02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 1990 • • • • CUMHURÎYET/19 OYUNCAK AYILAR — Pekin'deki bir oyuncak fabrika- sında işçiler Noel'de piyasaya sürulecek olan oyuncak ayı- lann içlerini dolduruyorlar. Aslında Noel 1,3 milyar nüfus- lu Çin'de kutlanmıyor. Çinliler, bu ayıları ihraç ediyorlar. Çin'den Amerika'ya yapılan oyuncak ihracatının bu Ulkeye yanm milyar dolar gelir sağladığı sanılıyor. (Fotoğraf: AFP) Köpekler koku ııznıanı ANKARA (ANKA) — Kö- peklerin birer koku uzmanı ol- duğu ve insaıüara oranla 44 kat daha fazla koku alma duyusu- na sahip olduklan bildirildi. Fransa'da yayımlanan Scien- ce Et Vie dergisinde yer alan ha- berde köpeklerin burunlannda- ki koku alanlarının 150 santi- metre kareyi aştığı, bu alanın in- sanlarda 5 santimetre kare oldu- ğu belirtildi. Dergide fino, çoban köpeği ve labrador tipi köpeklerin koku duyulannın daha gelişmiş oldu- ğu ve buniarın uzun bir eğitim- den geçirildikten sonra uyuştu- rucu madde kaçakçılanoı yaka- lamada uzmanlaşmış köpeklerin yanılma payının hemen hemen olanaksız olduğu da ifade edil- di. TAMBO'YA SEVGİ GÖSTERİSt — Bir Afrika Ulusal Kongresi taraftan, 30 yıllık sürgiin hayatından sonra Gii- ney Afrika'ya dönen örgiitün başkanı Oliver Tambo'nun onuruna düzenlenen gosteride, Afrika Ulusal Kongresi"nin yakın müttefiki Guney Afrika Komünist Partisi'nin bayra- ğını sallıyor. (Fotoğraf: Reuter) T •• • • ^ • • ınonunını heykeli ANKARA (AA) — înönü Vakfı tarafından yaptınlan İs- met tnönü'nün heykeli, dün Ankara'ya getirildi. Ismet Inö- nü'nün heykeli, bugiln Çanka- ya'da Şehit Ersan Caddesi'nde yaptınlan İsmet İnönü parkına monte edilecek. Montaj çalış- malannda tngiltere'den gelen heykeltraş Mine Sunar ve üç uz- man da bulunacak. Ingiltere'de yaşayan ve Papa dahil birçok ünlü kişinin heykelini yapan Mi- ne Sunar tarafından gerçekleş- tirilen bronz heykel, 4,5 metre uzunluğunda, 3 ton ağırlığında bulunuyor. Heykel, 25 aralıkta İsmet tnönü'nün 17. ölüm yıl- dönumünde Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Murat Karayalçın tarafından İsmet İnönü Par- kı'nda açılacak. WALESA GDANSK'TA—Polonya Cumhurbaşkanı seçilen Lech VV'alesa, 1980 yılındaki grev sırasında oldürülen tersa- ne işçilerinin anısına dikilen anıtın onünde dua ediyor. VVa- lesa, yurttaşlarını "iılkeyi buhrandan kurtarmak için yapıl- ması gereken muazzam çalışmaya" canla başla katılmaya çagırdı. (Fotoğraf: AFP) HABERLERİN DEVAMI OLAYLARIN ARDENDAKI BAŞKENTTEN AHMET TAK GERÇEK(Baftamft 1. Sayfada) la yapiığı da bundan başka bir şey değildir. Meclis'te kabul edilen son ya- sayia yüzde 50 oranmda arttırı- lan gelir vergisi dilimlerinin üc- retliyurttaşlann ağır vergi yükü- nü daha da ağırlaşlıracağı orta- ya çıkmıştır. Net ücretlerin ge- lecekyıl ocak - aralık dönemin- de yüzde 10'la yüzde 27 arasın- da değişen oranlarda azalacağı görülmektedir. Yapılan hesaplar, milli gelirden yüzde 20-22 dola- yında pay alan ücretli kesimin gelir vergisinin yüzde 55'ini öde- mek durumunda kalacağını vur- gulamaktadır. Ülkemizde belki dünyanm hiçbir yerinde görülmeyen garip bir yönetim biçimi oluşmuştur. Anayasaya göre tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı, toplu- sözleşntelere emekçiler aleyhine müdahale etmektedir. Hüku- met, yetkilerini -temel yasaları hiçe sayarak- Cumhurbaşkanı 1 na teslim etmiştir. Cumhurbaş- kanı'na yakın olduğu için Ma- liye Bakanlığı'na atanan kişi, emekçilerin yükunü arttıracak vergi yasaları düzenlemektedir. Halkın yüzde 80'inin karşı oldu- ğu Meclis çoğunluğu, sosyal adalete aykırı vergi düzenleme- lerini onaylamaktadır. Bu kıskaç ortasmda kalan muhalefet de "sine-i millete" dönüp donme- mek konusunda ikirciklidir. Bunalım gün geçtikçe yoğun- laşırken ve çalışan kesim toplu- sözleşme surecine girmişken, si- yasal iktidar, sosyal barışı dina- mitlemek için sankı özellikle vergi yasalanm emekçi halkın aleyhine değiştirmektedir. Enf- lasyonu durduramayan ve bü- tün sosyal dengeleri yıkan eko- nomik süreç yıllardan beri de- vam ederken, yürürlüğe giren yeni vergi düzenlemesi ANAP iktidarımn aymazlığını bir daha vurguluyor. * * * Vuralhan (Baştarafı 1. Sayfada) Ercan Vuralhan, Dışişleri Ba- kanlığı'na zırhlı araç alımların- daki usulsüzlükler konusunda hakkında ortaya atılan savlara yanıt vermek amacıyla ekim 1989'da düzenlediği basın top- lantısında, bu konuyu haber ve yazıları ile gündeme getiren Uğur Mumcu'ya yönelik sözler sarf etmişti. Uğur Mumcu da Vuralhan'ın bu sözleri ile kişi- lik haklarına saldında bulundu- ğu gerekçesiyle hakkında 50 milyon liralık manevi tazminat davası açmıştı. Bu arada Yeni Asya gazetesi yazarlarından Mustafa Kaplan ile çizerlerinden Şaban Ok ve yazı işleri müdürü Sebahattin Aksakal'ın Uğur Mumcu'ya ha- karet ettikleri gerekçesiyle yar- gılanmalarına da dün devam edildi. Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen dava- nın dünkü duruşması, sanık sa- vunmalarının henüz mahkeme- ye gelmemesi nedeniyle ileriki bir tarihe ertelendi. Öte yandan Güneş Gazetesi yazarlanndan Deniz Som ve Nurcan Akad'ın, Devlet Baka- nı Mustafa Taşar aleyhine açtık- lan tazminat davası reddedildi. Ankara 13. Asliye Hukuk Mah- kemesi'ndeki dünkü duruşma- da, mahkeme, delillerin incelen- mesi sonucunda, "kişilik hakla- nna saldın" suçunun oluşmadı- ğına karar verdi. Som ve Akad, kardeşi Faruk Taşar'la ilgili olarak Güneş ga- zetesinde yayımlanan bir yazı- dan sonra, Bakan Taşar'ın bir basın toplantısında kişilik hak- larına saldında bulunulduğunu öne sürerek 100 milyon liralık tazminat davası açmışlardı. Dün ayrıca, Yargıtay 1. Ce- za Dairesi üyesi Vural Savaş, bir panelde söylemediği sözleri, söylemiş gibi yayınladığı iddia- sıyla Hürriyet Gazetesi aleyhine 50 milyon liralık manevi tazmi- nat davası açtı. Kayseri'de de Yeni Nesil Ga- zetesi Yazıişleri Müdürü Saba- hattin Aksakal ve köşe yazarı Mustafa Kaplan, Erciyes Tıp Fakültesi Psikiyatri Servisi Ana- bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aslan Oğuz'a hakaret ettikleri gerekçesiyle 4'er ay hapis ve 2'şer milyon lira da para ceza- sına çarptırıldılar. (Baştaraft 1. Sayfada) oranlannın dusürülmesi yönün- de oiacağını bildiriyor. Sonra da bir sonı: — (Aileden sonımlu Devlel Bakanı Cemil Çiçek'in yanıtla- ması dilegiyle) Genelev işletme- cisi Madam Manukyan, devle- te verdigi vergiyi bu yıl ikiyc katlayarak 1 milyar 119 milyar lira vergi ödedi. Istanbullu ver- gi rekortmenleri arasında on ikincilikten atancüıga yükseldi. Şiradl, deTİetten aylık alan, ai- leden de sorumhı olan bir bakan oiarak genelevlerden vergi adry- la devlete aktmnlmış panüann, maaş olarak kotsal aile ocağın- da, çoluk çocukla birlikte yenfl- mesini nasıl yorumlamak gerekir? Sayın bakanın, sayın nfliet- vekillerini de ödenek ve yolluk- lan dolayısıyla ilgilendiren bu soruyu yanıtlayacağını nmuyornz. Neredeyse yansı açık 1991 bütçesini kapatmanın tek yoln, vergi almak. Ama Türkiye'de vergi almak zor, çünkii, kimse vergi vermek istemiyor, vergi vermek ise Madam Manukyan gibi dttrüst ve ülkesini seven yurttaşlara düşüyor... Bu yaayı hazırlamak için bfl- gi aldığımız Maliye Bakanhğı Hesap Uzmanlan Kuruln'ndan bir arkadaşımu, "tşadunlan- nın yüzde 10'u bfle genelev iş- letmecileri kadar dürflst vergi verseler, devletin gelirleri yüzde S00 artar" diyor. 10 milyonda 7 bin küsnr Vergi gelirlerinin yüzde 40'ının sağlandığı İstanbul'dan bir rakam vererek, ne kadar "vergi vennedigimizi" ortaya koyalun. IsUnbal Defterdan Zekeriya Temizel'in TV'de de söyledigi bir rakam var: — 1989 yıhnda, tstanbnl'da beyannameli vergi yükümlüleri arasında 4 milyon liranın üze- rinde aylık gelir bOdirenlerin sa- yısı 7 bin 860 kişi. Evet, binlerce Mercedes'in, BMW'nin dolaştığı. kıyılanna yüzlerce yatın bağlı olduğu, dii- ğünlerinde onlarca milyon lira- nın yendigi 10 milyonluk İstan- bul'da aylık kazancı 4 milyon li- rayı aşanlann sayısı 8 bin kişi bile değil. Buna karşılık, 1989 yılında tstanbnl'da plaka alarak trafi- ge çıkanlan yeni otomobil sayısı 26 binin üzerinde. Peki nasıl oluyor ba? Çok kolay. Çunkü "Ayda 4 milyon lira briit kazancınız ol- madan, nasıl yeni özel otomo- bil sahibi oldunuz" sorusunu soracak bir denetim mekaniz- ması Türkiye'de yok. 1985 yılına dek bu mekaniz- ma sınırlı ölçnde de olsa vardı. "Servet beyanı" zorunluluğu bu konuda en azından bir psi- kolojik yapönmdı. Ama bu uy- gulama "tşin ucu bize de dokunur" diye diisünen siyasal otorite tarafından kaldınldı. Denetimin adı var! Maliye ve Gümriik Bakanlı- gı Teftiş ve Hesap Uzmanlan Kurulu'nun belirlemelerine gö- re, Türkiye'dekJ vergi yükümlü- lerinin ancak ve ancak binde be- şi denetimden geçirilebUiyor. Almanya'da bu rakam yüzde 50'lerin özerinde. Öyle ki, bazı büyük şirkederde maliye sürekli yeminli müfettiş buhınduruyor. (Siemens gibi) Türkiye'de devlet denetleme- yince vergi yükümlüleri " Az ve- ren candan çok veren maldan" anlaytşı ile beyanname doldunı- yor. Sistera vergi vermeyi degil, kaçırmayı zonınlu hale getiri- yor. Bu konuda devlete karşı bir "vergi kaçınna ve vergiden ka- çınma cephea" oluşuyor. Her geçen yd bu cepbe genisliyor. Bunun iki nedeni var. Birinci neden, vergi sistemi- nin çarpıklıgı. Tiirkiye'tkki ver- gi sistemi, vergi yukümlüsünün sermayesini vergilendiriyor. Enflasyonun böyiesine yüksek olduğu bir ülkede bu sistera, dü- riist vergi odeyenlerin sermaye- lerini kediye yüklemeleri anla- mına geliyor. Bir zahire tnccan, yıl başın- da magazasında buhınan 100 çuval pirincin. yıl sonunda da en azından 100 çuval olmasını istiyor ve vergisini kazandığı çu- vallar üzerinden veriyor. Ama- cı, sermayesini enflasyona kar- şı korumak... Anayasadan önce vergi sistemi... Türk vergi sisteminde ise, ser- maye enfasyona karşı konın- muyor. Korunmayınca da "ver- gi vermeyenler" cepbesi sürek- li genisliyor. Bu sistem değişmezse vergi kaçırma sürüp gidecek. Ülke ekonomisi düzeltOecekse, vergi sisteminin degişmesi, anayasa- nın başkanuk sistemine uyarlaB- masından daha acildir. Çünkü, bütçe açığuu kapatacak olan baskan babalık değil, toplana- cak adaletli vergilerdir. tkinci neden ise gelirlerin belli bir bölümünun vergi dışı tutul- mamasıdır. Bugun işçi, merour için "en az geçim indirimi" ay- lık 36 bin liradır. Belirli gerek- sinmeteri için serbest gelir sahip- lerine vergi dışı bir miktar taıun- mıyor. Batı'da, tedavi masraf- lanndan egitim ve kiiltür harca- malanna dek bir dolu gider, vergi dışı tutuluyor. Günluk ga- zete parasının bile masraf gös- terildiği ülkeler var. Türkiye'de yükümlüye böyle bir vergi dışı pay tanınmayınca, vergisini "sadaka" duzeyine indiriyor. Yıiz milyon lira verip dügin yaptınrken, dört milyon liralık vergi beyannamelerine imza atıyor. Vergi vermek, vergi şampiyo- nu olmak ise, madamlara kalı- yor. O madamlar da "Cemil Çi- çeklik" edilerek, Ücaret odala- nna bile üye kaydedihniyorfaır... Asil Nadir kefaleti (Baştarafı I. Sayfada) gonderildi. Nadir'in bugünü de cezaevinde geçireceği öğrenildi. Avukatının mahkemeye giderek kefalet konusunu görüşmesi bekleniyor. Kefalet sorununun bugün de çözülememesi duru- munda Asil Nadir mahkemenin ertelendiği tarih olan 28 ocağa kadar cezaevinde kalacak. Mahkeme Asil Nadir'den ay- rıca 1.5 milyon sterlin tutannda 5 ayrı teminat da istedi. Buna göre Asil Nadir'in pasaportuna mahkeme tarafından el kondu. tkamet adresine en yakın kara- kol olan "Saville Row" karako- luna her gün giderek imza atma- sı da istendi. Ayrıca dava ile il- gili hiçbir tanıkla görüşmeyecek, Londra'da tek bir adreste kala- cak, pasaport yerine geçebilecek hiçbir seyahat belgesi ya da ül- ke dışına bilet için başvurmaya- cak. Kefalet sorunu çözüldüjfcü takdirde tutuksuz yargılanacak olan Asil Nadir'in, hakkındaki iddiaların çokluğu ve ciddiyeti nedeniyle davasının "Old Bailey" olarak bilinen Ağır Ce- za Mahkemesi'ne aktanlması bekleniyor. Üzerinde bulunduğu "Bow" Sokağı'ndan adını alan ve sulh ceza mahkemesi olarak görev yapan "tlk Derece Mahkemesi'- ne öğleye doğru "Holborn" Ka- rakolu'ndan cezaevi aracıyla ge- tirilen Asil Nadir, mahkemeye arka sokaktaki özel kapıdan so- kuldu. Mahkeme oturumu kısa sürdü. Yargıç Sir David Hopkin, 18 ayrı isnadın 25 milyon ster- lin tutannda ve haziran 1988 ile temmuz 1990 arasındaki döne- me ait işlemlerde 25 milyon ster- lin tutannda bir miktar olduğu- nu söyledi. Asil Nadir'in avukatı Edward Jenkins, müvekkilinin kefaletle tahliye edilmesini talep etti. Savcılık avukatı Bayan Lor- na Harris, başvuruyu önce ka- bul etmediyse de sonradan vaz- geçti. 15 dakika süren oturum- dan sonra yargıç karannı verdi ve mahkemeyi 28 ocak gününe N Yerli yabancı 80 firmanın en son ürünlörini izleyin Oteliniz, tesisiniz, eviniz için tüm seramik, porselen, cam ürünlerini seçin 1 9-23 ARALIK YILDIZ SARAYI - SİLAHANE • ISTANBUL EAFEKS erteledi. Asil Nadir mahkeme salonundan çıkartılarak tutuk- lulara aynlan bölmeye alınırken, dinleyiciler arasında bulunan Ayşegül Nadir, bir otomobille mahkeme salonundan aynldı. Bu aşamada Asil Nadir'in de kefaleti ödeyerek kısa sürede bi- nadan ayrılması beklenirken, kefalet parasının tamamlanama- dığı anlaşıldı. Asil Nadir'in bir cezaevi aracıyla Brixton Cezae- vi'ne gönderildiği bildirildi. Ağır Dolandıncılık Bürosu tarafından yürütülen soruştur- ma sonucunda Asil Nadir, "hır- sızhk" ve "sahte ve hileli muhasebe" yapmak dahil 18 ay- rı suçla itham edilmekte. Nelerle suçlanıyor? Financial Times'ın haber kay- naklarına göre Asil Nadir, 10 Haziran 1988 ile 18 Temmıft 1990 tarihleri arasında Polly Peck International'dan 8 kez 500 bin ile 6 milyon sterlin ve Unipac Packaging Industries Li- mited'den de 6 kez 700 bin ile 8 milyon sterlin arasında para çal- makla suçlanıyor. Asil Nadir aynca, 8 Eylül 1988 ile 31 Aralık 1988 tarihleri arasında kendince çıkar sağla- mak ya da başkasına zarar ver- mek amacıyla 'dürüstçe hareket etmeyerek' muhasebe amaayla kullanılan, Polly Peck'e ait bir kasa defterine "yanlış anlama- ya yol aean, yalan ya da alda- tıcı" bir not düşerek, Polly Peck'in 8 Eylül 1988 tarihinde kime ödeme yapmış olduğunu tahrif etmekle de suçlanıyor. Bu eylem, "Hırsızlık Yasası"nın 17 l(a) bOrümüne aykınhk taşıyor. Polly Peck kasa defterlerine ilişkin benzer uç yalan beyan da- ha söz konusu. Bunda da Polly Peck'e 28 Aralık 1989 tarihinde yapılan 1,1 milyon sterlin, 8 Ocak 1989'da 700 bin sterlin, 20 Temmuz 1990"da 950 bin sterlin- lik ödemelerin kaynakları giz- lenmiş. Kefalet sorunu Öte yandan, Asil Nadir'in ke- faletinin teminat bölümü için, ayrı yaşadığı eşi Ayşegül Nadir'- in de devreye girdiği bildiriliyor. Anadolu Ajansı'nın haberine göre kefaletle ilgili gelişmeler şöyle seyretti: Dün öğleden sonra yapılan duruşmada Nadir'in avukatı 2 milyon sterlinlik nakitten sade- ce 450 bin sterlinin sağlanabil- diğini belirterek, geri kalan mik- tarın çarşamba akşamına kadar mahkemeye teslim edilmesini ve Nadir'in bu süre içinde avukat- larının bürosunda devamlı tele- fon başında kalmasını önerdi. Ancak yargıç bu önerinin kabul edilemeyeceğini belirtti ve kefa- let şartlannı değiştirmeye niyeti olmadığını söyledi. Daha sonra 1.5 milyon sterlin- lik teminatı vermeyi kabul eden üç kişi ifade vermeye çağnldı. Önce Nadir'in kendisinden ayrı yaşadığı eşi Ayşegül Nadir ifa- de verdi ve ayrı yaşamlarına rağ- men Asil Nadir'le hafta sonları görüştuklerini iki çocuklan ol- duğunu ve hâlâ resmen Nadir'- in eşi olduğunu söyledi. Ayşegül Nadir teminat olarak vermeyi kabul ettiği 500 bin sterlini na- sıl temin edeceği sorusuna, "mücevherlerimi ve bazı antika eşyalan satarak" karşıhğını ver- di. İddia makamının "bu mii- cevberleri nereden sağladığı" so- rusuna Ayşegül Nadir, "Büyü- kannemden kaldı, bazılannı da ilk evlendiğimiz yıllarda eşim hediye etmişti" dedi. Yargıç Ayşegül Nadir'in kefa- let teminatını kabul etti. Daha sonra Asil Nadir'in kız- kardeşi Bilge Nevzat'ın kızı Ti- jen Atun'un 450 bin sterlin de- ğerindeki evini satarak teminat olarak vermeye hazır olduğunu belirtmesi yWgıç tarafından ka- bul edildi. Ancak yargıç, üçüncü kefil Necati ŞUkrii Uğursal'ın 250 bin sterlinlik kefalet önerisini red- detti ve teminat için yeni kefil bulunması konusunda savunma avukatlarına bugün öğleye ka- dar süre tanıdı. Bu arada, dün İstanbul'da bir toplantıya katılan KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş, AA^ ya yaptığı açıklamada, Asil Na- dir'in tutuklanmasıyla ilgili ola- rak, "Bu meselede politika var- dır. Bu üzücüdür. Islenilen ke- falet görülmüş şey değildir" di- ye konuştu. GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) tı yanında mühendis yürüyor. Her gün Zonguldak yürüyor. Zonguldak'ta her gün yer yerinden oynuyor. 8u bir olaydır. VB bu bir "toplumsal muhalefet" olayıdır. Bu tür her olay da gazetecılık açısından, hiç kuşkusuz, birer haberdir. Haber degeri olan her olayın da TRT ekran- larından yansıtılması gerekir. "Halkın haber alma hakkı" Zonguldak'taki grevde ve yü- rüyûşlerde yok sayılıyor. TRT'nin Zonguldak muhabiri Akay Turhan, yürüyüşteri ve gösterfleri görüntüleyerek Ankara'ya geçiyor. Ancak TRT bu haberleri yayımlamıyor. TRT Zonguldak muhabiri bu yüz- den istifa ederek görevinden aynlıyor! TRT, "Özal televizyonu"üur; "Magic Box" adı özel tele- vızyon da bir başka "Ozal televizyonu"dur. Biri baba ûzal1 ın öteki de oğul Özal'ın televızyonudur. özetle, kitle iletişiminde "Özal'a özel" habercilik anlayışı egemendir. Ve bu yüzden Zonguldak ışçilerinin ne sorunları yahsır televizyon ekranlarına ne yürüyüşleri... Binlerce Zonguldaklının on beş gündür, çocuğu ve çolu- ğu ile genci ve yaşlısı ile sokaklara dökülmelerinin TRT gö- zünde "Papatya Vakfı" gösterileri kadar bile değeri yoktur. Semrahamfendi, herhangi bir yerde kurdele kesse haber- dir; onbinlerce Zonguldaklı günlerdir sokaklarda yürüse ha- ber değildir. TRT Yasası, haberlerin toplanması, seçılmesi ve yayım- lanmasında "tarafsızlık, doğruluk ve çabukluk" gibi kural- lara uyulmasını öngörüyor. Zonguldak'ta iki taraf var. Taraflardan biri Genel Maden- İş Sendikası, öteki hükümet, biri işçi, öteki ışveren tarafı. Haber değeri olan bu olaylar, TRT'de yansıtılmıyorsa, o zaman yayında "tarafsızlık" ilkesi çiğnenmiş demektir. TRT Yasası şu hükmü de getiriyor: — Kamuoyunun sağlıktı ve serbestçe duşabilmesi için ka- jnuoyunu ilgilendırecek konularda yeterli yayın yapmak, tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin, gru- bun, çıkar çevresinin, inanç ve düşüncenin menfaatterine alet olmamak... TRT Zonguldak'taki haberleri yansıtmayarak kamuoyu- nun saglıklı ve serbestçe oluşmasına engel oluyor... Bu bir. TRT Zonguldak'ta olup bitenleri gizleyerek "tek yönlü" yayın yapıyor... Bu iki. TRT, Zonguldak olayları ile ilgili "yeterli" yayın yapmıyor. Bu üç... TRT, Zonguldak'ta "taraf tutuyor"... Bu da dört. TRT, Zonguldak'ta yaşanan olayları yayımlamayarak bir siyasal partinin "menfaatine alet oluyor..." Bu da beş. Bütün bunlar, TRT Genel Müdürü için TRT yasasında gö- revden alınma nedeni olarak sayılan "ağır hizmet kusuru" ve "tarafsızhğın ihlal edildiği haller" olarak belirıyor. Devlet "sosyal devlet" yerine bir "işveren devleti" olmuş- sa, ne anayasa işler, ne yasalar... Ne yapacaksınız? Son on yılda emek gelirteri azalmış, sermaye gelirleri art- mış, 12 Eylül öncesinin MESS başkanı da cumhurbaşkanı olmuştur. Evet, ne yapacaksınız? 12 Eylül öncesi ülke örtülü bir içsavaş içine sokulmuş, sağ ve sol terör örgütlerine, çoğu NATO ülkelerinde üreti- len yüzbinlerce silah dağıtılmış, siyasal partiler ve parla- mento tam bir aymazlık içinde olup bitenleri göz ucuyla iz- lemiş ve 12 Eylül de işte bu ortamda gelmiştir. Kuraldır; yönetemeyeni yönetirler... Kuraldır; doğan ikti- dar boşluğu Silahlı Kuvvetlerce doldurulur... Kuraldır; terör, önünde sonunda askeri yönetim getirir... Kuraldır; bir kez bu koşullar yaratıldı mı darbe, kara bulutlar ardından "yağ- murun yağması gibi" doğallıkla gelir. Bugün, geriye dönüp soruyoruz: Bunca terör, bunca kargaşa ve bu terör ve kargaşadan sonra gelen "darbe", silah zoruyla emekçi sınıfların hakla- rını zorla elinden almak, aynı silahı kullanarak sermaye ge- lirterini arttırmak ve MESS başkanını cumhurbaşkanlığı kol- tuğuna oturtmak için mi yapılmıştı? TRT, her gün yayımladığı "Yalan Rüzgârı" kadar Zongul- dak gerçeklerini de yansıtmak zorundadır. Eğer yansıtmı- yor ve yansıtamıyorsa, 12 Eylül 1980 gecesi başlayan "darbe" bugün de sürüyor demektir! Ucret vergi kıırbanı (Baştarafı 1. Sayfada) ramiyesi ve brüt aylığıdal mil- yon Üra olan bir ücretli yıl bo- yunca yüzde 25 oranında Gelir Vergisi ödeyecek. Ancak aralık ayında alacağı son ikramiyenin bir bölumü yüzde 30 üzerinden vergilendirilecek ve net ayhğı 620 bin liradan 592 bin 800 li- raya inecek. Mart, haziran, eylül ve aralık aylannda birer maaş tutannda ikramiyesi olan ücretlilerin net aylıklan >ıl içindeki vergi kesin- tilerine göre şöyle etkilenecek: — Briitü 1.5 milyon lira olan- lan Ocak ayında 925.500 lira olan net aylığı eylül ayında yüz- de 30'luk vergi dilimine girece- ği için 865.800 liraya inecek. Yıl- lık ortalama Gelir Vergisi oranı da yüzde 26.9 olacak. — Briitü 2.5 milyon lira olan- lar: Ocak ayında net 1 milyon 562 bin 456 lira alacak. Mayıs ayında ücretmin bir bölümü, ha- ziran ayında da tümü yüzde 30'dan vergiIendirileceği için ne- ti, 1 milyon 460 bin liraya, tem- muzdaki sigorta primi tavanı ar- tışıyla da I milyon 429 bin 900 liraya düşecek. Ekim ayında da vergi kesintisi yüzde 35'e çıkaca- ğı için neti 1 milyon 329 bin 640 lira olacak. Bu durumdaki üc- retlilerin ortalama Gelir Vergisi oranı yüzde 29.7 olacağı gibi ay- lık net geljri de ocak ayına göre yılın son ayiarında yüzde 14.9 oranında gerileyecek. — Briitü 3 milyon olanlar Ocak ayında net 1 milyon 920 bin 456 lira alacaklar. Nisan ayından itibaren yüzde 30 üze- rinden vergi ödemeye başlaya- caklar ve net ucretleri mayıs ayında 1 milyon 794 bin liraya inecek. Eylül ayında yüzde 35'lik dilime girecekleri için net ucret 1 milyon 639 bin 640 lira- ya inecek. Böylece yıl içinde net ucretleri yüzde 14.6 oranında ge- rileyecek. — Briitü 5 milyon olanlar. Ocak ayında net 3 milyon 352 bin 456 lira alacaklar. Mart ayından itibaren yüzde 30'luk dilimden vergi ödemeye başlaya- caklar ve nisan ayı net ucretleri 3 milyon 130 bin liraya, vergi oranı haziranda yüzde 35, net ücre't de 2 milyon 907 bin 595 li- ra, eylülde vergi oranı yüzde 40, net aylık 2 milyon 807 bin 818 lira, aralık ayında da 2 milyon 659 bin 360 lira olacak. Net üc- ret vergi nedeniyle yıl içinde yüz- de 20.7 oranında azalacak. — Briit ücreti 7.5 milyon olanlar: Net ucret ocak ayında 5 milyon 142 bin 456 lira, mart ayında 4 milyon 800 bin lira, ni- san ayında 4 milyon 457 bin 595 lira, temmuzda 4 milyon 89 bin 360 lira, aralık ayında 3 milyon 749 bin lira olacak. Net ücret vergi nedeniyle yıl içinde yüzde 27.1 oranında duşecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle