22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ARALIK 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Ueytet Meteoroloji işleri Genel Mü- düriûŞCınden ajınan bilgiye göre bû- tün bölgelerimiz çok bulutlu ve ya- ğışlı geçecek. Yağışlar yajmur. yer yer sajanak, Trakya ile Batı Kara- deniz'in yûkseklennde karla kanşık yağmur şeklınde olacak. HAVA Sl- CAKLIĞI: Onemli bir değişiklik ol- mayacak. RÛZGÂR: Güney ve bat yönlerden tiafif ara sıra orta kuvvet- te, yer yer kuvvetli olarak esecek. Denizlenmizde- Dofiu Karadeniz, Marmara ve Ege'de kıble ve lodos- tan 3-5, Bat Karaûenız ve Ege'de 6-7 kuvvetinde, saatte 10-21 deniz mili hızla esecek. Tahmını dalga yiıksek- lıği 0.5-1.5, Ege ve Batı Karadeniz'- de 2-3 metre dolayında olacak. Van Gölû'nde hava: Çok bu- lutlu ve yağmurlu geçecek. Rûzgâr gûney ve bat yûnlerden hafif. ara sıra orta kuvvette esecek. Gûl kûçûk dalgalı. gûrüş uzaklığı 5-10 km. dolayında bulunacak. Mana Adapaan Adıyaman Myon Ajn Anfcıra Antakp Antolya Anvin Aydın Balıtesr Bîleak Bingöl Bıdıs Bdu Bursa CanaMale Cooım r 18° 10° Dıyarttfır 9° 6°Etfım<! 15° 7°Erancan 8° 4°Emjnjm 8° 2°Estoş*ir 8° 3>Gaaam> 18° 12° ar«sun V 15° 8°Manısa 1° K Mara* 4°Meran 3°Mujla 2°Muş 6°W 18° 10° Gûmûştane Y 11" 12° 8°HaM*ı V 9° Y 10° Y 10° p 8° 4°lsönt>ul 8° 5°lzraır Y 13° 5°Kars 10° 4° Kastamonu 5° 2°Kaywri 10° 6° Kındarelı 9° 5°Konya Y 12° 6°KüShya Y 13° 8°Malatya 6°REE S°Samsun 6°S«rt S»Sinop 7°Sıvıs 2°1elon)aS 2°Trata>n 2°funcelı 2°Uşak 2°Van Y 12° 8° Y 14° 6° Y 12° 7° Y 11° 5° Y 10° 4° Y 15° 10° Y 17» 11° Y 14° 10° Y 14° 9° Y 12° 8° 8° 3° 6° 3° Y 18° 11° 14° 5" Y 9° 4° Y 10° 4° Y 8° 2° Y 9° 6° J 'yajmuriu İSS» A-açık BbuiuOu G-oüneş* K-kaıiı S-sslı Y-yaOmurtu DÜNYA'DA BUGÛN, BULMACA SOLDAN SAGA 1/ Felsefe ve edebi- yatta şeytanı ve kö- tülüğü yüceltme an- layışı. 2/ Yolsuz ya da emeksiz elde edi- len şey... Ses. 3/ Uluslararası alanda karayoluyla yapılan mal taşımacılığı ve bu iş için kullanılan kamyon... Memeli- lerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ. 4/ Çok iri bir su kuşu. 5/ Çıkar yol, çare... Bir bilgiyi gösteren sim- geler dizgesi. 6/ Bir Asya ülkesinin başkenti... Bayram. 7/ Hile... Kumar oyunlarında, kâr ve zarar olmadığı- nı belirtmekte kullanılan sözcük. 8/ Yer'in yü içinde Güneş'e en uzak ol- duğu nokta... Kızgın bir demirle vu- rulan damga. 9/ Bir işteki engelleri yenme kararı... Mantar meşesi. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Ince kabuklu bir mandalina tü- rü. 2/ Hatıra... Sulak yer. 3/ Soyu tükenmiş olan, küçük ve çe- vik bir yaban atı... Eski ve bilinmeyen bir tarihi aniatmakta kul- lanılan deyim sözü. 4/ Bağışlama... Tlp dilinde derinin kanlan- masına verilen ad. 5/ Hıristiyanların en buyük bayramı... Par- lak kırmızı renkte değerli bir süs taşı. 6/ Yiyicilik, rtişvet alma. 7/ Yankı... Düşünce. 8/ Kamuya duyurulmak istenen şeylcri yük- sek sesle haber vermeyi iş edinmiş olan kimse... Ender, seyrek. 9/ Nesne, şey... Elendikten sonra geriye kalan en ince bulgur. 60 YILÖNCE Cumhuriyet Sporcuların kongresi 6 ARALIK 1930 Spor teşekkülleri arasında çıkan ihtilâf dolayısile gazetemizin ve Vakit refikimizin müşterek tavassutu üzerine iki hafta evvel Türk Ocağında aktedilen hususî bir içtimada bir zemini itilâf elde edilmiş, Istanbul mıntakası idman hey'etlerinin yeniden intihabı takarrür etmiş, kongre içtimaa davet edilmişti. mıntaka kongresi dün sabah Beyoğlu H. Fırkası merkezinde toplanmıştır. KongTeye müttefik kulüplerin hepsi iştirak etmiştir. Bu içtima Kasımpaşa kulübü namına murahhas olarak iştirak eden Etem Izzet Bey kongre reisi intihap edildikten sonra mıntaka hey'eti merkeziyesi ile mıntaka idman hey'etlerinin intihabına geçilmiştir. Türk Ocağındaki hususî içtimada, spor işlerinin başına geçecek olan zevatın şimdiye kadar hiç vazife almamış kimselerden mürekkep olması hakkında bir karar verilmiş, bu hususta bir de esami listesi ihzar edilmişti. Dünkü kongrede, isimleri üzerinde hemen hemen itilâf hasıl olan bu zevat resmen intihap edilecek ve aylardanberi muattal kalan spor işleri faal bir safhaya geçecekti. Fakat lstanbul mıntakası hey'eti merkeziyesi riyaseti için, merkezi umumî ikinci reisi Fethi Tahsin Beyle, Etem İzzet Bey namzet gösterilmişlerdi. Hafıreyle yapılan ilk intihapta Etem İzzet Bey 19, Fethi Tahsin Bey 18 rey aldılar. Reis intihabı, mevcut azanın nısfınm bir fazla reyi ile intihap edileceği müsarrah olmasına binaen, bu şekil nizamnameye uymadığı ileri sürüldü, yeniden rey toplandı. Bu defa da 19 reye karşı 23 reyle Fethi Tahsin Bey kazandı. 30 YIL ONCE CumhuriY et Maaş meselesi I 6 ARALIK 1960 Örtülü ödenek duruşmasında Başbakanlık sabık özel Kalem Müdürü Arif Özgen'in Menderes'in emekli maaşı aldığından bahsetmesi hayli merak uyandırmıştı. Emekli Sandığından aldığımız bilgiye göre bu maaş, ı birinci Menderes kabinesinin A. Menderes istifasından sonra kendisihe 5434 sayılı kanun gereğince bağlanmıştır. Sonradan kaldınlmış bir hükme göre bakanlara, ayrıldıktan sonra emekli maaşı bağlanmakta idi. O zamanlai ayda 450 lira maaş, daha sonra çıkan 7342 sayılı kanunla bir misli artarak ayda 900, üç ayda iki bin yediyüz liraya yükseltilmiştir. Hüküm meriyetten kaldırıldığı için bu kanundan sadece 1946 yılında milletvekili olup da sonradan bakanlık yapanlar istifade etmektedir. Yassıadada bulunanlardan Menderes'ten başka Polatkan da emekli maaşı almaktadır. Kaybolan pilot Hlroşima ve Nagazaki üzerine ilk atom bombalarmı atan pilot, Binbaşı Claude Eatherly, 22 kasım tarihinden beri kayıptır. Binbaşı Eatherly, akli muvazenesinde bozukluk müşahade edildiğinden Waco'daki Eski Muharipler Hastahanesinde tedavi edilmekteydi. 22 kasımda hastahaneden çıkan eski pilot bir daha donmemiştir. 41 yaşında olan Eatherly, ilk atom bombasının yaptığı tahribatın fecaatini öğrenince şiddetli bir şok geçirmiş ve akli muvazenesini kaybetmişti. Psişiyatrlar, Eatherly'nin bir suçluluk kompleksine düştüğünü ve Hiroşima'daki 10.000 kişinin ölümünden kendini mesul gördüğünü belirtmektedirler. Binbaşı Eatherly, atom bombasını taşıyan uçağın önünden giden ve yol gösteren bir keşif uçağını idare etmekteydi. Bomba, Eatherly'nin vasıtası ile hedefe isabet etmişti. GEÇEN YIL BUGÜN CumhuhY et Görevleri sona erdi 6 ARALIK 1989 Cumhurbaşkanhğı Konseyi'nin görevi bugun sona erdi. Konsey üyesi 4 emekli general bu sabah Anıtkabir'i zdyaret edecekler ve Mecliste bir basın açıklaması yaparak 1983'ten beri sürdürdükleri Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeliklerini noktalayacaklar. 12 Eylül 1980'de Genelİcurmay Başkanı ve 4 Kuvvet Komutanı ülkede yönetime el koymuş, ilk 3 yıl Milli Güvenlik Konseyi (MGK) olarak görevde kalmışlardı. 1982 Anayasası'nın referandumda kabul edilmesiyle Devlet Başkanı Kenan Evren Cumhurbaşkanı olurken, anayasanın geçici 2. maddesi gereğince eski MGK üyeleri de 6 Aralık 1983'ten itibaren Cumhurbaşkkanlığı Konseyi üyelikleri görevine başlamışlardı . TABTISMA Bir Zihm Uyamşı Üzerine Ezberci ve edilgin kalabalıklar yerine, düşünen, yapıcı bireyler yetiştirebilmek, "genel kültür" gibi belirsiz çerçevelere gelişigüzel doldurulabilen soyut ve düzensiz heveslerden biri ya da birkaçı değil, ama köklü ve tutarlı bir eğitim disiplinidir. Uydu yayınından bilgisayar donanımına ya da GAP'a kadar her türlü teknolojiyi sa- tın alabilse de Türk toplumunun bugün en büyük sorunu eğitim çıkmazıdır. TÜSİ- AD'ın (Türk Sanayici ve İşadamları Der- neği) 1990 Eğitim Raponı, toplumsal geliş- memize ilişkin ilginç gerçekleri açıklayan çok değerli bir bilimsel araştırma. Gelişmiş demokrasi ve fırsat eşitliği anlayışını top- lumumuzun temeline yerleştirebilmeyi amaçlayan böyle bir yaklaşımı, uygarhk aç- mazımıza getirdiği somut önerilerle kamu-- oyunun özenle değerlendirmesi gerekir. Yerleşik eğitim anlayışının yetersizliğini vurgulayan bu program, Türkiye'de edebi- yat lisesi kapsamında, en az altı yülık öz- gün bir düşün ve ahlak eğitimi gerektiğini büsbütün saydamlaştınyor kanımca. Çün- kü meslek seçiminde tıp ve fen grubu alan- lara ağırhk verdiği için "tek yanlı" ve "eşitsiz" yerleşmiş temel eğitim anlayışı şimdiye değin Imam Hatip Liseleri'nin ala- bildiğine çoğalmasına, irrasyonel beklenti- Ierin alabildiğine sağbksız yaygınlaşmasına uygun düştüp halde, lumpenleşmeyi, ge- nel insan yozlaşmasını ve benzer toplum- sal çürümeleri önleyemezken genel lise programlanna güçlükle iliştirilmiş mantık ve felsefe derslerini bile "zorunlu" olmak- tan çıkaran ölçüde yetersiz kalmış bir mo- deldir. Bu nedenle gelişmiş fırsat eşitliği bugOn artık okul sayısını çoğaltmak yanşı ya da temel eğitim programlarını yoksullaştırma pahasına kolaylaştınp daraltmak değil, tam tersine, bilgi toplumunun gereklerine uygun düzeyde, meslek seçimine yönelik, yeterince zengin seçenek bulabilme olanağıdır, ama Türkiye'de edebiyat eğitimi için bu olanak yoktur. Bu nedenle fen fakültelerine, sosyal bi- lim fakültelerine, diğer meslek okullarına olduğu gibi edebiyat fakültesine de şansa bırakıp değil, yaratıcı düşünme yeteneği ka- zanmayı "tercih edebOen" öğrenciyi bilinç- le hazırlamak için edebiyat lisesi oluştur- mak gereklidir. Yetkili uzman kadrolarca hazırlanması gereken Edebiyat Lisesi programı: 1- Türk- çeyi öğretip özendirme>i, geleneksel ve çağ- daş Türk edebiyatımn anlamını saydamlaş- tırmayı, 2- Batı edebiyatımn temel anlamı- nı eski Yunan ve Roma kültür kaynakları Ue saydamlaştırmayı, 3- Yeterli mantık ve matematik dersleriyle "tutarlı" davranma ilkesi kazandırmayı, 4- Yaratıcı hayal gü- cü edinebilmek için etik ve estetik değerle- re dayalı özgün bir kavrayış kazandırma- yı, 5- Edebiyat ve felsefenin, fen, sosyal bi- limler, güzel sanatlar ve konservatuvar gi- bi özel yöntemleri olan meslek alanlan ile eşdeğerde, ama onlann hepsinden ayrı öz- gün bir yaratıcüık disiplini olduğunu açık, seçik ve net biçimde öğretmeyi, 6- Bir Batı dilini, seçmeli olarak ve okuduğunu anla- yabilecek yeterlikte öğretmeyi, 7- "Zorunlu" bilgi, görgü ve kültür donanı- mını tamamlayabihniş yepyeni bir öğret- men kadrosu oluşturmayı öngörmeli, bu kapsamda bir program gerçekleştirmeye ye- terli yatınm planı önermelidir. Çünkü günümüzün bilgi toplumunda eğitim, insan yozlaşmasını sağıltmanın te- mel yöntemi olarak ele almmak zorunda- dır. Bu yüzden ezberci ve edilgin kalaba- lıklar yerine düşünen, yapıcı bireyler yetiş- tirebilmek, "genel költttr" gibi belirsiz çer- çevelere gelişigüzel doldurulabilen soyut ve düzensiz heveslerden biri ya da birkaçı de- ğil, ama köklü ve tutarlı bir eğitim disipli- nidir. Ne var ki Türkiye'de, 1990 güzünde bile ne bir siyasal parti ne de üniversite, he- nüz yeni ve çağın gerçek gereklerine uygun kapsamda bir temel eğitim projesi öner- mektedir. Toplumumuzda kurumlaşmış temel eği- tim umursamazlığının en net belirtisi olan bu duyarsızlık, köklü bir "zihin uyanışı" getirmesi gereken eğitimin altını yeterince kalın çiziyor. Bu nedenle, yepyeni bir in- san malzemesi üretebilecek zihniyet edinil- meden, yabancı dil öğretimi de liselerin, dershanelerin^cele yetiştirme kurslannın ve üniversitelerin çoğalması da Türkiye'de yer- leşik temel eğitime egemen "biçimcUigin" ürünü robot insandan öte, bir düzey sağla- yabilmeye yeterli değildir. Çeşitli meslek- lerde uzmanlaşmaya yönelik dengeli bir an- layışla edebiyat eğitimine de gereken fırsa- tı veren yeni bir orta öğretim programı oluş- turmak zorunludur. HALE TEOMAN Hacettepe Üniversitesi. Yabancı Diüer Yüksek Oknlu İDgilizce Ögretinı Görevlisi Pera Palas Otelî ve Gerçekler Balat'ta,Rumlar değil Museviler oturur. Oda numaraları sonradan konulmuştur. Kouvet şarabı o günlerin sosyetesince Pera Palas'ta içilemezdi. Agahta Christie, "Murder In The Orient Express" romanmı 1933 yılında yazdı ve konusu da Pera Palaş Oteli'nde değil Tokatlıyan Oteli'nde geçer... Agatha Christie olayı nedeniyle, Pera Pa- las Oteli yine gündemde. Bunlann arasın- da, gazetenizde, Sayın Berat Günçıkan'ın "Pera Palas'ta Yttz Yıllık Kalabalık' baş- lıklı bir araştırma yazısı da yayımlandı. Kanımca; araştırma yazısı biraz yüzey- de kalmış ve yalnızca, Jak Ddeon'un, "Es- ki tstanbul'un (Yaşayan) Tadı yapıtından esinlenmiş. Ancak, buradaki verilerin doğ- nıluğu tartışmalıdır. Sa>in Günçıkan, Pera Palas'ın açılış ta- rihi için 1893'ü benimser. Sayın Deleon da yapıtında aym tarihi verir. Sayın Çelik Gii- lersoy gazetenizin 18.12.1989 günkü sayı- sında yazdığı, "Pera Palace" yorumunda; açılışın 1898 yılında yapıldığını belirtir, an- cak ilerleyen satırlarda Von Der Goltz Pa- şa'nın 1897 yılından beri otelde kaldığın- dan söz ederken yanhşlığın kendiliğinden oıtaya çıkmasıru sağlar. Ferit Muhayjeş ise 1898 der, Abdülhak Şinasi Hisar; "Jstan- bul ve Pierre Loti" kitabında 1884 yılını kaydeder. Said Naum Duhani "1900 önceleri" diye yorumlar... Otelin Refik Saydam Caddesi üzerindeki panosundaysa 1892 yılı görülür. Acaba hangisi doğru? Otelin ilerleyen yıllar içinde, satışı veya işletmesinin başka birine devri için değişik isimler göze çarpmaktadır. Örneğin: Saym Günçıkan, "Petros Bogosaki" adından söz eder, Jak Deleon da aynı is- mi, "Petros Bogosaki"yi benimser, Sayın Çelik Gülersoy, "Bodoski" der. Said Na- um Duhani'yse; "Bodossaky" adını yazar. (Saym Duhani eserini Fransızca yazdığı için doğaldır. Aslı Bodosaki'dir). Tüm bu çelişkilere karşıbk, bir de otelin satın alınmasıyla ilgili inanılmaz değerler ortaya atılır: 600.000 Osmanlı altını gibi. Halbuki, gerçek hiç de öyle değildir: Wa- gons - Lits firması otelcilik bölümünü bı- rakmağa karar verdiğinde, Mersin kökenli olmasına karşılık, işlerini ve evini tstanbul'a taşımış bulunan "Bodosaki Atanassiadis'- le, otelin işletmesini devreder. Aslında Bo- dosaki Atanassiadis'in, Galata, Hovagim- yan Hanı'mn, 1. katında her türlü ihracat (özellikle tahıl, pamuk ve pamuk yağı) ve ithalat işleriyle uğraşan, aynca "Bankerlik 1 - 'de yapan, çalışanı bol, çok geniş bir bü- rosu bulunuyordu. Bodosaki'nin işlerinin tümünü Lanza ailesinin fertleri yönlendi- riyordu ve bu aile Pera Palas Oteli'nin 200 metre kadar ilerisindeki Bodni apartmanı- mn 1. katında otuyordu. (Bunu yazmamm nedeni, Bodosaki'nin pejmürde kıhğıyla ge-- lerek otelde kalmasma gerek olmadığmı be- lirtmem içindir). Bodosaki, işletmeyi yüklenmiştir. Ancak, Pera Palas Oteli'ni satın aldığını ve piya- saya borçlandığmı sanmıyorum. Çünkü oteli satın almış olsaydı; merkezi Paris'te (126.Rue Lafayette) olan ve sözleşmesi 10.. 1922 tarihinde yapılarak, Fransa'daki resmi gazetede yayımlanan "Pera Palace Hotel de Constantinople Societe Anonyme" şirketinin kurulmasına gerek kalmazdı. Şirket, 1922 yılında 7.500.000 frank ser- mayeyle kurulmuştu, bunun karşıhğı o gün- kü kura göre tam tamına 330.000 Osmanlı altını ediyordu. (Bunu, özellikle, hayali ra- kamlar yazanlar için yazdım.) Kaklı ki İ7 Kasım 1922 günü Sultan Vahdettin lstan- bul'u terk edince, Bodosaki tüm işlerini bı- rakıp ortadan kaybolmuştu. Bunun üzeri- ne, şirketin bağlı bulunduğu Paris'teki "So- cielete Française Des Grands Hotels İnternational" fırması, Pera Palas Otel his- se senetlerinin, bedellerinin kendileri tara- fından karşılanacağına dair bir karar aldı ve 1 Mart 1923 yılında aldığı bu kararı da hisse senetleri üzerine uyguladı. Otel, Misbah Muhayyeş'e 1924 yılında kiralanmış ve 1928 yılında kesin olarak sa- tılmıştır. Aynca beurtmekte yarar görüyorum; Pe- ra Palas Oteli'nin yapım tarihinden, kesin olarak satıldığı tarihe kadar Wagons-Lits Pera bürosu, Pera Palas Oteli'nin içindey- di. Bu büro 1928 yılında Galatasaray'daki yerine taşındı ve başına da çok tecrübeli "Frederick Bitzin" getirildi. Bundan son- rası zaten biliniyor. Sa>ın Günçıkan'ın araştırmasmda bir de şu küçük hatalar göze çarpmaktadır: Balat'ta, Rumlar değil Museviler oturur. Oda numaralan sonradan konulmuştur. Kouvet şarabı o günlerin sosyetesince Pe- ra PaJas'ta içilmezdi. Agahta Christie, "Murder In The Orient Express" romanı- nı 1933 yıbnda yazdı ve konusu da Pera Pa- las Oteli'nde değil Tokatlıyan Oteli'nde geçer... BEHZAT ÜSDÎKEN Tiinel/Beyoğlu DUYURU BAKIRKÖY BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NDAN 657 sayılı yasanın ek geçici 12-13 ve 15. maddeleri ile 2595 sayılı kanunun ek 16. maddesi gereğince yayınlanan 7.5.1987 tarih ve 87/55939 sayılı Kararaame ve Içişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü'nün 27.3.1990 gün ve 547.90/55939 sayüı yazılan doğ- rultusunda Bakırköy Belediye Tiyatrosu'na sınavla aşağıdaki ünvan ve miktarlarda sözleşmeli personel alınacaktır. 657 sayılı yasanın 48. maddesindeki koşullara sahip ilgililer, gaze- te ilan tarihini müteakip 15 gün içerisinde öğrenim belgesi, nüfus cüz- dan örnegi (4.5 x 6) boyutlannda 2 adet fotoğraf ve öz geçmişlerini belirten dilekçe ile birlikte Adile Naşit Kültür Merkezi'ndeki Perso- nel Müdürlüğü Memurluğuna müracaat ederek iş talep formunu dol- duracaklardır. lmtihan tarihi başvuru esnasında adaylara bildirilecektir. ÖZELŞARTLAR: 1- Stajyer Sanatçılar: Üniversitelerin-Konservatuarlann, tiyatro bö- lümlerinin ve yurt dışında özel ya da resmi tiyatro okullan bitirme belgesi vermeleri gereklidir. 2- Dekoratörler ve Kostüm Kreatörleri: Üniversiteler, Sanat aka- demileri ve yüksek tiyatro okullarımn ilgili bölümünU bitirdiklerini veya özel, resmi tiyatrolarda en az 5 oyunun dekor ve kostümcülü- ğünü yaptıklarını belgelemeleri gereklidir. 3- Dramaturg: Üniversite ve konservatuarlann ilgili bölümlerini bitirdiklerini belgelemek, en az bir yabancı dili (Ingilizce, Fransuca, Almanca) çok iyi bilmek zorundadırlar. 4- Baş Işık Uzmaru: Özel ya da resmi tiyatrolarda en az 10 yıl ışık uzmanı olarak çalıştıklarını belgelemeleri gereklidir. 5- Işıkçılar: Meslek okullannın elektrik-Işık bölümlerini bitirdik- lerini veya tiyatrolarda en az 5 yıl ışık uzmanlığı yaptıklannı belgele- meleri veya elektrikci ehliyeti sunmalan gerekmektedir. 6- Terziler: Enstitülerin moda bölümü ile biçki-dikiş kurslanru bi- tirdiklerini yada tiyatrolarda terzi olarak en az 5 yıl çaiıştıklannı bel- gelemeleri gereklidir. 7- Sahne Baş Makinisti: Tiyatrolarda en az 10 yıl bu işte çaiıştık- lannı belgelemeleri gereklidir. 8- Sahne Makinistleri: Tiyatrolarda en az 5 yü bu işte çahştıklan- m veya ortaokul bitirdiklerini belgelemeleri gereklidir. 9- Baş Marangoz: Meslek okullannın ilgili bölümlerini bitirdikle- rini veya tiyatrolarda en az 10 yü çalıştıklartnı belgelemeleri gereklidir. 10- Marangozlar: Meslek okullannın ilgili bölümlerini bitirdikle- rini veya tiyatroda en az 5 yıl cahştıklannı belgelemeleri veya ma- rangozluk ehliyet sunmalan gereklidir. 11- Aksesuar: Tiyatrolarda en az 5 yıl aksesuarçılık yaptıklannı belgelemeleri gerekmektedir. 12- Dekor boyacısı: Tiyatrolarda en az 5 yıl bu işte çalıştıklarını veya meslek okullannın ilgili bölümlerini bitirdiklerini belgelemeleri gereklidir. ÜNVAN ADET Sahne ışıkçısı 4 Sahne baş makinisti 1 Sahte makinisti 6 Sahne baş marangozu 1 Sahne marangozu 3 Aksesuar 3 Dekor boyacısı 3 UNVAIV Sanatkar Kostüm Kreatörü Dekoratör Stajyer sanatçı Dramaturg Baş ışık uzmanı Sahne terzisi ADET 23 1 1 10 I 1 2 tSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN Fatih Fatma Sultan Mahallesi, izmirli Niyazi çıkmazındaki 430 pafta, 1928 ada, 54 parsel sayılı 14&50 m2 . belediye malı taşınmaz 89.100.000r TL. + KDV. bedelle satılacaktır. Geçici teminatı 2.673.000: TL.'dır. Şartnamesı 4000O TL. bedelle Mesken ve Gecekondu İşleri Mü- dütiûğü'nden satın alınabilir. Yukarıda yazılı iş 20 Aralık 1990 günü saat 11.00'de istanbul Bü- yük Şehir Belediye Encümeni'nde 2886/45'inci mad. göre açık art- tırma usulü ile şartnamesi veçhile ihale olacaktır. İhaleye katılmak isteyenler geçici teminat makbuzları ile şartna- mesinde yazılı dığer belgelerle birlikte yukarıda belirtilen gün ve saatte istanbul Büyük Şehir Belediye Encümeni'nde hazır bulun- maları gerekmektedir. İlan olunur. Basın: 41435 KONGRE İLANI Derneğımizin olağan genel kurul toplantısı (kongre) ekseriyet sağ- lanırsa 23.12.1990 tarihinde pazar günü saat 13.00'te camimiz bi- tişiğindeki Kuran kursu binasında, ekseriyet sağlanamaz ise 30.12.1990 tarihinde yine aynı saatte aynı yerde yapılacaktır. SAYIN GENEL KURUL ÜYELERİMİZE ÖNEMLE DUYURULUR? ÜSKÜDAR FERAH MAH. CAMİİ VE MEŞRUTASI YAPTIRMA-YAŞATMA DERNEĞİ YÖNT. KURULU GÜNDEM: V Açılış ve yoklama. 2. Kongre Divan Bask. ve kâtipleri seçimi. 3. Yönetım ve Denetim kurulları raporu okunması. 4. Raporların Genel Kurulca ibrası. 5. Dilek ve temenniler için üye isim tespiti. 6. Dilek ve temennilerin en fazla 5'er dakika olması. 7. Yeni yöne- tim ve denetim kurulu seçimleri. 8. Kapanış. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Hımmm...Necip Torumtay'ın Genel Kurmay Başkanlığı'ndan istifa- sını, İzmit'te, Mesude Hanım Çiftliği'ne giderken Oralp Ba- sım'ın Kayhan Eczanesi'nde öğrendim. Bursa'dan İzmit'e gelmiştik; Mesude Hanım Çiftliği'ne gidecektik. Mesude Ha- nım Çiftliği'ni herkes bilir. O, İzmit yakınındaki domuz çiftli- ğidir. Mesude Hanım, Oralp Basım'ın annesi. Eczaneye Oralp'le birlikte uğradığımızda, telefon çaldı; Bursa'dan ga- zeteci Levent Gençelli arıyordu. Levent Gençelli, eski Gum- huriyet'çi, şimdi Bursa Hâkimiyet gazetesinde çalışıyor. Levent, heyecanlıydı. Şöyle dedi: —Abi, Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay görevinden istifa etti. Anadolu Ajansı, beş dakika önce geçti haberi; Ne- cip Torumtay'ın istifa dilekçesi şöyle: "İnandığım prensipler- le ve devlet anlayışımla hizmete devamı mümkün görmeciiğim için istifa ediyorum." —Başka bir şey yok mu? —Hayır yok. Bilgi vermek için aradım, merak edersinizdi- —Teşekkür ederim Levent. Çağdaş Gazeteciler Derneği'nden bir grup arkadaş, Çağ- daş Gazeteciler Demeği'nin Güney Marmara Bölgesi'nin ba- sın gecesinde bulunmak için ÇGD Bursa Başkanı Yılmaz Akkılıç'ın çağrısı üzerine Bursa'ya gitmiştik. Oradan dönü- yorduk. Domuz çiftliğini görmeyi arkadaşlarıma ben önermiş- tim. Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Sekreter Yardımcısı TimurTürkan, Sayman Bekir Öztoprak, yönetim kurulu üye- si Metin Aksoy biriikteydik. Onlar, bir arabadaydılar; biz Oralp1 la bir arabadaydık. Haberi arkadaşlarıma ulaştırdım. Metin Aksoy: —Ankara'ya gidelim bir an önce! dedi. Heyecanlanmıştı. Kim heyecanlanmaz ki? Mesude Hanım Çiftliği, yolumuzun üzerindeydi. Belki bir yarım saatimizi alırdı. Çiftliğin oradan, Ankara yolu bir kilo- metre çekiyor çekmiyordu. Oralp, bize çiftlikte Rus şampan- yasıyla, Bulgar konyağı sundu. Şampanyalar patlatılırken Necip Torumtay'ın istifasının getireceği sonuçları konuştuk. Oralp Basım: —Bak, haberi domuz çrftliğine giderken aldın. Uğuriu geldi, diyordu. Domuz, Almanlarda, uğur hayvanıdır; muska gibi takılır! —Haydi, şerefe! —Nezdarovya! (O da Rusça, 'şerefe' demek; Rus şampan- yası başka nasıl içilir?) Barışın şerefine! Savaşa hayır! Çiftlikteki domuzları, mozakları (domuz yavrusu) gördük- ten sonra ayrıldık. Çiftlikte, Kandıralı Ali Osman Ceylan'la söy- leştik bir ara. Kandıralı Ali Osman, Gemlik'e gelip denizi ilk kez görünce: —Amma çok keten ekmişler buraya! demiş. Keten tarlala- n, deniz gibi mavi görünürmüş. Ne yapsın Ali Osman, deni- zi de keten tarlası sanmış garip! Yol üstünde 'Koru Motel'e uğrayıp bir akşam yemeği yiye- lim, dedik. Garsona laf olsun diye sordum: —Buraya Necip Torumtay geldi mi? —Geldi efendim, bir hafta önce buradalardı! —Peki, ne yediler? —Koru kebabı yediler! Koru kebabından iz sürerek olayın perde arkasını bulamaz- dım! Kafadan atma hava cıva yorumlarla, bunu pekâlâ yapı- yordu Çankaya yazarları. 'Hürriyet', olayı, 'Muhtıra gibi istifa 1 başlığıyla verdi. Ertuğ- rul Özkök'ün 'Ankara'dan' başlıklı yorum haberinde, Hacı Tur- gut Bey'in 'Bize savaşacak paşalar lazım' dediği belirtiliyordu. 'Yiğidi öldür, hakkını yeme' derler. Hürriyet'in haberinin de yorumunun da bir ölçüde sağlıklı olduğunu Ankara'ya dönüş- te kurcalayınca, öğrenecektim. Kutluyorum! Benim de yeni »ögreneceklerim, olaylara. yorumlara ekleyeceklerim olmalıy- dı. Ömeğin bir "muhtıra " söz konusu değildi. Turgut Bey de bu beklenmedik istifaya gerçekten üzülmüş müydü? Bir de hükümette Genelkurmay'ın Yetim Hüsnü'ye bağlanması için "birtasarı hazır bekliyofdu. Bo, önemliydir î Hacı Turgut Bey'in, 'Cephe açalım!' önerisi, bardağı taşı- ran damla oJmuştu. Cephe nerede açılacaktı? Hacı Turgut Bey, ordunun hazır olmasını, nereden bir cephenin açılma- sının uygun olacağının saptanmasını istediği, Genelkurmay çevrelerinde biliniyordu. —Cephe açalım, planını yapın, bana getirin! diyordu Hacı TÖ. İstediği buydu. Torumtay'ın başında bulunduğu ordu, bu- na yanaşmamıştı. Torumtay şöyle diyordu: —Saldırı planı değil, savunma planı yaparız. Oradan bize bir şey gelirse, biz karşı koyarız. Bir savaşa kendilığimızden girmeyelim! Daha doğrusu, değişik görüşler vardı. Hacı TO ile Torumtay arasındaki ipler, çok eskiden beri ufak ufak kopmuş muydu?.. Ama büyük kopma, asıl son zaman- larda mı oldu? Örneğin ordu, bir 'firkateynle' işi idare etmek istedi, ancak Hacı TO, bu firkateyn'le yetinmedi. Bu yüzden firkateyn de hiç gönderilmedi. Ne kadar asker yollanacağı- na ilişkin bir ayrıntı yoktu. Hacı TÖ, önce planı istiyordu; sal- dırı planını, cephe planını! —Siz hazırlıklarınızı yapın getirin, onun üzerinde konuşa- lım! Hacı TÖ, savaştan yanaydı, bunu bilmeyen mi vardı? Ne- cip Torumtay, buna karşı çıktığı için mi istifa etmişti? Acaba, başka savaşacak, Hacı Turgut Bey'i, savaşla Çankaya'da tu- tacak general bulunamaz mıydı? Hacı TÖ'nün, darda kahn- ca, geri adım attığı bilinen bir gerçekti; bu kez, Torumtay'ın istifası etkili olacak, savaştan dönülecek miydi? Bu, bilinmi- vordu henüz. Herkesin bildiği bir gerçek daha vardı; "Şahin- ler"le "Güvercinler"! Savaşın yararlı olacağını düşünmeye başlayan, "Şahinler" yok muydu sanki? Kimler neler bekli- yordu? Bir kez Amerika, Saddam'ın Kuveyt'ten çekilmesin- den yana değildi. İstemiyordu. "Çıban başı kalacak, temizleyelim daha iyi" mi diyordu? Torumtay'ın ayrılmasından sonra başka bir istifa olup ol- mayacağı usa gelmekteydi. Şu anda 'Hayır' diyordu olayları bilenler. Yollar normal işlerse, Kara Kuvvetleri Komutanı Do- ğan Güreş gelecekti Genelkurmay Başkanlığı'na. Ancak çok güvendiğim kaynaklar, Hacı TÖ'nün, Doğan Güreş'e de pek sıcak bakmadığı kanısındaydılar. Hacı TÖ, Doğan Güreş'in Kara Kuvvetleri Komutaniığı kararnamesini pek gönlüyle im- zalamamış mıydı ne? Hımmmm... Necip Torumtay'a "Doğan Güreş'i başıma sardın" gibisinden sitem de etmiş miydi? Ge- nelkurmay Başkanlığı'na Doğan Güreş atandı ama her şey bitti mi? Bakalım, bekleyelim. Babam anlatırdı öyküyü, şöy- le: Adamın biri lokantaya gidip yemiş-içmiş; ancak verecek parası yokmuş. Gücü de yokmuş. Lokantanın içinde dolaş- maya başlamış. Bir bakmış ki bir teknenin altında eşek baş- ları. Kendi kendine söyleriirmiş: Hımmm... İşin altında iş var, teknenin altında baş var! Çıkmış mı lokantacının oyunları ortaya? Almamış parayı müşteriden artık, alamamış..._ Babamın öyküsünden çıkarılacak ders: Hacı TÖ, bu sava- şa zor girer! Epeyce oluyor başbakanlığı sırasında mı ne, söy- iemişti lafı: —Eski sadrazamların iki gömleği olurmuş, biri sadrazam- lık, öbürü idamlık! GAZİANTEP 1. SULH CEZA MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETİ Esas: 1989/319 Karar: 1989/1542 Hâkim: Mehmet Çamur 28162 Kâtip: Bılal Akgün Sanık: Mehmet Murtaza Özufacık, Hayri oğ. 961 D.lu. Öğretme- nevleri Mah. Kahıamanlar Sok. Teymur Apt. D: 3'te oiurur. Un ima- latçısı. Gaziantep Suç: Gıda maddeleri nizamnamesine muhalefe't. Suç tarihi: 17.1.1989 Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında; Sanığın üzerine alılı, müsnet suçtan TCK'nın 398. 402, sayılı ka- nun maddeleri uyannca 6 ay hapis ve 75.000 TL ağır para ve curme vasııa kıldığı meslek \e sanatmın 6 ay latıline, cürme vasıta kıldığı işyerinin I ay kapatılmasına, karar ozetinin, İstanbul. Ankara, İzmir'de yayımlanan lirajı yuz binin üzerindeki bir veya iki gazetede, aynca bir mahalli gazetede ilan edilmesine ve masrafının sanıktan alınma- sına karar \erildi. 19.11.1990
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle