Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ŞUBAT1990 HABERLER CUMHURİYET/U
Balkan Ttirkleri dayanışması
• Haber Merkeri — Balkan Türkleri Dayanışma ve
Kültür Derneği'nin önceki akşamki "Dayanışma
Gecesi"ne bütun şubeleri katıldı. 1500 kişinin hazır
bulunduğu gecede Türk halk, Türk sanat müziği
sanatçıları yer alırken gecede bir konuşma yapan dernek
başkanı Mehmet Çavuş "Bize zulüm uygulayan zalim
Todor Jivkov bugün hapiste, bizse burada eğleniyoruz"
dedi. Çavuş, Bulgaristan'a karşı başlattıklan mücadelede
"birinci merhalede" başanlı olduklannı, şimdi ise "gasp
edilen haklanmızın mücadelesi için ikinci merhaleyi
başlatıyoruz" dedi. Dayamşma Gecesi'nde 20 kişiye
Bulgaristan mücadelesine verdikleri maddi ve manevi
destek nedeniyle plaket, 60 kişiye ise hapsedildikleri
çeşitli haksızbklara uğradıkları için onur belgesi verildi.
(Fotoğraf: M. Emin Saraç)
Eğitimcıler için sendika
• ANKARA (AA) — Eğitimciler Derneği (EĞİT-
DER)'in öncülük ettiği Eğitimciler Sendikası (EĞÎT-
SEN)'in kuruluş çalışmaları sürüyor. Kurulacak
sendikanın tüzük taslağı hazırlanarak tarüşmaya açıldı.
Milli Eğitim BakanhğYmn merkez ve taşra teşkilaanda
okul statüsündeki, eğitim kurumu niteliğindeki bütün
birimleri ile üniversite ve yüksekokullan faaliyet alanı •
içine alması öngörulen EGlT-SEN'in, 7 kişiden oluşacak
kuruculart, tüzükle birlikte Ankara Valiliği'ne
başvuracaklar.
"Uluslararası anayasa" hazırlıgı
• ERGANİ/BRÜKSEL (UBA) — "Uluslararası
anayasa" hazırlıklannı surdüren "Dünya Seçmenleri
Tüzük Komisyonu"na Türkiye'den, Ergani'de yayımlanan
Arkadaş gazetesinin yöneticileri de devet edildi...
"Uluslararası anayasa" hazırlama amacıyla kurulan
tüzük komitesini oluşturma çalışmaları tamamlandı.
"1990 Yılı Dünya Seçmen Toplantısı" Organizasyon
Komitesi'nin sorumluluğunda gerçekleştirilecek olan
"1990 Dünya Seçmen Toplantısı"na 30 ülkeden
temsilciler çağnldı.
Tıp uzmanlık sınavı
• ANKARA (UBA) — Tıpta uzmanlık eğitimi giriş
sınavlarına başvurular bugün başhyor. Sağlık
Bakanlığı'ndan verilen bilgiye göre, uzmanlık eğitimi
sınav başvuru belgeleri 6 marta kadar Sağlık Bakanlığı il
müdürlüklerinden alınabilecek. llgililer başvurularını 9
marta kadar öğrenci Seçme ve Yerleşürme Merkezi'ne
yapacak. Bu arada askeri sağlık personeli de başvuru
belgelerini birlik komutanlıklanyla kurum amirliklerine
teslim edecek. Belgeler kurum amirleri tarafından
ilgililere zamanında ulaştırılacak. Tıpta uzmanlık eğitimi
giriş sınavı, 7-8 nisan tarihlerinde Ankara'da yapılacak...
Erdost gözaltına alındı
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Yayıncı-yazar
Muzaffer llhan Erdost, gece yarısından sonra 00.50'de
Ankara Emniyet
Müdürlüğü'nden gelen
polislerce evinden alınarak
emniyete götürüldü. Erdost'un
evine gelen 3 görevlinin
ellerinde arama emri olduğu da
bildirildi. Görevliler yalnızca
2000'e Doğru dergisini aldılar.
Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün
Ankara yöneticisi de olan
Muzaffer llhan Erdost'un,
görevlilere, "yann (pazartesi)
torunumu Istanbul'a götüreceğim, dönüşte
emniyete gelirim" şeklindeki sözleri, görevlilerce
reddedildi. Erdost'un DGM Savcılığı emriyle Edip
Polat'ın yayınladığı "Diyarbakır Gerçeği". adlı bir kitaba
önsöz yazdığı gerekçesiyle gözaltına alındığı öğrenildi.
Sığınmacı ekmegine davet
• DİYARBAKIR (Cumhuriyet) — tnsan Haklan
Derneği İnsan Haklarının îhlallerini lzleme Komisyonu
Başkanı Av. Fethi Gumüş, Sağlık Bakanı Halil Şıvgın ve
diğer yetküileri sığınmacılann zehirlenmesine yol açtığı
bildirilen ekmekten yemeye davet etti. Sağlık
Bakanlığı'nın "lraklı Kürt sığınmacılara verilen ekmek ve
diğer gıda maddelerinde zehir ve zehire benzer maddelere
rastlanmadığı" biçimindeki açıklamasırun gerçekleri
yansıtmadığını öne suren İHD İnsan Haklan Îhlallerini
lzleme Komisyonu Başkanı Av. Fethi Gümüş, "Daha
önce Kızıltepe kampında yaşanan zehirlenme olayının
ardından yurtdışında incelemesi yapılan ekmeğin içinde
zehir bulunduğunun raporlarla kanıtiandığını" ileri
sürdü. Bu arada sığınmacılann ekmekten zehirlenmesini
protesto etmek için korsan miting düzenleyen bir grup,
polis tarafından coplanarak dağıtıldı. Olay sırasında
fotoğraf çekmeye çalışan Milliyet Gazetesi muhabiri
Namık Durukan, Tercüman Gazetesi muhabiri Mustafa
Gürbüz, polis tarafından tartaklandı ve filmlerine zorla
el konuldu.
Maç tartışmasında cinayet
• KARAHALLI (AA) — Uşak'ın Karahallı ilçesine
bağlı Buğdayh köyünde, maç tartışması yapan iki gencin
kavgası, cinayetle sonuçlandı. Beşiktaş - Bursaspor
maçını televizyonda izlerken Bursaspor'un attığı golün
ofsayt olup olmadığı konusunda (artışan Şahin Esen (28)
ve Hasan Ali Uzan (18) adlı iki gencin kavgası,
kahvehanedekiler tarafından engellendi. Daha sonra
çalıştıklan dokuma atölyesine giden gençler, burada da
aynı konuda kavgaya tutuştular. Kavga sırasında Hasan
Ali Uzan, Şahin Esen'i bıçaklayarak öldürdükten sonra
kaçtı.
i*
Lisede yangın
• ANKARA (AA) — Ankara Gazi Endüstri Meslek
Lisesi yakıt deposunda, işçilerin donmuş fuel-oil'i
ısıtmalan yüzünden çıkan yangın, itfaiye tarafından
büyumeden söndürüldü. Olay yerinde incelemelerde
bulunan Ankara İtfaiye Müdüru Hasan Gül, yangının
çıktığı yakıt deposunda birkaç yakıt tankı ve bir tiner
deposu bulunduğunu belirterek "Ankara buyük bir facia
atlattı" dedi.
SHP GenelBaşkanı tnönü'den Özal'a
4
Bu işi yapamıyor'Kırşehir'de coşkulu bir kalabalığa konuşan
SHP Genel Başkanı Erdal İnönü,
"Cumhurbaşkanı başı sıkışınca Amerika'ya
gidiyor" dedi.
İnönü, cumhurbaşkanlığı seçim yöntemini
değiştireceklerini bildirdi ve TBMM'deki en
az üçte iki çoğunlukla seçilmesini
sağlayacaklannı kaydetti.
ÜMİT ASLANBAY
KIRŞEHtR — SHP Genel Baş-
kanı Erdal İnönü, gelecek hafta
yapılacak belediye seçimi öncesi
Genel Sekreter Deniz Baykal, mil-
letvekilleri ve Parti Meclisi üyele-
riyle gittiği Kırşehir'de büyüic bir
kalabalığa hitap ederken, hükü-
metüı ve dif er partilerin SHP'nin
ıktidara gelmesinden ödlerinin
koptuğunu söyledi. İnönü, iktida-
ca geldiklerinde Cumhurbaşkanı
1
nın seçim yöntemini değiştirerek
TBMM'deki en az üçte iki çoğun-
lukla seçilmesini sağlayacaklannı
ve bunu yaptıktan sonra da Cum-
hurbaşkanlığı seçimini yineleye-
seklerini bildirdi. SHP lideri, ik-
üdarlannda bütün yolsuzluklann
hesabını soracaklannı, bunun için
jimdiden TBMM'de çalışmaları-
ra sürdürdüklerini de anlattı. tnö-
nü, Cumhurbaşkanı Turgut Özal-
ın bu görevini "doğru diinist ya-
pamadığını, başı süuşınca Ameri-
ka'ym gitügini" vurguladı.
Dun saat 14.30 sulannda kala-
balık bir konvoyla Kırşehir'e giren
SHP heyeti, Ahi Meydanı'nda bü-
yük ve coşkulu bir kalabalık ta-
rafından karşılandı. "Özal istifa,
Basbakan İnönii" sloganları ara-
sında seçim otobüsünün üzerine
çıkan ve buradan kalabalığa hitap
eden İnönü, "Ellerinizi kaldınn,
televizyon çeksin. Burada seçimi
Idmin alacağını gösterelim" dedi.
Hükumet üyelerinin ve Başbaka-
nın Kırşehir'e geldiğini, fabrika te-
meli attığını, ancak seçim için te-
mel atıldığından olduğu gibi kal-
dığım söyleyen İnönü, "Ama biz
işi ciddi tutanz. İktidara gelelim,
fabrikayı yapanz. Seçim fabrika-
lan ANAP'a mahsustur" diye
konuştu.
Hayat pahalılığının her geçen
gün arttığını, buğdayın ureticinin
elinden 310 liraya ahndıktan son-
ra bugün 500 liraya yükseldiğine
dikkat çeken SHP lideri, "Bunla-
nn emege, halka saygısı yok. Bir
avnç insan köşeyi döniiyor. Ama
halk seçimlerde kendisini
gösterecek" dedi.
tnönü, "Aslan KırsehirtBer" di-
ye hitap ettiği kalabalığa, ANAP
milletvekillerinin bölgeye geleme-
diklerini de anlatarak bunun ne-
deninin daha önce yaptıklan kan-
dırmalar olduğunu söyledi.
İnönü, halkın artık seçim iste-
diğini, bu seçim sonucunda ikti-
dara gelerek pahalılığı indirecek-
lerini ve demokıasiyi yerleştirecek-
lerini ifade ederek ulkede iktidar
olmadığının en büyük göstergesi
olarak da Yeniçeltek Maden Oca-
ğı'ndaki faciayı gösterdi. SHP li-
deri, bunun sorumlusunun iktidar
olduğunu, maden ocağı yönetimi-
ne bu işle hiç ilgisi olmayan kişi-
leri getirmesinden kaynaklandıgı-
nı dile getirdi.
Halkın istemediği bit Cumhur-
başkanlığı seçiminin kabul ettiril-
mek ıstendiğini, ama ANAP'ın
her geçen gun oyunun düştüğünü,
son araştırmalara göre yüzde
10-15 olduğunu belirten tnönü,
Başbakan Akbulut'u da eleştire-
rek "Böyle Başbakan olur mu?
Başb&kan bakanlannı kendisi se-
çer. Başbakamn yaptıgını kirase
dddiye almıyor" dedi. SHP lide-
ri, Cumhurbaşkanlığı seçiminin
yapılış biçimini de eleştirdikten
sonra "Tabii seçim böyle olnnca
Cumhurbaşkanlıgı'nı da doğnı
düriist yapamıyor. Başı sıkışınca
ABD'ye gidiyor. Ne için gittiği de
resmi mi özel mi belli değil" diye
konuştu.
İnönü, iktidann şirketleri peş
peşe kurtanrken üreticiye geliu-
ce para yok dediğini ve yolsuzluk-
lann sürdüğünü dile getirirken ka-
labalıktan bazı kişiler, "Horzum,
Horzum", "Davulcu Damat" di-
ye bagırdı. İnönü, bunun üzerine
"Hepsini meydana çıkaracağız.
Arkadaşlanmız Meclis'te şimdi-
den hesap soruyor. Davulcunun,
mavulcunun da hesabını soraca-
ğız. Hiç merak etmejin" diye ce-
vap verdi.
Türkiye'nin sorunlanmn çözü-
münün yapılacak bir genel secim-
den geçtiğini belinen tnönü, şöy-
le devam etti:
"Türkiye yeni bir iktidar istiyor,
bekliyor. Yeni iktidarla birtikte bu
anayasayı da değiştireceğiz. Bn
anayasa ara dönemde çıkmıştır.
Halktan korkarak, halk fazla iş-
lere kanşmasın diye çıkmıştır. Bu-
giiakii demokrasiyle bu anayasa-
yı geçti. Bunun için sizden alaca-
ğımız oyun, anayasayı degiştirecek
kadar olmasını istiyoruz. Bir de
Cumhurbaşkanhğı seçimini de de-
ğiştirecegiz. Çünku bu seçimin iyi
olmadığı ortaya çıktı. Meclis'te
üçte iki çoğunlukla seçilmeli.
Cumhurbaşkanı basit çoğunluk-
la seçilmez. Şeklini değiştirecegiz
ve tabii yeniden seçim yapacağız."
COŞKULU KALABALK — SHP lideri Erdal İnönü, Kırşehir'de coşkulu bir kalabalığa hitap etti.
GUNLEREV KOPUGU
AHMETTAN
Mesut Yılmaz SıkıntısıANKARA — Yıldınm Akbulut, ANAP için geçiş dönemi li-
deri ve başbakanı olmaya hiç niyetli değil. Bugünkü konumunu
sonuna dek korumaya kararlı.
Akbulut bu kararlılığını ilginç bir biçimde ortaya koydu:
"ANAP liderliği için Çankaya Köşkü Mesut Yılmaz'ı destek-
liyor mu?" sorusunu yanıtlarken...
Akbulut bu soruyu, "1991 deki olağan büyük kongrede
adayım" diye yanıtladı.
Liderlik koltuğunda otururken, ortada fol ve yumurta yokken
Akbulut'un "adayım" demesi bazı ANAP'lılara göre bir gaf. Çün-
kü bu açıklama kanatlar arası liderlik mücadelesini gereksiz yere
resmen başlatmış oldu. Partirun zaten gevşek olan iç bütünlü-
ğü böylece daha da gevşeyecek.
Bazı ANAP'lılara göre ise tam tersi. Akbulut'un çıkışı çok ze-
ki bir planın ilk aşaması.
"Zeki plan" Mesut Yılmaz'ı da "Ben de adayım" demeye
mecbur etmek.
Öyle ya, genel başkan ve başbakan, '\5 yıl sonraki kongre
için adaylığını ilan ediyorsa, o koltukta gözü oiduğu açıkça bili-
rten Yılmaz'ın da artık adaylığını açıklaması kaçınılmaz hale ge-
liyor.
Planın bu ilk maddesi tutarsa Akbulut ikinci maddeyi uygula-
maya koyacak.
Akbulut, önümüzdekı haftalarda yapılması beklenen kabine
değışıkliğinde Yılmaz'ı hükümet dışı bırakabılecek. Kendisine ra-
kip olduğunu açıklamış bir bakanı kabinesınde tutmasını hiç kim-
se, Cumhurbaşkanı Özal da dahıl, Akbulut'tan ısteyemeyecek.
Hasan Celal Güzel'in kendisini çekmesiyle boşalan parti içi
muhalefet ringine böylece Yılmaz çıkmış olaçak. Bu ring sözü
Güzelcı Alpaslan Pehlivanh'nın. (Pehlivanlı "Üç boksörtü maç
olmaz, blri çekilmeli" demişti.)
Yılmaz'ın ringe çıkmasını hem Yılmaz'a karşı olanlar istiyor
hem de Yılmaz yanlılan Dışişlerı Bakanı'nın liderlik mücadele-
sinde açık davrranmamasmı çekingenliğine ve kendine güverv
memesine bağlayanlar artıyor Bunlara göre bu noktadan son-
ra hareketsizlik ve suskunluk "taktik olmaktan çıktı."
Çünkü lider olacak kişinin örgüt ve delege düzeyınde poirti-
ka yapmaya başlaması zorunlu. Oysa ki üye listelerinin yeniden
düzenlendiği, ıl ve ilçe kongrelerinin yapıldığı bir dönemde Yıl-
maz bu işlerle ilgilenmiyor. Ayrıca kendisi adına ilgilenen kimse
de bulunmuyor.
Dışişleri Bakanı olarak yalnızca dış politıkada sağlayacağı ba-
şanyı -ki bugünkü tonjonktür içinde bu da çok zor- olağanüstü
kongrede lehine çevirmek bir düş.
Bu görüş sahıplerine göre Yılmaz'ın seçmen ya da halk des-
teğinin arttığı, gazetelerde yer alan araştırmalara göre yıldızı-
nın paıiadığı yolundaki belirlemelerin ise siyasi pratikte bir de-
ğeri yok.
ANAP'ta Mesut Yılmaz sıkıntısı yaşanırken bu arada olağa-
nüstü kongrenin gelecek yılın haziranından bu yılın ekimine alın-
ması hazırtığı var. Bu konuda ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Orhan Demirtaş açıklama yaptı. Bu arada milletvekili ara se-
çimleri de gündeme getiriliyor. Bılindiği gibi Turgut Özal, geçen
hafta ölen DYP'lı Zekeriya Bahçeci'nın ve cinayet sanığı ola-
rak hapiste bulunan ANAP'lı Idris Arıkan gibi milletvekillerinin
boşalttığı yedi koltuk için ara seçim yapılması gerekiyor.
Ara seçimler için ANAP'ta iki görüş var:
Birincisi bu seçimlerin sonbaharda yapılması ve ANAP'a olan
haik desteğinin ne olduğunun ortaya çıkanlması. Bu, hem Özal
hem hükümet hem de partinin ayağını iyi basması için büyük
politik riskı olmayan bir fırsat.
İkincisi ise seçimlerde iyi sonuç alınırsa bir erken seçim fır-
satını değeıiendirebilmek.
Genel Başkan Yardımcısı Oemirtaş'ın kongreyi öne alma açık-
laması ile ara seçim hesabı bağlantılı. Ama bu bağlantıda Me-
sut Yılmaz'ın köşeye sık^tınlması taktiği de var.
Haftaya yurda dönecek ve hemen ertesi günü TBMM'deki dış
politika genel görüşmesine katılacak olan Yılmaz, Akbulut'un
girişimi ile TV'den uzak tutulacak. Yılmaz böylece sade vatan-
daş uzenne "yatmm" yapmak olanağından da yoksun kalacak.
Özetle, şimdilik ANAP'ta rüzgârı arkasına alan beklenenin ak-
sine ne Hasan Celal Gûzel ne de Mesut Yılmaz.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Metin Gürdere, Mesut Yılmaz'ı
'politikanın prensi" diye nıteliyor. Prensin özal'a "veliarrt" ol-
ması için çok büyük sınavlar vermesi gerek. Dış politıkada ver-
dığı sınavlar (ki geçip geçmediği ayrı konu) Yılmaz'ı velıaht yap-
maya pek yetmeyecek.
Mesut Yılmaz sorusu Akbulut'u kızcbrdı
Başbakan Yıldırım Akbulut, gazetecilerin
Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ı istifaya
zorladığı ve onu kamuoyunda yıpratmaya
çahştığı yolundaki sorularına sinirlendi.
Soruyu yönelten gazeteciyi azarladı.
FARUK BİLDİRİCt
SERMET ÇUHADAR
K.MARAŞ — Başbakan Yddı-
nm Akbulut, Atatürk Barajı'nda
su tutma işletnine, programlanan-
dan bir gün önce, bugün son ve-
rileceğini ve su verilmeye başlana-
cağını söyledi. Akbulut Kahra-
manmaraş'taki miting sırasında
"Ayasofya ibadete açılsın" diye
slogan atanlara "Mflttyetci muka-
fazakinz. Milletin, sizlerin yara-
nna olanı elbette yapanz" karşı-
hğını verdi.
Akbulut, ANAP il başkanhğı-
nı ziyaret ederken gazetecilerin
Dışişleri Bakanı Mesut Yümaz'ı
istifaya zorladığı ve onu kamuo-
yunda yıpratmaya çahştığı yolun-
daki sorulara sinirlendi. Akbulut,
soru soran bir gazeteciyi de
azarladı.
Başbakan Akbulut, dün uçak-
la geldiği Gaziantep Havaalanı'-
nda çevre kentlerden partililerin
de kauldığı kalabalık bir topluluk
tarafından karşılandı.
Babasının ölümü nedeniyle Ga-
ziantep'te bulunan ANAP içi mu-
halefetin lideri Hasan Celal Gu-
zcl taziyeleri kabul ettiğinden Ak-
bulut'u karşılamaya gelmedi.
Alanda tüm kentlerin sayısı ka-
dar, 71 tane koç kurban edildi.
Akbulut ve beraberindekileri
taşıyan konvoy, Kahramanma-
raş'a "Mehter Marşı" eşliğinde
girdi. Başbakanlığı süresince
üçüncü kez bir miting alanında
halka hitap eden Akbulut'un,
alandaki kalabalıktan metnnun
olduğu gözlendi.
Yaklaşık yanm saat süren ko-
nuşmasında Akbulut, "Yapılan
iyi hizmetleri dürbiinün tersiyle
gören ve zihinleri bulandırmak
için kullananlar vardır. Bunlara
Utifat etmeyiniz" dedi. Sözlerine
ezan nedeniyle ara veren Akbulut,
bu nedenle dinleyicilerden alkış
aldı.
Bir ara alandaki bir grup
"Ayasofya ibadete açılsın" slo-
ganları attı. Akbulut, bu slogan-
lara "Bizler sizlerin içinden gel-
miş, örf ve âdetlerine bağlı insan-
lanz. Milliyetçi, muhafazakânz.
Milletin, sizlerin yaranna olanı el-
bette yapanz. Birbirimizi gayet iyi
anlanz. Milletin raenfaatlerini
biriikte takdir ederiz" karşılığım
verdi.
Teröre karşı herkesin
"birleşebilmesiaden" duyduğu
mutluluğu dile getiren Akbulut,
"Böyle olduğu müddetçe terör es-
ki günlerini yaşayamayacaktır.
Zaten biz de katiyyen kendileri-
ne imkân ve fırsat
tammayacağız" dedi.
Akbulut, daha sonra vilayeti,
belediyeyi ve ANAP il binasını zi-
yaret etti.
Gazeteciye azar
Akbulut, ANAP il başkanlıgı-
nı ziyaret ederken gazetecilerin
Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ı
istifaya zorladığı ve onu kamuo-
yunda yıpratmaya çahştığı yolun-
daki sorularma sinirlendi. Akbu-
lut, "Durun, sorulannıza herke-
sin önünde cevap vereyim" diye-
rek ayağa kalktı ve toplanan par-
tilüere hitaben bir konuşma yaptı.
Gazetecilerin bir komınun açık-
lığa kavuşmasını istediklerini vur-
gulayan Başbakan, "ANAP'ı ra-
yıf düşürmek, giiçsüz göstennek,
hatta dağıtabilmek için herkes var
gücüyle çalışıyor. Tabii ki söyle-
diklerim basınla alakah degüdir"
biçiminde konuştu.
Akbulut, cumhurbaşkanlığı se-
çiminden bu yana siyasi partiler
dışında "başkalarının" da
ANAP'ı parçalama gayreti içine
girdiklerini öne sürerek şöyle
konuştu:
"Efendim acaba siz Bakanlar
Kurulu'nda ne konuştunnz? Ba-
kanlar Kurulu'nda şu şö»le detniş,
siz de boyle demişsiniz acaba şim-
di siz ona karşı mıymışsınız' o da
size mi karsıymış? Şimdi bu baş-
ladı. Bunlar nerede konuşuluyor?
Bakanlar Kurulu'nda. Bakanlar
Kurulu kapalıdır. Orada konnşu-
lanlann dtşarda yonımlanması di-
rek alınmış haber üzerine olmaz.
Birisi bir şey söylemişse kendi gö-
rüşüne göre yorum yapmıştır.a
Şimdi bunu tutturdu millet. Bir
haftadır bunlar yazılıp çiziliyoı.
Bunlar doğru değii. Biz Bakanlar
Kurulu'nda soyledik. Dedik ki,
bundan sonra kurullan çalıştıra-
cağız. Size de sovlüyorum. II teş-
kilatı biirıin kadrosuyla çauşacak.
Akbulut, sözlerini böyle ta-
mamladıktan sonra basın men-
suplanna dönerek "Sorularınıza
cevap aldıruz mı?" diye sordu.
Bunun üzerine bir gazeteci Ak-
bulut'a "Sayın Cumhurbaşkanı
ile görüşmenizin hemcn ardından
Gümülcine konusunda 'Ordaki
soydaşlarımızla çorbamınız
paylaşınz' demişttniz" sorusunu
yöneltmek istedi. Akbulut gaze-
tecinin sorusunu yarıda keserek,
"Gümülcine değil kardeşim Batı
Trakya" dedi ve yine partililere
dönerek şunları söyledi:
"Şimdi Batı Trakya konusu.
Oradaki soydaşlanmıza zulmedil-
di. Kapımızı açtık. Kötü ettik di-
yen kaiksın kötü ettik demeye de-
vam etsin. Etan kardeşim. Yani
ben zulüm gören insana, söyda-
şıma kapıyı açıp çorbamı paylaş-
tımsa hata mı ettim? Etmedik.
Ama sen diyorsan ki ettin sen et-
tin demeye devam et. Ben de et-
medim demeye. Meselc bu kadar
basit. Yani bunu indirip kaldır-
maya ne gerek var?"
Akbulut, konuşmasından son-
ra gazetecilerin Batı Trakya ko-
nusundaki sorularına yanıt ver-
medi. Bir gazetecinin Mesut Yıl-
maz konusunda tekrar soru yö-
neltmesi üzerine Akbulut sinirle-
nerek "Cevabmı verdim. O sonı-
nun tekrar sorulması bir
haberalma amacına matuf
degildir" diyerek gazeteciyi azar-
ladı. Bunun üzerine basın men-
suplan salondan ayrıldılar ve Baş-
bakan partililerle görüşmeyi
sürdürdü. Akşam da ANAP Mil-
letvekili Topçuoğlu'nun oğlunun
nikah törenine katıldı.
Akbulut ve beraberindeki ba-
kanlar, milletvekilleri bugün Kah-
ramanmaraş'ın kurtuluşunun yıl-
dönümü nedeniyle düzenlenen to-
renleri izledikten sonra Gazian-
tep'e geçecekler. Akbulut, yann
da Erzincan'a gidecek.
"Türkiye ve Islami Hareket" paneli
'Devlet, TBMM'de
mescit açtıramaz'
MÜLKlYl
lstanbul Haber Servisi — Mül-
kiyeliler Birliği lstanbul Şubesi-
nde düzenlenen, "Türkiye ve tsla-
mi Hareket" konulu panelde, Is-
lamiyetin Türk toplumu içindeki
yeri ve gelişimi tartışıldı.
Bir süre önce öldurülen Prof.
Muamtner Aksoy'un admın kon-
duğu salonda yapılan panele, yö-
netici olarak Pıof.Dr. Hnscyin
Hatemi, Prof.Dr. Nuri Vergin,
Prof.Dr. Binnaz Toprak. gazeteci-
yazar Taha Akyol ve yazar Ali Bu-
laç katıldı.
Türkiye'de Islami hareketin iki
ana noktada incelenebileceğini
söyleyen Prof.Dr. Nuri Vergin, "Ö-
ki Islami hareket olayını önemse-
meye gerek görmeyen bir bakış
açısı. tkincisi ise İslanun gözle go-
riilur hareketliMğini, toplumsal bir
hareket olarak öne suren bir ba-
kış açısı. Ülkemizde dindarlıkta
gözle görülür bir artış olduğu in-
kâr edileraez. Ancak bu hareket-
lerin toplumsal bir amaca yönelik
olduğunu sanmıyorum. Islami di-
riliş deniyor. Diriliş, İslamın son
buldugu yerde yeniden başlaması
demektir. Oysa, tslam hiçbir za-
man Türkiye'yi terk etmedi. Geri
dönüş olmadı. Üslelik yaygınlaşı-
yor" dedi.
Türkiye'de İslamın artık, sade-
ce köylülerin, kırsal kesimin ve ge-
cekonduların sorunu olmaktan
çıküğıru belirten Prof. Vergin, şöy-
le konuştu:
"lslam Türkiye'de sosyal mobi-
lite yapmıştır. Belli odaklarda
noktalaşıyor ve sözünü geçiriyor.
Siyasetçileri ve aydınları etkisi al-
tına alıyor. Önemli olan İslamın
Türkiye'de elitlerin sorunu haline
gelmesi ve benimsenmesidir. ts-
lam, halkın avam dini olmaktan
çıkanlratştır. Elit tabakaya da raal
edilmeye başlandı. Bu toplumsal
bir hareket olamaz. Bu Türkiye^
nin değişim siırecinde yaşanan bir
olaydır."
Dünya üzerinde Islami hareket
ve öteki dinlerde de belirgin bir
canlanma olduğunu vurgulayan
gazeteci-yazar Taha Akyol da
"Türkiye'de monoblok bir Islami
hareket mi, yoksa rengârtnk bir
Islami hareket mi var?" bunun be-
lirlenmesi gerektiğini söyledi.
islamın Türkiye gibi gelişmek-
tSLAMİ HAREKET — 'Türkiye ve Islami Hareket' konulu panel, Prof. Muammer Aksoy'un adının konduğu salonda yapıldı.
te olan toplumlarda, tanmdan sa-
nayileşmeye, kırsal kesimden ken-
te bir geçiş süreci yasandığını kay-
deden Akyol, şunları söyledi:
"tslarai gelişim süreci 3 dönem-
den olusuyor. Haricilik, isy-an
edenler anlamına gelir. Devlete
kavram olarak karşı çıkıyorlar.
Bunlann en belirgin sloganı, 'Hü-
küm sadece Allah'ındır' sözüdür.
Hizbullahçılarda bunun bir ben-
zeri mi bilmivorum. tkincisi ise
Şia doktrinidir. Laikliğe en y^kın
kesimdir. Bir lider yaratırlar ken-
dilerine. Diğeri ise, muhafazakâr
ve düzenin korunmasını araaçla-
yan sünni ulemanın tavrı. Artık
gtinümuzde ise Islami hareketin,
bir protesto hareketi olduğunu gö-
niyoruz. 19S0'lerden itibaren
Türkiye, kırsal alandan gelen hal-
kın Islami hareketin zeminini
oluştunnasıyla yeni bir oluşum
içindedir."
Prof.Dr. Binnaz Toprak ise, Is-
lami hareketle toplumsal gelişim
ve Türkiye'de laiklik konusunun
öncelikli olarak düşünülraesi ge-
rektiğini vurguladı. tnsanlan ge-
rici, dindar, yobaz, irtica diye sı-
nıflandırmanın yanlış olduğuna
değinen Prof. Toprak, "tslami ke-
sim Türkiye'de her bakımdan et-
kili bir hale gelmiş ve orgütlenmiş-
tir. Oysa, 1970'e kadar ancak mar-
jinal kesimlerde etkinlik kazana-
biliyordu. 70'ten sonra ise aydın ve
elit tabakadan da ilgi topladı. ts-
lami hareket kendi elit tabakası-
nı oluşturmuştur. Bu hareketin
büyük kentlerde gelişmesi. çeşitli
stratejilerle sağlandı. 12 Eylül'den
önce MSP'nin, 1980 sonrası da
ANAP'm benzer stratejiler tasıdı-
ğını göriiyoruz. Cumhuriyelin iik
yıllannda laiklik, Kemalist hare-
ketle bağınbhdır. lslamiyet siyasal
bir dindir."
Prof.Dr. Binnaz toprak söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Devlet-aile ve ordunun >anı sı-
ra bu oluşuma tslami da ekleye-
biliriz. Özellikk 80 sonrasmda da-
ha itaatkâr bir nesil yetiştirilmesi
ümit edildi. Ancak lslamcı çevrt
kendilerinin mlliyetçilikle bağdaş-
tınlmasını ters bulmuştur. Türki-
ye'de gereek bir din-devlet aynmı-
nın gerçekleştirilmesi lazımdır.
Türkiye'de Bah'daki gibi bir din-
devlet aynmı gerçekleştirileme-
miştir. Devletin finanse ettiği ku-
rum ve kuruluşların yeniden göz-
den geçirilmesi gerekir. Laik bir
ülkede, devlet kadınlann torbanı-
na kanşamaz. Ama kadınlar için
ayn ayn otobüs seferleri de diizen-
leyemez. Laik bir ülkede din adı-
na aynmcdık yapmak, adli soruş-
turmayı gerektırir. Devlet,
TBMM'de mescit açüramaz."