25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ARALIK 1990 • • + • 70. yü balosu Amerikan Bristol Hastanesi'nin kuruluşunun 70. yılı. dün tstanbul Sheraton Oteii'nde yapıian baloyla kullandı. Törende konn- şan hastane Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, Türkiye'- nin ekonomisinin liberalleştiğini, bununla birlikle saglık aJa- nında da yurtiçi ve yurtdışında rekabetin başladığını belirtti. Geceye, konuk sanatçı Roberta Flack iki şarkı söyleyerek ka- tıldı. ABD'nin Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz de gecenin konukları arasındaydı. (Fotoğraf: Suat Kozluklu) 1990'ın en başarılı kadını ANKARA (UBA) — 1990'm en başanlı kadınını seçmek için 15 aday belirlendi. Statüs oku>-uculan tarafından belirle- necek yılın en başanlı kadını ya- rışması için aday gösterilen İca- dmlar şunlar. Leyla Alaton (yö- netici), Prof. Dr. Necla Arat (öğretim üyesi), Sıdıka Atalay (sanayici), Imren Aykut (Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı), tdil Biret (piyanist), Prof. Dr. Aysel Ekşi (psikiyatrist), Doç. Dr. Mehveç Emeç (piyanist), Fatma Girik Belediye Başkanı - sinema sanatçısı), Doç. Dr. Ni- lüfer Göle (öğretim uyesi), Gen- cay Gürttn (Şehir Tiyatrolan Sa- nat Yönetmeni), Zuhal Olcay, (Sinema ve tiyatro oyuncusu), Lak Orta (futbol hakemi), Sem- ra Özal, Güler Sabancı (yöne- tici), Prof. Dr. Türkân Saylan. CUMHURİYET/17 NOEL BABA ÇİN'DE — Batüı bir havayolu şirketi Noel yortusu nedeniyle dünyanın büyük başkentlerine düzenledU ği gezi çerçevesinde Çin'e de bir tanıtım heyeti gönderdi. He- yette bir de vazgeçilmez Noel Baba vardı. Çin'de Noel ve Noel Baba bemen bemen hiç tanınmadıgı için Çinli çocuklar he- yete büyük ilgi gosterdiler, Noel Baba'dan armağanlannı al- dılar. (Foloğraf: Reuter) Fransa'da 2 Türk eroinle yakalandı . NICE (AFP) — ttalya'dg Fransa'ya giriş yapan bir morkun hava filtresine gizli 16 kilo eroin ele geçirildi. Rö- morkun Türk oldukları bildi- rilen iki sürücüsüyle araçtaki üçüncü bir kişi tutuklanarak haklarında dava açıldı. Fransız narkotik polisi ero- inin Türkiye'den getirildiğini saptadıklannı bildirdi. Ele ge- çirilen eroinin piyasa değeri- nin 3.2 milyon dolar (9.6 mil- yar lira) olduğu bildiriliyor. İngiltere'ye giriş yaparken yo- lundan alıkonulan Türk pla- kalı iki kamyonda 203 kilo eroin ele geçirilmiş ve kam- yonlann Türk olan iki sürü- cüsü de tutuklanmıştı. OKA UYUM SAĞLAYAN KAZ — ABD'nin St. Panl ketıti yakınlannda eylül ayında bir yaban kazının okla yaralandı- ğı bildirilmiş, ama bütün aramalara rağmen kazı yaralayan bulunamanuştı. Aradan geçen üç ay içinde yaban kazının ye- diği oka uyum sağladığı, hatta bu okla uçtugu göriildü. Min- nesota eyaleti Doğal Kaynaklar Dairesi'nden Janîce Hage, kazın oka uyum sağladıgını ve şimdilik sağlık durumunda bir tehlike görülmediği için herhangi bir mudahaleye gerek ol- madığrm bildirdi. (Fotoğraf: AP) HABERLERİN DEVAMI OLAYLABIN Muhalefet 'cephe' açıyor ARDENDAKI GERCEK (Baftarafı l. Sayfada) mı mı var? Sorumlu bir iktidar bütün bu sorularm yamtlarını tek tek du- şünmek zorundadır. Cumhur- başkanı özal'ın yalmkat yakla- şımı içinde bu soruna çözüm bulunamaz. Çünkü Zonguldak' taki işçinin durumu yalnız kaba maliyet hesabt içinde düşünüle- mez; ve bu bölgede yaşayan yurttaşlarm "insan" oldukları göz ardı edüemez. Zonguldak- taki kömür ocaklanm çok bo- yutlu vegeniş ufuklu biryakla- şımla ele almak zorunludur. Nitekim ANAP iktidarı adı- na Cumhurbaşkanı Özal'ın Zonguldak'taki maden işçisini insandan saymayan açıklaması, bölgedeki grevi bir patlamaya ^önüşturmüştur. Bu olayı böl- gesel bir sonın da sayamayız; eylem, Türkiye'yi kapsayan bir anlam kazanmaya başlamıştır; devlet televizyonunun engelle- melerine karşın, ülke butünün- de yurttaşlann çoğunluğu ma- den işçilerinin grevine sıcak ba- kıyor; muhalefet partilerinin Zonguldak maden işçisine des- tek vermeleri boşuna değildir. Çözüm nerededir? Çözüm, biri kısa, öteki uzun vadede olmak üzere iki aşamalı olarak düşünülmelidir. Kısa va- dede çözümün ilk koşulu, siya- sal iktidann 48 bin maden işçi- sini çoluk çocuğuyia açlığa terk etmek düşüncesinden sıynlma- sıyla başlayabilir, uzun süreli çö- züm konuyu bugünden sorum- luluk ve ciddiyetle ele almayı öngörilr. Zonguldak'ta yuri çapmda bir olay yaşanıyor. Ancak devlet televizyonu bu olayı yok sayıyor. Oysa televiz- yon kameralan için her gun böl- gede olağanüstü zenginlikte gös- teriler yaşanıyor. Yazık ki Türkiye'de siyasal ik- tidann sansür uygulaması gör- sel yayınlarda bütün katılığıyla geçerlidir. Kara Kuvvetleri Hüsnü Doğan'ı bekliyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosn) — Kara Kuvvetleri Komu- tanlığı'na Genelkurmay Başka- nı Orgeneral Doğan Güreş'in emri ile 1. Ordu Komutanı Or- general Muhittin Fisunoğlu ve- kâlet edecek. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na yapılacak ata- ma için Milli Savunma Bakanı Hüsnü Dogan'ın Türkiye'ye dönmesinin beklendiği öğrenil- di. Ancak eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip To- rnmtay'ın istifası ile askeri ka- demelerin yeniden oluşturulma- sında Kara Kuvvetleri Komu- tanlığı'na yapılacak atamanın "hızı"nın etkili olacağı belir- tiliyor. Genelkurmay Başkanhğı gö- revine önceki gün başlayan Or- general Doğan Güreş., dun ka- rargah içi çalışmalar yaptı. As- keri kaynaklardan edinilen bil- gilere göre Orgeneral Güreş ka- rargahtaki "J" başkanlanndan ve diğer ust düzey komutanlar- dan brifing aldı. Bu arada Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na yapılacak ata- ma dün de açıklanmadı. Genel- kurmay Başkanı Orgeneral Do- ğan Güreş'in Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na 1. Ordu Komu- tanı Orgeneral Muhittin Fisu- noğlu'nun "vekâleten" atandı- ğına ilişkin bir emir yayımladı- ğı öğrenildi. Güreş'in komutan- hğa yapılacak "asil" atama için henüz teklifte bulunmadığı da bildirildi. Atamarun "vekâle- ten" ya da "asaleten" yapılması kararı, gelecek >ıllara dönük 'komuta kademesi yapılanma" değerlendirmelerine göre verile- cek. öt'e yandan Genelkurmay Başkanhğı'na atanan Orgeneral Güreş'in yeni görevinde bir di- zi konular kendisini bekliyor. özellikle istifa ederek genelkur- may başkanhğı görevinden ay- rüan Necip Torumtay'm üzerin- de "hassasiyetle" durduğu an- tilaik hareketler ve Körfez kri- zinde Türkiye'nin rolü Güreş'- in önündeki en önemli konular olarak bulunuyor. (Baştarafı 1. Sayfada) simleriyle bu çerçevede görüş- meler yapılarak erken genel se- çim önerisi karşı konulmaz bir demokratik toplumsal isJeme döniişecektir. İçinde bulundu- gumuz koşullarda bütün siyasi partilerin, demokrasinin ve ül- kemizin, erken genel seçimden başka çıkış yöntemi yoktur." Çetin'den yanıtlar SHP Genel Sekreteri FUkmet Cetin daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çetin, "De- mirel'e sine-i millet gibi bir öneri gidecek mi" sorusuna "Öneri açıklamada var. Erken genel se- çim için ne gerekiyorsa hepsi da- hil. Akla gelebilecek ne varsa onlar erken genel seçime götü- recek araçlardır. O araçlardan etkili olabilecek ne varsa hepsi görüşülecektir" yanıtını verdi. Sine-i millete dönüşün erken ge- nel seçimi doğrudan sağlamaya- cağı görüşünü savunan Çetin, "Anayasada yapüdıgı zaman, er- ken genel seçim olur, diye bir madde yok. Sine-i millet ya da TBMM'yi toptan terk, erken se- çim için düşunülen, konuşulan önemli araçlardan bir tanesidir. Bu da dahil her şey kullanılabi- lir. Eğer erken genel seçime gö- türmeyi saglayabüirse" dedi. ANAP'lı milletvekillerinin toplumdan gelecek bir erken ge- nel seçim istemini benimseye- ceklerine inandıklan görüşünü savunan Çetin, "Demokrasiler- de bunalım çıktıgı zaman bunun tek çöziım yolu balka gitmektir. Sine-i millet her zaman gün- demdedir. Sine-i' milletin bir hafta, bir ay sonra erken seçime götüreceği güvencisini aldığımız zaman bugün de bizim gnıp ka- rar vermeye hazırdır. SHP gnı- bu tüm üyeleriyle bu karan ver- meye hazırdır" şeklinde konuş- tu. "Genel grev de bu yollara da- hil mi" şeklindeki bir soruya da Çetin, "Demokratik yollardan erken seçimi getirecek her şey dahil" yanıtını verdi. Demirel'den çagn DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, SHP MYK önce- si gazetecilerin sorularını yanıt- larken "Biz sine-i millete döne- riz, ama sadece bizim dönme- miz bunlan seçime gitmeye mec- bur etmez. 54 kişiyiz. 54 tane yer açılır. 3 ay sonra ara seçime gi- derler, kendi aralannda taksim ederler. Biz artık o seçime giremeyiz" dedi. Demirel, SHP'ye yaptığı çağnyı yineleye- rek "Eğer netice almak ihtima- li varsa, bizimle beraber SHP de sine-i millete dönmeli. Ben SHP'yi idare etmeye çalışmıyo- rum. Ben, kamuoyunun bizim Ustümüzdeki baskısı karşısuıda, 'Böyle yapıhrsa bunlan seçime gitmeye mecbur ederiz' gibi bir kanaate sahibim" şeklinde ko- nuştu. Ülkenin genel seçimlerin ya- pılacağı normal tarihe kadar bekleme>'e tahammülü kalmadı- ğını belirten Demirel daha son- ra şunları söyledi: "Bunlar bırakıp gitmiyor. Bunlan götürmek de sadece bi- zim gucümuzle olacak iş degil. Hep beraber olalım. Hep bera- ber herkesi çagırıyorum. Yalnız SHP'yi değil bütün demokratik güçleri çağınyonım. Bu çagnma iktidarı reddeden yüzde 80'in içinde kim varsa herkes dahil." Demirel, dün akşam yaptığı açıklamada da SHP'nin iktidan erken seçime zorlamak için yap- tığı çağrıyı olumlu karşıladığını söyledi. Demirel, SHP MYK'nm bu konudaki karan için "Benim paralelimde karar almışlar, sevindirici" dedi. SHP'nin çağ- rısında sine-i milletten söz edil- mediğini belirten Demirel, Inö- nü'nün kendisiyle görüşme iste- ği konusunda ise "Görüşme önerisi bana daha ulaşmadı, ama benle görüşmek isteyen herkesle görüşürüm" diye ko- nuştu. Demirel daha önce sHP için "önce sine-i millet desinler" yolundaki sözü anımsatılarak yöneltilen "Görüşme için böyle bir şartınız olacak mı" sorusu- na da "Görüşme için şart koş- mam. Görüşürüm" yanıtını ver- di. HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar da Meclis'teki muhalefe- tin sine-i millete dönmeyi göze almaları durumunda SHP, DYP, HEP, DSP, RP ve SP'nin ortak bir toplantı yaparak konu- yu detaylı görüşebileceklerini söyledi. Işıklar, adıl bir seçim yasası olmadığı sürece seçime katılmamayı da göze alma ko- şuluyla bu konunun tartışılabi- leceğini bildirdi. Işıklar, "HEP olarak gerçekten sine-i millete dönmeyi göze alabiliyorlarsa otururuz. L'ç parti. hatta DSP, RP, SP gibi seçime girmeye hak kazanmış partilerle ortak bir toplantı yapanz. Konuyu enine boyuna görüşüriiz. Demokratik bir seçim yasası olmadığı süre- ce seçime kaulmamayı da göze alma koşuluyla bu sorunu tar- tışabiliriz, görüşüriiz. Bunun dı- şındaki tüm açıklamaları ciddi- ye almıyoruz" diye konuştu. Türk-tş'ten destek Türk-lş de DYP Genel Başka- nı Süleyman Demirel'in, SHP ve DYP'nin sine-i millete dönmesi yolundaki önerisini destekledi- ğini açıkladı. Türk-lş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, Cumhuriyet muhabiri- nin sorusunu yanıtlarken, "Ça- balıyoıiar da tahakknk etmiyor. Ben, tahakkuk etmeyince, birşey demek istemiyorum. Ama ta- hakkukunu bekliyonım ben de" karşılığını verdi. Yılmaz, <- Sizce sine-i millete dönme karan ve- rilirse yaran ne olur" sorusunu yanıtlarken "Erken seçim bakı- mından faydalı olur diye düşü- nüyonım. Biz de erken seçimi is- tiyoruz tabii" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı tstanbul'a uğurlamak üzere dün akşam geldiği Esenboğa Hava- limanı'nda gazetecilerin sorula- rını yaruüayan Başbakan Akbu- lut, muhalefetin sine-i millete dönme girişimleri konusundaki sorulara karşıhk, "Sine-i mille- te mi dönüyorlar, karar almış- lar mı? Memnun olunım. He- men bir ara seçim yapanz, on- lar da bir daha parûmenloya giremezler" diye konuştu. Başbakan Yıldınm Akbulut, bir gazetecinin "Erken genel se- çim yapacak mısınız" sorusuna karşılık şu yanıtı verdi: "Gayet tabii genel seçim ya- pacağız, ama zamanında yapa- cağız. Biz onu eskiden beri söy- lüyoruz. Gonişümüzde bir fark- lılık yok. Böyle bir niyetleri var- sa, ben memnun olurum, yeter ki tahakkuk ettirebilsinler, po- litika yapmasınlar. Sine-i mille- te dönüyoriarmış, ara seçimler- de aldıklan o\ belli. Kendileri- ni ne şekilde tatmin etmeye ça- lışıyorlar bilmiyorum. Ama bu bizi memnun eder" dedi. Özala hakaret iddiası Dlıaıı Selçuk ve Necdet Şen yargılandı tstanbul Haber Servisi — Ga- zetemiz yazan tlhan Selçuk, çi- zerlerimizden Necdet Şen ve Ya- zı Işleri Müdürümüz Okay Gö- nensin..hakkında açılan "Cum- hurbaşkanı'na hakaret" davala- rının görülmesine başlandı. îstanbul 2. Asliye Ceza Mah- kemesi'ndeki ilk duruşmaya Necdet Şen ile avukatlar Gülçin Çaylıgil, Öznur Gündoğdu ve Fikret tlkiz katıldı. Mahkeme- de okunan iddianamede, Necdet Şen'in, Cumhuriyet gazetesinin 22.5.1990 tarihli sayısında, "Hızlı Gazeteci" köşesinde ya- yımlanan karikatüründe "her- ze" sözcüğünü kullanarak Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a hakaret ettiği ileri sürüldü. Necdet Şen ise sorgusunda hakaret kastı olmadığını be- lirterek "Herze'nin söztük an- lamı, gereksiz, yersiz, saçma davranışta bulunmaktır. Ben de bu anlamda kullandım. Bir po- litikacıyı yersiz, gereksiz davra- nışlanndan dolayı eleştirmenin hakaretle bir ilgisi olmadığı kanısındayım" dedi. Duruşma, mahkemeye gel- meyen Okay Gönensin'in sor- gusunun yapılması için ileri bir tarihe bırakıldı. Ayru mahkemedeki ikinci du- ruşmada ise tlhan Selçuk'un 19.5.1990 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Yuh" başhklı yazısında cumhurbaşka- mna hakaret edildiği gerekçesiy- le açılan davaya bakıldı. Gönen- sin ile Selçuk duruşmaya katıl- madılar. Duruşma tlhan Selçuk ile Okay Gönensin'in sorgulanntn yapılması için ertelendi. DEMİREL MADENCİYLE — Madencinin Zonguldak'taki miting gibi grevinekatılan DYPIideri Demirel. coşkulu kalabalığayaptığı konuşmada, "Müsterih olun, hakkınız son kuruşuna kadar ahnacaktır. Ülkenin insanları açız diye bağırıyorsa ülkeyi vönetenler utanmalıdır" dedi. Iiderler madencinin yanında (Baftarafı I. Sayfada) tıkamaktadır" görüşünün yer aldığı Cemiyet açıklatnası- nın okunmasından sonra Genel Maden-Iş Merkezi'ne kadar al- kışlarla yürüdüler. Gazetecileri izleyen ve lşçi Anıtı'na alkışlarla yürüyerek çe- lenk koyan Tarım-Iş Sendikası Başkanlar Kurulu üyeleri de da- ha sonra Genel Maden-lş Kon- ferans salonunda Başkanlar Ku- rulu toplantısını yaptılar. Top- lantı sonrası yaptıklan basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi: "Geldik gördük. Zonguldak kan ağlıyor. Aileleriyle birlikte 200 bin insan, tüm umudunu maden işçisine bağlamış bir mil- yonun üstündeki Zonguldakh gerilim içinde. lşçi kararlı. Dö- nüşîi olmayan bir yola girdigi- ni. ancak kararlılığıyla hakkını elde edebileceğinin de bilincin- de. Maden işçisinin yaktığı me- şale yann diğer işkollanndaki iş- çileri tutuşturacaktır." Tarım-tş Başkanı Sabri Öz- deş maden işçisine hitaben yap- tığı konuşmada da "Bize ışık tuttunuz, bize destek verdiniz" dedi. Sabahki yürüyüşlerde sinema sanatçılan Tank Akan, Nur Su- rer de vardı. Sanatçılar miting- lere katıldılar, grev nöbeti tut- tular. DSP ve SHP'nin ardından dün de DYP'nin mitingi vardı Zonguldak'ta. İşçi Anıtı meyda- nı ile çevredeki sokaklar ve bi- naların balkonlarını dolduran binlerce kişiye hitap eden Demi- rel konuşmasına, "Bir gerçeği, duyana duymayana, anlayana anlamayana haykırmaya geldik. Benim işçim ülkesine kötüluk olsun diye mi, bir eli yağda bir eii balda olduğu için mi grev ya- pıyor? Hayır. O halde ortada dert var" diye başladı. Demirel sözunü "Hükümet istifa", "Vur vur inlesin, Çan- kaya dinlesin" diye kesen kala- balığa, "Onun sizi duyacak hali yok. Kim dinlesin?" diye sordu. "Özal" yanıtını alan Demirel, bu kez de "Kim istifa etsin" di- ye soru yöneltti. Bu soruya da aynı yanıtı alan Demirel, "Öy- le bir şey de yok. İşte bugunkü sıkıntının nedeni o" dedi. Mi- tinge katılanlar bu kez de "Çan- kaya istifa" diye bağırdılar. De- mirel sozlerini şöyle sürdürdü: "Bu meydan. bu insanlar ne- yi istiyor? Hak isrjyor, hak. Sa- daka istemiyor. Demokrasi de- diğiniz yerde hak aramanın bü- tün yollan açık olacak. Bugün benim ülkemde vicdanlı olan herkes sizin yanımzdadır, sizink beraberdir. Ne hakkı arıyorsu- nuz? T\ "ye bakarsanız Zongul- dak kömür işçisine o kadar çok para teklif ediyorlar ki, nere- deyse bu parayı nereye koya- eaklarını düşünüyorlar. Topra- ğın 600 melre derinliğinde gü- neşten mahrum, kazma vuran isçimin bordrosunda kaç lira ya- zıyor? 17 bin 490 lira. Bozdur bozdur harca. Ben buraya. vic- dan sahibi herkese bir çift laf söylemeye geldim. Sizleri tebrik ediyorum. Hak ararken kınp dökmeden haklı kalmak esastır. Dikbaşlılıkla, şerefle, kanunla- ra uygun olarak hak aradıgınız için sizi tebrik ediyorum. Tah- riklere kapılmayın, yalnız degil- siniz, bütün Türkiye sizinle be- raber, biz sizinle beraberiz. 30 kasımdan beri her gün söylüyo- rum. Bundan 10 sene evvel bu ülkenin kömür işçisi ocakta ça- lışıyorsa 780, dışarda çalışıyor- sa 540 lira alıyordu. Ekmek 5 li- raydı. Bununla 110-120 ekmek alıyordu. Bugün aldığı 17 bin 500 lira ile 30 ekmek alıyor. 120 ekmek inmiş 30 ekmeğe, utan- mak lazım. Çalışan insanların sofrasına ekmek koyacağınız yerde o sofradaki 4 ekmekten 3'ünü almışsınız. Bıçak kemige dayanmış ki açız diyorlar. İşçi- nin sofrasından alınan 4 ekmek- ten 3'ünu aramaya geldik. Gi- yindirilmiş bu kadar, kuşandı- nlmış şu kadar, bunlar laf... So- vup soğana çevirmişsin adamı. İşte bunun mucadelesini yap- raak haktır. Bundan daha hak- lı bir hak olamaz. 4 ekmekten 3'ünü isçiden aldınız. nereye verdiniz?" Mitinge katılanlar Demirel'- in bu sorusuna, "Davulcuya" diye bağırarak karşılık verdi. Demirel hükümete, kömür işçi- sine 1980'de verilen paranın ve- rilmesini önerdi. Zonguldak iş- çisinin feryadının Türkiye'nin tüm orta sınıfının çalışanlarının feryadı olduğunu belirten Demi- rel, tüm orta sınıf adına bu fer- yadı ortaya koyduklan için grevci işçileri kutladı. Demirel, kömur uretiminin düşmesinde işçinin bir suçu ol- madığını, geçen 10 yılda kömür ocaklannın modernize edilme- diğini vurgulayarak, "Kusunın işçiye çıkanlmasında kimsenin hakkı yoktur. Müsterih olun, hakkınız son kuruşuna kadar alınacaktır. Ülkenin insanlan açız' diye bağınyorlarsa ülke- yi yönetenler utanmalıdır. 'Açız' diyeni karakola götürece- ğinize karnını doyurun" dedi. İşçinin hakkının alınmasında ellerinden çok şey geleceğini ve bunların önümüzdeki günlerde göruleceğini belirten Demirel, hükumetin, milletin önüne san- dık koymasını isteyerek, "Mil- let sizden razı degil ki oturma- ya devam ediyorsunuz" diye konuştu. Zonguldak'ta maden işçileri- nin grevini desteklemek amaay- la "yiyecek yardırnı kampan- yası" başlatan Demokratik Sol Parti'nin (DSP) 100 ton yiyecek taşıyan 10 kamyonu Zongul- dak'a dün ulaşırken 100 ton yi- yecek: dolu 10 kamyonun da önümüzdeki günlerde Zongul- dak'ta olacağı bildirildi. SHP İstanbul !l Örgütu de Zonguldak maden işçileri ile da- yanışmayı somutlaştırmak için bir kampanya başlattı. 100 bin adet yardım çağnsı bastırarak partililere ve halka dağıtmaya başlayan SHP 11 Ör- gütü, üyelerin ve Istanbullulann Genel Maden-îş Sendikası'nın grev dayanışma hesabına katkı- da bulunmalannı istedi. lstanbul'da Belediye Memur- lan Sendikası (BEN-SEN) üye- leri, rnemur maaşlarına yapıian yüzde 15'lik zamnu protesto et- mek ve Zonguldak maden işçi- lerinin grevini desteklemek amacıyla yanm günlük işi bırak- ma eylemi yaptılar. PENCERE(Baştaraft 2. Sayfada) ler içinde bulunduğunu göstermektedir. Bu nedenle sanık Ahmet Kardam'ın komünizm fikrini benimsediği ve muha- taplarına benimsetmek için gayret gösterdiği, dava konusu kitabı ticari amaçla yayımlamadığı kanaatine varıldığından...' Askeri mahkemenin bu karannı Askeri Yargıtay 3. Dairesi 14.6.1983 tarih ve 1983/507-551 Esas karar sayılı ilamı ile onaylayarak kesinleştirmişti. Hakkımda verilen bu karardan yurtdışındayken haberim oldu. Ben ise Türkiye Birieşik Komünist Partisi'nin yurtdışında ya- pıian kongresinde Merkez Komitesi üyeliğine seçildim ve 22 Eylûl 1989 tarihinde diğer Merkez Komitesi üyeleri Mehmet Bozışık, Erdal Talu ve Şeref Yıldız'la birlikte Türkiye'ye dön- düm. Döner dönmez tutuklandık. TBKP yöneticileri olduğu- muz gerekçesiyle İstanbul DGM'de yargılanmaya başlandık. Dava hâlâ süırnekle birlikte, mahkeme bizi geçen şubat ayın- da tahliye etti. Ama hakkımda daha önceden kesinleşmiş 7.5 yıllık ceza olduğu için beni serbest bırakmadılar, bir yılı aşkın bir süredir cezaevindeyim. Kısacası, komünist partisi yöne- ticisi olarak özgürüm, ama bir yayıncı ve sorumlu yazı işleri müdürü olduğum için cezaevindeyim." • Kardam'ın mektubu bir soruyla noktalanıyor. ' 'Kasım-aralık ayları geldi ya, geçen yıl olduğu gibi gene 1982 Anayasası'nın demokratikleştirilmesi, TCY'nin 141., 142. ve 163. maddelerinin kalkması konuları güncelleşti. Yapıian son kamuoyu yoklamalanna göre halkın yüzde 80'ine yakın bir bölümü bu üç maddenin kalkmasından yana. Bütün mu- halefet partileri de bu görüşte. Üstelik hükümetteki ANAP da yapıian resmi açıklamalara bakılırsa, bu maddeleri insan hak- larına ve demokrasiye aykırı buluyor. Cumhurbaşkanı Özal da bu görüşün baş savunucuları arasında. Mahkemeler de Sayın Nihat Sargın, Haydar Kutlu, İsmail Beşikçi ve Doğu Pe- rinçek'in durumlarında görüldüğü gibi, konunun hükumetin gündeminde olduğu gerekçesiyle 141. ve 142. maddelerden açılan davalardaki tutukluluk karariannı kaldırıyor Yani, Tür- kiye halkısokakıakıvatandaştan cumhurbaşkanına kadar bi- reyleriyle ve kurumlanyla komünizm düşüncesinin savunul- masının suç olduğunu kabul etmiyor. Benim de aklıma şu soru takılıyor: Peki, ben ve öteki 30 gazeteci ve yayıncı arkadaşım niye hâlâ cezaevinde tutulu- yoruz? Suçsuz ceza olmaz. Bizim işlediğimiz suç nedir ki hâlâ onun cezasını çekiyoruz? Cezaevinde daha ne kadar kala- cağız? Ne için kalacağız?" •k Geçenlerde Fransa'ya AGİK toplantısına giderek pek caf- caflı, şatafatlı, propagandalı ve görkemli bıçimde 'Paris Şar- tı'nı imzalayanlar bu soruya ne yanıt verecekler? İnsanları gereksiz yere cezaevlerinde yatırmak umursamazlığına han- gi sözcüğü yakıştırabilirız? GOZLEM UGURMUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Niçin bugünden "asaleten" atanmıyor diye soranlarınız olur. Bunun hiçbir siyasal nedeni yok. Neden, yalnızca görev süresi ile ilgili yasa maddesidir. 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetler Personel Yasası'nın ilgili maddeleri 1983 yılında değiştirilerek Genelkurmay Başka- nı ile kuvvet komutanlarının görev süreleri yeniden belır- lenmişti. O günlerde "2000 yılına kadarki terfiler saptanmıştı" diye çeşitli yorumlara yol açan düzenleme de işte buydu. Bu yasa değişikliğı ile genelkurmay başkanlannın görev sürelerinin hükümetler tarafından uzatılması kapısı da ka- patılmak istenmişti. Bu yasanın çıkarılmasına eski Genel- kurmay başkanlanndan Semih Sancar'ın görev süresinin Demirel hükümetince uzatılması neden olmuştu. Yasanın 49. maddesine göre kuvvet komutanlığına ata- nan orgenerallerin görevde kalış sürelerinin hesabında "atanmış bulundukları 30 ağustos tarihi esas alınır." Kuvvet komutanlığı süresi iki yıldır. Orgeneral Fisunoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na bu- gün hemen "asaleten" atansa, kuvvet komutanlığı süresi, 1990 yılı 30 Ağustos gününden başlayacak ve bu süre 1992 yılının 30 Ağustos günü sona erecektir. Atama işlemi 1991 yılı 1 Ocak günü yapılınca, Fisunoğlu'nun görev süresi 30 Ağustos 1991 tarihinde başlayacak, 30 Ağustos 1993 tari- hinde de bitecektir. Orgeneral Fisunoğlu, bu ay Kara Kuvvetleri Komutanlı- ğı'na bugün "asaleten" atansa bu görevde ancak 20 ay 23 gün bulunacaktır. Atama ocak ayında yapılınca Fi- sunoğlu'nun bu görevde bulunma süresi uzayarak 2 yıl 8 ay, 20 gün olacaktır. Yasaya göre Kuvvet Komutanlarının görev süreleri bir ka- rarname ile bir yıl süre için uzatılabiliyor. Fisunoğlu (1948, 3), 1993 yılı ağustos ayında genelkur- may başkanının önerisi, milli Savunma bakanının atama ya- zısı başbakanın imzası ve cumhurbaşkanının da onayını ta- çıyan bir kararname ile 1994 yılı Ağustos ayına kadar uza- tılabilir. Genelkurmay Başkanhğı süresi dört yıldır. Bu görevde yaş dolumu sınırı da 67'dir. Genelkurmay Başkanı Güreş (P 1947, Nk.2) 1926 doğum- ludur. Güreş'in Genelkurmay Başkanhğı bu nedente 1994 yılı 30 Ağustosu'nda değil 1993 yılı 30 Ağustosu'nda son bulmaktadır. Fisunoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na bu ay "asaleten" atanmtş olsaydı, görev süresi 1992 yılı 30 Ağus- tosunda bitecek; dolayısıyla Güreş'den önce emekli olacak- tı. Atama işlemi, ocak ayında yapılacağı için görev süresi 1993 yılında uzatılmasa bile Fisunoğlu 1993 yılında Güreş 1 ten boşalacak Genelkurmay Başkanhğı'na atanabilecektir. 1. Ordu Komutanlan, genellikle Kara Kuvvetleri komuta- nı oluriar. Kara Kuvvetleri komutanları da Genelkurmay Baş- kanlığı'na atanırlar General trafiğinin genel kuralı budur. Fisunoğlu'ndan boşalacak 1. Ordu Komutanlığı'na kim gelebilir? "Kıdem esası" gözetilecekse. bu görev sırası Genelkur- may 2. Başkanı Orgeneral Mehmet Onder (T. 1948-38)'dir. Önder'i, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Nezihi Çakar (P 1951-21) izlemektedir. Nezihı Çakar'ı NATO Müttefik Kara Kuvvetleri Komutanı Aşir Özözer (t. 1951.1), Özözer'i, Harp Akademeleri Komu- tanı İbrahim Türkgenci (Tnk. 1950-4), Türkgenci'ni Kara Kuv- vetleri Kurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı (Top. 1951, 67) izliyor. Aşir Ozözer'in bulunduğu görev NATO Müttefik Kara Kuv- vetleri Komutanlığı "ordu komutanlığı"na eş görev sayılmak- tadır. Orgeneral Mehmet Önder de daha önce aynı görev- de bulunduğu için ordu komutanlığı yapmış sayılıyor. Ege Ordusu Komutanı Fikret Küpeli (T. 1952-16) ve Jan- darma Genel Komutanı Eşref Bitlis (T. 1952-54) de şu an- da ordu komutanlıkları yapıyorlar. Nazih Çakar, 3. Ordu, Türkgenci de 2. Ordu Komutanlıklarında bulundular. 1989 yılında orgeneral olan İsmail Hakkı Karadayı, he- nüz ordu komutanlığı yapmadı. Fisunoğlu'dan boşalacak 1. Ordu Komutanlığı'na, bu nedenle Karadayı getirilebilir. "Kıdem esası" geçerli olacaksa 1. Ordu Komutanlığı'na Mehmet Önder'in gelmesi gerekir. "Kıdem esası" yerine "1. Ordu Komutanlığı'na ordu komutanlığı yapmamış orgeneral" gelecekse, bu göreve Karadayı atanabilir. General atamalannda generalleri atayan başbakanın kim- liği ya da bu generaller hakkında "onun adamı, bunun adamı" gibi yakıştırmalartn ne kadar yanıltıcı olduğu geç- miş örneklerle bellidir Süleyman Demirel, 1966 yılında Tural yerine Tağmaç'ı Ge- nelkurmay Başkanhğı'na getirmiş. Tağmaç, "12 Mart muhtırası" ile Demirel hükümetini deviren cuntanın başın- da yer almıştır; Kenan Evren, Demirel tarafından Kara Kuv- vetleri Komutanlığı'na, Ecevit tarafından da Genelkurmay Başkanhğı'na getirilmiş; 12 Eylül 1980'de hem Demirel'e hem Ecevit'e siyaset yasağı getiren bir darbeyi planlayıp yönetime el koymuştur. Necip Torumtay da Özal tarafından Genelkurmay Baş- kanlığı koltuğuna oturtulmuş, Torumtay, Ömer Seyiettin'in ünlü Diyet öyküsünde olduğu gibi "prensipler" ve "devlet anlayışı" gerekçeleri ile diyetini ödeyip koltuğundan ayrıl- mıştır. Önemli olan ülkede ihtilal ve darbe koşullannın doğma- sına engel olmaktır. Yoksa üç general-beş albay istedi diye ihtilal olmaz. O koşullar bir kez doğdu mu, general atama- larının altındaki imzalann da hiç "kıymet-i harbiyesi" olmaz. Güvence, Silahlı Kuvvetler Personel Yasası'nda değil de- mokraside, hukuk devletinde ve açık rejimde aranmalıdır. ADANA HİPODROMU'ISDAIS 1. KOŞU: F: Partner (2), PP: Reha (1), P: Desetrtruller (4). 2. KOŞU: F: Tehlikeli (3), PP: Belde (4), P: Sen (2). 3. KOŞU: F: Memilot (6), PP: Çobankızı (3), P: Canada (1), S: Tornado (2). 4. KOŞU: F: Ece (6), PP: Şen- batur (2), P: Kılıçhan (8), S: Akçay 2 (1). 5. KOŞU: F: Doruşah (4), PP: Okeyim (1), P: Üçumüz (2). 6. KOŞU: F: Altuğ (3), PP: Eserbatur (10), P: Okey-Tur (7), S: Tanbatur (12), S: Tolgabey (9). 7. KOŞU: F: Hatip (5), PP: Sonbatur (2), P: Koşanyel (3), S: Aldemir (6).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle