23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 1990 KİTÂP KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 'Saraydan Sürgüne' çıktı • Kıiltür Servisi — Kenize Murat'ın Fransa'da 1 milyonun ttstunde satan ve 16 dile çevrilen "Saraydan Sürgüne" adlı romanı Türkçe'ye de çe\ rildi. Halen Paris'te yaşayan Kenize Murat, 5. Murat'ın torunu Selma Hanımsultan'ın kızı. "Saraydan Surgüne" adlı romanında annesi Selma Hanımsultan'ın yaşamını konu aldı. Uzun süre yaptığı gazeteciliğe ara verdikten sonrayeniden başlayan Kenize Murat, yakında "kendi hikâyesi"ni kalemealacak. Selma Hanımsultan, savaş ve işgal yıllarını İstanbul'da geçirdikten sonra Lubnan'a yerleşmiş, daha sonra bir racayla evlenip Hindistan'da yaşamıştı. Daha sonra Paris'e yerleşen Selma Hanımsultan, İkinci DünyaSavaşı başlarında 29 yaşında ölmuştü. Kenize Murat, annesini tanımış olanlarla konuştu, tarih kitaplan okudu, zamanın gazetelerini inceledi, ailenin dağınık arşivlerini araştırdı. EDEBİYAT İ. Berk, jüriden aynldı • Kıiltür Servisi — Şair llhan Berk, Behçet Necatigil Şiir ödülü'nün seçici kurulundan aynldığını açıkladı. Berk, jüriden aynlışuıın nedenleri konusunda bir açıklama yapmadı. Bu yılın Necatigil Şiir ödulü Seçici Kurulu'nda llhan Berk'le birlikte Adalet Ağaoğlu, Rauf Mutluay, Fethi Naci, Tahsin Yücel, Hilmi Yavuz ve Doğan Hızlan yer almışlardı. 1990 Necatigil Şiir ödülü, geçen hafta Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen bir törenle Sefa Kaplan'a verilmişti. Kaplan, bu yılın ödülüne "Insan Bir Yalnızlıktır" adh şiir kitabıyla değer görulmüştu. Jüriden aynldığını açıklayan llhan Berk ise ilk kez 1980 yılında düzenlenen Necatigil Şiir Odulu'nu "tstanbul Kitabı" adlı kitabıyla almıştı. SERGİ Başpınardan 'Göç' resimleri • Kültür Servisi — Ressam Erol Başpınar, yapıtlannı ay sonuna dek Sheraton Oteli'nde sergiliyor. Resimlerinde barış, ozgürluk, sevgi, göç gibi konuları işleyen Erol Başpınar, 1978 yılından bu yana yaşamını Almanya'da sürdürüyor. 1979 yılından bu yana resim çalışmalannı sürdüren ve ilk sergisini 1985 yılında Almanya'da açan sanatçının herhangi bir akademik kariyeri bulunmuyor. ABD'de yaşadığı yıllarda sokak ressamlığı yapan bir yandan da şiir ve grafik çalışmalarını sürduren Erol Başpınar toplam 30 sergi açtı. FESTİVAL Kahire festivali sona erdi • KAHİRE (AA) — Mısır'daki en önemli sanat olaylarından biri olan uluslararası Kahire Film Festivali sona erdi. Bir yarışma niteliğinde olmayan festivalde 45 ülkeden 200 film çeşitli kategoriler altında gösterildi. Festivale Türkiye"den katılan 'Kanlar Koğuşu', 'Benim Sinemalarım' ve 'Bütün Kapılar Kapalıydı' adlı filmler de Mısırh sinemaseverler tarafından ilgiyle izlendi. MÛZİK Chopin resitali • Kültür Servisi — Israil Filarmoni Orkestrası piyanisti Izi Kastoriano, bugün saat 18.30'da Şehir Tiyatrolan Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde bir resital verecek. Kastoriano, 500. Yıl Vakfı kultur etkinlikleri kapsamındaki resitalinde Chopin'in yapıtlannı seslendirecek. ARANAN TERCUMAN BULUNDU: FANFARE TRANSLATOR 5 dil biliyor, cepte taşınabiliyor. • Rahatiıkla cebınızde taşıyabıleceğiniz Fanfare Translator ışadamlan, öğrenciiec ve seyahat edenler ıçın mûkemmel bir tercûmandır • Türkçe. ingılizce. Fransızca. Almanca v© Italyancadan ozenle seçılmış 13000 kelımelık haznesi ile İngmz teknolojısının bir harikasıdır. • Hedıyelık kutusu. onjınal pıl'en ve Tûrkçe kıilanım kıtavuzu Jİe beraber teslım edilir. , f TÜRKÇE f ENGLISH f FRANÇAIS f DEUTSCH f ITALIANO İİFUDAŞ ' * DIS TİCADFT k • Fanfare Translatof bir yıl ımalatçı ve dağıtımcı garantısı ile satılmaktadır. FANFARE TRANSLATOR "CEBİNİZDEKİ TERCÜMANINIZ" Tüfkiye Mümesılli MçrVez Borbaros Bu'van 49 4 8C«PCı Beşrtfloş STANBUl tei (60 59 20-1ı» 62 31 '60 62 53 r-ux 159Î5 09 Genel Diftrib<H6r | Suvukaere CodOesı 63 A 80310 Meaâıyekoy ISTANBU. fel (1) 17547 20-1754721 F<n(1)'74M13 f m r A)ı Poso Ccw No 93 1 Bostoncı*1AN8Ul W 372 1» 65 _ 1 fuaaş öş Tıcarel A Ş.nıp ZVaMbcnk Oîtakoy Şubesı 10083 numcnolı ya ao - Yapı Kıedı Sankası Beşıktos Şubesı 2577-2 numotc* hetacra 3»2 000 TL havole etiırr Mafcouz fofokopts ektedn C2392000TUıkgurfülıjcıhsçelafnıFudajDçBcaıelA^ odmoaaestr*x postatadm Q 3 C Kıeöt Kartı hesaosmdan pe$m otarak 392 000 Tl lohsd edimz ~ Kıeöı Katf neîobmnöan 4 eşıt taksıtle odemek azere 436 000IV (4x109 000IL) toh», edra VSA * H P MASTERCARO ->•§SİPARİŞFORMU KAÜTNO _ Adim Soyadım SON KUUANMA Şeh. Lûtten başvurumun eitmze ufoşfığı andan ittbofen 3 gurftçnide Cep Tercur-ıar>ımt adresıme postatoynu Aşkabad'da 'BabaKamber'masalmdanMoskova'daÇehov'un 'ÜçKızKardeşi'ne Çöl ortasında tiyatro pîkniğiTürkmenistan Gençlik Deneysel Devlet Tiyatrosu oyunculan, Karakum Çölü'nün ortasında bir'happening' gerçekleştiriyorlar. Saz eşliğinde ısınmalardan sonra koregrafiyle bezeli "sözsüz" bir aşk düetine geçiliyor. AYŞEGÜL YÜKSEL Türkmenistan'ın Aşkabad kentinde yapılan "ABD-SSCB- Türkiye Tiyatro Sempozyııma" sırasında izlediğımiz Turkmen oyunları arasında bir de şiir- tiyatro örneği sunuldu. Yolda, pazar yerinde, kaîdığımız otelde hep bizim kulturümüzü çağrış- tıran görüntülerle karşılaşmış- tık. Bu kez de sahnede "Kerem ile Aslı"dan, "Tahir ile Zühre't den çağrışımlar yaptıran "Baba Kamber"i izledik. A.Kulmamedova'dan uyarla- nan bu "masal-metin", baştan sona şiirle oluşturulmuş, sazın diliyle dramatik doruk noktala- ra ulaşan, dizelerin devinimiyle "hareket düzeni"nin iç içe geliş- tiğı bir gösteriyle bütunlenmiş- ti. Genç bir saz ozanına gönul verdiği için kıskanç Han'ın acı- masız yaptııımlarına hedef olan genç kızla, aşkının ve ozanlığı- nın gücüyle sonuna dek savaşım veren delikanlı özelinde dile ge- len, toplumsal baskının, zul- mun; egemen güçler karşısında- ki ezilmişliğin, bu ezilmişliğe başkaldırınm öyküsü. En guze- li de son aşamada ozanhğın, şi- irin ve sazın büyulü ezgilerinin Han'ı bile dize getiren bireysel- toplumsal etkileyici gucü. Tacmamed Valiev'in sahnele- diği oyun, sahne olayı olarak bi- zim "Yunııs Emre" "Karaca- "KEREM İLE ASLTDAN ÇAĞRIŞIMLAR—Tnrkmenistan'ın Aşkabad kentinde sahnelenen oyunlardan biri de u Baba Kamber". O>nn, "Kerem ile Aslı'dan, "Tahir ile Zühre"den ça|nşımlar getiriyor. oglan" oyuncularının dü- zeyini çağnştırıyor. Tüm evren- selliğine karşın, oldukça klişeleş- miş çatışmalar üstune kurulu, yerel renklere aşın biçimde yas- landınlmış, "tiyalro"dan "şiir" adına <3dün Verildiği bir çalışma. "Can"ve "Baba Kamber" oyunlarından anlaşıldığına gö- re evrensel duyarlığa seslenen, ama ulusal-yerel yaklaşımlarla beslenmiş "mesel-oyun"lar çağ- daş Turkmen tiyatrosunun te- mel özelliklerinden biri. Vine bu iki oyunda yansıdığı kadanyla, "çöl" Turkmen yaşatnının vaz- geçilmez bir parçası. Kısmette "çöl" ortamını yalnız tiyatroda çevre tasanmı bağlamında değil, tüm gerçekliğiyle yaşamak da varmış. Aşkabad'daki üçüncu gunumüzde otobuse doluşup Karakum Çolu'ne gidiyoruz. Ol- dukça serin ve esintili, denizı ol- mayan bir plajı andıran uçsuz bucaksız bir çölde, yabancı ko- nuklar olarak yaşamımızın ilk - büyük bir olasılıkla da son- "çöl pikniği"ne katıhyoruz. Pide, turşu, bol ve çok çeşitli yeşillik, salça, turşu, koyun haşlama, ko- yun şiş, hoşaf. Kilimlere bağdaş kurup saatlerce tadmı çıkardığı- mız bir goçmen şoleni. (Sakın "kımız" içtiğimiz sanılmasın; Turkmenler votka ve kanj^k içi- yorlar.) Bizı tiyatro dekorlarınm yapay gerçeğinden "çöl" gerçe- ğine ulaştıran Türkmenistan Gençlik Deneysel Devlet Tiyat- rosu sanatçıları bu doğal ortam- da da bir "happening" gerçek- leştiriyorlar. Once saz eşliğinde turku ve danslarla, taklitlerle, farsla bezeli bir "ısınma" aşa- ması; sonra da çol bitkilerinin ve tepeciklerinin ardından fırlayan iki genç sanatçının kotardığı, bol koregrafiyle bezeli "söz- süz" aşk düeti. Topluluğun çalışmakta olduğu "Çöl Kertenkelesi" adlı oyundan bir sahne. Bir uluslararası tiyatro toplantısında bir ulkenin kültü- ru ile bir toplumun konuksever- liğini sunmanın, gördüğüm en incelikli biçimi. Aşkabad'da son gecemiz. Çarkovskaya Bölgesi'nden gelen genç bir topluluk, Seyid Nazar Seydi Türkmen Devlet Tiyatro- su, Aziz Nesin'in "Bir Şey Yap Met" oyununu Türkmence, ye- rel giysiler içinde sergiliyor. Bo- ğucu bir atmosferde, özellikle daraltılmış yan karanhk bir uzamda sunulan yapımın genç yönetmeni K.Atabavev, oyunu "Karanhktaki Yaratiklar" baş- lığıyla çevirdiklerini ve doğru- dan doğnıya psikolojik boyut- lanyla değerlendirdiklerini soy- lüyor. Türkmen duyarlığı, Aziz Nesin'in, topluma olan görevle- riyle ailesinin bireyleri karşısın- daki sonımluluğu arasında bu- nalan Met'inde baskı altındaki bireyin psikolojik açmazının de- rinliklerini yakalamaya çalışmış. İzlediğimiz Turkmen toplu- luklarının tumu de Türkiye'de oyun sergilemek istiyorlar ve Türk yazarlarından yapıtlar bekliyorlar. Nâzım Hikmet'in yıllar önce Aşkabad'a gelişi, o gunleri yaşamış tiyatrocuların dilinde... Aşkabad'dan bir sabaha kar- şı dostça uğurlanıyoruz. Son du- rağımız Moskova. Doğrusu, bu ünlü tiyatro kentinde daha çok kalacağımızı, daha çok oyun iz- leyeceğimizi düşlemiştik Istan- bul'dan yola çıkarken. Oysa Moskova'da yalnızca yarım gu- nümuz rar ve biz yalnızca bir oyun izleyebileceğiz. Duş kırık- lığımız o gece Moskova Çağdaş Tiyatro'da izlediğimiz "Üç Kızkardeş" oyununda üç kız- kardeşin yasadığı doyurulmaz ozlemle buluşuyor. Biz yine şanshyız; hiç olmazsa Mosko- va'da başanlı bir Çehov yapımı izledik. Uç kızkardeş ise Mosko- va'ya hiç gidemeyecekler... Semih Fırıncıoğlu, Devlet Tiyatrosu'nda 'Danton'un Ölümü'nü sahneli] Duşgucunun başkaldırısıTiyatro çahşmalannı New York'ta sürdüren Fırıncıoğlu, Georg Büchner'in "Danton'un Ölümü" adlı oyununun yönetmeni, çevirmeni ve bestecisi. Oyunun ocak ayı içinde n *••••'• sergilenmeye başlaması bekleniyor. Kültur Servisi — Georg Büchner (1813-1837), dilimize de çevrilen "Danton'un Ölümü", "Leonce Ue Lena", "VVoyzeck" ve "Lenz" gibi yapıtlanyla Türk okur ve tiyatroseverlerinin hiç de yabancısı değil. Tifodan kurtu- lamayarak çok genç yaşta ölen Alman yazann Fransız Devrimi üstüne kurulu "Danton'nn Ölii- mü" adb oyunu önümüzdeki ocak ayı içinde îstanbul Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenecek. özeUikle Danton'un giyotin- de sona eren son 5 gününde yo- ğunlaşan oyunun yönetmeni, çahşmalannı 9 yüuu New York'- ta sürdüren Semih Fınncıoğlu. New York'ta alışılmışın ötesin- de oyunlar, gösteriler sahneleyen "Time and Space Ltd." toplulu- ğunun dramaturgluğunu ve sa- nat yönetmenliğini üstlenen Fı- rıncıoğlu, "Danton'un Ölü- mü"nün aynı zamanda çevirme- ni ve bestecisi. tstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ingiliz Dili ve Edebi- yatı Bölumu'nu bitirdikten son- ra "Çağdaş tngiliz Tiyatrosu" konulu bir doktora çalışması da yapan Fırınaoğlu, yaklaşık 20 yıldır profesyonel bestecilik de yapıyor, özeUikle film ve tiyat- ro müzikleri bestelıyor. Nevv York'ta yönetmeni olduğu top- lulukla müzik, tiyatro ve edebi- yatın iç içe geçtiği "özgün" ça- İışmalar sunan Fırıncıoğlu, "Danton'un Ö»ümü"nü Ingiliz- ce ve Almanca metinlerden çe- virirken, Almanca aslındaki müzikalitenın korunmasına ça- lışmış. Çok genç yaşta yazdığı 3 oyunuyîa tiyatronun çağdaşlaş- masına öncülük eden Büchner'- in "Danton'un Ötütnü" adlı ya- pıtının yönetmenliğini üstlenen Fınncıoğlu, Türkiye'de 11 yıldır ilk kez bir oyun sahneliyor. "Danton'un Ölümü", Büch- ner'in yaşarken yayımlanmış tek yapıtı. Almanya'da çok hareketli bir siyasal ortamda yaşayan Büchner'in bu oyunu, yayımla- nırken yayınası tarafından san- 11 YILDIR İLK KEZ TÜRKİYE'DE— New York'ta "Time and Space Ltd." adlı gösteri toplulu- ğunun dramaturgu ve sanat yönetmeni olan Semih Fınncıoğhı, Türkiye'de 11 yıldır ilk kez oyun sahneliyor. (Fotograf: İbrahim Günel) sürlenmiş ve yazılışmdan nere- deyse 70 yıl sonra, 1902'de sah- nelenebilmişti. Thier'nin "Fran- sız Devrimi Tarihi" ve Mignet^ nin aynı adlı kitabından da ya- rarlanan Büchner, "Danton"da, insanın özgür iradesiyle hareket edemeyeceği temasını işleyen bir oyun amaçlamıştı. tlk bakışta, Fransız Devrimi- nin iki önemli kahramanı, "duygusal" Danton ile "erdem- li" Robespierre arasındaki çatış- mayı, Danton'un yenilip giyoti- ne gönderilişini sergileyen bir oyun gibi görillebilecek "Dan- ton'un Ölümu" gerçekte tarihin acımasız gerekirciliğine karşı ya- rancı düşgücünün bir başkaldı- rısı, umutsuzluğa karşı bir inanç bildirisiydi. Fırıncıoğlu'na göre Buchner- in yapıtı, tiyatronun klasik ka- lıplarını dayatmaktan çok uzak bir oyun. "Danton'un Ölümü"- nün müzikalitesi ve sesi de en azından anlarru kadar önemli. Devrimin sürdürülmesi mi yok- sa sona erdirümesi mi gerektiği tartışmasında odaklanan oyun- da olayın kurgusu, düşüncelere oranla geri planda kalıyor. Ki- şiler birer araç. Onlar, aktarılan düşünceler içindeki rolleriyle önem taşıyorlar. Şu sıralar okuma provalarına başlanan "Danton'un Ölümü"- nün dramaturgu Esen Çamur- dan. Dekor ve kostümleri Serpil Tezcan hazırhyor. Yönetmen yardımcılığını Rüçhan Çalış- kur'un üstlendiği oyunda Nibat beri, Taner Birsel, kürşat Alnı- açık, Selçuk Kıpçak, Halil Do- ğan, Civan Canova, Işık Taylor, Rüçhan Çalışkur, Gülen Çehreli Algöz rol ahyorlar. Yapıtı, BP OiVin Avrupa Genç Sanatçılar Yarışması'na seçilen Lalehan Tezkarv Fakültede koşuüar elverişsizBP Oil'in, 35 yaşından küçük sanatçılar arasında düzenlediği yarışmaya Avrupa çapında bin, Türkiye'den 100 İcadar sanatçı katıldı. Lalehan Tezkan, Ayda Uludağ Alpat, Hikmet Gümrah, Alp Tamer Ulukılıç ve Gülümser İşçelebi'nin çalışmaları Brüksel'de sergileniyor. MARMARA ÜNİVERSİTESİ'NDEN —1%3 doğumlu Lalehan Tezkan, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bo- Ittmü'nu 1988'de bitirmiş. Tezkan şimdi Prof. Erol Kti'yle yuksek lisans eğitimini sürdürüyor. Kültür Servisi — Avrupa'run birçok ulkesinde hizmet veren BP Oil, Brüksel'de açüan yeni merkez binası için 35 yaşından küçük genç sanatçılara yönelik bir yarışma düzenledi. Avrupa çapında bin, Türkiye'den yüz ka- dar sanatçının katıldığı yanşma- da Ayda Uludağ Alpat, Hikmet Gümrah, Gülümser İşçelebi, Alp Tamer Uluküıç ve Lalehan Tezkan'ın yapıtlan sergilenmek üzere seçildi. Bu genç sanatçüar- dan Lalehan Tezkan'la çalışma- ları üzerine görüştük. Tezkan 1963 doğumlu genç bir sanatçı. 1984'te girdiği Marmara Üniver- sitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nü 1988'de bitir- miş. Halen aynı fakülteden Prof. Dr. Erol Eti yönetiminde yüksek lisans eğitimini sürdürü- yor. öğrencilik yıllan süresince çeşitli karma sergilere katılan Tezkan ilk kişisel sergisini geçen ekim ayında açmış. Resim ve fotoğraf gibi çeşitli sanat dallarında özgün çalışma- lara açık olan yarışmada seçilen yapıtlar BP'nin Brüksel'deki ye- ni merkez ofis binasında bu ayın sonuna kadar sergjlenecek. La- lehan Tezkan'ın yapıtı da sergi- lenecek çalışmalardan biri. Genç sanatçıyı renkler, çizgi- ler, formlar ve lekelerin birbir- lerine uygunluğu ilgilendiriyor. Tezkan, "Yanşmada sergilene- cek yapıüm tuval üzerine yağlı- boya, soyut bir çalışma" diyor. Tezkan, ilk çalışmalarında me- kân içindeki insan figürlerine önem vermiş. Ama zamanla fi- gürlerin belli perspektifler içine oturtulması rahatsız etmiş genç sanatçıyı. Böylece tuvaldeki fı- gürlerin önüne geometrik motif- ler, canlı ve yaldızlı renkler ka- tarak ikinci bir boyut eklemiş. Bu da Tezkan'm soyut resim ça- hşmalannın başlangıcı olmuş. Zaman içinde büyüyen lekeler binalara dönüşmüş. Sanatçı, "İnsan figürleri artık bu bina- lann içine yönelen birer bakış- tı. Bu Figürleri bütünüyle orta- dan kaldırdım. Böylece soyut ve kendini anlatan resimler ortaya çıktı. İzleyiciyi belli kalıplann içine sokmak istemiyorum. Ben resim yaparken nasıl ozgürsem izleyki de öyle özgür olmah" di- yor. Tezkan, genellikle kâğıt üze- rine suluboya, kum boya, pas- tel, guvaş ya da bunlann bir ara- da kullanıldığı teknikler uygulu- yor. Son yıllarda ağuhkh olarak suluboya çahşmalar yapmış. Genç sanatçının Prof. Eti ile yürüttüğü tez çalışması, kent içindeki insaruna ve o insanın kente ne denli sahip çıktığı ya da çıkabileceği konusuna yönelik. Tezkan'ın eğitimini sürdürdüğü fakülte de diğer pek çok fakül- tenin ortak sorunlaruıı paylaşı- yor. Tezkan, "Fakültede verilen lisans ve yüksek lisans egitimin- de koşullar yetersz. 5-6 yıl ön- ce Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin gereksindikleri malzemeye kat- kıda bulnnulnrmuş. Artık agır- laşan ekonomik koşullar ve hü- kümetin universitelere ayırdığı sınırlı bülçeye koşul gereken malzeme saglanamıyor" diyor. Sanatçının aktardığına göre fa- kültede model sıkıntısı da söz konusu. Resim bölümü içinde model çalışması yapmak için ay- rılmış özel bir mekân yok. Teo- rik derslerin görüldüğü smıflar aynı zamanda model odası işle- vi görüyor. Resim dışında tiyatro ve sine- maya da ilgi duyan Tezkan'ın Kafka, Samuel Beckett, Çetin Altan ve Sevim Burak Ugisini çe- ken yazarlar. Tezkan, kitaplann yaşarken görebildiği ya da göre- mediği kavramlan sunduğunu, bunun da resimlerini belh' bir öl- çüde etkilediğini aktanyor. 4 WeilT konseri ertelendi • Kültür Servisi — Atatürk Kültür Merkezi'nde bugün gerçekleşmesi gereken "Kurt Weü" konseri soprano Yekta Kara'nın ani rahatsızlığı nedeniyle ertelendi. Kara'nın, piyanist Serdar Yalçın eşliğinde vereceği konser 24 ocakta saat 19.00'da Atatürk Kültür Merkezi'nde yer alacak. Pesen, Dadyado&Tlde • Kültür Servisi — Kadıköy Kuşdili Caddesi'ndeki Altıneller Galerisi, etkinliklerine Dadyados-T Sanatevi adıyla devam ediyor. Muğla, Datça'da iki yıldır Türgay Sönmez yönetiminde sanat çalışmalanm sürdüren Dadyados-T Sanatevi, İstanbul'da ilk olarak Mehmet Pesen'in sergisine yer verdi. Baykal'ın • Kültür Servisi — Ressam Fahrettin Baykal'ın sergisi Galeri Lebriz'de açıldı. 1948'de Kemalpaşa'da doğan sanatçı, ilk ve ortaöğrenimini Edremit'te tamamlayıp, 1970 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekoratif Sanatlar Bölümü'ne girerek 1974'te mezun oldu. Bugüne kadar yurtiçinde ve yurtdışında 19 sergi açan sanatçı, tstanbul sergisinden sonra Almanya ve Ankara'da da birer sergi açacak. Müzik Dergisi • Kültür Servisi — Müzik Dergisi'nin son sayısında serginin kapak konusu Fatih Kısaparmak, ilk kez MHP'li olduğundan tutun da "olmayan evliliğinden", "olmayan çocuklarından", "Kilim"in çalmtı olduğu (!) söylcntileri, milyonluk satışlar sonrası değişmek, devlet tarafından kayırılmak suçlamalanm yanıtlıyor. Ahmet Kaya da Müzik Dergisı aralık konuklan arasında. Sanatçı, "geleceğin sinemaası Ahmet Kaya'dan bahsediyor", MESAM ve MÜYAP'a alternatif olarak kuracağı devrimci —t> Vl orgutlenmeyı anlatıyoı..,—> Müzik Dergisi ayrıca Aü - Aysun Kocatepe ikilisi ile Fame Star'90 finalistleri ve 1989 tarihli albümü Oh Mercy'yle uzun süredir kırgın olduğu hayranlanyla arayı duzelttikten sonra çıkışını sürdürdüğü bir albüme daha imzasını atan Bob Dylan yer ahyor. UGUN • Otcuma Günü Ayşe Kihmci, Atatürk Kitaphğı'nda saat 16.00'da yapıtlarından bölümler okuyacak. • Yuvarlak masa toplantısı Avusturya Kultur Ofisı'nde saat 17.30'da 'Yabancı Dillere çevrilen Türk Edebiyatında Seçim Ölçütleri' başhklı bir toplantı yapılacak. Oturuma Müge Gürsoy, Prof. Dr. Şara Sayın ve Tomris Uyar katılacak. • Alok'un gösterisi Ersin Alok saat 13.30'da Îstanbul Ünhersitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda bir dia gösterisi sunacak. • Tekdöner'den 'Deniz' Armağan Tekdöner'in "Deniz" başhklı dia gösterisi saat 18.00 ve 19.00'da Fransız Kültür Merkezı'nde. • Güler Koleksiyonu "Ara Güler Koleksiyonu" sergisi Beyoğlu Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde açılıyor. BÎLSAK1 TA BUGÜN 18 Araük Salı: 19.00 1980 Sonrası Türk Şüri: EbubckirEROĞLU, Lale MÜLDÜR, AdnanöZER, Seyhan ERÖZÇELİK Ta'i Chi Chu'an Hareketli Meditasyon llhan GÜNGÖREN (Her Sa. 14.00-20.00) Cafe-Foyer-Bar (Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar (5.Kat) 12.00-18.00 HeâvyMetal 18.00-24.00 Rock Murat Pazar BİLSAK, Sırasclvilcr Cad., Soğancı Sok.7 CIHANGÎR 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle