Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 ARALIK 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TURKIYEDE BUGÛN DUNYADA BUGÜN
Meteoroloji Işten Genel Mü-
düriûOü'nden alınan bılgıye göre yur-
dun kuzty tesmtari çok bulutlu, Mar-
ma/a'nm dojusu. Karadena ıle Iç ve
Doğu Anadolu'nun kuayi yağtşlı ge-
çecek Yajışlar yajjmur Batı Karade-
num ıç kesımlennde karta kan$ık yafl-
mur şeklınde olacak H*/A SICAKLI-
Ğl Onemlı bır değışıklik olmayacak
RÛZ&AR Güney ve batı yfalerten ha-
fif ara sıra orta kuvvette esecek De-
nızfenmızde rûzgâr Batı Karadeniz,
Marmara ve Kuay Ege'de günbatısı ve
karayel dıfier denızlennızde kıble ve
lodostar 3 ıta 5 kuvvetınde saatte 10
ıle 21 denız rrah hıaa esecek. Dalga
yûkseW»öı 0 5 ıle 15 m. gfirüş uzaktıgı
10 km yağıs anında 3 ıle 5 krr dolayında bulunacak Van Gö-
lü'nde hava. Parçalı bulutlu gececek Rüzgâr gûney ve bah yör-
lerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek Göl kûçûk datgalı olup
görûş uzaklıjı 10 km. dolayında bulunacak
Bitfc
Botu
Bursa
ÇanakkaJe
Çorum
Denut
K
y
A 19°
A 16°
9°
B
B 10°
Y 8°
Y 9°
v 9°
Y 9>
Y 10°
B 10°
y 8°
B 16°
2°Hal*ân
7°lsparB
5°lsBn6ul
2°lzmır
•3°Kars
3° Kasbmonu
PKayserı
*>KırWareO
7°K[>nya
•3-KtiÖlıya
2°Mabtya
A 13° 3° M n s ı
B 8° 5°KMaras
Y 8°-6°Mersm
K -3° -15°Mu0a
Y 7» 2»Muş
B 14° 2°N0de
Y 10" 5°0rdu
4°-4°RBB
Y 8°-2° Samsun
A 9" 2°Sıırt
Y 11° 8°Sınop
B 14° 7°Snas
K 1o
-14°Wardaû
5° 2°*abzon
4°-2°-Sjncel.
8° 5°Uşak
6° r>Van
8° 2°Y^at
0°-4° -
•u-İ-. aç* ı buıudu 'yajmuriu A-açık B-buluOu G-güne^ı K-Urk S-ss» YyaOmuhu
BULMACA
MASKRUJ
Lâtff ve liiks parföm
SOLDAN SAĞA:
1/ Urlan inceleyen
tıp dalı. 2/ Uyma,
boyun eğme... Kala-
yın simgesi. 3/ Aya-
ğın yüksek olan tist
bölümü... Dinsel
inançlan olmayan.
4/ Tanrı... Mızrak
uçlanna takılan kü-
çük bayrak. 5/ His-
se. Rütbesiz asker...
Fas'ın plaka isareti.
6/ "Delilige Ovgü"
yapıtıyla ünlü Hol-
landalı hümanist. 7/
lneğin erkek yavru-
su... Çabuk ve kolay kavrayan. 8/ Se-
ciye, karakter... Islandığı zaman ko-
layca biçimlendirilebilen yumuşak ve
yağlı toprak. 9/ Kararsızlık, tereddüt.
YUKARTOAN AŞAGlYA:
1/ Organ bozukluklannı tedavi eden
hekimlik dalı. 2/ Dünyanln en tanın-
mış çağlayanlanndan biri. 3/ Şarbon
hastalığına verilen bir başka ad. 4/
Atın başına geçirilen dizgin ve süs-
ler... Hintli kadınların ulusal giysisi.
5/ Arnavutluk'un para birimi... tlaç... Bir yüzey ölçüsü birimi.
6/ Argoda esrar... Divan şiirinin ölçüsü. 7/ Yüze sürulen pem-
be düzgün... Evlerin önüne oturmak için taş ve çamurdan yapı-
lan set. 8/ "Ialep... Dar, uzun ve hafif bir yarış kayığı. 9/ Nezle.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
İsmet Pş. cevap verdi
21 ARALIK 1930
B.M. Meclisı bugün saat
2'de Reis Kâzıtn Pş.'nin
riyasetinde toplandı.
Müteakiben Gümüşane
meb'usu Fethi Beyin (lzmir
civarında bazı köyler
halkının ahlatla taayyüş
ettiğini işittim. Bu doğru
mudur? Doğru ise hükümet
ne gibi tedabir almışlır?)
Mealinde olan sual takriri
okundu.
Başvekil Jsmet Pş. buna
cevap vermek uzere kürsüye
gelerek dedi ki:
"—Sual takririnde sarahat
bulmuyoruz. Fakat Fethi Beyin sual takririndeki
ifadesine göre Izmir'de bazı gazeteler Değirmendere
nahiyesinde Ahmetbeyli köyünde sefaletten bahsetmişler.
Daha havadis gazetelerde intişar eder etmez vilayet
tahkike tevessül etmiş, heyet Değirmendere nahiyesinin
Ahmetbeyli köyüne gitmiş, orada heyeti ihtiyariye ile
beraber hal ve vaktleri en fakir addolunan bazı aileler
nezdinde tahkikat yapmışlar. Tahkikata göre bu köyde
fakir ailelerin münhasıran ahlat veya otla kendilerini
beslediklerine dair malumat bulunmamış, her evde un ve
ekmek, zeytin, zeytinyağı gibi asli gıda mevadı tesbit
olunmuş, heyet açlık ve sefaletten bazı köylerin hicret
ettiklerine dair olan havadisi de tahkik etmiş,
köylülerden bazıları çiftlik sahipleriyle mukavele yaparak
ödemiş ve havalisinde daha çok kazanmak için
çalışmaya gitmişler. Hadise bundan ibarettir" demiştir.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Gürserinmesajı
21 ARALIK 1960
Devlet ve Hükumet Başkanı
Orgeneral Cemal Gürsel,
Iskenderun'da Atatürk heykeline
yapılan menfur tecavuz hadisesiyle
ilgili olarak Hataylılara hitaben bir
mesaj yayınlanmıştır.
Gursel'in mesajı şöyledir:
"Aziz ve kahraman Hataylılar.
Yüce Önder ve Kurtarıcı
Atatürk'ün, güzel Iskenderun'daki heykeline bir-iki
bedbaht tarafından ikaa cesaret edilen sefil tecavüzü
sonsuz üzüntü ve esefle öğrenmiş bulunuyorum.
Kahraman Hataylıların bu ıstırabına, bütün Turk milleti
ile birlikte, devlet başkanı olarak ben de aynı hassasiyetle
katılmış durumdayım.
ölümsüz Atatürk'e dil ve el uzatmaya cesaret edebilecek
bedbahtların kaynağı, nerede olursa olsun mutlak surette
kurutulacak, vefakr ve asil Turk milleti bu kabil iğrenç
hareketleri hiçbir zaman affetmeyecektir.
Atatürk heykelinin en kısa zamanda Iskenderun'daki
yerine dikilmesi için gereken emirleri vermiş
bulunuyorum. Şu anda aranıza yollamakta olduğum üç
arkadaşım sizlere bu husustaki hissiyatımı iblağ
edeceklerdir. Hepinize derin sevgi ve en iyi dileklerimi
sunarım aziz Hataylılarî'
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
Panama'ya saldırı
21 ARALIK 1989
ABD Başkanı George Bush, Orta Amerika ülkelerinden
Panama'nın fiili İideri General Manuel Noriega'nın
yakalanması amacıyla bir operasyon başlattı. Bush'un
emri doğrultusunda ABD birlikleri, Panama'nın çeşıtli
bölgelerinde Noriega'ya bağlı kuvvetlere karşı, tank ve
helikopter desteğinde geniş çaplı bir saldırıya geçtiler.
ABD Başkanı Bush, Noriega'nın ele geçirilemediğini
söyledi. SSCB, ABD'nin Panama'da giriştiği hareketi sert
jiçimde eleştirdi. Çatışmalarda, 100'ün üzerinde kişinin
öldüğü bildiriliyor.
DÜZELTME
• Gazetemizin 7. sayfasında yayımlanan "En İyi
Topluluk Dostlar" başlıklı haberde düşen bir satırdan
dolayı kimi yanhşhklar meydana gelmiştir. Kültür
Bakanlığı Tiyatro Başarı ödüllerinde yer alan En Başarılı
Kadın Oyuncu Ödülu'nü "Sevinç ve Sevgi" adlı oyundaki
rolüyle Gulgün Kutlu ve "Kral Lear"daki oyunuyla Tilbe
Batum paylaştı. En Başarıü Erkek Oyuncu Ödülu'nü ise,
"Beyaz Geceler"deki rolüyle Mehmet Atay aldı.
• Dünkü gazetemizin manşetinde yer alan 'Çevik
Kuvvet Gündemde' başlıklı haberimizin ilk paragrafında
Savunma Bakanlığı Müsteşarı Büyukelçi Tugay özçeri
ibaresi yer almıştır. Doğrusu Dışişleri Bakanlığı
Müsteşan Büyukelçi Tugay özçeri olacaktır. Düzeltiriz.
Cemal Gürsel
TARTESMA
G«Mge Kabine nıi. Kabinenin Gölge^i mi?
Bizce muhalefet olma, iktidar olmanın bir alt basamağı değil,
karşıtı bir statüdür. Bu ise muhalefete hazırlıklarını gözden
geçirme, eksikliklerini giderme avantajı verir..
SHP üst düzey yöneticileri 'Gölge
Kabine' adı altında bir grup oluşturdular.
Basından takip edebildiğimiz ve anlayabil-
diğimiz kadarıyla konusunda yeterli ve de-
neyimli 'gölge bakanlar' ilgili bakanlık fa-
aliyetlerini yakın markaja alarak bir tür de-
netim uygulayacaklar. Kimbilir belki de ik-
tidara aday SHP elemanlannı şimdiden sa-
ha kenarında ısıtmaya çalışıyordur. Bir öl-
çüde bu uygulamanın son zamarjlarda ay-
yuka çıkan 'iş bitirme' becerilerinin
incelenmesine ve malzeme toplanmasma ya-
rayacağı da söylenebilir.
Ancak: Amaçlar bir yana, başlıkta yer
verdiğim, biraz da mizah ifadeli sorudaki
çelişkiye dikkati çekmek istiyonım. Uzun
yıllar emek verdiğimiz devlet kapısında
ozellikle bir yönetici tipi şahsen çok dikka-
timi çekmiştir. Bu arada bu tip yöneticile-
rin yönetim katmanlannda sayıca büyük
çoğunluk oluşturduğunu ve çokça da
'başanlT bulunduklannı söylemek isterim.
Bu tip yöneticiler temelde vasat, yeteneği
sınırk, ancak çevresini ve ozellikle üst ve
amirlerini taklitte çok başarılı olurlar ve bu
yönleri de onlara yönetime gelebilme ve
yukselme olanaklannı elde etme şansını (ih-
sanıru) verir.
Buradan şu sonuca ulaşmak istiyorum.
Gönül ister ki gölge bakanlar, sadece ikti-
dann uygulamalannı incelemekle kalmasın-
lar, yani birer 'bakan gölgesi' değil, ileride
SHP'nin üstleneceğı yonetim görevine şim-
diden hazırlık olmak uzere birer alternatif
unsur işlevini başlatsınlar. Bu temenninin
haklılığı ozellikle SHP'nin parti programın-
da yer verdiği ve 'sosyal demokrasi'nin asıl
esprisini oluşturan 'sosyal piyasa' kavramı-
nın bile hâlâ içi boş bir çerçeve olarak kal-
masında kendisini göstermiyor mu?
Bizce muhalefet olma, iktidar olmanın
bir alt basamağı değil, karşıtı bir statüdür.
Bu ise muhalefete hazırlıklarını gözden ge-
çirme, eksikliklerini giderme avantajı verir.
O halde yapılması gereken SHP içerisinde
çokça bulunan, yeterli ve deneyimli eleman-
lan kendi uzmanlık konulanna göre grup-
lar haline getirmek (ki, bu bir anlamda al-
ternatif yaratma ve geliştirme çaüşması sa-
yılabilir) ve halen birer temenni durumun-
da bulunan parti program hedeflerini so-
mutlaştırarak 'ana başlıklan' birer boş çer-
çeve olmaktan çıkarmaktır. Bu etkinlikler
'hizip'leri önlemenin de bir yolu değil mi-
dir?
Av. ŞÜKRÜ KAYA İsUnbnl
Liberallzııı, Saglık ve Hekinı
Serbest hekim sadece serbest hekim olmalıdır. Muayenehanesi
olan bir hekimin aynı zamanda başka bir yerde çalışması
muayenehane dışında çalışılan yeri pazar haline getirerek
hekimliğin onurunu zedelemektedir.
Bir insanın çalışmasının karşılığında el-
de ettiği maddi ve manevi olmak üzere iki
tur kazanım vardır. Üretimi toplumun sağ-
hğını korumak, geliştirmek, hastayı sağalt-
mak olan hekimin bu üretimi karşılığında
elde ettiği temizlik işçisinden daha düşük
olan ücreti yeterli mi olacaktır, yoksa kırk
yılda bir gördüğü minnet ve şükran duygu-
ları mı onu doyuracaktır? Bu ikilem karşı-
sında kendi emeğinin karşılığını kendisinin
belirleme olanağını elde edebilen hekimin
toplumuna, mesleğine ihanet ettiği yargısı
ne derece haklılık taşır?
llke olarak sağlık alınıp satılan bir meta
olmamahdır. Kabaca bakıldığında ise ser-
best hekim sağlığın satıcısı durumundadır.
Sağlığı talep eden hasta bu talebin karşıh-
ğını ne şekilde olursa olsun ödemek zorun-
da kaldığı sürece, hekim bu gelirden niye
hakkı olan payı almasın? Bu pay doner ser-
maye gelirinden mi alınacaktır, yoksa en az
19 yıllık eğitiminin karşılığında elde ettiği
bir küsur milyon maaş mı bu payı karşıla-
yacaktır? İşte bu sorunun yanıtında serbest
hekimliğin doğuşu ve hızla gelişimi yatmak-
tadır. Evındeki aleti bozulduğunda tamir-
cinin emeğini nasıl karşılayacağını, aldığı
maaşla ay sonunu nasıl getireceğini düşü-
nen hekim, bunu başaramadığı noktada
başka alternatifler aramak zorundadır. Ki-
şinin yaşamını idame ettirebilmesi için üre-
timini satması gerekliliği olgusu, hekiml'k
söz konusu olduğunda, bu üretim sağlık,
satma biçimi ise doğallıkla serbest hekim-
liktir. Bir başka alternatif ise hekimlikten
vazgeçip kişinin yeteneğine göre bir başka
işle geçinebilmesidir.
Bunun yanında toplumun her kesimin-
de, meslektaşlan ve sağlık çalışanlan da da-
hil olmak uzere, serbest çalışan hekim da-
ha saygın ve bilgili kabul edilmektedir. ör-
neğin, Ana Çocuk Sağlığı'na aşı için çocu-
ğunu getiren anne, doktor tarafından ya-
pılan muayene sonucu getirilen önerilere
"Ben zaten çocuğumu özel doktora
göturecektim" diye yanıt vermektedir. Bu
durum karşısında siz doktor olarak; yaptı-
6ınız işi, konumunuzu sorgulayarak serbest
hekimlik yönünde karar vermez miydiniz?
Serbest hekimliği en iyi şekilde yürüten,
başarılı, muayenehanesi hastalarla dolup
taşan, haftalar öncesinden randevuyla ula-
şılabilen serbest hekimin bu başansının ar-
dında bilgisinin yanında, aslen görev yeri
olan kamu kuruluşunu özel laboratuvarı,
kariyer, pazarlama alanı olarak kullanma-
sı yatıyor olabilir. Bu durum, verilen sağ-
lık hizmetini aksatüğı gibi eğer bu kamu ku-
rumu bir eğitim hastanesi ise eğitimi de ak-
satan bir neden olmaktadır.
Serbest hekim sadece serbest hekim ol-
mahdır. Muayenehanesi olan bir hekimin
aynı zamanda başka bir yerde çalışması
muayenehane dışında çalışılan yeri pazar
haline getirerek hekimliğin onurunu zede-
lemektedir. Bununla beraber, meslek kural-
ları içinde yapılan serbest hekimliği suçla-
mak ise düzenin aksakhklannı görmemek,
dahası korumak anlamını taşımaktadır.
Yürürlükte olan sistemin tüm aksakhk-
lannı, sistemin bütününü gözden kaçırarak
serbest hekimlere yüklemek yanlış olacak-
tır. Serbest çalışmanın tumü bir sistem ?o-
runudur. Ancak bütünlük içinde ele alınırsa
doğru saptamalar yapılabilir.
Dr. M. CELÂL MESTÇİOGLU
tstanbul
LOKANTAI BAR
GURME'NİN FARKJLI DÜNYASI
GURMEYE ÖZEL
Gurme, gençek bir Amerikan barözlemini
4
duyanlara beklediğinin en iyisini sunuyor.
RÜYA ERSAVa•
Perş-Cuma-CteM
130 21 87 • MO 84 74
Pazar-P tesı-Salı-Çarş -Cums
A
Per? -C tesı
11700-02 001
Yılbaşı Rezervasyonumuz Başlamıştır. '
Blrinci cad. 138/A Arnavutfcöy Rez. 163 25 25
MATÎNE
SUARE
Pop-Rock-Club
1991'e ROSA'da Merhaba,
Rosa'da aynı lezzet, aynı fîyat
O ' danI • • •
nefis
Akdeniz ezgileriyle
20.3Ü - 00.30 arasında
Ekndjğ-ltuntul 141 9 V
ristorante ROSA
Ça rş -Perş.-Cuma-C.tesı
GrupPİ
livemusıc
* • • *
GrupRA
Pazar-P.tesi-Sab
* • • •
Yıibaşı rezervasyonumuz başlamtstır
Gençlık Çavlannızda
gruplara özel
indirim
f
Şehrt Muhtar C*! % 56
Taiımhane- Taksım
Rezerveıon Alo 1S3 45 44 153 45 27
CAFE-BAR
TURGAY
NATASHA
I
Muallim Naci Cad.l
73/3 Ortakoy I
Tel- 160 51 99 |
Kentin gürültüsünden birkaç saatliği-
ne uzafelaşmak. Önemli bir iş görüş-
mesini sakin bir ortamda yapmak.
Unutulmaya yüz hjtmuş Türk Mutfa-
ğı'nın nefasetini hatırlamak.
CazBar'a "lunch"a gelin.
(Seçiminize sunulan 3 farklı menü:
20.000 TL/kişi)
Yılbaşı rezervasyonumuz başlamıştır
166 44 93-166 67 88/89
N4CV1A.J A Z Z C L U B t C A F E
•7-23 Aralık 1990
CLAUDINE
FRANCOIS
TRIO
JIM PEPPER
(Saksrtonı
CLAUDINE
FRANCOIS
(Pıyano)
PAOLO CARDOSO
fBas)
JOHN BETSCH
(Davull
LOKANTA • BAR
130 21 87
140 84 74
24 Arahk - 10 Ocak
MARC TH0MAS
OUARTET
Hatta Sonu Konseri
23 Arahk Pazar Saat 16 00
Jamsession
Vı'başı rezervasyonumuz başlamıştır
ABNAVUTKOV DEHESI SOKAK NO
ARNAVUTKOY rez 163 05 78
Sanatçı \e Sanatseverlere Du\uru
ZflLamı Zflbextau*anl
\niurali Empres\omst Ressam
Kanıı Uuerın Iİ915-I9M)
Tjblolan eşlıginde klasık mDzık
mum ıştğı ve antık dekor ve
OsmanJı ıntemasvonal mutfaktan
s€cme vemeUer
Adres UtvıgJC sok No 6 Suftanahmet
4SuttanahMe( Camıı Yanıl
Tel-517 65 33 Faı 517 65 33
MODAIIAIV
CAFEKAIt
Saz - Atordtyon - Org
GHar ve Ud Ile
Göneylntort»«5mtisi
Moda Cod. No- 239
Tel: 345 84 74
Grup İPEKYOLU
p.tesi-salı
MERİDYEN
çarşamba-pazar
Crup BİLEŞİM AMBIANCE A
perş-cuma-ctesi Rez 358 18 70
Yılbaşı
Rezervasyonlarımız
Başlamıştır
Saat 18 00-21.00 arası % 25 indirim
J
ANKARA...AJNKA
MUŞERREF HEKİMOĞLU
Zübükler...
197O'Iİ yıllarda CHP seçimi kazanınca, bir umut belirdi top-
lumda, bozuk düzen değişecek diye bir beklenti başladı. Dev-
let yönetimine başka bir boyut gelecek, yaniışlıklar düzele-
cek diye beklendi. Olayları birlikte yaşadık sonra. Hayli düş-
kırıklığına uğrayarak. Bir umut çabuk soldu.
Siyasal bir partinin seçim kazanması, pariamentoda ço-
ğunluk sağlayarak ıktidara gelmesi başka, iktidar olması baş-
ka bir olay. Hele iktidarda kalabilmesi çok ayrı bir olay. Par-
maklar da yetmiyor, koltuklar sallanıveriyor! Uzun süre mu-
halefette kalmanın belli şaşkınlıkları var elbet. İktidara gel-
diğini tepeden tırnağa hissetmek istiyor partililer. İktidar ola-
naklarından yararlanmayı, birikmiş özlemlerini dindinmeyi do-
ğal bir hak diye düşünüyorlar. Bu hak ağırlık kazanınca dev-
let yönetiminde de hafifliklerden kaçınılamıyor! Tutarsızlıklar,
terslikler, birbirinı ızlıyor artık. Muhalefetteyken partisel yö-
netimden yakınanlar iktidara gelince daha partisel olabiliyor-
lar!
O yıllarda kimi CHP'li dostlarımla konuşmalarımızı hâlâ
acıyla anımsarım. Baskılara direnmekte güçlük çekerler, di-
renenlere de saygıyla değil, eleştiriyle bakılır zatenl Örne-
ğin kamu kuruluşunda bir genel müdürün ya da müsteşa-
rın, yardımcısının eski ıktidann adamı diye değiştirilmesi is-
tenir. Peki yerine kim gelir? Yeni iktidarın bir adamı! O ada-
mın o görev için yetenekli bir kişi olması değil, göğsündeki
parti rozeti, bir parti büyüğüne yakınlığı rol oynar. Bu yön-
temle bozuk dûzeni değıştırmek olanağı var mı? Bozuk dü-
zene ters bir taş konuyor, ancak o kamu kuruluşunda da bir
düşkırıklığı başlıyor. Çünkü o kuruluşta çalışanlar da yeni ik-
tidarı umutla bekliyor, adaletli bir yönetımle kamu görevin-
deki yerlerını alabileceklerini umut edıyorlar. Oysa yeni ikti-
dar bozuk düzenin taşlarını oynatmaktan öteye gidemiyor. Bir
umut umutsuzluğa dönüyor ancak.
İktidar olmak başka, devleti yönetmek başka, bu gerçeği
giderek daha acı deneylerie yaşıyor toplumumuz. 1970'lerde
daha duyariı bir toplumduk, yazıma bu nedenle o dönemle
başladım. Sonra olaylar sürdü, CHP-MSP iktkjarı gitti koa-
lisyon dönemleri başladı, devlet parsellendi giderek, bakan-
lıklar parti örgütüne döndü. Derken ANAP dönemi. Bu kez
de partisel değil, kişisel, grupsal parsellemeler. Kimi bakan-
lıklarda imam hatıp lisesi kökenliler, dinci politikanın doğrul-
tusunda görevliler. Hacı valıler, laikliğe ters davranışlar, yön-
temler. Bu yönteme ters düşenler kamu görevinde kalamı-
yor artık. Bir gün tepelerden bir kararname, bir genel mü-
dür, yardımcısı, bir müsteşar, daha doğrusu bir kilit adam gö-
revinden uzaklaşıveriyor. O genel müdür ya da yardımcısı vak-
tiyle kamu görevi yapmayı amaçlamışlar, bır mesleğe gönül
vermişler, o meslekte ooruk bir göreve ulaşıncaya kadar uzun
yıllar beklemişler, devletin çıkarları için çalışmışlar, hiç ödün
vermemişler, kamu görevinin onurunu her şeye yeğlemişler,
ama bunlara değer verilmiyor, saygı duyulmuyor artık. De-
ğer yargıları değişince yüce değerlere bağlananlar suçlanı-
yor neredeyse. Ulke çıkarlarını savunanlara, ödün vermeyen-
lere sıcak bakılmıyor, direnenler hoşgörülmüyor. Kimi başka
bir göreve atanıyor, kimi kamu görevinden ayrılıp özel kesi-
me geçiyor. Güzel olanaklara kavuşuyorlar. Kamu görevin-
de aldıkları ücret katlanıyor, bir yaşam boyu çalışarak ulaş-
tıkları gelir düzeyinin çok üstüne çıkıyorlar bir anda. Yılların
deney ve birikimini yeni görevlerine aktarıyorlar. Peki, geri-
de bıraktıkları boşluk? O boşluk nasıl doluyor, kimler doldu-
ruyor? Devlet neler yitiriyor o gidenlerle? Bunun hesabı ya-
pılmıyor, ama topltm çok acı faturalar ödüyor. Dahası kamu
ve özel kesimler arasında bir dengesizlik oluşuyor. Bir diya-
log kopukluğu. O diyaloğu oluşturmak için hayli yapay, hat-
la arabesk yöntemler uygulanıyor sonra.
• • •
Geçen hafta da yazdım, Aziz Nesin ile bir odada çalışır-
dık Akşam gazetesinde. Gazetecilerin, yazarların gelir düzeyi
hayli düşük o yıllarda, Aziz Nesin, kaç gazeteye ve dergıye
yazarak bütçesini denkleştiriyor kimbilirl Akşam'a her gün bel-
li saatte gelir, 'Az Gittik, Uz Girtik' köşesini yazar acele gi-
derdi. Konuşmaya vakti yoktu hiç. Onunla bir sigaralık söy-
leşiler yapardık. Sigarayı yakar, söndürürken lafı keser, yazı-
ya başlardı yenıden. Sevdiğim bir yazar, konuşmaktan çok
hoşlanıyorum, ama vakit yok. Bir gün uzun bir sigara uzat-
tım ona, daha uzun konuşacağımızı söyledim. Gözleri par-
layarak kibriti çaktı, dumanını üfledi keyifle. Zübük'ten söz
ettik bir sigara boyu.
Zübük bir öykü, ama giderek belli çağrışımlar yapan bir
deyim, bir simge oldu. Sözlüğümüze yerleşiverdi. Her alan-
da zübükler tanıyoruz her gün. Her yerde, her meslekte, her
koltukta zübükler. Devlet yönetiminde ya da yerel yönetim-
de, hangi koltuğa otursalar zübüklüğü vurguluyorlar. Boşa-
lan koltukları onlar dolduruyorlar, zübük konuşmalar, zübük
yöntemler...
Kişilerin de kuruluşların da boyut yitirmesine üzülürdük
vaktiyle. Belki de daha umutlu daha duyariıydık. Cüceleşme-
den umutsuzluğa düşerdik. Oysa şimdi zübükler arasında
kaldık! Arabesk ortamın kaçın:lmaz ürünü bu. Ama güzel
ürünler de oluşacak elbet, gerçek degerler de yeniden boy
verecek.
Bu zübüklük uzun sürebilir mi?
ÇAUŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Bağ-Kur Sağlık Sigortası
SORU: Bağ-Kur'a bafL 16 yıllık mahalk muhtanyım. Eşi-
min SSK emeklisi olması nedeniyle SSK sağlık kar-
nesiyle yıllardan beri saghk hizmetlerim SSK'ca kar-
şılanıyor. Bu durumda:
1) Eşimin SSK'lı oluşu ve bemm de SSK sağlık kar-
nesi ile sağlık bizmeti görmeme karşın, Bağ-Kur'dan
hiçbir sağlık hizmeti görmeden her ay sağlık primi
ödemem doğru mudur?
2) Ben kendiliğimdea sağlık sigortası primini kesip
diğer primleri odersera ileride eksik ödeme yaptığım
için cezai dnruma diişer miyim?
LJ.
YANFIİ 1) Bağ-Kur Sağlık Yardımlan Yönetmeliği'ııin 5. mad-
desinde, "diğer sosyal güvenlik kuruluş kanunlanna ve özel ka-
nunlara göre sağlık yardımlanndan faydalanan Bağ-Kur
sigortalılanndan bu durumlarını belgelemeleri halinde sağlık
sigortası primi alınmayacak ve bunlara sağlık yardıını da
verilmeyecektir" denilmektedir.
Bağ-Kur Isteğe Bağlı Sigortalılık Yönetmeliği'nin 9. madde-
sinde yapılan değisiklik 31.1.1990 günlü Resmi Gazete'de yayım-
lanmıştır. Maddenin yeni şekbne göre:
"Diğer Sosyal Güvenlik Kanunlanna ve özel Kanunlara gö-
re sağlık yardımlanndan faydalananlar, 1479 sayılı kanunda ön-
görülen sağlık yardımlanndan yararlanamazlar. Bu durumda
olduklannı bir dilekçe ile kuruma bildirenlerden, dilekçeleri-
nin kurum kayıtlanna intikal ettiği tarihi takip eden aybaşın-
dan itibaren sağlık sigortası primi alınmayacağı gibi sağlık
yardımı da verilmeyecektir;'
Aynca Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 23.12.1988 tarih,
1988/3386 esas ve 1988/7797 karan da konuyla ilgilidir.
"ÖZET: Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşlılık aylığı almak-
ta olan kocasmdan dolayı sağlık yardımından yararlanan iste-
ğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı kadından sağlık sigortası primi
kesilemezr
Kısaca, yargı karanna göre isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı
kadınlardan, SSK sigortalısı ya da emeklisi eşlerinden dolayı
sağlık yardımından yararlananlar, Bağ-Kur sağlık sigortası kap-
samı dışındadır. Bu nedenle bu konumda olanlardan sağlık pri-
mi kesilmeyecek ve Bağ-Kur'ca sağlık yardımı da
yapılmayacaktır. Yönetmeliğe göre de gerek zorunlu, gerek is-
teğe bağlı Bağ-Kur sigortalıları, Bağ-Kur dışında bir başka sos-
yal güvenlik kurumunun sağlık yardımlanndan yararlanıyorsa,
bunlardan Bağ-Kur sağlık sigortası primi alınmayacaktır.
2) Bağ-Kur'a başvurmadan kendiliğinizden sağlık sigortası
primini kesmeniz eksik ödeme yaptığınız anlamına gelir ve ce-
zai duruma düşersiniz.