Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 ARALIK 1990 • • • • CUMHURÎYET/19
OYUNCAK AYILAR — Pekin'deki bir oyuncak fabrika-
sında işçiler Noel'de piyasaya sürulecek olan oyuncak ayı-
lann içlerini dolduruyorlar. Aslında Noel 1,3 milyar nüfus-
lu Çin'de kutlanmıyor. Çinliler, bu ayıları ihraç ediyorlar.
Çin'den Amerika'ya yapılan oyuncak ihracatının bu Ulkeye
yanm milyar dolar gelir sağladığı sanılıyor. (Fotoğraf: AFP)
Köpekler
koku ııznıanı
ANKARA (ANKA) — Kö-
peklerin birer koku uzmanı ol-
duğu ve insaıüara oranla 44 kat
daha fazla koku alma duyusu-
na sahip olduklan bildirildi.
Fransa'da yayımlanan Scien-
ce Et Vie dergisinde yer alan ha-
berde köpeklerin burunlannda-
ki koku alanlarının 150 santi-
metre kareyi aştığı, bu alanın in-
sanlarda 5 santimetre kare oldu-
ğu belirtildi.
Dergide fino, çoban köpeği ve
labrador tipi köpeklerin koku
duyulannın daha gelişmiş oldu-
ğu ve buniarın uzun bir eğitim-
den geçirildikten sonra uyuştu-
rucu madde kaçakçılanoı yaka-
lamada uzmanlaşmış köpeklerin
yanılma payının hemen hemen
olanaksız olduğu da ifade edil-
di.
TAMBO'YA SEVGİ GÖSTERİSt — Bir Afrika Ulusal
Kongresi taraftan, 30 yıllık sürgiin hayatından sonra Gii-
ney Afrika'ya dönen örgiitün başkanı Oliver Tambo'nun
onuruna düzenlenen gosteride, Afrika Ulusal Kongresi"nin
yakın müttefiki Guney Afrika Komünist Partisi'nin bayra-
ğını sallıyor. (Fotoğraf: Reuter)
T •• • • ^ • •
ınonunını
heykeli
ANKARA (AA) — înönü
Vakfı tarafından yaptınlan İs-
met tnönü'nün heykeli, dün
Ankara'ya getirildi. Ismet Inö-
nü'nün heykeli, bugiln Çanka-
ya'da Şehit Ersan Caddesi'nde
yaptınlan İsmet İnönü parkına
monte edilecek. Montaj çalış-
malannda tngiltere'den gelen
heykeltraş Mine Sunar ve üç uz-
man da bulunacak. Ingiltere'de
yaşayan ve Papa dahil birçok
ünlü kişinin heykelini yapan Mi-
ne Sunar tarafından gerçekleş-
tirilen bronz heykel, 4,5 metre
uzunluğunda, 3 ton ağırlığında
bulunuyor. Heykel, 25 aralıkta
İsmet tnönü'nün 17. ölüm yıl-
dönumünde Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Murat Karayalçın
tarafından İsmet İnönü Par-
kı'nda açılacak.
WALESA GDANSK'TA—Polonya Cumhurbaşkanı seçilen
Lech VV'alesa, 1980 yılındaki grev sırasında oldürülen tersa-
ne işçilerinin anısına dikilen anıtın onünde dua ediyor. VVa-
lesa, yurttaşlarını "iılkeyi buhrandan kurtarmak için yapıl-
ması gereken muazzam çalışmaya" canla başla katılmaya
çagırdı. (Fotoğraf: AFP)
HABERLERİN DEVAMI
OLAYLARIN
ARDENDAKI
BAŞKENTTEN AHMET TAK
GERÇEK(Baftamft 1. Sayfada)
la yapiığı da bundan başka bir
şey değildir.
Meclis'te kabul edilen son ya-
sayia yüzde 50 oranmda arttırı-
lan gelir vergisi dilimlerinin üc-
retliyurttaşlann ağır vergi yükü-
nü daha da ağırlaşlıracağı orta-
ya çıkmıştır. Net ücretlerin ge-
lecekyıl ocak - aralık dönemin-
de yüzde 10'la yüzde 27 arasın-
da değişen oranlarda azalacağı
görülmektedir. Yapılan hesaplar,
milli gelirden yüzde 20-22 dola-
yında pay alan ücretli kesimin
gelir vergisinin yüzde 55'ini öde-
mek durumunda kalacağını vur-
gulamaktadır.
Ülkemizde belki dünyanm
hiçbir yerinde görülmeyen garip
bir yönetim biçimi oluşmuştur.
Anayasaya göre tarafsız olması
gereken Cumhurbaşkanı, toplu-
sözleşntelere emekçiler aleyhine
müdahale etmektedir. Hüku-
met, yetkilerini -temel yasaları
hiçe sayarak- Cumhurbaşkanı
1
na teslim etmiştir. Cumhurbaş-
kanı'na yakın olduğu için Ma-
liye Bakanlığı'na atanan kişi,
emekçilerin yükunü arttıracak
vergi yasaları düzenlemektedir.
Halkın yüzde 80'inin karşı oldu-
ğu Meclis çoğunluğu, sosyal
adalete aykırı vergi düzenleme-
lerini onaylamaktadır. Bu kıskaç
ortasmda kalan muhalefet de
"sine-i millete" dönüp donme-
mek konusunda ikirciklidir.
Bunalım gün geçtikçe yoğun-
laşırken ve çalışan kesim toplu-
sözleşme surecine girmişken, si-
yasal iktidar, sosyal barışı dina-
mitlemek için sankı özellikle
vergi yasalanm emekçi halkın
aleyhine değiştirmektedir. Enf-
lasyonu durduramayan ve bü-
tün sosyal dengeleri yıkan eko-
nomik süreç yıllardan beri de-
vam ederken, yürürlüğe giren
yeni vergi düzenlemesi ANAP
iktidarımn aymazlığını bir daha
vurguluyor.
* * *
Vuralhan
(Baştarafı 1. Sayfada)
Ercan Vuralhan, Dışişleri Ba-
kanlığı'na zırhlı araç alımların-
daki usulsüzlükler konusunda
hakkında ortaya atılan savlara
yanıt vermek amacıyla ekim
1989'da düzenlediği basın top-
lantısında, bu konuyu haber ve
yazıları ile gündeme getiren
Uğur Mumcu'ya yönelik sözler
sarf etmişti. Uğur Mumcu da
Vuralhan'ın bu sözleri ile kişi-
lik haklarına saldında bulundu-
ğu gerekçesiyle hakkında 50
milyon liralık manevi tazminat
davası açmıştı.
Bu arada Yeni Asya gazetesi
yazarlarından Mustafa Kaplan
ile çizerlerinden Şaban Ok ve
yazı işleri müdürü Sebahattin
Aksakal'ın Uğur Mumcu'ya ha-
karet ettikleri gerekçesiyle yar-
gılanmalarına da dün devam
edildi. Ankara 2. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde görülen dava-
nın dünkü duruşması, sanık sa-
vunmalarının henüz mahkeme-
ye gelmemesi nedeniyle ileriki
bir tarihe ertelendi.
Öte yandan Güneş Gazetesi
yazarlanndan Deniz Som ve
Nurcan Akad'ın, Devlet Baka-
nı Mustafa Taşar aleyhine açtık-
lan tazminat davası reddedildi.
Ankara 13. Asliye Hukuk Mah-
kemesi'ndeki dünkü duruşma-
da, mahkeme, delillerin incelen-
mesi sonucunda, "kişilik hakla-
nna saldın" suçunun oluşmadı-
ğına karar verdi.
Som ve Akad, kardeşi Faruk
Taşar'la ilgili olarak Güneş ga-
zetesinde yayımlanan bir yazı-
dan sonra, Bakan Taşar'ın bir
basın toplantısında kişilik hak-
larına saldında bulunulduğunu
öne sürerek 100 milyon liralık
tazminat davası açmışlardı.
Dün ayrıca, Yargıtay 1. Ce-
za Dairesi üyesi Vural Savaş, bir
panelde söylemediği sözleri,
söylemiş gibi yayınladığı iddia-
sıyla Hürriyet Gazetesi aleyhine
50 milyon liralık manevi tazmi-
nat davası açtı.
Kayseri'de de Yeni Nesil Ga-
zetesi Yazıişleri Müdürü Saba-
hattin Aksakal ve köşe yazarı
Mustafa Kaplan, Erciyes Tıp
Fakültesi Psikiyatri Servisi Ana-
bilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
Aslan Oğuz'a hakaret ettikleri
gerekçesiyle 4'er ay hapis ve
2'şer milyon lira da para ceza-
sına çarptırıldılar.
(Baştaraft 1. Sayfada)
oranlannın dusürülmesi yönün-
de oiacağını bildiriyor.
Sonra da bir sonı:
— (Aileden sonımlu Devlel
Bakanı Cemil Çiçek'in yanıtla-
ması dilegiyle) Genelev işletme-
cisi Madam Manukyan, devle-
te verdigi vergiyi bu yıl ikiyc
katlayarak 1 milyar 119 milyar
lira vergi ödedi. Istanbullu ver-
gi rekortmenleri arasında on
ikincilikten atancüıga yükseldi.
Şiradl, deTİetten aylık alan, ai-
leden de sorumhı olan bir bakan
oiarak genelevlerden vergi adry-
la devlete aktmnlmış panüann,
maaş olarak kotsal aile ocağın-
da, çoluk çocukla birlikte yenfl-
mesini nasıl yorumlamak
gerekir?
Sayın bakanın, sayın nfliet-
vekillerini de ödenek ve yolluk-
lan dolayısıyla ilgilendiren bu
soruyu yanıtlayacağını
nmuyornz.
Neredeyse yansı açık 1991
bütçesini kapatmanın tek yoln,
vergi almak. Ama Türkiye'de
vergi almak zor, çünkii, kimse
vergi vermek istemiyor, vergi
vermek ise Madam Manukyan
gibi dttrüst ve ülkesini seven
yurttaşlara düşüyor...
Bu yaayı hazırlamak için bfl-
gi aldığımız Maliye Bakanhğı
Hesap Uzmanlan Kuruln'ndan
bir arkadaşımu, "tşadunlan-
nın yüzde 10'u bfle genelev iş-
letmecileri kadar dürflst vergi
verseler, devletin gelirleri yüzde
S00 artar" diyor.
10 milyonda 7 bin küsnr
Vergi gelirlerinin yüzde
40'ının sağlandığı İstanbul'dan
bir rakam vererek, ne kadar
"vergi vennedigimizi" ortaya
koyalun.
IsUnbal Defterdan Zekeriya
Temizel'in TV'de de söyledigi
bir rakam var:
— 1989 yıhnda, tstanbnl'da
beyannameli vergi yükümlüleri
arasında 4 milyon liranın üze-
rinde aylık gelir bOdirenlerin sa-
yısı 7 bin 860 kişi.
Evet, binlerce Mercedes'in,
BMW'nin dolaştığı. kıyılanna
yüzlerce yatın bağlı olduğu, dii-
ğünlerinde onlarca milyon lira-
nın yendigi 10 milyonluk İstan-
bul'da aylık kazancı 4 milyon li-
rayı aşanlann sayısı 8 bin kişi
bile değil.
Buna karşılık, 1989 yılında
tstanbnl'da plaka alarak trafi-
ge çıkanlan yeni otomobil sayısı
26 binin üzerinde.
Peki nasıl oluyor ba?
Çok kolay. Çunkü "Ayda 4
milyon lira briit kazancınız ol-
madan, nasıl yeni özel otomo-
bil sahibi oldunuz" sorusunu
soracak bir denetim mekaniz-
ması Türkiye'de yok.
1985 yılına dek bu mekaniz-
ma sınırlı ölçnde de olsa vardı.
"Servet beyanı" zorunluluğu
bu konuda en azından bir psi-
kolojik yapönmdı. Ama bu uy-
gulama "tşin ucu bize de
dokunur" diye diisünen siyasal
otorite tarafından kaldınldı.
Denetimin adı var!
Maliye ve Gümriik Bakanlı-
gı Teftiş ve Hesap Uzmanlan
Kurulu'nun belirlemelerine gö-
re, Türkiye'dekJ vergi yükümlü-
lerinin ancak ve ancak binde be-
şi denetimden geçirilebUiyor.
Almanya'da bu rakam yüzde
50'lerin özerinde. Öyle ki, bazı
büyük şirkederde maliye sürekli
yeminli müfettiş buhınduruyor.
(Siemens gibi)
Türkiye'de devlet denetleme-
yince vergi yükümlüleri " Az ve-
ren candan çok veren maldan"
anlaytşı ile beyanname doldunı-
yor. Sistera vergi vermeyi degil,
kaçırmayı zonınlu hale getiri-
yor. Bu konuda devlete karşı bir
"vergi kaçınna ve vergiden ka-
çınma cephea" oluşuyor. Her
geçen yd bu cepbe genisliyor.
Bunun iki nedeni var.
Birinci neden, vergi sistemi-
nin çarpıklıgı. Tiirkiye'tkki ver-
gi sistemi, vergi yukümlüsünün
sermayesini vergilendiriyor.
Enflasyonun böyiesine yüksek
olduğu bir ülkede bu sistera, dü-
riist vergi odeyenlerin sermaye-
lerini kediye yüklemeleri anla-
mına geliyor.
Bir zahire tnccan, yıl başın-
da magazasında buhınan 100
çuval pirincin. yıl sonunda da
en azından 100 çuval olmasını
istiyor ve vergisini kazandığı çu-
vallar üzerinden veriyor. Ama-
cı, sermayesini enflasyona kar-
şı korumak...
Anayasadan önce
vergi sistemi...
Türk vergi sisteminde ise, ser-
maye enfasyona karşı konın-
muyor. Korunmayınca da "ver-
gi vermeyenler" cepbesi sürek-
li genisliyor.
Bu sistem değişmezse vergi
kaçırma sürüp gidecek. Ülke
ekonomisi düzeltOecekse, vergi
sisteminin degişmesi, anayasa-
nın başkanuk sistemine uyarlaB-
masından daha acildir. Çünkü,
bütçe açığuu kapatacak olan
baskan babalık değil, toplana-
cak adaletli vergilerdir.
tkinci neden ise gelirlerin belli
bir bölümünun vergi dışı tutul-
mamasıdır. Bugun işçi, merour
için "en az geçim indirimi" ay-
lık 36 bin liradır. Belirli gerek-
sinmeteri için serbest gelir sahip-
lerine vergi dışı bir miktar taıun-
mıyor. Batı'da, tedavi masraf-
lanndan egitim ve kiiltür harca-
malanna dek bir dolu gider,
vergi dışı tutuluyor. Günluk ga-
zete parasının bile masraf gös-
terildiği ülkeler var. Türkiye'de
yükümlüye böyle bir vergi dışı
pay tanınmayınca, vergisini
"sadaka" duzeyine indiriyor.
Yıiz milyon lira verip dügin
yaptınrken, dört milyon liralık
vergi beyannamelerine imza
atıyor.
Vergi vermek, vergi şampiyo-
nu olmak ise, madamlara kalı-
yor.
O madamlar da "Cemil Çi-
çeklik" edilerek, Ücaret odala-
nna bile üye kaydedihniyorfaır...
Asil Nadir kefaleti
(Baştarafı I. Sayfada)
gonderildi. Nadir'in bugünü de
cezaevinde geçireceği öğrenildi.
Avukatının mahkemeye giderek
kefalet konusunu görüşmesi
bekleniyor. Kefalet sorununun
bugün de çözülememesi duru-
munda Asil Nadir mahkemenin
ertelendiği tarih olan 28 ocağa
kadar cezaevinde kalacak.
Mahkeme Asil Nadir'den ay-
rıca 1.5 milyon sterlin tutannda
5 ayrı teminat da istedi. Buna
göre Asil Nadir'in pasaportuna
mahkeme tarafından el kondu.
tkamet adresine en yakın kara-
kol olan "Saville Row" karako-
luna her gün giderek imza atma-
sı da istendi. Ayrıca dava ile il-
gili hiçbir tanıkla görüşmeyecek,
Londra'da tek bir adreste kala-
cak, pasaport yerine geçebilecek
hiçbir seyahat belgesi ya da ül-
ke dışına bilet için başvurmaya-
cak. Kefalet sorunu çözüldüjfcü
takdirde tutuksuz yargılanacak
olan Asil Nadir'in, hakkındaki
iddiaların çokluğu ve ciddiyeti
nedeniyle davasının "Old
Bailey" olarak bilinen Ağır Ce-
za Mahkemesi'ne aktanlması
bekleniyor.
Üzerinde bulunduğu "Bow"
Sokağı'ndan adını alan ve sulh
ceza mahkemesi olarak görev
yapan "tlk Derece Mahkemesi'-
ne öğleye doğru "Holborn" Ka-
rakolu'ndan cezaevi aracıyla ge-
tirilen Asil Nadir, mahkemeye
arka sokaktaki özel kapıdan so-
kuldu. Mahkeme oturumu kısa
sürdü. Yargıç Sir David Hopkin,
18 ayrı isnadın 25 milyon ster-
lin tutannda ve haziran 1988 ile
temmuz 1990 arasındaki döne-
me ait işlemlerde 25 milyon ster-
lin tutannda bir miktar olduğu-
nu söyledi. Asil Nadir'in avukatı
Edward Jenkins, müvekkilinin
kefaletle tahliye edilmesini talep
etti. Savcılık avukatı Bayan Lor-
na Harris, başvuruyu önce ka-
bul etmediyse de sonradan vaz-
geçti. 15 dakika süren oturum-
dan sonra yargıç karannı verdi
ve mahkemeyi 28 ocak gününe
N
Yerli yabancı 80 firmanın en son
ürünlörini izleyin
Oteliniz, tesisiniz, eviniz için tüm
seramik, porselen, cam ürünlerini seçin
1 9-23 ARALIK
YILDIZ SARAYI - SİLAHANE • ISTANBUL
EAFEKS
erteledi. Asil Nadir mahkeme
salonundan çıkartılarak tutuk-
lulara aynlan bölmeye alınırken,
dinleyiciler arasında bulunan
Ayşegül Nadir, bir otomobille
mahkeme salonundan aynldı.
Bu aşamada Asil Nadir'in de
kefaleti ödeyerek kısa sürede bi-
nadan ayrılması beklenirken,
kefalet parasının tamamlanama-
dığı anlaşıldı. Asil Nadir'in bir
cezaevi aracıyla Brixton Cezae-
vi'ne gönderildiği bildirildi.
Ağır Dolandıncılık Bürosu
tarafından yürütülen soruştur-
ma sonucunda Asil Nadir, "hır-
sızhk" ve "sahte ve hileli
muhasebe" yapmak dahil 18 ay-
rı suçla itham edilmekte.
Nelerle suçlanıyor?
Financial Times'ın haber kay-
naklarına göre Asil Nadir, 10
Haziran 1988 ile 18 Temmıft
1990 tarihleri arasında Polly
Peck International'dan 8 kez
500 bin ile 6 milyon sterlin ve
Unipac Packaging Industries Li-
mited'den de 6 kez 700 bin ile 8
milyon sterlin arasında para çal-
makla suçlanıyor.
Asil Nadir aynca, 8 Eylül
1988 ile 31 Aralık 1988 tarihleri
arasında kendince çıkar sağla-
mak ya da başkasına zarar ver-
mek amacıyla 'dürüstçe hareket
etmeyerek' muhasebe amaayla
kullanılan, Polly Peck'e ait bir
kasa defterine "yanlış anlama-
ya yol aean, yalan ya da alda-
tıcı" bir not düşerek, Polly
Peck'in 8 Eylül 1988 tarihinde
kime ödeme yapmış olduğunu
tahrif etmekle de suçlanıyor. Bu
eylem, "Hırsızlık Yasası"nın 17
l(a) bOrümüne aykınhk taşıyor.
Polly Peck kasa defterlerine
ilişkin benzer uç yalan beyan da-
ha söz konusu. Bunda da Polly
Peck'e 28 Aralık 1989 tarihinde
yapılan 1,1 milyon sterlin, 8
Ocak 1989'da 700 bin sterlin, 20
Temmuz 1990"da 950 bin sterlin-
lik ödemelerin kaynakları giz-
lenmiş.
Kefalet sorunu
Öte yandan, Asil Nadir'in ke-
faletinin teminat bölümü için,
ayrı yaşadığı eşi Ayşegül Nadir'-
in de devreye girdiği bildiriliyor.
Anadolu Ajansı'nın haberine
göre kefaletle ilgili gelişmeler
şöyle seyretti:
Dün öğleden sonra yapılan
duruşmada Nadir'in avukatı 2
milyon sterlinlik nakitten sade-
ce 450 bin sterlinin sağlanabil-
diğini belirterek, geri kalan mik-
tarın çarşamba akşamına kadar
mahkemeye teslim edilmesini ve
Nadir'in bu süre içinde avukat-
larının bürosunda devamlı tele-
fon başında kalmasını önerdi.
Ancak yargıç bu önerinin kabul
edilemeyeceğini belirtti ve kefa-
let şartlannı değiştirmeye niyeti
olmadığını söyledi.
Daha sonra 1.5 milyon sterlin-
lik teminatı vermeyi kabul eden
üç kişi ifade vermeye çağnldı.
Önce Nadir'in kendisinden ayrı
yaşadığı eşi Ayşegül Nadir ifa-
de verdi ve ayrı yaşamlarına rağ-
men Asil Nadir'le hafta sonları
görüştuklerini iki çocuklan ol-
duğunu ve hâlâ resmen Nadir'-
in eşi olduğunu söyledi. Ayşegül
Nadir teminat olarak vermeyi
kabul ettiği 500 bin sterlini na-
sıl temin edeceği sorusuna,
"mücevherlerimi ve bazı antika
eşyalan satarak" karşıhğını ver-
di. İddia makamının "bu mii-
cevberleri nereden sağladığı" so-
rusuna Ayşegül Nadir, "Büyü-
kannemden kaldı, bazılannı da
ilk evlendiğimiz yıllarda eşim
hediye etmişti" dedi.
Yargıç Ayşegül Nadir'in kefa-
let teminatını kabul etti.
Daha sonra Asil Nadir'in kız-
kardeşi Bilge Nevzat'ın kızı Ti-
jen Atun'un 450 bin sterlin de-
ğerindeki evini satarak teminat
olarak vermeye hazır olduğunu
belirtmesi yWgıç tarafından ka-
bul edildi.
Ancak yargıç, üçüncü kefil
Necati ŞUkrii Uğursal'ın 250 bin
sterlinlik kefalet önerisini red-
detti ve teminat için yeni kefil
bulunması konusunda savunma
avukatlarına bugün öğleye ka-
dar süre tanıdı.
Bu arada, dün İstanbul'da bir
toplantıya katılan KKTC Cum-
hurbaşkanı Rauf Denktaş, AA^
ya yaptığı açıklamada, Asil Na-
dir'in tutuklanmasıyla ilgili ola-
rak, "Bu meselede politika var-
dır. Bu üzücüdür. Islenilen ke-
falet görülmüş şey değildir" di-
ye konuştu.
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
tı yanında mühendis yürüyor.
Her gün Zonguldak yürüyor. Zonguldak'ta her gün yer
yerinden oynuyor.
8u bir olaydır.
VB bu bir "toplumsal muhalefet" olayıdır.
Bu tür her olay da gazetecılık açısından, hiç kuşkusuz,
birer haberdir. Haber degeri olan her olayın da TRT ekran-
larından yansıtılması gerekir.
"Halkın haber alma hakkı" Zonguldak'taki grevde ve yü-
rüyûşlerde yok sayılıyor.
TRT'nin Zonguldak muhabiri Akay Turhan, yürüyüşteri ve
gösterfleri görüntüleyerek Ankara'ya geçiyor. Ancak TRT bu
haberleri yayımlamıyor. TRT Zonguldak muhabiri bu yüz-
den istifa ederek görevinden aynlıyor!
TRT, "Özal televizyonu"üur; "Magic Box" adı özel tele-
vızyon da bir başka "Ozal televizyonu"dur. Biri baba ûzal1
ın öteki de oğul Özal'ın televızyonudur.
özetle, kitle iletişiminde "Özal'a özel" habercilik anlayışı
egemendir.
Ve bu yüzden Zonguldak ışçilerinin ne sorunları yahsır
televizyon ekranlarına ne yürüyüşleri...
Binlerce Zonguldaklının on beş gündür, çocuğu ve çolu-
ğu ile genci ve yaşlısı ile sokaklara dökülmelerinin TRT gö-
zünde "Papatya Vakfı" gösterileri kadar bile değeri yoktur.
Semrahamfendi, herhangi bir yerde kurdele kesse haber-
dir; onbinlerce Zonguldaklı günlerdir sokaklarda yürüse ha-
ber değildir.
TRT Yasası, haberlerin toplanması, seçılmesi ve yayım-
lanmasında "tarafsızlık, doğruluk ve çabukluk" gibi kural-
lara uyulmasını öngörüyor.
Zonguldak'ta iki taraf var. Taraflardan biri Genel Maden-
İş Sendikası, öteki hükümet, biri işçi, öteki ışveren tarafı.
Haber değeri olan bu olaylar, TRT'de yansıtılmıyorsa, o
zaman yayında "tarafsızlık" ilkesi çiğnenmiş demektir.
TRT Yasası şu hükmü de getiriyor:
— Kamuoyunun sağlıktı ve serbestçe duşabilmesi için ka-
jnuoyunu ilgilendırecek konularda yeterli yayın yapmak, tek
yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin, gru-
bun, çıkar çevresinin, inanç ve düşüncenin menfaatterine alet
olmamak...
TRT Zonguldak'taki haberleri yansıtmayarak kamuoyu-
nun saglıklı ve serbestçe oluşmasına engel oluyor... Bu bir.
TRT Zonguldak'ta olup bitenleri gizleyerek "tek yönlü"
yayın yapıyor... Bu iki.
TRT, Zonguldak olayları ile ilgili "yeterli" yayın yapmıyor.
Bu üç...
TRT, Zonguldak'ta "taraf tutuyor"... Bu da dört.
TRT, Zonguldak'ta yaşanan olayları yayımlamayarak bir
siyasal partinin "menfaatine alet oluyor..." Bu da beş.
Bütün bunlar, TRT Genel Müdürü için TRT yasasında gö-
revden alınma nedeni olarak sayılan "ağır hizmet kusuru"
ve "tarafsızhğın ihlal edildiği haller" olarak belirıyor.
Devlet "sosyal devlet" yerine bir "işveren devleti" olmuş-
sa, ne anayasa işler, ne yasalar... Ne yapacaksınız?
Son on yılda emek gelirteri azalmış, sermaye gelirleri art-
mış, 12 Eylül öncesinin MESS başkanı da cumhurbaşkanı
olmuştur.
Evet, ne yapacaksınız?
12 Eylül öncesi ülke örtülü bir içsavaş içine sokulmuş,
sağ ve sol terör örgütlerine, çoğu NATO ülkelerinde üreti-
len yüzbinlerce silah dağıtılmış, siyasal partiler ve parla-
mento tam bir aymazlık içinde olup bitenleri göz ucuyla iz-
lemiş ve 12 Eylül de işte bu ortamda gelmiştir.
Kuraldır; yönetemeyeni yönetirler... Kuraldır; doğan ikti-
dar boşluğu Silahlı Kuvvetlerce doldurulur... Kuraldır; terör,
önünde sonunda askeri yönetim getirir... Kuraldır; bir kez
bu koşullar yaratıldı mı darbe, kara bulutlar ardından "yağ-
murun yağması gibi" doğallıkla gelir.
Bugün, geriye dönüp soruyoruz:
Bunca terör, bunca kargaşa ve bu terör ve kargaşadan
sonra gelen "darbe", silah zoruyla emekçi sınıfların hakla-
rını zorla elinden almak, aynı silahı kullanarak sermaye ge-
lirterini arttırmak ve MESS başkanını cumhurbaşkanlığı kol-
tuğuna oturtmak için mi yapılmıştı?
TRT, her gün yayımladığı "Yalan Rüzgârı" kadar Zongul-
dak gerçeklerini de yansıtmak zorundadır. Eğer yansıtmı-
yor ve yansıtamıyorsa, 12 Eylül 1980 gecesi başlayan
"darbe" bugün de sürüyor demektir!
Ucret vergi kıırbanı
(Baştarafı 1. Sayfada)
ramiyesi ve brüt aylığıdal mil-
yon Üra olan bir ücretli yıl bo-
yunca yüzde 25 oranında Gelir
Vergisi ödeyecek. Ancak aralık
ayında alacağı son ikramiyenin
bir bölumü yüzde 30 üzerinden
vergilendirilecek ve net ayhğı
620 bin liradan 592 bin 800 li-
raya inecek.
Mart, haziran, eylül ve aralık
aylannda birer maaş tutannda
ikramiyesi olan ücretlilerin net
aylıklan >ıl içindeki vergi kesin-
tilerine göre şöyle etkilenecek:
— Briitü 1.5 milyon lira olan-
lan Ocak ayında 925.500 lira
olan net aylığı eylül ayında yüz-
de 30'luk vergi dilimine girece-
ği için 865.800 liraya inecek. Yıl-
lık ortalama Gelir Vergisi oranı
da yüzde 26.9 olacak.
— Briitü 2.5 milyon lira olan-
lar: Ocak ayında net 1 milyon
562 bin 456 lira alacak. Mayıs
ayında ücretmin bir bölümü, ha-
ziran ayında da tümü yüzde
30'dan vergiIendirileceği için ne-
ti, 1 milyon 460 bin liraya, tem-
muzdaki sigorta primi tavanı ar-
tışıyla da I milyon 429 bin 900
liraya düşecek. Ekim ayında da
vergi kesintisi yüzde 35'e çıkaca-
ğı için neti 1 milyon 329 bin 640
lira olacak. Bu durumdaki üc-
retlilerin ortalama Gelir Vergisi
oranı yüzde 29.7 olacağı gibi ay-
lık net geljri de ocak ayına göre
yılın son ayiarında yüzde 14.9
oranında gerileyecek.
— Briitü 3 milyon olanlar
Ocak ayında net 1 milyon 920
bin 456 lira alacaklar. Nisan
ayından itibaren yüzde 30 üze-
rinden vergi ödemeye başlaya-
caklar ve net ucretleri mayıs
ayında 1 milyon 794 bin liraya
inecek. Eylül ayında yüzde
35'lik dilime girecekleri için net
ucret 1 milyon 639 bin 640 lira-
ya inecek. Böylece yıl içinde net
ucretleri yüzde 14.6 oranında ge-
rileyecek.
— Briitü 5 milyon olanlar.
Ocak ayında net 3 milyon 352
bin 456 lira alacaklar. Mart
ayından itibaren yüzde 30'luk
dilimden vergi ödemeye başlaya-
caklar ve nisan ayı net ucretleri
3 milyon 130 bin liraya, vergi
oranı haziranda yüzde 35, net
ücre't de 2 milyon 907 bin 595 li-
ra, eylülde vergi oranı yüzde 40,
net aylık 2 milyon 807 bin 818
lira, aralık ayında da 2 milyon
659 bin 360 lira olacak. Net üc-
ret vergi nedeniyle yıl içinde yüz-
de 20.7 oranında azalacak.
— Briit ücreti 7.5 milyon
olanlar: Net ucret ocak ayında
5 milyon 142 bin 456 lira, mart
ayında 4 milyon 800 bin lira, ni-
san ayında 4 milyon 457 bin 595
lira, temmuzda 4 milyon 89 bin
360 lira, aralık ayında 3 milyon
749 bin lira olacak. Net ücret
vergi nedeniyle yıl içinde yüzde
27.1 oranında duşecek.