Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 ARALIK 1990
MUZIK
KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
Sermet France Musique'te
• PARİS (Cumhnriyet) — Hüseyin Sermet, 22 aralık
cumartesi günü, Fransız Devlet Radyosu 'France
Musique'te, bir saat piyano çalacak. Her cumartesi
öğleden sonra, üç saat süren 'Desaccords Parfaits'
(Kusursuz Uyumsuzluklar) adlı programda, genel olarak
bir bestenin değişik yorumları dinletiliyor ve bu
yorumlar, beş altı müzik eleştinneni tarafından
tartışılıyor. Bu kez, Noel tatili öncesi, adı bir sözcük
oyunu olan 'Kusursuz Uyumsuzluklar'ın ('Desaccords'
sözcüğü 'Des Accords' olarak yazıldığında, 'uyumlu,
akortlu" anlamına geiiyor) ilk iki saati boyunca, yeni
çıkan uzunçalarlardan söz edilerek yakınlarma plak
hediye etmeyi duşünen dinleyiciler biigilendirilecek. Jean-
Michel Damian tarafından düzenlenen bu haftalık
programın geriye kalan bir saatlik bölümünde ise
Hüseyin Sermet, Bach'ın Si Bemol Minör, 22 numaralı
prelüd ve fügünü, Beethoven 30 numaralı opus 109
sonatını ve Bartok'un dans suitini yorumlayacak.
SERGİ
Türker'in manzaraları
• Kültür Servisi —
Ayhan Türker'in resim
sergisi bugün
Teşvikiye'deki Edpa
Sanat -Galerisi'nde
açıldı. Ressamın
manzara resimlerinin yer
aldjğı sergi 7 ocak
tarihine dek açık
kalacak. 1938'de
Diyarbakır'da doğan
Ayhan Türker, Devlet
Güzel Sanatlar
Akademisi lç Mimarhk
Bölümü'nü bitirdi. İlk
kişisel sergisini 1985'te
Vakko Sanat
Galerisi'nde acan
Tûrker, o tarihten bu yana çeşitli karma
sergilere katıldı. Sanatçının bu ikinci kişisel sergisinde
son beş yüda oluşturduğu çalışmalara yer veriliyor.
Bayhan'ın 4
5O. Yıl Sergisi'
• Kültur Servisi — lfsak 6. lstanbul Fotoğraf Günleri
kapsamında Mehmet Bayhan'ın 50. Yıl Sergisi dün Yıldız
Üniversitesi Sabancı Kitaphğı'nda açıldı. Mehmet
Bayhan'ın 50. yaş gunünde açılan sergiye sanatçının
dostları ve öğrencileri katıldı. Bayhan, "Sergi
kapsamında 110 fotoğraf yer alıyor. 35 ülkeden
sanatçılann ka^ıldığı sergide 49 Türk sanatçının yapıtlan
da mevcut" dedi. Bayhan'ın aktardığına göre sergide
Francisca Hidalca, Christian Vogt ve Lajos Keresztes gibi
profesyonel ustaların çalışmalarına da yer veriliyor.
Mehmet Bayhan avnca Yıldız Üniversitesi bünyesinde bir
fotoğraf müzesi kurulacağını ve bu sergideki
fotoğraflann müzenin ilk koleksiyonunu oluşturacağını
söyledi. Açıhşta, "Bu gece benim gecem" diyen Bayhan
geçen dönem AFİAP rozetlerini kazanan sanatçılar
Engin Çizgen, Çerkez Karadağ, Muzaffer Sütlüoğlu,
Maggie Danon ve Tahir Ün'e unvanlannı verdi.
TİYATRO
TİYAP Başkanı Rutkay Aziz
• ANKARA (AA) — Tiyatro Yapımcıları Derneği
(TİYAP) olağanüstü Genel Kurulu'nda Rutkay Aziz,
yeniden başkanlığa seçildi. Oylama sonucu yeni yönetim
kurulu Gülriz Sururi, Genco Erkal, Hadi Çaman ve
Tevfik Gelenbe'den oluştu. Olağanüstü Genel KuruPda
başkanlığa Levent Kırca ve Rutkay Aziz aday olmuştu.
Seçimlerde muhalefet grubunun adayı Levent Kırca 6,
Rutkay Aziz ise 20 oy aldı. özel tiyatrolara yıl icinde
yapılan 500 milyon liralık yardım ve 2 milyarlık ek
yardımın dağıtımı konusunda çıkan anlaşmazlık sonucu
TlYAP'ta olağanüstü kurultaya gidilmesi
kararlaştınlmıştı.
I İ S T A N B U L B E L E D İ Y E S I
J Ş E H İ R T İ Y A T R O L A R I
17-23 Aralık 1890
Harbıye M.Ertuğrul
Sahnesı(1*0 77 20)
Turgut ÖZAKMAN Mıizikıl Komedi
RESİMLİ
OSMANUTARİHİ
Yönnen: Ergin ORBEY|I8-19 20-21 22)
Knton ÇEHOV
VİŞNEBAHÇESİ
Türkçesi Beigı PAKSOY
Yöneten Leonıd HEIFETS
123 Aralık PazarlFatih Resat Nufi
Sahnesi (S26 53 80)
. Necıti CUMALI
BİR SABAH
GÜLEREKUYAN
Yöneten Engin GURMEN
(18-19-20 21 22 Z3Î
Cep T\yatrosu (140 77 20)
Sıbahıttin Kudret AKSAL
BAY HİÇ-
SONSUZLUK
KİTABEVİ
Yonelen: Başır SABUNCU
(Ptesi/20.30/PerCuma 15 00)
Uskudar Musahipzade Cel*l
Sahnesı (333 03 97)
Ulker KÛKSAL
BİR GARİP
OYUN
Yöneten: Nedret OENİZHAN
(IB-19-20-21-221
MemetlÂYDllR
CUMHURİYET
KIZI
Yöneten Cuneyt TUREL
(23 Aralık Paztr)
Kadıkoy Haldun Taner
Sahnesı (349 04 63)
Hugh WHITEMORE
BİR YALAN
ÇEMBERİ
Turfçesi Yıldırııti TÜRKER
Yöneten: Hakan ALTINER
118-19 20-21-221
WillylÜSSELL
BİR KADIN
Turkçesi Semra KAKAMURSEl
Yöneten Çetın İPEKKAYA
|23 Aralık Pazar)
BİLETLER TİYATRO GİŞELEBİNIN DIŞINDA
TAKSİM SANAT GALERİSI. VAKKORAMA TAKSIM
VE APS GAYRETTEPE DE SATILMAKTADIR
Oyun Gunlerı Salı 20 30'Çar 15 00-20 30/Per-Cuma 20 30'
-Ctesı. 15 00-20 30/Pazar 15 00-18 30
|2. PERDE
2. Perde'de 2. Seçenek
Kasetinden sonra
şimdi de CD'si çıktı.
Aldtnız mı?
NAK MÜZİK TİCARET
Sk No 6 Ş.ŞİI-ISTANBUL Td 131 35 74
SEVEMA/ATİLLÂ DORSAY
Türk sinemasının bunalımı derinleşen boyutlarla devam ederken
Sinema değîl kültür kriziTürk sinemasının bunalımı, gitgide
derinleşen boyutlarla devam ediyor. Haf-
talık Sinema Gazetesi'nin 'Sinemalarda
Bu Hafta' sütununda Istanbui'dan An-
kara'ya, Adana'dan Balıkesir'e, Bursa'-
dan Gaziantep'e, Izmir'den Samsun'a,
ülkenin sinema saloniannın az da olsa
ayakta kaldığı belli başlı 20 kentinden
verdiği tablo çarpıcıdır. Tüm bu kent-
lerin sinemalannda sadece 2-3 tanesin-
de bir Türk filmi vardır! Eskaza bir sa-
lon bulup gösterime girebilen filmler de
"tki seksen yatmaktfldır"! 'Berdel' filmi-
ne Atlas Sineması'nda bir haftada sade-
ce 700 seyirci gitmiştir! 'tki Başlı Dev'
adlı filmi izleyen seyirci sayısı da, filmin
her görence beğenilmesine karşın çok az
olmuş, filmin sahibi olan Eks Film bile
kendi işletmesindeki Kadıköy Sanaı
Merkezi'nden filmi kaldırmak zorunda
kalmıştır. 'Camdan Kalp' ise diğer Türk
fîlmlerini aşan ustalıklı bir tamtım kam-
panyası ve tüm basının ortak övgüle-
riyle, ancak kendini biraz kurtarabilmiş
gözüküyor.
Merak da etmiyor
Çok açıktır ki bunaiım artık yaJnızca
bir Türk sineması bunalımı değildir. Söz
konusu olan, Türk kültür yaşamındaki
bir bunahmdır. Yeni, yepyeni bir genç
kuşak yetişiyor. özellikle büyük kentler-
deki bu genç kuşak, kendi kültürüyle il-
gili değil, hiç değil. Türk olan, yerli olan,
bizden olan her şey onu ürkütüyor. Hiç-
bir 'alaturka' şarkı dinlemeden, hiçbir
'Doğu hiizDü' duyumsamadan, doğru
dürüst hiçbir Türk romanı okumadan,
Yeşilçam'dan gelen hiçbir şeyi izlemeden
büyuyor bu kuşak! 'Bir bahar akşamı'
kimselere rastlamayan, 'Adalar sahilin-
de beklemeyen', 'melali anlamayan' bir
kuşak yetişiyor. 'Ahrael Haşim'ı de bil-
miyor, Nâzım'ı da Yümaz Güney'i de
bikniyor (merak da etmiyor), Fehmi Ya-
şar'ın filmini de. 'Camdan Kalp'e gi-
denlerin büyük çoğunluğu, ona yaş ve
Ustü kişilermiş.
Bunaiım artık yalnızca
Türk sineması bunalımı
değil Türk kültür
yaşamındaki bunaiım.
Özellikle büyük
kentlerdeki genç kuşak
kendi kültürüyle ilgili
değil. Bizden olan her
şey onu ürkütüyor.
Bu durum nasıl oluştu, nasıl bu hale
geldik? Bunun bir tek suçlusu yok. He-
pimiz suçluyuz derece derece... Türk
kültürünün yetiştirdiği en büyük adla-
n, en önemli yetenekleri kuşaklar boyu
yadsıyan, topluma mal etme çabası şöyle
dursun, unutturma çabası güden iktidar-
lar, Nâznn'dan Yümaz Güney'e, Yaşar
Kemal'den Aziz Nesin'e dünya evrensel
kültürüne mal olmuş her Türk sanatçı-
sını 'tu kaka' eden geçmiş yönetimler
öncelikle suçlu. Şiirleri yasaklayan, ki-
tapları toplatan, filmleri yakan, arşiv
kavramını yerleştiremeyen, her şeyi dar-
madağan edip savuran geçmişin kül-
tür(süzlük) anlayışları sorumlu.
TRT de sorumlu
Ama yalnız onlar mı? Suçu geçmiş ik-
tidarlara atıp rahatlayabilir miyiz? Tüm
radyo programlarını Amerikan müziği-
ne ayınp kimi 'grup'lann üyelerinin kaç
yaşında olduğunu, hangi 'after-shave'i
kuüanıp hangi tip kızlardan hoşlandığını
bile belirten 'pop-müzik' saatleri düzen-
lerken tüm bir Türk hafif müziğini yıl-
lar yüı dışlayan bir TRT de sorumlu de-
ğil mi? O Meksika veya Amerikan
'pembe' dizilerini başımıza musallat edip
Türk halkını bunlara 'müptela' kılan bir
yayıncılık anlayışı suçlu değil mi? Bu
halkın henüz sinemalan doldurduğu bir-
donemde, son derece 'vefalı' bir seyir-
ciye sahip olduğu dönemde, bir yandan
bu sinemaya altyapı yatırımı yapmayan,
gerekli stüdyo, laboratuvar 'ionanımla-
nnı kuramayan, kendisine ait bir dağı-
tım zincirine sahip olamayan, öte yan-
dan bu seyirciyi hepsi birbirine benze-
yen bayağılıklarla yıllar boyu sömüren
bir yerli sinemacılık anlayışı da sorum-
lu değil mi? Bu teknik, iîerleme çağın-
da, kırk yılda bir TV'ye gelen kaliteli,
üstelik de yakın tarihli Türk filmlerini
('Gece Yolculuğu', 'Yüanlann Öcü')
asılları oldukça yüksek bir teknik düzey-
de oldukları halde böylesine kalitesiz,
yağmurlu, âdeta izlenmez kopyaiardan
göstermek, böylece milyonlarca seyirci-
de 'Türk filmi değil mi? tşte bu kadar
olor' izlenimini pekiştirmek, hem bu
kopyaları verenler hem de içeriğe gös-
terdikleri aşın duyarlığı teknik standart
konusunda göstermeyen TRT yönetimi
açısından ciddi bir kusur değil mi? Özel-
likle son donemde gelen 'nevzuhur', ağa
bir kanş açık Amerikan hayranı olup da
bizim filmlerimizi, Yümaz Giinev'den
Orhan Oğuz'a, ustalıklı söz oyunlarıy-
la yerin dibine batırmayı marifet sayan
bir yeni eleştirmen kuşağının da hiç so-
rumluluğu yok mu?
Daha dune (4-5 yıJ öncesine) dek, yerli
film gösteren sinemaiara ve düzenli Türk
filmi izleyen bir seyırciye sahip olan
Türk sineması, bu seyirciyi nasıl kaçır-
dı? Bu seyirci, düne kadar vardı da bir-
den ortabktan uçup buharlaştı mı? El-
bette biliniyor: Seyircinin sosyal yapısı
değişti, enflasyon ve ekonomik bunaiım
insanlann boğazma çökerken Türk sine-
masınuı vefah seyircisini oluşturan alt ve
orta smıflar, evlerinden bunınlarını uza-
tamaz oldular, TV programları ve Mek-
sika dizlleriyle avunur oldular. (Bu se-
yircinin hâlâ var olduğunun başlıca ka-
nıtı, TV'de Türk sineması programlan-
nın -şimdilik- en popüler programlar
arasında yer alması- ama o da her za-
man değil!) Sinemalan dolduranlar ise
artık Amerikan kültürüyle, TV'nin pop
derecede küçük bir sayı çıkar ortaya...
Türk sineması ise hâlâ yeniliğe, yenilen-
meye, gençleşmeye kapalı biı sinema...
Genç kuşaklarla iletişimi, yüz bilmem
kaçıncı filmiyle Osman Seden veya
Memduh Ün , iki yüz bilmem kaçıncı se-
naryosuyla Erdogan Tünaş mı sağlaya-
cak? "Devlet versin, ama önce biz
profesyonellere" anlayışıyla 'Camdan
Kalp' gibi bir senaryoyu bile reddeden
bir kurulun sinemaya bakışıyla mı Turk
sineması kabuk değiştirecek? Bir 'yaş
sorunu' değil bu elbette, yaşa ve yaşh-
lara saygımız var. Onlar da istiyorlarsa
çeksinler filmlerini. (David Lean'e, Ku-
rosawa'ya 'Fellini'ye kimse bir şey diyor
mu?) Ama gençlerin gelmesi, sinemamı-
yıda Türk filmi oynatılmasını zorunlu
kılmak, yeni yeni canlanmaya başlayar»
sinemacüığa balta vurabilir. Yıllann suç-
larının, yanlışlarının, günahlanmn fatu-
rası, niye yalmzca sinemacılardan çıka-
nlmak isteniyor? Aynı biçimde TRT'ye
yüksek oranlarda Türk yapımı, Türk fil-
mi oynatılması zorunluluğunun getiril-
mesi de tek başına yeterli değil. Bu zo-
runlu önlemler, bu teknoloji çağmda ne-
reye dek geçerli olabilir? Insanlar Türk
filmi oynatan sinemalara gitmiyorlarsa,
Türk filmi oynatan kanallara alternatif
olacak sayısız kanala yakında kavuşa-
caklarsa, onlan nasıl zorlayabilirsiniz?
Sorun, genel bir kültürsüzlük veya alt-
kültür ortamının ülkemizin üstüne ka-
BtR HAFTADA 700 SEYİRCJ — Aüf Yümaz'ın yönettigi 'Berdel' adlı filmi bir haftada yalnızca 700 kişi izledi. Kazara
salon bulabilen Türk filmleri de iki seksen yatıyor.
müzik programlanyla, Levi's, Reebok,
Benetton vb 'marka kültürii'yle yetişen
bir yeni kuşak. Seyircideki bu yapısal
(yaşla, sosyal sınıfla, kültürle ilgili) de-
ğişim, bizim sinemamızın geleneksel se-
yircisini yok etti.
Yeniliğe kapalı
Demek ki yapılacak olan, eski seyirci
şimdilik kolay kolay geri gelmeyeceğine
göre yeni seyirci kitlelerini, genç kuşak-
ları 'tavlamak'. Turk sinemasının ciddi
bir yenilenmeye, cağdaşlaşmaya 'kan de-
ğişimi'ne gereksinmesi var. Bakınız, tüm
dünyada sinema, gençlere yatırım yapa-
rak, genç sinemayı destekleyerek, onla-
ra fırsat vererek bunalımı atiattı. Fran-
sa'da her yıl bilmem kaç yönetmen 'ilk
filmi'ni yapma fırsatı buluyor. Tam 7
kademeli bir destek sistemi, bu olanağı
gençlere tanıyor. Amerika'da ise son dö-
nemin o herkesin bayıldığı filmlerini ya-
pan Spielberg, Lucas, Coppola, Gary
Marshall, John Badham, Ren Howard,
David Lynon, Adrian Lyne, Ridley
Scott, Tony Scott vb. yönetmenlerin yaş
ortalamasını alsanız, herhalde şaşutıcı
zın kuşak ve kabuk değiştirmesi de mut-
laka gerekiyor.
Ote yandan Türk sinemasını nereJen
alıp nereye getirdikleri belli olanlann hâ-
lâ bu sinemanın sahibi, patronu, başı
durumunda olmalan da akıl almaz bir
şey. Bir şirketi bu denli kötü yönetenler
işten atıhr, bir Ulkeyi bu denli kötü yö-
netenler (gerçi bizde bazen zor oluyor
ama) iktidardan eninde sonunda uzak-
laştınhr. Ama Türk sinemasını bu den-
li kötu yönlendirenler, gemiyi karaya
oturtanlar, sinemamızı hem salonların-
dan hem de seyircisinden edenler hâlâ iş
başında! Bu ne vefa, bu ne bağhlık! Da-
ha doğrusu bu ne safhk, bu ne aptallık!
Kota çözym mii? '[
Tüm bu sorunlar, elbette ciddi kültür
politikalarımn oluşturulmasını gerekti-
riyor. Bir yandan pratik, gerçekçi, kısa
vadeli çözümlerin öte yandan uzun va-
deli temel politikaların yaşama geçiril-
mesi söz konusu. Ama bunun için, bu-
günkü iktidarın kimi 'milliyeıçi' kanat-
larından gelen yaklaşım da çozüm yolu
değil. Sinemalara kota koymak, belli sa-
rabasan gibi yerleşmesi sorunu... Bualt-
kültür ürunlerinin Amerikan, Meksika
ve Turk kaynaklı olması bence ikinci de-
recede kalıyor.
Köşeyi dönme
Yapılması gereken bu tür milliyetçi-
liği sıntan davranışlardan ve zorlama
önlemlerden çok, bence Türkiye'de ge-
nel bir kültür seferberliği ilan etmek.
Kültür Bakanlığı'nm oldukça enerjik ve
iyi niyetli tavrını daha gen.'l bir kültür
politikası saptamaya yöneltmek ve bu
bakanlığm 'patronajı' altında, ülkemi-
zin kültjjr (ve bu arada sinema) sorun-
lanna çok-yönlü, çok ayrıntıh, çok kap-
samh bir yaklaşımı gerçekleştirmek. Ne
var ki Kültür Bakanlığı'nm ve bakanı-
•nm iyi niyetleri ne denli içten olsa da ül-
kemizdeki bugün gözlemlenen kültür
erozyonunun, yanlış ve kof değer ölçü-
lerinin, 'köşeyi dönme' felsefesinin, orta
eğitimden üniversitelere tüm eğitim sis-
temini hallaç pamuğu gibi atan bir an-
layışın ve genel bir kultürsüzleşme eği-
liminin başlıca sorumlulanndan biri olan
bugunkü iktidar altında böyle bir sefer-
berlik de olası gözükmüyor doğrusu!..
Sinemanın elineçabukyönetmenlerinden John Badham'dan TeldekiKuş*
Vakit geçirten çılgın takip
rekor
Teldeki Kuş (Bird on a Wire) /
Yönetmen: John Badham/ .
Oyuncular: Mel Gibson, Goldie
Hawn, David Carradine, Bill
Duke / Bir Universal (UIP) filmi.
(Kadıköy Ocak, Çemberlitaş Şafak)
Oldukça "gırgır" çağdaş güldürüle-
rin becerikli kotarıası, günümüz Ame-
rikan sinemasının eline çabuk yönetmen-
lerinden John Badham, son filminde yi-
ne düzeyli bir eğlencelik getiriyor karşı-
mıza... 15 yıl önce tamkhğıyla hapse at-
tırdığı tümüyle yozlaşmış 2 "devlet
görevlisi" (FBI, CIA veya onlara ben-
zer bir örgütten), sürekh' takma adlar ve
değişik kimliklerle yaşayan kahramanı-
mızm peşine düşüyorlar. Rick, onlardan
kaçayım derken, eski kimliklerinden bi-
rinde âşık ve de evlenmek üzere olduğu,
ama sonradan "görev gereği" terk et-
mekzorunda kaldığı bir sanşınarastlıyor.
Ve kahramanlarımız otel odaların-
dan, "cevre yollan"ndan, garajlardan
veya büyük mağazalardan geçip bir
"hayvanat bahçesi"nde sonuçlanan bir
"çügın takip"in içinde buluyorlar ken-
dilerini...
"Teldeki Kuş", ciddi bir eleştiri ça-
basına meydan okuyan, zaten böyle bir
çabaya da hiç gereksinmesi olmayan
filmlerden... Ticari Amerikan sinema-
sının bu yeni ve başdöndürücü örneği
karşısında ne diyebilirsiniz ki? Böyle
filmler, eleştiriyi ve eleştirmeni aradan
çıkararak kendi seyircilerini buluyorlar.
Amaç "vakit gecirtmek" ise o var.
Mel Gibson ve Goldie Hawn'm kom-
pozisyonlan, yeterince keskin köşeri ve
eğlendirici. David Carradine ise bir go-
rünüp bir kayboluyor. Film, elbette
ABD denen toplumdaki "devlet örgüt-
MEL GİBSON VE GOLDİE HAWN — 'Teldeki Kuş"un başrollerini Mel Gib-
son ile Goldie Hawn paylaşıyorlar. Badham, düzeyli bir eğlencelik sunuyor.
leri"nin korkunçluğuna, kıyıcılığma bır
kez daha dikkati çekiyor. Ama bu da za-
ten bilinen bir şey değil mi? Özellikle
hayvanat bahçesinde geçen tüm finalin
oldukça hoş olduğunu belirtip aradan
çekilelim. Zaten bu filmi biz
"eteştirmenlerin" görmesi ve yazması da
hiç gerekmiyordu. Bu tür filmler karşı-
sında yapılacak en iyi şey bu galiba:
Görmemek, görünce de kimilerinin "se-
yir zevki"ni bozmamak için hiç
yazmamak!..
Dört film birden gösterime giriyorKültür Servisi — lstanbul sinemala-
nnda bugün dört film gösterime giriyor
Kültur Bakanlığı desteğiyle çekilen film-
lerden ilki olan "Aşkın Kesişme Noktası"
Beyoğlu Lale Sineması'nda bugünden iti-
baren izlenebilir. Sinemamızın kadın yö-
netmenlerinden Bilge Olgaç'ın imzasını
taşıyan filmin öyküsü ve senaryosu Os-
man Şahin'e ait. Başrollerini Serpil Çak-
maklı ile Berhan Şimşek'in paylaştıkla-
ıı film bir aşk öyküsünü konu alıyor.
Paul Mazursky'nin son filmi "Düş-
manlar, Bir Aşk Üçgeni" ise Şişli Site Si-
neması'nda gösterime girecek. 1949'da
New York'ta geçen ilginç bır olayı konu
alan film, 1978 yılında Nobel Edebiyat
Ödülü'nu kazanan Isaac Bashevis Sin-
ger'ın aynı adlı romanından beyazperde-
ye uyarlandı. "Yalnız Bir Kadın", "Be-
veriy Hills Serserisi" gibi filmlerden ta-
nıdığımız yönetmen Mazursky, Singer-
in romanını okuduğunda neler hKsetti-
ğini şöyle açıklıyor: "Eşsiz bir öyküsü
vardı. Bende bu etkiyi uyandıran şey va-
şamı olduğu gibi yansıtan derin bir gi-
zem ve dayanılmaz ironiydi. Tutku ve se-
vecenlik, neşe, keder ve düşkırıklığı... Ya-
şamdan daha ne beklenebilir ki?" Filmin
başrollerini Angelice Huston, Lena Olin
ve Margaret Sophie Stein paylaşıyorlar.
Geçen sezon "Wanda Adında Bir
Balık" filmiyle izlediğimiz Jamie Lee
Curtis'in başrolü üstlendiğı "Mavi
Savaşçı" filmi bugun İstanbul'da Beyoğ-
lu Dünya, Kadıköy Hakan ve Aksaray
Kısmet sinemalannda gösterime giriyor.
Macera-gerüim luründeki film, New
Yorklu bir kadın polisin yaşamını konu
alıyor. "Otostopçu" adlı filmle sinema-
ya başlayan Kathryn Bigelovv'un yönet-
menliğını üstlendiğı filmin diğer önem-
li rollerinde Ron Silver, Claney Brown ve
Elizabeth Pena var.
Başrollerini Patrick Swayze, Demi
Moore ve VVhoopi Coldberg'in ustlendi-
ği "Hayalet" adlı film de bugünden iti-
baren Beyoğlu Atlas, Osmanbey Gazi,
Kadıköy Süreyya, Çemberlitaş Şafak,
Bakırköy 74, Beşiktaş Yumurcak, Anka-
ra'da Metropol, Izmir'de Sema ve Deniz,
Adana'da Metro sinemalannda gösteri-
me girecek. Jerrv Zucker'ın yönettigi
film ABD'de gişe rekorları kırmıştı.
Film, oien bır adamın yeniden yaşama
dönmesini konu alıyor.
kitap
• Kttltür Servisi — Isrmil
gizli ajaru Victor
Ostrovski'nin yazdığı ve bu
ülkenin istihbarat örgütü
MOSSAD'm baa
çaüşmalarmı acıklayan
"Mossad (HUe Yolu)" adh
kitap Fransa'da Presse de la
Cite Yayınevi tarafından
telif haklan satın alınarak
bir ay gibi kısa bir sürede
bazırlandı, çevirisi yapıldı
ve satışa sunuldu. ABD ve
Fransa listelerinde çok
satan kitaplar arasında
yerini alan yapıt, ülkemizde
de E Yaymlan arasında
"Hile Yolu" adıyla telif
haklan satın alınarak
yayımlandı.
'İstanbul
egleniyor'
• Kültür Servisi —
lstanbul Büyukşehir
Belediyesi Şehir Müzesi ile
Yıldız Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü
Müzecüik BölümO
işbirliğinde düzenlenen
"Eski lstanbul Eğleniyor-
Temaşa ve Musiki" adlı
sergi açıldı. Yıldız
Sarayı Şehir Müzesi Sanat
Galerisi'ndeki sergi 20 ocak
tarihine kadar sürecek.
Dionysos
objeleri
• Kültür Servisi — Urart
Takı Atölyeleri, lstanbul
Takı Galerisi'nde Dionysos
Koleksiyonu'nu sergiliyor.
120 parçadan oluşan
Dionysos koleksiyonu altın-
gümüş takı ve gümüşle
mermerin birlikte
kullanıldığı objelerden
oluşuyor. Kıymetli taş
olarak pırlanta, yan
kıymetli taş olarak nıtil,
yeşil ve kırmızı akik, rock-
crystal ve hematitin
kullanıldığı takılann
yanında antik dönemin
klasik şarap ve tören
kaplarının formlanna
uygun gümüş objelere de
yer veriliyor.
Ahmet Kaya
İsviçreide
• Kültür Servisi— Protest
müzik yorumcusu Ahmet
Kaya ve orkestrası bugün
Zürih Bülach Stadhalle'de
bir dinleti sunmak için
lsviçre'ye gitti. Sanatçı, Can
Yücel'in "Sevgi Duvan"
adlı şiirinden uyarladığı son
yapıtıyla eski yapıtlanndan
oluşan bir program
sunacak.
Fame$tar90
• Kültür Senrisi — Müzik
Dergisi ve Fame City'nin
ortaklaşa düzenlediği ve akı
aydır süregelen müzik
yanşması cumartesi günü
saat 17.00'de Fame Chy
buz pistinde yapılacak
finalle sonuçlanacak.
Akbaba, Seyir Defteri ile
Fethi Taner ve Toplama
Adamlar'ın finalist olarak
yarışacağı final konserinde
Ali Kocatepe, Ali Rıza
Türker, Cumhur Atalay,
Ferit Ferhangil, Kayahan ve
Soner Olgun'dan oluşan
jüri Fame Star 9O'ı seçecek.
BİLSAK1
TA
BUGÜN
21 Aralık Cuma:
19.00 Arabesk vc
Toplumsal Çaüşmalar:
Hüseyin TAPINÇ
19.00 Sevim BURAK'ın
Mektuplan :
Karaca BORAR,
Yıldınm TÜRKER,
AsafGüvenAKSEL
19.30 Bilsak Tiyatro
Atölyesi: " Işle Baş Işte
Gövde Işte Kanatlar"
Yazan: Sevim BURAK
Görsel Sanat Atölyeleri
MehmelGÜLERYUZ
yönetimınde (Per.-Cum.)
Cafe-Foyer-Bar (Giriş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar (5.Kat)
12.00-18.00 HeavyMetal
18.00-24.00 Rock
Murat Pazar-Sonay
BİLSAK, SıraselvUer
Cad., Soğancı Sok.7
CÎHANGtR
143 28 79-99
NİŞANTAŞI
RESTAURAfcT
Düğün Salonlan
O Yemekli-Kİ}i bajı 16.500 TL
t> Mezeli-Yemekli 19.500 TL.
Rez. 147 62 39-147 74 40
Sılonlırıraız klimılı ve
400-1000 ki}iliktir.
34 JZS 69 plaka nolu otoya
ait ruhsat, muayene kartı ve
Şark Sigorta trafik ve kasko
sigorta poliçemi kaybettim.
Hukümsüzdür.
ÖZCAN TABAN