08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ARALIK 1990 CUMHURİYET/7 ANKARA HAVASICumhuriyet Ankara Bürosu KADIN HAKLARI Erkeklere de kota Türk kadınına seçme ve şeçilme hakkının verilişinin 56. yılı nedeniyie SHP Ordu İl Orgütü'nün düzenlediği "Laiklik, Demokrasi ve Bahriye Uçok" konulu panele katılan MKY üyesi Türkan Akyol, aynı akşam Belde Otel'de verilen yemekte "Diliyorum, bir gün erkeklere de yüzde 25 kota koyarız, üzülmeyin. O zaman stzler (erkekler) için de konuşuruz. Gerçi sizi de düşündük. Gelecekte eğer ekseriyeti biz kadınlar alırsak siz erkekleri unutmayacağız. Sizler için kurtuluş günleri düzenleyeceğiz. Sizlere de yüzde 25 kota hakkı tanıyacağız" dedı. HAYVANLAR tSMAİL GVLGEÇ LAZ MUHABBETLERİ Kahveci, fıkra kahramanı Maliye Bakanı Adnan Kahveci, Öğretim Üyelen Derneğı'nın Bulvar Palas'ta verdiği dayanışma yemeğınin surpriz konuğu oldu. Dernek Başkanı Prof. Yakup Kepenek'in 'çilingir sofrası' önerısini kıramayan Kahveci, Bulvar Palas'taki kalabalığı görünce şaşırdı. Sözlerine, "Ben buraya küçük bir masada çilingir muhabbeti için gelmiştlm, başıma getene bakın" diyerek başlayan Kahveci, 1402'liklerin ağırlıkta olduğu dinleyici kitlesine dert de yandı: — Ben de sabık ve sabıkalı bir bilim adamtyım! Gülüşmeler gelince Kahveci, açıklama yaptı: — Politikaya girdiğim için değil canım. Gülüşmeler devam edince Kahveci'den ikinci açıklama geldr. — Ben de 1983 seçimlerinde askerier tarafından veto edildim, anlayacağınız bendeniz de sabıkalı. Kahveci toplantıda yaptığı konuşmada kendi deyışıyle bir de "Karadeniz fıkrası" anlattı. İşin ilginci, fıkranın kahramanları yaşayan iki laz idi. Biri Kahveci, diğerı de İstanbul Ticaret Odası Başkanı Atalay Coşkunoğlu. Kahveci ile Coşkunoğlu İstanbul'daki bir toplantı öncesi sohbet edıyorlar. Coşkunoğlu, "Bir şeyler okurken konuşabileceginf'de soylemiş. Kahveci, yanıtlamış, "Gayet normal sen Karadenlzlisin, iki işi bir arada yapabilirsin" demiş, ama söylediğine o da ınanmamış. Toplantıda Coşkunoğlu konuşmuş. Ama nasıl konuşma, hep önundeki kâğıttan okuyor. Kahveci, konuşma bitince Coşkunoğlu'nu yakalamış. — Siz galiba çift beyinli Karadenizlilerdensiniz. Hem okudunuz hem de konuştunuz. DÜNDEN BUGÜNE BİZİM OCAK AYAKÜSTÜ Sağ Mara'ı tanıyor Ülküculerın dergisı Bizim Ocak, art arda birbirınden ünlü şahsıyetlerle söyleşı yapıyor. Abdülhamid Han ile "Ortadoğu, Hitler ve iki Almanya'nın birleşmesi" konusunda görüşen derginin son sayısındaki konuğu ıse Karl Marx. Marx söyleşısinden bir kesit şöyle: BİZİM OCAK — İnanan Müslümanlar olarak son sozlennıze katılmadığımızı ve asıi gulünç olanın, hadiseyi bu denlı aşağılamak olduğunu soylemek isteriz. Neyse tartışmanın manası yok. Ancak son olarak sızın din bahsiyle ilgili görüşlennızi alarak söyleşiyi noktalamak istiyoruz. MARX — Din halkın atyonudur. Dinin tenkidi, her türlü tenkıdın ılk şartıdır. İnsan dıni yapar, din insanı yapmaz. O insanı varlığın fantastik gerçekleşmesıdır. Komünizm ezeli hakikatleri siler. Oin ve ahlakın şekillerini yenileştirecek yerde onları kaldırır. BİZİM OCAK — Bu düşüncede biriyle polemığe girmenin manası yok. Ancak yukandaki sözler, bu ıdeolojinın kımlik kartını ortaya koyması bakımından önemli. O sebeple söyleşiyi burada kesiyoruz. Özal kızınca Cumhurbaşkanı Özal, Abant gezısi sırasında kömür grevine ijişkin sözlerini anımsatan gazetecilere. "Ben siyaset yapmıyorum" dedi. Ama bir yandan da her zaman olduğu gibı muhalefete verdı verıştırdi. Gezinin son günu bir gazeteci dayanamayıp "Muhalefeti süreklı eleştirıyorsunuz. Ama bir türlü ANAP'ı eleştırdiğinıze tanık olamıyoruz" deylverdi. Özal kendini, "O kadarcık eleştıri olur" diye savundu. Bunun üzenne gazeteci ve Özal arasında şu konuşma geçti: — Ama iktidann bir parçası gibi davranmış olmuyor musunuz? ÖZAL — ANAP iktıdar değil mı? — Evet, iktıdar... ÖZAL — Eee... öyleyse... — Önceki akşam kömür işçilerinin grevinı sorduğumuzda, 'muhatefet siyaset^ yapıyor, ben yapmıyorum' demiştiniz. Ama muhalefeti eleştirmeniz de siyaset yaptığınız anlamına gelmiyor mu? ÖZAL — Siyaset yapmam. Ben fikirlerimi söylüyorum yaa, Allah Allah!.. — Ama kömür işçileri sizin düşüncelerınize epeyce sert karşı çıkıyorlar, ne dersiniz? ÖZAL — İşte grev yapıyorlar. Buyursun yapsınlar. Ne diyelim. — Ankara'ya yürürlerse ne olur? ÖZAL — Hıçbır şey olmaz. Bu konuşmanın ardından Özal sinirle uzaklaşıp arabasına bindi. Cumhurbaşkanının basın müşaviri Metin Yalman da gazeteciye otoriter bir tavırla öğüt verdi: — Bakın, böyle yaparsanız Cumhurbaşkanı bir daha geziye çıkmaz. Halbuki bu geziler sizin de istifadenize.." BÜNCEL SORUNLAR Kadın toplantıları Alarko Holding Başkanı:"Kömür işçisine verilen ucret yaşamak için çok az, ölmek için çok fazla." Yani sürünmek için bire bir! * * * Özal: "Sivil otoriteye asker de uyacak." Sol, sağ, sol, sağ! Sinasi Nahit Berker Son günlerde anti-laık girişimlerın artmasıyla birlikte kadınlar da laiklik konulu toplantılara ağırlık verdiler. Bunların sonuncusunda yazar Ayla Kutlu, önce çoğunluğu erkek olan dınleyicilere sabır dileklerinde bulunduktan sonra kadınlara niye yüklenildiğini aniattı: — Kadınlara yükleniliyor, nedeni ıse çok açık. Tanrı önce erkeği, sonra onun kaburga kemiğınden kadını yarattı. Nüfus, nefsten o da candan geliyor. Kadınlar ilk nüfus sayımında sayılmadılar, çünkü insan değillerdi. Şu anda da dünya nüfusu ıkiye ayrılıyor, biri analarımız, bacılarımız denen cinsel kimliği olmayan yüce varlıklar, ikıncısı ıse nesne, meta olarak düşünülen kişilerdir. Bugünkü karşı çıkış ise dünya nüfusunu öteki nüfusu değil, tam yarısı olanların karşı çıkışıdır. Gazeteci-yazar Jülide Gülizar ise Türk Kadınını Güçlendirme Vakfı'nın kadını güçlendirici faaliyetlerinden "övgüyle" SĞZ ettı: "5 aralıkta Türk kadınının siyasal haklarına kavuştuğu gün. Bu nedenle Türk Kadınını Güçlendirme Vakfı, ben papatya vakfı dıyorum, koşacaklarmış. Koşuya George Bush, Hülya Avşar, Yüksel Uzel gibi kişiler de çağrılmış. Artık önde Semra Özal, Bush ve Gorbaçov, arkadan Hülya Avşar, Bayan Gorbaçov ve Yüksel Uzel koşacaklar. Atatürk'ün mozolesine çelenk koyacaklar." İSLÂMIBÂNKA Allah aşkına para ABD'deki "Islam of America and the Pasific" adlı finans kuruluşu, adının duyulmadığı ulkemizde de yenı bir uygulama başlattı. "Mektupla mevduat toplama" "Tanrı hepimızi korusun" diye başlayan mektuplarda, dinibütünlerın paralarını bu kuruluşa göndermeleri istenerek banka hesap numarası veriliyor. Kuruluşun güvenilirliğine örnek olarak ise Kuveyt'teki ışadamlarının paralarını işgalden önce bu kuruluşa aktarmaları, daha sonra ABDye geldiklerinde de paralarmın teslım edılmelen gösterılıyor. Kuruluş bin dolar başına 50 dolar gibi "cüzi" bir ücretle hizmet veriyor. Kuruluş, banka hesaplanndan dünyanın istenen yerinde havale çıkarıyor, hatta başka bir ülkedeki çocuğunuzun eğitim masraflarını bile karşılayabilme gibi büyük bir "hareket yeteneği"ne sahip. — Göndenlen mektuplarda en az dört kere "Sakın zartın içinde para ya da çek göndermeyin" uyarısı da bulunuyor. Kuruluş böylece nasıl bir kitleye hitap ettığıni de göstermiş oluyor. TEDRİSAT Antropolojide yeni boyutlar öğretmenler günü, okullarda geçen pazartesi günü düzenlenen törenlerle de kutlandı. Aydınlıkevler Lisesi'ndeki ' törene katılan Keçiören Millı Eğıtım Müdür Yardımcısı Abdurrahman Kaya öğretmen ve öğrencilere hitaben konuştu: "— Canlılar üçe ayrılır, bıtkiler, insanlar ve hayvanlar. İnsanlar da kendi aralarında ikiye ayrılır, Türkler ve dığerleri." Öğretmen ve öğrencıler şaşırmışlardı. Türlerinin apayrı bir dalı olmakla da gururlanmışlardı. Sıra antropologların konuyu incelemesine gelmışti. Bazı öğretmenlere göre ise ilk incelenmesı gereken insan, Abdurrahman Bey idi. BÜROKRASI THY özelleşirken Tûrk Hava Yolları'nı özelleştirilmesi için çalışmalar tamamlandı. Hisse senetlerınin satışı sürüyor. THY'ye Japon ANA firması da talip. Bu kuruluşumuzda hangı firmanın söz sahibi olduğu önümüzdeki günlerde belli olacak. THY'nin yeni sahibine hükümetten de destek var. Özelleştirmenin kesinleşmesinin ardından son bütçe görüşmelerinde kamu personelinin THY ile seyahat etmesi zorunlu kılındı. Bu uygulama daha önce yine ANAP hükümeti dönemınde kaldırılmıştı. Yeni sahip kamu yolcularını şimdiden garantiledi. PİKNİK PİYALE MAÜR.4 7 Y KâC SUMPÜR. [ ORTALÂEBû, V ÖZLEDfM ONU- HIZLI GAZETECİ yECDET İL. NUZ OH BKRA7Z A\/AhJftt£MKÖ LOH PUIS SÖ Pvte J J J 1 SO LE TALCM 0£ 3OT i AOU6TI* TeSAZıS ( » WlLS-|.İYa ÇİZGİÜK KÂMİL MASARAC1 AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMALGÖKHAy GLRSES Gkeîl GARFIELDJZM DAVIS TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAS SArahk 1987 'Oe SSCB L.IPERI RONALD R&AGAN'IN FALCISH. ıt£ &ORBAÇOV, NUKL&ER. t=UZ£L£ f . UZUM SU£F 8EYAZ SAZA ÇAUfAN DONALO e£*GWtN, 8u 6O&EVDSN AY- £ e " e DA 8U AA/rLAfMAN/N /LG/A/Ç t-MztKUieLAet ANLATIL - MÂKTAYPf. GOA/ALD &EAGAH, 6OKSAÇOVLA BUiMŞ- MADAN ONC£, ONEMU t>AHIŞA*A~NLA/e çAĞferPfrfc/tece&uiAtM/çr/. &4Şı>&W, £Şr MANCY'NtM FALCtYt 7Zjr%*ı/ç [/£• MfÇ 8/G OMEMLI /fr/Vf İSTANBUL SÖYLEŞİ - DİNLETİ Düzenleyen: SHP İl Kadın Komisyonu Açış Konuşması: Ercan KARAKAŞ (İl Başkanı) Yöneten: Tülay ATEŞ (İl Kadın Komisyonu Başkanı) Konuşmacılar: Ahmet İSVAN (SHP Partı Meclisi Üyesı) Perihan ERGUN (SHP Partı Meclisi Üyesi) Şükran KURDAKUL (Yazar) Dinleti: Alp Murat Alper-Cansu Gün: 8 Aralık 1990 Cumartesi (bugün) Saat: 13 00 Yer: La Bella Düğün Salonu - Osmanbey PANEL • SÖYLEŞI 8 Aralık Cumartesi, 14.30 İNSAN HAKLARI DİN VE VİCDAN HÜRRİYETİ ALİTURGUT KAZAN Baro Başkartl SİRMEN Gazeteci SHP Beşiku:, \\e Merkezı, Eikı Yıldı/ volu, N<K 4, Kat: 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle