Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇUMHU^İYET/4 HABERLER 21 ARALIK 1990
Kalkan-Aksu
davası
• ANKARA (UBA) —
lçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu'nun "lçişleri
Bakanlığı'nı şeyhler
yönetiyor" açıklamasıyla
kişilik haklanna saldında
bulunduğu gerekçesiyle
SHP Edirne Milletvekili
Erdal Kalkan aleyhine
açtığı 40 milyon liralık
manevi tazminat davasına
bugün Ankara Asliye
Hukuk Mahketnesi'nde
başlanacak. Kalkan, dava
dilekçesini yanıtlamak
amacıyla raahkemeye
verdiği dilekçede "Sayın
Bakan'ın görevde
bulunmasından Türk
toplumu zarar
görmektedir" diyerek
davanın reddini istedi.
Çelebi: Pasifize
etmek
istiyorlar
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — Devlet Bakanı
Işın Çelebi ANAP
örgütünde kendisini
"pasifize etmek" isteyenler
olduğunu söyledi. Devlet
Bakanı Işın Çelebi dün
ANAP il binasına yaptığı
riyarette Konak ilçe
kongresi öncesi gelişmelerle
ilgili sorulan yanıtladı.
Devlet Bakanı Işın
Çelebi'nin desteklediği
Konak İlçe Başkanı Fevzi
Kahraman ve ekibine karşı
liberallerle
muhafazakârlardan oluşan
karmaşık bir grup bir araya
gelerek Ferdi Öztepe'yi aday
gösterdiler. Çelebi bu
gelişme üzerine "bu garip
bir kutsal ittifaktır.
ANAP'a ve Türkiye'ye bir
yarar getirmez" dedi.
Oğretmene
kredi
• ANKARA (ANKA)—
Milli Eğitim Bakanlığı
llköğretim Genel Müdürü
Ekrem Yangın, llkokul
öğretmenleri Sağlık ve
Sosyal Yardım Sandığı'nın
(tlksan) 1991 yıü içinde 5
bin 500 ilkokul öğretmenine
taşıt ve konut kredisi
vereceğini açıkladı.
Geri ödeme
yapdacak
• lç Politika Servisi —
Sağlık Bakanlığı bütçesi
dün TBMM Genel
Kurulu'nda görüşülerek
kabul edildi. Sağlık Bakanı
Halil Şıvgın, sağlık
alanında her şeyin güllük
gülistanlık olmadığını, bu
nedenle bütçeden ayrılan
payın da arttınldığını
belirtti. Sağlık primi ödeyip
de hastaneye gitmeyenlere
emekliliklerinde geri ödeme
yapılacağını açıklayan
Şıvgın, genel sağlık
sigortası uygulamasma
önümüzdeki yıl geçileceğini
söyledi.
F
TBMMBaşkanı Erdem, ODTÜ öğrencilerine, demokrasi ve insan haklarını anlattı
Meclis'te demokrasi dersiKAYA ERDEM'DEN
Demokrasiyi güçlendirmek istiyorsak
parlamentoyu da güçlendirmeliyiz.
Parlamento, yasama ve denetim görevini
gereğince yapamıyorsa demokrasiyi
yaşatmanın mümkün olmayacağı açıktır.
Hoşgörü, uzlaşma diyalog, tenkitlere
tahammül ve özeleştiri toplumda
yerleşmemişse demokrasinin işlerliği
sağlanamaz.
Düşünce suçundan dolayı 730 yıl
mahkûmiyeti Batı'mn kabul etmesini
bekleyemezsiniz.
ra«ivi vnşarmanın mümkün pl-
mayacağı açıktır" dedi.
Erdem, ODTÜ Iktisadi ve
Idari Bilimler Fakültesi son sı-
nıf öğrencilerinin TBMM Şeref
Salonu'nda yaptıkları
"Demokrasi" dersine katıldı.
ANKARA (AA) — TBMM
Başkanı K«ya Erdem, demokra-
siyi güçlendirmek için parla-
mentoyu da güçlendirmek ge-
rektiğini belirterek, "Parlamen-
to, yasama ve denetim görevini
gereğince yapamıyorsa, demok-
Erdem, basına kapalı olarak
gerçekleştirilen derste "Demok-
rasi ve tnsan Haklan" konusun-
da bir konuşma yaptı.
TBMM Basın ve Halkla Iliş-
kiler ve Daire Başkanı Engin
Karapınar'dan alınan bilgiye gö-
re, Erdem. demokrasinin geliş-
tniş ülkelerin yönetim biçimi ol-
duğunu kaydederek, demokrasi-
lerde insana saygı ve hukuk üs-
tünlüğüne büyük önem verildi-
ğini belirtti.
İnsan haklan ve demokrasi-
nin ayrılmaz bir bütün olduğu-
nu bildiren Erdem, bu sistemde
temel organ olan parlamento-
nun etkinliğinin demokrasi ile
eşdeğer olduğunu söyledi. Er-
dem, şöyle konuştu:
"Demokrasiyi yerleştirmek ve
güçlendirmek istiyorsak parla-
mentoyu da güçlendinneliyiz.
Eğer vatandaşın parlamenioya
güveni zayıflarsa, parlamento
yasama ve denetim görevini ge-
regince yapamıyorsa, bunlar za-
afa uğnıyorsa, demokrasiyi ya-
şatmanın mümkün olamayaca-
ğı açıktır. Parlamento bu etkin-
liklerini yerine getirmezse, top-
Inmda gtivensizlik ve kargaşa
ortamı oluşur. Bütün bu konu-
larda TBMM Başkam'na. par-
lamenterlere, basına, demokra-
rik kurnlnşlara ve tüm vatandaş-
lara görevler düşmektedir."
TBMM Başkanı Erdem, her
şeyden önce demokrasinin cesa-
retle savunulması gereken bir
müessese olduğunu kaydederek,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hoşgörü, diyalog, uzlaşma,
tenkitlere tahammül ve özeleş-
tiri yok ise, bu değerler toplum-
da yerleşmemişse, demokrasinin
işlerliği mümkün degildir. Bu-
gün Batı'da bunlar yerieşmiştir.
Ancak bu noktaya 150 yılda ula-
şılabiimiştir. Türkiye'de demok-
Bütçeye Ugi y o k £
TBMM'den uzaklaştılar. Gelecek hafta sona erecek olan bütçe
görüşmelerine katılan milletvekili sayısı S0-60'ı geçmiyor. 10 ara-
lıkta başlayan görüşmekre millervekilleri ilk gün TV'den nak-
len yayın nedeniyle ilgi gösterdiler. ANAP Grup Başkanvekili
Raşit Daldal bütçe görüşmelerinin gereginden uzun olduğunu be-
lirtirken, SHP Grup Başkanvekili Onur Kumbaracıbaşı,
TBMM'de gruplann birbirlerini kolladıklannı ve muhalefetin uy-
gun bir an buldugunda çogunluk sağlayarak herhangi bir bakanlık
bütçesinin reddedilmesinin mümkün oiabilecegini söyledi. (Fo-
toğraf: Rıza Ezer)
rasimizi yerieştirmek ve geliştir-
mek istiyorsak, ilkokuldan baş-
layarak bütün ögretim ve eğitim
kademelerinde bunlan ögretme-
liyiz. Her zaman uztaşma ve ten-
kide tahammüle alışmak mec-
buriyetindeyiz."
Demokratik hayatın temel
unsurlarının parlamento, basın
ve siyasi parti'.er olduğuna dik-
kati çeken Erdem, kamuoyunun
eğilimini vermesi bakımından
basının öneminin büyük oldu-
ğunu, bu nedenle basına her za-
man doğrudan ve açık bilgiler
verilmesi gerektigini vurguladı.
İnsan haklan
TBMM Başkanı Kaya Erdem,
Batı'mn insan haklan ve temel
özgürlükleri en üst noktaya ko-
yup, diğer konüları bütün bu
hak ve özgürlüklerin sağlanması
için araç olarak kabul ettiğini
anlatarak, "Biz insan haklan ve
temel özgürlükler konusunda
sadece mevzuat ve kanunlann
elverdiği ölçüleri düşünüyoruz.
tşte bu düşünüş tarzı, Batı ile
aramızdaki farklılıktır" dedi.
"Kafa yapısı"
tnsan haklannın sadece yasa
ve mevzuatlar çerçevesinde hal-
ledilemeyeceğini belirten Erdem,
her şeyden önce bu hak ve öz-
gürlükleri bütün insanların ka-
fasına yerleştirmek gerektigini
söyledi. Erdem, şöyle konuştu:
"Bunun için de ber düzeyde
egitime gitmeliyiz. Bugün Batı-
da hükümetJn bir numaralı gö-
revi, insan haklan ve temel öz-
gürlükleri konımaklır. Batı ile
bütünleşmede, ber türlü ilişkiler-
de insan haklanna verilen deger
öncelik taşımaktadır. Bu konu
üzerinde ciddiyetle durmaiıyız.
tşte bu nedenledir ki
TBMM'de insan haklannı ince-
leme komisyonu kanunla kurul-
muş bulunmaktadır. Bu konu-
da adımlanmızı süratle atmalı-
yız. Bu degerlere, Batı'mn anla-
dığı anlamda vaklaşamadıgınuz
sürece, Batı ile bütünleşmemiz
mümkün degildir. Bir düşünce
suçundan dolayı 730 yıl hapse
mahkûmiyeti, Batı'mn kabul et-
mesini bekleyemezsiniz. Mevzu-
atı, kanunlan ve kafa yapımızı
en kısa zamanda degiştinneli-
yiz."
Recep Ergun'un "bu ülke diktatörleri sevmez" sözü ortalığı karıştırdı
ANAP'ta 'diktatörlük' kavgasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
ANAP MKYK'da Cumhurbaşkanı lur-
gut Özal tartışıldı. MKYK'da Kayseri
Milletvekili Recep Ergun'un, Cumhur-
başkanı Özal'ı kastederek, "Unutmaya-
lım, tsmet tnönü 1946'da yaptığını
19S0'de yapamadı. Bu ülke diktatörleri
sevmez" demesine sinirlenen Bursa Mil-
letvekili Fahir Sabuniş, Ergun'un üzeri-
ne yürüyerek, "Sen şimdi sayın cumhur-
başkanımıza diktatör mıi demek istiyor-
sun? Bunu sana dedirtmeyiz" diye ba-
ğırdı. Ergun da Sabuniş'e "Senin yanm
aklına kimsenin itimadı yoktnr" diye
karşılık verdi.
MKYK toplantısı başladıktan hemen
sonra Teşkilat Başkanı Orhan Demirtaş
16 yerde ilçe kongrelerinin tamamlandı-
ğını, il kongrelerinin yapılabilmesi için
MKYK'nın yetki vermesi gerektigini söy-
ledi. Bunun üzerine ANAP Kayseri Mil-
letvekili Recep Ergun Kayseri'de bazı yer-
lerde yapılan seçünlerde haksızlık yapıl-
dığını iddia etti. Ergun, "Işler kaçınlı-
yor, haberdar olamıyonız" deyince, Teş-
kilat Başkanı Demirtaş, Ergun'u, "Sen
Sabah ve Tan gazetelerinin ağzıyla
konuşuyorsun" diyerek azarladı. Kayse-
ri'deki teşkilat sorunu ANAP Genel Baş-
kan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili
Halil Özsoy'un getirdiği önerge doğrul-
tusunda benimsendi.
Bu görüşmelerin ardından söz alan
Recep Ergun, Başbakan Yüdınm Akbu-
lut'a hitaben şunları söyledi:
"Biz yetkili kunıl lafını hiç kullanma-
dık. Daha önce Sayın Özal'a da söyle-
dik. Biz bir yetkili kuruluz. Biz burada-
yız, ancak kimse bize daruşmıyor, bir şey
söylemiyor. biz en son duyuyoruz. Kör-
fez krizi altı aydır süruyor. Bu süre için-
de her ay iki kez toplanıyoruz. Ancak da-
Ergun'un bu konuşması MKYK'da
havanın bir anda gerginleşmesine yol aç-
tı. ANAP Bursa Milletvekili Fahir Sabu-
niş yerinden ayağa kalkarak, Ergun'a
doğru yürüdü ve bağırarak "Sen şimdi
sayın cumhurbaşkanımıza diktatör mü
demek istiyorsun? Bunu sana dedirtme-
yiz" dedi. Bunun üzerine Recep Ergun
"Senin yanm aklına kimsenin itimadı
yoklur. Ben senin gibi adamlan çok gör-
MKYK toplantısında Kayseri Milletvekili Recep Ergun'un
Cumhurbaşkanı Özal'ı kastederek, "unutmayalım Ismet
Inönü 1946'da yaptığını 1950'de yapamadı. Bu ülke
diktatörleri sevmez" sözlerine sinirlenen Bursa
Milletvekili Fahir Sabuniş, Ergun'un üzerine yürüyerek,
"sen sayın cumhurbaşkanına diktatör mü demek
istiyorsun" diye bağırdı.
ha iki kere bile konuşmadık. Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nin rejimini değiş-
tirmeye yönelik, anayasasını değiştirmeye
yönelik hazırlıklar yapılıyor. Biz bunla-
ra sadece izleyici kalıyonız. Ben size baş-
kanlık sislemi iyidir, kötüdür demiyo-
nım. Muhalefet gibi davranmıyonız.
Ama unutmayalım tsr. et İnönu 1946'da
yaptığını 1950'de yapamadı. Bu ülke dik-
tatörleri sevmez."
düm. Bir şey yapamazsın, ben de sana
hesap soranm" şeklinde konuştu.
Araya Başbakan Akbulut ile diğer
milletvekillerinin girmesiyle tartışma
yumruklaşmaya dönüşmeden yatıştırıl-
dı.
Daha sonra söz alan ANAP genel baş-
kan adaylanndan Hasan Celal Giizel,
anayasada cumhurbaşkanının yetkileri-
nin açıkça belirtildiğini ifade ederek,
Güzel'in bu konuşması sırasında Me-
sut Yılmaz'ın sürekli önüne bakarak not-
lar aldığı belirtildi. Yılmaz'ın genel baş-
kan adaylan arasında yer almasına kar-
şın, bu tartışmaların hiç birine katılma-
ması MKYK üyelerince dikkate değer
bulundu. Hasan Celal Güzel'den sonra
söz alan Kultür Bakanı Namık Kemal
Zeybek konuşmasında, Cumhurbaşka-
nı Özal'ı destekledi. Zeybek, Güzel'i
"duygusal konuşmakla" suçladı.
Zeybek'in Güzel'i eleştirirken,- bazı ga-
zetelere verdiği demeçleri de gündeme
getirdiği öğrenildi. Zeybek'in, konuşur-
ken elindeki başkanhk sistemi konulu bir
raporu da MKYK üyelerine gösterdiği
aktanldı.
Başbakan Akbulut, toplantı boyunca
süren sessizliğini ANAP genel başkan
adaylanndan Mesut Yılmaz'ı eleştirmek
amacıyla bozdu. Akbulut, genelkurmay
başkanlığından istifa eden Necip Torum-
tay'la ilgili genel görüşme hazırlık çalış-
malarını eleştirdi. Akbulut "75 imzayla
genel görüşme isteyeceklerdi. 15'i zor
buldular. Ancak bir tek kişi imzalarsa
ben de hemen genel görüşmeye taraf ola-
cağım. Bakalım, genelkurmay başkanı-
nın istifasında bizim suçumuz neymiş?
Üç bakan istifa etti bunlar olmadı, ge-
nelkurmay başkanının istifasıyla fırtına-
lar kopuyor" dedi.
Iki kere ikinin dört ettiği tartışılıyor mu? Renault'nun 222 servis birimiyle, gezici servisleri ve
Renault Dakik gibi özel hizmetleriyle Türkiye'nin en güçlü satış sonrası teşkilatına sahip
olduğu da tartışılmıyor.
Otomobil alırken sorun. Servisi, yedek parçası, garantisi var mı? Yeterli mi.. kalıcı mı?
Renaull'nun sahip olduğu büyük hizmet ağına
söylenecek söz yok. Ama, her an, her yerde
hizmete hazır 222 Renault yetkili servisi var.
RENAULT
Servis
Özal, boşluğu
değerlendirdi
Başbakan Akbulut'un ANAP MKYK'ya
başkanhk etmek üzere parti merkezine gittiği
sırada Meclis'e gelen Özal, milletvekilleri ile
görüştü.
ANKARA (Cumburiyet Bü-
rosu) — Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal, dun TBMM'deki ma-
kam odasında yaklaşık dört sa-
at sureyle ANAP'ın iki grup
başkanvekili ve 17 milletvekili-
ni dinledi. ANAP milletvekille-
ri, pamuk üreticilerinin sorun-
Iarından Guneydoğu kararna-
mesine değin birçok sorunu
Cumhurbaşkanına aktararak
çözüm bulmasını istediler.
Başbakan Ytldırtm Akbulut'-
un ANAP MKYK'ya başkanhk
etmek üzere parti merkezine git-
tiği sıralarda Cumhurbaşkanı
Özal da TBMM'ye geldi. Özal'-
ın TBMM'deki makam odasına
geldiğini duyan milletvekilleri
görüşme kuyruğuna girerken,
ANAP Genel Sekreteri Akgün
Albayrak ve Adana Milletveki-
li M.AIi Bilid, MKYK toplan-
tısından ayrılarak Özal ile gö-
ruşmek üzere TBMM'ye geldi-
ler. Akgun ve Bilici'nin öbür
Adana milletvekilleri Ersin Ko-
çak ve Ledin Barlas (Horzum
Komisyonu Başkanı) ile bhiik-
te özal'ı 5 ocakta Adana'nın
kurtuluşu törenlerine çağırdık-
lan öğrenildi. Özal, millefvekil-
leri ile birlikte kendisini ziyaret
eden ANAP Adana il örgütü
yöneticilerine yaptığı konuşma-
da "Devletimiz güçlüdür" dedi.
ANAP grup başkanvekilleri
Yasin Bozkurt ve Raşit Daldal
da Cumhurbaşkanı ile görüştü-
ler. Bozkurt, görüşmeden son-
ra gazetecilere "Cumhurbaşka-
nına TBMM'ye geldiği için ne-
zaket ziyaretinde bulunduk"
dedi.
Daha sonra Özal, ANAP mil-
letvekilleri Kâzun Çağlayan, Işı-
lay Saygın, Naim Geylani, Ke-
mal Birlik, Nurettîn Dilek, Kâ-
zım Yücelen, Avni Akkan,
Mustafa Bozkurt, Okan Çaglar,
Veniaj Koseoğiu, Reşit Ülker,
Abdülvahap Dizdaroğlu ve
Devlet Bakanı Ercüment Ko-
nukman ile görüştü.
Guneydoğu kararnamesine
karşı görüşlerini ve bölgedeki
olağanüstü hal uygulamasını
anlatmak üzere Özal ile görüşen
Siirt Milletvekili Kemal Birlik ve
Diyarbakır Milletvekili Nurettin
Dilek, görüşmeden sonra bir
açıklama yapmadılar.
POLİTİKA GÖNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Büyüteç
Önceki gün, TV'de 20.00 haberlerini izlerken Çankaya
Köşkü'nün halka açılmasıyla ilgili haber-röportajın "Büyüteç"
programında verileceğini duyurdu spiker.
Haberler bitti ve "Büyüteç" adlı program başladı. Cum-
hurbaşkanı Özal, esnaf temsilcilerini yanına almış, bilmem
kaçıncı kez aynı masalı anlatıyordu. Kalkman, gelişen, çağı
yakalayan Türkiye'den söz ediyordu. Ekonomimiz tıkır tıkır
işliyordu, sosyalist ülkeler bile Türkiye'nin ekonomik mode-
lini kendi ülkelerinde uygulamak için yarış halindeydiler.
Bir ara şöyle dedi Cumhurbaşkanı:
— 1979 yılının sonunda biz serbest pazar ekonomisini uy-
gulamaya başladığımızda, durum neydi biliyordunuz. Siga-
ra tezgâhın altındaydı, yağ, tüpgaz yoktu...
Esnaf temsilcileri başlannı sallayarak yanıt veriyorlardı:
— Doğru söylüyorsunuz başkanım...
Cumhurbaşkanı, İnönü'nün deyişiyle "kandırmacalarmı"
sıralıyordu:
— Bakın şimdi her şey bol, ne ararsanız var. Çünkü ser-
best pazar ekonomisini uyguluyoruz. Rekabetten korkma-
yın, kârlı çıkarsınız...
Programı izlerken Çankaya Köşkü'ne çıkanlar arasında
Zonguldak'tan gelen var mtydı? Zonguldaklı esnaf, işada-
mı bulunuyor muydu Özal'ın çevresinde?
Hiç sanmıyoruz...
Eğer olsalardı, Özal'a şöyle diyeceklerdi:
— Sayın Cumhurbaşkanı, Zonguldak'a niçin gelmiyorsu-
nuz? Her gün binlerce kişi yürüyor, televizyon ise hiç ver-
miyor. Belki siz gelip olup bitenleri görürsünüz de televiz-
yon,, haber değeri bulur ve yayımlar...
Özal ailesi; yurttaşları, sanınz ayda bir kez Çankaya'ya ça-
ğırıyor. Televizyon da bu toplantıyı "Büyüteç" programında
yayımlıyor. Gelenlerin Çankaya'yı görmekten büyük mutlu-
luk duydukları belli. Hele görünfüye girmek için neler neler
yapıyorlar.
Artık iyiden iyiye •~™~"^I
~^"^"^™^^~^
SZrAnSTTr.- Zonguldak'taki grevci
taşlarla Çankayada taŞKÖmurU IŞÇISine
SS?SSS.t!
omuz
vermenin adı,
nan spikere, "çok çağı yakalayan (!)
mutluyum'deyipekli- J ü r k i y e ' d e ' s o s y a l
— vallahi misafirle- dalkavukluk' OİCİU.
ço
n
k
e
memn
e
un
rT
Suy(!l Işçinin greve gitmesi,
mm... çankaya KÖŞ- eylemleri 'emekçi
kü'nün halkaaçılması .... ., ... .. 4
"
bir demokrasi gelene- pOpUİIZmi ne ÖOnUŞtU.
V % l
Kim sö
ylüyor bunlan?EV • -biz nedense Gazetelerde okuyor,
Beyaz Saray deriz— / L f a o / r Rny'ta
yerli ve yabancı turist-
/ W d
9
/ C D U X ı a
lere açıktır. Her sabah İZİİyOrSUnUZ.
uzun kuyruklar oluşur, "
parayı basana Beyaz
Ev'in bahçesi gezdirilir, başkanın basın toplantısını yaptığı
salon gösterilir vs. Salt Beyaz Ev değil, FBI ve CIA'nın gizli
olmayan bölümleri de yerli ve yabancı turistlere açıktır. Yi-
ne giriş ücreti ödeyerek buraları gezebilirsiniz. Kapitalist sis-
temde kural böyledir.
Televizyonda Büyüteç" programını izliyoruz. Çankaya
Köşkü'nü gezenler de hoşnut, gezdirenler de. Ama kafamız-
da bir soru:
— Şu Çankaya Köşkü'nü dileyen, kapıdan giriş ücreti öde-
yen herkes gezemez mi?
Öyle ya, kapitalist sistem, serbest pazar ekonomisi de-
nildiğine göre Çankaya Köşkü'nü Beyaz Ev gibi giriş ücreti
ödeyip canı isteyen tüm yurttaşlar neden gezmesin?
Böyle bir olanak tanınsa, ABD'de olduğu gibi kapitalist sis-
temin kuralları uygulansa Zonguldak'ta grevde olan taşkö-
mürü isçileri çoluk çocuk Çankaya Köşkü'ne taşınırlar. Hem
sorunlarını anlatırlar hem de televizyondan seslerini duyu-
rurlar.
Demokrasi bu değil mi?
"Büyüteç" programı bitti. Sonra düşünmeye başladık. De-
mokrasi, insan haklan, düşünce özgürlüğü. Özal'a göre eko-
nomimiz gibi "tıkır, tıkır" işliyor demokrasimiz de öyle. İşte,
Zonguldak'ta binlerce insan yürüyor. Kimse kanşıyor mu,
"neden yürüyorsun" deniliyor mu?
Her akşam TV'nin, sansürsüz Magic Box'ın düğmesini çe-
viriyoruz. Belki Zonguldak'tan bir şeyler verir diye bekliyo-
ruz. Her gece umutlarımız eriyip yok oluyor.
Zonguldak'ta binlerce insan çoluk çocuğuyla yürüyor. Es-
naf perişan. İşçi açlığa doğru sürükleniyor. Zonguldak'taki
grevci taşkömürü işçisine omuz vermenin adı, çağı yakala-
yan (!) Türkiye'de "sosyal dalkavukluk" oldu. İşçinin greve
gitmesi, eylemleri "emekçi popülizmi"ne dönüştü.
Kim söylüyor bunlan?
Gazetelerde okuyor, Magic Box'ta izliyorsunuz...
P A R T İ L E R D E N
TBKP'de muhalefet açıklaması
• tç Politika Servisi — TBKP Istanbul İl Kongresi'nde
PM'nin, "Birliğe koşulsuz katılım ve üyeleri serbest
bırakma" eğilim kararına muhalefet eden grup, kongre
sonrası yaptığı açıklamada "Kongreyi biz, seçimleri onlar
kazandı" dedi. Genel Başkan Nihat Sargın'ın konuşmasuıı
"Nazik, güzel, delege oylannı ipotek altına almayan",
Genel Sekreter Haydar Kutlu'nun konuşmasını da "Kendi
prestijini kullanarak delege oylannı vesayet altına almaya
çalışan" olarak değerlendiren muhalefet, genel merkezin
"bildik yöntemler kullanarak" anahtar liste dağıtmasına
karşın delegelerden üçte birini muhalefetin kazandığını
belinti.
HEP'lilerin dokunulmazlığı
• ANKARA (AA) — HEP'in 17-24 temmuz tarihleri
arasında İstanbul'dan Diyarbakır'a düzenlediği 'Onurlu ve
Özgür Yaşam Yürüyüşü' nedeniyle geçtikleri her ilde
"Toplanti ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefetten"
milletvekilleri hakkında dava açıldığı öğrenildi. HEP
Genel Başkanı Fehmi Işıklar, bugüne kadar haklan da
kaç dava açıldığını bilmediğini, yasama
dokunulmazlıklanrun kaldırılması yolundaki tezkerelerin
TBMM'ye peyder pey geldiğini bildirerek şöyle dedi: "Bir
Ulkede milletvekilleri halkın ayağına gidip onlann
sonınlannı bir yürüyüşle kamuoyunun gündemine
getiremiyorsa, o ülkede insan haklan ve demokrasiden söz
edilemez."
Meteoroloji ihalesi
• ANKARA (AA) — SHP Çorum Milletvekili Rıza
Ilıman, Başbakan Yıldırım Akbulut tarafından
cevaplandırılması istemiyle verdiği soru önergesinde
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün ihtiyacı olan iki
bilgisayarın alımı için ihale açtığını, ancak Devlet Bakanı
Ercüment Konukman'ın bu ihaleyi dikkate almaksızın işi
Kalafatoğlu firmasına verdiğini bildirdi. Buna karşı çıkan
ihale komisyonu üyesi Mehmet Örmeci ve Sadettin
Demirkan'ın görevden alındığını kaydeden Ilıman, "Bir
milyar liralık bilgisayar için iki milyar lira ödeme
yapılarak devleftn zarara sokulduğu ve haksız kazanç
sağlandığı doğru mu?" diye sordu.
Yerinde bir girişim
• tç Politika Servisi — DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit, ANAP grubunca seçmen yaşının 18'e indirilmesi
için hazırlanan anayasa değişikliği önergesiyle ilgili
olarak "yerinde bir girişimdir" dedi. Ecevit seçilme
yaşının da 25'e indirilmesinin öngörüldüğüne dikkat
çekerek nüfusumuzun yüzde 60'ının 25 yaşın altında
bulunanlardan oluştuğunu belirtti.