Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6ARALIK 1990* + **
i
Suudi kadınlarla dayanışma —
başkenti VVashington'da Ulusal Kadın Örgütü, Suudi Ara-
bistan Büyükelçiliği öniinde bir gösteri düzenleyerek Suudi
Arabistan'da kadınların baskı altında tutulmalannı protes-
to etti. Örgiit üyeleri ellerinde, "Suudi kardeşlerimizle da-
yanışma içindeyiz" yazılı pankartlar taşırlarken Saudi
Arabistan'daki düzeai protesto eden sloganlar attılar.
(Fotoğraf: Reuter)
Helikopterle
kayak tıırları
ANTALYA (AA) — Antalya^
da bir seyahat acentesi, kayak
merkezi Saklıkent'e helikopter-
le günübirlik turlar düzenleme-
ye başladı. Antalya'da yaz bo-
yunca ören yerlerine yapılan he-
likopter turları, laşın gelmesiy-
le yön değiştirdi. Antalya'da bir
seyahat acentesi, 22 kişilik heli-
kopterle, Antalya'nın kayak
merkezi Sakhkent'e günübirlik
turlar düzenliyor. Acente müdü-
rü Mehmet Noyan, yaz boyun-
ca helikopterle Kapadokya, Pa-
mukkale ve ören yerlerine top-
lam 57 sefer yapıldığını bildire-
rek şunları söyledi: "57 seferde
bin 410 yolcu taşıdık. Önümüz-
deki yazdan itibaren de Alanya,
Side ve Çamyuva'ya helikopter
turları düzenleyeceğiz. Ayrıca
yöredeki bazı otellere helikop-
terlerle gidilecek.
CUMHURİYET/19
7 2 Saatte dünya turu — Sovyetler'in Antonov
AN 124 uçağı dünya rekorlan kınyor. AvustraJya'nın Mel-
bourne kentinden kalkıp aynı kente Rio de Janeiro, Casab-
lanca ve Kamçatka'da üç durak yaparak dönmesi 72 saat
siirdü. 26 müreltebatı olan bu uçak, dayanıklılık ve saatte
800 km. hızla hız rekoru kırdığı saptanarak Guinness rekorlar
kitabına alınacak. (Fotograf: AFP)
Noel Baba
anıldı
ANT.iL.YA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — "Uluslararası Noel Ba-
ba Anma Törenleri" Antalya'da
başladı. Anma töreni etkinlikleri
arasında bulunan Noel Baba
sempozyumu dün Dedeman
Oteli'nde yapıldı. Amerika, Ka-
nada, Italya, Avusturya, Alman-
ya ve Yunanistan başta olmak
üzere yabancı ülkelerden yakla-
şık 300 misafirin katıldığı se-
mpozyumda, Antalya Valisi
Erol Tezcan, Belediye Başkanve-
kili Hüseyin Şanlı ve Rum Pat-
rikhanesi papazları birer konuş-
ma yaptılar. Noel Baba'nın ha-
yatının anlatıldığı sempozyum-
da Erol Tezcan, Noel Baba Ki-
lisesi'nin tamiri ve restorasyonu
için şimdiye kadar 176 milyon li-
ra harcandığını söyledi.
Törenler bugün Kale ilçesin-
deki Noel Baba Kilisesi'nde ya-
pılacak olan ayinle sona erecek.
GÖRÜNTÜSÜ
DE FtYATI DA
YAKIYOR — Bu
yılın modası iç
çamaşırları bol
dantel ve ipekli
kuUanımıyla göze
çok güzel
görünüyor. An»
Londra da son
olarak gösterilen
Janet Reger
koleksiyonundak-
iler gibilerini
almak için
insanın kesesine
de çok güvenmesi
gerekiyor. Çiinkii
bu body tipi
dantelli iç
çamaşınnın fiyatı
tam 3.5 milyon
lira. (Fotograf:
AP)
HABERLERİN DEVAMI
Öğrenci ve avukatlar madencilerleyürüdü, mühendisler destek verdi \az&Tİîir ÖzaİJ Asil hcdef bcnim
Grevde büyük dayanışma
ŞÜKRAN KETENCt
ZONGULDAK — Grevin al-
tıncı gününde Zonguldak'ta de-
ğişen bir şey yok. Maden işçile-
ri yanlanna eş ve çocuklarını,
Zonguldak halkını alrruş, sokak-
larda yürüyor, slogan atıyor,
hakkını istemedeki kararlılığını
sergiliyor.
"Zonguldak el ele genel
greve" sloganı ile işçinin yanın-
da cüppeleriyle avukatlar yürü-
yor. lşçilerin ocak ağızlarından
Zonguldak içine girmesi ile es-
naf dükkânlarını kapatıp işçiler
arasında yürüyüş kollan oluştu-
ruyor. Devlet memuru olup ey-
lem yapamayan maden mühen-
disleri hep birlikte ellerinde ka-
ranfülerle Genel Maden-İş Sen-
dikası'na dayanışma ziyareti ya-
pıyor. Belediye işçileri her za-
manki gibi yanlarında. Dün
yuksek okul öğrencileri de "işçi
gençlik el ele" sloganı ile
yürüyor.
Genel Maden-lş Başkanı
Şemsi Denizer, konuşmasında
Zonguldakhlara seslenirken
"Özal, Özal'ın düzeai catır ça-
tır çaiırdıyor. Demokrasi giiçle-
ri omuz verdikçe çatırdıyor. Siz
söyledikçe Özal çatırdıyor. Ge-
liyoruz Özal, çok kısa bir zaman
sonra Ankara'ya yiirüyoruz"
dedi.
Denizer, TV'nin haberlerde
hâlâ halkı uyutmaya çalışukla-
rına işaret ederek Türk kamuo-
yuna bir milyonun üstünde ilan
edilen zamlann toplu sözleşme
masasında aylar önce verilmiş,
net 637 bin liralık ücret olduğu-
nu belirtti. özal Zonguldak hal-
kından özür dileyip madenleri
kapatma sözünü geri almadık-
ça, işçinin hakkı verilmedikçe
anlaşmalannın söz konusu ol-
madığını bildirdi.
Grevin altıncı gününde, işçi-
ler saat 10"dan başlayarak Zon-
guldak sokaklanna gjrmeye baş-
ladılar. Merkez iş yerlerinde ça-
hşan işçfkr ise saat 09.00 civa-
nnda TTK önüne giderek ufak
çaplı bir protesto eylemi gerçek-
leştirdi. Saat 11.00'e doğru dü-
zenli grupların caddelerde yürü-
Hükümet
(Baştarafı 1. Sayfada)
grevdeki işçiler üzerinde olum-
suz etkileri olduğu ve Genel
Maden-İş Sendikası'nın politik
tavır içine girdiği yolunda eleş-
tirilerin dile getirildiği öğrenil-
di.
ytişe geçmeleri ile trafiğin yeri-
ni, kadınh-çocuklu slogan atan,
haykıran, halay çeken, oyun oy-
nayan kalabalık aldı. Bir gün
onceden Başkan'la randevulaş-
ma saat 13.00'de, ancak sendi-
kayı görebilen yollan tutmak is-
teyenler slogan atarak ancak sa-
at 12.00'de Genel Maden-lş ge-
nel merkezinin önunde birleşti.
Şemsi Denizer kafasını kuma-
gömmüş TRT'nin halkımızdan
gerçekleri sakladığma işaret et-
ti. "Onlar hâlâ halkı uyutmaya
çalışıyoriar. 1 milyon üstttnde
zam verdik diyorlar. Bunun ne-
ti 638 bin lira. Sizinle alay mı
ediyorlar? Özal iyi duy. Bü mil-
yon Zonguldak halkı uyandı.
Yakında 55 milyon uyanacak.
Dev uyanıyor. Onlar 55 milyo-
nu uyutmaya çalışıyoriar. TV'ye
çıkıp göriişmeye hazırız diyorlar.
Oysa özal çıkıp ocaklan kapa-
tacagız diyor. Hangisi doğru. Bi-
zi oyuna getirmeşe çalışıyortar.
Biz oyuna gelir miyiz" dedi.
Şemsi Denizer, yine bir gece
önceki TV haberlerine değine-
rek Zonguldak'ta yaşananlar-
dan, Zonguldak halkından, iş-
çilerinden soz etmeden 15 daki-
kanın maden işçilerine yönelik
konuşmalara aynldığına işaret
etti. Bunun kararhlıklarının so-
nucu olduğunu vurgulayarak
şöyle devam etti:
"Akşam başbakan hukuk
devletinden bahsetti. Soruyo-
lar yer aldı.
Bu arada maden işçilerinin
grevi ile dayanışma kampanya-
ları hızlandırıldı. Etibank Zon-
guldak şubesinde 66 997 ve Em-
lak Bankası Gazi şubesinde 1650
sayılı numaralarla iki hesap def-
teri açıldı. SHP'li belediyeler ile
DSP erzak yardımı kampanya-
sı açtılar. Sendikanın koopera-
tifinden erzak yardımı sürüyor.
Türkiye Taş Kömürü İşletmele-
ri de birkaç günlük bir tartışma-
dan sonra işçilerin grev öncesi
çalıştıkları günlere ait yanm üc-
retlerinin ödenmesini kabul et-
ti. Dağıtımı bugun sendika mer-
kezlerinden yapılacak.
Demirerin mftingi
Bu arada SHP ve DSP'den
sonra DYP'nin de yann Zongul-
dak'ta bir miting yapacağı açık-
landı. Genel Başkan Süleyman
Demirel'in de katılacağı mitin-
gin hazırlıklarının başlatıldığı,
DYP'ye kaülması beklenen Vey-
sel Atasoy'un da DYP'nin mitin-
ginde hazır bulunacağı belirtil-
di...
Öte yandan ANAP'ta greve
ilişkin hükumet politikasına tek
aykın ses Zonguldak Milletveki-
li Pertev Aşçıoğlu'ndan geldi.
Aşçıoğlu, Başbakan Akbulut ve
ilgili bakanlarla göruşerek, gre-
vin bir an önce sona erdirilmesi
için gayret gösterilmesini istedi.
Aşçıoğlu Cumhuriyet'e yaptığı
. . . . . . . X . açıklamada, dünyada kömür iş-
rum, hukuku bız mı yoksa Ozal ^
}
'mı çigniyor? Kim çiğniyorsa on-
dan besap sorulur. Anayasaya
hukuka saygısı olmayan bir tek
adam, ben ne verirsem onu alır-
sınız diyor. Tek adam, Cumhur-
başkanı mı nedir? Rütbesi
nedir" Kalabahğın yanıtı üzeri-
ne "Evet padişah. Padişah ocak-
lan kapatacakmış. Gelsin kapat-
sın. Gorelim. Biz oyuna gelme-
yiz. Özal TV'ye çıkacak 'Ey
Zonguldak halkı yanlış yaptım,
sizden özür dilerim' diyecek.
'Ocaklar kapanmayacak' diye-
cek. Biz ondan sonra gönişme-
ye geliriz."
Denizer, "Biz oyuna gelme-
yiz", "Gelmiyeceğiz" yanıtı üze-
rine "Ey Özal duy, bir milyon
Zonguldaklı bak ne diyor" dedi.
Denizer'in konuşmasından
sonra işçilerin sendika binasının
önünden geçişi, arka sokaklar-
daki kalabalıklar nedeni ile bir
saate yakın sürdü. En son gelen
gruplar arasında, saat 14.00 sı-
ralannda cübbeleri ve maden iş-
çilerin yanında olduklanru belir-
ten afişleri ile yürüyen avukat-
Voleybolda yabancı
(Bajtarafı 1. Sayfada) muda-
halesi ile dikkati çekiyor. Oto-
ritelere göre Leng'in bir başka
ozelliği de top nerede olursa ol-
sun duzgün manşetleri ile topu
pasörle buluşturmayı başarıyor.
Servislerde etkinliği ile rakiple-
rini urkuten Leng, topu kolunu
açmadan dirsekten kırarak
atıyor.
Voleybolda 16'sı bayan
27 yabancı var
BAYANLAR
Emlak Bankası: Nadezda Ko-
uliacha (Sovyet), Marina Kria-
kova (Sovyet, evlendi, TC vatan-
ŞİRİNYER^den
FİKRETDAĞLIOĞLL
TAHÎVIİNLER
1. KOŞU: F. Atılgan (1), P. Ka-
şif (2), S. Azimlikız (4).
2. KOŞU: F. Nasrullah (3), P.
Nurşo (4), S. Akkor (1).
3. KOŞU: F. Ebru (4), P. Esse
(5), PP: Buruk (3), S. Nazba-
tur (7).
4. KOŞU: F. Wind Mill (5), P.
Golden Egg (7), PP. Bambi (6),
5. Balkızım (8).
5. KOŞU: F. Calibos (1), P.
Maskot (4), S. Çetinkız (2).
6. KOŞU: F. Dostu (6), P. Ak-
bulut (2), PP. Tuluyhan (7), PP.
Şahlan (5), S. Merterguzeli (1).
7. KOŞU: F. Cekebey (4), P.
Patron (2), PP. Opulent Mill
(7), S. Apricot (3).
daşı oldu), Nisa Otlu (Sovyet,
evlendi, TC vatandaşı oldu),
Monika Susman (Rumen, evlen-
di, TC vatandaşı oldu).
Vakıfbank: Larissa kapazis-
tina (Kızılca) (Sovyet, evlendi,
TC vatandaşı oidu), Olga Kri-
vosheva (Sovyet).
Eczacıbaşı: Sveta Dvernikova
(Sovyet).
Karşıyaka: Barbara Shaurons-
ka (Polonya).
İÜSBK: Camelia Iliescu
(Rumen).
Galatasaray: Delia Leitoiu
(Romen), Jana Thuova (Çe-
koslovak).
Yeşilyurt: Caroline Myslik
(Çekoslovak).
THY: Janet Benson (ABD).
Güneş Sigorta: Hu Feng
(Çin).
ERKEKLER
Eczacıbaşı: Valery Losef
(Sovyet).
Galatasaray: Mamuka Matsa-
beridje (So\yet), Sherbachena
(Sovyet).
Kolej: Zoltan Magyar
(Macar).
Paşabahçe: Zoltan Melkvi
(Macar).
Sonmez Filament: Rossen
Gançev (Bulgar).
Halk Bankası: Uofdydi Ya-
noş (Polonya).
Ziraat Bankası: Gyorgi De-
meter (Macar).
Makospor: Veselin Tonkov
(Bulgar).
Fenerbahçe: Pavel Barborka
(Çekoslovak).
Emlak Bankası: Szabo Kal-
man (Macar).
Arçelik: Laszio Novak
(Macar).
Petrolofisi: M. Stalioran
(Sovyet).
çilerinin her zaman devlet tara-
fından desteklendiğini, işçilerin
taleplerî üe hükflmefin önerdi-
ği arasında denge kurularak an-
laşma sağlanması gerektiğini
söyledi.
Sayıştay
(Baştarafı 1. Sayfada)
da yasalara aykınhğını öne sü-
rerek yapılan seçimle ilgili yü-
rütmenin durdurulmasını ve se-
çimlerin iptalini istedi.
Konuyla ilgili olarak görüştü-
ğümüz Sayıştay üyesi Özcan
Saygun, şunları söyledi:
"Haşim Kılıç'ın Anayasa
Mahkemesi'ne seçilmiş olması
beni ilgilendiren bir olay değil.
Genel kurul kimi seçrniş olursa
olsun, ben, yapılan yanlış uygu-
lamanın kaynaklandıgı idari iş-
lemin öncelikle durdurulmasını
ve iptalini istedim."
İdare Mahkemesi iptal
ederse
İdare Mahkemesi'nin Ozcan
Saygun'un başvurusu doğrultu-
sunda karar vermesi halinde,
TBMM Plan ve Bütçe Komisyo-
nu'nda Sayıştay üyelikleri için
yapılan seçimlerin yenilenrr.çsi
gerekecek. Bunlann seçiminden
sonra oluşacak yeni Sayıştay
Genel Kurulu da Anayasa Mah-
kemesi üye adaylarını yeniden
belirleyecek.
(Baştarafı I. Sayfada)
Pera Palas Oteli'nde düzenle-
nen kokteylde bir araya geldiler.
Yazarlar Sendikası Başkanı ga-
zetemiz yazarlarından Oktay
Akbal, kokteylde yaptığı konuş-
mada, tarihi bir olay yaşandığı-
nı, yazarlarm görevinin de ba-
nşı tanıtmak ve yaşatmak oldu-
ğunu söyledi. Daha sonra söz
alan Hintli şair Balu Roa, Hin-
distan hükümetinden bağımsız
olarak çeşitli ülke yazarlarının
çevirilerine yer veren Hindistan
Edebiyat Akademisi'nden söz
ederek akademinin çalışmalan
arasında bulunan Türk yazının-
dan yapıtların yer aldığı bir an-
toloji hazırladığını aktardı.
Hintli şairin Türkiye Yazar-
lar Sendikası Başkanı Oktay
Akbal'a armağan ettiği kitapta
Memduh Şevket Esendal, Ömer
Seyfettin, Reşat Nuri Giintekin,
Sait Faik Abasıyanık, Kemal
Tahir, Samet Ağaoğlu, Yaşar
Kemal, Orhan Kemal, Ümran
Nazif Yigitler ve Haldun Ta-
ner'in birer kısa öykusü Hindis-
tan'da en yaygın olarak kulla-
nılan Hindu dilinde yer alıyor.
Söz alan Azerbaycan Yazar-
lar Birlği Başkanı Anar Rizaev
de bu yılki sempozyumun tartış-
ma konularından birinin "De-
gişen Dünyada Yazar" olduğu-
nu anımsatarak "Her şey degişti
ama bir şey degişmedi: Azer-
baycan ve Türkiye birlikteligi"
dedi. Rizaev Turkçe konuştu.
Kokteylde Hindistan'dan Bhis-
ham Sahni ve Balu Rao, Japon-
ya'dan Oda Makoto ve Yukio
Kurihara, Lüboaa.'dan Veoüs
Huri Gata, Tunus'tan da Vktor
Jorge katıldı. Asya-Afrika Ya-
zarlar Birliği toplantısı düzenle-
me kurulunda yer alan yazar
Demirtaş Ceyhun diğer yazarla-
nn bugün tstanbul'da olacağı-
nı belirtti. Kokteyle ayrıca ara-
larında Aziz Nesin, Salâh Bir-
sel ve Zeliha Berksoy'un da bu-
lunduğu çeşitli yazar ve sanat-
çılar da katıldı.
TYS Genel Başkanı Oktay
Akbal'ın konuşmasıyla açılacak
sempozyumda "Değişen Dün-
yamızda Yazar" ve "Telif
Haklan" sorurflan ele alınacak.
Türkiye'den Demirtaş Ceyhun,
Bekir Yıldız ve Ataol Behra-
moğlu, "Degişen Dünyamızda
Yazar" sorunuyla ilgili birer bil-
diri sunacak.
öte yandan Asya-Afrika Ya-
zarlar Birliğİ Sempozyumu kap-
samında, birliğin başkanlık ku-
rulu üyesi Aziz Nesin'in 75. do-
ğumgünü kutlamaları da yapı-
lacak. Asya-Afrika Yazarlar
Birliği'nce verilen Lotus ödü-
lü'nü alan ilk Türk yazan olan
Nesin'in Türkiye Yazarlar Sen-
dikası'nca düzenlenecek do-
ğumgünü kutlamaları 8 aralık-
ta îstanbul Abdi İpekçi Spor Sa-
lonu'nda, 10 arahkta da Anka-
ra Atatürk Spor Salonu'nda
gerçekleştirilecek.
(Baştarafı 1. Sayfada)
memlekete hizmet etmek de ko-
lay değildir. Yani oturduğunuz
koltuk, bir tabirle iğneli koltuk-
tur. Gezdiğiniz toprak, gezdiği-
niz saha biraz mayınlı ve kolay
değildir. Hele dünyanın bugun-
kü şartlan içinde ve 1980'den bu
tarafa dognı gelişen şartlar için-
de, ulkemi/i yokluklardan var-
lığa getirmek kolay bir iş değil-
dir. Tabii ki bunun mükâfatını
bekliyor degiliz. Ama hadiseler
ne olursa olsun tarih bizim ne
yaptığımızı. bu ülkeyi nereden
nereye getirdiğimizi açıklıgıyla
üzerinden yıllar geçtikten sonra
herhalde yazacaktır."
Türkiye'nin son 10 yılda iyi
yolda olduğunu savunan Özal,
"Karşımızda bir önemli kriz var.
Bu kriz sadece Türkiye'ye ait
olan bir kriz degil. Bütün dün-
yaya ait olan bir kriz: Körfez kri-
zi. Körfez krizi geldi herkes ba-
gırmaya başladı, efendim kaybı-
mız şu kadar milyar dolar diye.
Bunlar dognı olsa Türkiye işini
dognı diırusl yapamasa, dedik-
leri gibi yanlış birtakım politika-
lar izlese, bugün ödemeler den-
gesi kötüye giderdi" diye konuş-
tu.
Körfez krizinin üzerinden 4 ay
geçmesine karşın Türkiye'nin
döviz rezervlerinin artmaya de-
vam ettiğini kaydeden Cumhur-
başkanı, "Bu nasd meydana gel-
miştir? Burada çalışan insanlar
var. Doğnı bir ekonomi politi-
kası gotürülüyor, işte bu netice-
ye öyle varıyorsunuz" dedi.
ğini kaydeden Cumhurbaşkanı
Ozal şunları söyledi:
"Bu sahneyi bozmak müm-
kündür. Yani bu güzel tabloyu
bozmak mümkundür. Çok ko-
lay. Gidin öbur tarafı kışkırtın,
bu tarafı kışkırtın şu hadiseyi...
Bir nevi Türkiye'nin aleyhinde
kullamn, eger insanlan kandıra-
bilirseniz tabü, kandırmaya mü-
sait kimseler varsa belki bu tab-
loyu bozabilirsiniz. Ama elinize
ne geçecek? Elinize ne geçecegi-
ni söyliyeyim. 1978-79'da kavga
edenler çoktu. Sonunda o kav-
ga edenler ne oldu, memleket ne
oldu hepimiz biliyoruz. Degişen
bir dünya var, çok tıızlı degişen
bir dünya var. Romanya'yı bili-
yonım. Sovyetler Birliği'nde fev-
kalade problemler var. Komşu-
lanmız olan Iran, Irak, Suriye^
de de çok büyük problemler var.
Türkiye bunlann arasında bir is-
tikrar adasıdır. Bunlann kıyme-
tini herkesin bilmesi lazımdır.
Ama çıkıp bunun aleyhinde, sırf
bana karşı kin besledigi için ve-
ya filan gruba karşı kin besledi-
gi için bir turlu hazmedemediği
için insanlardan bazılarında
yanlış ve tahrik edici konuşma-
İar oluyor, görüyorum. Yazılar
da yazılıyor. Ama vatandaşları-
mı ikaz ediyorum. Diyorum ki
bunlara dikkat edin. Hiçbir şey
olmaz. Türkiye hiçbir yanlış
noktaya gitmez. Allah'ın izniy-
le gitmez."
Konuşmasında Necip Torum-
tay'ın Genelkurmay BaşkanlığY-
ndan istifasına da değinen Cum-
hurbaşkanı Turgut Ozal, şöyle
konuştu:
"Genelkurmay Başkanı istifa
ediyor. Dünyanın hiçbir ileri ül-
kesinde manşetlerde olmaz bu
haber. Dünyanın hiçbir demok-
ratik ülkesinde bu olay bu kadar
manşetlerde olmaz. Bu kadar
büyük bir hadise gibi siyasiler
tarafından da eleştirilmez. Şim-
di hem bir taraftan demokrasi-
den bahsedeceksiniz, hem de bu
hadiseyi bir nevi iktidara veva-
hut bana Cumhurbaşkanı'na
karşıymış gibi kullanacaksınız.
Bu ne perhiz bu ne lahana tur-
şusu. Hem bir tarafta demokrasi
havariliği yapacaksınız, ama yeri
gelince menfaatiniz neredeyse o
taraftasınız... Menfaat nevi gös-
teriyorsa orada. Kimseyi şahıs
olarak karşuna almıyorum, çün-
kü bunun ne demek olduğunu
milletimiz çok iyi takdir edecek-
tir. Benimle uğraşırlar.
TBMM'de ben yokum, ama her-
gün orada ben konuşuluyorum.
Orada Cumhurbaşkanı'yla uğ-
raşacağınıza miUetin meseleleri-
ni konusun. Öyle yapmanız icap
etraez mi? Nedense bir kin mi
diyecegim, ihtiras mı diyecegim
neyse bir şeyler oluyor. İşte onun
takdiri millete aittir."
"Meyve veren ağacın taşlana-
cağını", "okun hedefe
atılacağını" kaydeden Cumhur-
başkanı Özal, "Esas hedef ola-
1
j a k be«Jnu O doğru. Her hadi-
se olur, altında veya kenarında
muhakkak beni ararlar. tnsaf
edin. Bu kadar işi yapabiliyor-
sam demek ki marifetli ada-
mım.
Madenler zor şartlar
altında
Cumhurbaşkanı Turgut özal,
Hak-İş Genel Başkanı Necati
Çelik başkanlığındaki heyeti
Çankaya Köşkü'nde kabulünde
de geçen yıl işçi ücretlerinde bu-
yuk artışlar olduğunu savuna-
rak, "Ama bunun devamlı ola-
rak gitmesi mümkün değil" de-
di. Ozal, zarar eden KIT'lerin
Özel sektör koşullan düşünüldü-
ğünde kapatılması gerektiğini
belirterek şöyle konuştu:
"Zonguldak meselesini ko-
nuşmak istemem, ama maden-
ler fevkalade zor şartlar altında.
Yani ben işçiye de kabahat bul-
muyorum. Ama, o madenler re-
kabet edecek yapıdan çıkmış.
Bu damarlardan büyük çapta
kömür istihsali mümkün değil.
Adam başına 300 kilogram dü-
şüyor günde. Halbuki, başka ül-
kelerde 30, 40 ton. Ben bunun-
la nasıl rekabet ederim? O ma-
deni ille burada kullanacağım
desek iki-üç misli fiyatla bu se-
fer yaptığınız çelikle rekabet
eder misiniz?"
Komotsu ileYükleyin,
Bereketi Bekletmeylnl
Pamuk bölgesi Çukurova... Sıcağı ve kebabı ünlü. Tarımşal
sanayinin can damarı orada. Komatsu Forkliitler de
Pamuklar
Fabrikalar
balyalan
yükleniyor, balyalar kalkacak.
dokuma bekliyor. Ürünü bekletmeyia
güçlü Komatsu'lara yükleyin.
2 2,5 3 4 Ton
Kakluma
Kapasttsll
Komotsu
Fbıkimer
FD20HTU
FD25NTU
FD30NTU
FD40XT4
#H KOMATSU
G Ü Ç V E G Ü V E N D 0
KOMATSU FORKUFTLER TÜRKtYE'NİN YÜKÜNE TALİP
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baştarafı I. Sayfada)
"prensip" ve "devfet anlayışı" Güreş'in Kara Kuvvetleri Ko-
mutanlığı'ndan Genelkurmay Başkanlığı'na gelmesi ile de-
ğişmiş değildir.
Güreş ya Tormutay ile birlikte görevinden ayrılacak ya Ge-
nelkurmay Başkanlığı görevine getirilecekti.
Torumtay'ın hükümet ve özellikle Özal ile uyuşmazlık içine
düştüğü bellidir. Özal huyundan vazgeçmeyeceğine, hükü-
met de Torumtay'ı görevinden ayrılmaya zorlayacak siya-
setini terk etmeyeceğine göre aynı sorunlar ve aynı uyuş-
mazlık yeniden yaşanacaktır.
Evet, o zaman ne olacaktır?
Torumtay'ın görevinden ayrılma nedenleri "sağlık
nedenleri" gibi "kişiser n'rtelikte değildir. Torumtay'ın görev-
den ayrılırken ileri sürdüğü "prensipler" ve "devlet anlayı-
şı", 3 aralık gününe kadar Orgeneral Güreş tarafından da
paylaşılmıştı. Uyumlu bir komuta kurulu olarak görev ya-
pan Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının ayrı
ayrı "devlet anlayışlanna'\e "prensiplerine" bağlı oldukları
da söylenemez.
Öyleyse!
Torumtay, bu karara varmadan önce hiç kuşku yok, kuv-
vet komutanları ile tek tek görüşmüştür Bu görüşme so-
nunda heç birlikte bir karara varılmıştır. Belki, kuvvet ko-
mutanları. "bizler de çekilelim" diye önerilerde bulunmuş-
lardır.
Bunları bilemiyoruz. Bilemediğimiz için gelişen otay ve
oluşumlar konusunda kesin yargı sahibi olamıyoruz.
Demokrasi bir açıklık rejimidir.
Türkiye, bir savaş ortamına sürüklenirken önce Dışişleri
Bakanı, sonra Milli Savunma Bakanı, daha sonra da Ge-
nelkurmay Başkanı, art arda görevlerinden ayrılıyoriarsa bu,
önemli bir oluşumdur.
Kamuoyu bu olayların ardındaki gerçeği bilmek ister.
Torumtay'ın görevden çekilmesine yol açan olayları ve
uyuşmazlıkları bılemezsek, bu olay üzerinde çok değişik
yorumlar yapılır. Osmanlı saraylanndakı "mabeyn kâtipleri"
görevini üstlenen, bilinen bazı gazeteciler de olaylan Köşk
yararına yorumlamakta birbirleriyle yarışırlar. Böylece ger-
çekler, kuşkular egemen olur.
Demokrasi açıklık rejimi ise Sayın Torumtay'ın görevden
çekltmestne yot açan nedenleri açıklamasi gerekir.
"Biz askeriz, sırlanmızı mezara götürürûz" özrii bu
"prensipler" ve "devlet anlayışı" gibi gerekçelerden sonra
pek savunulamaz.
Savaşın eşiğindeki bir ülkede bir genelkurmay başkanı
bu derece ağır gerekçelerle görevinden aynldıktan sonra
suskun kalamaz.
Askerin görevi sivil otoritenin vereceği kararlara göre sa-
vaşmak, gerekirse ölmektir!..
Bir komutan, savaş olasılığının söz konusu olduğu gün-
lerde sivil otorite ile uyuşmazlığa düşebilir. Bu koşullarda
bu komutanın görevinden ayrılması en doğal hakkıdır.
Torumtay bunu yapmıştır.
Eski Genelkurmay Başkam'na bu nedenle kimse eleşti-
ri yöneltemez. Torumtay, derin uyuşmazlığa düştüğü siya-
sal otorite ile birlikte çalışamayacağı kararına varmış ve gö-
revinden çekilmiştir.
Torumtay, bunun için eleştirilmez; görevden ayrılmasına
yol açan nedenleri açıklamadığı için eleştirilir.
Bir açık rejimde yaşıyorsak, Torumtay'ın bu kararı alma-
ya zorlayan nedenleri tek tek kamuoyuna açıklaması gere-
kir.
Yoksa, söylentıler yersiz kuşkulara yol açar. Bu kuşkular
da başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere birçok kurumu ve
kişiyi gereksiz yere yıpratır.
Savaşın eşiğine sürüklenen bir devletin Genelkurmay
Başkanı bu gerekçelerle görevinden aynldıktan sonra sus-
ma hakkı ve lüksüne sahip değildir!
Ne oluyor? Ne olacak?
"Militer" yapıda bir toplum olmuşsak susalım; yok eğer
açık rejimde yaşıyorsak, hele hele emir-komuta zincirlerini
bıraktıktan sonra konuşmaktan korkmayalım.
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
(Baştarafı 2. Sayfada)
retim üyeleri kafile kafile Atatürk'ün mezarma gidip durumun
günden güne korkulu bir hale geldiğini kanıtlıyorlar. Anaya-
sa Mahkemesi'ne laiklik karşrtları atanmak isteniyor. Özal tek
başına sivil diktatör olmaya hevesleniyor. Tarihte bir ulusun
yazgısına beliıii sürelerle egemen olan diktatörier yardır. Ama
bunlar ya büyük zaferler elde etmiş komutanlardır. Ya da hal-
kının sevgisi ve desteğiyle seçim üstüne seçim kazanmış ki-
şilerdir.
Oysa Bay Turgut Özal'ın yaşamında en küçük bir başarı
yok. Seçimlerde gerçek bir üstünlük ise hiç yok... 12 EylüU
cülerin kucağında iktidara taşınmış, meydanı boş bularak ik-
tidar koltuğuna oturmuş, daha doğrusu oturtulmuş bir kişi...
1987'deki seçimde yüzde 35 oyla elde ettiği iktidannı son yerel
seçimde yüzde 21'le sürdürmek çabasında... Son araştırma-
lar ise ANAP'ın oy oranının yüzde yirminin de altında oldu-
ğunu gösteriyor. Ama Özal ve kendisine körü körüne bağlı
çevresi yıllarca iktidarda kalmayı hayal etmekteler, bu ama-
cı gerçekleştirmek için her şeyi, hatta ulusu kanlı bir savaş
çıkmazına sokmayı bile göze alabilecek gibi görünüyorlar...
Orgeneral Torumtay tarihsel bir görev yaptı. İnandığı pren-
sipler ve devlet anlayışınm iktidardakilere, hele en başta
Özal'a uymadığını ileri sürerek görevini bıraktı. Bu bir kuru
istifa olayı değildir, bir uyandır, bir simgedir, bir başlangıçtır,
belki de bir takım yanlış tutumların, gidişlerin sona ereceği
haberidir.
Suç, her zaman sivil kadrolarda? 27 Mayıs'a yol açan Men-
deres takımının zorbalık hevesleriydi. 12 Mart'ta Demirel ve
AP'nin beceriksiz yönetimi, 12 Eylül'ün gerekçesini de siya-
sal partiler arasındaki yanlış kavgalar, başansız tutumlar oluş-
turdu. Şimdi yeni bir çıkmaza girer gibiyiz. irtica, başansız
yönetim, halkımızın günden güne sıkıntılann batağına gömül-
mesi, üstüne üstlük bizimle hiçbir ilgisi olmayan bir Körfez
savaşında 'kurban' edilmeye kalkışılmamız...
"Ey sağduyu neredesin" diye diye bugünlere ulaştık. Bil-
mem daha nerelere, hangi çıkmazlara kadar gideceğiz?
NOT: Dunku yazımda Asya-Afrika yazarlar toptantısını bugün (dün
ıçın) diye yazdım. Oysa o yazı aslında bugün çıkacaktı. Bu yanlışlık
yüzunden özür diler 'Değışen Dünyamızda Yazann Yeri" konusu-
nun bugün AKM'de tartışılacağını belirtirim.