Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 ARALIK 1990 EKONOMİ T
MHURİYET/13
SERBEST PİYASADA DÖVİZ
ABODolan
Batı Alman Maıta
hnv* Frangı
Hoflmh Ronni
IngSz SMıra
Fi Frangı
Urtiy
SA.Rtya»
Avusturya Şılim
AJ.Ş
2900
1955
2280
1710
5610
573
255
765
273
Satış
2905
1960
2290
1720
5650
578
260
770
278
Mvn Int ($) . 2894
Cumhunyel
Reşat
24ayaraitın
22ayvbteak
900 tfls gûmûş
VlUtankAltıni
ZirıatMM
H * Aton
M Bankas 1 Ons $
AI15
228 000
270 000
34 700
31.200
430
188.000
188.000
189 000
370 90
Satış
232 OOC
280 000
34.800
34.100
459
193 000
193 000
193 000
37105
71 intertanto 01. Faız (%) = 56 17
İbrahim Çakır
Eximbank'ta
• ANKARA (AA) —
Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşar Yardıması
İbrahim Çakır, Türkiye
Ihracat Kredi Bankası
(Eximbank) Yönetim
Kurulu üyeliğine getirildi.
Çakır, bir süre önce
atandığı HDT Müsteşar
Yardımcılığı'ndan önce
DPT Yabana Sermaye
Başkanlığı görevini
yürütüyordu. Eximbank
Yönetim Kurulu üyeleri
Tlırgay özkan, Şerif Tüten,
Erol Manisah, Şükrü
Akgüngör, Burhan Karagöz
ve Gazi Barut'tan oluşuyor.
Türk-Bulgar
k l iilişkileri
• ANKARA (ANKA) —
Türkiye ile Bulgaristan
arasındaki siyasi ilişkilerde
yaşanan ısınmanın ticari ve
ekonomik ilişkilere de
yansıması için çabalar
yoğunlaşıyor. Türkiye'nin
Bulgaristan'a sağladığı 100
milyon dolarhk Eximbank
kredisinin uygulamasına
ilişkin görüşmeler gelecek
hafta yapılacak.
Görüşmelerde Eximbank
kredisi ile hangi alımlann
finanse edileceği
belirlenmeye çalışılacak.
Düşük kapasite
nedenleri
• ANKARA (AA) —
Devlet tstatistik EnstitüsU
(DİE) tarafından, bu yılın
temmuz-eylül aylarını
kapsayan üçüncü dönem
sanayi indeksi çalışmasında
imalat sanayiinde tam
kapasite çalışamama
nedenleri yüzde
olarak şöyle:
Nedenler Yüzde
Talep yetersizliği
tç pazarda 31.9
Dış pazarda 22.7
Hammadde yetersizliği
Yerli malda 10.5
lthal malda 8.3
Mali imkânsızlıklar 13.1
îşçilerle ilgili sorunlar 8.5
Diğer nedenler 3.4
Enerji yetersizliği 1.2
Tekstü
sempozyumıı
• Ekonomi Servisi —
Istanbul Tekstil ve
Konfeksiyon thracatçıları
Birliği (ITKİB), sektöre
2000'li yıllarda tekstil ve
konfeksiyonda dünyanın
nereye gittiğini göstermek
ve kendilerini geleceğe
hazırlamalarına katkıda
bulunmak amacıyla ilk kez
ulusal düzeyde bir seminer
düzenledi.
Tekstildeki
işsizler
• İZMİR (ANKA) —
Türk-İş'e bağiı Teksif
Sendikası'nın Tekstil
Işverenleri Sendikası 3e
sürdürdüğü grup sözleşmesi
görüşmelerinde uyuşmazlığa
duşmesi üzerine grev kararı
aldığı işyerlerinden
çıkarılan işçi sayısının 10
bini bulduğu bildirildi.
Tekstil işverenleri ise işçi
çıkarımlanna gerekçe
olarak teknolojik
yenilemeyi gösterdiler.
Iibya'nın borcu
• ANKARA (AA) —
Türkiye Muteahhitler Birliği
Başkanı Kadir Sever, Libya
ile Türkiye arasındaki ortak
hesabın kaldınldığı 24
Eylül 1990 tarihinden
itibaren Libya tarafının
Türk müteahhitlerine
yaptığı ödemeleri
sürdürdüğünü ammsatarak
istihkak alacaklarının
tutannın 600 milyon dolara
ulaşüğını söyledi.
Koruma Tarun
işçi çıkardı
• tş-Sendika Servisi —
tzmit'in Derince bölgesinde
kurulu Koruma Tanm
İlaçlan fabrikasından dün
48 işçi işten çıkartıldı.
Petrol-lş Sendikası'na üye
işçilerin kıdem tazminatları
ve ihbar önelleri ödenirken
çıkartmaya gerekçe olarak
işverenin kadro
daraltılmasım gerekçe
gösterdiği öğrenildi.
Borsada sahte senet korkusuSahte Bagfaş hisselerinin basım aşamasında bir matbaada
ele geçirilmesinden sonra, piyasada sahte Mensucat
Santral hisselerinin ortaya çıkarılması güvensizlik yarattı.
Borsa Bankerleri Derneği Başkanı Zeki Döşlüoğlu,
hisselerin filigranlı kâğıda basımının 1992 yılını
beklenmeden tamamlanması gerektiğini belirtti.
SPK'nın hisse senedi basımım standarda bağlayarak 1992
sonuna kadar süre tanıyan tebliğinin yanı sıra bu konuda
şirketlere de görev düştüğü belirtiliyor. Şirketler, sürenin
dolmasını beklemeden, yeni standartlara göre hisselerini
basabilecekleri gibi borsanın sağladığı olanaklardan da
yararlanabiliyor.
Ekonomi Servisi — Hisse senedi pi-
yasasında "sahte senet korkusu" hâkim.
Mensucat Santral hisselerinde ortaya çı-
kartılan olayla bu yıl ikincisi yaşanan
sahte hisse basımı, sermaye piyasası çev-
relerini rahatsız etti ve sorunun bir an
önce çözümlenmesi istendi.
Önceki hafta sahte Bagfaş hisselerin-
nin basım aşamasında bir matbaada ele
geçirilmesinden sonra Mensucat Santral
hisselerinde görülen sahte senetler piya-
sada güvensizlik yarattı.
Borsa Bankerleri Derneği Başkanı Ze-
ki Döşlüoğlu daha fazla gecikmeden ve
1992 yılını beklemeden hisselerin taklit
edilemeyecek şekilde yeniden basılması
gerektiğini söyledi. SPK'nın yönetmeli-
ğine göre eski hisselerin filigranlı kâğı-
da basımının en kısa sürede mutlaka ta-
mamlanması gerektiğine işaret eden
Döşlüoğlu şöyle konuştu:
"Bu yönelmelik 1989da çıktı. O za-
man sahtekârlık olaylan göriilmemişti.
Ama şimdi bu boşluktan yararianıp sah-
te hisse senedi bastırarak ve sokak bor-
sanının yaygınlığından istifade ediyor-
lar. Şimdi böyle bir durum ortaya çık-
mışken 1992 beklenmemeli. Olaylar bu
kadar uzun süre beklememizi mümkiin
kılmıyor. Süre öne alınmalı ve sahteci-
lik olayı bitirilmelidir. Çiinkii bu güve-
ni bir kere sarsarsak bir daha yerine ge-
tirmemiz zor olur."
Sahtecilik olayını kökunden çözüm-
lemek için hisselerin elden ele dolaşımı-
nın da ortadan kaldırılması gerektiğini
vurgulayan zeki Duşlüoğlu bunun için de
bir an once "Saklama merkezi"nin hiz-
mete girmesinin zorunluluğuna işaret
etti. Döşlüoğlu sokak borsasının
kırılabilmesi için de aracı üyelere borsa
kapandıktan sonra "işlem yapma yet-
kisi" veren "küsurat satışlannın" yay-
gınlaştırılmasını istedi.
Sahteciliğin önlenmesinde öneriler ge-
tiren araa kurum sahibi Mustafa Yılmaz,
hisselerin yurtdışında basımının sağlan-
ması, Borsa Saklama Servisi'nin tam
olarak çalıştınlması ve Borsa işlem bir-
mi olan lotun 200 adet hisseden 500 adet
hisseye çıkanlmasını önerdi. Dolann ba-
sıldığı matbaalardan Türk hisse senetle-
rinin basımma neden izin verilmediğini
soran Mustafa Yılmaz, "Eğer SPK yatı-
nmcıyı korumaya çalışıyorsa neden bor-
sanın yaplığı bu hazırlığa karşı çıkıyor.
İzin versinler hisseler dışanda giivenli bir
şekilde basılsın" dedi. Yılmaz, bir lotun
500^ çıkmasıyla işlemlerin takibinin ko-
laylaşacağım, ama buna da SPK'nın kar-
şı çıktığını hatırlattı. Mustafa Yılmaz,
sahtecilik olayının önlenmesinde bir gö-
revin de borsaya düştüğünü ve bunun
"Saklama Servisi"nin tam olarak işletil-
mesi olduğunu belirtti. Yılmaz, rüçhan
hakkı kullanımı ve temettü tahsilatı hiz-
metlerinin de Saklama Merkezi tarafın-
dan verilmesi gerektiğini bildirdi.
Bu arada Istanbul Menkul Kıymetler
Borsası gazetelere verdiği ilanda, üyele-
rin büyük çoğunluğunun şemsiye sigor-
ta teminatına dahil olduğunu duyurdu.
İlanaçıklamada şöyle denildi.
"Borsanuz ve üyelerinin büyük ço-
ğnnluğu borsamızda işlem gören men-
kul kıymetlerin çalınması, sahtelerinin
düzenlenmesi, kaybolması, ihmal sonu-
cu hasara uğraması konulannda sigor-
talanmış bulunmaktadır. İJyeler dışın-
da yapılan alışverişlerde yaonmcdanmı-
za aralannda muhalefelli sabte veya ça-
untılann bulunduğu hisse senetlerinin sa-
tılması söz konusu olabilmektedir. Ay-
nca borsa dışında yapılan alışverişlerde
yatınmcılarımıza zaman zaman eksik
kuponlu küçük yerine büyuk kupurlu, es-
ki yerine yeni tertipli hisse senetlerinin
verilerek zarara uğraüldıgı görülmekte-
dir. Borsa dışında yapılan ahşverişJerden
borsanuz kesinlikle sorumlu olmayıp bu
tür işlemler sigorta kapsamı dışındadır.
Yukanda sayılan nedenlerle zaman za-
man sorunlu yahut sahte hisse senetle-
ri kasten borsa dışında borsada oluşan
piyasa fiyatının altında fiyatlandırüıp
yatınmcıya satılarak tasarruf sahipleri-
nin zarara uğramasına yol açılmaktadır.
Borsa üyelerinin işyerleri dışında yatı-
nmalanmızın kesinlikle alım satıın yap-
mamalan gerekmektedir."
First Lady'ler borsada oynayabilir mi?
özal'dan Küçük oğlumla
beraber borsayı takip
ediyoruz, alıyoruz satıyoruz.
Efe gidiyor. Günlük
bakıyor, geliyor. Beraber
oynuyoruz. Günlük
değişiyor. Her zaman aynı
kâğıda oynamıyoruz. Sık sık
değiştiriyoruz. Körfez krizi
nedeniyle bir ara borsa
durgunlaştı. Ancak şimdi
tekrar hareketlendi.
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Hakkâri'den Çankaya'nın zirvesine
kadar hisse senedi ile uğraşmayan hemen
hemen hiç kimse kalmadı. 1990'ın gün-
demine gelip yerleşen ve Anadolu'ya ya-
yılan borsada, Hakkâri'deki vatandaş
oynar da Çankaya Köşkü'nde oturan
Semra Özal oynayamaz mı? Borsada oy-
namanın âdeta bir moda olduğu bu do-
nemde Cumhurbaşkanı Turgul Özal'ın
eşi Semra Özal, küçük oğlu Efe ile bor-
sada oynadığını açıkladı.
Semra Özal, Malatyalıların lstanbul-
da yayımladığı "Kernek" dergisinin ara-
lık sayısına "bir gelin olarak" konuştu:
"Birçok hisse senedim var, alıp satıyo-
nım."
Semra özal, ''Hemsehrimiz, gelininûz
Semra Özal ile dobra dobra" başlığıyla
yayımlanan söyleşide derginin sahibi ve
Sorumlu Yazı tşleri Müdürü Vedat Er-
dogan'ın bu konudaki sorularını şöyie
yanılladı:
— Diyelim ki Milti Piyango'dan size
5 milyariık ikramiye çıktı. Bunu neye
baglar, nereJerde kullanırdınız?
OZAL — Borsa önemli. Herhalde
borsada oynardım. Yine benim birçok
hisse senedim var, alıp satıyorum.
— Demek ki bu arada ticaretle uğra-
şıyorsnnuz?
ÖZAL — Uğraşıyorum. Küçük oğ-
Semra Özal, Malatyalılann tstanbul'da yayımlanan aylık dergisi "Kernek "te yer
alan söyleşide, oğlu Efe ile birlikte borsada oynadıklarını belirtti.
lumla beraber borsayı takip ediyoruz,
alıp satıyoruz.
— En çok hangisine oynuyorsunuz?
ÖZAL — Vallahi Efe gidiyor. Günlük
bakıyor, geliyor. Beraber oynuyoruz.
Günlük değişiyor. Her zaman aynı kâ-
İ9901N CANLISEKTÖRÜ OTOMOBİL
ğıda oynamıyoruz. Sık sık değiştiriyoruz.
— Borsanın Körfez krizinden ötürii
krize girdiğini soyleyebilir miyiz?
ÖZAL — Körfez'deki kriz nedeniyle
fazla bir şey olmadı. Bir ara borsa dur-
gonlaştı, şimdi tekrar hareketlendi.
— Yeni bir sisteme geçti, bu faydalı
mıdır?
ÖZAL — Böylelikle dışarıdaki kişile-
rin de oynaması sağlandı. Bu faydahdır.
Tüm bunlar güzel ve faydalı şeyler.
— Efendim, ben de borsada oynuyo-
rum. Borsada oynayanlarm ekonomiyi
çok iyi bildiklerini teşhis ettim ve diyor-
lar ki "Allah Turgut Ozal'dan razı olsun.
Borsayı kurdu, şirketlere para aktı ve
bankalar halka inmek zorunda kaldı."
Siz nasıl yonımluyorsunuz?
ÖZAL — Evet, oradaki insanların
tahsili olmasa dahi, olayı yaşayarak öğ-
rendikleri için çok daha iyi biliyorlar.
Hakikaten olayı yaşayarak öğrenmek gü-
zel, defterden kitaptan değü. Bu çok
önemli bir hizmettir.
Semra Özal'ın dergiye kapak konusu
olduğu uzun söyleşide borsa ile ilgili bö-
lüm bu kadar. Semra Özal borsada oy-
namayı son derece doğal, hatta olumlu
bir uğraş olarak gördüğünu belirtiyor.
Hisse senedi olayının yaygınlaşuğı ve
borsada oynamanın moda haline geldi-
ği bu dönemde yasal açıdan herkesin
yaptığını Semra Özal yapamaz mı? Ser-
maye piyasası mevzuatına göre borsada
oynamak sadece borsa yönetimine ve
borsa çalışanlarına yasaklanmış bulunu-
yor. Yasak kapsamında politikacılar ve
eşleri ile bürokratlar ve kamu yönetici-
leri bulunmuyor. Meclise sunulan kanun
değişikliğinde de yine böyle bir yasak ge-
tirilmiyor, sadece şirket yöneticilerinin
"içeriden bilgilenerek" borsada oynama-
ları yasaklanıyor.
Sermaye piyasası çevrelerinden aldığı-
mız bilgiye göre Batı ülkelerinde de dev-
let ve hükümet başkanlannın ve eşleri-
nin borsada oynamaları yasaklanmış de-
ğil; ama oluşan geleneğe gore de "bor-
sada oynayana da" şimdiye kadar rast-
lanmamış. Borsa çevreleri böyle bir gö-
reve gelenlerin önce mal varlığını açık-
ladıklarını ve eğer varsa hisse senetleri-
ni tasfiye ettiklerini söylüyorlar.
Yumurta kavgası
kapıya dayandı
Üreticiler bakkalları, bakkallar toptancıları,
toptancılar üreticileri suçluyor. Yumurta
zincirinde herkes kendi kâr marjmın düşük
olduğunu söylüyor.
ESER ATtLLA
Üreticiden tüketiciye uza-
nan zincirde her kesim yu-
murtaya ayrı "knlp takıyor".
Üretici piyasasında sürekli dü-
şen fiyatlann perakende piya-
sasına daha az oranlarda yan-
sıdığı belirtiliyor. Üreticiler
bunda suçu servisçi ve bak-
kallara, bakkallar servisçilere,
servisçiler ise üreticilere atı-
yorlar.
Bir yumurta üreticiden tü-
keticiye ulaşana dek toplam 4
elden geçiyor.
Üretkiler Yumurta Üreti-
cileri Derneği Başkanı Nuri
Sözmen, borsadaki yumurta
fıyatlarındaki düşüşün piya-
saya tam yansımadığı görüşü-
nü savunuyor.
Nuri Sözmen'in verdiği bil-
giye göre üretici malını birlik-
lerde topluyor. Borsada olu-
şan fiyatın üzerine nakliye üc-
reti de eklenerek yumurta fi-
yatı belirleniyor. Daha sonra
yumurtalar toptancıya verili-
yor. Toptana yumurta başına
10-15 lira kâr İcoyarak yumur-
tayı pazarcı ya da servisçilere
veriyor. Servisçileı de yumur-
ta başına 15-30 lira kâr koyu-
yorlar. Bakkal da servisçiden
aldığı yumurtalan 30-50 lira
kârla tüketiciye ulaştınyor.
Burada en çok kazanan ke-
simin bakkal ve servisçiler ol-
duğunu ileri süren Sözmen,
"Fivatlardaki düşüşler piyasa-
ya tam olarak yansımıyor.
Olan da üretkiyle tüketiciye
oluyor" diyor.
Toptancdan Bu kesimin
görüşüne göre üretici bazında
düşen "gerçek" yumurta fi-
yatları perakende piyasaya
tam olarak yansıyor, ancak
borsadaki fıyatlar gerçek fiya-
tı temsil etmiyor. Hem top-
tancılık hem de servisçilik ya-
pan Pınar Yumurta'mn sahi-
bi Hasan Gündüz, yumurta
borsasındaki fiyatlara aldan-
mamak gerektiğini belirtiyor.
Gündüz, durumu, "Üretici-
ler borsada açıklanan fiyatla-
ra sadık kalmıyoriar. Yükıi de
aracdara atıyorlar. Oysa top-
tancı olarak çiftliği aradığunz-
da üretici 'Yumurtam kalma-
dı. Ama eğer yumurta başına
10-15 tira fark verebilirsen te-
min edebilirim' diyor" diye
belirtiyor.
Bazı üreticilerle toptanalar
arasında bir işbirliği olduğu-
nu da söyleyen Gündüz, bun-
lann bir araya gelerek fıyat-
larla istedikleri gibi oynadık-
larını ileri sürüyor. Gündüz,
"Asıl suç üreticOerde Toptan-
cı ve servisçiler çoğu kez yüz-
de 7'lik kâr marjmın altında
satış yapmak zorunda
kalıyorlar" diyor.
Perakendeciler Piyasada
yumurta fıyatlan büyük fark-
lılıklar gösteriyor. Esenler,
Bayrampaşa, Şirinevler gibi
semtlerde şu anda yumurta fi-
yatlan 200 liraya dek düşüyor.
Pazarlarda ise 200 liranın al-
tında bile yumurta bulunabi-
lirken Beyoğlu, Eminönü, Eti-
ler gibi semtler ve şarküteri-
lerde 300 liranın altında yu-
murta bulmak oldukça zor.
Bu fiyat farklılıkları yumur-
tanın cinsinden de kaynakla-
nıyor. Pazarlarda ise ucuza
yumurta satılmasındaki en
büyük etkenin buralarda fatu-
rasız satış yapılması olduğu
belirtiliyor.
Perakendeciler de şu sıraiar
çok durgun olan piyasada faz-
la kâr marjıyla çalışamamak-
tan yakınıyorlar. Toptancı ve
servisçilerin ise böyle bir kaygı
taşımadıklarını söyleyen bak-
kallar, bu kesimlerin kâr mar-
jını hep sabit tuttuklannı,
kendilerinin ise kâr marjları-
nı sürekli azaltmak zorunda
kaldıklanm belirterek yumur-
tadan en çok kazanan kesim-
lerin toptancı ve servisçiler ol-
duğunu savunuyorlar.
Oto ithalatının Hehlîkeleri'Otomobil ithalatçıları, Avrupa'daki spot
piyasalardan aldıkları otoları, gerçek fiyatları
yansıtmayan faturalarla Türkiye'de pazarlayan
firmalardan şikâyetçi.
OTOMOBtL FÜARI — 3. Istanbul Enternasyonal Otomobil Fuan bugün Tepebaşı'ndaki TÜYAP
Istanbul Sergi Sarayı'nda açılıyor. Fuarda Türk firmaları tarafından ithal edilen 18 marka otomo-
bilin son modelleri sergilenecek.
Ekonomi Servisi — Otomobil
ithalatçıları, sayıları 200'ü geçen
irili ufakh fîrmanın, Avrupa'da-
ki spot piyasalardan aldıkları
otoları gerçek fiyatları yansıt-
mayan faturalarla Türkiye'de
pazarlamalanndan şikâyetçi.
Otomobil tthalatçıları Derne-
ği'nin 1990 yılı faaliyetlerini an-
latmak üzere dün Parksa Hil-
ton'da düzenlediği basın toplan-
tısında, altı yılını yaşayan oto-
mobil ithalatındaki pembe tab-
lonun yanı sıra önlem ahnmadı-
ğı takdirde gelecekte daha bü-
yük sorunlar çıkartabüecek olan
noktalar üzerinde de duruldu.
Dernek Genel Sekreteri İlhan
Çetinkaya, bu yılın ilk 11 ayın-
da spot piyasalardan alınan 10
bin otonun yurda getirilerek sa-
tıldığını söyleyen Çetinkaya, bu
yöntemle devietin 100 milyarlar-
ca liralık vergi kaybına uğradı-
ğını vurguladı. Çetinkaya sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"1990 yılında ithal edilen oto-
lann yaklaşık yüzde 20'si demek
üyesi olmayan y^ni herhangi bir
otonun Türkiye mümessili ol-
mayan finnalar tarafından ithal
ediliyor. Bu tip firmalann üre-
tici firmadan alım yapması im-
kânsız. Bu nedenle Avrupa'da
kurduklan paravan firmalar ka-
nalıyla spot piyasalardan alım
yapıyorlar. E>ana sonra fatura
bedellerini düşük göstererek
araçları Türkiye'ye ithal ediyor-
lar. Bu yöntem büyük vergi kay-
bına yol açıyor. Son günlerde bu
tip fiyat farklılıkları nedeniyle
ceza uygulaması başladı. Ceza-
yı yiyen hemen mahkemeye baş-
vuruyor. Bu firmalar küçük bi-
rer bürodan ibaret. Iki yıl son-
ra ödeme zamanı geldiğinde
bunları bulmak bile mümkün
plmayacak."
İlhan Çetinkaya, mümessil ol-
mayan firmalann yaptığı ithala-
tın yalnızca devlete değil tüke-
ticiye de zarar verdiğini söyleye-
rek sözlerine şöyle devam etti:
"Derneğimizin üyesi olan 27
şirketin ithal ettiği otolar Tür-
kiye şartlanna göre hazırlanıyor.
Spot piyasalardan alınan otolar-
da bu özellikler yok. Örnegin
Balılıların kendi Ulkeleri için
ürettikleri otolar kurşunsuz ben-
zinle çalışıyor. Bu otolann da-
ha soğuk iklimlerde kullandaca-
ğı duşünüldugünden soğntma
sistemleri buna göre ayarlanıyor.
Bu tip ithalatçıdan oto alan tü-
ketici kısa bir süre sonra bir sü-
rü problemle karşılaşıyor."
Otomobil Ithalatçılan Derne-
ği Genel Sekreteri ilhan Çetin-
kaya, bu sorunların yanı sıra
otomobil ithalatındaki patlama-
w w
Oğrencîler, oto üretîcilerini terlettiBoğaziçi Üniversitesi'nde düzenlenen Otomotiv
Zirvesi'nde öğrenciler, yerli üreticileri sorularıyla
sıkıştırdı. Renault Genel Müdürü Erzen, eleştirileri
"Devlet politikası olarak 20 yıl ana sütüyle beslenince
büyüyemedik" diye yanıtladı.
Ekonomi Servisi — Öğrenciler oto-
mobil üreticilerini terletti. Boğaziçi
Üniversitesi İşletme Fakültesi'nin dü-
zenlediği "Otomotiv ZirvesT'nde yerli
üreticiler yöneltilen eleştirileri cevap-
lamakta zorlandılar.
Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılan
toplantıya Tofaş Oto Genel Müdürü
Uğurman Yelkencioğlu, Renault MAİS
Genel Müdürü Ateş Ünal Erzen, Oto-
san'ın ana bayii Nasoto'nun Genel
Müdürü Melih Koral, Genoto Genel'
Müdürü tlhan Çetinkaya, Mazda it-
halatçısı Mehmet Mermer ve akade-
misyen Nurettin Cengiz katıldı.
Yeru üreticilerin artan ithalattan ve
pazar yetersizliğinden yakındığı top-
lantıda otomobil ithalatçıları uretici-
lerinin kendilerini yenilemedikleri için
rekabet edemediklerini ve hâlâ devlet-
ten koruma istediklerini söylediler.
Renault MAİS Genel Mudüru Er-
zen'ın ekonomik boyutlarda üretim
yapamamaya ithalatın artmasım ge-
rekçe göstermesi üzerine Mazda itha-
latçısı Mehmet Mermer, 20 yıldır ko-
runan otomobil üreticilerinin iç pazar-
da talep yaratacak yatınmlara zama-
nında başlamadıklan için bu duruma
geldiklerini belirterek "Teknolojinizi
yenileyin, rekabet edin. Bundan son-
ra pazarda ithalatçı da olacak. Birbi-
rimize tahammül etmeyi öğrenmeye
bakalım" dedi.
Yerli üreticilerle ithalatçılann kar-
şılıklı atışmasıyla geçen toplantıda
üniversite öğrencileri, 20 yıllık süre-
de yeni modellerin neden çıkarılma-
dığını, yerli üreticilerin teknoloji ye-
nilemeye yanaşmayarak korumacılı-
ğı suiistimal edip etmediklerini, dünya-
da üretimi durdurulmuş otomobille-
rin Türkiye'de neden hâlâ üretildiği-
ni, tamamı yerli bir otomobilin ne za-
man üretileceğini, milli gelir artış hı-
zının yavaş olduğu Türkiye'de lüks
otomobiller yerine neden daha ucuz
otomobillerin üretilmediğini öğren-
mek istediler.
Tofaş Oto Genel Müdürü Uğurman
Yelkencioğlu, Tofaş'ın Murat 124
üretimine başladığı 1971 yılından bu
yana Fiat tarafından çıkarılan model-
ler içinde sadece Regatta'yı almadığını
diğer modelleri sırasiyla ürettiğini be-
lirterek, "Avrupalı otomobil üretici-
leri Amerikalüar gibi her yıl model de-
ğiştirmez. Ancak 7-8 yılda bir yeni
model çıkarır" dedi.
Yabancı lisansla üretim yaptıklan
için ortaklarının isteklerine uymak zo-
runda kaldıklanm anlatan Renault
MAİS Genel Müdürü Ateş Ünal Erzen
ise otomobil sanayiinin bugünkü ya-
pısının devietin sürdürdüğü politika-
lardan kaynaklandığını savundu. Er-
zen, "Devlet politikası olarak 20 yıl
ana sütüyle beslenince büyüyemedik.
Hâlâ ana sütüne ihtiyacımız var" di-
ye konuştu.
Nasoto Genel Müdürü Melih Koral
da öğrencilerin neden Ford Taunus gi-
bi eski bir modeli ürettiklerini sorması
üzerine, işe yeni başlarken en ucuz ka-
lıp olarak Taunus'u bulduklannı an-
lattı. Koral tamamı yerli bir otomo-
bilin çok uzun bir süre üretilemeyece-
ğini de savundu.
"20 y aşında bir çocuğa ana sütünün
artık yarartı olmayacağı açıktır" di-
yen Genoto Genel Müdürü İlhan Çe-
tinkaya yerli üreticilerin gelir seviyesi
düşuk olan kesimler için yeni bir mo-
del üretmelerinin şart olduğunu vur-
guladı. Mazda ihtalatçısı Mehmet
Mermer ise dünyada belli başlı oto-
mobil üreticilerinin Japon şirketleriyle
birleştiğini belirterek, "Türkiye'de de
bu kaçımlmaz. Teknolojinizi yenile-
mezseniz pazardan silinirsiniz" dedi.
ya da değinerek geçen yıla göre
10 kat artarak 60 bin adete yak-
laşan ithalatın 1991'de de aynı
rakamları yakalayacağını be-
lirtti.
1989 sonlanndan itibaren,
otomotiv sanayini koruyan
gümrük duvarlannın aşağı çe-
kilmesiyle "patlayan" otomobil
ithalatının gelecek yıl da aynı
canlılığını koruması bekleniyor.
Kasım sonu itibarıyla 56 bin 926
adete ulaşarak Türkiye pazann-
dan yaklaşık yüzde 31'Iik pay
alan ithal otolann, sahip olduk-
ları teknolojik üstünlükler ka-
dar önceki yıllara göre oldukça
ucuzlamış olmaları ve tüketime
yönelik finansman tekniklerin-
deki hızlı gelişme nedeniyle bü-
yük ilgi gördüğü belirtiliyor.
1990 yılı sonuna kadar tüke-
tici kredisi yoluyla satın alman
oto sayısının 50 bini aşacağmı
tahmin ettiğini söyleyen İlhan
Çetinkaya ithalattaki hızlı artış
nedeniyle kaygılanan yerli üre-
tici firmalar hakkında da şun-
lan söyledi:
"Otomobil miDi bir sektör ol-
maktan çıkmıştır. Dünyanın en
büyük firmalan bile birbiıieriyle
evlenerek pazar paylannı artttr-
maya çalışıyor. Dünya bu orta-
ma giderken koruma istemek,
günümüz şartlanna ters düşü-
yor. Yerü üreticiler dış pazarla-
ra yönermeli."
Kasım ayı sonu itibanyla ithal
oto pazarı pastasından en buyük
dilimi kapan ülke Japonya. İlk
11 ayda Türkiye'ye giren Japon
yapunı oto sayısı 22 bin 399. Bir
başka deyişle Türk firmalan ta-
rafından ithal edilen her 10 oto-
dan 4'ü Japonya'dan geliyor.
1990 yılında hareketlenen ve sert
bir rekabete sahne olan Türki-
ye pazarında ikinci sırayı alan
ülke ise Sovyetler Birliği. bu ül-
keden 11 ay içinde ithal edilen
oto sayısı ise 11 bin adedi aşıyor.
Üçüncü sırada ise 7 bin 63 adetle
Almanya yer alıyor. Oto üreti-
minde dünya lideri olan ABD
ise ihraç ettiği 131 adet otomo-
bille Türkiye pazarında en geri-
de kalan ülkelerden biri.