Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 12 ŞUBAT1990
Dinin Siyasallaşması...
Devletın, ozelhkle eğıtım alanında yasalar yolu ile laıklığe aykırı olarak
getirmiş olduğu butun kurumlar kaldınlmadıkça, devletin bütun siyasal
akımlara bakış açısı eşitlenmedikçe, en azından laikliğe karşı caydırıcılık
etkisi oldugu tartışmasız olan 163. maddenin kaldırılması duşunulemez.
Prof. Dr. AYSEL ÇELİKEL /. Ü. HukukFakülîesi Öğ. Üyesi
"Yazmu ı>m fıkirten ve meslegi pıylaşmaktan onor
duydugmnrahmetliMıummer Aksoy'un ınısına sny
gı ıle saBByonım"
Turkıye'nın demokratıkleşmesının Turk Ceza Ka-
nunu'nun 141 , 142 ve 163 maddelermın kaldırıl-
ması ve değıştırılmesı ıle sağlanacağı, son gunler
de kamuoyunun gündemıne getınlmış bulunuyor
özellıkle ıktıdar kanadının bu çalışması, ana mu-
halefet partısınce de desteklenıyoı Siyasal ıktıda-
nn kendı yararına yaratmak ıstedığı kamuoyu, si-
yasal duşunce ve örgütlenmelenn özgürce yapılma-
smı yıllardan ben savunmuş olan çevreyı de mutlu
etmış görunuyor Aslında demokratıkleşmenın, bu-
tün sıstemın anayasa ve butün yasalann teker te-
ker ele alınarak özgurleştırılmesı halınde bır anlam
taşıdığı da bılınen bır gerçek Ceza yasalannda, der-
nekler, toplantı ve gosterı yürüyüşlerı, hâkımler,
>ıiksek öğretım ve sıyası paraler kanunlannda vd
demokratıklesmeyı engelleyen hükümlenn bır pa
ket halınde duzenlenmesı gerekırken, Ceza Yasası'
ndakı Uç madde ıle uğrasılmasının ozel bır anlanu
olmalı
Bilimsel yolla...
Tılrk kamuoyu, ıızun suredır konusulan bu mad
delerın hangı konuları ceza yaptırımına bağladığı-
nı anlamış değıl Adalet Bakanı Sayın Sungurlu'
nun, bu maddelerın bılım adamları, dernekler, mes
lek kuruluşlan TRT yolu ıle tartışılması vönünde
kı önerısı yenne getınlmeye çalışılıyor Kamuoyu
nun öteden ben ılgılenmedığı bu maddeler konu
sunda, toplumun bılınçlenmesı ve görüşünun net-
leşmesı ıçın bu kısa surerun yeterlı olmadığını be-
lırtmek gerekır Bır yasanın değıştınlmesı ıçın ko-
nunun bilimsel ve mesieksel kuruluşlarda ve ılgısı
olan herkesın katkısı ıle bırkaç yıl tartışılarak ol
gunlaştırılması gerekır Ayııca unıversıtelerden ve
hukuk fakultelerınden resmen göniş alınması da
unutulmaması gereken bır nokta Acaba bu mad-
delerın kaldırılmasının doğuracağı toplumsal ve sı
yasal sonuçlar bilimsel yolla ortaya çıkanldı mı' Bı-
lım kummlannın yapacağı ıncelemeler ve varacağı
sonuçlar, yapüacak değışıklıklenn hukuksal, psı-
kolojık, sosvolojık ve siyasal gereklennı ve sonuç
larını da ortaya koyacaktır
141 madde ıle ceza yaptırımına bağlanmış olan
eylemler söyle özetlenebılır Bır sosyal sınıfın, ba$-
ka sosyal sınıflar uzennde tahakkümu ya da sos-
yal sınıfların ortadan kaldırılması ya da yürurlttk-
tekı ekonomık ya da sosyal temel düzenlerden her
hangı bırını devırmek amacı ıle örgüt kurmak -
devletın siyasal ve hukuksal duzenlerını topyekûn
yok etmek amacı ıle örgüt kurmak- cumhunyetçı-
lığe aykırı olan ya da demokrası ılkelenne a>kın
olarak devletın tek bır fert ya da zümre tarafmdan
ıdare edılmesını hedef alan örgüt kurmak kamu
haklarını ırk düşüncesı ıle kaldırmayı hedef alan
örgut kurmak >asaklanmıştır 142 madde ıse aynı
eylemlerın propagandasını yapmayı yasaklamıştır
Gönılduğü gıbı ılgılı maddeler sınıf egemenlığıne,
vanı belh bır sımfm toplumun bütününe egemen
olmasına yol açacak demokrası ılkelenne aykırı
olarak devletın totalıter bıçımde ıdaresım, anarşız
mı ve ırkçılığı hedef alan örgutlenn kurulmasını ve
propagandasını yasaklamıştır
TCK 163 maddesı ıse yukanda açıkladığımız ve
örgütlenme ve propagandası yasaklanmış olan si-
yasal akımlardan bır bakıma farklı bır konuyu dü-
zenlemıştır Madde özetle Laikliğe aykırı olarak
devletın sosyal va da ekonomık va da sıvası ya da
hakuksal temel duzeninı dını esas ve amaçlara uy-
durmak amacı ıle orgutlenmetı -bu amaçla propa-
gandayı -dıni va da dın duygulannı >-a da dınce kut-
sal savılan şeylen alet ederek sıyaset vapmak ya da
sıyası çıkar sagUmayı- dını ya da dını duygulara ya
da dınce kulsal savılan şe>leri ya da dın kıtaplannı
alet ederek kışısel nufnz sağJamayı yasaklamıstır.
Islam dınının yalnız bır ınanç ve ıbadet sıstemı
olmavıp aynı zamanda tüm yaşamı, tüm toplumu
ve sıyasetı düzenledığı kabul edılmektedır Islamın
ınanç ve ıbadet kuraJlannın dışında kaJan ve dev-
letın toplumsal, ekonomık, siyasal ve hukuksal du-
zenının yenne dın kurallarının getınlmesıru amaç-
layan tslamı akım da siyasal akım olarak kabul edıl-
mektedır Devletın konınması amacıyla >asak ge-
tınlmıs olan bütün siyasal akımlarla bırlıkte tsla-
mı siyasal akımın da özgür olması rr.antıklı gözük
mektedır Ancak butün siyasal akımlann örgütlen
me ve propagandalanndakı engeller kaldırılırken
önemle üzerınde durulması gereken konu, devletın
bütün akımlara bakış açısının geçmışte ve gelecek
te, yasalar ve ıdan uyguJamalar bakırrundan eşıt ol
masıdır
İslami siyasal akımlarla obiır
siyasal akımlann farldan
lslamı siyasal akımlar ekonomık, toplumsal ve
siyasal düşünceler ıçeren öbür siyasal akımlara gö-
re çok önemlı bır özellık göstenr îslamıyet aym za
manda bır dın ve ıbadet sıstemı olduğu ıçın eleştı-
nlemeyen, tartışılamayan, olduğu gıbı kabul edıl
mesı gereken bır sıstemı ıfade eder Buna karşılık
öbür siyasal ıdeolojılenn eleştınlmesı, tartışılma
sı, çelışkılennın ve mantığa aykırı olan hususlan-
nın ortaya çıkarılması doğaldır Sıyasal gösten ru
teüğınde ve kamu düzenını bozan evlemler açısın-
dan da böyledır Bu tür eylemler dın özgurlüğü kav
ramına sığınırken, öbür eylemler ıçın kolluk kuv-
vetı haklı olarak müdahale edebılmektedır Nıtekım
>okak ortasında Kuran'dan ayetler okuyarak ya da
toplu namaz kılınarak siyasal gösten yapılsa, bu ey-
lemlenn engellenmesı kamu vıcdanım rahatsız ede-
cegı halde, öbür siyasal eylemler farklı bır ışleme
tabı tutuJurlar Bu farklı yaklasunJar sıyasetçıler ca-
rafından dınıru ıcra edenler ıle devletı yıkmaya ça-
kşanlar ayrımı ıle de gerekçelendmlmışlerdır Pro
paganda açısından da aynı sonuca \armak müm-
kündur Şerıat propagandası, dın eğıtımı yolu ıle
Müslüman halkın dınını öğrenmesı gerekçesı ıle çok
kolay ve esasen yapılan bır ışlem olduğu halde, obur
siyasal akımlar ıçın aynı şeyı söylemek söz konusu
değıldır O halde öbür siyasal düşüncelerle şerıatçı
düşünceyı aynı kefede görmek doğru olmaz
Devletın konınması amaayla behrlı siyasal akım-
lann propaganda ve örgütlenmelerıne konulmus
olan yasaklar kaldırılırken, dınsel akımlarla ötekı
düşünce akımlannın bırlıkte ele alınması hatalıdır
Yıllardır devlet laık olmayan bır eğıtım ve öğretı-
mın destekleyıasıyken, ortaöğnetım kurumlanndan
daha fazla sayıda Kuran kursu, serıat öğretımı ya-
parken, ılk ve ortaöğretım kurumlarında dın dersı
zorunlu ders halıne getınlmışken, ımam hatıp lıse-
lerınde okuyan öğrencıler bır çığ gıbı buyürken, ıla-
hıvat fakultelerı öğretmen okulu nıtelığme dönuş-
turulmüşken, memurlann dın eğıtımınden geçme-
lerı ıçm yasa tasarısı TBMM'nın gündemme getı
rılmışken, bütün sıyası akımlann propaganda ve ör-
gütlenme özgürlüğunün aym şekılde serbest bıra
kılması savunulamaz. Hareket noktasında eşitlıgin
bulunmadığı bır ozguriok, demokrabkJeşrae degil,
tersme tek yanlı olarak, valnız bır akımın egemen-
hğı ve baskısını dofuracak bır hareket olacakûr De-
mokratıkJeşme, butun sıvasal duşunce akımlannın
vasalar ve ıdan uyguiamalar bakımından sıfır nok-
tasında yanşa başladıklan >e devletın tarafsız kal-
dığı bir sistem içınde olrnahdır. Toplum bır yandan
devletçe, ote vandan tankatlann IgıkJiğe aykın ca-
.ışmaian ıle tek bır yonde vonlendınlırken. obur si-
yasal akımlann ozgurinkten yararlanmalanna kor-
kanm vakıt kalmayacakbr. Batı'da dınsel olsun, si-
yasal olsun bütün akımlann özgür olduğu düşün-
cesıne de Batı'da devletın laıklığm gereğı olarak bu
tür eylemler içınde olmadığını hatırlatmak ıstenm
Sonuç
Turkıye'nın demokratıkleşmesı, yalmz butun si-
yasal akımlann özgür olması ıle değü, aynı zamanda
bütün yasal engellerın kaldırılması ve ıdan uygu-
lamalann da aym yönde olması ıle sağlanabılır
Devletın, özellıkle eğıtım alanında yasalar yolu ıle
laıklığe aykın olarak getırrmş olduğu bütün kurum-
lar kaldınlmadıkça, devletın bütün siyasal akımla-
ra bakış açısı eşitlenmedikçe, en azından laıklığe
karşı caydırıcılık etkısı olduğu tartışmasız olan 163
maddenin kaldırılması duşunulemez
Sıyasal tslamı akımlann partılesme, dernekleş-
me ve propagandasının özgur olmasının temel ko-
şulu, ımam hatıp lıselenmn unıversıteye aday ye-
tıştıren kurumlar konumundan çıkarılması, ılk ve
ortaöğretım kurumlannda zorunlu dın dersının kal-
dınlması, ılahıyat fakültelenmn öğretmen yetıştı-
ren kurumlar olmaktan çıkanlmasıdır Tarıkatlar
ve özel kışılerce açılmış olan yatılı-yatısız dın okul-
ları ıle Kuran kurslanmn laıklık açısından -
anayasanın 24 maddesıne uygun olarak denetien-
mesının de devletın görevı olduğunun unutulmama-
sı gerekır Bu koşullar, yasama ve yürütme orga-
nınca yenne getınlmedıkçe 163 maddenin kaldınl-
masına karşı çıkmak demokrasıye ve demokrat ol-
maya engd değüdır Yazımı, Del 'Vecchıo'nun şu söz-
len ıle bıtırmek ıstıyorum
"Doğtm gertfi sonsuz dencedt yetenekh olan ınsan ruh ve
beynı var oldukça, gerüeme ve Irnca hıçbir zaman galtp gele-
mtytcektir'
EVET/HAYIR
OKIAYAKBAL
Ecevlfi Tııtmak, Tutmamak...
' Sızı bır yazın adamı olarak nasıl çok sevıyorsam Ecevıt'ı de
bır polıtıkacı olarak her şeyın üstunde göruyorum Nasıl olur da
bunca ozgun ve uretken bır kışılık bır koşeye ıtılebılır şaşıyorum
buna
Uludağ Unıversıtesı nden E Efeoğlu mektubunda böyle dıyor
'Benım tum belırgınlığıyle görebıldığım gerçek şu Turkıye^
nın kurumlarının onemlı bır bolumü son on yıl boyunca ışgal al-
tında tutulmustur daha da tutulmaktadır Işgal altında tutulan
kurumlardan bırı tumden parlamento ıse otekı de ana muhale
fet kurumudur Oralarda gerçekten bulunmas gereken kışıler
örgutler değıl, gaspçılar var Ve sız ınanılmaz bır bıçımde bu
çarpıklığı desteklıyorsunuz '
Bulent Ecevıt sıyasa sahnemızde bugun de olay olmayı sür-
duruyor Tek başına bır de sayın eşıyle bırlıkte Soruşturma-
lar araştırmalar Ecevıt ın kamuoyunda saygınlık ve guven taşı-
dığını gosterıyor Sosyal demokrat tabanda Ecevıt sevılen, sayı-
lan bır kışıdır SHP içınde bıle yakın gunlere dek Ecev'ıt'ı ağır
sözlerle elestırenlere karşı tepkı gösterenler vardı Bugün de Ece-
vıt sevgısı Turkıye seçmenının en az yuzde onunda yaşıyor Ya-
pılacak ılk genel seçımde DSP, daha doğrusu Bulent Ecevıt,
azımsanmayacak bır etkınlık gosterecektır
Ben Bulent Ecevıt'ı 1960 oncesınden tanıyan değerlennı an-
layan bır kışıyım Daha kolej oğrencılığı sıralarında yurtdışındakı
gorevlerı yıllarında Ulus Gazetesı'nde koşe yazarlığı yaptığı
gunlerde 28 Nısan dan 27 Mayıs a uzanan zaman parçasında,
mılletvekıllığı Bakanlığı CHP lıderlığı, en sonra da Başbakanlı-
ğı donemınde Ecevıt'ı polıtıka dunyamızda umut veren guven
uyandıran bır aydın kışı olarak sevmış saymış yazılarımla sü-
reklı desteklemışımdır Koleksıyonlar buna tanık Sayın Rahşan
Ecevıt le Vatan Gazetesı'ndekı bırkaç aylık oda arkadaşlığımı-
zın anıları da belleğımdedır
Donelım Bursadan mektup gönderen Efeoğlu'nun yazdıkla-
rına $oyle dıyor
"Bugun ulkemızde sızın düşle gerçek ıkılemıyle çızdığınız du-
ruma benzer görunumler durmamacasına bırbırını ızlıyor Duş
nedır gerçek nedır nasıl bır turlu ayırdına varamıyorsak, büyük
ve kuçuğu haklı ve haksızı, guçlü ıle guçsuzu de bırbırıne ka-
nştırıyor onları seçemıyoruz Buyuk görunen ANAP aslında nasıl
bır hıç ıse ana muhalefetmış gıbı gorunen SHP de yapay bır
oluşum hatları kahnca çızılmış kocaman bır boşluktur Bu ne-
denlerden öturu ben bır gun eşyanın doğasına uygun olarak
gerçek guçlu ve haklının yapay oluşumları alt edeceğıne ınanı-
yor ve DSP nın Cumhurıyet Gazetesı engelını de aşarak hak
ettığı yere ulaşacağına kaçınılmaz bır gelışım gozuyle bakıyo-
rum
Efeoğolu, ıçtenlıklı bır kışı betlı kı
1
Ecevıt ı sevıyor onun
Cumhurıyet yazarlarınca zaman zaman eleştınlmesını ıçıne sın-
dıremıyor Yenılgılerının nedenını de bızde arıyor' Cumhurıyet'
Ecevıt ı ve partısını tek umut olarak gorse sorun kalmayacak
1
Oysa gerçek oyle mı'' SHP'yı tutmak desteklemek konusuna
gelmce Bızler sosyal demokratların butunleşmesını ıstedık, böy-
le bır davranışın yararlı olacağına ınandık Ecevıt'ın SHP ye karşı
DSP yı olusturmasını sosyal demokratların bırlığını bozmasını
eleştırdık Er geç böyle bır oluşumun gerçekleşeceğıne umut
bağladık Boyle bır şey olmadığı gıbı SHP içınde de bolunme-
ler baş gosterdı Nedense solda her zaman şu ya da bu neden-
le parçalanma oluyor Sımdı SHP DSPden başka yenı sosyal
demokrat partı oluşturulmakta' Bız ne kadar bırleşın, bır araya
gelın dersek dıyelım 'böl, parçala yonet formülu süreklı ışle-
tılıyor1
Bursalı okuruma bır soru Sayın Ecevıt'ın bütun genel sekre-
terlerı hatta kendı atadığı genel başkan Karababa neden DSP -
den koptular kopuyorlar Sayın Ecevıtler ın yanında neden
CHP'h eskı bakanlardan bırı bıle yok'' Neden DSP yalnızca Ece-
vıtler partısı olmaktan kendını kurtaramıyor''
Bu soruların yanıtını DSP nın eskı Genel Başkan Yardımcısı
Haluk Ozdalga'nın 24 ocaktakı şu açıklamasında buluyoruz
DSP ust yonetımının sosyal demokrasıyle bağdaşmayan tu-
tumlarını ıçıme sındıremedığım ıçın genel başkan yardımcılığın-
dan aynldım Bu konudakı duşuncelerımı belkı yararlı olur dıye
Sayın Rahşan Ecevıt ve eşıne defalarca somut ornekler vere-
rek anlattım Etkısı olmadığını gorunce yonetımdekı gorevlerımı
bıraktım DSP ust yonetımının tepeden ınmesı aşırı merkezı-
yetçı tabanı yalnızca konuşmalarda kullanılacak bır propagan-
da malzemesı olarak gören anlayışını kabul edemeyıp ayrılan
ve o yaklaşımı eleştırmek yûreklılığını gosterdığı ıçın uzaklaştı-
rılan pek çok partılı vardır Şımdı bu ınsanların halkın sozunun
geçtığı bır orgutlenmeye karşı olduklan ıçın ayrıldıklarını one sur
mek yalnızca aşırı bır çarpıtma değıl aynı zamanda o ınsanla-
ra ınsafsızca yapılan bır haksızlıktır Gerçek bunun tam tersıdır
DSP ust yonetımınde yaşananlar bır buyuk Rus yazarının o gu-
zel sozlerını doğrular gıbıdır Insanları yalnızca soyut bır sev-
gıyle sevenlerden daıma çekınmek gerekır'
Ozdalga açıklamasında yenı kurulanlar harıç 67 ılın ancak
39 unda kongre yapıldığını bu 39 ılde ışbasına gelen yonetım
lerden 34 unun genel merkezce gorevden alındığını bazı ıller-
de genel merkezın atadığı ıl yonetımlerının bıle defalarca gorev-
den uzaklaştırıldığını bıldırıyor Sozlerını şöyle bıtırıyor
Gorevden al nmanın başlıca nedenı ınsanların mutlak ıtaatı
kabul etmemelendır
Efeoğlu Bulent Ecevıt e yonelık eleştırılerımızın nedenlerını
eskı Genel Başkan Yardımcısı Ozdalga nın sözlerınden çıkara-
bılır sanıyorum
Tıp Eğidnıinde BelirsizlJk
Pratısyeni, uzmanı aynı başlık altında toplayıp hekim sayısı
yeterli - yetersız tartışması yapılamaz. Bugun esas açık, bazı
uzmanlık dallarındadır ve gelişmelere göre bu dengesizlik
gelecekte daha da belırgin olacaktır.
Prof. Dr. UĞUR DERMAN Türk TıpAkd.G Sekreteri
tkıncı Dünya Savası'nın bıtımınden bu ya-
na tekmk bılgılenn patlarcasına çoğalması, tıp
dalı bılgı ve uvgulama alanına da yansımış
tır Sekız yıl içınde bılgı bınkımının ıkıye kat-
landıgı behrtılmektedır ve bu ıvme aynı hızla
devam etmektedır Tıp arastırmaları, yayınla-
rı savısı, bır yandan da ılaç sayısı aynı ölçüde
çoğalmaktadır Bugun artık tek bır kışının bu
bılgı bınkımmı özümsemesı ve uygulayabılme-
sı olanaksızdır Bu gerçek karşısında dünya-
da ve ulkemızde her derde deva lokman he-
kımlığın yennı başlangıçta 4 ana daJda uzman-
lar, sonra da yan ve ust dalların uzmanlan al-
mıştır Doğai olarak toplumun ıstemı de uz-
r^yniıja yöDeknij ve yoğunlaşmıştıı
fip eğıtımıne eklenen basamak Bu konu-
nun değerlendınlmesınde sağlık hızmetlen ba-
şarılı sayılan ülkelerdekı durumu mcelemek,
bazı noktalann aydmlanmasını sağlayacaktır
Bu ülkelerde bılgı yukü artışı karşısında tıp
fakultesmdekı surerun, özellıkle uygulama açı-
sından yetersız kaldığı kabul edılmıştır Bu ne-
denle hekımlenn uzmanlık yapmadan, bır ku
rum dışında hasta bakıp reçete yazma hakkı
kaldırılmıştır (Hollanda, Almanya gıbı) Uz-
manlaşma zorunluluğu getınlmış, bır anlam-
da tıp eğıtımıne bır basamak eklenmıştır
Yetkılı organlar arasında düşun bırlığı yok
Türkıyemızde tıp uzmanları ıçın gereklı sayı
sal planlama yapılamamıştır Bu durumda
dengelı dağılımdan ıse hıç söz edılemez Bu
sayısal belırsızlık yanında artık 6 yıllık fakül-
te eğıtımıne sığması olanaksız bılgı yükunun,
hangı dönemde, hangı ağırlıkta ve kaç kışıye
aktarılması sorunu da suregelmektedır Tıp-
takı mezunıyet öncesı \e sonrası eğıtımın ge
rek sayısal gerck ıçerık ve gerekse değerlendır-
me konusunda, yetkılı kuruluşlar arasında fi-
kır bırlığı yoktur Hatta bırçok konuda bu ku-
rumlar bırbırınden tam zıt fikırlen savunmak-
tadırlar (örneğın Turkıye'de hekım sayısı az
mıdır, çok mudur
1
Ülkede pratısyene mı, uz
mana mı gereksınım vardır
7
gıbı) Üzülerek
kabul etmek gerekır kı bu konular içınde, öğ
rencı öğretım uyesı bakanlık ve toplumun
tek uyum içınde olduklan nokta, fakulteyı yenı
bıtıren genç hekımın, ıstenen hızmetı verecek
becenden yoksun oluşudur Daha da kötüsü
bu yetersızhk gün geçtıkçe artmaktadır
Sağlık hızmetı gelışmış ülke toplumlarında
da ıstem, uzman yönünde olduğu ıçın uzman-
lasma oranı hızla artmaktadır Bızde ıse tam
tersı olmuş, son ıkı yılda mezun sayısı ıkı ka-
tına çıkarken, uzmanlık kadrolan yennde say
mıştır Eskı yıllann bırıkımı de eklenınce uz
manlığa ıstekiılenn ancak onda bırı bu hakkı
kazanır duruma gelmıştır Bu yoğun başvuru
karşısında, hakça bır çözara ıçın merkezı bır
sınav düşünülmüş ve alelacele TUS (tıpta uz-
manlık sınavı) başlatılmıştır Bu sınav tama-
men teorık ve 'çoktan seçmelı' bır sınavdır.
Yalnız bu gerçek bıle, becerı ve uygulamanın
temel öğe olduğu tıp mesleğınde bu tür bır sı
na\ ın ne denlı sakat bır değerlendırme getıre-
ceğının kanıtıdır Bu sınavı başarmak, öğren
cının tek amacı halıne gelmıştır Kaldı kı tıp
öğrencısının geleceğının böyle bır kuramsal
(teorık) sınava bağlanması, büyuk bır bölu
mu uygulama olan tıp eğıtımının çökmesıne
de neden olmuştur Unıversıteye gırış sınav-
lan nasıl öğrenayı klasık lıse eğıtımıne karşı
ılgısız duruma getırmışse, aynı olay tıp fakul-
telennde yaşanmaya başlanmıştır Hekım ada-
yı hasta ıle ılgılenıp, nöbetlerde bazı becerıle-
rı kazanacağına, son 2 yılını, teksırler ve da-
ha önce çıkan soru örneklerı arasından yanıt-
lan ezberlemeye çalışmakla geçırmektedır Bu
sınav nedemyle öğrena, hekımüğı kıtaptan öj-
renmeye zorlanmıştır Sonucta, geleceğı bu sı
nava ve komputerın vereceğı nota bağlanan
•öğrencının, öğretım uyesı ıle usta çırak ılış
kısı ve dıyaloğu da busbııtun kalkmıştır TUS
sorularını seçen komısyonunu uyelerı
nın belh bır fakultenın öğretım uyelerın
den oluşmasırun, kolaylık olsun dıye sorula
nn bırçogunun ABD sına\ soruiarından ter
cume edılmesının dü bılenlere sağladığı avan
tajın geurdığı haksızlıklar da, ışın tuzu bıbe
rıdır Bu sınav nedemyle bazı fakultelerın me-
zunlarından hıçbırının uzmanlığa gıremeyışı
nın doğurduğu bır çeşıt fırsat eşıtsızlığı de tar
tışılması gereken bır konudur 3 yılını
dolduran bu sınav hakkında tıp fakültelenmn
yönetıcılerının çoğunluğu ne düşünmektedır''
Bu konu kamuoyu önünde tartışılmamıştır
Çozum
Toplumun ıstemı, ulkemızın altyapı ve nü-
fus dağılımı da dıkkate alınarak, ana dal ve
yan dal uzmanlık sayısal gereksınımı en kısa
zamanda saptanmalıdır Bu basamakıann ge-
rektırdıgı eğıtımın suresı ve ıçenğı ve hangı ku
rumların bu eğıtım verebıleceğı yenıden dü-
zenlenmelıdır Pratısyeni, uzmanı aym başlık
altında toplayıp hekım sayısı yeterlı - yetersız
tartışması yapılamaz Bugün esas açık, bazı
uzmanlık dallarındadır ve gelişmelere göre bu
dengesizlik gelecekte daha da belırgin olacak
tır Bu nedenle uzmanlık oğrencılığı kadrola
rı hemen arttmimalıdır Bu değışıklık para-
sal bır yük de getırmez, çıinkü uzmanlık hak-
kını kazanamayan her yenı mezun, zaten zo-
runlu hızmette çahştırılmaktadır (Aynca ye-
nı mezunların zorunlu hızmetırun, uygulama
da, ulke sağlık hızmetjne bır katkısı olmadı-
ğı, Tuzmet sağlamaktan çok bır ceza çelcme iş-
levı tasıdığı da ortaya çıkmıştır) Tumden
kurama dayalı TUS'tan ülke çapında
bır standard ölçme ışlevı beklenıyorsa, bu sı-
nav, eğıtımın kuramsal bılgı ağırlıklı bölümü-
nun sonuna (orneğm 4 yıl sonuna) kaydınl-
malıdır Bu sınavın hazırlamşında tüm fakül-
telenn katkısımn sağlanması elzemdır Uzman
öğrencılığe secım ıse bu kadrolan eğıtecek ku-
ruluşa bırakılmalıdır Aynca fakultelenn uz-
manlık oğrencılığı kadrolannda kendı basa-
nlı mezunları ıçın bır kontenjan aynlması da
başka bır yöntem olabılır
Belkı de en önemlı nokta sağlık ve tıp eğı-
tımı sorunlannda ılgılı organların enıne bo-
yuna tartısarak bırükte karar vermelendır De-
ğışık göruşlenn kamuya aktarılabılmesmde
TRT ve basının aracılığı da yararlı olacaktır
Yoksa vasaların verdığı yetkıye dayanarak S
ve SY Bakanlığı tum sıstemı tek basına kur-
maya kalkar, kararları tek başına verırse, ış-
le\ı esas yürutecek öbur organların benımse-
medjğı çözümlerle başanvg ulaşılması olanak-
sızdır
OKURLARA...
NOT Bu \tn 30 11990 tanhınde Mfcüs sonışlunnuı
açılmadan kaleme alınmışlır bıglık konusu toplumuı
guncel gereksınımı oldugu ıçın on plandadır Gerçekte
obur dallardalu fakulteierdc egjUnıın başanlı oldugu
soyknebılır mi' Lnı>ersite olsun, universıte oncesı ol-
sun efıtımın lumu çokmck uzeredir Sonışturma, egı
tımın lucnunu kapsamadaa bır vvar bekknHk lutyaldir
MILASTAN ÇAGRI
Yenıçeltek komur ocağında grızu patlaması sonucu 66
ışçımız yaşamını yıtırmıştır Bu olay ıhmalden
kaynaklanan bır 'Iş Kazası Cınayetı dır
Bu olayda yaşamını yıtıren ışçılerımızın yakınlarına
başsağlığı dıler, bu tur acıların bır daha yaşanmaması
ıçın ılgılılerı "Işçı Sağlığı ve Iş Guvenlığı" konulannda
duyarlı olmaya çağırıyoruz
FEVZI TOPUZ, OLCAY AKDENIZ, MEHMET ÇAKIR,
HUSEYIN KURTULUŞ, OKTAY DIZDAR, YUSUF KOÇ, ZEKİ
ÇATIROĞLU HASAN BOSTANCI, NEVZAT ÇAĞLAR
TUFEKÇI, ORHAN ÖZKAN, MEHMET DOĞAN, CENGIZ
SABANCI, MEHMET UYAR, İLHAN GÖKBEL, TALAT AYAZ,
KADİR BALIK, AKIN DEMIRCI, DR MUSTAFA TÜREÜ, AV.
DURSUN GEZGIN, ALİ CAN, A FAIK TUNA, IRFAN
YAYBUYUK, MUSTAFA CAN, MEHMET KABAÇAM, ÖZER
TOPUZ, NAIL KAVALA, AV HASAN YILDIRIM, RAGIP
KILIÇ, AHMET SARAYKOYLU, CEMAL SOYKAN, ÖMER
ÖZLER, NIYAZI ÇAĞAN VEDAT ÇAKIR, SEBAHATTIN
BODUR, M SALIH AZAKLI, MEVLUT MtRT, ŞUKRU
KAFKASLI, ALİ KIREMITÇI, AHMET ESEN ATEŞ, SAİT
IÇÖZ, GUNERI KARACAN, ENVER TUNA, RAMAZAN
KOCABAŞ, M EMIN BERBER, ALİ KULAK, UFUK KOÇAR
KAMUOYUNA
RECEP DEMİR'in
ışkencede katledılışını ve ışkencecıler ıle ılgılı hıçb<r yasal
gınşımde bulunulmayışını protesto ıçın 3 2 1990 tarıhınden
ıtıbaren suresız açlık grevıne başladık
Tum demokratık kıtle orgutlerını ve kendısıne ınsanım dıyen
herkesı duyarlı olmaya çağırıyoruz
BUCA KAPALI CEZAEVİ
DEV-YOL DAVASI TUTUKLULARI
ADINA AYŞENUR ÇAMLIKAYA -
GÜLGÜN MEMŞO - SEMİH ARLAT
KAMUOYUNA
Dün Kumkapı'da,
lugün YeniçeHek'te,
Yarın Merede?
Sömürü düzeninin aldığı canlar yetmedi mi?
Sömürü çıkarları uğruna 87 işçiyi diri diri toprağa
gömenleri, işçilerin cenazesine bile sayfi
göstermeyenleri protesto etmek için tüm ilericileri,
demokratlan, emekçileri ve insanım diyen herkesi
13 Şubat 1990 salı §ünü sıyah elbiseler giyerek bu
olayı lanetlemeye ça§ırıyoraz.
Yeni Çözüm ve Devrimci Gençlik
Okurları Adına Turan Dolu
Bugun 12 şubat Tam uç yıl geçmış
AKIN (Alpar)
Senı çok özledık
ARKADAŞLAREN
VEEAT
Sacıde Eroglu'nun kıymeth eşı, Gulızar Eroğlu ve Baran
Eroğlu'nun sevgılı babaları, değerlı eğıtımcı, öğretmen
AHMET EROĞLÜ'nu
10 Şubat 1990 gunu kaybettık Cenazesı 12 şubat pazartesı gunu
Karacaahmet Mezarlığı Camısı nde kılınacak öğle namazını
muleakıp defnedılecektır
AILESI
BAŞSAGUGI
Kendılerını ınsanhğa adamış değerh ınsanlarımız
SÜMEYRA ÇAKIR,
MUAMMER AKSOY
CEMAL SÜREYA'yı
>ıtırmenın acısını aılelerı dost \e >akınları ıle pavlaşır başsağlığı
dılerız
Ç4TI REST4URANT
H.OZE>
OKAY GOXES'SM
Sadece Gazete
G eçen yılın sagiiKsız tablosu, Turk basınınm 90
basındakı ana renklerınde de egemen oldu Gerçı
genel tıraj artışına bakıldığında gıdışı lyımser gorenler
de olabılır, 1989 yılında gunluk ortalama gazete satısı
uzun yıllar sonra 3 mılyon 200 bın dolayına çıkarken yıl
sonunda ulaşılan 3 mılyon 700 bınlık duzey, ocak
ayında da kendını korudu Ocak ayında gazetelenn
reklam harcamaları 4 mılyar lırayı aşarak yıne onculuğu
bırakmadı Şubat ayında ıse Cumhurıyet de başta yenı
haftalık ekımız Cumhurıyet Kıtap olmak uzere Bılım-
Teknık ve pazar Dergı eklenyle bırlıkte dızılerımızı
televızyonda duyurmaya başladı Dığer kampanyalarla
kıyaslandığında oldukça mutevazı bır duzeyde kalan bu
duyurulardakı sloganımız bu kez bıraz daha değışık
"Cumhurıyet sadece gazete vermeye devam edıyor"
Bu kampanyanın ılk tepkılerının de son derece olumlu
olduğunu sımdıden soyleyebılırız Kıtap ekımızın
175 000 adet basılan ılk sayısımn Cumhurıyet'le bırlıkte
dağıtıldığı geçen cuma gunünun ılgısı de çok yaygın
oldu Kıtabın az okunduğundan sureklı yakınıldığı,
yakındığımız ulkemızde bır kıtap ekının boylesıne ılgıyle
karşılanması bır yandan şaşırtıcı, bır yandan da cok
umut verıcı Cumhurıyet Kıtap'ın bu cuma okura
ulaşacak olan ıkıncı sayısı ıçerık yoğunluğu dolayısıyla
24 sayfa oldu Inancımız ılgının gıderek daha da
gelışeceğı, satış servısımız de bu kez tırajı daha da
yuksek tutup tutmamayı duşunuyor
•k
Ocak ve şubat ayları yıne gazetelerın satış fıyatlarına
zam ayları oldu, oluyor Geçen hafta Hurnyet 700,
Tercuman 600, Fotospor da 500 lıraya satılmaya
başlandı, dığer gazetelerın de onumuzdekı gunlerde
zam yapmaları beklenıyor Şımdılık bu art arda zamlar,
satışlarda etkısını gostermedı, ama tum gazeteler
zamlanınca ne olur, orası belh değıl
Ocak 1990'da ekranlann hâkımı yıne gazetelerdı done
döne verdıklerı armağanlar ansıklopedıler kuponlarla
Toplam reklam harcamalarını gazeteler geçen ay şoyle
böluştuler
Gunaydın 783110000 TL
Sabah 608 795000 TL
Hurnyet 604 375000 TL
Mıllıyet 570990000 TL
Fotospor 573 510000 TL
Turkıye 263475000 TL
Gunes 256490000 TL
Tercuman 253 400000 TL
Bugun 153990000 TL
Zaman 125550000 TL
Toplam 4 mılyar lırayı aşan bu duyuru harcamasını
ıkıyle çarparsak tum promosyon masrafını bulacağımızı
varsayabılınz, bu durumda da ocak 1990'da gazetelerın
8 mılyar lıra harcayarak bır ay öncekı durumlannı
toplamda korudukları sonucu cıkar Ocak ayında
gazetelenn gunluk ortalama net satışları ve aralık
1989'a gore farklan şoyle oldu
700 liralık gazete
Cumhurıyet
600 liralık gazeteler
Sabah
Mıllıyet
500 liralık gazeteler
Gunaydın
Hurnyet
Turkıye
Tercuman
Guneş
yenı Asır
Zaman
300 liralık gazeteler
Bugün
Tan
Fotospor
116 727
550330
360634
628938
572 344
312 620
308 941
78978
48396
47000
304 016
239 282
160 158
-160
•36 295
+ 28 219
+47277
+ 18 455
•17819
•3143
+2 191
-2 854
+967
-9487
-34 175
+17131
*
1989 yılı surelı yayınlar açısından onemlı bır
değışıklık getırmedı Yalnızca mızah dergılerı çoğalarak,
bölünerek yıl sonunda yaklaşık 1 mılyonluk bır haftalık
satışa ulaştılar Mızah dergılerının sayısı yıl sonunda 8'e
ulaşırken 1990 başınc'a haftalık Ekonomık Panorama
yayınına ara verdı aylık Vızon'un yayın yasamı sona
erdı Satış Servısımız çesıtlı turlerdekı haftalık ve aylık
yayınların 1989 yılında sayı basına ortalama net
satışlannı şoyle belırledı (rakamlar yuvarlatılmıştır",
dergılerın abone ıle yaptıkları satışlar belırlenmesı
olanaksız olduğu ıçın dıkkate alınmamıstır eksık
dergılerın bulunmasının nedenı bunların yayıncılannın
bılgı vermeyışlerı açıklama yapmamalarıdır)
Haftalık mizah: Gırgır 267000 Hıbır 190000, Dıgıl
165000, Fırt 101000, Lımon 66000, Carsaf 43000 (Yıl
sonunda çıkan Fırfır ve Avnı çok az sayı
yayımlandığından, bu rakamlar gosterge olmayacağı
nedemyle yıllık değerlendırme dışında bırakıldı
Haftalık sıyaset-ekonomi: Nokta 35 000 Golge Adam
33000, Yenı Duşunce 17000 Tempo 13000 Sokak
12 000 2000'e Doğru 11000 Ekonomık Panorama
5 000, Ekonomık Bulten 2 000
Haftalık magazin-kadm- Hafta Sonu 87000 Oya
55000 TV 7 Gong 30 000 Haftanın Sesı 13000
Aylık kadm-toplum: Kadınca 22 000, Elele 22 000,
Vızon 10000 Kaprıs 10000, Marıe-Claıre 8000
Rapsodı 7000, Burc 7000
Aylık erkek-toplum: Playmen 49 000 Formen 9 000,
Erkekçe 8 000
Haftalık spor: Gelısım Spor 15 000
Gençlık-çocuk: Blucın 63 000, Turkıye Cocuk 46 000,
Bando 30 000
KAMUOYUNA
Tutengıl ın Karafakıoğlu nun Comert ın katıllerı olan faşıst
guçler cınayetlerıne bır yenısını daha ekledı
Egemen sınıfların halkın gelışen mucadelesını saptırmak ıçın
tezgahladığı M Aksoy cınayetını protesto edıyor sağ sol
teror demogojısı attında gerçekleştırılen faşıst terore karşı
kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz Bu nedenle 8 şubatta
açlık grevıne başladık
ANKARA MERKEZ KAPALI CEZAEVİNDEKI
DEVRİMCİ YOL TUTUKLULARI ADINA KUTAY
MERIÇ, TDKP, DEVRİMCİ SOL, KAWA, TKP-ML
HAREKETI, HDO, KURTULUŞ, TIKB. EKIM
DAVALARI TUTUKLULARI ADINA SEMİH GENÇ
MUAMMER AKSOVa
Aydın ve ılerıcı duşuncelere sıkılan kahpe
gerıcı kurşunları kınıyor, tum demokrat
aydınlann acısını pa\laşı>oruz.
A. VAHIT ŞANLI, HA\DAR D\MŞM\\.
KEMAL HASGIL. H4S4N GL\E\OĞLl, H4CI
K4R4GOZ. HISE'MIN KAYA. EKREM \\DIN.
4BDILIAH EKE. HALIL IBR \HIM
AKDEMIR. HAS4IN KISkVNÇ. \VM DOĞ4>