Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 8 ARALIK 1990
Uruguay'ın ünlü Tupamaro gerillalan silahı bıraktı, siyasete başladı. Grubun önderlerinden Rosencofbüyük dönüşümü anlatıyo
Gerillalar,parlamenterolduORAL ÇALIŞLAR
HAMBURG — '68 kuşağından olanla-
nn o yıllarda en çok ilgisini çeken gerilla
örgütlerinden birisi Tupamaro'lardı. Şehir
gerillası deyimini dünyaya yayan bu ünlü ör-
güt Uruguay'da !973 askeri darbesiyle bir-
likte sessizliğe gömülmüştü. 1985 yılından
sonra Hıpamaro'lann adı yeniden gazete sü-
tunlannda görülmeye başlandı. Ama bu kez
şehir gerillalan olarak değil, yasal bir siya-
si güç olarak anılıyorlardı. llginç olanı başta
efsanevi önderleri Raul Sendic dahil, bütün
önderliğiyle birlikte yasal mücadele karan
vermeleriydi. Bu kararla birlikte Tupama-
rolar Frente Amplio cephesinin canlandı-
rılmasına giriştiler ve 1989 kasım seçimle-
rinde büyuk başarı kazanarak başkent
Montevideo'nun yerel yönetimini ele geçir-
diler ve ülke çapında *h 21.23 oranında bir
oy aldılar.
Tupamarolar'ın 1968'lerden gunümuze
öncülüğünü yapan ve 13 yılını cezaevinde
geçiren 9 efsanevi önderinden birisiyle, Ma-
uricio Rosencofla bir dizi konferans \er-
mek üzere geldiği Hamburg'da gorüştuk.
Rosencofun kitaplan Avrupa'nın çeşitli ül-
kelerinde yayımlanıyor. Calabozo Anüan ve
Köpek Yaşamı adlı kitaplan tspanyolcanın
yanı sıra Almanca ve Frasızca olarak basıl-
dı. Türkiye'de de Pencere Yayınları Rosen-
cofun kitaplannı yayına hazırlıyor.
Rosencof aynı zamanda tiyatro yazarı,
oyunlan Latin Amerika ve Avrupa ülkele-
rinde sergileniyor.
Nâzım'ın dizeleri Uruguay'da
Mauricio ile görüşmemize Türkiye'yi ve
Türkleri tamyor musun sorusuyla başladım.
Hemen gözleri parladı, "Tabii tanıyorum"
cevabını verdi. "En sevdiğim şairlerden bi-
risi Nârım Hikmeftir" dedi ve devam etti.
"Paran varsa eğer. bana bir fanila bir de
don al / Tuttu bacağımın siyatik ağrısı / Ve
uıtııtma ki daima. ivi seyler düşünmek zo-
rtında bir mahpusun kansı" dizelerıyle Nâ-
zım'ın, Karım'a Mektup şiirini İspanyolca
olarak ezberinden okumaya başladı. "13
yıllık cezaevi yaşamımda birçok kez yakın-
İanma uzaklan goruşmeleriıniz sıra.sında bu
dizeleri okurdum."
"Başka Türki>eli dostlanm da oldu. 11-
kenizi ve halkıntzı daha yakından tanımak
isterim."
— Sorulanma Tupamarolar'la başlamak
istiyorum. Dünya sol hareketinin tarihinde
az rastlanan bir şekilde şehir gerillası eylem-
lerinden, yasal siyasi mucadeleye gectiniz.
Üstelik hemen hiç fire vermeden ve tiim eski
iiye ve taraftarlarınızı koruyarak böyie kök-
len bir değişikliği yaptınız. Tupamarolar-
ın liderierinden birisi olarak bu hareketi bi-
ze nasıl anlatırsınız?
ROSENCOF — Bugün kendimize ait bir
radyomuz, gazetelerimız, yayınevimiz var.
Bizim de içinde yer aldığımız, ülke siyasi ya-
şamında çok buyük ağırlıgı olan Frente
Amplio, başkent Montevideio'da yerel yö-
netimi kazandı ve cephenin ikinci adamı
sosyalist Tabare Vasquez şimdi belediye baş-
kanı. Montevideo'nun 3 milyonluk Ürugu-
ay nüfusunun yarısından çoğunu oluştur-
duğu düşünülürse bu başarının önemi da-
ha iyi anlaşılır.
— Bir tspanyol gazetesi, Tupamarolar'ı
anlattığı yazının başlığına "çağdas Robin
Hood"lar diye yazmış. Tupamarolar nasıl
ortaya çıktı, ismini nereden aldı?
ROSENCOF — Adımız, 1781 yılında Pe-
ru'da sömürgeciliğe karşı isyan eden Latin
Amerikalı kahraman Tupac Amaru'dan ge-
liyor. Tupac Amaru, Güney Amerika'nın
dört bir yanında 100 yıl boyunca süren sö-
mürgeciliğe karşı mücadelenın simgesiydi.
Tupac Amaru, İspanyol somurgecileri tara-
fından yenilgiye uğratıldıktan sonra sorgu-
ya çekilir ve diğer arkadaşlarının adlarını
vermesi için işkencelerden geçirilir. Bu iş-
kence kansına ve çocuklanna da seyrettiri-
lir. Bütun sorulara Amaru'nun tek bir ya-
nıtı vardır: 'Tanıdığım ve bildiğim iki ki$i
var. Birisi siz işkenceyi yapanlar, dığeri de
ben. Başka kimseyi tanımıyorum! Bu söz-
leri üzerine önce dilini keserler, sonra da
ayaklarından ve koüanndan dort ayrı ata
bağlarlar. Vucudu dört parçaya bolunür.
Her bir parçası Latin Amerika'nın bir mer-
kezine asılır ve halka gözdağı verilmek is-
tenir. Ama ne mumkun, isyanlar durmaz.
Tupamaro gerillalarının önderlerinden Mauricio
Rosencof şöyle diyor: "Biz ancak zorunlu
kaldığımızda şiddete başvurduk. Bunu da belli,
sınırlı hedeflere yönelerek yaptık. Özgürlük ve
eşitlik için mücadele sevgiyi içeren, insanı esas alan
bir mücadele biçimidir. Halkın benimsemeyeceği
eylemi yapmadık. Hiç patlayıcı madde
kullanmadık."
Rosencof, Latin Amerika'nın özelliklerini şöyle
tanımlıyor: "Bu ülkelerde şiddet ve politika çok
uzun yıllar bir bütünün iki parçası olmuştur.
Bugüne kadar militarist iktidarlar, ayakta
kalabilmek için halka karşı sürekli şiddet yoluna
başvurdular. Şiddeti, hiçbir zaman kendi isteğimizle
seçmedik. Halkın kendini korumak için başvurduğu
yol oldu."
GERİLLA DÖNEMt — Latin Amerika'da gerilla savası uzun siire dünya sol hareketleri içinde biiyiik sempati ile karşılandı. Şimdi siyasal mücadele agırlık kazanıyor.
Tupac Amaru'yu Simon Bolivar'lar. Jose
Artigas'lar izler. Örgutün ilk doğuş yıl-
ları 1960'lara uzanır. Şeker kamışı tarlala-
rında çalışan köyluler Raul Sendic tarafın-
dan örgütlendiler. Bu örgütlenme sonunda
birlesik bir sendikal grup ortaya çıktı. Köy-
lüler çok ağır yaşam koşullan içindeydiler.
30 bin hektarlık toprağı kendi adlanna iş-
lemek istediler. Talepleri kabul edilmeyin-
ce topraklan işgal ettiler. İşte tam bu gün-
lerde Raul Sendic, MLN/Tupamarolar ör-
gütunü kurdu. Kuzeyde başlayan isyan, baş-
kent Montevideo'da Tupamarolar'ın hare-
ketiyle birleşti.
Bu eylemler Uruguay solunu birleştirici
bir etki yaptı. Devlet bu eylemlere şiddetle
karşılık verince, şiddete karşı şiddet yolu-
nu seçtik. 1963 yılından itibaren yer yer si-
lahlı eylemlere giriştik. 1966-1972 yıllan Tu-
pamarolar'ın yükseliş yıllandır. Bu donem-
de 150'den fazJa eylem düzenledik. En çar-
pıcı olanlardan birisi cezaevinden toplu ka-
çışlardır. İki kaçışta toplam lOOkadın, 150
erkek cezaevinden kurtulmayı başardılar.
Bu arada ordunun meıkez karargâhı basıl-
dı, silah ve cephane kaçırıldı.
— Daha sonra ağır bir yenilgiye uğradı-
ğınız ve tiim önderlerinizin >
<
akalandığı bi-
liniyor. Siz de yakalandınız...
ROSENCOF — Onderlerimiz 1970'ten
itibaren yakalanmaya başladılar. Örneğin
Raul Sendic 1970 yılında tutuklandı. Ben
de 1972 yılında bir sokak araması sırasın-
da te^adufen ele geçirildim. 1973 yılında as-
keri diktatörlüğun ilanıyla birlikte koşullar
daha da ağırlaştı. Uruguay'da her 54 kişi-
den birisi tutuklandı. Tupamarolar da
1972'den itibaren büyük darbe yediler. 40
bin kişi hapse atıldı. Şimdiki Frente Amp-
lio'nun başkanı Liber Seregni, bir başka ge-
neral arkadaşı ve çok sayıda subayla birlikte
anayasayı değiştirmek üzere komplo hazır-
lamak \e teröristlik iddiasıyla tutuklanıp
yargılandılar. Askeri yönetim ClA'dan uz-
manlar getirerek bir karşı gerilla örgütü
kurdu.
Bu uzmanlardan birini yakaladık ve bü-
tün yaptıklarını anlattı. Yunanlı ünlü sine-
ma yonetmeni Costa Gavras, CIA ajanının
anlattıklarına ilişkin hikâyeyi film yaptı.
"Gizli tsyan" isimli bu filmde ben de kü-
çük bir rol aldım. Ayrıca bizim cezaevinden
çıkışımızı anlatan başka bir film daha ya-
pıldı. Filmin adı "13 Yıl ve 1 Giin". Urugu-
ay'da son olanlan ve Tupamarolar'ı anla-
yabilmeniz için bu filmleri izlemenizi iste-
rim. Tupamarolar hapse girince, onlarla bir-
likte mücadele eden binlerce köylü başka ul-
kelere sığındı. 400 bin Uruguaylı mülteci
arasında dünya çapında ünlü yazarlarımız
da Galeano, Benedetti, Onetti bunlardan
birkaçı.
— Şehir gerillası ka\ramım dünyada ilk
kez Tupamarolar kullandı. Bugün bu kav-
ramı nasıl değerlendiriyorsunuz. Gerilla de-
nince akla dağlar gelir. Şehir gerillası de>i-
mi nereden çıktı?
ROSENCOF — Urugua> çok küçuk bir
ülkedir. Tepeleri ve dağları yok denecek ka-
dar azdır. Başkent Montevideo'nun doğal
güzelliği ise tamamen düz olmasıdır. Siya-
si mücadeienin merkezi de orasıdır. Dağla-
rı olma>an bir ülkede ancak şehir gerillacı-
lığı yapılabilirdi, sebebi budur. Şehir geril-
lası tanımımn mucidi biz değiliz. Bu tanı-
mı Fransa'ya karşı kunuluş mücadelesi sı-
rasında Cezayirliler kullandı. Cezayir Kur-
tuluş Savaşı'nın tarunmış önderi Ben Bar-
ka şehir gerillası kavramını ilk kullanan ve
bunun teorisîıü yapanlardandır. Biz, birçok
şeyi ondan öğrendik. Her ulke insanının
kendine uygun mücadele yöntemi bulaca-
ğına inanıyorum.
— Tupamarolar'ın bir ilginç ozelliği de
e)lemlerinde espri öğesine önem vermele-
riydi.
ROSENCOF — Biz ancak zorunlu kal-
dığımızda şiddete başvurduk. Bunu da belli
sınırlı hedeflere yönelerek yaptık. Özgürlük
ve eşitlik için mücadele, sevgiyi içeren, in-
sanı esas alan bir mücadele biçimidir. Ken-
dimizi savaşın içinde bulunca, zaman za-
man bu işte bir yanlışlık mı var diye duşün-
düğümüz oldu. Haikın benimserneyeceğı
hiçbir eylemi yapmamaya çahştık. Örneğin
hiç patlayıcı madde kullanmadık. Propa-
gandaya onem veriyorduk. Esprili eylem-
ler halkın hoşuna gidiyordu, onlarla ara-
mızdaki sıcaklığı arttırıyordu. Bu tür eylem-
ler biraz da Uruguay'ın özelliklerinden kay-
naklanıyor. Bizim kendimize has derin ve
çsprili bir düşünce tarzımız var.
Yasal mucadeleye cezaevinde
karar verdik
— Politikada şiddet...
ROSENCOF — Latin Amerika, dünya-
nın birçok yerinden farklı özelliklere sahip.
Burada şiddot ve politika çok uzun yıllar bir
butünün iki parçası olmuştur. Bugune ka-
dar militarist iktidarlar, ayakta kalabilmek
için halka karşı surekli şiddet yoluna baş-
vurdular. Bu yüzden, Latin Amerika ülke-
lerinin tarihi, ayaklanma, şiddet ve terör
yükludür. Şiddet, halkın kendini korumak
için başvurduğu zorunlu bir yol oldu. Biz
şiddeti hiçbir zaman kendi isteğimizle seç-
medik.
— Bir gerilla örgiitiiniin yasal örgiite dö-
nüşmesi az rastlanabilecek bir ornek. Böy-
le bir dönıiş sıkıntı yaratnıadı mı?
ROSENCOF — Daha önce Hamburg
1
daki konferansım sırasında da beazer bir
soru ile karşılaşmıştım. Bir bisikletiniz var-
sa, onu iki ayağınızla kullanırsınız. Kavga-
da kullanacağınız araçlar, duruma, olanak-
larınıza bağlıdır. Yasal mücadele insaniar-
la konuşmak, politikayı kitleselleştirmek ve
derdini anlatabilmek bakımından onemli-
dır. Şimdi hükumetle ve yönetimle gorüş-
mek ve birlikte siyaset yapmak yolunu izli-
yoruz. Yasal siyaset yapma olanaklarımız
varken bunu neden reddedelim. Bu yollar
kapatılmadığı sürece boyle davranmaya de-
vam edeceğiz. Ama bu yollar kapatılırsa ye-
niden eskiye döner, silahlan elimize alırız.
Kendi saflarımızda, yasal siyaset yapma
konusunda ciddi bir sorun olmadı. Böyle
bir olanak varken bu yolu neden reddede-
lim. Buna kendi taraftarlarımız neden kar-
şı çıksın?
— Orgütlenme tarzınız...
ROSENCOF — Tupamarolar parti değil
hareket. Orgütun üyeleri arasında Katolik-
ler bile var. Tabii bir merkez komitemizden
ve sekreterlerimizden söz edebiliriz. Ancak
PORTRE
MAURICIO ROSENCOF
Mauricio Rosencof, 1933 Uruguay
doğumlu. Polonya asıllı Yahudi bir
ailenin çocuğu. Yakınlarından pek
çoğu tkinci Dünya Savaşı sırasında
Varşova gettosunda kaybolmuş.
Gençliğinde işçi hareketleri içinde
çaltşıyor. Komü'nist Partisi gençlik
örgütüne üye oluyor. 19S0'li yıllarda
tiyatro ile ilgileniyor, genç yaşında
Latin Amerika'nın tanınmış tiyatro
yazarlarmdan biri haline geliyor.
TUpamarolar'ın geçen yıl Paris'te ölen
ünlü önderi Raul Sendic'in yakın
arkadaşı. I966'da başlayan şehir
gerillası eylemlerini yürüten
Tupamarolar'ın o yıllardaki üçüncü kol
komutanı. 1972 yılında bir sokak
aramasında yakalamyor. 9 ay sürekli
işkenceden sonra tek kişilik bir hücreye
kapatılıyor. Diğer 8 arkadaşıyla birlikte
ytllarca kimseyle göruştürülmüyor.
Sonraki yıllarda ise ayda bir kez
uzakıan yalnızca ailesiyle göruşmesine
izin veriliyor. 1973'te Uruguay'da askeri
darbe gerçekleşiyor ve Tupamarolar'ın
9 Önderi -ki içlerinde Rosencof da
vardır- devlet tutuklusu ilan ediliyor,
1985 yılında askeri diktatörlük, yoğun
siyasi muhalefet yuzunden geriliyor ve
yerini parlamenter kuvvetlere bırakıyor.
Diğer siyasi tutuklularla birlikte
Rosencof da 13 yıllık cezaevi
yaşarmndan sonra Ozgürlüğüne
kavuşuyor. Çtktıktan sonra
Tupamarolar'ın yeniden örgütlenmesi
görevini üstieniyor.
yıllardır tanınan ve önder olarak bilinen ta-
bii liderlerimiz var. 1973 askeri darbesinden
sonra devlet tutuklusu olarak ilan edilen ve
10 yildan fazla cezaevinde kalan 9 arkada-
şımızın hareket üzerinde özel bir ağırhğı var.
— Tupamarolar'ın seçilmiş bir başkanı,
önderi yok mu? Anlattıklannızdan böyle
bir sonuç çıkaramadım?
ROSENCOF — Tupamarolar'ın bir söz-
cüsü \ar. Bugun resmen goruşlerimizi o
açıklıyor ve bizi temsil ediyor. Adı Fernan-
dez Huidobro. O da uzun yıllar cezaevinde
kalan 9 devrimciden birisi. Fernandez, sev-
diğimiz, güvendiğimiz arkadaşlanrnızdan
birisi.
KGB'siz sosyalizm
— Geçen giin kitabınızın Almanya'da ya-
yımlanmasıyla ilgili yaptığınız basın toplan-
tısında gerçek sosyalizmden söz ettiniz ve
dünyada gerçek bir sosyalizmin uygulana-
madığını söylediniz?
ROSENCOF — İlk başlarda, olaylar or-
taya çıktığında sos>alizmin krizinden söz
ediliyordu. Ama ortada sosyalizmin krizin-
den çok, uygulamaya girişen yönetimlerin
krizi vardı. Sovyetler'deki krize Sovyet tipi
sosyalizmin krizi demek daha doğru olur.
Çunku, orijinal anlamda sosyalist bir çiz-
gide yurumüyorlardı. Tupamarolar'ın sos-
yalizmi KGB'siz olacaktır. Her ülke, her
halk kendi yolunu bulur. Uruguay sosyalist-
leri, hiçbir ülkeyi taklit etmeyecek, kendi
yollannı şimdiye kadar olduğu gibi kendi
pratiklerinden bulacaklardır.
— Yalnız Sovyetler'de değil. bütun dıin-
yadaki sosyalist ülkelerde benzer sorunlar
yaşanıyor. Doğu Avrupa, Çin, Küba aşağı
yukan ortak bir krizle yiiz yüzeler?...
ROSENCOF — Doğu Avrupa'da yaşa-
nan olaylann asıl nedeni, sosyalizmin ken-
di halkları tarafından kurulmamış olması-
dır. O ulkelerin sosyalizmi Kızıl Ordu tara-
fından gerçekleştirildi ve kabul ettirildi. Ni-
karagua ve Küba halkları ise kendi kurtu-
luşlannı kendileri sağladılar.
— Castro'nun KGB'si yok mu?
ROSENCOF — Küba'nın sorunları Do-
ğu Avrupa'nınküere benzemiyor. Küba'nın,
Castro'nun KGB'si ise onların sorunu. Na-
sıl çözebiliyorlarsa öyle çözerler. Bizim sos-
yalizm anlayışımız, kendi ülkemizin özellik-
lerine uygun olacaktır. Biz kendi çizgimizi
izlerken bağımsız tutumumuzu korumaya
özen gösterdik. Buna hep dikkat edeceğiz.
Eşitlik ve özgürlük idealimiz olan sosyaliz-
me bütün kalbimizle inanıyoruz.
VEFAT
Annemiz emekli öğretmen
MÜNİRE BİLGER'İ
kaybettik. Cenazesi 8/12/1990 Cumartesi günü, öğle namazından
sonra Bebek Camii'nden alınarak Zincirlikuyu Mezarlığı'na
defnedilecektir.
ÇOCUKLARI
IŞIL-İMRA
\EFAT
Uzun yıllar camiamıza hizmet veren sevgili dostumuz
NURETTIN IMRE
7 Aralık 1990 günü vefat etmiştir. Cenazesi 9 Aralık 1990
Pazar günü, Bostancı Kuloğlu Camii'nde kılınacak öğle
namazını müteakip defnedilecektir.
MADEN TİCARET A.Ş.
TÜRKİYE YAZARLAR
Çağdaş Bale Topluluğu, gösterimini 10 Aralık
1990 Pazartesi, Beyoğlu Karaca Tiyatrosu nda
sunar.
Beş Tango (Piazola / Cem Ertekin)
Plaf Suite (Edith Piaf / Cem Ertekin)
Equinoxe (Theodorakis / Cem Ertekin)
Nüfus cuzdanımı
kaybettim. Hukümsüzdür.
ALİSUNA
Kiralık işyeri Taksim
Talimhane Setüstü'nde
150 metrekarelik kat.
559 80 06
VEE4T
KAYSERİ EŞRAFINDAN
Merhum Ziraat Y. Mühendisi Şaban Hami Bey ve merhume Naciye Hanım'ın oğlu,
merhume Şadiye ve merhum Hasan Tahsin Tokluoğlu'nun damadı, merhum Behçet
Kemal Çağlar ve Türkân Barutoğlu'nun kardeşi, Hulusi Barutoğlu'nun
kayınbiraderi, Nimet ve Cemalettin Çağlar, Gönül ve Sabih Çağlar, merhume
Pempe ve merhum Mustafa Yurder, merhume Nezihe ve merhum Ahmet Ölmez'in
kuzeni, Leman Uz, Şukran Kendir ve llhan Yılmazay'ın eniştesi, Muzaffer Uz,
merhum İrfan Kendir ve Niyazi Yılmazay'ın bacanağı, Ilgın ve Teoman ailelerinin
dünuru, Ayşın ve llhan Tuncel'in dayısı, Şaban Çağlar, Yaprak-Yusuf Ilgın, Selcan-
Kadri Teoman'ın babası, Esra Ilgın, Defne ve Derya Teoman'ın dedesi,
İstanbul Barosu emekli avukatlarından
Halkalı Ziraat Y. Okulıı emekli hocalarından
Ziraat Yük. Miih. Dr.
A. FtKRET ÇAĞLAR
7 aralık günü vefat etmiştir. Merhumun cenazesi 9 Aralık Pazar günü öğle
namazını müteakip Levent Camisi'nden kaldırılarak Zincirlikuyu Mezarlığı'na
defnedilecektir.
AİLESİ
Değerli insan, emekli eğitim emekçisi
Maçka eski Belediye Başkanı
HARUN ÖNSEL'İ
kaybettik.
Hepimizin başı sağolsun.
LEVENT-ERTUĞRUL TONGUÇ
JEMAS LTD. ŞTİ. VE JEMAS-SU
LTD. ŞTİ. ÇALIŞANLARI
TELEFON
HAT İLAVESİ
ATATÜRK HAVA LİMANI
TELEFON SANTRALININ
573 2920(18 HAT)
573 72 40( 9 HAT)
MEVCUT NUMARALARINA
9.12.1990 TARİHİNDEN
İTİBAREN
574 83 00 (70 HAT) İLAVE
EDİLMİŞTIR.
D.H.M.İ. ATATÜRK HAVA
LİMANI BAŞMÜDÜRLÜĞÜ
OĞretmenım \c Babam
HARUN HOCA
senı kaybeııik.
Sen: "Kendi kendımı/ie yanşmadayız,
gulum
Ya olu vıldı/lara ha>a[ı
goıurece|iz,
Ya Jun\ami7a ınccek olum"
di\enlerdendin.
Şımdı dufuncelerın »c dunyan; de\rimcı oguHarının, kı/lannın
Nurcklerı.nde. bc>ınlennde daha bir sıcak ve ateşlenerek >aşa\acakitr
GÜNER-ERStN İİNSEL
NtM Ccna/csı. 8.12 1990 CumarUM g ın» Ma<;ka'da oSlevın lopra^a
verılecekııı
Evde çahşacak
yardımcı kadm
aranıyor
Tcl.: 369 60 20
26.3.1990 tarih ve 629211/498
No ile î Ü. Tıp
Fakültesi'nden aldığım
3.000.000 TL'lik makbuzu
kaybettim. Hukümsüzdür.
OSMAN ALKURT