22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 ŞUBAT1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Feci uçak kazası: 85 ölü • YENİ DELHİ (AA) — Hindistan Hava Yolları'na ait Bombay-Bangalore seferini yapan Airbus tipi yolcu uçağının Bangalore Havaalanı'na inmek üzereyken düşmesi sonucu en az 85 kişinin oldüğü bildirildi. Hindistan Resmi Haber Ajansı PTI'nın havayolu yetkililerine dayanarak verdiği haberde uçakta 7 mürettebat ve 135 yolcu bulunduğu kaydedildi. Uçağın düşüş nedeni henüz bilinmıyor. İsrail-Suriye fförügmeleri • KAHİRE (AA) — tsra.il ve Suriye arasında banşçı bir çözüme ulaşılması imkânlarını araştırmak amacıyla 3 ay önce gizli görüşmeler yapıldığı bildirildi. Üst düzeyde Suriyeli askeri yetkililerin de katıldığı görüşmelerde özellikle, gelecekıe temaslann sıirmesini mümkün kılacak gayri resmi bir irtibat kanalı kurulması üıerinde duruldu. Bush'ıı protesto • BOGOTA (AA) — Kolombiya'da bugün başlayacak uyuşturucu zirvesi öncesinde başkent Bogota ve Cartagena kentinde ABD Başkanı Bush'u protesto için gösteriler düzenlendiği bildirildi. Başkent Bogoto'da üniversite öğrencileri ile polis arasında çıkan catışmalarda çok sayıda öğrenci ile 6 polis yaralandı. Cartagena kentinde ise hayat pahahlığını protesto için düzenlenen 4000 kişinin katıldığı yürüyüş, kısa zamanda ABD Başkam Bush aleyhtarı gösteriye dönüştü. " Butto: Savaş istemiyoruz • İSLAMABAD (AA) — Pakistan Başbakanı Benazir Butto, Hindistan'la Keşmir sorunu nedeniyle savaşa girmek istemediğini ve fllkesinin, ateşkes hattındaki gerginliğı gidermek amaayla üçüncü bir ülkeden gelecek her türlü arabuluculuk teklifini olumlu karşılayacağmı açıkladı. Butto, Fransız haber ajansı AFP'ye verdiği demeçte, "Hindistan'la savaş istemiyoruz, Hindistan'la yeni bir çatışmaya engel olmak için mümkün olan her türlü önlemi alacağız " seklinde komıştu. KKTC'de referandum • LEFKOŞA (AA) — KKTC Bakanlar Kurulu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adına yabancı devletler veya uluslararası kuruluşlarla yapüacak antlaşmalann halkoylamasına sunulmasına ilişkin yasa tasarısını Cumhuriyet Meclisi'ne sevk etti. Bakanlar Kurulu'nun dün •Cumhurbaşkanı Rauf •Denktaş başkanlığında yapılan toplantısında, "referandum yasa tasansı" görüşülerek kabul edildi. Salvador'dan destek • SAN SALVADOR (AA) — El Salvador'da yönetime karşı mücadele eden solcu Farabunda Marti Ulusal Kurtuluş Cephesi (FMLN), Doğu Avrupa'da meydana gelen değişiklikleri desteklediklerini bildirdi. FMLN komutanlanndan Adolfo, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Halkın demokrasi ve daha iyi ekonomik koşullar istediği D. Avrupa'da bir değisim krizi yaşanıyor. Bu değjşiklikleri tümüyle destekliyoruz" dedi. Adolfo, D. Avrupa'daki değişikliklerin banşçı olmasına dikkat çekerek "Ajtnerika'nın kapitalist krizi etkilemeye çalışmasında çok derin bir fark görüyonız" dedi. ABD ve SSCB'nin 195 binlik tavanda anlaşmalan silahsızlanma yolunu açtı Avrupada daha az askerABD Başkam George Bush tarafmdan yapılan Avrupa'daki karşılıkh asker sayılarını 195 binde dondurma önerisi Sovyet tarafınca da benimsendi. ABD'nin Türkiye, İngiltere, İtalya ve İspanya'da buhmduracağı toplam 30 bin asker, indirim dışında kalacak. Avrupa'da karşılıkh asker sayılan Mevcut ^ ^ durum Öngörülen tavan İndirim dışı ABD 305 bifı ı275 t»n orta Avnıpa da) 195 bin 30 bin SSCB 565 bin 195 bin — Dış Haberler Servisi — ABD ve Sovyetler Biriîği, Avrupa kıtasın- da bulunduracaklan asker sayısı konusunda anlaşmaya vardılar. Anlaşmaya göre her iki ülkenin asker sayısı 195.000 olarak eşitle- necek, ancak ABD'nin Türkiye, Ingiltere, Yunanistan, Ispanya ve ttalya'da bulundurduğu toplam 30 bin asker bu indirim dışında kalacak. ABD Başkam George Bush ta- rafından iki hafta önce yapılan ve SSCB lideri Mihail Gorbaçov'dan bir "karsı öneri" ile yanıt bulan '195.000'de eşitleme' önerisinde uzlaşma sağlandığı, önceki gece Kanada Dışişleri Bakanı Joe Clark tarafından açıklandı. Ottawa'da devam eden Açık Semalar Konferansı sırasında ya- pılan açıklamada, anlaşmanın George Bush'un önerisi uzennde sağlandığı bdirtildi. Anlaşma, "Bush'un zaferi" ve "Gorb*çov'- on.tavizi" olarak değerlendirildi. AA'nın haberine göre Kanada Dışişleri Bakanı Joe Clark, "As- kerierie ilgili «nlasm», AKKUM (Avrupa'da Konvansiyonel Kuvvet Müzakereleri) Antlaşması'nın ÖDÜndeki en büyük engelterden birisini aşıyor ve bu yıl Içinde bu konoda bir sonuca otaşılmasını kolaylaşünyor" dedi. Clark, bu- nun NATO için çok memnuniyet verici bir gelişme olduğunu söyledi. Vanlan anlaşmaya göre ABD ve SSCB, Orta Avrupa'da 195'CT bin kara ve hava askeri bulundu- rabilecekler. ABD ise Avrupa kı- tasının başka yerlerine 30 bin ila- ve asker yerleştirebilecek. Bush, iki hafta önce bu yönde bir öneri ortaya atmış ve o aşamada Gor- baçov öneriyi reddetmişti. Buna göre bu yıl sonuna kadar sonuçlandınlması umulan AK- KUM Antlaşması çerçevesinde, SSCB Ona Avrupa'dan 405 bin asker çeVecek. ABD'nin, 275 bt- ni Ona Avrupa'da olmak üzere Avrupa kıtasında 305 bin askeri bulunuyor. VVashington, bir kriz durumunda Atlantik Okyanusu'- ndan asker takviyesinin güç ola- cağı gerekçesiyle Avrupa'da daha fazla asker bulundurmaya hakkı olduğunu savunuyordu. Orta Av- rupa dışmdaki bolgelere Yunanis- tan, Türkiye, İtalya, tspanya ve İngiltere giriyor. AKKUM müzakereleri, Varşo- va Paktı ve SSCB'nin Avrupa'da sahip olduğu konvansiyonel üs- tünlüğü gidermeyi amaçlıyor. AKKUM çerçevesinde uçaklar, helikopterler ve silahlarda da in- dirime gıdilecek. Açık semalar Kanada'nın başkenti Ottawa'da toplanan Açık Semalar Konferan- sı'nın NATO ve Varşova Paktı dı- şişleri bakanlannın katıldığı bolü- mü sona erdi. 3 gün süren toplantı sonunda bir bildiri yayımlandı. Bildiride oluşturulmasına karar verilen açık semalar rejiminin ka- tılan her ülkenin çıkarlannın eşit- lik ve karşılıkh olma temeline da- yalı biçimini korumasının benim- sendiği belirtildi. NATO ve Varşova Paktı ülkele- rinin birbirlerine hava sahalann- daki keşif uçuşlan için azami ko- laylığı saglamalan istenen bildiri- de keşif uçaklannm silahsız olma- ları kararı da yer aldı. Bildiride herhangi bir ittifaka üye olmayan Ulkelerin bu karara katılmasımn yararh olacagı vurgulandı. Konferansta üzerinde anlaşma sağlanamayan tek konu ise keşif uçaklan sayısı oldu. NATO uçuş sayısının ulkelerin büyüklüğüne göre belirlenmesmi isterken SSCB her ülkenin eşit uçuş sayısına sa- hip olmasında ısrar ediyor. Uçuş sayısı konusu, konferansın- uz- manlar düzeyinde iki hafta süre- cek bölümünde göruşülmeye de- vam edecek. Dün Ortawa'da yayımlanan or- tak bildiride, söz konusu anlaş- manın "çataşma riskini azaltaca- gı ve kadlımcı ülkelerin askeri fa- aliyetleri konusunda açıklık getirecefi" belirtildi. Afrika UlusalKongresi Zambia'da toplandı Mandela:Uzlaşmadan yanayız Siyah lider, yapılacak bir uzlaşmada, taraflardan birinin değil, tüm ülkenin haklarının göz önünde bulundurulması gerektiğini söyledi.'Biz herkesin hoşnut olacağı bir çözüme ulaşacağırmza inanıyoruz' dedi. Dış Haberier Servisi — Güney Afrika'da ırkçıhğa karşı savaşan Afrika Ulusal Kongresi'nin (ANC) lideri Nelson Mandela, ANC'nin, banş ve uzlaşma yanlı- sı olduğunu, Apartheid yöneti- minden sonra ülkede kurulacak olan yeni yönetimde siyahların haklarının korunması durumun- da, çatışmalann sona ereceğini söyledi. Bu arada, ANC'nin, Apartheid yönetimine karşı izle- yeceği yeni sıratejiyi belirlemek uzere, yapacağı iki günlük toplan- tı, Zambıa'nın başkenti Lusaka'- da dun başladı. AP'ye göre siyah lider Nelson Mandela, Güney Afrika'nın Sowe- to kentinde gazetecilere verdiği de- mecte, ANC'nin, savaşmaktan de- gil, uzlaşmadan yana olduğunu belinerek şoyle dedi: "Uzbşmalar, (araflann bepsinin çıkarian göz önüne ahnarak yapılmalıdın halk- lardan birinin değil, ülkenin çıkar- ları duşunulraelidir. Güne> Afri- kalı beyazlann. siyah çoğunlogun yönetimi altına girmekten kork- tuklannı biliyoruz. Fakat hukü- metk yaptıgımız görüşmelerde, herkesin boşnut olacağı bir çözü- me ulasacağımıza inanıyorum." Mandela, konuşmasında, ANC- nin hukumetle yapacağı görüşme- lerde, ilkelerinden ödün vermeden uzlaşmaya haar olduğunu vurgu- ladı. Mandela, bu arada BBC'ye verdiği bir demeçte de ANC'nin, sivil hedeflere saldınp saldırma- yacağı yolundaki bir soru üzerine, "Bizim için, mücadelede önemli olan, yönetime ait tesislerdir. Bun- lar, ANC gerillalannın meşnı sal- dın hedefleridir" diyerek siville- rin yogun biçimde bulunduklan mağazalar gibi hedeflere saldır- mayı düşünmediklerini söyledi. Afrika Ulusal Kongresi (ANC) liderlerinin, örgütün yeni strateji- sini belirlemek üzere düzenledik- leri toplantı, Zambıa'nın başken- ti Lusaka'da dün başladı. Toplan- tıda, Güney Afrika hükümetı ta- rafından 2 şubat tarihinde yasal- laştınlan örgütün, ırkçı yönetime karşı bundan sonra izleyeceg^ stra- tejinin yanı sıra 27 yıl cezaevinde kaidıktan sonra geçen pazar gu- nü serbest bırakılan Mandela'nın ö'rgüt içindeki yeni konumu da tartışılacak. Toplantıda, 1960 yı- lından beri çalışmalarını Zambi- a'da sürdüren ANC liderligiıun, Güney Afrika'ya dönüp dönme- mesine de karar verilecek. Nelson Mandela'nın, Lusaka'da yapılan toplantıya katılıp katılmayacağı kesin olarak açıklanmadı. Bu arada Nelson Mandela'nın geçen pazar günü hükümet tara- fından serbest bırakümasının yan- kıları sürüyor. Ekvator Devlet Baskanı Rodrigo Borja, Mande- la'ya gönderdiği tebrik mesajında, "Adil olmayan tutnkluluğnnun, uygar insanlık bilincine saldın" olduğunu belirtti. Venezüela Dev- let Başkam Cnrlos Andres Perez, Nelson Mandela'nın serbest bıra- kılmasınm, Venezüela halkı için bir sevinç kaynağı olduğunu söy- ledi. Siyah lider Nelson Mandela'nın, önceki gün Soweto'da bir futbol stad- ynmunda yapügı konuşmayı, 85 bin siyah coşku ve hcyecanla dinle- di. (Fotoğraf: Reuter) ANKARA TTAWA Şevardnadze Ankara'yı ovdıı 0TTAWA (AA) — SSCB Dı- şişleri Bakanı Ednard Şevard- nadze, "Ne Kafkasya ne de bir başka yerde sınır degişikliğine izin vereceklerini" söyledi. Sovyet Bakan bu açıklamayı Dışişleri Bakanı Mesnt Yılmaz ile dün sabaha karşı yaptığı gö- rüşmede dile getirdi. Görüşmede, Yümaz'ın "Kaf- kasya başta olmak üzere SSCB'nin iç yapısında bir sınır değişikligine izin verecek misiniz" şeku'ndekı s jrusuna Şe- vardnadze, "Ne Kafkasva ne de bir başka yerde sınır değişikliği- ne en ufak biçimde musamaha gösterecegiz. Bu, devlet politüu- sıdır. Eger izin verirsek Sovyet- ler Birtigi için ciddi sorunlar dogar" karşılığını verdi. Şevardnadze, Azerbaycan'a askeri müdahalenin Türk-Sovyet iUşkilerini ne ölçüde etkilediği- ne ilişkin bir soru üzerine şun- ları söyledi: -'tUşkilerimizüı iyi biçimde ge- liştiğine inanıyonım. Sayın Ba- kanla da goruşmemizde degin- diğimiz gibi ilişkilerimiz son btr- kaç yıkdır iyiye doğru gelişmiş- tir. Azerbaycan'daki olaylar ise bizim için buyük bir trajedidir. Durumu istikrara kavuşturmak için elimizden gelen her şeji ya- pıyoruz. Hem Azerbaycan hem de Ermenistan halklannın ortak bir zemin bulma olgunlugunu göstereceklerine inanıyoruz." Sovyet Bakan, Türkiye'nin tu- tumunun SSCB'de nasıl karşı- landığına ilişkin bir soruya kar- şılık, "Sayın Bakan'a TürV bü- kümetinin resmi açıklamalannuı çok dengeli oklugunu soyledim" dedi. 6 Batı Trakya sorunutakipte'Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Murat Sungar, Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ın Batı Trakya konusunda uluslararası kuruluşlara gönderdiği mesajlara henüz bir yanıt alınamadığını bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bıiro- su) — Batı Trakya'da yaşanan olaylar konusunda Dışişleri Baka- nı Mesut Yılmaz'ın uluslararası kuruluşların yöneticilerine gön- derdiği mektuplara henüz somut bir yanıt alınmadı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Murat Sungar, Türkiye'nin yaptı- ğı girişimlere somut bir yanıtın şu safhada beklenmediğini belirte- rek, "Bütün mesele konuyu gün- deme getirmek ve Batı Trakya'daki olaylar maalesef Batı basınında tam manasıyla aksetmemiş oldu- ğu için, bunu kendi meslektaşla- nmıza, milletlerarası forumlann başkanlanna ve genel sekreterle- rine intikal ettirmektir. Dolavısıy- la, meselenin peşini bırakma>aca- gımız aşikârdır. L'ygun göreceği- miz fornmlarda takip etmeye de- vam edecegiz" dedi. Sungar, ay- nca Yunanistaıfda devam eden sı- yasi kargaşa nedeniyle Ankara'nın Atina'daki geçici hükümetten bir beklentisi olmadığını kaydederek, nisandaki genel seçimlerden son- ra kurulacak yeni hükümetle di- yaloğun başlatılabüeceğini umdu- ğunu söyledi. Bu arada Mesut Yılmaz'ın Gü- mülcine olaylanndan sonra 35 ay- rı uluslararası örgüte ilettiği mek- tubuna karşı, Yunanistan Dışişleri Bakanı Andonis Samaras'ın aynı örgütlere gönderdiği "eevabi" mektubun içeriği açıklandı. Samaras bu mektubunda, Gü- mülcine olaylannın özüne değin- meden, Lozan Antlaşması'nın ilk önce Türkiye tarafından ihlal edil- diğini öne sürüyor. Batı Trakya- da yaşayan azınlık sorunlanrun ise bütünuyle Yunanistan'ın içişlerini ılgilendirdiğini ve Mesut Yılmaz- ın Yunan hükümetine yönlendir- diği suçlamalarm ash olmadığına dikkat çekiliyor. Aynı mektupta insan haklarının Mesut Yılmaz'm iddia ettiği gibi Yunanistan'da değil, Türkiye"de Ks, Sovyetler'deki Türkleri inceledc 'Moskova'nın endişesi Türk azınlık' NEW YORK (AA) — ABD'de yayımlanan New York Times ga- zetesinde "Moskova'nın bundan sonraki endişesi, Türk azınlığı" başlığı ile yer alan makalede, "Ko- münist idarenin ölü eli ortadan kalkınca, kadim Türk milliyetçi- Kginin sesi yeniden duyulmaya başhyor" denildi. Daniel Pipes adlı araştırmacı- nın yazısında, "Komünist ülkeler- deki çaBcanblann gerek Avrupa ve gerek Asya'daki bu iilkelerde ya- şayan 10 milyonlarca Türk arasın- da millryetçUigi harekete geçirdi- gine" dikkat çekildi. Bu gelişmeyi, "Sovyet impara- torlugu için önemli bir meydan okuma" olarak gören araştırma- cı, şu oluşumları anımsattı: 1- Berlin Duvan'nın yıkılmasm- dan esinlenen Azeriler, "Azerbay- can dwran" dedikleri ve Iran'la 500 millik sınır boyunda yer alan tesisleri yıkarak tran Azerbayca- nı ile birleşıp bağımsız bir Azer- baycan devleti istediler. 2- Azeriler, 1988'den bu yana Karabağ bölgesinden dolayı Er- menilerle savaş durumuna geçtiler. 3- 1944'de Stalirfin acımasızca topraklarından söküp uzaklaştır- dığı Kırım Türkleri, yeniden Kı- nm'a dönerek gecekondulannı in- şa etmeye başladılar. 4- Orta Asya'daki özbek Türk- leri, "Birlik" adı altında 500 bin Uyeli yeni bir milliyetçi örgüt kur- Bulgaristan ile Yunanistan, ortak hasım Türkiye'ye karşı birlikte as- keri hareket planlaması hazırlığı- na başladılar. tşin garibi her ikisi de Hıristiyan olan bu ülkelerden birinin NATO, ötekisinin Varşova Paktı üyesi olmalan. Tacikistan'da, Ermenilere tanı- Dünyadaki Türklerin yarısının sosyalist ülkelerde yaşadığını belirten New York Times "Kadim Türk milliyetçiliğinin sesi yeniden duyulmaya başlıyor" diye yazdı. Nevv York Times, Türk deyince akla Türkiye Cumhuriyeti geldiğini oysa Adriyatik'ten Sibirya'ya kadar bir alandaki Türklerin toplam sayısının. 108 milyon olduğunu belirtti. dular. 5- 300 bin Türk, bulgar hükü- metinin baskısı nedeniyle tkincı Dünya Savaşı'ndan bu yana en bü- yük toplu göçu gerçekleştirdi. Son zamanlarda Hıristiyan Bulgarla- rülkenin sokaklannda Türkler aleyhinde protestolarda bulundu. nan ayncahk yüzünden patlak ve- ren olaylardan önce yazıldığı için deginilmeyen makalede, "Türk de- yince akla Türkiye Cumhuriyeti- nde ya*.ayanların geldiği, oysa bu ülkelerdeki Türklerden daha faz- lasının Adriyalik'ten Sibir>~a'ya kadar uzanan bir aianda yaşama- sının bazı kimseler için sürpriz oldugu" belirtildi. Sovyetler Bırliği'nde 42 milyon, lran'da 11 milyon, Çin'de 7 mil- yon, Afganistan'da 2 milyon ve Bulgaristan'da 1 milyon Türk ya- şadığı belirtilen yazıda, Irak'ta 400 bin, Yunanistan, Romanya, Yu- goslavya ve Moğolistan'da 200*er bin, Suriye'de de 100 bin Türk bu- lunduğu anımsatıldı. Genellikle Müslüman olan ve dünyada sayılan 108 milyonu bu- lan Türklerin, Araplardan sonra en büyük Müslüman ulus olduğu belirtilen makalede, Türk nüfusu- nun dağınıklığının, Osmanlı tmparatorluğu'ndaki genişleme- nin yanı sıra Türklerin göçer ki- şiliğe sahip olmalanndan da kay- naklandığı ifade edildi. Dünyadaki Türklerin yarısının komünist ülkelerde yaşadığını ha- tuiatan yazar, "Komönist idarenin ölü eli ortadan kalkınca, kadim Turk milliyetçiliğinin sesi yeniden duyulmaya başlıyor" dedi. Makalede Devlet Bakanı Ercü- ment Koaukman'ın SSCB'de ya- şayan Türklerle ilgili değerlendir- melerine de yer verildi. çiğnendiğine yer veriliyor ve son olarak iki ülke arasındaki gergin- liğin sona ermesi gerektiği vurgu- lanıyor. Mektupta aynca son olarak Ba- tı Trakya'daki azınhğa karşı "denge" oluşturan tstanbul Rum azınlığının Türk yönetimi tarafın- dan 1955 yüında gördüğü zarar- lar söyle sıralanıyor: "Istanbul'da yaşayan Rum azu- lıgın sayısı 1928'te 146 bin idi. Şlmdi 3500 yaşlıdan oluşuyor. 6-7 eylfll olaylannda 16 kişi öldürül- miiş, 32 kişi agır yaralanmış, 200 kadın tecavüze uğramıştır. Aynı olaylarda 1004 ev, 4338 dükkin, 27 eczane, 21 fabrika, 110 otel ve lokanta, 2 manastır, 26 okul ve 5 spor kulübü bütünuyle tahrip edilmiş ve yağmalanmıştır. Gök- çeada'da yaşayan 6762 Rumun sa- yısı 350*ye, Bozcaada'dakilerin ise 2500den 140'a indirilerek Lozan Antlaşması'nın 14. maddesi bütü- nuyle ihlal edilmistir." Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Sungar, bir diğer soru üzerine Suriye'nin tanm alanlannın Fırat- ın suyunun bir ay kesilm<ş olma- sı nedeniyle zarara uğradığı yolun- da kendilerinde doğrulayıcı bilgi bulunmadığını kaydetti. Arap basınında yer alan bir di- ğer iddiayı da yanıtlayan Sungar, suyun kesildiği bir aylık sıire için- de Suriye'de hiç elektrik kesintisi- nin gerçekleşmediğinin görüldü- ğünü ifade etti. Sungar, başka bir soru üzerine de, Suriye'nin kontrolündeki Be- kaa Vadisi'nde PKK kamplarının bulunduğunun bilindiğini, ancak tran ve Irak'ta benzeri kamplann bulunduğuna ilişkin kendilerinde bilgi olmadığını söyledi. Sungar, bir diğer soru üzerine Suriye savaş uçaklan tarafından ekimde düşürulen tapu kadastro araştırma uçağı için Türkiye tara- fından istenen tazminat konusun- daki göruşmelerin ilk turunun 4-7 şubat tarihlerinde Şam'da yapıldı- ğını söyledi. POLTIIKADA SORUISLAR ERGUNBALCI Mandelafnın Mücadelesi Nelson Mandela'nın serbest bırakılması ile Güney Afrika'nın tarihinde yeni bir sayfa açıklı. Irk ayrımı (Apartheid) çatlamıştır. Ama bu çağdışı uygulamanın ortadan kalkması için uzun ve çe- tin bir yolun alınması gerekiyor. Bu tür mücadelelerde sadece gözü pek, davasına inanmış bir gerilla lideri olmak yetmez. Akıllı bir politikacı da olmak gerekir. Mandela, bu çetin mücadelede halkını başarılı biçimde yöne- tecek siyasal yeteneğe sahip bir lider mi? Mandela'nın cezaevinden çıktıktan sonra yaptığı konuşmala- ra dayanarak bu soruya "Evet" yanıtı verilebilir. Mandela'nın konuşmalarında, bir kavga adamının kararlılığı ile usta bir poJitikacının ince zekâsı var. Irkçı rejime meydan okur- ken, bunu duygusal düzeyde değil akılcı platformda yapıyor ve beyaziarı ürkütmemeye özen gösteriyor Örneğin cezaevinden çıktıktan sonra ilk gün yaptığı ko- nuşma değme diplomatların yapacağı türden etkili, esnek ve öl- çülü idi. Siyah lider ırkçı rejime karşı silahlı mücadeieye devam edeceklerini söyledi. Ama hemen ardından bu mücadeleyi Apart- heid polıtıkasına karşı "bir savunma eylemi" olarak gordüğünü ekledi. Yanı beyazlarla bir kavgass yoktu, geçmişin hesabını sor- mak, intıkam almak nıyetinde değildi Mücadelesi sadece çağ- dışı bir politıkaya karşı idi. Çok önemli bir şey daha söyledi Man- dela konuşmasında: "Beyazlann egemenlığine karşı olduğum gibi, siyahların da egemenlığine karşıyım. Ben tüm ırkların tam bir eşitlik içınde yasayacağı demokratık bir toplum ıstiyorum" de- di. Güney Afrika'da 26 milyon siyah, 5 milyon da beyaz yaşıyor. Mandela, bu ezici çoğunluğa dayanarak "Yönetimde siyahlar ağırlıklı olmalılar" dıyebilirdi, ama demedi. Çoğunluktakı siyah- larla azınlıktaki beyazlar arasında tam eşitlik istedi, o kadar. BBC, önceki gece verdiği haberde Mandela'nın bu açıklamasının, Gü- ney Afrikalı beyazları rahatlattığını bildiriyordu. Radyoya göre Mandela'nın "silahlı mücadeieye devam" kararı ise beyazlar ta- rafından hoş karstlanmamıştı. Sanırız Mandela'nın amacı da buy- du. Beyazlann önüne iki secenek koyuyordu: İki toplumun, iş- birliği yaparak uyum içinde yaşadıkları ve ülkeyi kalkındırdıkları bir model ya da kargaşa, silahlı çatışma, sosyal huzursuzluk ve ekonomik cökuntüye sürüklenmiş bir ülke. Mandela'nın önceki gün Sovveto'da yaptığı konuşma da akılcı ve gerçekçi bir liderin imzasını taşıyordu. Mandela konuşmasın- da, sıyahlara disiplin çağrısında bulunarak otobüs ya da başka araçlan kaçırmak, dükkânları basmak, yağma yapmak gibi ey- lemlerden kaçınmalarını istedi. Diğer bir deyışle silahlı müca- dele, siyahların kararlılığını gostermeye yönelik olacak, ama be- yazlar arasında terör yaratmayı amaçlamayacaktı. Çünkü kor- kan ve güvenmeyen bir halk, uzlaşmaya yanaşmaz. Aksine ken- disıni savunmak için sonuna kadar savaşır. Mandela başarabilecek mi? Halkını yönetebilecek çapta bir lider olduğunu özgürlüğünün ilk günlerinde göstermiştir. Yaptığı iki konuşma da ölçülü, ger- çekçi ve akılcıdır. Siyah Atnka'nın en akıllı devlet başkam olan Zimbabve lideri Robert Mugabe, başarıya ulaşmış, siyahlarla beyazlann uyum içinde yaşadıkları bir toplumu kurmuştur. Mugabe, beyazlara kar- şı. intıkam eylemlerinden özenle kaçınmasının yanı sıra beyaz- ları ışlerinın başında bırakmıştır. Böylece uzman yokluğu nede; niyle ekonomik kargaşa meydana gelmemiş, işlerin nasıl yürü- tüldüğünü bilen beyazlar siyahlarla işbirliği yapmış ve Zimbab- ve, Afrika kıtasındr ekonomik durumu en sağlam olan ülkeler arasında ön sırada yer almıştır. Bize Mandela da, Mugabe'nin yolunda gidecek gibi geliyor. »Ancak Mandela'nın ışı daha zor. Zimbabve'de 8 milyon nüfusun ancak 300-350 bini beyaz. Yani nüfusun sadece % 3'ü. Güney Afrika'da ise beyazlar, nüfusun % 16'sını oluşturuyorlar. Daha kalabaliK. daha büyük ekonomik çıkarlara sahip ve daha iyi si- lahlanmışlar. Ne var ki ırkçı politika geri tepmiş durumda. Ulke, siyasal aianda tecrit edilmiş. Sosyal huzursuzluk her geçen gün büyüyor. Ve en önemlisi ekonomi. gerek uluslararası yaptırım- lar gerekse siyahların grev ve direnmeleri nedeni ile hızla bozu- luyor. 1980in başlarında % 4 olan ekonomik büyüme hızı, gü- nümüzde % 2nin altına düşmüş durumda. Büyük yabancı şir- ketlerin önemli bölümü, kanlı sosyal patlamadan korkarak ülke- yi terk etmişler. Yabancı sermaye gelmiyor. Irkçı beyaz yönetimi, Mandela'yı serbest bırakmaya zorlayan nedenler bunlardır. Güney Afrika Devlet Başkam FW de Klerk, gerçekleri gören, pragmatik bir lider. Uzlaşma yolunu açmak- tan başka çare olmadığını anlamıştır. Mandela da cezaevinden çıktıktan sonra yaptığı konuşmada de Kterk'le diyalog yolunu açık bırakmış ve Guney Afrika Devlet Başkanı'nın "akılcı ve cesur bir adım attığını" söylemiştir. Mandela'nın ve Güney Afrikalı siyahların önlerindeki yol uzun ve çetin. Ama çağdışı ırkçılık politikasının tarihe karışma süreci başlamıştır. İSOHA3.ULUSLARARASI ISITMA, SOĞUTMA HAVALANDIRMA FUARI 9O15 ŞUBAT 1990 PERŞEMBE 13.00 • 13 20 Prof Dr Mehmet PALA 13 35 -13 55 Tımur EROL 14 10 - 14 30 Prol Dr Yuksel INEL 14.45 • 15 05 Or Bırol KAYGI 15 20 - 15 40 Inge NORDFfJRS 16.55 - 17 15 Necdet OAĞDEMIR PANEL KAPALI MEKANLARDA HAVA KALİTESİ ve İNSAN SAĞLIĞI Panel Bşk. Prof. Dr Mehmet PALA Panelistler: Tamer ATAUZ, Timur EROL, Prof Dr Müzeyyen Dr Mustafa BİL.GE 16 ŞUBAT 1990 CUMA ISITMA ve DOĞAL GAZ SEMINER PROGRAMI 13.30 - 13.50 Or Sıöel ÖZOOĞAN 14.15 • 14.35 Cemal KOZACI 15.00 - 15.20 Doç Or Bırol KILKIŞ 15 45 - 16 05 Cengiz YILOIZ PANEL ISITMADAN DOĞAN HAVA KİRLİLİĞİ, ÇEVRE SORUNLARI ve ONLEMLERİ Panel Bşk. Prof. Dr. Doğan ÖZGÜL Panilstler. Prof. Dr. Eralp ÖZIL, Doç Dr. Bırol KILKIŞ, Prof. Dr. Celal ERTUĞ, Dr Üzeyır GARIH, Doç. DR Semıha ARAYICI İSTANBUL SERGİSARAYI - TEPEBAŞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle