05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DIŞ HABERLER 6 ARALIK 1990 ABD BAŞKANIBUSH: Görüşmeler konusunda iyimser değilimABD Başkanı George Bush, Körfez krizinin doğrudan görüşmelerle çözümlenebileceği konusunda iyimser olmadığını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı James Baker ise Irak'la askeri çatışmamn geciktirilmesinin ABD'ye zarar vereceğini belirtti. Dtş Haberler Servisi — ABD Başkanı George Bush, "Körfez krizinjn doğrudan görüsmeler yolnyla çözümlenebileceği yo- lnnda iyimser olmadığını" söy- ledi. ABD Dışişleri Bakanı Ja- mes Baker da, Irak'la askeri ça- tışmanın geciktirilmesinin ABD'ye zarar vereceğini belirt- ti. Baker, Irak'a karşı bir aske- ri saldınya geçilmesi durumun- da bunun "yoğun" olacağıru da kaydetti. Irak hükümetinin, Bush'un görüşme önerisini "resmen" kabul ettiği bildirildi. öte,yandan dün, tngiliz Sky televizyonunun, Saddam Hüse- yin'in Rumetia petrol bölgesinin Irak'ta kalması karşüığında Ku- veyt'ten çekilmeyi kabul ettiği- ne ilişkin haberi dünyada heye- can yarattı. Ancak Amerikalı ve lngiliz yetkililer haberi yalanla- düar. Bush: İyimser değilim Güney Amerika ülkelerinde geziye çıkan ABD Başkanı Ge- orge Bush, Arjantin'in başken- ti Buenos Aires'te yaptığı açık- lamada, ABD ile Irak arasında yapılacak doğrudan görüşmele- rin Körfez krizine çözüm geti- rebileceği konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Bush, 'İyimser değilim. Irak Devlet Başkanı Saddam Httse- yin'in BM kararları çerçevesin- de şartsız çekilmeye hazır oldu- ğu yolonda hiçbir belirti gönniiyonım" dedi. Başkan Bush, Arjantin Dev- let Başkanı Carlos Menem ile düzenlediği ortak basın toplan- tısında, basın mensuplannın Irak'ın Kuveyt'ten askerlerini çekme konusundaki tutumunu yumuşatmaya hazır olduğu yo- lundaki haberler hakkındaki so- rulanru şöyle yanıtladı: "Kaynağınız kim? Kim söy- lüyor bunu?" Bush, "Pazarhk yapılacağı yolunda birçok söylenti duyu- yornz, ancak bunun arkasından bir Iraklı yetkili konuşurken, Kuveyt'ten çekilmeyeceklerini tekrarüyor" dedi. George Bush, "Benim görii- şüme göre ve bu sanıyorum bii- tün diinyanın görüşii, Irak, şart- sız olarak Kuveyt'ten çekilmelidir" şeklinde konuştu. Bush'un bu sözleri üzerine Menem, "ABD Başkanı'nın bu- rada söylediği her şeyi paylaşı- yorura. Bir saldırganın geri çe- kilmesi için şartı bulunamaz. Irak'ın tek çıkar yolu, şartsız olarak geri çekilmesidir" diye- rek desteğini vurguladı. Baker'ın açıklaması ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Irak'la askeri çatışmanın geciktirilmesinin ABD'ye zarar vereceğini söyledi. Baker, Irak'a karşı bir askeri saldın gerçekleş- mesi durumunda bunun "yoğun" olacağıru da kaydetti. Baker, Senato Dış Ilişkiler Kornisyonu'nda yaptığı konuş- mada, askeri çatışmanın gecik- tirilmesinin, Irak'ın Kuveyt'i imha etmesine yardımcı olaca- ğını belirtti ve Irak'a karşı uy- gulanan ekonomik yaptınmla- nn etkisinip çok az olduğunu söyledi. Dışişleri Bakanı, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüse- yin'in eğer mümkünse banşçı yolla, eğer değilse kuvvet kulla- narak durdurulması gerektiğini belirterek, "Şaddama, zama- nın onun lehinde olmadığını gösteımemiz gerekli" dedi. Beklemenin, Saddam'a am- bargoları kırmak için zaman vermenin yanı sıra kendilerine masraf yüklediğini de kaydeden Baker, şunları söyledi: "Beklediğimiz sürece Sad- dam Kuveyt'te işkencelerine de- vam edecektir ve halkı katlede- cektir. Beklediğimiz siirece, ko- alLsyonu kırmak amacıyla rehi- neler konusundaki hilelerine de- vam edecektir. Beklediğimiz sü- rece, Kuveyt'i takviye etmeye, kimyasal ve biyolojik silahlan- nı arttınnayı sürdürecektir ve nükleer silah kapasitesini elde edecektir. Beklediğimiz sürece, Saddam'ın snçnnun yfikü dön- yanın sırtına giderek daha faz- la yüklenecektir. Bunlardan do- layı kuvvet kullanma konusun- da hazır olmalıyız." Dışişleri Bakanı Baker, Irak'- ın Kuveyt'ten önkoşulsuz çekil- meyi kabul etmemesi halinde, bu ülkeye "anl, yoğun ve kararh" bir şekilde saldıracak- larım söyledi. Baker, "Eğer göç kullanuma- sı gerekirse, bnnnn ani, yoğnn ve karaıiı bir şekilde gercekleş- mesini amaçlıyonız" dedi. James Baker, ABD Başkanı George Bush'un Irak ve ABD Dışişleri Bakanları arasında doğrudan görüşme yapılması yolundaki önerisinin banş için son şans olduğunu belirtti. Baker, "Bağdaftaki misyo- nnm, Saddam'a seçenekleri hakkmda açridama yapmak ola- cak. Saddam ya BM Güvenlik Konseyi kararianna uyacak ya da fetaketle karşdasacak" dedi. Irak, ABD Başkanı George Bush'un, Körfez krizinin iki ül- kenin ûst düzey yetkilileri ara- sında doğrudan görüşülmesi önerisini kabul etti. ABD Dışişleri Bakardığı Söz- cüsü Margaret Tutwiler tarafın- dan yapılan açıklamada, "Irak hükümeti, Başkan Bush'un, ABD ve Irak hiikümetleri ara- sında görüşmeler yapılması öne- risini kabul etti" dedi. Tutwiler, ABD ve Irak ara- sında yapılacak iki görüşmenin tarihleri ve düzenlemeleri konu- sunda temaslar yapıldığını acık- ladı. Dışişleri Bakanlığı, Bağdat'- Fransız Sosyalist Partisi'nin Ortadoğu konulan sorumlusu Alain Chenal, Körfez krizini Cumhuriyet'e değerlendirdi 'Amerikan politikasıyla çözüm olmaz'Avrupa, bugünün özel koşullannı ABD'nin önderlik ettiği koalisyondan farklı bir politika benımsemek için fırsat saymazsa, oluşacak tahribatı gidermek son derece güç olacaktır. SABETAY VAROL PARİS — lktidardaki Fran- sız Sosyalist Partisi'nin Ortado- ğu konulan sorumlusu Alain Chenal, Körfez'de çıkacak ye- ni bir savaşın Avrupa ile Arap dünyası arasında tamiri çok guc tahribatlara yol açacağını düşü- nüyor. Alain Chenal uzun yıl- lardan beri partisinin Ortadoğu ve Doğu Akdeniz ilişkilerini yü- rtittü. Halen Paris'teki Arap Dünyası Enstitüsü'nde de görev yapıyor. Nanterre Universite- si'nde anayasa hukuku alanın- da öğretim üyesi olan Chenal, Arap Dünyası Enstitüsü'nde Enstitü Direktörü eski Bakan Edgar Pisani'nin özel kalem müdürü. Partideki görevi gere- ği defalarca Türkiye'ye gelen Alain Chenal, 10 yıldır Paris'le Ortadoğu ülkeleri arasındak İlişkilerin düzenlenmesinde önemli rol oynadı. Arap-Türk- Kürt aydmlarıyla sürekli ilişkı içinde olan Chenal, Fransa'da bu konunun belli başlı uzman- ları arasında da mütalaa edilı- yor. Chenal'a son krizle ilgilı sorduğumuz sorular ve yanıtla- n şöyle: Düş kınklığı mı? — Arap dünyası ile Fransa ve dolayısıyla Batı dünyası arasın- da yakınlaşma sağlanması için yıllardır miıcadele eden biri ola- rak son kriz nedeniyle hayal kı- nklığı içinde oldugunuz söyle- nebilir mi? CHENAL — Avrupa ile Arap dünyası, daha geniş an- lamda İslam dünyası arasında- ki ilişkütr açısından tayin edici anlar yaşadığımızdan şüphem yok. Avrupa bugünün özel ko- şullarını, ABD'nin önderlik et- tiği koalisyondan farklı bir po- litika benimsemek için fırsat saymazsa, bunun ardından bir askeri çatışma olursa açılacak tahribatı tamir etmek son dere- ce güç olacaktır. Ancak bu kö- tü durumdan iyi bir durum ya- ratmak imkânsız değil. Belki bu sayede Avrupa sadece ekono- mik değil diplomatik düzeyde de var olduğunu gösterme ola- nağı elde edecektir. Avrupa, Akdeniz dünyasıyla özgün iliş- kiler kurarak bunu gösterebilir. Bu belki de tek fırsat olacak. öncelikle bu bunalıma bir çıkış yolu, askeri olmayan bir yol bu- labileceğimizi ispat etmeliyiz. Ardından yani bir sonraki aşa- mada Ortadoğu'daki tüm so- runlann (sadece Filistin mesele- sine ve Lübnan meselesine de- ğil, petrol ve su kaynaklarının daha eşitlikçi biçimde dağılımı- Körfez'de kriz bölgesinde bulunan Fransız kuvvetleri, muhtemel bir savaşa karşı bir dizi tatbikattan geçtiler. Askerler, yerden havaya atılan Mistral füzesini deniyoriar. na, bolgenin aşırı silahsızlanma- sından kaynaklanan, aynı za- manda nüfus artışından doğan tüm sorunlara atıf yapmak isti- yorum) birlikte masaya yatırıl- masını kabul ettirebilirsek çok uzun da olsa yeni bir süreci baş- latmayı benimsetebilirsek işte o zaman Avrupa ile Arap-lslam dünyası arasındaki ilişkilerin kötuye gitmekten kurtulmasını sağlamış olacağız. Asıl nedenler — Bölgeyi yakından bilen biri olarak tarihsel açıdan baktıgı- mızda Saddam Hüseyin'i Ku- veyt'i işgale iten asıl nedenleri nasıl açıklıyorsunuz? CHENAL — Saddam Hüse- yin'in vahim analiz hataları yapma alışkanlığı olan bir insan olduğunu düşünüyorum. Birinci Körfez savaşını başlattığında 1980'de şu ya da bu biçimde manipüle edildiğine inanıyo- rum. O zaman son derece ciddi bir analiz hatası yapmıştı. Ko- lay bir harbe ve İran rejiminin hızla çökeceğine inandı. Tam tersi oldu ve Iran rejimini güç- lendirdi. Tam on yıl sonra ge- len bu ikinci krizde şu hatayı iş- ledi. Uluslararası topluluğun içinde bulunduğu haleti ruhiyeyi yanuş değerlendirdi. Ancak ay- nı şekilde şunu da düşünüyo- rum ki bölgedeki birçok ülke Saddam Hüseyin'i bu hatayı iş- lemeye itti. — Sizin varsayımınız Irak'ı askeri ve endüstriyel potansiye- linden yoksun bırakmak üzere bir tuzak hazırlandığı.. Acaba bu amaca ulaşmak isteyenle:, topyekûn bir güvenlik sistemi kurulmasını önererek aynı ama- ca ulaşabüecekler miydi? CHENAL — Burada tarihin ikinci bir cilvesi gerçekleşti. Irak'a bu tuzağı hazırlayanlar Irak'ın bu kadar kapsamlı bi- çimde tuzağa düşeceğini hesap- Iamamıştı. Şimdi kendileri de aynı tuzağa düşmüş bulunuyor- lar. Gözüktüğü kadanyla krizin olası çözümleri arasında büyuk bir belirsizlik var. Durumu ana- liz etmek için tarafların gerçek amaclarını göz önünde bulun- durmak gerekiyor. Irak aleyh- tarı koalisyonun resmi amacı olan Kuveyt meselesi bir yana, herkesin gerçek hedefleri aynı değil. Bu nokta açıkça görünü- yor. Bazıları petrol kuyularının bulunduğu bölgeye uzun vadeli olarak yerleşmeyi hedefliyor. Amerikan politikasının bazı uz- manları eskiden beri bu görüşü ileri sürmüşlerdir. Başka bazıla- rı yükselen Irak askeri makine- sinin hesabını görmeyi düşünü- yor. Bunlar birbirlerinden farklı hedefler. Bence koalisyonun önüne koyduğu hedefler arasın- da Kuveyt en onemsizi. BAAS'ın gelecegi — Arap dünyasındaki siyasi gelişmeleri yakından takip eden biri olarak Doğu Bloku'ndaki gelişmelerden sonra BAAS re- jimlerinin geleceğini nasıl göni- yorsunuz? CHENAL — İki rejim bu eti- keti taşıyor. Suriye rejimi ve Irak rejimi. Suriye rejimi Hafız Esad'ın oldukça olağanüstü şeklinde niteleyebileceğim kişi- liği sayesinde ayakta duruyor. Lideri yüzünden ama aynı za- manda diğer Arap liderlerinin zayıflığı sayesinde Suriye, Arap dünyasında kendi olanaklannın çok üzerinde bir rol oynuyor. Suriye başkanının biyolojik kaybından sonra Suriye rejimi- nin şimdi olduğu gibi devam et- mesi çok zor. Esad sonrası Su- riye'de iç sorunlann trajik so- nuçlar doğurması beklenebilir. Hatta Lübnan'ın Şam karşısın- da şimdikine oranla güçlü duru- ma geçip ikili anlaşmaları göz- den geçirmek istemesi bile bek- lenebilir. Daha sağlam bir yapı- ya sahip Irak rejimine gelince; bu rejim de kaderini tamamen lideriyle birleştirdi. Çünku Sad- dam Hüseyin yıllar boyu etra- fında topyekûn bir boşluk ya- rattı. Çok önemli şahsiyetleri tasfiye etti. İktidar bir ailenin ya da bir klanın iktidarına indir- gendi. Bu anlamda Irak'taki BAAS rejimi olağanüstü zayıf- lıkta bir rejim sayılabilir. Ancak özellikle savaş yıllan boyunca devlet fikri ve devlet aygıtı fik- ri çok gelişti. Dolayısıyla Irak devletinin Saddam Hüseyiri'den sonra da yaşayacağını öngör- mek yanlış olmaz. Ancak büyük olasılıkla rejim için aynı şeyi söyleyemeyiz. Eğer Irak'ta BA- AS'tan vazgeçmek mümkün ol- mazsa, bu şimdiki BAAS'tan daha farkh bir BAAS olacaktır. Saddam sonrası rejimin, tek partinin ve bu parti içinde tek adamın mutlak iktidarı olacağı- nı hayal etmek çok güç. Dinci- lerle, komünistlerle, hatta bazı Kürtlerle uzlaşan bir rejim ola- caktır. Dolayısıyla daha istik- rarsız bir rejim olacaktır. Bu arada Irak halkı adına daha da demokratik olacağını ummak isterim.. — Körfez krizinden sonra siz- ce Türkiye Avrupa ile yakınlastı mı yoksa Avrupa'dan uzaklaş- tı mı? CHENAL — Ben soruyu ter- sine çevirmek istiyorum. Bu kriz yüzünden Avrupa Türkiye'ye yaklaştı. Çünkü bu konuda hâ- lâ tereddütleri olanlar Türkiye'- nin oynadığı rol ve bu bölgede- ki önemini daha iyi anladı. Kı- sacası Avrupalılar genel anlam- da Batılılar Türkiye doğrultu- sunda yeni adımlar attı. Ben as- keri konulardan, topyekûn po- litik konulara geçmemizi arzu ediyonım. Türkiye'nin rolünü sadece güvenlik ve ordu açısın- dan değil, tüm Ortadoğu'nun örgütlenmesi ve kalkınması çer- çevesinde düşünmeye başlama- mızı arzuluyorum. Türk politi- ka adamlan ve aydınlanyla Türkiye'nin Ortadoğu'daki ve Akdeniz havzasındaki rolü ko- nusunda fıkir ahşverişinde bu- lunmak isteriz. — Bölgede topyekûn çözüme yol açacak bir siireç başlayaca- ğı dûsünülebilir mi? CHENAL — Son yıllarda Akdeniz düzeyinde birçok giri- şim oldu. Sonuncusuna ltalyan- lar ve fspanyollar liderlik etti. Amaç Helsinki sürecinin bir benzerini Akdeniz'e uygula- mak. Şurası açık ki Helsinki başlangıçta bir ütopya idi. Ger- çekleşmesi 15 yıl aldı ve sonun- da meyvelerini verdi. Akdeniz'- de de belki bir o kadar sürebi- lir. Ama şu anda bir ütopya gi- bi görünen bu yoldan başka Or- tadoğu'nun tüm meselelerine çözüm getirecek ne gibi yollar olduğunu düşünemiyorum. ın Tank Aziz'in Washihgton'a gitmesi yolunda aldığı karan Irak'taki ABD işgüderi Joe WB- son'a ilettiğini kaydetti. Sky televizyonunun iddiası İngiliz Sky televizyonu, Irak'- ın, Batı'mn askeri saldırısına uğramayacağı konusunda ga- ranti verilmesi ve Kuveyt 'in Ru- melia petrol bölgesini elinde tut- masının kabul edilmesi duru- munda Kuveyt'ten çekilmeyi kabul edebileceğini bildirdi. AA'nın haberine göre Sky tele- vizyonu, Saddam'ın, adlannı açıklamadığı yabancı büyükel- çilere, Irak'ın Kuveyt'in Bubi- yan ve Warba adalarını terk edebileceğini, ancak Körfez'e ulaşma imkânlannı arttırmak için bu adaları kiralamak iste- yeceğini söylediğini belirtti. Ha- berde, bu buyükelçiler arasında Mihail Gorbaçov'un özel tem- silcisi Yevgeni Primakov'un da bulunduğu ileri süniMü. Sky televizyonunun bu büyük- elçilere yakın bir kaynağa da- yanarak verdiği habere göre Saddam, "Kuveyt emirlik aile- sinin Ulkeye geri dönmesini ka- bul edebileceğini" de söyledi. Irak, daha önce emir ve ailesi- nin ülkeye dönmesine kesin ola- rak karşı çıkıyordu. Haberde, Filistin sorununun anlaşma için bir engel olarak görülmediği de bildirildi. SKY televizyonu, Batılı ülke- lerin Saddam'ın bu önerilerin- den haberleri olduğunu ve bu ülkelerin büyükelçilerinin BM'nin Irak'a ksu-şı güç kulla- nılmasına yeşil ışık yakan kara- nndan sonra öneriler konusunu görüştüklerini iddia etti. Ancak ABD ve Suudi Arabis- tan, öneriierden haberleri olma- dığını bildirdiler. Bush'a baskı ABD Kongresi'nde Demok- ratların Başkan Bush'a yaptık- lan baskı yoğunlaşıyor. Temsil- ciler Meclisi'nde yapılan oyla- mada Demokrat üyeler 37'ye karşı 177 oyla Amerikan vatan- daşlanmn hayatlan tehükede ol- madığı sürece Başkan Bush'un Kongre'den izin almadan aske- ri harekâta girişmesini yasakla- yan bir karar tasarısını onayla- dılar. Ancak onaylanan karar tasarısı bağlayıcı değil. Bu arada başsavcılık da 54 Demokrat temsilcinin, Başkan Bush'u Irak'a saldırmadan ön- ce Kongıe'nin onayım almaya zorlamak için mahkeme karan çıkarma girişimine karşı çıktı. Başsavcı Yardımcısı Stuart Ger- son, Federal Mahkeme'nin De- mokrat temsilcilerin başvurusu- nu dikkate almamasını istedi. Gerson "Bu aşamada sorun si- yasal niteliktedir" dedi. Rijkov'un demeci SSCB Başkanı Nikolay Rij- kov, ülkesinin "Ne askeri, ne de bir başka biçimde Körfez buna- lımına bulaşması gerektiğini" söyledi. Rijkov, Interfaks Servisi'ne verdiği demeçte, Afganistan olayınm yaralannın, Sovyet hal- kımn belleğinde hâlâ çok taze olduğunun unutulmaması ge- rektiğini belirterek, bugün için Sovyet hükümetinin önündeki Körfez bunalımıyla ilgili en acil görevin, bir an önce Irak'taki Sovyet vatandaşlarının ülkeye dönmelerini sağlamak olduğu- nu vurguladı. Nikolay Rijkov, Körfez soru- nunun askeri yollardan çözüme kavuşturulması zorunlu hale gelse bile, bu bölgeye bir tek Sovyet askeri bile gönderilme- mesi gerektiğini kaydetti. öte yandan, SSCB Savunma Bakanı Dmitri Yazov'un, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüse- yin'in, birliklerini Kuveyt'ten çekeceğine inandığı bildirildi. Yazov, dün Japon gazetesi Yomiuri Shimbun'da yer alan demecinde, "Körfez'deki savas dengesmin şimdi Irak aleyhine olduğunu, Saddam'ın da bunu idrak ettigini" belirterek Sad- dam Hüseyin'in, BM'nin, Ku- veyt'i kurtarmak için güç kulla- nılmasına yeşil ışık yakmasın- dan sonra bu ülkeyi "boşalta- cağına" inandığını söyledi. Özal asker gönderme eğiliminde Kızılay'dan Irak'a ilaç yardımı New York Times, manşetten verdiği haberde, 'Cumhuriyet'e dayanarak Özal'ın Suudi Arabistan'a asker gönderme eğiliminde olduğunu bildirdi. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'ın Suudi Ara- bistan'a asker gönderme eğili- minde olduğu dün The New York Times gazetesinin manşet haberinde yer aldı. Ankara mahreçli Clyde Haberman im- zah haberin başlığı aynen şöyle: "Türk liderinin Suudi Arabis- tan'a asker gönderme eğilimin- de olduğu söyleniyor". Haberin spotu ise özal'ın savaş duru- munda ABD'ye üs kullanması- nı önerdiğinin basında yer aldı- ğı şeklinde. Haberman'ın önce kaynak belirtmediği, daha son- ra Cumhuriyet gazetesine da- yandırdığı haberinde Özal'ın hafta sonunda hükümet yetkili- lerine Suudi Arabistan'a ufak bir kuvvet göndermeyi tavsiye ettiği, ayrıca İncirlik üssünün savaş durumunda ABD tarafın- dan kullanılmasına izin verilece- ği yolunda ABD'ye bir mesaj ^önderilmesini önerdiği yer alı- yor. Güvenlik Konseyi'nin kuv- vet kullanma izni kararından sonra ABD Savunma Bakanı Cheney'nin Türk Savunma Ba- kam'nı, Devlet Başkanı Bush'un ise Özal'ı aradığı, Irak'a baskı- nın arttınlması için daha fazla işbirliği beklediklerini ilettikle- ri bildiriliyor. Haber aynen şöyle: Cumhur- başkanı Turgut Özal'ın yakında Suudi Arabistan'a kuvvet gön- dermek, daha sonra savaş duru- munda da önemli bir Türk ha- va üssünü ABD'ye kullanma iz- ni verme isteğinde bulunduğu bildiriliyor. Her iki girişimde Türkiye'nin Bağdat'a karşı koa- lisyona katılımını önemli ölçü- de anüracak. Ancak Türk Baş- bakanı hiçbir karar almmadığı- nı söyledi; "Koşullar değişiyor ve değişirlerse asker gönderme karan alabiliriz" dedi. Yıldırım Akbulut bu gece bir söyleşide "Şimdilik sadece bir ihtimal" di- ye konuştu. Askeri lider istifa etti Ülkenin önde gelen gazetele- rinden Cumhuriyet'te yer alan bir habere göre Özal bu öneri- leri hafta sonunda üst düzeyde görevlilerle yaptığı toplantılarda gündeme getirdi. Bu bilgi daha sonra Özal'a yakın biri tarafın- dan doğrulandı. Ancak pazarte- si günü sürpriz bir şekilde istifa eden General Necip Torumtay'- ın, Özal'ın tavsiyelerine karşı çıktığı bildiriliyor. Akbulut, Ge- neral Torumıay'ın yerine bugün GeneraJ Doğan Güreş'i atadı. General Güreş'in Torumtay'ın fıkirlerini paylaştığı biliniyor. Bu duTumun özal'ın yıllardır ordu ile devam eden sürtüşme- sini arttıracağı tahmin ediliyor. Bir keresinde Cumhurbaşkanı Özal, sahil kıyafeti ile birlikleri denetlemeye gitmişti. Torumtay'ın istifası, ki bura- da duyulmamış bir davranış. Körfez'de Türklerin ne tür giri- şimlerde bulunacağı üzerine üst düzeyde bölünmelerin mevcut olduğunu kanıtladı. Şimdiye ka- dar Irak petrol boru hattını ka- patarak, ambargoyu uygulaya- rak, sınırdaki asker gücünü art- tırarak ABD'de ve Batı'da Tür- kiye övgü kazandı. Ve kamuoyu yoklamaları da onları doğrulu- yor. Özal'ın yakınlarına göre Türk Cumhurbaşkanı, işi ABD'ye sa- dece Irak'ın saldmsı durumun- da bir ikinci cephe olma sözü vermeye kadar vardırdı. Burada- ki pek çok yetkili savaş çıkması halinde Irak'ın Türkiye'ye sal- dırma riskini kesinlikle göze al- mayacağı kanısında. özal, en azından kamuya karşı yaptığı açıklamalarda ikinci cephe rolü- nü kabullenmediğini bildirdi. Ancak belli ki Türkiye için da- ha başka rolleri mümkün görü- yor. Cumartesi günü Akbulut ve diğer hükümet yetkililerine Kör- fez'e küçük bir güç gönderme önerisinde bulunduğu bildirildi. Bunun yanı sıra ABD'ye İncir- lik üssünü savaş durumunda kullanabileceği mesajının veril- mesini önerdi. Özal'ın bu üssü kullanma imkânı olmadan Irak'a karşı askeri bir başan ih- timalinin azalacağı yolundaki ifadesi haberde tımak içinde yer aldı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Kızılay, Cumhurbaşka- m Turgut Özal'ın onayıyla Kör- fez krizinin başlamasından bu yana ilk kez yarın Irak'a ilaç gönderecek. Türkiye Kızılay Derneği Ge- nel Başkan Yardımcısı thsan Saraçlar'dan alınan bilgiye gö- re, yaklaşık 15 gün önce Türki- ye'ye gelen Irak Kızılay heyeti- nin talebi üzerine ilaç gönderme kararı alındı. Saraçlar, 112 çeşit ilacın iki tırla yann Irak'a gönderileceğini belirterek, "Bu yardım Güven- lik Konseyi'nin ambargo kara- nna aykın değil. İki ay önce gönderecegimizi deklare etmiş- tik. Kızılay ihtiyacı olan herke- se yardım yapar. Irak'ın ilaca ihtiyacı var" dedi. Saraçlar, gönderilecek ilaçla- rın ağrı kesici türleri kapsama- dığını vurgulayarak, harp sıra- sında kullanılabilecekler dışın- daki tüm ilaçların yardım kap- samında olduğunu bildirdi. Sa- raçiar, tırlarda kesinlikle süt to- zu ve benzeri gıda maddesi bu- lunmadığını söyledi. Ilaçları Irak'a götürecek iki tır yarın Ankara'dan Kızılay Basın ve Halkla Ilişkiler Müdü- rü Coşkun Çolak başkanlığın- daki heyetle yola çıkanlacak. Kızılay'ın ilaç yardımı Bağdat'- ta Iraklı yetkililere teslim edile- cek. İlaç yardımı, BM Güvenlik Konseyi'nin 660 sayılı karan çerçevesinde uygulanan ekono- mik ambargonun istisnasım oluşturuyor. Konsey, "tnsancıl ve tıbbi yardımı" ambargo dı- şında tutmuştur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle