Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 ARALIK 1990 CUMHURÎYET/15
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
DevletlMeteoralo|i Işleri Genel Mü-
dûrtiflû'nden alınan bıigıye göre yur-
dunbafi kesımlen parçan ÇOK bututiu
Trakya, Marmara, Ege. Bat Karadena.
Iç A-iadolü ıle Batı ve Orta Karademz
yajşi dığer yerier parcalı buluttu ge-
çecek. ftjjışiar yer yer sajanak, TraK-
ya ie Batı Karadeni/in iç kesımlerin-
de, yûksek yerteıtte karia tenşık yağ-
mur ve kar şekTınde olacak. HAA Sl-
ö « verierte
1
GÂK Gü
B 18° VJ> Oıyartıakır
v 12° PEdıme
S 15° 1° Erancan
v 9" (FEranım
S 8»-3» Eskisehir
Y 8° O°GazıanBp
B 20° 10° Girasun
S 15°
K 8°
B 10°
S 7°
Y 8°
S 16°
B 13°
2°Manısa
4°KMaraş
O°Mersn
5° MuOla
O°Muş
de- Karadentztte kıbte ve lodos dîğer
denderimtzde günbabsı v« lodostan
3-5 Batı Karademz. Marmara. Ege ve
B a t l
AMeniz'd* 27 ıla 33 denız mılı gy
Ö
j
O-
5
"
1 m a
«
l k l a r c i a 1 5 i l a 3 m d o l a
> "
n ( i a o l a c a k
- ^
G û l û
'
n d e
h a
« P " ? *
b u l u ö u
9
e
<*
c 8 k
- R û * 9ûney « do*ı yönlerden
hafif ara sıra orta kuw«te esec*. G« kûçûk dakjah olacak. Gö-
* * uzakjıflı 10 tarv dolaymda bulunacak.
Boh
Uursa
Çanakkale
Çorum
Demztı
7°0nto
Y 17° 7° Gûmûşhane B 18° -1° to
B 10° 4°Hal*âri B 2= 2°Samsun
Y 16° 8°lsMrta B 10° 4°Sıırt
Y 12° 4°|sonbul Y 10° 6°Sınop
Y 9° 3°in™ Y 13° 6°Sıvas
B 10° 2°Kare S 7°-4°le«nla0
B 7° -2° Kastamonu K 7° -1° TrahOT
2° üıncelı
2°Uşal<
K 7° 0°Ka»sen
Y 10° 3°KırMaret
Y 10° e°Korça
Y 8°-2°KD1ahya
Y 13° T'Malatya
Y 10°
K 6=
Y 10°
Y 10°
B 12°
2° Yozga!
1° Zonguldak
Y 14° 7°
B 16° 5°
B 19° 11°
Y 12° 6°
B 13° 0°
Y 10°-2°
B 13° 6°
B W° 8°
B 12° 7°
S 14° 5°
Y 12° 8°
Y 9°-2°
K 7° 2°
B 14° 7°
B 10°-1°
Y 10° 1°
8 12° 1°
Y T-f
Y 10° 6°
* * *•*">" A-açık B-butallu G-flüneş* K-tart s-sst
?5 ^Ğ° /İFLT Kopenhag /? fö • 1
VJ/
>> \SÛ\y A Moskova
\ Helsınki j y
• Lenmgrad
Berlm
ü Vryana
Zunn
»Belgrad
.v.ha^i;{İJ
"Cezayir T » ' S T A
^
Tunus H?
Kahıre»
DÜNYA'DA BUGÜN
Amslertam
Amman
ASna
Barcelona
Basd
Belgrad
Berlm
Bonn
Brûksei
Budapeşte
Cenevre
Ceayır
OOde
Dubaı
Ffankfurt
GOT*
HeSinkj
Kahre
Kopenhag
Köln
Leftoşa
Y 7°
A 20°
Y 16°
A 24°
B 10»
S 5°
Lenmgrad K 4°
Londra Y 3°
Madnd
Mılano
Montreaı
Moskova
Münıh
B 18°
A 22°
A 26°
B 5°
i 20°
K 3°
A 21°
Y 6°
B 8°
B 19°
B 12°
S 8°
S 7°
K 3°
B 8°
Y 12»
K 4°
B 5°
S 4°
A 23°
B 12°
Y 4°
A 22°
A 24°
A 21°
S 3»
B 10°
S 9°
WashıngtDnB 8°
Züntı S 5°
Osto
Paris
Prag
R^ad
Roma
Sofya
Sam
•fel hm
Timus
Varşova
Venedık
Vıyana
BULMACA
SOLDAN SAĞA 1 2 3 4 5
1/ Virüsleri konu
alan bilim dalı. 2/
Kütahya'nın bir ilçe-
si... Bir renk. 3/ Söz,
lakırdı... Değişik
malzerae parçaları-
nı, özellikle kesilmiş
kâğıtları bir yüzeye
yapıştırarak elde edi-
İen resim. 4/ Bir tür
taze ve tuzsuz beyaz
peynir... lcraat. 5/
Düzenli olarak ekim
yapılan arazi... Bir
çalgı. 6/ Gemüeri,
farklı iki su düzeyi-
nin birinden Öbürüne aşırmak için
yapılmış ara havuz... Duraağı, ingin
gibi adlar da vcrilen hastalık. 7/ Kar-
deş kanlanndan her birinin ötekine
göre adı... Tavla oyununda kullanı-
lan yuvarlak nesnelere verilen ad. 8/
Saz ozanlannın, çeşitli şürleri derle-
dikleri uzunlamasına açılan defter...
Mikroskop camı. 9/ Kale duvan...
Tekke edebiyatı şür türlerinden biri.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Türk müziğinde, usullerin uzun süreli bazı vuruşlannın ku-
düm, tef gibi ritim çalgılarında daha kısa süreli vuruşlara bö-
lünerek vurulması. 2/ Kinaye... Muhafıı. 3/ Yansıtıcı. 4/ Kü-
çük bitkilere verilen ortak ad... Bir sayı... Yabanıl hayvan ban-
nağı. 5/ Tek tek kolileri ya da dökme yükleri kaldırmaya yara-
yan bir tür vinç... Türkçe'de ilgi adılı. 6/ Yapısına girdiği sözcüğe
"kendi keudine" anlamı katan yabana önek... bıpersu şapKa.
7/ Çiy... Yasak ve gizli şeylerin saklandığı yer. 8/ Tann'nın kul-
lan demek ise de dijimizde "pek bol" anlamında kullanılan söz-
cük. 9/ Çok sert ve tutarsız hareketlerde bulunan akıl hastası...
Bir nota.
60 Y1L ÖNCE Cumhuriyet
Borçlarda anlaşma
8 ARALIK 1930
Bacalar* •ıh.. -COH. UUUan
| PabrikasıJ.A.John.A.G.
Erfurt ve Istanbul'da Ku-
rukahvecıhanında2lN«.
. J t J Ö G I Y A R H A T I
Düyunu umumiye hâmillerine
son verdigimiz cevaba henüz
mukabil bir cevap gelmemekle
beraber, malî vaziyetimizin
zarureti icabı taksit şeklinin
tadili hakkındaki noktai
nazanmızın alacaklılara da
makul ve muhik göründüğü
anlaşılıyor. Bu itibarla
münasebatıa yeni bir safha
açılacağı bekleniyor.
Dayinlerin Fransa, tngiltere ve Almanya hükûmetlerinin
siyasî mudahalelerini istiyerek red cevabı aldıklan haberinin
asıllı olduğuna ihtimal verilmemektedir. Binaenaleyh son
müsait tesir üzerine hâmil vekillerinin Ankara'ya gelerek
müzakerata başlanacağı kuvvetli bir ihtimal dahilindedir.
Osmanlı Bankasına hâmiller hesabma yatınlan 6 milyon
liranın Düyunu umumiye meclisince alınmadığı için
hükûmetçe istirdad edileceğine de ihtimal verilmiyor.
33 talebe
De Gaulle
Muhtelif ilim ve san'at şubelerinde tahsillerini ikmal etmek
üzere ecnebi memleketlere gönderilecek talebeler için
Maarif Vekâleti tarafından yapıian müsabakada 33.ef.di
kazanmıştır. Bunlardan dördü tarih, coğrafya, ikisi riyaziye,
ikisi fizik. kimya ve ikisi tedris usullerini tahsii için Maarif
Vekâleti tarafından gönderilmektedir.
Iktisat Vekâleti hesabına dört ve Adliye Vekâleti hesabına da
bir efendi tahsile gitmektedir.
Askerî fabrikalar müdürlüğü, makine mühendisliği için iki
ve teknisyenilik için üç efendi gönderilmektedir.
30 YIL ÖNCE CumhuhYet
De Gaulle zor durumda
8 ARALIK 1960
1yi haber alan Le Monde Gazetesinin
tahminlerine göre, bu sırada
Cezayirdeki Fransız ordusunun pek
sakin durması, ordunun kendi içinde
ikiye bölündüğünü göstermektedir.
Şiddetle De Gaulle'ün aleyhinde olan
bazı subaylar, artık en yakınlarından
bile çekindikleri için düşündüklerini
açıklayamamaktadırlar. Öte yandan
profesyonel askerler ise, ne Fransadan gelen birliklerin ne de
yerli askerlerin kolay kolay merkezi hükümet aleyhinde bir
harekete geçemiyeceğini bilmektedir.
Ortadaki durumu pek iyi bilen General De Gaulle ise orduya
kendi fikirlerini bizzat anlatmak üzere cuma günü Cezayir'e
gidecektir.
De Gaulle'ün asilerle savaşan Fransız birliklerine "Cezayirli
Cezayir" plânını anlatması oldukçagüç bir iş olarak kabul
edilmektedir.
İTÜ'nün kararı
Ünive'rsitelerden 147 öğretim üyesinin görevlerinden affı
üzerine Milli Eğitim Bakanınca Başbakanlık nezdinde
teşebbüse geçildiği mâlûmdur. Bunun bir neticesi olarak
Başkan Gürsel de bu öğretim üyeleri hakkmda Üniversite
Senatolarınca bir karara vanlmasını arzu etmiş ve durum
yeniden Senatolara bildirilmişti.
Istanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Ege Üniversitesi
ve İstanbul Teknik Üniversitesi Senatolan affedilen
Profesörlerin görevlerine yeniden iade edilip edilmemesi
üzerine müzakereler yapmaktadır.
Bu arada İstanbul Teknik Üniversitesi Senatosu tetkiklerini
bitirmiş ve öğretim kadrosundan affedilen 28 Profesör
hakkında almış olduğu kararı bugün Milli Eğitim
Bakanlığına bildirmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı da bu
karan Başbakanlığa göndermiştir. Diğer Üniversiteler de
verdikleri kararları Bakanlığa bildirecekler ve müteakıben
Başbakanhk meseleyi tekrar Milli Birlik Komitesine
getirecektir.
GEÇEN YIL BUGÜN C ^
tntifada 2 yaşmda
8 ARALIK 1989
Israil işgali altındaki FUistin topraklarında sürdürülen
intifada bugün ikinci yılını dolduruyor. lsrailli askerlere
karşı çoğunluğunu Filistinli çocukların oluşturduğu
eylemcilerin iki yıl önce attıkları taşlar, şimdi Filistin'in
devlet olmasında en önemli harcı oluşturuyor. Özellikle
Gazze ve Batı Şeria'da sürdürülen intifada sonucunda
ortaya çıkan bilanço ise 2 yıl içerisinde 822 Filistinlinin
öldürüldüğünü, 40 bin kişinin yaralandığını ortaya koyuyor.
IARTIŞMA
Berke Vardar ve
Atatürk ilkelerine bağlı olmayı, değerini yitirmiş kavram
kargaşalarının üstünde, somut bir yaşama biçimi olarak
algılayan ve tüm yaşamı boyunca bu ilkeleri hiç ödün
vermeden uygulayıp yılmadan savunan Berke Vardar: "Hangi
alanda olursa olsun, yurt yönetimiyle de uğraşsak, dille de
ilgilensek, esenliğe ulaşmak istiyorsak izlenecek yol tektir ve
bu yol Atatürk'ün düşünce ve eylemlerinin gösterdiği yoldur."
"8 Arahk 1989 sabahı değerli dilbilimci
Prof. Dr. Berke Vardar'ı yitirdik. Öyle sa-
nıyorum ki bu zamansız ölümün ekin ve bi-
lim dünyamızda ne derin bir gedik açtığını
pek az insan algıladı" diyen Tahsin Yücel'e
(Cumhuriyet, 13 Ocak 1990) Berke Var-
dar'ın bilimsel kimlığini tanıyan herkesin
kolayca katıldığı söylenebilir...
Bu acı ölümün ardından bir yıl geçti bi-
le. Tahsin Yücel'in değindiği bilim ve ekin
dünyamızdaki gedik, özellikle dilbilim ça-
hşmalarının geleceği açısından, "ozon ta-
bakasındaki delik gibi yaşamsal bir tehlike
oluşturuyor.
Ne var ki çalışma tutkusu ve coşkusu,
yönlendirici, yüreklendirici ve peşinden sü-
rükleyici kişiliğiyle Berke Vardar, ölümün-
den sonra da yakın çevresındeki uğraştaş-
lan arasmda etkisini sürdürüyor: Atılacak
her adımda, verilecek her kararda onun dü-
şünceleri ve olaylara bakış açıları göz önün-
de tutuluyor. Bu etki ve ona beslenen sev-
gi, başlayıp da bitirme olanağı bulamadığı
kimj tasarıları gerçekleştirme asamasına
ulaştınyor: 1976'dan beri kişisel çabalanyla
yayımladığı ve uluslararası bir saygınlığa
kavuşturduğu Dilbilim dergisinin dokuzun-
cu sayısı şu sıralarda basılıyor (bü sayıyı,
Berke Vardar sayrılığı sırasında yayına ha-
zarlamıştı); onun anısına adanacak ve 1991
sonunda yayımlanacak onuncu sayı için
dünyanın önde gelen dilbilimcilerinden ya-
zılar yağıyor yayın kuruluna... t.Ü. Ede-
biyat Fakültesi'nin parasal olanaklarıyla, az
sayıda basılan, ama dünyanın belli başlı
tüm dilbilim çevrelerince aranan, Türkçe,
Fransızca, Almanca ve İngilizce yazıların
yer aldığı bu dergi, kurucusu Berke Var-
dar'dan aldığı güçle, ondan sonra da yaşa-
mını sürdürüyor.
lşlevsel dilbilim akımımn kurucusu ve
kuramcısı ünlü Fransız dilbilimci Andre
Martinet "insan bilirnlerinde bir kuramın
geçerliliği en az on yıllık bir uygulama dö-
neminden sonra anlaşıhr" der. Kırk yıla
yaklaşan bir süreden beri dil incelemeleri
alanında geliştirdiği kuramın sağlamlığı ka-
nıtlanan seksen iki yaşındaki Andre Mar-
tinet, uluslararası İşlevsel Dilbilim Derne-
ği'nin 6 Temmuz 1990'da, Ispanya'nın Le-
on kentinde yaptığı "Berke Vardar'a
Saygı" oturumunda, "kendisinden sonra
bu akımın meşalesini Berke Vardar'ın ta-
şıyabileceğ'ini düşündüğünü ve onun bek-
lenmedik ölümüne bu açıdan da çok
üzüldüğünü" belirtmiştir. Sanırız bu söz-
ler, Berke Vardar'ın uluslararası dilbilim
çevrelerindeki önemini ve konumunu belir-
ten çok anlamh bir kanıttır.
Ama bilimsel etkinliklerini yalnızca uz-
manlık alanı olan Fransız dili ve edebiya-
tıyla, Fransızca dilbilim araştırmalanyla sı-
nırlamayan Berke Vardar, engin bilgi biri-
kimini Türk dil devriminin bilimsel temel-
ler üstünde gelişmesi için de kullanmış,
"gerçek" Türk Dil Kurumu'nda, uzun yıl-
lar görev yapmıştır.
Atatürk ilkelerine bağlı olmayı, değeri-
ni yitirmiş kavram kargaşalannın üstünde,
somut bir yaşama biçimi olarak algılayan
ve tüm yaşamı boyunca bu ilkeleri hiç ödün
vermeden uygulayıp yılmadan savunan Ber-
ke Vardar: "Hangi alanda olursa olsun,
yurt yönetimiyle de uğraşsak, dille de ilgi-
lensek, esenliğe ulaşmak istiyorsak izlene-
cek yol tektir ve bu yol Atatürk'ün düşün-
ce ve eylemlerinin gösterdiği yoldur. Elli yılı
aşkm bir süre dilimi içinde olup bitenleri bu
açıdan değerlendirmedikçe, geleceğe bu açı-
dan bakmadıkça, kısacası, kesinlikle, ive-
dilikle ve içtenlikle Atatürk yoluna girme-
dikçe hiçbir sorunu çözümlemeye, mutlu
bir ulusal vaşama kavuşmaya olanak
yoktur" (I) sözleriyle, bugün benimsenmesi
daha da önem kazanmış bir doğrultuyu
gösteriyordu.
Berke Vardar'ın Atatürkçülükten ne an-
ladığını kişisel izlenimlere dayanarak özet-
lemek yerine, bu konudaki düşüncelerini
kendi kaleminden bir kez daha okumak,
günümüz Türkiyesi'nde çıkmaza saplanmış
birçok kişiye ışık tutabilir. Şöyle yazıyor
Berke Vardar: "Atatürkçü bildiri özü ba-
kımından azgelışmişlik çemberini kırarak
gelişme sürecine ulaşılmasıru sağlayacak, bu
türlü bir yönelişin her türlü koşulunu ya-
ratacak ulusal ve yüce bir ülküyü dile geti-
rir. Bildirinin amaçlarına aykırı düşen her
sapkın göruş ve davranış ise azgelişmişlik-
ten sıyrılma çabamızı etkisiz kılmak isteyen.
ulusun çıkarlannı hiçe sayan sinsice bir ça-
banın çoğu kez üstü örtülü bir belirtisidir.
Onun için uyanık bulunmak, aldanmamak
gerekir. Ulusal varlığımıza yaşam verici tek
öğreti olan Atatürkçülük kimilerinin savûn-
duğu gibi birbirine karşıt yorumlara açık
bir alan değildir: Ne kendinde bulunmayan
ilkelerle bağdaşabilir ne de kapsadığı ilke-
lerin herhangi birinden yalıtılabilir. Yoru-
mu bile gereksiz ve geçersiz kılan, apaçık
ilkelerden oluşan, toplumsal durağanlığı de-
vingenliğe, azgelişmişliği gelişme atıhmla-
rına dönüştürmeye yönelen, gücünü ulusal
gerçeklerden alan, benzer gerçeklerin bu-
lunduğu her yerde de geçerlik kazanarak ev-
rensellik edinen, yalın anlatımlı ve tek an-
lamh bir öğretidir Atatürkçülük. Böyle ol-
duğu için de bildirinin özüne ve sözüne ay-
kırı görüşlerle onu amacından saptırmaya,
bu yoldan başka öğreti ve uygulamalara
açık kapı bırakmaya kalkışmak bir yorum-
lama eylemi değil, olsa olsa bir yanıltmaca
denemesi, bir aldatmaca girişimidir. Esinini
her şeyden önce Türk'ün insanca ve çağdaş-
ça yaşama, atalarınca yücelme isteminden
alan Atatürkçülük yeni katma ve katıştır-
malarla bütünlenecek bir öğreti de değildir:
Yetkin bütünlüğüne çoktan ulaşmıştır. Bü-
tünlenecek olan, öğretiyi bize ileten bildiri
değil, bu bildirinin öngördüğü, zorunlu kıl-
dığı gerçekleştirmelerdir. Her karşı öneri,
Atatürkçü doğrultudaki gerçekleştirmeleri
şu ya da bu yoldan engellemek isteyenlerin
bir saptırmacasıdır." (2)
Bu görüşlerini, her olanaktan yararlana-
rak öğrencilerine aşılamaktan usanmayan
Berke Vardar, dil devrimini de Atatürk yo-
lunu oluştursuı devrimlerin aynlmaz parçası
sayardı. Ulu önderin "ülkesini ve bağım-
sızhğını korumasını bilen Türk u'.usu dili-
ni de yabancı diller boyunduruğundan
kunarmalıdır" sözünden esinlenerek özel-
likle dilbilim terimleri düzleminde, dilbilim
çalışmalannda dilimize, ulusal bilincin ışıklı
yolunda aydınlık günler yaşatmış, güveni-
lir bir gelecek hazırlamıştır Berke Vardar.
Yapıtlanyla açtığı yol, toplumumuz ekin
ve bilime gereken ilgiyi ve değeri gösterin-
ce, birçok araştırmacıya verimii bir kaynak
olacaktır.
Gerçek bir dost, değerli bir eğitimci ve
engin denizler gibi coşkulu, verimii bir bil-
gin olan Berke Vardar'ı, ölümünün birinci
yıldönümünde saygı ve özlemle anarız.
Doç. Dr. OSMAN SENEMOĞLU
l.Ü. Edebiyal Faküllesi
Notlar:
(1) B Vardar. Dil Devrimi Ustüne. istanbul, Yankı Ya-
yınları, 1977. s 10
2
AZIZ NESIN
T Ü R K İ Y E Y A Z A R L A R S E N D İ K A S I
ASYA AFRİKA YAZARLAR BİRLİĞİ
ŞİİRVEMÜZİKGECESİ
Ş İ İ R V E K O N U Ş M A L A R I Y L A
ONURKONUĞU M İ K I S T H E O D O R A K İ S
ASYA AFRİKA YAZARLAR BİRLİĞİ ÜYESİ OZANLAR
OKTAY AKBAL,AZİZ NESİNJLHAN SELÇUK
M Ü Z İ K V E G Ö S T E R İ L E R İ Y L E
NÜKHET DURU,GENCO ERKAL,MÜ]DAT GEZEN
İ S T A N B U L D E V L E T T İ Y A T R O S U
CİHAT TAMER-ERCAN YAZGAN,DİLEK TÜRKER
A Z İ Z M E S İ N V A K F I Ç O C U K L A R I
C A N D A N SABUNCU,DENİZ TÜRKALİ
( I s ı m a I f a b e t ı k r a y a g ö r e y a ı ı l m ı ş t ı r . )
8ARALIKCUMARTESİSAAT20.00ABDİİPEKCİSPORSALONU
ğ l a n m ı ş t ı r
" H e r k a t ı h m T Y S K ü l t ü r B i n a s ı ' n a b i r k a t k ı d ı r "
Si\ il Toplum
ve Ekonomi
Prof.pr.
Besim Üstünel
Prof.Dr.
AsafSavaşAkat
8 Arahk 1990
CemalReşitRey
Konser Salonu
•AUKat-
Harbiye«Saat:14KX)
Bilgi için: 174 95 75-76
İngilterede İngilizce
Genç Bayanlar ingiliziceyi
üaetsiz hazırlık kurslanmızda
ve İngilterede bedava öğrenin
Au-Pairlik bizim işimizdir.
isl.135 15 99 izm 28 75 34 Bur 13 53 30
OGAN|
İNGİLİZCE'yi *
6 ayda konuşun
SİZİ AMERİKALI
DOSTLARIMIZLA
BULUŞTURALIM
Tel: 337 88 97
En Güzel Bestelerin Usta Yorumcusu
ALI KOCATEPE
ÖZKAN TURGAY Eşliğinde
Cl MA ve Cl'MARTESİ 22.30 • 00.30
SANATÇINtN "ŞARKILARDA SAjSAHATTİN ALİ"
KASETİNt DtNLEDİNİZ Mİ?
348 1 4 56 Kadıkoy Eskı Iskele
i't. 3
n~
P.tesi Salı hariç her gece 01.00 den itibaren
CANLI MÜZIK
ERKIN KORAYSIR\S( t \ıı t R C\n t>4 \ TKKSIVI V \I i PO\R\/(.U",Iı TİN uROM KVRMSI) 1 4 1 ) 4 4 8 9
Fransızca ve Resim dersleri verilir
Tel: 160 51 49
POUTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Ölüsü Kandilli Nedir...
Eski sofra söyleşilerinde fıkraları ile tanınan kişiler vardır.
Hemen aklıma gelenleri Borazan Tevfik, Mahmut Karındaş,
Eşref Şefik, Bal Mahmut, Paşa Kâzım'dır. Elimin altında 'Pa-
şa Kâzım'ın Serüvenleri' diye Arba Yayınları'ndan bir kitap
var. Böyle fıkraları oldum olası severim. Şöyle karıştırırken
Paşa Kâzım'ın nereden geldiği anlatıhyor: "1908 yılı, hürri-
yet ilan edilmiş; Hayfa'da memur olarak bulunuyorum. Bir
gün memleketin bazı genç memurlan tarafından milli bir pi-
yes oynamaya, benim de mutlaka bir rol alarak bu temsile
katılmama karar verilmiş, bana önerilmişti. Öneriyi kabul et-
tim, provalara başladık. Piyesin konusu eski ve zalim bir pa-
şa ile özgürlükten yana olan oğlu arasmda geçiyordu. Ço-
ğunluğun isteği ile paşa rolü bana verilmişti."
O sırada bir Mısırlı aktör oradan geçiyormuş. İlanları go-
rünce tiyatroya gitmiş. Paşa Kâzım'ın oyununu çok beğen-
miş. Oyundan sonra oyuncuları kutlarken Paşa Kazım'a,
"Bundan sonra senin adın paşa ojsun." demiş. O gün bu-
gün paşalık omuzlarında kalmış. Ünü de memleket içinde
yayılmaya başlamış.
Kurtuluş Savaşı'nı kimin kazanacağı, kimin yitireceği belli
olmayan günlerde, 'Hemen gel' diyen bir telgraf alıyor. Paşa
Kâzım Eskişehir'den kalkıp Ankara'ya yollanıyor.
"Ne var?"
"Bir gösteri var, Gazi Paşa da bulunacak."
"Bana ne rol veriliyor?"
"Yahu Paşa, sana da mı rol anlatacağız, ben haydi deyin-
ce şanoya çıkar, ağzına geleni söylersin."
"Peki rakı yasak, dirhemini bile bulamıyoruz. Böyle ayık
kafayla laf edilir mi?"
Yetkili Paşa Kâzım'ın koluna giriyor, salonun arkasına çe-
kiyor, iyice donanmış çilingir sofrasına oturtuyor. Paşa, ya-
rım bardak rakıyı yuvarlıyor. "Yarım bardağı çekince dünya-
nın bütün saçmalıkları başıma üşüstü. " diyor
Paşa Kâzım, Gazi Paşa'nın sofralarında da bulunuyor, unu-
tulmaz anıları var. Bir gün Gazi'nin canı çok sıkkınmış. Saç-
ma sapan şeyler söyteyerek sıkkınlığı gideriyor. Paşa,
"Bir şişe şampanyamız var, şunu bitirelim" diyor.
Birkaç dakika içinde masaya iki boş bardakla. açılmış bir
şişe şampanya konuyor. O günler Ankarası'nda bir kadeh rakı
bulunmazken bir şişe şampanya... Paşa Kâzım birden,
"Hayır efendim, bendeniz böyle içkilerden haz etmem, ha-
lis kuyu suyu bizim nemize yetmez/'diyor. Boş bulunuyor. Ga-
zi Paşa,
"Zevk meselesidir. Ayıp da değildir."
Garsonu çağırır kulağına bir şeyler söyler. Biraz sonra tren
durulmayacak bir istasyonda durur. ilgili kimseler neden dur-
du diye meraklanırken sofraya içi kuyu suyu ile dolu bir ko-
va gelmez mi? Koca bir de maşrapa.. Gazi Paşa buyurur,
"Hadi bakalım, işte isteğini yerine getirdik. Sakın biter san-
ma, afiyetle hepsini içebilirsin. Daha ardı da gelir."
Birkaç yudum içiyor, olmuyor. Gazi Paşa'nın yüzüne acıklı
bakıyor.
"Ne var?"
"Paşa hazretleri izin verin de arkadaşlarımla helalleşeyim.
Çünkü zatı devletleri birinci şişeyi bitirdikten sonra ben öte-
ki dünyayı boylarım. Kuyu suyu ile boğulurum."
Gazi Paşa, uzun bir kahkaha atıyor, "Al şu şampanyayı da
midendeki kuyu suyu ile değiştir. Bir daha boş bulunayım
deme, tenekesiyle içirirler."
Bir gün gene sofrada öztürkçe tartışılıyor. Gazi Paşa bulu-
nanlara "Evliyanın öztürkçesi nedir?"diye soruyor, herkes bir
yanıt veriyor. Beğ3niliyor, beğenilmiyor, sıra Paşa Kâzım'a
doğru geliyor. Bütün gözler o yana çevriliyor.
"Şimdi sana soracağın Paşa Kâzım," diyor, "Evliyanın öz-
Jürkçesi nedir?"
Hiç beklemeden yanıtlıyor:
'Ölüsü kandillidir efendim."
Hep birden gülüşüyorlar, Gazi sırtını sıvazlıyor, "Aferin ko-
ca paşa ,"diyor. Adına bir de kocalık eklenmiş oluyor... Koca
Paşa...
ÇAUŞANLARIN
SORULARI/SORÜNLARI
YHMAZ ŞİPAL
"Yurda Dönüyorum"
SORU: 1972 yılı eylül ayında Emekli Sandıgı'na bağlı bir
devlet hastanesinde çalışmakta iken, 1974 yılında ev-
lenerek Almany^'da işçi olan eşimin yanına gittim.
Halen Almanya'da işçi olarak çalışıyorum. Yaklaşık
6 ya da 7 yıl çalışmışlığırn var.
1990 yılı sonlannda kesin döniiş üe yurda dönüyo-
rum..
Stgortaldıgımı Türkiye'de sürdünip yaşluık aylığına
bak kazanmak istiyorum.
1953 doğumluyuro ve kadınım. Sorulanm:
1) Sigortalılık başlangıcım Emekli Sandığı kapsa-
mında çalışmaya başladığım 1972 yılı eylül ayı mı,
yoksa Almanya'da işe başladığım tarih midir?
2) Almanya'daki çalışmalanmı borçlanarak sigor-
taya saydırmak istiyorum. Nasıl, ne zaman ve nere-
ye başvuracağım.
3) Borçlanma primlerim ne kadar tutar?
41 Gerekli koşullar oluştuktan sonra en az ve en
çok ne kadar gün sayısı ile ne zaman yaşlılık aylığı-
na hak kazanacağım?
AJC.
YANIT: 1) 2829 sayıh yasanın 6. maddesi uyarınca 'Kurumlar-
dan herhangi birine ilk defa sigortalı olunan tarih, sigortalıhk
süresinin başlama tarihidir;'
Yasanın bu maddesine göre Emekli Sandığı kapsamında ça-
lışmaya başladığınız Eylül İ972, sigorjalılığınızın başlama ta-
rıhidir.
2) 3201 sayıh yasanın uygulama yönetmeliğinin 4. maddesi-
ne göre 22 Mayıs 1985'ten sonra 'yurda kesin dönüş yapanla-
rın yurtdışında geçen sürelerini borçlanabilmeleri için;
a) Kesin döniiş tarihinden itibaren herhangi bir sosyal gü-
venlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlann Sosyal Sigorta-
lar Kurumu'na,
b) Kesin dönüş tarihinden sonra çalışmakta olanlann, borç-
lanmak için başvuruş tarihinde tabi olduklan sosyal güvenlik
kuruluşuna,
c) Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşu-
na tabi olmamakla birlikte, kesin dönüş tarihinden sonraki ça-
lışmalanndan dolayı son defa tabi olduklan sosyal güvenlik
kuruluşuna,
d) Sürelerinin tamamını ev kadmı olarak geçirmiş bulunan-
lann Bağ-Kur'a yazılı istekte bulunmalan gerekmektedir.
Özellikle belirtmek gerekir ki borçlanma isteğinin kesin dö-
nüş tarihini izleyen iki yıl içinde yapılması koşuldur. Kesin dö-
nüş tarihinden 2 yıl geçtikten sonra borçlanma hakkı ortadan
kalkmaktadır.
3) Borçlanma isteğinde bulunanlar vurtdışında geçen süre-
lerinin tümUnU ya da diledikleri kadannı her gün için 1 ABD
Doları ödemek koşulu ile borçlanabilir.
4) Sigortalılık başlangıcı, eylül 1972 olan kadın sigortahlar-
dan, 20 yıllık sigortalılık süresi içinde 5.000 gün (13 yıl 10 ay
20 gün) Malüllük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primi Ödeyen-
ler, 41 yaşını da doldurduklannda yaşlılık aylığı almaya hak
kazanırlar.
Yaşlılık aylığına hak kazanabilmeniz için kesin dönüş yap-
tıktan sonra yaklaşık 4-5 yıl prim ödemeniz gerekecektir.
T.C.
TURHAL ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
Sayı: 1988/319
Borçlu Gözenerler Kollektif Şirkeü vekili Avukat Orhan Konak'-
ırı vaki konkordato talebi üzerine verilen mehilden sonra alacakh-
Iarla akdolunan konkordatonun müzakeresi, mahkememiz duruşma
salonunda 1.2.1991 günu saat 9'da yapılacaktır.
Alacaklılara tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 3.8.1990
Basın: 49163