22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ŞUBAT 1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN MetooroloM. Genel MüKJrtûOû'ndoı alı- nan Ugve gin; yunluı kuzey ve bat ke- simteri parçalı çok Mkıtkı, Mamafa'nın doflusu. Gûney ve Iç Eje, Akderaz, iç Anadokı üe Bat w Ote Karadeniz yafelı, O«e4d ynfer a bukıdu geçacek. Ytfışlar yajmur, Batı ve Orta KarademzTn ıç kı- sımları ıle tç Anadotu'nun kuzeyMn yûk- seklerinde karia kanşık yagmur « kar şddinde olacak. H A * SKAKLIĞI. VSjış atan yerienie biraz azabcak. Dîğer yer- lerde deföflKyecek. HÛZGAR: Batı Mt- getoriırade taızeyve doftu. doju bûlge- lenmcde güray vt do0u yö(*rden ha- fif, ara sıra orta kuvvene esecek Oenc terimtzde cdzgjr: Batı AfcdenelUe gûnba- 6si ve l a r y l , Ooflu Atateng'detaMeve keşi^teıneden, dteki denzterânzde yttc ve poyraalan 3-5, açjMarda 6 kuvvetin- Y 14° 5° Dıyartoalor V 7° 2°Wınıe A 12°-1° Erancan 5" 0°Eramım -7° -27°Eshs«l»r 5°.1° Gaaaniep 7°(Jresun Y 14° 6°GûmûşhaneB fttfe Botu de. saatte 10-21. açıldanla 27 deniz rmli tıızla esecek DaH)a yıSseklı- Bursa ği 05-15. açıHania 25-3 metre ddayında bulunacak Van GMü'nde Çanakoie hava Az buhjlju ve aç* geçecek Rûzgâr kuzey ve doju yönlerden Çwum tıafif, ara sıra ortataıvvette esecek Dnrt 8 7°-3°Hal*ân Y 12° 3°IS|»rö 8° rlstanbui 7° 2-tam; 3°-9°Karî 2°-WKa31amoraı 7° t°K^s«n 9° 2° Kırtdaıet 8° 3°Kon»a 5°-«° Kûtrtya 9° ?°Maiatya 10°-6° Mamsa 7°-3 KMaraş 2°-10°Meısıo -6° -26»Muğla 6° 0°Mu$ 11°-P Nıjde 7° 3°0nlü 2°-i1°Rae 2°-12°Samsuı 7° 2°Sıirt 6° 2°Sınop 10" «°&vas -4° -24°*fetan3ağ 5°-2° tataon 3°-3° Imcelı 5° 2°Us* S° T° Van 7° 2°Y(HQat 7°-*> Zooguldak y 10° 2° Y 10° 3° Y 13° 7" 10° 3° 0°-12° 3°-4° 7° 3° 8° 2° 7» 2° A W-T° 8° 4° 3° -4° 6° 2° 9° 2» 3° -8° 8° 2° 0°-M° 4°-2° 6° 3° J 'yaflmuıiu ısısf rkark A-jçık B-bulullu fi-güne$l) K-kartı S-sslı OUNYA'OA BUGUN Mnu BaOdat Barcalona Basd Bâgnt Seflm Bonn Brûksei Budapeşte Cemvre Cezayır Odde Oubayı Frankfun Gıme Helsnn Kahıre Kopenhag K«n Lefhoşa Y 10° A 16° B 16° B 16° B 17° A 12° S 12° B 9° Y 10° Y 10° s 11° A 1f B 1«° A 25° A 24° Lenmgrad Umdra Madnd Montreal MoshM Mürah Odo Pans Prag Riyad Roma Sotya Şam letAvn Tunus Varşova venafık Vıyana Y 4° Y 12° B 14° S 12° A 10° K 2° B 7° 8 11° Y 6° Y 12° B 9° A 22° S 15° S 10° A 15° A 8° B 7° B 8° S 13° A 7° VVasfıngtDO B 8° Zünh A 12° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Bir çeşit ince ve ço- ğu çiçekli, pamuklu kumas. 2/ Anlatış yo- hı... AJtı mukavva ile beslemniş, üstü sır- malı işleme. 3/ Bilye- li yatak... Baryumun simgesi. 4/ Bir nota... Silis grubundan de- ğerli bir mineral. 5/ Bir hecenin bütün harfleri ayn ayn oku- nabıldiği halde bunla- nn birleştirilmemesi şeklinde ortaya çıkan dil bozukluğu. 6/ Hangi şey... Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka. 7/ Ka- lıc... Güzel, hoş. 8/ Osmanlı padişah- lanrun makam koltuklanna verilen ad... Bir çeşit tatlı çörek. 9/ Herhangi bir canh türünün yapısal ve görevsel ge- lişiminde yaşantı, öğrenme gibi edinil- miş etmenlere değil, kalıtımsal olanlara ağırlık ve öncelik veren görüş. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Bir tür mezgit bahğı. 2/ Düşman... Konut kapılannda menteşe ve kilidin takıldıgı düşey konumdaki kalın patça. 3/ Bir tür otomobil yarı- şı... Mesafe. 4/ Bakırtaşı da denilen yeşil renkli ve hidratlı Karbo- nat. 5/ Balıkesir ilindeki Kaz Dağı'nın mitolojik dönemlerde'ıci adı... Tarla sınırı... Endonezya'nın plaka işareti. 6/ Cıva süifür rjirleşim- li bir mineral. 7/ Konut... Zeytinyağıyla pişirilen bir yemfjk. 8/ Bir renk... Edirne'nin bir ilçesi. 9/ Şehzadelerin özel eğitme nleri... Kı- sırlık anlamında eski bir sözcük. 6 0 YIL ÖNCE CumhuriYet~ Tayyare balosu 6 ŞUBAT 1930 Bu akşam (Maksim) de verilecek Tayyare balosunun fevkalâde muhteşem olması için Istanbu'. Tayyare Cemiyeti şubesince bütün ihzarat ikmal edilmiştir. Tesbit edilen balo programına nazaran saat 22 de cazbant çalmağa başlıyacak ve dans s abaha kadar devam edecektir. Saat 23 buçukta Maksim repertuva rrndaki müntahap numaralar, dans aralannda göster'Jecektir. Saat yanmda piyango çekilecekt'iT. Bu zengin ve eğlenceli piyangoda (25) parça kıymetli fjşya vardır. Piyango biîetleri ellişer kunıştur. , Saat 3 te talih müsabakası yapılacaktır. Kazanan çiftten kadına bir bilezik, erkeğe 'oir kordon verilecektir. Saat 2 buçukta ressam «'Jemil B. tarafından kısa bir zamanda bir tablo ter s,im edilip Tsyyare Cemii/etine teberrü edilecektir. Saat 3 te talih mü.sabakası yapılacaktır. Kaz anan çiftten kadına bir bilezjk, erkeğe Gazi HazretleT inin yağh boya resimlerinden bir tanesi verilecektir. Cazbant sabaha kadar devam edecektir. Konsumasyon mecburî değildir. Bu balo için sureti mahsusada izhar edilmiş olan kotiyonlar pek zengin, mütenevvi ve mebzuldür. Her masayri V.âfi miktarda kotiyon tevzi edilecektir. Her masaya oksijenle doldurulmuş bir balon daha evvelden K edilmiş bulunacaktır. balosu mevsimin en neş'eli ve eğlenceli balosu o'.a<jaktır. Müstehcen resim Akbaba ve Yann aleyhine bir dava Müstehcen resim neşrinden dolayı Akbaba ve Yarm gazeteleri aleyhine yeni bir dava açılmıştır. Mevzuu bahis resmi Akbaba neşretmiş. Yarm da oradan alarak sahifesine geçirmiştir. Bu davaya da ikinci ceza mahkemesinde bakılacaktır. 30 YIL ÖNCE CumhuriYel CHP'den istifalar 6 ŞUBAT 1960 CHP tl tdare Kurulu dün il merkezinde yaptığı bir toplantı sonunda toptan istifa etmiştir. Bildirildiğine göre ll İdare Kurulunun istifasına, CHP Genel Merkezinin lstanbul'da yeni bir geçici idare kurulu kurma karan sebeb olmuştur. CHP Genel Merkezinin bu konudaki karannı tatbik etmek üzere Istanbul'a gelen Kemal Beyazıt ve Türgut Göle, ll İdare Kurulunun istifası üzerine geçici kunıl başkanlığım müstafi ll Başkanı Şemsettin Günaltay'a teklif etmişler ve Günaltay bu teklifi kabul etmiştir. Dün geç vakit CHP çevrelerinden çıkan bir söylentiye göre geçici kurul üyelikleri için Muhlis Sırmalı, Sua; , Ulagay, Muzaffer Akalın, Orhan Köprülü ve Orhan Birgit'in isimlerinden bahsedilmektedir. ABD'nin Peyk deneyi Hava kuvvetlerinden bildirildiğine göre dün fırlatılan 'Kaşif 9" suni peyki mahrekine yerleşememiş atmosfere düşerek yanmıştır. Roketin peyki mahreke yerleştirecek hızı kazanamadığı tahmin edilmektedir. Roketin başlık taşıyan ikinci katının aynlıp, avnlmadığı anlaşılamamıştır. Başlık içinde canh, hulunmamakta idi. GEÇEN YIL BUGÜ1N CumhuriY et PASOK'a sol alternatif 6 ŞUBAT 1989 Yunanistan'daki skandal olaylan, tüm ülkede siyasi ve sosyal bir kriz yaratırken, sol partileri 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk kez bir araya getirdi. Iktidardaki PASOK'tan ve ana muhalefetteki sağ eğilimli Yeni Demokrasi Partisi'nden (YDP) konumlarını ayıran sol koalisyonunda, Yunanistan'ın komünist ve irili ufaklı sosyalist partileriyle, sol eğilimli kişiler ve bağımsız sol milletvekilleri yer ahyor. Önceki gün bu parti liderlerinin düzenlediği basın toplantısında, sol koalisyonun çalışmalannı koordine edecek 7 üyeli bir siyasi büronun oluşturulduğu açıklandı. 7 üyelik bu büroya her bir sol partinin temsilcisi katılıyor. Şemsettin Günaltay TARTISMA Toplımıda Kadının Yeri Hangi toplumsal kesitte olursa olsun, "insan" olduğunun farkına varmış, bunun paralelinde kişilik değerlerini oluşturmuş az sayıda da olsa kadın vardır. "Toplo.mda Kadının Yeri" konusu, her za- man her yerde karşımıza çıkmaktadır. Her ke- resinde de 'kadının yerini. durumunu belirle- yen nedir* diye soranz. Kuşkusuz belirleyici olan f/ek çok etken söz konusudur. Ancak ge- nel başlıklar altında toplamaya çahşırsak şu etkenler ortaya çıkmaktadır: 1. Kadınlar, 2. Er- kekler, 3. tçinde yaşadığımız toplumun eko- nomik yapısı, 4. Yerleşik geleneksel değerler. Bu etkenler iç içedir. Ancak çevremize bak- T.ığımızda bu etkenlerden bazen bırinin diğe- rine baskın olduğunu, ön plana çıktığını gö- rürüz. Bu durum, toplumun pek çok kesitin- de biçimsel olarak farklı, özde benzer yaşa- nır. örneğin, geleneksel değerlerin yoğun ola- rak yaşandığı bir köyde, bir ya da birkaç ka- dının toplumsal yaşamda etkin rol aldığı ve belirleyici olduğu görülebilmektedir. Bunun yanı sıra kadın ve erkeğin yükseköğrenim gör- duğü ekonomik yaşamda birlikte yer aldıkla- n, yerleşik geleneksel değerlerin önemli ölçü- de önemini kaybetmiş olduğu bir metropolde kadının, erkeğin gölgesinde, bireysel varhğını gösterebilmek bir yana, birincil yaşamsal so- rumluluklarını bile erkeğe bırakmış olduğu- nu sıklıkla görmek olasıdır. Bu örnekler, boyutları genişletilerek çoğal- tılabilir. Hangi toplumsal kesitte olursa olsun, "insan" olduğunun farkına varmış, bunun pa- ralelinde kişilik değerlerini oluşturmuş az sa- yıda da olsa kadın vardır. Bu kadınlar, zor ko- şullarına karşın toplumsal üretkenliklerini or- taya koyma, ekonomik bağımsızlıklarını ka- zanabilme mücadelesi verirler. Çoğunlukla da başanlı olurlar. Ne kendilerini başkasının ya- şamına ipotek koymaya yetkili kılarlar, ne de başkasının kendi yaşamlanna ipotek koyma- sına izin verirler. Oysa toplumumuzda sayıca çokluğu oluş- turan kadın grubu, geleneksel değerlerin ken- dilerine verdiği 'kadın rolünden' hoşnuttur. Erkeğin koruyuculuğuna sığınmayı gereksinir- ler. Kocası ya da birlikte olduğu erkeğin ya- şamına ipotek koyarlar, kendi yaşamlan da er- keğin ipoteği altındadır. Para kazanmak amacıyla çalışıyor olsalar bile düşunsel olarak evlerinin dört duvarı ara- sından dışan çıkmak istemezler. Bunlar, ile- tişim halinde oldukları benzerleriyle dort du- varlarından iletişım kurarlar. Çoğu kez birlikte olduklan erkek, onlar için bireysel sorumluluklarını yükleyecekleri, sta- tüsünden ve ekonomik varlığından yararlana- cakları birer metadır. Köyde başlık parasını fazla veren bir erkekle evlenen kadının duy- duğu gururla, kentte ekonomik dururau ve sta- tüsü iyi bir erkekle evlenen ya da birlikte olan kadının duyduğu gurur oldukça benzer duy- gulardır. Her iki durumda da kârlı bir alış- veriş söz konusudur. Bu alışverişin bedeli, ki- şiiikten ve kendilik değerlerinden özveridir. Ancak bunun farkına varmazlar, farkına var- , salar da kabullenmeleri pek kolay olmaz. Çün- kü, sosyal ve ekonomik kazanımları kendile- rine ait değildir. Birey olarak varlık göstere- meyecekleri duygu ve düşüncesi baskındır. Bu kazanımlannı kaybetme kaygıları vardır. Sonuç olarak kadın, toplumsal konumunu kişilik gereksinmelerine göre kendisi belirle- mektedir. Yeterlilik duygusu gelişmiş, kendi- ne guvenen, bireysel sorumluluklannı üstlene- bilen kadın, her dönemde ve her kesimde ko- şulları zor da olsa toplumsal varlık göstere- bilmekte, saygmlığını kabul ettirebilmektedir. Örgütlenmeler yoluyla da güçlenmektedir. B.KIRLANGIÇ Teypleri DeğU îKendileri Kaldırîlnıalıclır önce şu bilinmelidir; minibüsle dünyanın hiçbir yerinde insan taşınmaz. Ancak mal ve eşya taşınır. Öyleyse minibüsün kendisi arabesktir, kuraldışıdır. Son günlerde basmdan edindiğimiz bilgile- re göre tstanbul'daki minibüslerde bulunan teypler kaldırılacak, şoförlerine tek tip elbise giydirilecekmiş, uygulamaya önce karşı taraf- tan başlanacakmış v.s. Şimdi minibüsçuler derneği başkanına soralım: Teyplerin kaldırılması acaba neden karar- laştırıldı? Yüksek sesle çalındıkları için mi, yoksa arabesk şarkılar çaldıklan için mi? Ya- ni, her iki durumda da (bir üçtincü neden yok- tur herhalde) halkın, yolcuların rahatsız edil- memesi mi amaçlanıyor? Bence bu, bir fan- tezidir. Dostlar alışverişte görsün diye şirin gö- rünmek için düşünülmüş bir şeydir. Bu dtişün- cenin insanlara saygı ile hiçbir bağlantısı ol- maz. Çünkü; minibüslerde yüksek sesle nite- liksiz müzik çalmması insana saygısizlığın çok küçük bir ayrıntısıdır ve bardağı taşıran kü- çük bir damladır. O kadar. Pratikte minibüs olayı toplumun yüzkarasıdır. Teyplere gelin- ceye kadar bakınız sırada neler var; önce şu bilinmelidir; minibüsle dünyanın hiçbir yerin- de insan taşınmaz. Ancak mal ve eşya taşınır. öyleyse minibüsün kendisi arabesktir, kural- dışıdır. Ama minibus buna karşın yine de yö- neticilerce iyi sayıhr. Çünkü, kırsal kesimden büyük kente akan insan seli elbetteki diğer alt- yapı sorunları ile birlikte toplu taşımacılık so- rununu da gündeme getirmektedir. Demek ki olayın çarpıkhğı kente göçten baş- lıyor ve minibüsle sürüyor. Minibüslerin tra- fikteki konumu trafik anarşisindeki payı, 14 kişilik minibüste 24 kişinin taşınması, şoför yolcu ilişkileri, şoförlerin keyfı ve kabadayı tu- tumlan, birbirini izleyen bu ve benzeri arabesk ve argo davranışlarla insanlar zaten minibü- sün içinde yolculuk yapmaktan çok stres içinde âdeta yaşama savaşı vermektedirler. Bu ko- numlarında insanlara ister davul zurna çalın ister teyp çalın ister uzun hava dinletin ister Beetnoven'in 5'nci Senfonisi'ni dinletin hiç far- ketmez. Bu bakımdan minibüslerin teyplerine hiç dokunmadan derhal kendilerinin kaldırılma- sı ve yerine insanın insanca taşmabileceği araç- ların konulması gerekir. Aynca günde ortala- ma 300 aracın katıldığı ve artık kilitlenme nok- tasına yaklaşan Istanbul trafiğinin kesin çö- zumünün iki önemli düğumunden biri bu, di- ğeri de şu anda tstanbul içinde çalışan ve sa- yıları birkaç bin olan trafik sıkışıklığının baş sorumlusu taksilerin her üç tanesinden ikisi- nin derhal trafik dışı bırakılması zorunlulu- ğudur. Böylece tstanbul trafıği sirkulasyonla rahatlayacak ve insanlar onurlan zedelenme- den yolculuk yapabileceklerdir. Bu bakımdan rahatsızlığı minibüsün teybinde değil, Anado- iu'dan tstanbul'a göçte aramak gerekmekte- dir. DURSUN KARACA Sanyer-tstanbnl J££fc LIRAYA INGILIZCE• Bütçenize, zamaıuruza, öğrenim ve dil düzeyinize uygun Genel İngilizce Kuslan, • Uluslararası TOETL, FCE ve MEB smavlanna hazırlanma olanağı, • Ögrencilerden dileyenleıe okol İngilizce deıslerini destekleyici progıamlar. * Aynca, ayde 106 bin, 149.900 TLM seçenekkrie Kayıt olun, avantajınm değerlendirin. KADIKÖY Eski Iskele Karşısı No: 3 Tel: 338 83 10 - 338 58 47 ŞİŞLİ Koca Mansur Sok. No 58 Tel: 130 81 91 - 132 72 52 BAKIRKÖY Hatboyu Cad. No: 16 Tel: 570 12 70-572 21 44 I.T.U. VAKFI EGITİM TESİSLERİ İŞLETMELERİ ilave bölüm dersliklerinde INGILTEREDE I GENÇ BAYN4LMI, Işie lırsal Itıjltere öe I h9b»ın AUPAIR1* ysp»a> beöava 6>«nr« İNGİLİZCE ve BİLGİSAYAR Sınıflan ile KONUŞMA KULÜBÜ açıyor. KAYITLAR YAPILMAKTADIR. ADRB» : İ.T.Ü. MAÇKA KAMPÜSÜ TEL : 143 16 27-140 62 15 143 31 00/2115 ve 441 9ı y p > İ Sı» 9*1 ûcntu Ingifaa hurtk lusUnnecUr yafar!anni2 <ârarıni2i b>nç*t verınız 0O&AM NT 0RGAMZAT10N I ders«k gûvence jemekor İNGİLİZCE FRAMSIZCA. Atnanca. 1 -15 laşıye • ÖZEL DERSLER (Ifycrinad* Evinzde. Kjrumumuzda) • İNGİÜZLERDEH Ingıizoe 155 61 3 9 • <¥<? INT. ORGANIZATIONl ^ ŞjhıtmuMar Cad. 37/7 Taksım-IST. I LISKUR SÜRÜCÜ KURSU Sürücü belgesi bizden alınır. Kadıköy: 336 02 79 Erenköy:359 30 68 Maltepe: 352 24 21 ENGLISH TEACHERS ARE REQUIRED FOR A LANGUAGE CENTER SATISFACTORY VVAGE+FURNISHED ACCOMMOOATION TEL (31) 125525 10 30-14 00 (31) 216737 After 21 30 BEN ATATÜKKÇÜ DEĞİLİM Nadir Nadi 10. bası 5000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yavınlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanöul Ödemeli gönderilmez. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Aramyor...Prof. Muammer Aksoy, 31 ocak çarşamba günü öldürüldü. Onu öldüreni bulmakla görevlendirilen polis ekibinin başındaki siya- sal polis şefi Yahya Kütük de 2 şubat cuma günü "tıkışçadan" (ınfarctusten) öldü. Kimi gazeteler, polis şefınin ölümünü büyük başlıklarla verdıler 2 şubat cumartesi günlü Hürriyet'in altı sü- tun üzerine başlığı şöyleydi: "Ankara Siyasi Polis Müdürünün... kalbi teröre dayanamadı. Profesör Aksoy'un cinayetini soruşturan 39 yaşındaki siyasi şu- be müdûrü Yahya Kütük, dün kalp krizinden öldü. Ankara Em- niyet Müdürlüğü'nde sabah saat 06.00'ya kadar Profesör Muammer Aksoy'un öldürülmesiyle ilgili soruşturmayı yürüten genç Emniyet Müdürü Yahya Kütük, yorgun argın evine döndük- ten kısa bir süre sonra göğsüne giren ağrıyla yere yıkıldı ve has- taneye kaldırıldı. Henüz 39 yaşında olmasına rağmen polis müdürünün kalbinin terör olaylan, gerilim ve aşırı çalışma yü- zünden yıprandığı belirtıldi. Yahya Kütük, Özal'a yapılan suikast girişimi ve Niyazi Adıgüzel'in öldürülmesi olaylarında da yoğun stres altında kalmıştı." Aynı günlü Sabah da haberi "öldüren Stres!" başlığıyla, Hür- riyet'le aynı boyda verdi. "Sabah" haberinde şöyle diyordu: "Yahya Kütük ün Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Muammer Ak- soy'un öğrencisi olduğu ve cinayetin işlenmesinden bu yana katili yakalamak için gece gündüz çalıştığı bildirildi. Yahya Kütük'ün dramatik ölümü polis camiasını şok etti. Kütük'ün cenazesi dün Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde düzenlenen törenden son- ra memleketi Aksaray'a gönderildi. Cenazeye daha önce katıla- cağını bildirdiği halde Başbakan Akbulut gelmedi..." Bu haberleri ülkenin her yanında olduğu gibi Afyon'un Sul- tandağı ilçesinin Belediye Başkanı SHP'li Yüksel Ozdemir de okudu. Yüksel Özdemir içinden şöyle geçirdi: — Acaba polis şefi Yahya Kütük, Muammer Aksoy'u öldüreni buldu da söyleyemeyeceği için kriz mi geçirdi? Yahya Kütük'ü 1980 başlarında Sultandağı kaymakamı oldu- ğu günlerden tanıyordu yakından. Yüksel Özdemir o zaman CHP Sultandağı ilçe başkanıydı. Kaymakam Yahya Kütük, MHP'lile- rin sözünden çıkmayan bir kişi! O zamanki MHP'lilerin isteğiy- le, CHP'lileri karakola getirtip dövdürüyor, işkence yaptırıyor. Yüreği o sıralar dayanıklıymış demek! CHP ilçe başkanı şimdi SHP'li belediye başkanı, Yüksel Özdemir de bu işkencelerden geçer. Yahya Kütük, Sultandağı'na, Artvin'in Borçka'sından gel- miştir; oradan ayrılırken de halk teneke çalarak uğurlamış, bit yüzbaşının yardımıyla ilçeden olaysız aynlabilmiştir. 12 Eylül ge- lince Yahya Kütük görevinden alınarak Eskişehır'de sıkıyöneti- me verilmiş, orada kırk beş gün gözaltında kalmıştır. Yahya Kütük'ün durumunu inceleyen Içişleri Bakanlığı müfettişi, "İda- recilik yapamaz" raporu vermiştir. Yahya Kütük, bundan sonra etkin olmayan görevlere verilir; örneğin kaymakamlıkian alınıp, Aydın Yazı Işleri Müdürlüğü'ne, Kırşehirde hukuk işlerine veri- lir. ANAP bir başına iktidara geldıkten sonra Afyon Valisi İhsan Dede'nin yardımıyla, yine kaymakamlığa döner. Daha sonra yıl- dızı parlar, emniyete geçer. Ankara Emniyeti'nde, işkence gö- renlerin gözleri bağlı olmasaydı da Yahya Kütük'ü yakından görebilselerde, ne derlerdi ne bileyım? Yok, "yüreği teröre dayanamamış"mış da yok "katili yakala- mak için gece gündüz çalışmış"mış da... Gazeteci arkadaşlar, haberlerini yazarken azıcık tıtiz davransalar ne olur sanki? Muammer Aksoy öldürüldükten sonra soruşturmayı yapan po- lis görevlileri, Atatürkçü Düşünce Derneği'ne neredeyse çullan- dılar. Sanki katili değil de Muammer Aksoy'u anyor gibi bir halleri mi vardı? Doğrudan kitaplara, evraklara saldırmışlardı. Atatürk- çü Düşünce Derneği'ndeki yakın arkadaşlarının anlattıklarına gö- re Aksoy bu "Atatürkçü Düşünce Derneği"ne bir sığınmışlık içindeydi. "Atatürkçü Düşünce Derneği" onun yıllardır çalıştığı bürosuydu. Aksoy, arkadaşlarının hepsine birer anahtar vermiş, "gece gündüz demeyin, gelin buraya, oturun, çalışın!" demişti. Derneğin asıl başkanı olarak Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nu gö- rüyor, "Ben onun adına burada başkanlık yapıyorum" diyordu. C«lil Gürkan, Mustafa Altıntaş yardımcılarıydılar. Anıl Çeçen genel yazman, Mustafa Coşturoğlu'yla Selahattin Canbay genel yaz- man yardımcılan oiarak seçılmişlerdi. Rezzan Akyollu genel say- mandı. Yönetim kurulu üyelerı de şöyleydi: Ahmet Boyacıoğlu, Kâzım Yenice, Hicri Fişek, Hayri Balta... (Aksoy'un öldürülme- sinden sonra başkanlığa Celil Gürkan getirildi.) Aksoy'un "Atatürkçü Düşünce Derneği" olarak kullanılan bü- rosu, evine üç yüz metre var yoktu. Aksoy'un öldürüldüğü 31 ocak çarşamba günü, saat 18.00'e dek büroda Celil Gürkan'la birlikte çalışmışlardı. Aksoy, 3 şubat cumartesi günü, Türk-İş sa- lonunda yapılacak, Danıştay yasasında değişikliklerin görüşü- leceği açık oturumun çağrı kartlarını imzalıyordu. Celil Gürkan: — Ben Ulus'a kadar çıkacağım, küçük bir işim var... dedi. Mu- ammer Aksoy, o ayrıldıktan sonra kırk, kırkbeş dakika daha ça- lıştı. Büroda daktilo işlerine bakan genç Celalettın Altıntaş'a: — Ben gidiyorum, haydi eyvallah! deyip ayrıldı; üç yüz metre ötedeki evine yollandı. Yolda ekmek aldı. Kapıdan girince, Celil Gürkan'a göre katil içeride saklanmış olamazdı. Büyük olasılık- la, Aksoy arkasından; — Hocam, bir dakika! diye bir ses duydu. Geriye döner dön- mez de katil kurşunları yağdırdı! Hüsnü Göksel'le konuşuyorduk. O: — Bu, Muammer Aksoy'a yakışan bir ölümdü! dedi. Elbette terörü kimse istemez, ama Muammer, trafik kazasında filan de- ğil, böyle ölürdü! Picasso ile ilgili bir fıkrayı anlattı. şöyle: Picas- so'nun bir matador arkadaşı vardı, bir gün Picasso'ya; "matadorluğu bırakacağını" söyledi. Picasso arkadaşına: — Sen nasıl bırakırsın matadorluğu? dedi; senin onurlu ölü- mün boğanın boynuzunda olacaktır; benim onurlu ölümüm de tuvalimin karşısında, resim yaparken, fırçam elimden düşerek olacak! Maltepe Camisi avlusunda bekleşirken, bir arkadaşıma şöy- le dedim: — Katil, buraya gelmiş olmalı! Ayrılamaz buradan... Arkada- şım, tanımadığı yüzlere bakıyormuş bir bir, "Katil bu otabilir mi?" diye. Anyormuş katili yüzlerde... TEŞEKKUR Magnetik Resonans Görüntüleme Merkezi, 30 Ocak 1990 tarihinden itibaren hasta kabulüne başlamış bulunmaktadır. Açılışımıza çiçek, telgraf gönderen ve bizzat katılan tüm TIP CAMÎASI, TRT, Basın kuruluşlarına dost ve yakınlarımıza saygı ve şükranlarımızı sunarız. Magnetik Resonans Görüntüleme Merkezi ABDİ İPEKÇİ CAD. 79 1 POLAT SARAY TEL 131 28 38 131 28 39 İTALYAN KÜLTÜR DERNEĞİ , Meşrutiyet Caddesi No 161, Tepebaşı-lstanbul YENİ DÖNEM İTALYANCA DİL KURSLARI 12 Şubat 1990 pazartesi günü başlayacaktır. Kayıtlar: Pazartesi, Salı, Perşembe ve Cuma gunleri saat 10.00-1230 ve 17.00-19.00 arası, Çarşamba günlerı saat 10.00-14.30 arası Tel. 144 98 48
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle