25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 ŞUBAT1990 İNSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N TOPHANE RIHTfMINDA ŞENLIK CUMHURİYET/7 G Ö R Ü Ş Avize Bir ülkenin üniversitesinde göz kamaştıncı bir avize gibi asılıydı hâlâ. Yirmi yıldır ışık vermeyen bir avize. üchtenberg Koyun eğiliminin yükselişi TÜRKlYE'yi borsa heyecanı sar- dı. Bilen, bilmeyen parayı cebine koyan soluğu Tophane rıhtımın- da alıyor. Anadölu'dan gelmiş iri kıyım bir adam elınde 4-5 milyon para borsa komisyoncusu Emin Ertem'e yaklaşmış, rica ediyor. "Bana endeks al.." Hisse senedi piyasasında en- dekslerin yükseldiğini duymuş. "EndeksM i de hisse senedi zanne- diyor ve istiyor. Komisyoncu öy- lesine kızmış ki adamı öfke ile kovalıyor. Bir başka öğretmen çevrede dolanıp duruyor. Bitlis'ten gel- miş. Okul yaptırma derneği için para toplamışlar. Bu parayı yeter- siz bulunca çoğaltmak için bor- sada oynamaya karar vermişler ve öğretmeni Bitlis'ten yola çıkar- nruşlar. Milletvckilleri Borsada oynayanlar sadece böylesine pek de fazla bir şey bil- meden para kazarunak için koş- turanlar değil. Aralarında Anka- ralı siyaset adamları, railletvekil- leri, bazı bakanlar ve önemli ga- zetecilerih, bürokratların da bu- lunduğu pek çok kışi borsada ka- zanıyor. Milletvekillerinin, bürokratla- nn oynama biçinüeri daha "ra- fine". Aracı üyelerin Ankara bü- rolarından geçiyor. Bürokratlar aracı banka ve bankerlere tele- fonlar edip talimatlar yağdınyor. 300-500 milyonlarla oynanıyor, kısa sürede kârlar katlanıyor. Borsadaki canlılık Toplu Ko- nut ve Kamu Ortaklığı İdaresı eliyle canlandınhyor. Devlet bi- linçli bir biçimde hisse senedi pi- yasasını yükseltiyor. 1980'den sonra yükselen ranti- ye sınıfı son zamanlarda faizden, dövizden, gayri menkulden, al- tından elde edemediği kârın bor- sada olduğunu görünce bu kez borsaya hücum etti. Borsa halka kapatılınca karşıdaki Koıuma Tarım bınasırun odaları doldu. Burada çalışanlara baklava kutu- ları gibi hediyeier vererek üst kat- tan borsayı gözlemeye çalışan SIRKECI'DE BITMEYEN KARGAŞA Sirkeci'de akrobasi yapan yayalar. (Foıograf: Muharrem Aydın) İşhanının tahta perdesi StRKECt'nin kaldınmlann- dan günde 1-2 milyon insan akıyor. Sabahları vapurlardan inenler Cağaloğlu'na, Beyaat'a doğru seyirtiyor, işyerlerine da- ğılıyor, kimi tren için istasyona koşuyor. Akşam da ayru yollar- dan geri dönüş başlıyor. İnsan ve araç trafiğinin en yoğun olduğu Sirkeci kavşağın- da yayalann her gün katlanmak zorunda kaldıklan manzaralar- dan biri havanın iyi olduğu günlerde seyyar satıcılar ile kaplanrruş üstgeçit. Yağışlı gün- lerde ise aynı üstgeçit 5 santim kalınlığında bir çamur tabaka- sı ile kaplı oluyor. Üstgeçitten inenler daha son- ra tam köşede Acarerler'e ait Antalya Hanı'nın iki yıla yakın bir süredir tahta perde ile kapa- tılmış inşaatının yanında akro- basi yapıyorlar. Vapurlardan boşalan insanlar bu bir metre- lik yerde bir yanları tahta per- de, bir yanlari demir panriak- lık sıkışıp kahyorlar. Bazılan yollara taşıp araçlarla içli dışh oluyor, Âcarer Han'ın sahipleri Ali ve Kâmil Acarer kardeşler ise inşaat konusunda anlaşmazlığa düşmüşler. Binanın etrafını tahta perde çevirmişler, inşaat sahası olduğu gibi duruyor. Belediye dahil tüm ilgililerin de kılı kıpırdamıyor. İnsanlar da bu işkenceye ses- sizce katlanıyor. Tahta perde ile elektrik diregi arasındaki çuku- ra yağmurlu havalarda su biri- kiyor. Böylece uzun atlama ve paça, ıslatma rekor denemeleri de yapılıyor. Sonra da «ygarlık, çağ atlama sözlerini dinleyerek oyalanıyoruz. KÖPEK SAYIMI AOTURKTEN AKBULUrA DEGIŞEN İsyiçreli köp'ek olmak tSVİÇRE'de her yıl düzenli olarak köpek nüfusu sayınıı var! "Para-otel-cikolata ve bankalar diyan" olarak tanı- nan İsviçre'de, hükümet, 1978 yılında "tarihi" bir karar ala- rak köpek sahiplerinin her yıl sevimli-sadık hayvancıklarını belediye kayıt bürosuna bildir- melerini zorunlu kılan bir tü- zük hazırlamıştr. Söz konusu tüzükte, sadece hayatta olan değil, o yıl içinde ölen ya da satılan köpeklerin de belediyeye kayıtlannın yap- tırılması şart koşuluyor. Bele- diyelerin tüm ikametgâh ve iş- yerlerine gönderdiği turuncu renkli bildiri uyannca köpek sahipleri, hayvanlarını tasma- lanndan tutarak aşı belgeleriy- le birlikte belediyeye getirip ka- yıt ettirmek mecburiyetindeler. Yani sayım günü sokağa çıkma yasağı yok! Aynı bildiride şu uyarılara da yer veriliyor: "Belediye, kö- pek sahiplerine, Polis Tüzüğü uyarınca, hayvanlarm, kamu düzen ve güvenligini bozabile- cek şekilde başıboş bırakılma- malan gerektiğini hatırlatır. Her köpeğin mutlaka bir tas- ması bulunmalı, tasmanın içinde de sahibinin adı ve ad- resi yazılı olmalıdır. "Köpek- lerin, av mevsimleri dışında "çayırda bayırda" salıverilme- mesi gerektiğini de belirten be- lediye bildirisi, konuya acıkhk getirmek için şu ayrıntıyı da vermiş: "Sahibinin meskenin- den en fazla 200 metre uzak- ta, tasmalı bile olsa, sahibinin denetimi dışında olan köpek, başıboş köpek olarak tanım- lanmakta, bu durumda bulu- nan köpekler ve sahipleri hak- kında yasalann öngördüğü ge- rekli takibat yapılmaktadır!' Cenevre'nin Bogis-Bossey Belediyesi'nin söz konusu bil- dirisini gazetemize gönderen bir TC yurttaşı, bildirinin ar- kasına şu notu düşmekten kendini alamamış: "Gördüğü- nüz gibi zengin uluslar sıkın- tıdan böyle şeylerle uğraşıyor- lar. Dolayısıyla zenginlik iyî bir şey değil galiba..." Bizim Medeni Kanun, Isviç- re modelinden esinlenmişti de- ğil mi? i» Akbulul okul panoiarında. (Fotoğraf: Uğur Günyüz) Eser yerine gayret OKULLARIN duvarlarına öteden beri Atatürk'ün öğret- menler ile ilgili sözlerini içeren panolar asılır. Yine asılı duran bu panolarda Atatürk öğretmenlere şöyle sesleniyor: "Oğrelmenler, yeni nesli, cura- buriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksi- niz. Yeni nesil sizin eseriniz ola- caktır... K. Atatürk..." Şimdilerde okullara Atatürk- ün bu sözlerinin yer aldığı pano- lann yanına Başbakan Yıldırım Akbulut'un kocaman birer fotoğ- rafı ile altında şu sözleri asılı: "Medeniyetin yaratılmasında biiyiik payı olan öğretmenlere la- yık olduklan önemi vermenin ka- rarlılıgı ve gayreli içindeyiz. Yıl- dınm Akbulut." Yani Atatürk öğretmenlere ye- ni kuşaklann yetiştirilmesini emanet ederken o dönemden bu döneme toplumdaki gücünü ve etkinliğini giderek yitiren öğret- menlere ancak "layık olduklan önemi vennek için gayret" sözü veriliyor. Yeni nesilleri yeni bir eser olarak yaratmak görevinden, layık olduklan şekilde önemsen- me sözüne kadar başaşağı giden bir süreç yaşaımışız son 50 yılda öğretmenlerimize... Hayati Bey'in deöinmeleri Perhiz ERBABl, "İçki bahane, maksat muhabbet" der. Bu bilge sözleri hafıfe aimamak gerek. Ak- şamları "bir iki tek atmanm" gerekçesi aslmda budur. Ama "bahanenin" giderek asıl maksa- dın yerini aiması tehlikesinden de kuşkusuz, uzak . durmah. Ünlü Amerikab mizah ustası Mark Ttoam, sigara için söyfemiş gerçi, ama üstadın bü sözlerini pekâ- lâ içki için de kuilanmak mümkün. "Bırakmak raj, demiş üstad. Çok kolay. Ben iki bin kez bıraktımr' Evet, içkiye ara vermek hiç de kolay defüdir. Düpedüz bırakmak için de çoğunlukla ira- de bile yetrnez, yürek îster. İçkiye zaman zaman ara verme işini en iyi başaranlardan biri Fethi Naci dostumuzdur. îçkij-e karşı özel bir düşkunlüğü olma- masına, her zaman ölçülü içmesine karşın Fethi Naci, zaman za- man içkiye ara verir. Karaciğeri iyice dinlendirir. Bir süredir or- talıkta görünmüyordu. Kendi kendime Fethi Naci dostumuz, yi- ne üç aylara girmi? olmatı diye düşönüyordum. Geçen gün Er- dal Oz'e rastladığunda, "Yahu Naci nereierde" diye sordum. Gül- dü: "Perhiz yapîyor" dedi. '*Tahmin etmiştim" dedim. Arada bir bunu yapar. Karaciğeri bir güzel kalafata çeker. Umarım Hava- na puroiarına da ara vermiştir. Böyle bir işe soyununca insan tüm "muzarafattan" uzak durmah. "Öyle" diye yanıtladı Erdai öz. Anıa pek keyifsiz. Gün boyu, gelsin çay gitsin kahve. Gma getir- miş. "Yani çok mu kahve çay içiyorf' Çokmuş. Sordum: "Bir bü- yüğü buluyor" dedi! uyanıklardan başlayarak çevre kahvelere kadar taşan alım satım heyecanı dürbün, telsiz, telefon gibi araçları da devreye soktu. Borsa "Koynn egilimi"nde. Yeni bir umut Borsa çevrelerinde bilinen üç eğilim var. "Boğa egilimi" canlı borsayı ifade için kullanıhyor. Fi- • yatlann sürekli tırmandığı, alım satımlann canlı olduğu piyasalar böyle tanımlanıyor. "Ayı egittmi" hisse senedini alıp ağır ağır yük- selişini bekleyenlerin, hemen ha- reket etmeyen borsaların tanımı için kullanılıyor. Koyun eğilimi ise birilerine ba- kıp oynayanlan anlatıyor. Kim hangi hisse senedini almaya baş- Iarsa, hızla kazanmak isteyenler onun peşinden gidiyor. Aynı şe- kilde satış başlayınca da hemen herkes aynı hisseleri satmaya baş- lıyor. Yani düşünmeden, koyun gibi birkaç kişinin ardından gi- diliyor. 1980'lerin başlannda banker- zedeleri doğuran olay şimdi de borsada yaşanıyor. Bir süre son- ra ciddi bir kriz ile borsazedele- rin doğması kaçınılmaz görünü- yor. Ama ne gam. Şimdilik alan kazanıyor. Umudumuz borsa... AKTÜEL TIP DERGİSİ Sendrom TIP fakültelerinden mezun olup ihtisasmı yaptıktan sonra çeşitli il ve ilçelere dağılan dok- torların en önemli problemlerin- den biri Türkiye'deki ve yurtdı- şındaki gelişmeleri izleyebilmek. Tıpta yeni buluş ve yöntemlerden haberdar olabilmek için yerli ve yabancı yayın bulabilmek. Tıp konusunda özgün yayın- lar yapan Sendrom dergisi ABD'de yayımlanan Postgradu- ate Medidne dergisi ile bir an- laşma yapmış. Artık Amerika- daki gelişmeleri de yansıtmaya başhyor. Logos Yaymcılık'ın çıkaıdığı Sendrom dergisinin yönetmeni Dr. Erol Gezeroglu dergilerinin hekimleri dünyadaki gelişmeler- deo de haberdar etmek amacıy- la bu çalışmayı yaptığını belir- tiyor. Postgraduate Medicine'nin Yayın Yönetmeni Glen C Grif- fin de Sendrom'a bir yazı gön- dermiş. Tıbbi konulardaki yayın anlayışını şöyle dile getiriyor: "Tıp fakültesindeki ilk gü- ı nümde medikal yazılan bir gün açık ve anlaşıhr haie sokmak için calışacağıma dair kendi ken- dime söz vermiştim. Bu röya gerçek oldu..." Dergilerine halen tsrail, Ingil- tere, Çin, Litvanya, Rusya gibi değişik ülkelerden mektuplar geldiğini ve bilimsel makalelerin Mayo Klinik uzmanlarından başlayıp küçük veya büyük yer- leşme merkezlerinde hastalanyla ilgilenen birçok doktora kadar kesin ve detaylı incelemeden.ge- çirildiğini, medikal açıdan doğ- ru olduğu onaylandıktan sonra yayımlandığını bildiriyor. Doktorlara duyuralım dedik. KAHVECİ'NİNÖNERİSİ TV'ye çevre spotları BODRUM Gönüllüleri Birli- ği'nin hazırlayacağı çevre konulu spotlar yakında televizyondan gösterilmeye başlanacak. Senar- yosunu gönüllülerin başkanı Saynur Gelendost'un yazdığt spotlarda oynayacak kişiler de yine gönüllüler olacak. Spotlarda, denizlerimizin, kı- yılarımızın, ağaçları kesilmiş koylarımızın durumlan anlatıla- rak gönüllülerin yaptıklan çev- re çalışmaları yer alacak. Gelendost, bu fikrin kendile- rine Adnan Kahveci tarafından önerildiğini "söyleyerek şunlan anlattı: "Adnan Bey buraya gelmişti, kendisi de zaten bizim olaylan- mızı destekler. Bize dedi ki 'Si- zin bu faaliyetlerinizi anlatan, ama profesyonel olmayan, her şe>i sizin oluşturaeağınız spotlar hazırlayın'. Zaten benim de ama- cım gönüllü bilincini yaymaktı. Bu çok güzel bir olay oldu. Oturdum senaryosunu ben yaz- dım. Kaiıveci'ye de gönderdim, o da çok beğendi. Televizyonda uzun bir süre gösterilecek sanı- yonım. Oldukça geniş bir çevre- de çekim yapacağımız ve birkaç lekne kullanacağımız için o1a- naklan zorlayacağız. otunıp he- sabını çıkartacagız. Ama şu an- da teknik tarafını ve masrafla- nnı kimin karşılayacağını bilmi- yorum." Gelendost'un söylediğine gö- re çekimlere bu hafta başlana- cak. Ancak masraflar karşılan- mazsa nasıl başlanacak bilemi- yoruz. Adnan Kahveci önerdiği- ne göre bir düşündüğü olsa ge- rek. HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK ise kalm . bontukiar oğlurrt Çönkû ^d~pf HIZLI GAZETECİ NECDETŞEN 3ÖRBV KA&UL Y ÜÜ YBNi &R OBNBL MERKEZ OLOSMVSTuJ?. BU KOHUOA ZATtAüfiliZı AtiCÛK ONLAÇ AİPIfJLATaBİU/?. TABıı SIZLE İSTâitiPELERSE S öÜ$ AÇIKLAYA&ILECEK 0URUMPA OIOV6U PA p ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN ECtLİR KEMAL GÖKHAM GÜRSES GARFIELD jm DAVJS TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA\ 15 ŞUBAT NUMAN MENEMENCIOGLU.. 1SS8 'D£ &U&ÜN, ESKİ HAH(CİYE (ptflŞLEKl BAKANt) NUMAN MEA/EMEMCİO6LU 66 YAŞtHPA ÖLMÜfrU. *9f4 'TE, LOZAH ÜMÎ- VERSlTESt'Nİ girig.EJZ.EK. YU/SOA PÖKIEN VE OSMAMU UARİCJYEStNE S'/PEıV NUMAM BEY, MEMUR OLAgAIC BlKÇO KEMTİNDE ÇJUŞMtfTr. 494-2 Y/L/NPA, BUL 'PAN MtLLETVEKlL/ SEÇİLEM MENEMENCİO6LU, KUgULAN HLHCÜMET^!; HAKİCİYE {SEKıLLrĞ/ME 6Err£/LMİÇrî. ZT- 8U GÖREI/PE, pEA/Ey/MLI BİK OUUZAK 6ÜÇ DUtZUMLAieiN t/E LARtN ALTrMDAM 8AŞA&YLA Menemetıcioj/u meclis kiirsu- sünde •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle