatlarında yüzde l'lik artı- şın gübre kullammı yüzde 0.3 oranında azaltacağını ortaya koyuyor. Yeşil vergilerle azotlu gübre fiyatlannda oluşacak artışın, gübre kullammı ile sağlanacak üretim ar- tışının getireceği gelirin çok gerisinde ka- lıyor olması, çiftçilerin yeşil vergileri öde- yerek eskisi gibi azotlu gübre kullanmaya devam edeceklerini ortaya koyuyor. Ancak bu sonuç kimyasal gübrelere uygulanacak yeşil vergilerin başarısız olduğu anlamına gelmiyor. Aksine bu vergiler çevreyi kirle- tenlerin, kirlettikleri suyun temizlenmesi maliyetini ödemeleri gerektiğini vur- guluyor. REKLAM DÜNYASI Tartışma için yarışma Türkiye'nin önde gelen reklam ajanslanndan Cenajans, 1990 yılı içinde kuruluşunun 20. yıldönümünu kutlamaya hazırlamrken toplam 24 milyon lira ödüllü iki yarışma açtığını duyurdu. Amerikan merkezli Grey Ajansı'nın Türkiye'deki temsilcisi olan Cenajans, son başvuru tarihi 31 mart olan yarışmanın sonuçlarım 3 mayıs günü düzenlenecek olan törenle açıklayacak. Cenajans Yönetim Kurulu Başkanı Nail Keçili, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı: — 20. kuruluş yıldöniimüniizü neden bir yanşmayla kutlamayı düşündünüz? N. KEÇİLİ; Kuruluşumuz, yıldönumlerini genel olarak sektörle ilgili ya bir panel ya da yarışma düzenleyerek bazen de her ikisini birlikte uygulayarak kutlamaktadır. Daha önce de yanşmalar düzenlemiştik. Yıldönümlennin sadece çeşitli ikramlar yapılan günler olmamasını, bu günler dolayısıyla toplumun yararına faaliyetler düzenlenmesini istiyoruz. Yarışmamız dolayısıyla da katılacak olanlara bu yönde bir çalışma fırsatı yaratmayı amaçlıyoruz. Yanşmaların her ne konuda olursa olsun, insanları teşvik edeceğine, bu yanşmalar sonucunda da pek çok yeni değerin ortaya çıkacağına inanıyoruz. — Yanşma konulan olan "Türkiye'nin dış tanıtımı" ve "Reklamverenin ajans secimindeki kriterleri" konulan, nasü ve neden seçildi? N. KEÇtLt: "Türkiye'nin dış tanıtımı" meselesi, bütün iyi niyetlere rağmen çözümüne yaklaşılmış bir konu değildir ve buna olan ihtiyaç, dönem dönem kendisini bütün ağırlığıyla hissettirmektedir. Yine böyle bir dönemi yaşıyoruz. Konunun seciliş nedeni işte budur. Burada yeni fikirlere her zaman olduğu gibi ihtiyaç vardır. "Reklamverenin ajans secimindeki kriterleri" de özellikle mesleğimizi doğrudan ilgilendiren Önemli bir konudur. Bir ajansın hangi niteliklere ve yeteneklere sahip olduğunun, reklamveren tarafından iyi teşhis ve tespit edilmesi, sağlıklı bir işbirliğinin gereğidir. Amaamız bu yarışma ile bazı kriterlerin neler olması gerektiğinin tartışılması ve bu konuda düşünülmesidir. K r i s t a l H n u ı 3 n a r t t a - Reklamcılar Derneği tarafından düzenlenen "Kristal Elma" TV ve basm reklamları yanşmasının sonuçlan 3 Mart 1990 günu düzenlenecek olan bir ödül töreniyle açıklanacak. Dernek Başkanı Ersin Salman, içinde bulunduğumuz yılın ilk yansındaki faaliyet programını açıklarken 15 ürün/hizmet grubu kategorisinde TV ve basın reklamlannın katılabileceği yarışmanın jürisinin de belirlendiğini bildirdi. Juride Ersin Salman, Yakup Banıh, Affan Başak, Nazar Büyttm, Deger Dilek, Ege Ernart, Dogan Gündüz, Paul Mc Millen, Erol Horan, Muammer Öztat, Sedat Sclalom görev yapacak. öte yandan Reklamcılar Derneği'nin yıllık olağan genel kurulunun nisan ayında yapılacağı ve bu kez Reklam Kurultayı ile birlikte gerçekleşeceği belirtildi. Kurultayda sektörün önemli sorunları ile geleceğe yonelik hedefler tartışılacak. Reklamcılar Derneği aynca Avrupa Reklam Ajanslan Birliği EAAA'nın yıllık toplantısının 16-18 mayıs tarihleri arasında tstanbul'da gerççkleştirileceğini ve Batı dünyasınm ünlü reklamalannın katılacağı bu toplantıda derneğin ev sahipligj yapacağını da bildirdi. Demiş ki. "Öyle kısa ki hayat, değmez renksiz giyinmeye..!' Newman (Güzel ve Yakışıklı Konfeksiyon) "Öyle kısa ki hayat, değmez giyinmeye..!' Arzu Hanım (Nemfoman) ENTADRESLER: Birikim Ajans'ta Bülent Kocaemini, Selami Telcin, Sinan Giiler yeni mekânlanna alışırken, Mod Ajans'tan aynlan Oral Yalçın, bir harf değiştirip Mor Ajans'ta çalışmaya başladı. Selma Küçüker de Reklamcılık Tic. A.Ş.'de medya sonımlusu olarak göreve başladı. TEKNOLOJİ VİTRİNİ Ölçü alan makine tnsan vücudunun olçulerini alan ve biçimini kaydeden bir ölçüm makinesiyle vücuda daha iyi oturan elbiseler dikilebilecek. Müşteri, vücut ölçülerinin aynntılı biçimde alınması için halojen ışığıyla aydınlatılan ve çevresine kameraların yerleştirildiği bir platforma çıkıyor. Bilgisayarlar geri kalan hesaplamaları yapıyor. LASS makinesi, İngiltere'deki Loughborough Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından geliştirildi. Bu makineyle ilk kez üç boyutlu insan vücudu yetkin bir biçimde ölçülebiliyor. LASS, hazır giyim endüstrisinde CAD (bilgisayar destekli tasarım) ve CAM (bilgisayar destekli üretim) için veri sağlayabilecek. Aydınlatmada tasarruf Endüstriyel ve ticari aydınlatma, floresan tüpleriyle gerçekleştirilmektedir. Üreticiler, bu aydınlatma maliyetlerini düşürmek için yöntemler anyorlar. İlk çalışma, ışıic üretme süreci içinde dışarıya ısı veren eneTjiyi aktarmayı kapsıyor. Fluoresan tüp, 220 voltun, ancak yarısını kullanır, geri kalanı tüpun ilk yanışı için gerekli olan elektrik duyu tarafından kullamhr. Duy, enerjiyi emer ve ısı olarak dağıtır. Bu kayıp, İngılız Haywards Heath firmasının geliştirdiği Econolight tekniğiyle yüzde yirmi azaltılabilir. Econolight sistemi içinde iki transformer bulunuyor, bunlar ısı kaybmı önluyor. Akvaryum için robot Akvaryum sahiplerinin tatile gittiklerinde akıllarının evde kalmasına son verecek bir robot geliştirildi. Rondomatic, 28 gün boyunca akvaryumun sorumluluğunu üstleniyor. Bu robot, aydınlatmayı düzenlediği gibi, bahkların beslenmesini de sağlıyor. Bir saat içeren RonJomatic'te bahkların beslenme saatleri programlanabiliyor. Dönen bir tepsi her gün ilerliyor ve kenarlardaki küçük bölmelerin kapaklarımn sırasıyla açılmasıyla Rondomatic akvaryuma yemi boşaltıyor. Yem miktarı, her gün için istendiği biçimde ayarlanabiliyor ve her turlü yem kullanılabiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle