03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 1990 HABERLER CUMHURtYET/5 Günay'dan Ecevit'e çagrı • ANKARA (UBA) — SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Günay, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'i toplumsal muhalefeti güçlendirmeye çağırdı. Günay, "Geçmiş yıllarda toplumsal muhalefetin oluşturulması durumunda demokrasiye ara vermek zorunda kalmmayacaktı" diyerek şitndi geçmişte yapılamayanları yapmak istediklerini belirtti. L Ordu'ya Karadayı • ANKARA (ANKA) — Orgeneral Muhittin Fisunoğlu'ndan boşalan Birinci Ordu Komutanlığı'na Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral Ismail Hakkı Karadayı atandı. Orgeneral Karadayı'nın kararnamesi dün imzalandı. Orgeneral Hakkı Karadayı'dan boşalan Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı görevine de Korgeneral Muzaffer Sever getirildi. Böylece Orgeneral Necip Torumtay'm Genelkurmay Başkanlığı'ndan istifasıyla Türk Silahh Kuvvetleri'nin komuta kademesinde meydana gelen boşalmalar tamamen doldurulmuş oldu. Akyol'dan yardım çağrısı • ANKARA (AA) — Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, eğitimi geliştiren, güçlendiren, eğitime katkıda bulunan her kesime açık olduklannı belirterek "özel sektöre de uluslararası sektöre de evet diyoruz. Eğitimi tek elde toplamanın anlamı yok" dedi. Milli Egitira Bakanı Akyol, özel Kurslar Derneği genel kurulunda yaptığı konuşmada, vakıf, dernek, birlik, özel kesim ve uluslararası organizasyonlar dahil eğitime katkıda bulunan her kesimin hizmetini, devlet okullannın hizmeti gibi gördüklerini belirtti. Tencereli propaganda • ORDU (Cumhuriyet) — Ordu'nun Ulubey ilçesi Belediye Başkanlığı seçimlerinde ANAP'ın çelik tencere dağıttığı belirtildi. 6 ocak günü yapılacak seçim kampanyasında ANAP seçmenlere ilk olarak tencerenin kapağını verdi. ANAP'lı yöneticilerin Ulubeylilere, "Önce kapak sonra başkanlık, ardından da tencerenin tamamı" dedikleri öğrenildi. Devlet Bakanı Mustafa Taşar'm da ilçeye geleceği belirtilirken muhalefet partileri ise ANAP'ın tencereli propagandası için "Halkla alay ediyorlar" dediler. DSP'den ihraç • ANKARA (AA) — DSP'den ihraç edilen eski Antalya İl Başkanı Tevfik Şahin'in "ihraç kararının iptali" istemiyle Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açtığı dava reddedildi. DSP avukatı Ze>uel Yüksel, davacı tarafın hiçbir mahkemeye katılmadığı ve mahkemeyi oyaladığını ileri surdü. Mahkeme başkanı da bur.un üzerine delilleriır inctlendiğini ve davacı tarsfın dinlenmesinin de sonucu değiştirmeyeceğini belrterek davayı reddetti. IHD'den çağrı • :ç Polilika Servisi — Insın Haklan Derneği tstaıbul Şubesi, Kürtçe koruştuğu için g'özaltına alııan Vedat Aydın ile koıuşmayı Türkçeye çeviren Av.Ahmet Zeki Okuoğlu'nun, bugun Amcara DGM'de yapılacak dvıuşması için bir çağrı ya_p. Demekten yapılan yailı açıklamada, 28 Ekim l»9'dan beri gözaltında bujnan Vedat Aydın ve A.inet Zeki Okçuoğlu'nun duuşmasını, anadiller üzrindekı yasağa karşı ir&uı hak ve özgürlükleri rrmcadelesıne sahip çıkan hckesin izlemesi istendi. ÖzaVın Ereğli'ye gitmemesini eleştiren İnönü, "Böyle Cumhurbaşkanı olmaz" dedi 'Orada iç savaş mı var?'Iktidarın anayasaya aykırı kararnameler çıkartıp geri çekerek anayasaya aykırı davranışlara devam edeceğini belirten İnönü, "Cumhurbaşkanı bir parti için kampanya yapar mı. Demokrasi anlayışları bu" dedi. ANKARA (Cumburi- yet Bürosu)— SHP Ge- nel Başkanı Erdal İnönü, J Cumhurbaşkanı Turgnt Özai'ın, seçim kampan- yasmda ANAP'ı destek- leyebilmek amacıyla cumhurbaşkanlığı seçimi ıçın anayasa değişikliği yapılmasını gündeme getirdi- ğini bildirdi. İnönü, "Özal bu şekilde davranarak seçim kampanyasını ANAP'ı destekleyecek şekilde yürütmek ve ardın- dan da kendi egemenliğini pekistinnek istiyor" dedi. SHP Parti Meclisi dün Genel Başkan Erdal İnönü başkanlığında toplandı. Toplantının açılışında konuşan İnönü, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Ereğli gezisinin iptal edilmesini eleştirerek "Cumhurbaşkanı oraya berkesin gordü- gü, anladıgı nedenlerle gidemiyor. Ora- da iç savaş mı var? Savaş mı var? Böyle cumhurbaşkanı olmaz" dedi. Çalışma Bakanı tmren Aykut'un "lyi niyetli bir guişimde bulonarak" ocaklann kapatıl- mayacağını, bu tür tehditlerin toplusöz- leşme öncesi iki tarafta da yapılabilece- ğini söylediğini anımsatan inönü, şöyle konuştu: "lyi ama bunlan söyleyen cumhurbaş- kanıdır. Şimdi sayın çalışma bakanı çı- kıp cumhurbaşkanının sözlerine aldır- mayın, inanmayın diyor. Anayasada böyle bir şey var mı? Özal sonunda hiç- bir yere gidemez olacak." Zonguldak'taki grevin siyasi partiler- le bir ilgisi olmadığım, maden işçilerinin yıllardır her şeyi alan devletin artık bir şeyler vermesini istediklerini anlatan tnö- nü, Körfez krizinde savaş olasılığına kar- şı hükümetin "yavaş yavaş uyanmaya çalıştığını" söyledi. İnönü, "Ama hükü- metin ne kadar zayıf olduğunu biliyoruz" dedi. Bakanlar Kurulu'nun "SS kararname- lerini iptal ederek" bir benzerini çıkar- dığını savunan İnönü, böylelikle iktida- rın, "Anayasa Mahkemesi'nin kararna- melerin hükumsüz olduğunu söyleme hakkım elinden aldığuu" belirtti. İnönü, bu durumun, "hile-i şeriye" olduğunu, iktidann anayasaya aykın kararnameler çıkartıp geri çekerek anayasaya aykırı davranışlara devam edeceğini kaydetti. Yeni kararnamenin de anayasaya aykırı olduğunu savunan İnönü, gerekli ince- lemeler yapıldıktan sonra Anayasa Mah- kemesi'ne gjdeceklerini belirterek "Aslın- da bu zilıniyet anayasaya aykındır" dedi. Özal'ın seçim kampanyası SHP lideri iktidarın yaklaşan seçim- lerden istenmeyen bir sonuç çıkaracağı- nı bildiğini, bu nedenle de yeni bir ter- tip içine girdiğini söyledi. Cumhurbaş- kanı Özal'ın muhalefeti bir ANAP'h gibi suçladığım, gelecekteki seçimlerde de ta- rafsız kalamayacağını kaydeden İnönu şunlan söyledi: "Seçimde diyelim ki ANAP ve biz karşılıklı mücadele ediyoruz. Sayın Özal'ın Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde ya da evinde, nerede derseniz deyin, bu se- çimi sesini çıkarmadan seyredebileceği- ni düşunebiliyor musunuz? lmkân yok. Peki ne yapacak? Çıkacak şakır şakır kampanya yapacak. Cumhurbaşkam bir parti için kampanya yapar mı? Bu tıer- halde ANAP'ın demokrasi anlayışına da sığmaz. Bunu sağlamanın yolu da cum- hurbaşkanlığı seçimini tekrar yapmaktır. Ama bunun için anayasa değişikliği ge- reklidir. Önümuzdeki seçim kampanva- anı götnrmek için bir yöl anyorlar. Özal, bu şekilde davranarak seçim kampanya- snu ANAP'ı destekleyecek şekilde yürüt- mek ve ardından da kendi egemenliğini pekistinnek istiyor." tnönü, ANAP'ın, "teokratik bir par- ti olmamasına karşın seçim kazanmak için din istisman vaptığını" kaydetti. Cumhurbaşkanlığı seçiminin halk tara- fından yapılmasının toplumsal bir ihti- yaç olmadığım, Batılı ülkelerde bu du- rumun cumhurbaşkanının tek başına egemen olması icin büyuk bir güç ver- diğini söyleyen İnönü, "Tecrübeler bu- nun sonucunda o insamn diktatörce dav- ranmaya giriştiğini gösteriyor. Cumhur- başkanını halk secsin ama yetkileri art- masm deniyor. Böyle şey olmaz. Halk se- çerse meclise karşı eşit ağırlıgı olan bir insan ortaya çıkar" diye konuştu. tnönü, kamuoyu yoklamalarında va- tandaşa "Cumhurbaşkanını halk seçsin mi" diye sorulmasının yanlış olduğunu, asıl sorunun "tek insamn ülkeyi istediği gibi yönetmeshıe razı mısımz" olması ge- rektiğini söyledi. İnönü, kendisi ve De- mirel arasında gerçekleşen zirveden, "ANAP çevresi ve en başta Özal'ın ra- hatsız olduğunu" belirtti. SHP Parti Meclisi'nin dünkü toplan- tısında kurultay takvimi, son siyasal du- rum ve örgüt sorunlan değerlendirildi. Doğum yeri Islamköy'ü ziyaret eden DemireVin çağrısu Hodri kaçakları er meydanma CÜNEYT ARCAYÜREKyazıyor Akbulut başkaldıranaz Sayın Akbulut oraya kendi gücüyle mi geldi? 52 dakikada hükümet kurdu. 'Al bu kabine senin' denildi. Bunu kabul ettikten sonra başkaldırabilmesi. mümkün değil. HAKKI ERDEM ~ tSLAMKÖY/ISPARTA— DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, doğum yeri İslamköy- den erken seçim çağnsını yine- leyerek "Hodri deyip kaçanları er meydanma çağınyonım" de- di. Demirel, Başbakan Yıldırıra Akbulut'un Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a başkaldıramaya- cağını söyledi. DYP lideri Demirel, hava ko- şulları nedeniyle bir gün kısa kestiği Isparta gezisinde dün do- ğum yeri olan Islamköy'ü ziya- ret etti. Sabahın erken saatlerin- de DYP'nin seçim otobüsü Kı- rat'la Isparta'dan Islamköy'e yo- la çıkan Demirel, geziyi izleyen gazetecilere yöreyi överek "Ba- ralann doğanın en güzel parça- lanndan olduğunu" söyledi. De- mirel, yöredeki çeşitli tesis ve alt- yapı hizmetlerini de göstererek "bunlar hep bizim" demeyi ih- mal etmedi. Parti otobüsü "Knaf'ta gaze- tecilerin sorularını sık sık yöre- nin güzelliklerini göstermek için sözlerine ara vererek yanıtlayan Demirel, Kıbrıs asıllı Türk işa- damı Asü Nadir'in tutuklanması konusunda konuşmaktan kaçı- narak "Bilmediğimiz kadar mali sorun, arkasında bilmediğimiz kadar mali sorunlann bulundu- ğu bir olay" dedi. Demirel, ga- zetecilerin sorulan üzerine, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın, bu olayın arkasında Nadir'in Kıbrıs ve Türkiye'de ya- tınm yapmasının bulunduğu yo- lundaki iddialanna da değinerek şöyle konuştu: "Burada haklılık olabUir. Ko- nu açığa çıkmadıkça siyasi yo- nım «pmak istemiyorum, dik- katle izlenmeli. Meseie siyasi bo- yuta kayarsa bizim de söyleye- ceğimiz olur. F\>ela haklılık du- rumunu bilelinı. Türkiye ve Kıb- rıs'a yardımcı olanların ezilme- sine razı olmayız." Demirel, Özal'm rahatsız ol- duğunu, kendine statü aradığı- nı bildirdi. Özal'ın rahatsızlığı- nın halkın yüzde 80'inin reddet- tiği bir heyete kendisini seçtir- mekten kaynaklandığını anlatan ANNESİNİN MEZARINDA — Islamköy'de yakınlannı ziyaret eden DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, annesinin mezarında dua etti. Demirel, öğrencilerle konuşurken "Biz balkı iktidar yapmak istiyoruz. Gelin bu yarayı birtikte saralım" dedi. (Fotoğraf: AA) Demirel, "şimdi içerde dışarda meşrutiyet anyor" dedi. Özal'- ın cumhurbaşkanının halk tara- fından seçilmesi durumunda Çankaya'dan ayrılmasının feda- kârlık sayılamayacağını da belir- ten Demirel şunlan söyledi: "İlk yapılacak seçimde gide- cek. Halkın güç vermediği ora- da oturamaz. Haikın güç verme- diğini anladı, manevralar yapı- yor. Özal'ın yaptığı gündem ta- yini de değil. Sayın Ozal kendi- si gündemdir, gündemin birinci maddesidir. Dünyanın hiçbir ye- rinde bu iddialara maruz devlet başkanı olmaz." Demirel, Başbakan Akbulut'- un Cumhurbaşkanı Özal'a kar- şı çıktığı yolundaki haberler anımsatıldığında ise hafıf bir te- bessümle şöyle konuştu: "Yarın başka şeyler söyler. Sa- yın Akbulut oraya kendi gücüyle mi geldi. 52 dakikada hükümet kurdu, "al bu kabine senin' de- nildi. Bunu kabul ettikten son- ra başkaldırabilmesi mümkün değil. Paris'e gidip Özal'ın kol- tuğu altına girip kendi hakkı olan imzayı da ona attırdıktan sonra nereye efeleniyor? Bunla- nn hepsi bir yanlış gösterişten ibarettir." Demirel, daha sonra gazeteci- lerin bulunduğu "Kıraf'tan ay- rılarak eşi Nazmiye Demirel'in bulunduğu otomobik geçti. DYP konvoyu İslamköy'e doğ- ru yol alırken özellikle köylü ka- dınlar Demireller'in yolunu sık sık keserek Nazmiye Demirel'le konuştular. Bu arada bir köylü vatandaş Demirel'i sine-i millet girişimleri konusunda, "sakın oyuna gelmeyin ha" diye uyardı. Dua etti İslamköy'de yakınlannın evini ziyaret eden Demirel, eşinin ve kendi yakınlannın mezarlannı da ziyaret ederek dua etti. Demi- rel, İslamköylükre seslenirken de Özal'ın hodri meydan çağrı- sına "hodri deyip kaçanları er meydanma çağırıyorum" sözle- riyle karşılık verdi ve erken se- çim konusunda 26 arahğa kadar sabredilmesini istedi. Demirel. daha sonra Akdeniz Üniversitesi'ne bağlı Isparta Mühendislik Fakültesi'ndeki öğ- rencilere seslendi. Demirel, an- fıde toplanan öğrencilerle konu- şurken soze, "Ben muhendisim, hem de mühendisin iyisiyim" di- ye başladı. Bir öğrenci Demirel'e Erba- kan ve Ecevit gibi Saddam'la gö- rüşmeye gitmeyi düşünüp du- şünmediğini sordu. Bu soru üze- rine hafif bir kahkaha atan De- mirel, "Saddam'la görüşmeye gitmeyi düşünmüyorum, görii- şüp gelenler ne yaptı ki? Ben işin fiyakasında değilim, Saddam'a laf anlatmak mümkün değil. Hem Saddam'la görüşecek olan muhalefet değil iktidar olma- lıydı" diye konuştu. Öğrenciler sorularıyla sine-i millet ve erken seçim tartışmalanna ilgi duy- duklarını da ortaya kovdular. Demirel bu konudaki bir soru üzerine bir protesto hareketi ola- rak millete dönmeyi düşündük- lerini anlatiı. Demirel, sine-i millete dönmemeleri durumun- da yapılacak bir ara seçime ka- tılmayacaklannı belirterek par- lamento dışındaki öteki partile- rin de bundan kaçınamayacak- larını dile getirdi ve şöyle dedi: "Biz kendimizi iktidar yap- mak için uğraşmıyoruz. Halkı iktidar yapmak için uğraşıyoruz. Millete çağnda bulunuyorum, gelin bu yarayı saralım." Yılmaz'ı öndegösteren anketlerAkbulut'u güldürdü: Ben ikiye katlanacak adam ımyım? ANAP'ta genel başkanlık yanşının 'heyecanlı' geçeceğini söyleyen Akbulut 'öyle olsun ki tadı çıksın' dedi. Hükümetteki değişiklik beklentilerini de Akbulut 'o bizim bileceğimiz iş' diye değerlendirdi. yoklamalannı değerlendirirken gülerek, "Şu halime bir bakın, ben ikiye katlanacak adam mı- yım" dedi. Akbulut, genel baş- kanlık yarışının "heyecanlı" ge- çeceğini de ifade ederek, "Öyle olsun ki tadı çıksın" biçiminde konuştu. Akbulut, bütce göruşmeleri sonrasında hükümet değişikliği beklentilerinin hatırlatılması uzerine gülerek, "O bizim bile- ceğimiz iş" demekle yetindi. Başbakan, Güneş Taner'in is- tifasını kabul edip etmeyeceği yolundaki sorular üzerine de, "4 ocakta istifa ettiği zaman düşü- neceğiz" yanıtını verdi. Akbulut, Taner'i, "Güneş Bey, bana göre ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Başbakan Yıldırım Ak- bulut'un Cumhurbaşkanı'na "başkaldırısı", bütçe sonrası hü- kümet değişikliği beklentisine yol açtı. Akbulut, Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'a yönelik eleş- tirilerini yalanlama gereğini duymadı, hükümet değişikliği için, "O bizim bileceğimiz iş" demekle yetindi. Akbulut, Me- sut Yılmaz'ı genel başkanlık ya- rışında önde gosteren anketleri ise ciddiye almadı. Akbulut, dün TBMM'de ga- zetecilerin sorularını yanıtlarken neşeli olduğu göruldu. Akbulut, "Mesut Yılmaz Akbulut'u ikiye katladı" biçimindeki kamuoyu söylediğini gerçekleştirmiş sayı- labilir. Bu Korfez krizi olmasay- dı, enflasyon yuzde 40'larda ve- ya 30'lu rakamlarda ifade etme- miz mümkündü. O bakımdan söylediği doğrudur" diyerek savundu. ANAP Genel Başkan adayla- rından Mesut Yılmaz'ın anket- lerde Başbakan Akbulut'u "iki- ye katladığı" biçimindeki haber- ler Yılmaz yanlısı mılletvekille- rine "moral" verdi. Istanbul Milletvekili Ferruh İlier, ANAP'ın kurtuluşunun Mesut Yılmaz'ın genel başkanlığında olduğunu belirterek, Yılmaz'ın delege düzeyinde ve ANAP gru- bundaki desteğinin giderek art- tığını savundu. Yılmaz yanhsı İstanbul Millet- vekili Hilmi Özen de Yılmaz'ın genel başkanlık yarışında en şanslı durumda olduğunu one sürdu. Diğer genel başkan adayların- dan Hasan Celal Güzel'e yakın olarak bılinenler ile genel mer- kez yanlıları da Mesut Yılmaz'ı onde gosteren anketleri ciddiye almadıklarını söylediler. Malat- ya Milletvekili Talat Zengin, Özal'ın işaret edeceği kişinin ge- nel başkan seçileceğinı, en güç- lü adayın Akbulut olduğunu be- linerek, "Ben birçok kongre ve delege secimini izledim. Şu an- da Mesut Yılmaz Akbulut'un alacağı oyların onda birini bile alamaz" biçiminde konuştu. Öte yandan "Özal-Akbulut çekişmesi" konusu ANAP için- de geniş yankı buldu. Cumhu- riyet muhabirinin Akbulut-Özal çekişmesiyle ilgiii olarak göru- şünu aldığı bir kısım Bakanlar, "Özal ile Akbulut başta anlaş- tılar, uzlaştılar. Şimdi ortaya çı- kan sonınlannı halledebilecek formülü bulurlar" değerlendir- mesini yaptılar. Bakanların ad vermeden yaptıkları yorumlarda şu ortak noktalar dikkat çekti: "Başbakan, başta Cumhur- başkanı ile bir mutabakata var- dı. Şimdi ortaya çıkan sorunla- n ikinci bir anlaşmayla çözecek- lerdir. Ancak bu konuda Cum- hurbaşkam'nın ağırlıgı tartışıl- maz. Başbakan bu çıkışıvla büt- çe sonrası bir kabine değişikli- ğini gündeme getirecek ve bü- yük ölçüde de başarı sağlaya- caklır. Ama Cumhurbaşkanı her aşamada etkinliğini hisset- tirecektir. Bu çekişmeler kamu- oyunda Sayın Akbulut için olu- şan olumsuz görüşlerin dağıtıl- masına da yarayacak mı? Bu amaca yönelik bir çıkış mıdır?" Akbulut'un Cumhurbaşkanı aleyhine getirdiği eleştiriler, mil- letvekilleri arasında da farklı yo- rumlara neden oldu. Bazı millet- vekilleri, Akbulut'un çıkışını "Yersiz, partiyi yıpratmaya ge- rek yok. Baştan herşeyi kabul etti" diye değerlendirdiler. 'Birilerini' Mutlu Kılmak İçin... ANKARA — TÖ'yü görenlerin söyledikleriyle TÖ'yü gör- meyenlerin yazdıklan birbiriyle çelişiyor. Saatler boyu biriikte olanlar, önemli konularda muhterem efendimizin görüşünü saptayanlar, TÖ'nün "sinirii ve durgun" izlenimler verdiğini söylüyor. Bu saptamaları yapanlar ne dünkü çocuk ne de daha önce gördükleriyle bugünü kıyaslama olanağından yoksun kişi- ler. Siyaset dünyasında yıllardır gezen, siyaset adamlarının ruhsal durumlarını, tutkularını, yalanlarını, doğrularını yakın- dan izleyen nitelikli kişiler. Aylardır siyaset gündemini oluşturma gücü TÖ'nün elin- den kayıyor. O, bu alanda artık bir numara değil, numara- lardan biri. Gündemi saptayan ise halkın çektiği ıstırap. Gün- demiTO'nünyaptığını sindirecek bir önlem aranıyor son gün- lerde ve bulunuyor. Deneyimli kisjleri yalanlayacak haber- leri, baş basa görüşme bir yana, TO'nün sokakta yanına yak- laşamayanlara yaydırıyorlar. Kuşkusuz kimiterine göre TÖ, haberlerde "himayeye maz- har bir numaralı" odak noktası. Bu nedenle "birilerini" mutlu kılmaya yönelen haberlerin elbette çeşitli amaçları da var. Başlıcası şu: Kendini Türkiye'nin nirengi noktası ya da her olayın, olgunun veya sürecin değişmez mihveri sanan TÖ1 yü, son bir haftadır içine düştüğü açmazlardan kurtarmaya çalışmak veya kurtulma çabalarına yardımcı olmak! TÖ, aklı sıra erken seçimi yem gibi kullanacaktı. Maya bir tutsa, başta OYP, hemen bütün siyaset çevreleri tek adam- lığa hemen şapka çıkaracaktı. Hesabı buydu. Ne anayasa değişikliği sağlayabildi ne de erken seçim konusunda inarv- dırıcı olabildi. Şimdi başansızlığı, siyasal çıkışındaki hamlı- ğı örtebilmenin çarelerini anyor. "Birini mutlu" edebilmeyi yüksek görev bilen çevre, TÖ- yü açmazlardan kur- ^^^^^^^_^^^^^__^^^m_ tarmak için elbette se- o . .. ferber olacaktı. Bir li- DU afölar MeSUÎ Öderi küçülteceğini bir B&/Cİlerin SÖ'nÜD d'nrö'nünSS: 7>/mayes/ne yattığr la anlaşarak muhale- öfie SÜfÜlÜyOr. M6SUt feti oyuna getirdiğini n û . . . , / f l r 'anlacılan Q içeren biigiier dağıttı- tfeycııer, anıaşııan iar. Ne var ki başani. sütresinde liderlik f"M d yapacaklardı.alındı. Çankaya'dan gelen önerileri yalan ve oyun gözüyie bak- madan özenle tartışan muhalefet, ülke sorunlarına ciddilik- le yaklaştığını kanıtladı. Buna karşı yasamsal değerdeki öne- rilerin muhalefeti, hatta kamuoyunu oyuna getirmek için tez- gâhlandığını yayanlar, son olayda bir kez daha "gayri ciddi kimliklerini" sergilediler. İkinci dalga tezgâh dün yaşama geçirildi. Gündemde Me- sut Bey'in lideriiğiyle yeni bir sahne açıldı. Mesut Bey'le Me- sut Beycilerin ANAP'ı, tabii ki ülkeyi kurtaracağına inanan- ların sayısının giderek arttığını bir ankete bağlayarak yorum- layanlar, hadi bir ölçüde sağlama basıyorlardı. Ne çare, adı sanı bilinmeyen kimi yüksek ANAP'lılann anketle aynı gün Mesut Bey'i partide assolistliğe terfi ettirmeleri acaba nasıl yorumlanabilir? TÖ'yü mutlu edecek ballandırılmış saptırmaların yanı sı- ra üzerinde durulan ve altında neler yattığı araştırılan ha- ber, Mesut Bey'in ınanılmaz tırmanışıyla ilgiliydi. Kulis dün, "TO'ye rağmen" Mesut Bey'in hiçbir girışimde bulunama- yacağını söylüyor, bu aralar Mesut Beycilerin SÖ'nün "hi- «nayesine yattığını" öne sürüyor. Mesut Beyciler, anlaşıtan SÖ sütresinde liderlik savaşımı yapacaklardı. Mesut Beyci- ler bu plana gırerken delege bazında giderek hiçliğe sürük- lendiklerini pekâlâ biliyorlar. Büyük kongrenin TO'ruJntNiy- ruğundan çıkmayacağı hesabına yatarak Çankaya desteğm- de paraşütle genel başkanlık koltuğuna inmeyi, parti yöne- timini, doğal olarak Başbakanlığı ele geçırmeyi yeğlıyorlar. "Birilerinin mutluluğu" için her çevre üzerine düşeni faz- lasıyla yapıyor. Açmazlara sürüklendiğinı pekiştiren haber- leri TÖ'yü gülümsetecek, rahatlatacak cinsten başka haber- ler izliyor. Uzak yakın her çevremiz bir âlem ya!.. P A R T İ L E R D E N Sine-i millet tartışması • ANKARA (AA) — DMP Genel Başkanı Bedrettin Dalan muhalefetin sine-i millet konusunu göıüşmek uzere komisyon _ oluşturmasıru eleştirerek, "Bizde bir atasözü ' vardır: Bir şeyin olmamasını istiyorsan komisyona havale edeceksin. Komisyon ne yapacak, yeni anayasa mı, kanun mu" dedi. Doğrudan bir genel seçime gitmek yerine, iktidarı ara seçimde mağlup etmenin, muhalefete büyük avantaj sağlayacağmı savunan Dalan, şunları söyledi: "Morali bozulmuş, halk desteğini kaybetmiş olan bir iktidann ardından gelecek bir erken genel seçimde alacağı rakamlar da çok aşağı düşer. Gelecekteki bir genel seçimden koalisyon çıksa dahi, ANAP o koalisyonun ortağı olamaz." Dalan, sine-i millete dönme yerine muhalefetin anayasanın tanıdığı imkânı kullanmayıp, halkı sokaklara dökme yoluna gitmesine karşı olduklarını belirtti. SHP kongre takvimi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Genel Başkan Erdal İnönü başkanlığında toplanan SHP Parti Meclisi (PM) kongre takvimini belirledi. Çoğunlukla kabul edilen takvime göre, delege seçimleri 20 şubat- 15 nisan tarihleri arasında yapılacak. llçe kongrelerinin 1 nisan ile 15 mayıs tarihleri arasında tamamlanmasından sonra il kongrelerinin de 1 mayıs- 15 haziran tarihlerinde gerçekleştirilmesi kararlaştınldı. PM, delege seçimlerinin daha önce yapılmış olmasına bakılmaksızın butun örgütlerde belirlenen tarihler arasında yeniden uygulanmasma karar verdi. Toplantı sırasmda PM üyelerinden Birgen Keleş'in karara itiraz ettiği ve ret oyu kullandığı, İsmail Cem'in ise çekimser kaldığı öğrenildi. ANAPta genel görüşme I ANKARA (AA) — Körfez krizi ve Necip" Torumtay'm Genelkurmay Başkanlığı'ndan istifası ile anayasa değişikliği konusunda ANAP grubunda genel görüşme açılmasını isteyen önergeye İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı da imza koydu. Burdur Milletvekili Fethi Çelikbaş ve 14 arkadaşı tarafından verilen önergeden ilk olarak İzmir Milletvekili Burhan Cahit Gundüz imzasını çekmişti. Gündüz'ün yerine İstanbul Milletvekili Orhan Ergüder'in imza koymasından sonra, bu kez Uşak Milletvekili Mümtaz Güler imzasını geri çekti. Daha sonra da Zonguldak Milletvekili Pertev Aşçıoğlu imzasını geri aldı. Dün ise İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı onergeye katıldığını, gruba bildirdi. Böylece önergedeki imza sayısı 14'e yukseldi. Vardal TBKP il başkanı • İç Politika Servisi — Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) İstanbul İl Başkanlığı'na eski il sekreteri Zeynep Berat Vardal seçildi. TBKP'nin üç gun süren İstanbul il kongresi dün yapılan seçimleıle sona erdi. TBKP'nin 1. olağan il kongresinin son gününde, il sekreteri Zeynep Berat Vardal ile eski yöneticilerinden Sıtkı Coşkun, il başkanlığına aday oldular. Yapılan oylamada Vardal, il başkanlığma seçildi. Zeynep Berat Vardal, seçimlerden sonra yaptığı konuşmada, tüm gücüyle Sosyalist Birlik Partisi'nin gelişmesi için çaba harcayacağını bildirdi. Vardal, 141 ve 142'nin kaldırılmasını sağlamak yönünde, başlatılan mücadeleyi azimle surdüreceklerinı ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle