Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
75 ŞUBAT 1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN „*
Mlöeofcioı: Genel Mûduıtûjû'nden alınan
bılgıye göre Sutur bögelenmız parçaiı ÇOK
bulutlu Marmaranınbaüsı uyEgeveSa
tı Afcdenz dışınrja kafen tûm yurtb yaflışi.
geçecek Yagışlar yer yer etkıi « sûrekiı ot-
mak ûffire geretUe yağmur Bat ve Orta Ka-
radenı/tn ıç keamlen. Iç Ege ve Iç
Anadolu nun yüfâtk kesımlemde Kaıla ka
nşık yagmur ve kv. Dogu Anadoiu'nun kı.
zey ve doğusunda lar şettnde »acak Hava
sraklg değışmeyecek. R&gâr guney ve tntı
'yönlerden orta kuvvetie. yer yer kuvvetlı ve
kısa sûreu fırtna şeklınde esecek Oenızle-
nmızde ruzgaı Oogu Karaöenc kıbfc ve ke-
SışJemeden ötekı denızlerımızrje gûnbatısı
ve lodostan 4 6, Batı Karadenız Güney Ege
ve Hiena.it 7-8 uv.«t,no«. saaîte 16-27.
Batı Karadenız. Guney Ege ve Akdernz'de
33-40 der»z mrtı tıda esecek. Dak}a yûksek-
tğ 05-1 5 m yer yer 2 BaC Karadene Ege ve Afedenz açıksar;nda 3-4
m dolayında Dulunacax Van Gâü nde hava Co* bukrtu ve kana «arısık
yaSmur ve <ar yağ sıı geçecek Ruzgâr gûney ve batı yonlerden orta kuv-
vette. yw yeı kjvvetice esecen
Adana
Adapaza'
Adıyaman
Afyon
Agrı
Ankara
AnOkya
Antalya
Artvın
Aydın
Baükesır
Bılecık
Bıngöl
Bıtls
Bohj
Bursa
Çanakkale
Çorum
Denizlı
Y U° 9" Dıyartator
Y 10° 4°Edırne
Y 9° 5"Eroncan
Y 7° 1° Erzurum
* 1° -4° Estasetııı
Y 7° 2°Gazjanlep
Y 15° 11° Gıresun
B 15° 5° Gümüşharte Y
Y 12" 6°Hakkâr
B 14° 4°lsparta
B 10° 5
0
rsOnbul
B 7° ytzmır
K 3°-1° Kars
K 4°-î°KasBmonıı
Y 6" 2°Kaysen
B 10° 5° Kırkbrek
B 11° 6°Konya
Y 8° 3°K6a»va
Y 11° 4°Malatya
i2° 5° Wamsa
10° 2°KMaras
e 1° Mersın
2° -3° Mu«la
7° 1°MdS
9° 5°Nığde
16° 10° OrrJu
7° 2°ft2e
2° -2° Samsun
•" 3°S«rt
8° 5°Sino()
14° 6°Swas
-1° -7° Tetordağ
5° 2°Tralızon
8° 4°Tunceli
9° r u ş a k
8° 2°Van
6° 2°Yozsal
9° 4°Zongu!dak
B 14° 4°
¥ 10° 5°
'i 13° 9°
B 13° 2°
1. 0°-3°.
V 6° 3°
Y 16=10°
16° 8°
Y 15= 10°
Y 10° 3°
Y 12° 9°
Y 3° 0°
B 9° 3°
17° 8°
6° 3°
8° 1°
4° 1°
10° f
A-aç * 8 DUILII*J G-gunesn * nartt S s s« v yagrnur u
AmslerdaTi Y 7°
Amman B 16°
Atun
Bağdat
Barcakvu
Basel
Belgrat
Beılın
DUNYA'DA BUGÜN
Bonn
Brükser
ftfeLtiiV
B 12°
Y 13»
B 18°
Y 8°
Y 5°
Y 8°
Y 8°
Y 8°
Y 4°
Y T
B 20"
A 19°
A 18°
Y 8°
Y 15°
K 3°
B 17°
Y 5°
Y 8°
Y 14°
K 2°
Y 8°
B 15°
Y 11"
B 1°
K 1°
Y 7°
B 8°
K 2»
B 10°
Y 4°
Y 19°
B 15°
Y 4°
Y 13°
B 10°
B 7°
K 2°
Y 10°
B 6°
Vttstangton 8 7°
Zûntı Y 8°
Lenıngrad
Londra
MajnrJ
Muano
Momreal
Mostora
Münırı
Nev» York
Osto
Pans
Prag
Riyad
Roma
Sofya
Şam
lelAnv
Imus
Varşma
Venedılı
viyana
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Kısa zamanda ye-
tişip boy attığı için
gölge ağacı olarak di-
kilen, kötü kokulu bir
ağaç. 2/ Boksta \"uru-
lan bir yumnık çeşidi.
3/ Guney Afrika
Cumhuriyeti'nin pla-
ka işareti... Bir yuze>'
ölçüsu birimi... Kay-
nağı mitolojık çağla-
ra dayanan kirişli bir
çalgı. 4/ Mersin ya-
kınlannda kurulu
olan petrol arıtım te-
sisi... Zayıf, cılız. 5/
Başıyla kanat ve kuyruk tüyleri aynı
renkte olan guvercin. 6/ Ray üzerinde
işleyen bir laşıma aracı... Selenyum ele-
mentinin simgesı. 7/ Bayat olmayan...
Susamurundan elde edilenpost. 8/Ja-
pon lirik dramı... Yurdumuzun batısın-
da bir korfez. 9/ Bürumcük cinsinden
ince bir ipekli.
YUKARIDAN AŞAĞ1YA:
1/ Argoda rakıya verilen ad. 2/ Bir
hayvan... Tahılları ya da salkım halin-
deki meyveleri meydana getiren tohumlardan her biri. 3/ Bir no-
ta... Erkeklik ve dişiliğin belirlenmesınde rol oynayan kromozom.
4/ Büyük kent serserisi... Renyum elementinin simgesi. 5/ Bir mey-
ve... Su... Tavlada bir sayı. 6/ Bir akademik unvanın kısa yazılışı...
Hoşa gitmej'en davranışlarda bulunan kimse. 7/ Eski bir Türk yaylı
çalgısı... Sınır nişam. 8/ Ziyaret eden anlamında e»ki sozcük... Bir
kanal içinde hareket ederek açılıp kapanan perde. 9/ Rayların altı-
na yerleştirilen demir ya da ağaç parça.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Yunan güzeli
15 ŞUBAT 1930
Paris'teki beynelmilel güzellik musabakasına. siyasî bir
mahiyet verrfıek, hele birinciliği Yunan güzeli kazandığı
için, bu beynelmilel güzellik maçını bir Türk-Yunan
rekabeti şeklinde tasavvur ve te\ehhüm etmek manasız
bir harekettir.
Çünkiı bu musabaka, .esasen yalnız iki milletin değil 20
milletin güzelleri arasında cereyan ettiği için bö>le bir
faraziye abestir.
Bu noktayı kaydetmekle beraber diğer bir hakikat daha
var ki o da, muhtelif resimlerine nazaran, Mel.
Diplaraku'nun 20 kraliçenin en güzeli dehilecek müstesna
bir letafette olmadığıdır. Bu cihet Fransız'ca
Illustration'dan ve diğer Avrupa gazetelerinden naklen
dercettiğimiz ve Yunan gazetelerinde gördüğümüz bütün
reSimlere nazaran böyledir. Biz, ba nokta hakkında,'
resim, bir güzelin bütün güzelliğini gosteremez; belki
Mel. Diplaraku, diğerleri kadar fotojenik defildir; diyip
geçıyorduk.
Halbuki Paris'ten aldığımız
hususî bir mektup ve bir,
Yunan gazetesinde
gordüğumuz bazı tafsilât
hakemlerden bazılannın tesir
altında kaldıklarını ve
bunların Belçika, Almanya,
Danimarka, İtalya, Lehistan
güzelleri gibı, en ziyade
beğenilen güzellere karşı
Yunan güzeli lehinde rey
verdiklerini bildirmektedir.
IUI a ğ r ı s ı
ıtık ağrıUrı
CMı laamıjla mtm >4«>k .a»
'Spirosal,,
*• >»ni-.
w
*rtai ma J».
Mesai saati
Bir kariimiz dün neşrettiğimiz bir mektubunda devairde
mesai saatlerinin değiştirilmesi luzumunu ileri sürüyordu.
Filhakika bu kariimizin dediği gibi sabahleyin saat
sekizde işe başlayıp on dörde kadar bilâfasıla çalışmanın
hem memur ve hem de deviet için büyük faideleri vardır.
Kariimiz bu husustaki mutaleasında çok isabet etmiştir.
Netekim Avrupa'nın ekseri yerlerinde de bu usul tatbik
edilmektedir. Bu sayede memurlar lokantalarda yemek
yemekten kurtulacakları gibi akşam erkenden yatıp
elektrikten de tasarruf edeceklerdir. Diğer taraftan
yemekten sonra çoken rehavet olmıyacağı için daire işleri
de daha seri ve daha muntazam bir surette görulecektir.
30 YIL ÖNCEOımhurİYei
Menderes'in nutku
15 ŞUBAT 1960
Bugün öğleden sonra Antakya'dan |
otomobille ayrılan Başbakan
Adnan Menderes, saat 15.40'da
İskenderun'a geldi ve tezahüratla
karşılandı.
Menderes, İskenderun'da 27
dakikalık konuşmasında,
muhalefeti nifak cephesi olarak
nitelendirdi ve muhalifleri "Vatan A. Menderes
Cephesi"ne geçmeye davet etti. İskenderun'un yakında il
haline de getirileceğini söyleyen Menderes, konuşmasında
iktisadi inkişaf ve kalkınma meseleleri üzerinde de
durdu. Başbakan dedi ki:
'— Memleket ufuklarında bize endişe verecek bir hal
olmadığı halde, memleketimiz \e milletimiz her gun biraz
daha suratle ilerlemekte olduğu halde, bir kısım insanlar
bunu çekemeyerek, memleketimizde işlerin kötu gitmekte
olduğunu söylemekte, hurriyet, adalet ve müsavat yoktur
diye bir nifak politikasını memlekette tatbikata
koymaktadırlar
Hiç bir kuru tehdidin tesiri altında kalacak insanlardan
değiliz. Nifaka her zaman dur demesini, nifakı
kahretmesini bileceğiz. Aziz İskenderunlular Vatan
Cephesi'ne..!'
Menderes, bu gece 21.30'da Adana'ya müve müteveccihen
Iskenderun'dan aynlmıştır.
GEÇEN \TLBÜGÜ1NCumhuriyet
Duna'ya soruşturma
15 ŞUBAT 1989
Ankara Cumhuriyet Savcılığı, SHP'nin Başbakan Turgut
Özal ile Sanayi ve Ticaret Bakanı Şukru Yurur'un "seçirn
yasaklarını ihlal ettikleri" gerekçesıyle savcılığa vaptığı
suç duyurusunun, "dokunulmazlıkları bulunması"
nedeniyle Adalet Bakanlığı'na gönderilmesine karar
verdi. Savcüık, aynı suç duyurusu kapsamındaki TRT
Geneî Mudüru Cem Duna ve Türkiye Şeker Fabrikaları
Genel Mudüru Orhan Özozan hakkında ise soruşturma
açtı.
T4RTIŞMA
Ermeııi Sorunu
Yalan, iftira ve etnik çatışmalar çıkarma yöntemleri ile haksız
kazanç sağlama girişimlerinin neden olduğu facialar bir
insanlık trajedisi boyutlanna ulaşmıştır.
Ermeni karar tasarısını oylamaya hazırla-
nan Amerikan Kongre üyelerme bazı gerçek-
lerin açıklanması yararlı olacaktır. Kurluluş
Savaşımız sırasında Ermeni sorunu Amerikan
Kongresı'nde tanışılmış se sonuca bağlanmış-
tır. O tarihte olayların gorgu tanıklan sağ ol-
duklarından, gerçeklerin ortaya çıkartılması
kolay idi. Amerika için en onemli tanıklar ıse
Dogu Anadolu'da gorev yapan Amerikalı
misyonerler idi. Kongrede konu ile ilgili ola-
rak yapılan konuşmaları o tarihte Amerika ve
İngiltere'de yayımlanmış olan dergılerde oku-
dum. Bir Kongre üyesi Ermeni olaylannı şöyls
açıklamıştır:
"Var sayın ki güne> komşumuz Meksika
çok güçlü bir devlettir ve ABD'ye saldırmış-
br. Bu durumda gune> ejalederimizde >aşa-
yan İspan\ol asıllı vatandaşlar Meksikalılar-
la birleşerek Amerikan ordusunun gerisinde
sabolaj eylemlerine girişseler ve İspanyol kö-
kenli olmayan \atandaslara saldırsalardı,
Amerikan yonetimi bu saldırganlara ne >apar-
dı? Kuşkusuz onlan ordunun gerisindeki böl-
gelerden uzaklaştınrdı. İşte Osmanlı yoneti-
mi de bunu yapmışlır. İklim koşullan ile ula-
şım zorluklannın kayıplara neden olduğu bu
göç sırasında Amerikan misyonerleri Osmanlı
\önetiminin izni ve desteği ile göçmenlere el •
lerinden gelen jardınıı vapmıslardır. Genel so-
nuç olarak bu bölgede Ermeniden çok Turk
yaşamını }itirmiştir."
Bunlan söyleyen Kongre üyesi, Türklerin
Ermeniler tarafından katledilip toplu mezar-
lara gömuldüklerini ve camilere doldurulup
yakıldıklannı ve ayrıca bu olayların Rus sa-
vaşından önce İngilizlerin kışkırtması ile baş-
ladığını ya bilmiyordu ya da söylemek iste-
memişti. Erzincan'daki Rus Konsolosu'nun
savaştan önce Moskova'ya gönderdiği ve son
aylarda açıklanmış olan raporunda, Ermeni-
lerin, tngilizler tarafından kışkırtıldığı \e her
çatışmanm Ermeniler tarafından başlatıldığı
açıkça belirtilmektedir.
Eımeni olayını Meksikalılarla ilgili birvar
sayıma dayalı olarak açıklayan Kongre üye-
sinin ne kadar haklı olduğu, 2. Diinya Savaşı
sırasında kanıtlanmıştır. Hiçbır suçu olmayan
Japon asıllı Amerikan vatandaşları Amerikan
yonetimi tarafından toplanmışlar ve savaş sü-
resince tel örguler arkasında hapsedilmişler-
dir.
Eğer Amerikalı politikacılar insancıl amaç
guduyorlarsa, yaratacakları anma günune şu
adı vermelidırler: "Çıkarcılar tarafından hak-
sız istekler doğrultusunda kıskırtılan azınlık-
iann kendilerine ve baskalanna verdikJeri za-
rarları anma ve etnik gruplann çıkar amacı
ile birbirlerine karşı luşkırtılmasını kınama gü-
nıi."
Yalan, iftira ve etnik çatışmalar çıkarma
yöntemleri ile haksız kazanç sağlama girişim-
lerinin neden olduğu facialar bir insanlık tra-
jedisi boyutlarına ulaşmıştır. Bu trajediye son
vermek herkesin gorevidir. Suça doğrudan ka-
tılanlar kadar, suçu görmezlikten gelenler de
tarih onunde sorumlu olacaklardır. Aynca Er-
meniler kullanıldıklannı ne kadar geç anlar-
larsa, kendilerinin ve dunyamn zaıardan kur-
tulması o kadar güç ve acılı olacaktır, çünkü
çıkarcılar çoğalmış ve güçlenmiş olacaklardır.
Tum ıvi niyetli insanları, çıkarcılartn üret-
tikleri ve sonuçlarıru göremedikleri yalan, if-
tira ve kışkırtmalara karşı birleşmeye cağırı-
yoruz.
ALTAN LÖKER
Elektrik Yuksek Mnhendisi
4
Hey Kadınlar'a Yanıt
Siz türbanlılar konusunda herhangi bir araştırma mı yaptınız ki
bu kadar kesin kararlar verebilecek yetkiyi kendinizde
buluy.orsunuz?
Sayın Nurşen Gerçek, 4.2.1990 tarihli Cum-
hurijet gazetesinde çıkan yazınızı buvük bir
şaşkınlıkla okudum. Bu şaşkınlığımı da ko-
lay kolay atamayacağım.
Siz, türbanlılar konusunda hevhangi bir
araştırma yaptınız mı kı bu kadar kesın ka-
rarlar verebilecek yetkiyi kendinizde buluyor-
sunuz?
Sanmıyorum ki türbanlılar dört kumaya he-
vesli olsun, aklı kısa saçı uzun olsun, hele kı
eksik etek olsun. Eğer siz çocuklarınıza hâlâ
ocu kavramını yerleştiriyorsanız esas gerici.
bağnaz ve hakkını arayamayan sizsiniz. Unut-
mamanız gerekir; başkalarınm düşünce \e is-
temlerine (yaşam felsefelerine) saygılı olmak
gerekir.
Türkiye'de kadınlar 1980 örvcesı neredeydi?
Şimdı mi haklannı korumak akıllarına geldi?
Siz Nurşen Gerçek, kendinizi ikinci sınıf va-
tandaş mıgoruyorsunuz? Yoo!.. Olamaz. Siz,
saçı açık aydın bırisiniz, böyle olamaîsınız de-
ğıl mi? Emınim siz de bir yorgun demokrat-
sınız. Bu sıra çok "moda."
Sa>ın Gerçek, sakın beni turbanlı zannet-
meyin. Fakulte mezunu bir eğitimci olarak
eminîm ki en az sizin kadar aydvn, demokrat
ve belki de entelektuel biriyimdir.
Son sozum, sizin dışınızdakileri eleştirirken
lütfen insana saygıyı unutmayın ve ölçüyü ka-
çırmayın.
Vlutlu yannlara...
Turban Kullanm«>ın Biri
Ben de Bir Dilbîlînıeisi Değilim
Çağdaş bir insanın herhangi bir iddiada bulunmadan evvel yeterli
kaynakları araştırması gerektiğine inanıyorum.
Sayın Dr. Ali Rıza Sığırcı; "Onceden belir-
•teyim ben de bir dilbilimcisi değilim"
30 Ocak 1990 tarihli Cumhuriyet Gazele-
si'nin "Tartışma" sutunlarında çıkan yazını-
zın dilbilimcisi olmayan biri için gereğinden
fazla iddialı olması ve ifadenizdeki saldırgan-
lık, konuyu incelememe neden oldu. Üzüle-
rek belinmek isterim ki bir veya ıki kaynak
araştırmâsından sonra elde ettiğim sonuçlar
feminizmin tanımının ve içeriğinın sizin tah-
minlerinizden daha farklı olduğunu ortaya çı-
kardı.
Örneğin; Websters' Third Nevv Internatio-
nal Dictionary 1986 baskısının 837. sayfasın-
da "feminism" keliraesi aşağıdakı gibı tanım-
lanmaktadır:
1- Kadınsı ozelliklerin erkekte bulunması
hali,
2.a. Farklı cinslerin politik, ekonomik ve
sosyal eşitliği kavramı,
b- Kadın haklannı koruyan organize hare-
ket. Özellikle 19. ve 20. yuzyıllarda kadınlara
uygulanan farklı tutumu ortadan kaldırma-
ya yönelik hareket.
Gene, aynı sozlüğün 738. sayfasında ise
"emantipation" kelimesi de "özgürlüge kavuş-
mak ve>-a kavustunılmak" olarak tanımlan-
mıştır.
Çağdaş bir insanın herhangi öır iddiada bu-
lunmadan evvel yeterli kaynakları araştırma-
sı gerektiğine inanıyorum. Yazımzda belirtmiş
olduğunuz köşe yazarları, karikaturistler, si-
nemacılar, aydınlar ve sizin deyişinizle "sözde"
çağdaş kadınlarımız bu terimi tüm dünyada-
ki diğer çağdaş ınsanlann kullandığı biçimde
kullanraakta ve yorumlamaktadırlar.
Kanımca, sizın feminizme olan kişisel kız-
gınhğınız ve tepkiniz bu iddialarda bulunma-
nıza sebep oimuş ve "tist >-apısı Batılılaşmış,
ama bevinleri Batılılaşmamış kadınlar" sıfa-
tımn kullanılması şanssızlığı da bu yüzden
meydana gelmiştır.
Dr. DİLEK BAGDATL1OGLU
Vlali İşler Mudüru
SAGUK VE GUZELUK REHBERI ÇANAJANS 1510044 FAX: 151 41 55
Doç. Dr.
Ataman
Tangör
Pslklyatrlst
Pslkoteraplst
Muayene saatleri:
Cumartesi-Pazar hariç
14.00-19.00
Tel: 146 36 36
Poyracık Sok. No.1 D.3
Teşvikiye-istanbul
FLORYA ÇOCUK
PSİKOLOJİK
DANIŞMA MERKEZİ
PSİKOLOG
OYA DEMİREL
Germeyon Sk. No. 11
FLORYA
Tel: 574 75 22
OMOT
0PTIR
Heftûrlû
• VorilCa ve blfocol
aamtar
• Organk. sert organHt
v© ootofroatte
• Zeizz ve rodenstoc
9
(Benzinciyon)
GÖztepe
3680391
MASAJ YASTIK
Boyun, bel, sırt, öacak, karın
•ğnlannı gld«rlr.
Adet günierındekı aOrılan
haflflatlr.
Spor faalıyedennden sonra
IdMİ bir dlnl»ndlrlcldir.
V A « S T r K * ^ d o l a
* l m l n ı
»**»*>"'
I A 3 1 İ A . ^ Uzun sûre araba kullananlarda
> Ronuozma. kjtrtago, dunr yg f ^ u oturanlarda oörtMan
Mr^gbrahtazigıoMvpn
ajrılarını gldarlr.
SİPARtŞlERfNİZ İÇİN: 6UVEN TtCARET
TR: 575 83 75-555 10 92
• 24 saat, seçkin eğitilmiş personel ile
genel sağlık hizmetleri
• Profesör Doçent ve Uzman
Heklmler Yönetlmlnde Pollklinlk
h i z m e t l e r i : Dogum ve Kadın Hastalıkları - Gerel
Cerrahı - Çocuk Cerrahııi - Dehiliye - Çocuk - Göz -
KB8 - Ortopedı - Ürotoji - N6rt>p^«ıyatn - Cildıye
• T û m a m e l l y a t l a r - Dogum - Gebolik Kontroia
- Kardıotokograli ü* gebelik takibt NST taymı - Kıtıriık
TedaviK
• Bllglsayarlı aletler İle laboratuvar
h i z m e t l e r i : Röntjen - Ultraaonografi - Mamograf! -
Tomografi - Bokımya - Hematoloji - BakteriyolOfi -
Hormon - Sıtapatok>)i v« Endotkop K teMıMer
Ömür Hastanesi
Sağlığmıza Yardımcıdır.
Gencler Cad. No: 24 Tren istasyonu. Beledıye
Sube Mudurluğü ve Evlendırme Dairesı yanı
Tel: 542 99 20-21-22-26
SİZ DE BtZE KATIUN KİftÜ SU İÇMEYİN
COŞKUN SU
KİREÇÜ, KLORLU, PASU v * PİS
KOKULARA PAYDOS
Rltr» değlçtirms özelllğl okın
Coşkun Su Rltröterl l e
BERRAK. MİS GİBİ
KAYNAK SUYU İÇİNİZ
Mlnlakrtfkanbonmtrosl sudakl
KOKU, PAS, TORTU vo
OftGANİK MADDELERİ TEMİZLER.
GEÇKALMAYIN
60.000 TL
feîer peşin, ister taksltle eve
Bayilikler verilecektir:
ttorki : COŞKUN Im. Ihr. Ud ?«. T«tSJ6 3274- 347 54 77
Bayl : t»* Tte. Ud ?«. T»t 371 M M
Ankara: 1276626 Burta 2X462 Aydm 27782
far* :242534 2M956 Zonguldak 36İ27
AnMya 1533 24 Van : 15989 iakkmk 49842
C*bz*:12447 AdapaKn:21249 bm» 124392
r: 118800 D«ntd 21360 Adana 117280 .
MERKEZ TEDAVİ
KLİNİÖI
Ç^ayan Vatan C No 82n
Tel: 130 17 17 Fax 13*22 52
) Dıi Klintği Röntgen
) TibbiT
ah'il Laboratuvan
) Ultrasonogıatı
24SAATAÇIKTIR
Sağlık
ve
güzellik
ilanlarmız
her hafia
bu köşede
ÇANAJANS
151 00 44
151 41 55
\ \l»l
Çok genç
Uoç. U
•> cfat
ANMA
va>ıa \ııırdİ2imi2 deâerli arkadaşımız
r. HARUN MORAL'ı
nın 1. ulında saygıyla anı>oruz.
İ.T.I . I\Ş4\T F\kl I.TJSİ
M\L/F.VIK A\A BILIM D\LIM)\Kt \RkADVŞLARI
İstanbul'a yakın, deniz kenarında, bir köyde ev ve
bahçe işlerinde çalışacak bir karı-koca aranıyor.
Okul yajında çucuk kabul cdilır.
Ucret dı^ında JV ve bütün masrafları karşılanır.
Telf.: 177 65 64 (Pazartesi, Salı günleri)
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇI
Perşembe Yemeğinde...
Sümeyra Çakır, ölümünden iki ay once, Frankfurt yakınında,
Aschaffenburg'ta çalıp söylemiştı Bu onun son dinletısi oldu.
Dinleti çok başarılı geçmişti. Dinleti Kent tiyatrosundaydı. Sa-
lon tıklsm tıklım dotuydu. Eşi Hasan Çakır anlattı bu dinletıyı, şöy-
le dedi.
— Orada, mikrofon filan hep Sümeyra'nın sevmediği şeyler-
di. Önünde bir şey olmasın isterdi. Ses açısindan güzel bir ti-
yatro olduğu ıçın son derece güzel bir konserdi. Yorgundu
Sümeyra, ama 0 hep şeyı söylerdı: 'Ben, soylerken bütün acı-
larım duruyor. Soylerken her şeyı unutuyorum. Ne acım, hiçbir
şeyim kalmıyor. Hep yepyenı oluyorum. Hep böyle, hep söyle-
sem..." dıyordu. işte, ölümünden çok kısa bir süre önce de, "Ar-
tık soyleyemezsem, kalkıp söyleyemezsem, 0 zaman..." demışti.
Hasan Çakır, "Beni de en yakan şey bu işte" dedi, "dediğini
yaptı. Söyleyemedığını anladığı anda, hakikaten yaptı bunu'' diye
ekledi. Hasan Çakır konuşamıyordu...
Ruhi Sular, Sümeyra Çakırlar, törenlerde kalmamalı. Onlar,
türkülerde yaşatılmah Gençler, öğrencilerı olmalı, yetişmeli...
* • •
Sümeyra Çakır'ı Zincırlikuyu'da bıraktıktan sonra, Anna Tu-
ray'la Uğur, gazeteye haberi yetiştırmeye gıttıler. Ben Tarab-
ya'ya, "Perşembe Yemeği"ne geçecektım. Bızım, Ankara'daki
"Çumartesi yemeklerı" gibıydı. Bizim cumartesı toplantıları "Kör-
fez'de olur. Cumartesı toplantıları 22 yılı doldurdu. Bu arada,
bırçok arkadaşımız oldü. Ceyhun Atuf Kansu, Necdet Özdemir,
"halaoğlu" Erdoğan Erman, Tahsın Saraç, Cemal Sureya, "Cu-
martesı toplantılan'na katılırmış. 17 Mart, cumartesı günü,
"Beybaba" Ceyhun Atuf Kansu'yu anacağtz, öbur ölenlerle bir-
lıkte. Gömutluğe gidıp tüm ölenier adına ya da her birinın go-
mütlerıne ayrı ayn -Necatı öyle diyor- birer çıçek bırakacağız;
sonra Körfez'e gelıp onların anısına ıçeceğız!
Perşembe yemeğı. Tarabya'da "Fılız"deydi. Orayı bulmam
güç olmadı. Daha doğrusu taksı şoförü kolay buldu.
Oğrendiğım, "Perşembe toplantıları"na çağrılılar katılıyordu.
llhan Selçuk da, Samı Karaören de. gelmemı ıstemışlerdi. An-
cak öbürlennin haberi yoktu..
— Oooo, Ekmekçi geldi! dedıler. Nadir Nadi'yle İlhan Selçuk'-
un arasında bir sandalyeye ilıstim. Masa, dört köşe bıçımindeydi.
Konuşmaları, herkes ızleyebılıyordu Kimler mi vardı? Merih Se-
zen, Necdet Uğur. Samı Karaören, Turhan Selçuk, Yavuz Gün,
Osman Nuri Torun, Oktay Akbal. Dr. Gürbüz Bartas, Agop Arad,
Dündar Akünal. Salih Sanver. İlhan Selçuk, Nadır Nadı
Ali Sırmen, Melıh Cevdet Anday'la Yaşar Kemal de, Perşembe
yemeklerinin gedıklilerındenmiş, ama o gün yoktular. Nadir Na-
di'ye, Köy Enstıtulen'nm 50. yılının yaklaştığını, bu konuda Cum-
huriyet'in bir kampanya başlatmasını anlattım. Sümeyra'nın
ölümünü, Cahıt Külebı'nın oğlu Ahmet Külebi'nin ölümünü an-
lattım. Çok canı sıkıldı. "Yaz bunlan" dedi. Yemeğin tadını da
kaçırmak istemıyorum. Orada günün olaylan konuşuluyor.
— Ekmekçi sen Ankara'dan geldin, haberler sende!
Ne yanıt vereceğimi şaşırıyorum; Türkiye'de bilinmeyen bir
şey mi var ki, haberler bende olsun. Necdet Uğur'un 4 şubat
pazar günkü "Günaydın'da Osman Arolat'la bir konuşması var-
dı, ilginçti. Necdet Uğur, özetle şöyle dıyordu:
"... Özgurlükler konusunda Türkiye'de ınanılmaz bir saplan-
tı var. Özgürlüklerden korkuluyor. Sankı özgürlukler geldiğin-
deTürkiye'nin elinde bir bomba patlayacak zannedıliyor. Peki,
nasıl özgur olunacak? Toplum özgürluklerı çağdaş olacak nasıl
kullanacak? "Bir gün gelecek olgunlaşacak ." Dünyada böyle
bir şey yok. Hiçbir toplum, kendi oturduğu yerde, vesayet altın-
da iken, özgürlük için olgunlaşmamıştır. Her toplum başını göz-
ünü yara yara, hata yaparak, ama uygulayarak özgürlükleri elde
etmiştir. Türk toplumuna özgürlükleri elde etme çabasını kul-
landırmıyorsunuz. Araçları kullandırmıyorsunuz. Ve bir gun ge-
lecek olgunlaşacak diyorsunuz Hiç bılmediğini, deneyım
kazanmadığı bu aracı bir gün kendıliğınden kullanacağına ına-
nıyorsunuz. Birdefa bu bıtmeli. Butün özgürlükleri, düşünce öz-
gürlüğü en başta. ınanç özgürlüğü de dahil hepsini uygulamaya
koymalıyız. Elbette hata yapacağız. Batılılar kaç yuz yıldan be-
ri hatalar yaparak bu noktaya geldiler Hâlâ da yapıyorlar. Bıra-
kın biz de hata yapmak ozgürlüğünü ve fazıletini kazanalım ki
öğrenelim, sonuca varalım Onun ıçın kamuoyu konuya bıraz
böyle bakmalı. Hemen ufak bir kusurda. demokrasınin kesınti-
sini düşünmeyelım. Türk halkı gibı dünyayı günü gününe evin-
den takip eden bu toplumu böyle bırkaç kişınin vesay_eti ile
kendinden menkul kerametıyle yönetme ımkânı yoktur. Ozgür-
lüklerın kullanılmasında bir görüş bırlığıne varırsak, kı bu kaçı-
nılmazdır. Türk devlet yapısının değıştırilmesinde bir uzlaşmaya
varırsak, ki yapılacaklar bellidır, Turk demokrasısınin bugünkü
kısıtlamalardan ve vesayetten kurtulmasını kabul edersek, hal-
ka güven esası uzennde tamamıyla kendi kendıne ışler bir ya-
pıya dönmesinde mutabakata varırsak bunalım bıter. Halkın
yönetimde katkısı olursa, halk yonetımtn bir parçası olur, eko-
nomıden payını alırsa, anarşıyı besleyen ortam yok olur.."
Ankara'da, DGM Savcılığı'nın buyruğuyla, Muzaffer İlhan Er-
dost gözaltına alındı; 36 saat sonra salıverildi. Geceyarısı
01 00'de gözaltına alınabilıyorsa Türkiye'de bir yazar, 0 ülke-
de faşızm vardır Eğer 0 ülkenın Adalet Bakanı, "DGM Savcısı
bizı dinlemiyor" dıyorsa, tehlıke daha da büyüktür. Yuksek yar-
gıçlar - Savcılar Kurulu, Ankara DGM Savcısı Nusret Demiral'-
la, yardimcısı Bınbaşı Ülkü Coşkun haklannda, soruşturma
açılmasını önermıştir. Soruşturmayı açıp açmamakla görevlı olan
kişı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanı, bir danışıklı dövüş içinde
değilse, soruşturmayı başlatır, sonuçlanmasını sağlar insan
Hakları Komisyonu'na bilgi vermemede direnen DGM Savcısı
Nusret Demıral, davranısıyla Türkiye'nin dışındakı saygınlığına
gölge düşürmüştür. Bınbaşı Ülku Coşkun da oyle. Dış dünya-
da, saygınlığını bu savcılar yüzünden yitirmiş olan Türkiye, da-
ha çok saygınlık yitirmemeli. Türkiye'de yargıyı, adalet
duygusunu zedeleyenlerin görevlerinden alınmaları, gerektiğin-
de yargılanıp cezalandırılmaları, ülkenin de kendilerinin de ya-
rarına olur..
DUYURU
TMMOB Mâden Mühendisleri Odası 32. Genel Kurulu
17-18 Şubat 1990 günleri 10.00 - 17.00 saatleri arasında oda
merkezinde (Selanik Cad. 19/3 Kızılay Ank.) yapılacaktır. Bu
toplantıda yasal çoğunluk sağlanamaz ise, ikinci toplantı 24
Şubat 1990 günu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Konfe-
rans Salonu'nda (Atatürk Bulvarı No: 227 Bakanlıklar/An-
kara), Seçimler 25 Şubat 1990 günü Mimar Kemal İlkokulu-
nda (Yuksel Cad. No. 18 B Blok Kızılay/Ankara) yapılacaktır.
TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETÎM KURULU
GtNDEM
1. GÜN
1. Açılış
2. Başkanlık Divanı Seçimi
3. Saygı Duruşu
4. Anıtkabir'e çelenk koymak için 5 kişilik he>et seçimi
5. Açılış konuşması ve konuk konuşmacılar
6. Komis>on seçimleri
7. Yonetim ve denetım kurullan raporlarının okunması v-e tartışılması.
8. Yonetim kurulunun aklanması.
9. 1990 ve 1991 buıçesinin göruşülmesi ve oylanması.
10. Mesleki sorunlann tartışılması. dilek ve öneriler.
11. Adayların belirlenmesi.
12. Kapanış.
2. GÜN
13. Seçimler.
İLAN
T.C. KUYUCAK
SULH CEZA MAHKEMESİ
Esas: 1989'I3O
Karar: 1989/227
Gıda maddeleri tüzuğune muhalefet suçundan muhalefet suçun-
dan Yusuf oğlu Fadimeden olma 1961 D.lu Akşehir ilçesi Çimende-
re koyu nufusunda kayıtlı sanık Bayram Yalçın, mahkememizin
yukor
idaki esab ve karar numarası yazılı hukmu ile TCK'un 396.,
19.5y/2.72 647 s.\. 4. maddelerı uvarınca 391.666 lıra ağır para ce-
zası ile cezalandırılmasına ve sanığın curme vasıta kıldığı me<!ek ve
sanatın ve licaretin lakdiren 3 ay tatiline, fiilin işleniş biçimine göre
Horsunlu kababaü Zekibey Mahalle>i okullar caddesindeki Arzum
pastanesının lakdiren 7 gün kapatılraasına karar verildiği ış bu ceza-
nın erıelendiği ılan olunur.
Basın: P049