04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ŞUBAT1990 HABERLER CUMHURİYET/U Balkan Ttirkleri dayanışması • Haber Merkeri — Balkan Türkleri Dayanışma ve Kültür Derneği'nin önceki akşamki "Dayanışma Gecesi"ne bütun şubeleri katıldı. 1500 kişinin hazır bulunduğu gecede Türk halk, Türk sanat müziği sanatçıları yer alırken gecede bir konuşma yapan dernek başkanı Mehmet Çavuş "Bize zulüm uygulayan zalim Todor Jivkov bugün hapiste, bizse burada eğleniyoruz" dedi. Çavuş, Bulgaristan'a karşı başlattıklan mücadelede "birinci merhalede" başanlı olduklannı, şimdi ise "gasp edilen haklanmızın mücadelesi için ikinci merhaleyi başlatıyoruz" dedi. Dayamşma Gecesi'nde 20 kişiye Bulgaristan mücadelesine verdikleri maddi ve manevi destek nedeniyle plaket, 60 kişiye ise hapsedildikleri çeşitli haksızbklara uğradıkları için onur belgesi verildi. (Fotoğraf: M. Emin Saraç) Eğitimcıler için sendika • ANKARA (AA) — Eğitimciler Derneği (EĞİT- DER)'in öncülük ettiği Eğitimciler Sendikası (EĞÎT- SEN)'in kuruluş çalışmaları sürüyor. Kurulacak sendikanın tüzük taslağı hazırlanarak tarüşmaya açıldı. Milli Eğitim BakanhğYmn merkez ve taşra teşkilaanda okul statüsündeki, eğitim kurumu niteliğindeki bütün birimleri ile üniversite ve yüksekokullan faaliyet alanı • içine alması öngörulen EGlT-SEN'in, 7 kişiden oluşacak kuruculart, tüzükle birlikte Ankara Valiliği'ne başvuracaklar. "Uluslararası anayasa" hazırlıgı • ERGANİ/BRÜKSEL (UBA) — "Uluslararası anayasa" hazırlıklannı surdüren "Dünya Seçmenleri Tüzük Komisyonu"na Türkiye'den, Ergani'de yayımlanan Arkadaş gazetesinin yöneticileri de devet edildi... "Uluslararası anayasa" hazırlama amacıyla kurulan tüzük komitesini oluşturma çalışmaları tamamlandı. "1990 Yılı Dünya Seçmen Toplantısı" Organizasyon Komitesi'nin sorumluluğunda gerçekleştirilecek olan "1990 Dünya Seçmen Toplantısı"na 30 ülkeden temsilciler çağnldı. Tıp uzmanlık sınavı • ANKARA (UBA) — Tıpta uzmanlık eğitimi giriş sınavlarına başvurular bugün başhyor. Sağlık Bakanlığı'ndan verilen bilgiye göre, uzmanlık eğitimi sınav başvuru belgeleri 6 marta kadar Sağlık Bakanlığı il müdürlüklerinden alınabilecek. llgililer başvurularını 9 marta kadar öğrenci Seçme ve Yerleşürme Merkezi'ne yapacak. Bu arada askeri sağlık personeli de başvuru belgelerini birlik komutanlıklanyla kurum amirliklerine teslim edecek. Belgeler kurum amirleri tarafından ilgililere zamanında ulaştırılacak. Tıpta uzmanlık eğitimi giriş sınavı, 7-8 nisan tarihlerinde Ankara'da yapılacak... Erdost gözaltına alındı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Yayıncı-yazar Muzaffer llhan Erdost, gece yarısından sonra 00.50'de Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden gelen polislerce evinden alınarak emniyete götürüldü. Erdost'un evine gelen 3 görevlinin ellerinde arama emri olduğu da bildirildi. Görevliler yalnızca 2000'e Doğru dergisini aldılar. Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün Ankara yöneticisi de olan Muzaffer llhan Erdost'un, görevlilere, "yann (pazartesi) torunumu Istanbul'a götüreceğim, dönüşte emniyete gelirim" şeklindeki sözleri, görevlilerce reddedildi. Erdost'un DGM Savcılığı emriyle Edip Polat'ın yayınladığı "Diyarbakır Gerçeği". adlı bir kitaba önsöz yazdığı gerekçesiyle gözaltına alındığı öğrenildi. Sığınmacı ekmegine davet • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) — tnsan Haklan Derneği İnsan Haklarının îhlallerini lzleme Komisyonu Başkanı Av. Fethi Gumüş, Sağlık Bakanı Halil Şıvgın ve diğer yetküileri sığınmacılann zehirlenmesine yol açtığı bildirilen ekmekten yemeye davet etti. Sağlık Bakanlığı'nın "lraklı Kürt sığınmacılara verilen ekmek ve diğer gıda maddelerinde zehir ve zehire benzer maddelere rastlanmadığı" biçimindeki açıklamasırun gerçekleri yansıtmadığını öne suren İHD İnsan Haklan Îhlallerini lzleme Komisyonu Başkanı Av. Fethi Gümüş, "Daha önce Kızıltepe kampında yaşanan zehirlenme olayının ardından yurtdışında incelemesi yapılan ekmeğin içinde zehir bulunduğunun raporlarla kanıtiandığını" ileri sürdü. Bu arada sığınmacılann ekmekten zehirlenmesini protesto etmek için korsan miting düzenleyen bir grup, polis tarafından coplanarak dağıtıldı. Olay sırasında fotoğraf çekmeye çalışan Milliyet Gazetesi muhabiri Namık Durukan, Tercüman Gazetesi muhabiri Mustafa Gürbüz, polis tarafından tartaklandı ve filmlerine zorla el konuldu. Maç tartışmasında cinayet • KARAHALLI (AA) — Uşak'ın Karahallı ilçesine bağlı Buğdayh köyünde, maç tartışması yapan iki gencin kavgası, cinayetle sonuçlandı. Beşiktaş - Bursaspor maçını televizyonda izlerken Bursaspor'un attığı golün ofsayt olup olmadığı konusunda (artışan Şahin Esen (28) ve Hasan Ali Uzan (18) adlı iki gencin kavgası, kahvehanedekiler tarafından engellendi. Daha sonra çalıştıklan dokuma atölyesine giden gençler, burada da aynı konuda kavgaya tutuştular. Kavga sırasında Hasan Ali Uzan, Şahin Esen'i bıçaklayarak öldürdükten sonra kaçtı. i* Lisede yangın • ANKARA (AA) — Ankara Gazi Endüstri Meslek Lisesi yakıt deposunda, işçilerin donmuş fuel-oil'i ısıtmalan yüzünden çıkan yangın, itfaiye tarafından büyumeden söndürüldü. Olay yerinde incelemelerde bulunan Ankara İtfaiye Müdüru Hasan Gül, yangının çıktığı yakıt deposunda birkaç yakıt tankı ve bir tiner deposu bulunduğunu belirterek "Ankara buyük bir facia atlattı" dedi. SHP GenelBaşkanı tnönü'den Özal'a 4 Bu işi yapamıyor'Kırşehir'de coşkulu bir kalabalığa konuşan SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, "Cumhurbaşkanı başı sıkışınca Amerika'ya gidiyor" dedi. İnönü, cumhurbaşkanlığı seçim yöntemini değiştireceklerini bildirdi ve TBMM'deki en az üçte iki çoğunlukla seçilmesini sağlayacaklannı kaydetti. ÜMİT ASLANBAY KIRŞEHtR — SHP Genel Baş- kanı Erdal İnönü, gelecek hafta yapılacak belediye seçimi öncesi Genel Sekreter Deniz Baykal, mil- letvekilleri ve Parti Meclisi üyele- riyle gittiği Kırşehir'de büyüic bir kalabalığa hitap ederken, hükü- metüı ve dif er partilerin SHP'nin ıktidara gelmesinden ödlerinin koptuğunu söyledi. İnönü, iktida- ca geldiklerinde Cumhurbaşkanı 1 nın seçim yöntemini değiştirerek TBMM'deki en az üçte iki çoğun- lukla seçilmesini sağlayacaklannı ve bunu yaptıktan sonra da Cum- hurbaşkanlığı seçimini yineleye- seklerini bildirdi. SHP lideri, ik- üdarlannda bütün yolsuzluklann hesabını soracaklannı, bunun için jimdiden TBMM'de çalışmaları- ra sürdürdüklerini de anlattı. tnö- nü, Cumhurbaşkanı Turgut Özal- ın bu görevini "doğru diinist ya- pamadığını, başı süuşınca Ameri- ka'ym gitügini" vurguladı. Dun saat 14.30 sulannda kala- balık bir konvoyla Kırşehir'e giren SHP heyeti, Ahi Meydanı'nda bü- yük ve coşkulu bir kalabalık ta- rafından karşılandı. "Özal istifa, Basbakan İnönii" sloganları ara- sında seçim otobüsünün üzerine çıkan ve buradan kalabalığa hitap eden İnönü, "Ellerinizi kaldınn, televizyon çeksin. Burada seçimi Idmin alacağını gösterelim" dedi. Hükumet üyelerinin ve Başbaka- nın Kırşehir'e geldiğini, fabrika te- meli attığını, ancak seçim için te- mel atıldığından olduğu gibi kal- dığım söyleyen İnönü, "Ama biz işi ciddi tutanz. İktidara gelelim, fabrikayı yapanz. Seçim fabrika- lan ANAP'a mahsustur" diye konuştu. Hayat pahalılığının her geçen gün arttığını, buğdayın ureticinin elinden 310 liraya ahndıktan son- ra bugün 500 liraya yükseldiğine dikkat çeken SHP lideri, "Bunla- nn emege, halka saygısı yok. Bir avnç insan köşeyi döniiyor. Ama halk seçimlerde kendisini gösterecek" dedi. tnönü, "Aslan KırsehirtBer" di- ye hitap ettiği kalabalığa, ANAP milletvekillerinin bölgeye geleme- diklerini de anlatarak bunun ne- deninin daha önce yaptıklan kan- dırmalar olduğunu söyledi. İnönü, halkın artık seçim iste- diğini, bu seçim sonucunda ikti- dara gelerek pahalılığı indirecek- lerini ve demokıasiyi yerleştirecek- lerini ifade ederek ulkede iktidar olmadığının en büyük göstergesi olarak da Yeniçeltek Maden Oca- ğı'ndaki faciayı gösterdi. SHP li- deri, bunun sorumlusunun iktidar olduğunu, maden ocağı yönetimi- ne bu işle hiç ilgisi olmayan kişi- leri getirmesinden kaynaklandıgı- nı dile getirdi. Halkın istemediği bit Cumhur- başkanlığı seçiminin kabul ettiril- mek ıstendiğini, ama ANAP'ın her geçen gun oyunun düştüğünü, son araştırmalara göre yüzde 10-15 olduğunu belirten tnönü, Başbakan Akbulut'u da eleştire- rek "Böyle Başbakan olur mu? Başb&kan bakanlannı kendisi se- çer. Başbakamn yaptıgını kirase dddiye almıyor" dedi. SHP lide- ri, Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılış biçimini de eleştirdikten sonra "Tabii seçim böyle olnnca Cumhurbaşkanlıgı'nı da doğnı düriist yapamıyor. Başı sıkışınca ABD'ye gidiyor. Ne için gittiği de resmi mi özel mi belli değil" diye konuştu. İnönü, iktidann şirketleri peş peşe kurtanrken üreticiye geliu- ce para yok dediğini ve yolsuzluk- lann sürdüğünü dile getirirken ka- labalıktan bazı kişiler, "Horzum, Horzum", "Davulcu Damat" di- ye bagırdı. İnönü, bunun üzerine "Hepsini meydana çıkaracağız. Arkadaşlanmız Meclis'te şimdi- den hesap soruyor. Davulcunun, mavulcunun da hesabını soraca- ğız. Hiç merak etmejin" diye ce- vap verdi. Türkiye'nin sorunlanmn çözü- münün yapılacak bir genel secim- den geçtiğini belinen tnönü, şöy- le devam etti: "Türkiye yeni bir iktidar istiyor, bekliyor. Yeni iktidarla birtikte bu anayasayı da değiştireceğiz. Bn anayasa ara dönemde çıkmıştır. Halktan korkarak, halk fazla iş- lere kanşmasın diye çıkmıştır. Bu- giiakii demokrasiyle bu anayasa- yı geçti. Bunun için sizden alaca- ğımız oyun, anayasayı degiştirecek kadar olmasını istiyoruz. Bir de Cumhurbaşkanhğı seçimini de de- ğiştirecegiz. Çünku bu seçimin iyi olmadığı ortaya çıktı. Meclis'te üçte iki çoğunlukla seçilmeli. Cumhurbaşkanı basit çoğunluk- la seçilmez. Şeklini değiştirecegiz ve tabii yeniden seçim yapacağız." COŞKULU KALABALK — SHP lideri Erdal İnönü, Kırşehir'de coşkulu bir kalabalığa hitap etti. GUNLEREV KOPUGU AHMETTAN Mesut Yılmaz SıkıntısıANKARA — Yıldınm Akbulut, ANAP için geçiş dönemi li- deri ve başbakanı olmaya hiç niyetli değil. Bugünkü konumunu sonuna dek korumaya kararlı. Akbulut bu kararlılığını ilginç bir biçimde ortaya koydu: "ANAP liderliği için Çankaya Köşkü Mesut Yılmaz'ı destek- liyor mu?" sorusunu yanıtlarken... Akbulut bu soruyu, "1991 deki olağan büyük kongrede adayım" diye yanıtladı. Liderlik koltuğunda otururken, ortada fol ve yumurta yokken Akbulut'un "adayım" demesi bazı ANAP'lılara göre bir gaf. Çün- kü bu açıklama kanatlar arası liderlik mücadelesini gereksiz yere resmen başlatmış oldu. Partirun zaten gevşek olan iç bütünlü- ğü böylece daha da gevşeyecek. Bazı ANAP'lılara göre ise tam tersi. Akbulut'un çıkışı çok ze- ki bir planın ilk aşaması. "Zeki plan" Mesut Yılmaz'ı da "Ben de adayım" demeye mecbur etmek. Öyle ya, genel başkan ve başbakan, '\5 yıl sonraki kongre için adaylığını ilan ediyorsa, o koltukta gözü oiduğu açıkça bili- rten Yılmaz'ın da artık adaylığını açıklaması kaçınılmaz hale ge- liyor. Planın bu ilk maddesi tutarsa Akbulut ikinci maddeyi uygula- maya koyacak. Akbulut, önümüzdekı haftalarda yapılması beklenen kabine değışıkliğinde Yılmaz'ı hükümet dışı bırakabılecek. Kendisine ra- kip olduğunu açıklamış bir bakanı kabinesınde tutmasını hiç kim- se, Cumhurbaşkanı Özal da dahıl, Akbulut'tan ısteyemeyecek. Hasan Celal Güzel'in kendisini çekmesiyle boşalan parti içi muhalefet ringine böylece Yılmaz çıkmış olaçak. Bu ring sözü Güzelcı Alpaslan Pehlivanh'nın. (Pehlivanlı "Üç boksörtü maç olmaz, blri çekilmeli" demişti.) Yılmaz'ın ringe çıkmasını hem Yılmaz'a karşı olanlar istiyor hem de Yılmaz yanlılan Dışişlerı Bakanı'nın liderlik mücadele- sinde açık davrranmamasmı çekingenliğine ve kendine güverv memesine bağlayanlar artıyor Bunlara göre bu noktadan son- ra hareketsizlik ve suskunluk "taktik olmaktan çıktı." Çünkü lider olacak kişinin örgüt ve delege düzeyınde poirti- ka yapmaya başlaması zorunlu. Oysa ki üye listelerinin yeniden düzenlendiği, ıl ve ilçe kongrelerinin yapıldığı bir dönemde Yıl- maz bu işlerle ilgilenmiyor. Ayrıca kendisi adına ilgilenen kimse de bulunmuyor. Dışişleri Bakanı olarak yalnızca dış politıkada sağlayacağı ba- şanyı -ki bugünkü tonjonktür içinde bu da çok zor- olağanüstü kongrede lehine çevirmek bir düş. Bu görüş sahıplerine göre Yılmaz'ın seçmen ya da halk des- teğinin arttığı, gazetelerde yer alan araştırmalara göre yıldızı- nın paıiadığı yolundaki belirlemelerin ise siyasi pratikte bir de- ğeri yok. ANAP'ta Mesut Yılmaz sıkıntısı yaşanırken bu arada olağa- nüstü kongrenin gelecek yılın haziranından bu yılın ekimine alın- ması hazırtığı var. Bu konuda ANAP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Demirtaş açıklama yaptı. Bu arada milletvekili ara se- çimleri de gündeme getiriliyor. Bılindiği gibi Turgut Özal, geçen hafta ölen DYP'lı Zekeriya Bahçeci'nın ve cinayet sanığı ola- rak hapiste bulunan ANAP'lı Idris Arıkan gibi milletvekillerinin boşalttığı yedi koltuk için ara seçim yapılması gerekiyor. Ara seçimler için ANAP'ta iki görüş var: Birincisi bu seçimlerin sonbaharda yapılması ve ANAP'a olan haik desteğinin ne olduğunun ortaya çıkanlması. Bu, hem Özal hem hükümet hem de partinin ayağını iyi basması için büyük politik riskı olmayan bir fırsat. İkincisi ise seçimlerde iyi sonuç alınırsa bir erken seçim fır- satını değeıiendirebilmek. Genel Başkan Yardımcısı Oemirtaş'ın kongreyi öne alma açık- laması ile ara seçim hesabı bağlantılı. Ama bu bağlantıda Me- sut Yılmaz'ın köşeye sık^tınlması taktiği de var. Haftaya yurda dönecek ve hemen ertesi günü TBMM'deki dış politika genel görüşmesine katılacak olan Yılmaz, Akbulut'un girişimi ile TV'den uzak tutulacak. Yılmaz böylece sade vatan- daş uzenne "yatmm" yapmak olanağından da yoksun kalacak. Özetle, şimdilik ANAP'ta rüzgârı arkasına alan beklenenin ak- sine ne Hasan Celal Gûzel ne de Mesut Yılmaz. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Metin Gürdere, Mesut Yılmaz'ı 'politikanın prensi" diye nıteliyor. Prensin özal'a "veliarrt" ol- ması için çok büyük sınavlar vermesi gerek. Dış politıkada ver- dığı sınavlar (ki geçip geçmediği ayrı konu) Yılmaz'ı velıaht yap- maya pek yetmeyecek. Mesut Yılmaz sorusu Akbulut'u kızcbrdı Başbakan Yıldırım Akbulut, gazetecilerin Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ı istifaya zorladığı ve onu kamuoyunda yıpratmaya çahştığı yolundaki sorularına sinirlendi. Soruyu yönelten gazeteciyi azarladı. FARUK BİLDİRİCt SERMET ÇUHADAR K.MARAŞ — Başbakan Yddı- nm Akbulut, Atatürk Barajı'nda su tutma işletnine, programlanan- dan bir gün önce, bugün son ve- rileceğini ve su verilmeye başlana- cağını söyledi. Akbulut Kahra- manmaraş'taki miting sırasında "Ayasofya ibadete açılsın" diye slogan atanlara "Mflttyetci muka- fazakinz. Milletin, sizlerin yara- nna olanı elbette yapanz" karşı- hğını verdi. Akbulut, ANAP il başkanhğı- nı ziyaret ederken gazetecilerin Dışişleri Bakanı Mesut Yümaz'ı istifaya zorladığı ve onu kamuo- yunda yıpratmaya çahştığı yolun- daki sorulara sinirlendi. Akbulut, soru soran bir gazeteciyi de azarladı. Başbakan Akbulut, dün uçak- la geldiği Gaziantep Havaalanı'- nda çevre kentlerden partililerin de kauldığı kalabalık bir topluluk tarafından karşılandı. Babasının ölümü nedeniyle Ga- ziantep'te bulunan ANAP içi mu- halefetin lideri Hasan Celal Gu- zcl taziyeleri kabul ettiğinden Ak- bulut'u karşılamaya gelmedi. Alanda tüm kentlerin sayısı ka- dar, 71 tane koç kurban edildi. Akbulut ve beraberindekileri taşıyan konvoy, Kahramanma- raş'a "Mehter Marşı" eşliğinde girdi. Başbakanlığı süresince üçüncü kez bir miting alanında halka hitap eden Akbulut'un, alandaki kalabalıktan metnnun olduğu gözlendi. Yaklaşık yanm saat süren ko- nuşmasında Akbulut, "Yapılan iyi hizmetleri dürbiinün tersiyle gören ve zihinleri bulandırmak için kullananlar vardır. Bunlara Utifat etmeyiniz" dedi. Sözlerine ezan nedeniyle ara veren Akbulut, bu nedenle dinleyicilerden alkış aldı. Bir ara alandaki bir grup "Ayasofya ibadete açılsın" slo- ganları attı. Akbulut, bu slogan- lara "Bizler sizlerin içinden gel- miş, örf ve âdetlerine bağlı insan- lanz. Milliyetçi, muhafazakânz. Milletin, sizlerin yaranna olanı el- bette yapanz. Birbirimizi gayet iyi anlanz. Milletin raenfaatlerini biriikte takdir ederiz" karşılığım verdi. Teröre karşı herkesin "birleşebilmesiaden" duyduğu mutluluğu dile getiren Akbulut, "Böyle olduğu müddetçe terör es- ki günlerini yaşayamayacaktır. Zaten biz de katiyyen kendileri- ne imkân ve fırsat tammayacağız" dedi. Akbulut, daha sonra vilayeti, belediyeyi ve ANAP il binasını zi- yaret etti. Gazeteciye azar Akbulut, ANAP il başkanlıgı- nı ziyaret ederken gazetecilerin Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ı istifaya zorladığı ve onu kamuo- yunda yıpratmaya çahştığı yolun- daki sorularma sinirlendi. Akbu- lut, "Durun, sorulannıza herke- sin önünde cevap vereyim" diye- rek ayağa kalktı ve toplanan par- tilüere hitaben bir konuşma yaptı. Gazetecilerin bir komınun açık- lığa kavuşmasını istediklerini vur- gulayan Başbakan, "ANAP'ı ra- yıf düşürmek, giiçsüz göstennek, hatta dağıtabilmek için herkes var gücüyle çalışıyor. Tabii ki söyle- diklerim basınla alakah degüdir" biçiminde konuştu. Akbulut, cumhurbaşkanlığı se- çiminden bu yana siyasi partiler dışında "başkalarının" da ANAP'ı parçalama gayreti içine girdiklerini öne sürerek şöyle konuştu: "Efendim acaba siz Bakanlar Kurulu'nda ne konuştunnz? Ba- kanlar Kurulu'nda şu şö»le detniş, siz de boyle demişsiniz acaba şim- di siz ona karşı mıymışsınız' o da size mi karsıymış? Şimdi bu baş- ladı. Bunlar nerede konuşuluyor? Bakanlar Kurulu'nda. Bakanlar Kurulu kapalıdır. Orada konnşu- lanlann dtşarda yonımlanması di- rek alınmış haber üzerine olmaz. Birisi bir şey söylemişse kendi gö- rüşüne göre yorum yapmıştır.a Şimdi bunu tutturdu millet. Bir haftadır bunlar yazılıp çiziliyoı. Bunlar doğru değii. Biz Bakanlar Kurulu'nda soyledik. Dedik ki, bundan sonra kurullan çalıştıra- cağız. Size de sovlüyorum. II teş- kilatı biirıin kadrosuyla çauşacak. Akbulut, sözlerini böyle ta- mamladıktan sonra basın men- suplanna dönerek "Sorularınıza cevap aldıruz mı?" diye sordu. Bunun üzerine bir gazeteci Ak- bulut'a "Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmenizin hemcn ardından Gümülcine konusunda 'Ordaki soydaşlarımızla çorbamınız paylaşınz' demişttniz" sorusunu yöneltmek istedi. Akbulut gaze- tecinin sorusunu yarıda keserek, "Gümülcine değil kardeşim Batı Trakya" dedi ve yine partililere dönerek şunları söyledi: "Şimdi Batı Trakya konusu. Oradaki soydaşlanmıza zulmedil- di. Kapımızı açtık. Kötü ettik di- yen kaiksın kötü ettik demeye de- vam etsin. Etan kardeşim. Yani ben zulüm gören insana, söyda- şıma kapıyı açıp çorbamı paylaş- tımsa hata mı ettim? Etmedik. Ama sen diyorsan ki ettin sen et- tin demeye devam et. Ben de et- medim demeye. Meselc bu kadar basit. Yani bunu indirip kaldır- maya ne gerek var?" Akbulut, konuşmasından son- ra gazetecilerin Batı Trakya ko- nusundaki sorularına yanıt ver- medi. Bir gazetecinin Mesut Yıl- maz konusunda tekrar soru yö- neltmesi üzerine Akbulut sinirle- nerek "Cevabmı verdim. O sonı- nun tekrar sorulması bir haberalma amacına matuf degildir" diyerek gazeteciyi azar- ladı. Bunun üzerine basın men- suplan salondan ayrıldılar ve Baş- bakan partililerle görüşmeyi sürdürdü. Akşam da ANAP Mil- letvekili Topçuoğlu'nun oğlunun nikah törenine katıldı. Akbulut ve beraberindeki ba- kanlar, milletvekilleri bugün Kah- ramanmaraş'ın kurtuluşunun yıl- dönümü nedeniyle düzenlenen to- renleri izledikten sonra Gazian- tep'e geçecekler. Akbulut, yann da Erzincan'a gidecek. "Türkiye ve Islami Hareket" paneli 'Devlet, TBMM'de mescit açtıramaz' MÜLKlYl lstanbul Haber Servisi — Mül- kiyeliler Birliği lstanbul Şubesi- nde düzenlenen, "Türkiye ve tsla- mi Hareket" konulu panelde, Is- lamiyetin Türk toplumu içindeki yeri ve gelişimi tartışıldı. Bir süre önce öldurülen Prof. Muamtner Aksoy'un admın kon- duğu salonda yapılan panele, yö- netici olarak Pıof.Dr. Hnscyin Hatemi, Prof.Dr. Nuri Vergin, Prof.Dr. Binnaz Toprak. gazeteci- yazar Taha Akyol ve yazar Ali Bu- laç katıldı. Türkiye'de Islami hareketin iki ana noktada incelenebileceğini söyleyen Prof.Dr. Nuri Vergin, "Ö- ki Islami hareket olayını önemse- meye gerek görmeyen bir bakış açısı. tkincisi ise İslanun gözle go- riilur hareketliMğini, toplumsal bir hareket olarak öne suren bir ba- kış açısı. Ülkemizde dindarlıkta gözle görülür bir artış olduğu in- kâr edileraez. Ancak bu hareket- lerin toplumsal bir amaca yönelik olduğunu sanmıyorum. Islami di- riliş deniyor. Diriliş, İslamın son buldugu yerde yeniden başlaması demektir. Oysa, tslam hiçbir za- man Türkiye'yi terk etmedi. Geri dönüş olmadı. Üslelik yaygınlaşı- yor" dedi. Türkiye'de İslamın artık, sade- ce köylülerin, kırsal kesimin ve ge- cekonduların sorunu olmaktan çıküğıru belirten Prof. Vergin, şöy- le konuştu: "lslam Türkiye'de sosyal mobi- lite yapmıştır. Belli odaklarda noktalaşıyor ve sözünü geçiriyor. Siyasetçileri ve aydınları etkisi al- tına alıyor. Önemli olan İslamın Türkiye'de elitlerin sorunu haline gelmesi ve benimsenmesidir. ts- lam, halkın avam dini olmaktan çıkanlratştır. Elit tabakaya da raal edilmeye başlandı. Bu toplumsal bir hareket olamaz. Bu Türkiye^ nin değişim siırecinde yaşanan bir olaydır." Dünya üzerinde Islami hareket ve öteki dinlerde de belirgin bir canlanma olduğunu vurgulayan gazeteci-yazar Taha Akyol da "Türkiye'de monoblok bir Islami hareket mi, yoksa rengârtnk bir Islami hareket mi var?" bunun be- lirlenmesi gerektiğini söyledi. islamın Türkiye gibi gelişmek- tSLAMİ HAREKET — 'Türkiye ve Islami Hareket' konulu panel, Prof. Muammer Aksoy'un adının konduğu salonda yapıldı. te olan toplumlarda, tanmdan sa- nayileşmeye, kırsal kesimden ken- te bir geçiş süreci yasandığını kay- deden Akyol, şunları söyledi: "tslarai gelişim süreci 3 dönem- den olusuyor. Haricilik, isy-an edenler anlamına gelir. Devlete kavram olarak karşı çıkıyorlar. Bunlann en belirgin sloganı, 'Hü- küm sadece Allah'ındır' sözüdür. Hizbullahçılarda bunun bir ben- zeri mi bilmivorum. tkincisi ise Şia doktrinidir. Laikliğe en y^kın kesimdir. Bir lider yaratırlar ken- dilerine. Diğeri ise, muhafazakâr ve düzenin korunmasını araaçla- yan sünni ulemanın tavrı. Artık gtinümuzde ise Islami hareketin, bir protesto hareketi olduğunu gö- niyoruz. 19S0'lerden itibaren Türkiye, kırsal alandan gelen hal- kın Islami hareketin zeminini oluştunnasıyla yeni bir oluşum içindedir." Prof.Dr. Binnaz Toprak ise, Is- lami hareketle toplumsal gelişim ve Türkiye'de laiklik konusunun öncelikli olarak düşünülraesi ge- rektiğini vurguladı. tnsanlan ge- rici, dindar, yobaz, irtica diye sı- nıflandırmanın yanlış olduğuna değinen Prof. Toprak, "tslami ke- sim Türkiye'de her bakımdan et- kili bir hale gelmiş ve orgütlenmiş- tir. Oysa, 1970'e kadar ancak mar- jinal kesimlerde etkinlik kazana- biliyordu. 70'ten sonra ise aydın ve elit tabakadan da ilgi topladı. ts- lami hareket kendi elit tabakası- nı oluşturmuştur. Bu hareketin büyük kentlerde gelişmesi. çeşitli stratejilerle sağlandı. 12 Eylül'den önce MSP'nin, 1980 sonrası da ANAP'm benzer stratejiler tasıdı- ğını göriiyoruz. Cumhuriyelin iik yıllannda laiklik, Kemalist hare- ketle bağınbhdır. lslamiyet siyasal bir dindir." Prof.Dr. Binnaz toprak söz- lerini şöyle sürdürdü: "Devlet-aile ve ordunun >anı sı- ra bu oluşuma tslami da ekleye- biliriz. Özellikk 80 sonrasmda da- ha itaatkâr bir nesil yetiştirilmesi ümit edildi. Ancak lslamcı çevrt kendilerinin mlliyetçilikle bağdaş- tınlmasını ters bulmuştur. Türki- ye'de gereek bir din-devlet aynmı- nın gerçekleştirilmesi lazımdır. Türkiye'de Bah'daki gibi bir din- devlet aynmı gerçekleştirileme- miştir. Devletin finanse ettiği ku- rum ve kuruluşların yeniden göz- den geçirilmesi gerekir. Laik bir ülkede, devlet kadınlann torbanı- na kanşamaz. Ama kadınlar için ayn ayn otobüs seferleri de diizen- leyemez. Laik bir ülkede din adı- na aynmcdık yapmak, adli soruş- turmayı gerektırir. Devlet, TBMM'de mescit açüramaz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle