Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibı Cumhunyeı Matbaacılık vc Gazetecılık Turk Anomm Şırkeıı adına
Ntdlr N«ti 0 Gentl Yayın Muduru H ı s ı ı Ceraıl. Muessesc Müduru
Emiae LnklıtU, Yazı lşlerı Muduru Okıy Goneuia. • Haber Merkezı
Muduru Vıiçıı Bayrr. Savfa Duzenı Yöneımenı All Acmr. # Temalcrler
ANKARA Ahmrt Itm, IZMİR Hlknd Çctiak**. ADANA Çctu Vgeaogiu
1; Poöuka. Cdal H»|İMgıf, D15 Haberier Efiaa tala, Ekonomı. Ctnju Tıvtu. 1; Sendıka Şakna Kcmd, Kiihur Cdal ÜMK,
Eğıunı Geaav 5«yt««, Haber Araşumıa lsran Bertaıı. Yun HabCTİcn Vafct Doguı. Spof Danısmanj ılliıjıııfc Yıııı^M
Dızı Ytalar b r a Çak^ku, \raşumıa. ŞafcM AIpv, DlUdtmc llllUılı \*aa f) Koordınalör Aluncl Kon*u, • Malı ljkr
Eral EA.L • Muhasebe Mtat teatr • Butçr-Planiama. Srrp •"—uaiııı -j.r • Rcilam. \n« Tonu. • Ek YSrvınlar Hal>>
Aiyol • Idarr Hncyla Gatr. # lşletmr Öncfcr Çdk, • BJS-IŞICTH. Nnl Inal. # PtrsoncL Scvgı Boaunaoth.
Bcsen v* hpon Cumhunja MatbuaU w Guocakk TAŞ. TW O o * Ctd. 39/41 Cl«ric(kı
H334 IB PK 246-laanbul Sd 5U 05 05 (20 hal). TÜDC 22246 FM. (I) 526 60 72 0
Su-atı^ Aakjn Zıja COUp Bv lnfcıtap S. Mtt 19'4. T± IJ3 II *M7. Tüx 4234* fte (4) 133
05 65 • l a * ; H Zı» Blv 1352 SJ/İ, Tü 13 12 30. Tü=c 52359 Fır (51) 19 53 «0
lnOnü Cad 119 S. Ncr I KJI 1. TB 19 37 52 (4 hal). Tdot. 62155. Fu. (71) 1» 37 52
TAKVlM: 12 ŞUBAT 1990 Itnsak: 5.30 Güneş: 6.55 öğle: 12.23 tkindi: 15.13 Akşam: 17.41 Yatsı: 19.00
Ahnanya'nm
zehirti hurdası
DenizlVnin belası
Federal Almanya'da kirliliğe neden olduğu
için çevreciler tarafından kapattırılan kâğıt
fabrikası, Denizli'ye kuruluyor.
Denizli Belediyesi ruhsatsız olduğu için
fabrikanın inşaatmı durdurdu.
ÖMER YURTSEVEN
DENİZLİ — F.Almanya'nın
Stuuheim kasabasında çevre ve
toprak kirliliği ile gurultuye neden
olduğu için çevrecilerin ve Yeşil-
ler Partisi'nin başlattığı kampan-
ya sonucu kapattınlan dev kâğıt
fabrikasım, Denizh'de kurulu
Dentaş Oluklu Mukavva Sanayı
A.Ş'nin 3 milyar liraya satın al-
ması tepkiyle karşılandı. Denizli
Belediyesi ruhsatsız fabrika inşa-
atını durdurdu.
Dentaş A.Ş.'nin kuracağı "ze-
hir fabrikası" için DPT'den 12
milyaı lıralık da teşvık aldığı or-
tayaçıktı. F.Almanya'da faalıye-
tine son verilen fabrikanın tum
makindenni söktürerek 70 TIR'la
Denizli'ye getirten Dentaş A.Ş.'ye
baskın yapan Denizli Belediyesi
meclis üyeleri, ruhsatsız olarak
yapunına başlanan kâğıt fabrika-
sının inşaatını durdurarak kuru-
luş hakkında zabıt tuttu.
Denizli'de 2 yıldır Kurumlar
Vergisi rekortmeni olan Dentaş
A.Ş. kirlilik ve gürultünün yanın-
da 21 ayn kuş turünün yok olma-
sına neden olan fabrikanın mal-
zemelenni satın alırken teşvik için
de DPT'ye başvurdu. Malzeme-
ler gelmeden 12 milyarlık teşvik
koparan kuruluş, tesis için bele-
diyeden inşaat ruhsatı almadı.
Ancak meclis uyelerine yapılan ih-
bar sonucu olay ortaya çıkarıldı
ve "zebir fabrikası" kurulmadan
bdediyeden "yasak" karan geldi.
Stutzheim kasabasında uzun
yıllar işletilen entegre kâğıt fab-
rikasına karşı bir sure önce kam-
panya başlatıldı. Fabrikanın ba-
calanndan çıkan zehirli gazlar ile
atık sulann hava kirliliğıne yol aç-
tığı gibi toprakta mikroorganiz-
malan öldurdüğunu belirleyen
Yeşiller Partısi ile çevreciler, kam-
panya sonunda tesisı kapattınnayı
başardılar. Önce çevrecüere kar-
şı direnen fabrika yönetimi daha
sonra fabrikanın zehir saçtığı be-
lirlenince pes etraek zorunda kaJ-
dı.
Bu aşamada devreye giren Den-
taş A.Ş. fabrikanın tüm malzeme-
leri için yeikililerle 3 milyar lira-
ya pazarlık yaptı. Anlaşmanın
sağlanmasından sonra malzeme-
ler 70 TIR'la Denizli'ye getirtildı.
Ruhsat alınmadan inşaatına baş-
landı.
Dentaş A.Ş.'nin çevreyi koru-
ma bilincinin gelıstiği bir dönem-
de kârlılığını arttırmak için başvur-
duğu girişim tepkiyle karşılanır-
ken, Denizli Belediye Başkanı Aii
Manm konu hakkında, "Almau-
)a'da çevreyi zehiriedi£i için ka-
patılan fabrikanın Denizli'de ku-
nılmasına izin vermeyiz" dedi.
Çevreciler "zehir fabrikası"
için araştırma yapılmadan 12 mil-
yar liralık teşvik verilmesini pro-
testo ederken Dentaş A.Ş.'nin Ge-
nel Müdürü Tnran Üikıi konu
hakkında şu savunmayı yaptı:
"Biz aldığımız teşviğin yansı-
nı fabrikanın sahiplerine verdik.
Gerrje kalan paranın buyük bolu-
mıinü ise antma tesisi ve fillras-
yon sistemlerinde harcayacagız.
Bu fabrikayı kurarak aslında biz
çevre kiriiUgine karşı roucadeie et-
miş olacagız. Çunku fabrika için
gerekli hammaddevi kâğıt topla-
yıcılardan saglajacagu. Böylece
birçok işşize iş imkânı yaratmış
olacagız."
50yıllık ceza ve cezayargılaması hukuku uzmanı, ünlü ceza avukatı Prof. FarukErem:
Hııkuk reformu zorunluÖlüm cezası hiçbir şeyi
halletmez. tnsanoğlu hata
edebilir. Sonra bunu tamir
eder. Hatayı tamir etme
olanağını daima elimizde
bulundurmamız gerek.
Insanların hata yaptığını
lütfen kabul edelim ve
ölüm cezasını
kanunlanmızdan
çıkaralım.
ALPAY KABACALI
"Sanatçı, bilimin öncusü olan,
daba dogru deyimie olabilen ki-
şidir."
"Sanatın konnsunda 'yasak
bolge' kabul edilemez. Sanat ya-
şadıkca konnsu degi^ecektir."
"Sanat, bilim yapıtlan, flkir
suçlan ve benzeri bakkında ken-
dine ozgu kurallaria yargılamanın
yenilenmesi biçiminde toplumca
I özur dilemenin bir yolu bulnmna-
lıdır üJkemizde de."
"Demokratik anayasaJarda ek-
sik olan, sanatın gelişmesi için
'devlet katkısı'nın açıklanmamış
olması veya bo katkının bulanık,
yapünmsız bırakılmış olmasıdır.
Bu nedenk anayasaouzııı (m.10)
devlet 'insanın raaddi ve manevi
varlığımn gelişmesi için gerekli
şartlan haarlar' hökmii yetern' de-
gildir."
Bunlar, Farak Erem'in ocak
PORTREProf. FARUKEREM
TBB'ye 10yü başkanlık
1913'te tstanbul'da doğdu. Ankara Üniversitesi
Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Sınav kazanarak
Belçika'ya gitti, hukuk doktorası yaptı. Bir süre
Yargıtay Başsavcılığı'nda çalıştıktan sonra
bitırdiği fakültede doçentliğe başladı. Bir yıl
ttalya'da kaldı, ceza hukuku ve kriminoloji
alanında çalıştı. Italya'dan dönünce profesörlüğe
yükseltildi. Dekanlıkta, universite yönetim kurulu
üyeliğinde bulundu. Turkıye Barolar Birliğı'nin
ilk genel başkanı seçildi ve bu gorevi on yıl
süreyle yüruttü. 1978'de kendi isteğiyle
üniversiteden emekhye ayrıldı. Aynı zamanda
ünlü bir ceza avukatı olan Erem'in başlıca
yapıtlan Ümanist Doktrin Açısından Ceza
Hukuku (4 cilt), Adalet Psikolojisi (8. baskı,
1988), Diyalektik Açıdan Ceza Nfuhakemeleri
Lsulü'dur. (6. baskı, 1987) Bir Ceza Avukatının
FARUK EREM — Savunma müessesesinin eli Anılan (5. baskı, 1986) adlı kıtabı TV'ye ve
kolu kınldı. tiyatroya uyarlandı, geniş ilgi gordu.
Belediye Başkanı Türgut Şeru
Side'ye beton
giremeyecek
BÜLENT ECEVİT
StDE — Side Belediye Başka-
nı Turgut Şen, 1990 turizm sezo-
nunda fiyatlarda değişiklik yapıl-
mayacağını açıkladı. Şen, arnaç-
lanrun iç turizmi canlı tutmak ol-
duğunu behrtti, turistlerin Türk
halkıyla birlikte tatil yapmak is-
tediklerini söyledi. Turgut Şen,
"Kacak ve beton yapılan yıkıyo-
nız. Side'ye betona sokturmaya-
cagun" dedi.
Turizm konusunda Side'nin bu
sezon sınav vereceğıni vurgulayan
Şen, geçen yılki fiyatlann değiş-
tirilmeyeceğinı belirtti ve "Avrupa-
lı tatil için geidiği yorede yine Av-
nıpalı gormek istemiyor. Yore
halkını da tanıyıp birlikte tatil
yapmak istiyor. Onun için iç tu-
rizme onem veriyoruz ve fiyatlar-
da zam yapmayacagız" diye ko-
nuştu. Şen, Sıde'de başlayan alt-
yapı çalışmalannın 27 martta bi-
teceğini, çalışmalar sırasında çı-
kan tarihi kaJıntıların muzeye tes-
lim edildiğini söyledi.
Başkan Şen, 1990 sezonunda
pansiyon fiyatlarına zam yapma-
yacaklarını belirtirken, özellikle
işçilerin, memurların Side'ye ge-
lıp yılın yorgunluklarını atmala-
rını istedi. Şen, "Side ucuz bir ta-
til yöresi olacak. Aynca Side'yi
Antık Side' hafine getirecegiz. Ka-
cak ve beton y-apılan yıkacağız.
Kim ne derse desin Side'ye beton
sokturtmam" diye konuştu.
Side'de 3 bin pansiyon yatağı,
2 bin çadırlı kamping yatağı ve 6
bin de belgeli yatak var. Pansiyon-
larda iki kişilik bir oda fıyatı 15
bin ila 30 bin lira arasında değişi-
yor.
'Antik Side"yi nası] yaratacağı-
nı sorduğurnuzda Şen, "Anıtlar
Kuralu'nun istediğinden başka
hiçbir yapılaşmaya izin vermeye-
cegiz. 4-5 kaüı bina izni vermemiz
mumkün degiL Side'nin klasik ev-
lerinin korunmasına ozen goste-
recegiz. Çok degil 5 yıl sonra Si-
de dünyanın en iyi korunmuş ve
yaşayan yöresi olacaktır. Şimdiye
kadar 15 kadar e> yıkük. Bunla-
n yıkarken de halk magdur olnm-
sına karşın sesini çıkarmıyor. Ya-
ni tepki gormuyoruz" yanıtını ver-
dı. Bakanlıktan maddi yardım
alamadıklarından yakınan Şen,
"Bakanlanmıza da söyledim, ce-
bimden para barcayıp Side'yi Si-
de yapacağım. Belediyeye 500 mil-
yoo borç veririm yine yapanm"
dedi.
1981'de 12 Eylülcülerin anayasayı
"tebdil tagyir ve Uga" ettikleri en
karanlık gunlerde Sanat Oiayı'nda
yayımlanan "Anayasa, Bilim ve
Sanat" başlıklı yazısından...
Kamuoyu, Faruk Erem'i Bir Ce-
za Avukatının Anılan'yla tanıyor.
önce Cumhuriyet'te tefrika edilen
bu yapıtta "toplumsal degerleri-
mizle hukuk sistemimizin
çeliştigi" yalın ve etkili bir üslup-
la vurgulanıyor.
Faruk Erem, ünJü bir ceza avu-
katı olduğu kadar, ceza ve ceza
yargılaması hukuku alanında da
bir "otorite". Sanatla içli dışlı ol-
ması, onu ceza hukukunun ve bir-
çok bilim dalının kökeninde ede-
biyatın yer aldığı görüşüne yönelt-
mış. "Ceza hukukunun, özellikle
kriminolojinin beliriedigi busus-
lann pek çogunun bu bilimden
yıllarca, hatta yüzyıllarca once sa-
nat tarafından ortaya atıidıgı
kanısındayım" diyor.
Yeni Ceza Kanunu tasansıru ha-
zırlayan kurulda görev almış bu-
lunan Faruk Erem, tasanyı şöyle
değerlendıriyor: "Buna yepyeni
bir tasan denemez. Özellikle ya-
bana ulkeler kanunlannda bemen
hemeo ittifakJa kabul edilen öyk
suçlar var ki bunlar goz oniine
ahnmamıştır. Buna karsılık eko-
nomik ve sosyal suçlann dikkate
ahndıgını, ilk defa Ceza Kanunu-
oa ekonomik hükumlerin konul-
dngnnu görmektry iz. Ben, Usan-
daki hükumlerin pek cogun», ya-
ü e 1 9 8 6 a r
" '
s ı m U k j u
„, içi n d e
cilt kanseri olaylan dort kat arttı. Arastırmalannı, 300 bin üyeli
bir Amerikan sigorta şirketinin verilerine dayandıran Amerikan
Llusal Kanser tnstitusu'nden uzmanlar, bir cilt kanseri salgının-
dan söz ediyorlar ve bunun başlıca nedeninin modern Batı dunya-
sındaki bronziasma tutkusundao kaynaklandıgını belirtiyoriar.
Özellikle kısa, ama yogun guneş bany osu melanomlann ortaya çı-
kısına yol açıyor. Haberi veren AJman "Der Spiegel" dergisine göre
bo kölu buylu cilt tıimonıne bundan yakiaşık otuz yıl onceye kı-
yasla gunümuzde erkeklerde 3.5 kez daha sık, kadınlarda da 4.6
kez daha sık rastlanıyor. Federal Almanya'da yapılan araştırma-
lar da gerek erkeklerde, gerek kadınlarda cilt kanseri oranında be-
lirgin bir artışın gozlendigini ortaya koyuyor. Cilt kanserine karşı
mucadelede saglanan onemli ilerlemelerden yararlanabilmek için
ultraviyole ışınlardan mutlaka kaçınılması oneriliyor.
Avrupa'da hava ulaşımına karşı demiryolcular büyük bir atağa kalktı
Süper trenler jetleri sollar mı?1993'ün Birleşik Avrupası'nda ulaşım
konusunda uçakların büyük bir rakibi var:
Hızlı trenler. Fransa bu konudaki
çalışmalarda başı çekiyor. F. Almanya'da çok
ciddi projeler hazırlanıyor. Özellikle 2-3
saatlik mesafelerde hızı saatte 200-250 km.'ye
ulaşan süper trenler, jetlere alternatif.
Dış Haberler Servisi — Avnı-
pa'da hızlı trenler yaygınlaşıyor.
Hızı saatte 300 krn'ye ulaşacak
olan hızlı trenler, birçok hatta
uçaklardaıı daha hızlı yolcu taşı-
yacak.
1960'h yıllardan beri ilk kez
uçaklar, uluslararası yolcu taşıma-
cılığı alanında ciddi bir rakiple
karşı karşıya. lngiltere'de yayım-
lanan The Economist dergısınin
bildirdiğine göre Avrupa'da
Fransa'njn öncıiluk ettiği hızlı tren
uygulaması, giderek öteki buyük
Batı Avrupa ülkelerini de etkile-
di ve havadan yolcu taşımacıhğı-
na ciddi bir rakip haline geldi.
Bu yüzyılın sonunda Londra-
Paris arasındaki yolculuk 2.5 sa-
ate duşecek ve bu süre, bir kent
merkezinden öteki kent merkezi-
ne havayolu ile yapılan uçak yol-
culuğundan kısa sürecek. Yine
hızlı trenler Kuzey Avrupalıları
Akdeniz'deki tatil beldelerine bir
gecede, hem de yolculannı hava-
alanlarının kargaşasına hiç sok-
madan kolayca taşıyıverecekler.
Avrupa Komisyonu'ndaki tren
yanlıları, Avrupa'nın bütun buyuk
ke.ntlerini birbirine bağlayan hız-
lı tren sebekesinin projesini ortaya
attılar. Bu projenin maliyetı 100
milyar dolar. 30 yılda tamanılana-
cak. Ancak projeye belli yoreler-
de öncelik tanınacak.
Şu anda hızı saatte 200 km'yı
aşan hızlı trenleri hizmete sokan
tek ülke Fransa. Fransa bu amaç-
la inşa ettiği iki hattı, Paris-Lyon
ve Paris-Le Manch'ı devreye sok-
tu. Hızını alamamış görunen
Fransa, hızlı tren uygulamasında
akıllara durgunluk veren bir dene-
meyi de geçenlerde başardı. Dene-
nen hızlı tren saatte 450 km. hıza
ulaştı. (Bir jet uçağının hızının ya-
rısı) Fransa şimdi ticari hatlarda
300 km/saat hıza ulaşmayı hedef-
liyor.
tspanya ve Italya, Fransa'dan
geri kalmamaya çalışıyorlar. tngü-
tere yeni hatlar döşemede isteksiz
davranıyor, mevcutlan iyileştir-
mekle yetiniyor. (lngiltere'de
Londra-Edinburgn arasında çalı-
şan en hızlı tren saatte 200 krn'ye
ulaşıyor)
Bu alanda daha geri durumda
bulunan trlanda, Dublin-Coke
hattında trenlerin hızını 150
km/saate çıkarmaya çaJışıyor.
Batı Almanya saatte 250 km'yi
aşan hıziı trenler planlıyor, ancak
bir sorunu var. Ülkenin topogra-
fık özellilderi dolayısıyla hızlı hat-
ların üçte biri tünellerden geçmek
zorunda. Trenlerin tünellere hız-
la girerken yarattıgı basınç ise yol-
cuların kulaklarını zonklatıyor.
Bu durumda Almanya büyük ola-
sılıkla vakumlu vagon yapacak.
Sorunlar ne olursa olsun, hızlı
tren şebekesi Avnıpa'da bu yüzyı-
lın sonundan önce yaygınlaşarak
devreye girecek. Fransa tecrube-
sinden çıkan sonuç şu: Üç saatlik
yolculuklarda trenler uçaklardan
daha avantajlı duruma geçebiliyor
ve işadamlarını çekiyor. Süre iki
saate ındirilebilirse, trenler piya-
saya hâkim olabilirler. Tren ve
uçak taşımacılığı arasındaki ilk
buyuk kapışma, Londra-Paris-
Bruksel-Amsterdam ve Köln gibi
yoğun ve işlek hatlarda meydana
gelecek.
Kumlar
altındaki
antik kent
MERSIN (Cumhuriyet) —
M.ö. 2. yüzyılda kunılduğu behr-
lenen antik kent Elaıussa-
Sebaste'nin Içel'in Ayaş Köytı'nde
ve kumlar altında olduğu bildiril-
di.
tstanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakultesi öğretim uyesi Prof. Se-
mavi E>ice'nin çeşitb yıllarda yap-
tığı Ayaş Köyu'ndeki antık kent,
bilimsel kazılarla ortaya çıkartıla-
bilecek. Içel Turizm Müdür Yar-
dımcısı Cafer Kocamaz, M.Ö. 2.
yüzyılda kurulduğu saptanan
Elaiussa-Sebaste antik kentinin
M.S. 72'de yeniden düzenlendiği-
ni, fırtınaya açık olması nedenıy-
le de 6. yüzyılda uzerinin kumla
örtülduğunu bıldırdi.
Kocamaz, fırtınalar sonucunda
kentin onemli bir bölumunun ve
limanıı. kumla dolması nedeniy-
le bölgenin önemini kaybettiğini,
aynı dönemde Romalıların kenti
terk ettiğinin anlaşıldığını söyledi.
Marmaris yazıbekliyor
6 metre genişliğindeki yaya yolu yapımı
sürüyor. Marmaris İçmeler Belediyesi Başkanı
Eren, her gün 15-20 metre dolayında yol
yapıldığını, bu sezon içinde Altın Plaj İçmeler
sınırına kadar ulaşacaklarını söyledi.
MLSTAFA
PABUÇÇUO6LU
MARMARİS — Marmaris'te
yeni sezon için altyapı çahşmala-
n hızJandınlırken umutlu bir bek-
leyiş sürüyor. llçede kanalizasyon
sorununu çözumleyecek pompa
makineleri yakın bir gelecekte
devreye sokulacak. Yol ve kaldınm
yapımlan da hızlandırılıyor. Bu
arada Marmaris îçmeler'de halkın
kıyı şeridinden yararlanması için
ruhsatsız işyerleri yıkılıyor.
Türkıye turizmınin onemli mer-
kezlerinden biri olan Marmaris1
te yeni sezon hazırlıkları başladı.
tlçenin onemli sorunlanndan bi-
ri olan kanalizasyon altyapısı, ge-
tirilen yeni araçlarla çözumlene-
cek. Belediye Başkanı İsmel Ka-
radinç kanalizasyon için pompa
makinelerinin geldiğini belirterek
"Bu sezon öncesi sistemi devreye
sokacağız. Pompa makinelerinin
montajı yapılacak, bir yıl sureyle
denenecek. Sistem oturduktan
sonra mekanik antma
başlayacak" dedi. Bu arada ilçe-
nın belırlenen sokaklannda yol ve
kaldınm çalışmalan yapılıyor, ze-
min taş bloklarla döşeniyor. So-
kaklann altıııa su, kanalizasyon
ve PTT bağlantılarının yapıldığı-
nı soyleyen Karadinç, "Yaz boyun-
ca sokaklarda çalısma vapılmaya-
cak. Temiz, tozsuz bir Marmaris
için ber tiirlö özveriyi yapacagız"
diye konuştu.
Bu arada Marmaris İçmeler Be-
lediyesi 1990 turizm sezonuna
ruhsatsız işyerlerini yıkarak ve
piaja yaya yolu açarak hazırlanı-
vor.
Belediye Başkanı Zeki Eren
ruhsatsız olduklan için yıkılan se-
kiz işyeriyle ilgilı yakınrnalar için
"Plaj Caddesi kentin en gozde
yerlerinden birisidir. Derme cat-
ma yapılann bulunduğu bu cad-
deyi gecekondu gorunnmunden
kurtaracagız" dedi. Bu arada iş-
yeri sahipleri >-eni bir otel yapımı
için işyerlerinin yıkıldığını savun-
dular.
Marmaris tçmeler'de yıllardır
sonın olan kıyı yaya yolu da çö-
zume kavıışuyor. Nunamar ve Al-
tınyunus otellerınin açtıkları da-
vayı kaybetmelerinin ardından
başlanan plajla oteller arasında-
ki 6 metre genişliğindeki yaya yo-
lu yapımı suruyor. Başkan Eren
her gun doğal kayrak taşlarıyla
15-20 metre dolayında yol yapıl-
dığını, bu sezon içinde Altın Plaj
İçmeler sınırına kadar ulaşacak-
larını, gelecek sezon da Marma-
ris Belediye sınırına varılacağını
söyledi. Başkan Eren, bu yolla kı-
yıların kamuya açılmasımn sağla-
nacağını belirtti.
nsına yakınına mubalif kaldım."
O, ölüm cezasının kaldırılması-
nı öteden ben savunuyor. "Bo fik-
ri, Türkiye'de ilk defa bffimsd oia-
rak savunanlardan tekiyim ya da
birincisiyim" diyor. "Bu konada
pek çok yayınım var. Hatta
1961'de Adnan Meadens, Polat-
kan vc Zorhj hakiannda MİİU Bir-
lik Komitesi'oe çok aynntılı bir ra-
por vererek bu cezaya carpünlma-
nuüan için çaba harcadım. Aynı
gunlerde bir broşür de yayımla-
dım."
Bu cezanın hiçbir yaran olma-
dığına. hatta -Bir Ceza Avukatı-
nın Anılan adlı kitabında da or-
taya koyduğu üzere- birçok sakın-
calar yarattığına inanıyor Faruk
Erem:
Sosyal kan gtitme
"Öfüm cezası, bir çeşit sosyal
kan giitmeye donuşıiyor. Olaylar
bunu bize pek acı bir şekilde gos-
tcrdi. Ölüm, hiçbir fcyi halletmez.
Çok etkili ek tedbirierte ölüm ce-
zasının yol açügı sonuçlana bep-
sini ortadan kaldırabiliriz. kaldı
ki ölume hükmeden kişi, nihayet
insan. tnsanoğlu hata edebilir.
Sonra bunu tamir eder. Nitekim
bizinı Ceza Yargılaması Lsulü Ka-
nunu'nda 'yargılamanın
yenilenmesi' diye bir nsul vardır.
Demek ki devlet, 'Ben hata ede-
bilirim; hata edersem bunu şöyle
düzelteceğim' demek ister bu bü-
kıimlerin kabolü ile. Bu durum-
da, ölüm cezası vennekte nicin ıs-
rar edelim? Hatayı tamir etme
olanağını daima elimizde bulun-
durmamız grrek. Insaniann hata
yaptığını lutfen kabul edelim ve
ÖHim Cezasim ItannnlanmiTfipn ç|-
karalım."
On yıl Türkiye Barolar Birliği
Başkanlığı yapan Faruk Erem,
bizdeki ceza yargılaması sistemi-
nin "çok kusuriu yönleri" bulun-
duğunu açıklıyor, barolarla ve Ba-
rolar Birliği'yle ilgili düzenleme-
ler üzerinde dururken de şunlan
söylüyor:
"Avukathk Kanunu'nda yapılan
degısikliklerie savunma müessese-
sinin eli kolu kınldı. Evet, savun-
mayı avukat yapar, ama zor du-
ruma dustöğünde keadisioi kom-
yacak kunıloşun hagınmıı olma-
dıgına inamrsa dunun dcği^r. Ay-
nca Barolar Büiigi'nin de bafım-
sızhk çabası içtne girmesine ve bu-
nu en etkili bir şekilde yapmasuıa
Uraftagm. Bugiin barolar bagım-
sız degildir. Bir çesit vesayet alön-
dadır. Vesayet altında da savunma
geregi gibi yapüamaz."
Fahri profesörlük
12 Eylül dönemınde baa kişile-
re "fahri profesörlük" verilmesi-
ne gelince... Başka ülkelerde oldu-
ğu üzere yalmzca bilime emeği
geçmiş kişilere fahri profesörlük
verilmesini öneren Faruk Erem,
bu olanağın kuçük politika hesap-
lanyla kullanılmasına karşı çıkı-
yor. "Çünku," diyor, "Böylece po-
litika yapılmış olur. Oysa bilimle
politika bagdasmaz."
Ya 1982 Anayasası?
"Bütun gönlumle 27 Mayıs
Anayasası'na taraftanm," diyor
Faruk Erem. "Bence 27 Mayıs, as-
keri bir harekât degildir. Bence 27
Mayıs=Anayasa. Bu anayasanın
Türkiye ye bol geldigi yolundaki
bilim dışj düsüncderin sakatlıjı-
na inanıyorum. Bu bakımdan,
1982 Anayasası'nın detişürilme-
sinden ve tanjnmış olaa haklan
kısıtlayan bütün bükümlerin çıka-
nlmasından yanayım."
tlginç bir anı
Anayasa değişikliğiyle yetinil-
memesini, öteki yasaların da göz-
den geçirilerek bir hukuk refor-
muna gidilmesini istiyor Faruk
Erem. Bu konuda ilginç bir anısı
var:
"Demokrat Parti ikddara g«Wi-
ginde, Türkiye'deki mevznaüH an-
tidemokratik batün hükümlerini
kaldırma karan verdi. Bir komis-
yon kunıldu. KomUyonan bilim-
sel açıdan antidemokratik boMn-
| u her şeyi, hatta anayasayı bOe
degiştirmeyi onerme yetkisine sa-
hip oldagu söyleodi. Uzun süre
çanştık. Şu sonın ortaya çıktı: An-
tidemokratik kurallar. nelerdir?
Kamu haklannı, özel haklan ve
insan haklannı kısıtlayan ya da
kaldıran hükiimlerin aatidemok-
ratik oldn|unn söyledim. Bu öl-
çtit ittifakla kabul edildi vc mev-
zaabmız bu açıdan tarandL Bir yıl
kadar süren çansmalardan sonra
genel rapor hazıriandı. Çok gec-
medcn hükumet, komisyonu lop-
lantıya çağırdı. Hükümel adına
komisyon toplanüsına kanJan Sa-
met Ağaoglu, 'Biz fikri bakımdan
bazı değişikliklere uğradık, komis-
yon raporu yayımlanmasın' dedi.
Scrt tepki gösterdik. 'Siz demok-
rasiyi savunarak, antidemokratik
kanunları ileri sürerek geldiniz.
Şimdi bundan vazgeçiyorsunuz.
Bunun sonu çok acı olacak' de-
dik."
Sonuç ?
"Sonradan bunlara daha koyu-
lan eklendi. Demokrat Parti dc-
mokrasiden tamamen uzaklasd vc
bunun sonucunda da 27 Mayıs ol-
du."
Faruk Erem, "Bu tecıübcyi ya-
şayan bir kişi olarak," diyor. "Bn-
gunkiı gidisin hiç de isabetli olma-
dıgı kamsındayım."
Ve ekliyor:
"Genel inancım ne sağda ne de
soldadır. Ama Türkiye'de gerçek
demokrasinin yerleşmesini iste-
yenlerden biriyim. Bunun hüma-
nisl bir çerçeve icerisinde yapüma-
sına taraftanm."
Tatil Ntti.
dersbaşı
• ANKARA (AA) — İlk
ve orta dereceli okullarda
yakiaşık 11 milyon öğrenci
ve 400 bin dolayında
ögretmen, 16 günlük
somestre tatilinden sonra
bugün yeniden dersbaşı
yaptılar. Bugün başlayan
1989-90 öğretim yıhnın
ikinci yarısı, köy
ilkokullarında 11 mayıs,
şehir ve kasabalardaki ilk
ve orta dereceli okullarda
ise 8 haziranda sona erecek.
OSS deneme
sınavı
• ANKARA (AA) — Milli
Eğitim Bakarılığı'nın
denetimmde Özel
Dershaneler Birliği
(özdebir) tarafından 4 mart
pazar günü
gerçeklestirilecek öğrenci
scçme sınavı (ÖSS) deneme
sınavı için başvurular 16
şubat cuma günü sona
erecek. 71 il merkezinde
yapılacak ÖSS deneme
sınavına katılmak Lsteyen
adaylardan okula devam
edenlerin, kayıtlı olduklan
okul müdurluklerine,
mezun veya bekiemeli
durumda bulunanlann ise
bulunduklan ildeki lise ve
dengi okul müdurluklerine
başvurmaları gerekiyor.
Adaylardan sınav kılavuzu,
başvuru belgesi ve banka
belgesi karşılığında 500 lira,
sınava katılma ücreti olarak
da 8 bin 500 lira alınacak.
Vanalar
açılıyor
• ŞANLIURFA (AA) —
Güneydoğu Anadolu
Sulama Projesi'nin kalbi
olan Atatürk Barajı'nda,
bir ay aradan sonra Fırat
nehrinde yeniden bugün su
verilmeye başlanacak.
Barajda, dip savaklardan
nehir yatağına yeniden su
verümesi dolayısıyla
düzenlenecek törene
Bayındırlık ve lskân Bakanı
Cengiz Altınkaya da
katılacak.
Ardıç nesli
tehlikede
• ANAMUR (AA) —
Tohumlarındaki çimlenme
engeli nedeniyle üretimi
gerçekleştirilemeyen, bu
yuzden de
gençleşürilmesine henüz
geçilemeyen boylu ve
kokulu ardıç neslinin
tükenmeye başladığı
bildirüdi. Anamur Orman
lşletmesi Müdürü Emin
Arpacı'nın verdiği bilgiye
göre orta Toroslann
1500-1800 metrelik
kuşağında yetişen boylu ve
kokulu ardıç odunu yuksek
kalorili oluşu nedeniyle
köylüler tarafından kaçak
olarak kesiliyor. Orman
tşletme Müdürü Arpacı,
nesli giderek tükenen
ardıcın, 1983 yılında Tarım
Orman ve Köyişleri
Bakanlığı'nca korumaya
alındığını belirtti.
Balık avı
yasagı
• KONYA (AA) — GöUer
bölgesinde 15 şubat
tarihinden itibaren sazan
bahğı avı yasaklandı.
Yetkililer, bu tarihten
itibaren balıklann
yumurtlama dönemine
gireceklerinden, yasağa
uymayanlar hakkında yasal
işlem yapılacagını
söylediler. Yapılan
açıklamaya göre-Eğirdir,
Hoyran, Kovada, Beyşehir,
Akşehir, Hotamış,
Karamık, Işıkb, Eber,
Çavuşcu, Gölcük, Karataş,
Ulupınar gölleriyle, Apa
baraj gölünde 15 şubat
tarihinden itibaren sazan
balığı avı yapılamayacak.
Otellerde yeni
tarife martta
• ANTALYA (AA) —
Antalya yöresindeki turistik
tesislerin yarısı, yeni fiyat
tarifesini 1 Mart 1990
tarihinden itibaren
uygulamaya başlayacaklar.
Turizm Bakarüığı'na
onaylattıkları oda fiyat
tarifelerinde, geçen yıla
göre fazla bir artış
yapmayan tesisler, yiyecek
içecek fiyatlannda yüzde
100'e varan artışlara gittüer.
Yöredeki turistik belgeli
tesislerin öteki bölümü de
sezonu nisan ayında
açacakları için indirimli
tarifelerine, 1 Nisan 1990
tarihine kadar devam
edecekler. Tesislerin 1990
yılı tarifesine göre iki kişilik
oda ucretleri turistik belgeli
pansiyonlarda 20-30 dolar,
tek yıldızlı otellerde 35-40
dolar, iki yıldızlı otellerde
45-50 dolar, üç yıldızlı
oteller 50-80 dolar.