23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 18 ARALIK 1990 Güney Afirika Cunıhuriyeti ffiskiıııiz Güney Afrıka'da sayıları artan bir Turk topluluğu var. Kimi orada surekli oturuyor, kimi de kontratla işçi olarak geliyor. Örneğin halen Mossel Körfez'de çahşan 150 kadar Türk işçisi var. Herhangi bir konsolosluk ya da ticaret temsilciliği olmadığından sorunlan olduğunda bu kişilerin başvuracağı herhangi bir Türk makam yok. Bu konuda sıkıntıiar artmakta. Prof. Dr. SUNA KİLİ Boğaziçi Üniversitesi Bir buçuk yıl arayla yennde gehşmelen ızle- mek, büım, sıyaset adamları ve yönetıcılerle gö- ruşme olanağını bulduğum ve Türkıye'nın hemen ılışkı kurması gereken Gıiney Afnka Cumhurı- yetı'nde, bu süreç ıçınde bazı temel değışıkhkle- rın gerçekleşüğı yadsınamaz bır gerçek Yadsı- namayan bır başka gerçek de Guney Afrıka'da sıyasetın sıvüleşmesı olgusu Guney Afnka ıle ılgıb bır öncekı yazımda (*) bu ulkenın coğrafı konumu, ekonomık gıicu, nü- fus bıleşımı, tanhsel özellıklen ve ınsan haklan konulannı ele aldığımdan bu yazımda guncel ve yakın gelecektekı, ulkermzı de ılgılendıren olası gehşmeler uzerınde durmak ıstıyorum Dönüşu olmayan yol Devlet Başkanı FW de Klerk'ın 2 Şubat 1990'da parlamentoda yaptığı konuşmadan bu yana Guney Afnka demokratıkleşme surecınde dönüşü olmayan bır yola gırmış durumda Da- ha bır buçuk yıl öncesınde beyazlann önemlı bır kesımı bu sürecın başlayıp başlamaması konu- sunu duşünürken şımdılerde bu surecın nasıl ve ne oranda gerçekleşeceğını tartışıyor De Klerk'ın rejımı lıberalleştırme doğrultusun- dakı gınşımlen sonucu bırçok antı-demokratık yasa yürürlükten kalktı 1991 başlannda yuıe De Klerk'ın parlamentoda yapacağı önemlı bır ko- nuşmasıyla daha başka antı-demokratık yasanın da, örneğin tum toplulukların belırlı yerlerde oturmasını zorunlu kılan Group Areas Act'ın de yururlukten kalkacağına kesın olarak bakılıyor Tum bu olumJu gelışmelere karşın, Guney Afrı- ka'nın demokratıkleşme surecınde atlaması ge- reken daha epeyce önemlı aşamalar var. Bu aşa- malardan en önemlı gördüğüm ıkısıru açıklamaya çalışacağım Yeni bir anayasa Sıyahlann sıyasal haklara kavuşmasını sagla- mayı amaçlayan yenı anayasa, demokratıkleşme sürecının odak noktasım oluşturmakta Beyaz- lar nasıl bır anayasa ıstedıklerını >oğun bır ça- lışma sonucu ortaya koyma aşamasına gelmış du- rumdalar Zulular ne ıstedıklennı öteden ben da- ha açık ortaya koymalarına karşın öbur sıyah- lar konsensüs sağlayan bır ön çalışmada bıle an- laşamamış durumdalar Buna bır de öbür top- luluklan eldemek gereklı. Örneğin melezler (co- loreds), sıyah ve beyazlar arasında kalmış durum- da ve öteden ben bır kımlık bocalaması yaşayan bır topluluk Hınt kökenlı Müslüman ve Hındu- lar ıle sıyahlann aralan genelde lyı değıl Bu gruplar sıyah egemenlığınden tedırgın olacakla- nnı şımdıden dıle getırıyorlar öte yandan söz- de bağtmsız büyük eyaletlerden Transkeı, Cıskeı ve Venda "bağımsızlıklanndan" vazgeçeceklen- m ve yenı anayasal düzende Güney Afnka Cum- hurıyetı'ne katılacaklarını belırtmelenne karşın Boputatswana Başkanı Mongape "bağımsızh- ğını" sûrdurmek ıstedığım belırtıyor Hazırlanan anayasa konusunda en önemlı so- runlardan bın şu Beyazlar azınlıkta, ancak eko- nomık güce sahıpler ve çoğunluğu oluşturan sı- yahlann tamamen sayılara dayanarak yönetıme egemen olacaklan bır anayasa ıstemıyorlar Oy- sa Mandela ve çoğu sıyah "federal" sözcüğune alerjı duyuyorlar Mandela ünıter bır sıstemı, sı- yahlann egemenlığını sağlayacağı ıçm ıstıyor An- cak gerçekler ve unıter bır sıstemın başka grup- larca da benımsenmedığını gören sıyahlar fede- ral sözcüğünu kullanmadan ona benzer bır sıs- teme zorunlu olarak evet dıyecekler. Beyazlar, herhangi bır seçımde oy hikkına sa- hıp sıyahlann seçımlerden buyuk çoğunluğu ala- bıleceklennı bıldıklerınden merkezı hükumetm jetkılennın daraltılmasından yanalar Var olan dort buyuk ile (Transvaal, Cape of Good Hope, Orange Free State ve Natal) göre yönetım bı- nmlerını ayırmak sakmcalı gözüküyor, çunku bazı yöreler, örneğin Johannesburg ekonomık olarak fazla gelışmış Bu nedenle hükumetçe Ka- zırlanan anayasa taslağmda ekonomık gerçekler de göz önunde tutularak yenı bır yönetsel (ıda- n) yapılanmaya gıtmek amaçlanıyor Yenı bır anayasa haarlamakla Guney Afnka hükümetı toplumun yemden yapılanmasını amaçladığını behrtıyor Hükümet bu yeru anayasayla şu ko- nulan sağlamayı amaçladığını belırtıyor Ayn- calıklan olmayan adıl ve eşıthkçı bır toplum, her- kesın eşıt oy hakkı, ırkçılığa bağlı ayncalıklı dav- ranışlann ortadan kalkması, ınsan haklarımn et- kuı bır şekılde korunması Böylesme demokra- tık amaçlarm sağlarup uygulanması kuşkusuz ko- lay olmayacak Apartheıd'ın kalıntısı olan bazı önemlı yasalann 1991 yıh ıçınde yürürlukten kal- kacağı kuşkusuz Bu dönemın kalıntısı olan ve yenı anayasa yururluğe gırene kadar uygulanması beklenen The Populaüon Regıstraüon Act (Halk Kayıt Yasası) kı bu yasa eşıt o> hakkını önluyor Siyahlararası ilişkiler Aşılması gereken ıkıncı önemlı aşama ıse de- mokratıkleşme surecıne en buyuk engeUerden bın olan siyahlararası ılışkıler Son zamanlarda bü- yük çatışmalar artık sıyah ve beyazlar arasında değıl çeşıtü sıyah gruplar arasında yer aüyor Bu- na neden, tanhsel anlaşmazlıkların yanı sıra "guç" kavgası, hangı kabılenın venı duzende ege- men olacağı kaygısı Özelhkle Zulular ıle Kozalar (Xtaosa) arasmdakı çatışmalar durmuyor Ote yandan bır de tekrar yasa] duruma gelmış olan Komunıst Partı'nın durumu ve tutumu var "Do- ğu Avrupa'da komunıst sıstem çökmüş olabıhr Bız onların hatalanndan yararlanıp en ıyı komu- nıst sıstemı burada kuracağız" dıyorlar öncelıkle belırtmek ısterım kı Güney Afnka Cumhurıyetı'nde Kozalann egemen olduğu ve Mandela'nın önderhğındekı ANC ve Buthelez- zı'nın önderlığınde Zululann egemen olduğu Ink- hata, aralannda ve beyazlarla sıyasal yönetım bı- çımı konusunda anlaşamazlarsa Guney Afnka'da demokratık sureç gelışemez, ulkede ıstıkrar sağ- lanamaz Turkiye'nin tutumu Bu gelışmeler ışığında Turkıye, Güney Afrıka Cumhurıyetı'ne karşı henuz kesın bır tutum oluş- turmuş değıl öte yandan rejımın demokratık- leşme surecıne gırmesı de Guney Afnka'nın, özel- hkle Afrıka ve Avrupa ulkelerı ıle gerek dıplo- matık ve gerekse tıcan dışkılerı hızla gelışıyor Doğu Avrupa ulkelerı Güney Afnka pazarına gırmek ıçm bırbırlenyle yarışıyorlar Rejımde yumuşama ıktıdar partısı ıle ana rnu- halefet partısınm üışkıknne de yansımış durum- da. Holİanda asıllı Afnkanerler ıle tngılız köken- lıler arasındakı tanhsel ve sıyasal anlaşmazlık- lar bu yenı dönemde ışbırlığıne dönuşmekte. Bu- nun en son somut örneğı, Ulusal Partı huküme- tı ve muhalefettekı Demokrat Partı'nın anlaşa- rak etkın bır demokrat parlamenter olan ve ma- lı konularda uzman, Musevı kökenlı, mücadele- cı, atılgan kışıhklı Harry Schwarz'ın yenı ABD büyukelçısı olarak atanmasıdır Bır gerçeğı vur- gulamakta yarar var Guney Afnka'da sayıları artan bır Türk topluluğu var Kımı orada sürek- lı oturuyor, kımı de kontratla ışçı olarak gelıyor Örneğm halen Mossel Körfez'de çalışan 150 ka- dar Türk ışçısı var Herhangi brr konsolosluk ya da ticaret temsilciliği olmadığından sorunlan ol- duğunda bu kışılenn başvuracağı herhangi bır Türk makamı yok Bu konuda sıkıntılar artmak- ta Gerek gelışen ticaret hacmını Turkıye lehıne çevırmek amacı \e gerekse orada yaşayan, çalı- şan Türklen yazgılanna terk etmemek ıçm Turki- ye'nin herhalde bu konuya bır çözum getırmesı zorunlu görunuyor Güney Afnkalılar Türkıye'ye ılgı duyuyorlar ve sayılan artan bır grup, tunstık-tıcan neden- lerle Türkı>e"ye gelıyor Bu1 konferansım sonunda bır Guney Afrıkah "Ülkenızde Ataturk gıbı bır bırleştırıcı sembol, yaşayan bır kışılık var Bıze, bır 'bırlık sembolü' ya da öğesı olarak ne önerırsınız?" dıye sordu Yanıtım, "Bırhğmızı sağlayacak öğeyı geçmışı- ruzde değıl, geleceğınızde arayınız" doğnıltusun- da oldu (*) AJla Sevgık Yurdum' CnaİMrijct, 15 Haaran 1989 PENCERE HESAPLASMA BURHAN ARPAD Karamsarlık Değil Gerçekçilik!.. Istanbul'da yaşayan ınsanların sayısı dokuz mılyona yak- laştı dıyenler var Boyle duşunenler sevınıyorlar Nedenını ken- dılennden sormalı' Bunun tersını görup uzulenler' Istanbul nereye gıdıyor" dıye yakınıyorlar Istanbul elden gıttı dıyor- lar Ah vah edıyorlar! Kımılerı konuyu ve sorunu bıhmsel açıdan ele alıyoıiar Ku- rullar oluşturuyorlar Paneller duzenlıyorlar Yuvarlak masa çevresınde tartışıyorlar Basında yer buldukça kamuoyunu uyarıyorlar 1 Külturter şehrı guzel Istanbul yazık kı yok olmanın eşığın- de< Yanm mılyondan dokuz mılyona tırmanış ne getırdı ve neler götürdu 1 ? Bırkaç satırla özetleyebılırız 1 Eşsız doğası, tükenmez kulturü ve tarıh hazınelerının be- şığı Istanbul yok edıldı> Boğaz yamaçlarında kat kat apart- .maniar, o güzelım çayırlıklarda çırkınlerın çırkını gecekondu semtlerı Içımıne doyum olmaz sulannı zehır kaynağı yapan on bınlerce ınsan Insan görunumlu, ınsan gıyımlı görün- lüler' Koyluleşmış Istanbul Iç goçun taşıdığı 'yenı Istanbul- lular', kıyasıya bır çabayla Istanbul'u somuruyorlar Ayak sa- tıcılığıyla başlayıp kapıcılıklar ele geçınnce daha bır toparla- nıp bılınçlenıyorlar Kat karşılığı buluşuyla Istanbul sömü- rusunu sonuna kadar surduruyorlarl TRT'nın sayısı pek az olan başanlı dızılerınden Bızımkıler'ın kışılen Kapıcı Cafer- lyle, horoz doğuşturen kabadayı bozuntusu kışısıyle sabah akşam bıra yudumlayan sarhoş ama sevımlı ınsanıyia, boru çalan apartman yönetıcısıyle gunumüz Istanbulu'nun ger- çekçı bır kesıtı Istanbul'u kımler ıteledı bu sağlıksız, ılkel duruma? Okuduklannı tersıne yorumlayan yalınkat aydınlar Gele- neksız kultur yoksunu kışıler Kanımca hıçbır dönemde üre- tıcı olamamış goçebelığın önculen' Orta Asya'dan Bızans ka- pılarına hep talani Savaş gucunu yıtırdıkçe gerıleyen, çözü- ten ınsanlar toplamı bır duzensızlık 1 Uretıcı değıl, tuketıcı kal- mış bızlere uygun bır toplum taslağı Atalurk'un bızlerden apayn tutumu burada Sağlıklı yılla- rında uyguladığı başardığı gırışımler bu ılerı, çağdaş yolda- dır Çözulmuş ımparatoıiuğun sağlıksız kalıntısından yerle- şık uretıcı bır toplum duzenı oluşturmak! Onuncu Yıl Marşı : nın 'Çıktık açık alınla on yılda her savaştan' dızelerının altın- da bu gerçek yatar' Ataturk'un gerçekleştırdığı bır devrımı sürdürmeyı basara- mayanlar, 1990 Istanbulu'ndan ve 1990 Türkıyesı'nden so- rumlu kışılerdır Partılennın adında ıster halkçı, ıster sosya- lıst ıster solcu ıster demokrat sozuyle anılsın, bu gıbılerın gerçek yuzu değışmez Beş yuz yılın olumsuz gıdışını sade- ce bır on yılda durdurmuş ve doğru yola ıtelemış bır Ataturk, sadece bır tek kez dunyaya gelebıleceğıne göre "Gıdışat umutsuz' dıyebılır mıyız9 Insanoğlunu ayakta tutan en büyuk guç umuttur Ataturk bu durumu da önceden sezmış ve 'gençlere' seslenmış, Tur- kıye Cumhurtyetı'nın gıdışını kurtarmayı ıstemıştır Istanbul'un kurtulması ya da batması şu koşula bağlıdır Talancı ve sadece tuketıcı kaldıkça, Istanbul ve Türkıye'nın bugunu de yarını da karanlıktır Karamsarlık değıl, gerçekçilik 1 Yeni 1 aklaşımlar Almanya'daki, 'yabancı olan'a ih'şkin yeni yaklaşımlar doğrultusunda bizim de artık, yabancı kulturleri tanımanm bize kendi kulturumüzü unutturacağı saplantısından kurtulmamız gerekiyor. Yabancı bir kültürü öğrenmenin o kültiırü benimsemek olmadığı, tersine, belki de kendi öz külturumuze bilinçli yaklaşmamızı sağlayacağı unutulmamah. Prof. Dr. NİLÜFER KURUYAZICI tÜ Edebiyat Fak. Geçen aylarda bın Tbkyo'da, öbüru fstan- bul'da olmak uzere Alman dılı ve edebıya- tıyla Alm'anca eğıtımı konularında ıkı bı- hmsel toplantı yapıldı Uluslararası Dılbı- hm ve Edebıyatbıumcılen Bırlığı IVG'nın bu kez Tokyo'da düzenlenen beş yıllık büyük kongresınde, 23 değışık bınm altında 800'ü aşlun bıldırı sunuldu Kongrenm temel ko- nusu dıl, edebiyat ve yabancı dıl eğıtımın- de "Vabanci KuKurle Karşılaşma" adı al- tında toplanmışu Bu konunun seçılmesı- m, kongrenın ılk kez Avrupa ulkelerı dışın- da, Bâtı külturunden çok farklı bır ortam- da yapılıyor olması belırlemıştı Zaten son yıllarda Almanya'da edebiyat çevrelenndekı yenı arayışlara bakıldığında, yabancı kültürlere duyulan ılgının gıderek arttığı görülüyor Almanya'da yaşayan Türk, Italyan vb azınlıklann oluşturduğu edebıyatm yanı sıra dıkkatler özelhkle Uzakdoğu ve Afnka ul- kelermın edebıyatlan uzerınde toplanmak- ta Bu edebıyatlarda yansıyan kultürün, Al- man kültürüne göre 'başka', 'yabancı', 'değışık' olan yanlan araştınlıyor Sürekh ılgı ceken bır başka nokta da Alman ede- bıyatının bu ulkelerde nasıl alımlandığı Bu ılgının temelını, değışık külturlerden gelen edebıyatbıkmcılenn Alman edebıyatını ken- di tanhsel, kültürel, sosyo-ekonomık ülke koşullan doğrultusunda brr Almandan da- ha değışık alımlayacağı görüşu oluştunıyor öyleyse Almanya ıçınde ve Almanya dışın- da aynı edebıyata değışık bakabılecek ör- neğin yabancı bır edebıyatbılımcı Brecht'ı ya da Goethe'yı bu- Almandan daha değı- şık anlayabılecek Özellıkle son yıllarda bu farklılığın bılmane vanldığından, Ahnan- ya dışı ulkelerden gelecek değışık yaklaşım- lara ılgı arttı Tokyo'dakı kongTede, Avru- pa dışı ulkelerden gelen büım adamlannın Aknan edebıyatını kendi kultür bırıkımle- rı doğrultusunda ele almalar., özellıkle de kultur farkhlıklannı vurgulamalan, bu tür yaklaşımlann gıderek çoğaldığım gösterdı Almanya'daki bu yenı gelışmeler doğrul- tusunda, Almanya dışında Alman dıh ve edebıyatıyla uğraşan bızlenn yaklaşımımız nasıl oknalı? Bıze yabancı bır dıh ve onun urünu olan edebıyatı, bır Almanın bakış açısından mı ele almak yoksa o kultur ürün- lennın bıze yakın uzak yanlannı vurgula- yarak kendımıze özgu bır yaklaşım mı ge- tırmek daha doğru olabıhr'' Temelde be- nımsenecek böyle bu- yaklaşım, ülkemızdekı Alman dılı ve edebıyatına ılışkın araştırma- ları olduğu kadar, yabancı dıl eğıtımını de belırleyecektır Tartışılan konular, çözüm arayışlan Işte bu düşuncelenn tartışıldığı bu- sem- pozyum da 19-21 e>lül tanhlen arasında Is- tanbul Ünıversıtesı'nın Sdıvn'dekı araştır- ma merkezınde yapıldı Edebiyat Fakultesı Alman Dılı ve Edebıyatı ıle Alman Dıh Eğı- tımı Anabılım dallarının, Goethe Enstıtu- sü'nün de destek ve katkılanyla duzenledık- len sempozVuma unıversıtelenmızdekı ılgılı 17 anabılım dahndan 50'ye yakın öğretun üyesı ve yardımcısı ıle Alman okutmanlar katıldı Konu "Turkıye'de Ahnan Dılı ve Edebıyatı Eğıtımı" ıdı önce Turkıye'de bu eğıtımın karşı karşıya olduğu sorunlar be- lırlendı ve çözumler önenldı Bugun edebi- yat ve eğıtım fakültelennde uygulanan ders programımn, öğrenalenn gereksuumlenne yanıt vermedığı ve yemden ele alınmasının zorunluluğu saptandı, yapılabılecek değışık- lıkler tartışıldı Daha sonra ders ıçerıklerı- ne geçılerek konulann behrlı bır bakış açı- sı doğrultusunda duzenlenmesı uzerınde duruldu Tek tek fakultelerın sorunlan, zaman za- man farklı da olsa, genelde öğrencılenn du- rumu ve orta eğıtımın yetersızlığı konusun- dakı yakmmalar ortaktı Eğıtımın her aşa- masında nıtehkten çok nıcehk aranıyor, bır bılgı yığmacasına dönuşen edebiyat dersle- rı gençlerde okuma ahşkanlığı yaratmayı başaramıyor, öğrencılerın kendi uzmanhk alanlannda çalışma olanağı bulamamalan okuma öğrenme motıvasyonlannı azaltıyor vb Bır başka sorun da ders gereçlenyle ılgı- lıydı Yurdumuzda yabancı dıl ve edebiyat eğıtımınde yararianılacak kendi koşulları- mıza uygun, örneğın, kultür ya da dılbılgı- sı özellıklerırun karşılaştırmah ele alındığı ders gereçlerıne gereksınun büyuktu (Bu doğrultuda bazı ünıversıtelerde değışık pro- jeler uzerınde çalışıhyor olması umut ven- cıydı) Ilk aşamada, saptanan venler doğ- rultusunda ders programlannm yemden du- zenlenmesı gereklıydı Mezunlann coğunun bankacılık, turızm, cevırmenlık gıbı yalnız- ca yabancıdıl bılgılennden yararlandıklan çalışma alanlannı yeğledıklerı auşünülun- ce, katıksız bır dılbüım ve edebiyat eğıtımı vermekte dırenmek doğru muydu 1 * Temel bılgıler venldıkten sonra öğrencüen değışık uğraş alanlanna yöneltebılecek ağu-hklı ders gruplannın oluşturulması duşunulemez mıyidı 7 Temel eğıtım olarak değerlendırıle- cek ılk ıkı yılda dıl-edebıyat-dıl öğretımı- çevın konularında gereklı temel derslerın okutulması, bunlann yanı sıra da 'okuma- yı öğretme 1 amaana yönelık metın çahşma- lannın ohnası önensı, sempozyuma katılan öğretun üyelennce benımsendı Bundan sonrakı ikı yıl, her fakültemn kendi olanak- lan ve elemanlannın uzmanlığı doğrultu- sunda belırlenecek 'ağırlıklı eğitım' olabı- lecektı Örneğin Alman dılı edebıyatı bılı- mı, yabancıdıl öğretım yöntemlen, çevırı, edebiyat eleştınsı, bılgısayar eğıtım, değışık medyalarla çalışma, seçılebılecek ağırlıkh konular arasında yer alabılırdı Bugüne kadar bırçok bolumde rastlantı- sal bıçımde yürütülen çevın derslennın be- lırh bır program çerçevesınde ele ahnması da kuşkusuz çok önemlı bır konuydu öğ- rencılen edebiyat çevırmenlığıne hanrlama- nın yanı sıra başka fakultelerden de seçıle- bılecek ek derslerle ıktısat, tunzm, hukuk vb değışık bıhm dallannda çevırı >-apabıle- cek elemanlar yetışmesı sağlanabılu-dı Sonuç Ders programlannm duzenlenmesı ıle ıl- gılı bu önerılerın yanı sıra asıl önemlı olan, ders bıçımlennın, ıçenklennın Almanya'da- kı (başta behrtmeye çalıştığım) yenı gehş- meler doğrultusunda yenılenmesıydı Dıl- edebıyat öğretırken kendi kultürumüzden yola çıkarak yabana 'dıl-edebıyat'ın kultur boyutunu göz önünde bulundurmak, bu"- takım kalıplan ezberletmek yenne o kultür- de bıze 'yabancı olan'ı araştırmak çok da- ha yararlî olabılır (Eğıtım fakültelennde ye- tıştınlen Almanca öğretmenlennın de bu yönde eğıtılmelen gerekır) Almanya'daki, *yabancı olan'a ılışkın yenı yaklaşımlar doğrultusunda bızım de^rtık, yabancı kulturleri tanımanm bıze kenaı kul- turumuzu unutturacağı saplantısından kur tulmamız gerekiyor Yabana bır kultüru öğ- renmenın o kültüru benimsemek olmadığı, tersıne, belkı de kendi öz külturumuze bı- lınçlı yaklaşmamızı sağlayacağı unutul- mamah KAMUOYUNA Zonguldak maden işçilerinin haklı grevlerini destekiediğimizi kamuoyuna duyururuz. İSVEÇ TÜRK İŞÇİ DERNEKLERİ FEDERASYONU AKINÖZDEMİR 18 Aralık 1978 Gıdıyorum tçım rahat Sende daha bir baylı zaman, Halkımızda ölümsüz devam edecek Bende tukenen hayat Mucadelen bıze önder olmaya devam edıyor. TMMOB ZtRAAT MÜHENDÎSLERl ODASI VEFAT Merhume Vasfıye ve merhum Yusuf Zıya Bılgın'ın kızları, merhum Fuat Say'ın eşı, merhum Bedrı Bılgın, Sadık Bılgın, Handan Teoman, Muazzez Demırel ve Halıde Bayındır'ın kardeşlerı, Bulbun ve Aydm Bılgın'ın hâlâları. Mete Teoman, Benal Demırel, Sumru Beder, Semre Moral, Şukru Bayındır'ın teyzelerı, Ulker Ergınsoj, Ahmet Say ve Turgay Say'ın yengelerı, Yusuf, Şeref ve Asım Mursaloğlu'nun anneannelerı, Dexter ve Ferhan Mursaloğlu'nun bü>uk kayınvalıdelen, Selın, Reşat ve Fatıh Mursaloğlu'nun bü>uk babaannelen, Aydın Say'ın babaannesı, Carol Say'ın kayınvalıdesı, Emel Say ve Arkan Say'ın çok sevgıh anneien, medeni nikâbla evlenen ilk Turk kadını, ressam ZEHRA SAY hanımefendıyı 16 12 1990 tanhınde kaybetmenın derın üzüntüsü ıçerısındeyız Cenazesı 19 Aralık Çarşamba gunü Teşvıkıye Camısı'nden öğle namazını müteakıben kaldırılarak Zmcırlıkuyu Mezarlığf na defnedılecektır AİLESt ORDU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN Dosya No 1989 862 Ordu ılı merkez Ortakö> koyu kutuk l'de ka>ıtlı Remzı Arslan ıle vıne aynı sayılı hanede nufusa ka>ıtlı Sanıye Arslan'm 5 12 1990 gun ve 1989 862 866esas ve karar sayılı ılamı ıle boşanraalarına ka rar verılmış, çocuklann velavetı ıse davacı babaya bırakılmış ve ka rarda belırtılen gunlerde göruş günu tavınıne karar venlnuştır Ilan olunur H Hakımı Yaşadığımız Tarih... Tarıhçılerın babası Herodot ılgınç bır kışı, bınlerce yıl ön- ce çevresınde olan bıtenlen anlamaya çalışryor, belgelerı ın- celıyor, tanıklara başvuruyor, ne de olsa Isa'dan beş yuz yıl önce doğmuş, o dönemde tarıhı yapanlar tanrılardır, Hero- dot bu mantığın dışına çıkamaz Ama artık eskı Yunan'da yaşayan tanrılar kalmadığına gö- re bugün tarıh nasıl yazılacak? Çağımızda herkes gunû gunüne tarıhın peşıne düştü, ba- sın soluk soluğa tarıhı yakalamaya çabalıyor, bılım adamları da vakıt yrtırmıyorlar, Strasbourg Unıversrtesı Türk Etüden Ens- trtvsu, geçenlerde "Türkıyp 1980-1990 " başlıklı bır "kollok" duzenledı, 1991 'e beş hafta kala, geçmış, 10 yıl masaya yatı- rıldı Enstıtu Müdüru Paul Dumonfun önculuğunde "TürkEtût- len Bölümü" ulkemıze yönelık bakışlannı somutlaştınyor Turk dılıne, edebıyatına, tarıhıne bakarken guncellığın dışına du- şerse, bılım, olu kelebeklere dönuşür Tarıh bır butündür, ne geçmışı bugünden soyutlayabılırsın ne de bugunü geçmış- ten koparabılırsın Tanhsel bılınç başka turlu nasıl oluşur"? Herodot tarıhçılerın babasıydı, ama, tanhsel bılıncı yoktu, çağımızdakı ınsan, tanhsel bılınce sahıp, çünkü "yaşadığı zamanı" geçmışle gelecek arasında yerlı yenne oturtmaya çalışıyor Strasbourg'da Turk Etutlen Enstrtüsu'nun bu yoldakı çalış- malanndan derlenen urunler, yakında Cumhurıyet okurlan- na da yansıtılacak • "Aydın" kımdır? Çeşıtlı tanımları var, bır yenısını önersem onaylanır mı' Ay- dm tanhsel bılıncı olan kışıdır, çunku tanhsel bılınçten yok- sun olan okumuş-yazmış bır kımsenın aydınlanması çağımız- da olanaksızlaşıyor Profesor Server Tamllı Strasbourg dakı '1980-1990 Turkı- ye"sınde aydına bakışını şu çerçeveye oturtuyor 12 Eylül yalnız yasaklamaları anayasa ve kanunlar p'a- nında gerıye donuk değıştırmelen ıle gelmedı aydınlara, özel- lıkle solcu ve demokrat aydınlara karşı kıtlesel davalara ve ce- zalandırmalara gırıştı Çağdaş Turkıye nın tanhınde gorulme- mış çapta bır aydın duşmanlığı sergıledı Pekı, sonuçta ne oldu9 Duşmanlık karşısında dırenısı de buldu Profesor Tanıllı, aydın kesımındekı değışımı şoyle ozetlıyor Laıklık kadın hak- lan, Kurt sorunu konularının onemı daha çok anlaşıldı Aydın- lar dışarıya daha çok açıldılar 'Taşra beledıyelerının çoğun- lukla SHP'nın elıne geçmesınden sonra yerel aydın hareketlı- lığı de gorulmekte " Dürtya ıle ılgılenmek aydın ıçın zorunlu ve eskıden ben sü- regelen bır tutum "Dışandan çok etkılenen bır toplumuz' Bu nrtelık olumludur, ama bır tehlıkesı de var "Daha genış dü- şunceye açık duruma gelmek, daha genış düşunebılmek de- ğıldır, hele dünyada ortaya çıkmış fıkır akımlannı ırdelemeden koma etmek alışkanlığının guçlu olduğu düşunulurse. " Öyleyse ne yapmalı 9 "Dünyaya daha genış bakmak daha guçlu ve kapsayıcı dü- şünce uretımının altyapısım hazıriar" "Fıkır üretebılmek" koşuluyla olumlu bır ön hazırlık Server Tanıllı ya olduğu gıbı kopya etmek ya tümden reddetmek" sa- kıncasının altını çızıyor, yaratıcılık, Turkıye ıçın zorunludur Sonra? 1980-1990 surecınde "Tûrkrye aydınının keşfettıklerı var Bunlann basında "aydınlanma' kavramı gelıyor Turkiye'nin 200 yıllık yenıleşme hareketını, bırbınnden kopuk dönemler olarak değıl Bat/dakınden geç de olsa, bır 'Aydınlanma' bütünlüğü ıçınde görmek 198O'lı yıllarda aydın hareketnın en büyük ke- şıflennden bırtdır" •k "Aydmlanma" bır bütündur, ama, eşrtsız zamana yayılmakla kalmaz, bugunkü dunyamızın çeşıtlı mekânları da eşıt bıçım- de aydınlatılmamıştır Ayrtca en aydınlık görunen toplumlarda bıle karanlık yore- ler ve topluluklar bulunur Unıversıteler ıse butün dunyada en aydınlık olması gereken mekânlar, değıl mı' 7 VEFAT Acılarını hep ıçımızde du>acağımız, yokluklarına hıç ahşamavacağımız canlanmız, ıyılık meleğı annemız, bmcık ablamız, "aslanımız" kardeşımız NEZİRE SUNGURTEKİN AYNUR SUNGURTEKİN AYHAN SUNGURTEKİN 16 Aralık 1990 Pazar günu Polatlı gınşınde "trafık canavan"nın kurbanı oldular Azız naaşlan, bugun Ankara Hacı Bayram Camıı'nde oğleym kılınacak cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarhğı'nda ebedı ıstırahatgâhlannda toprağa verıleceklır Tann rahmetını esırgemesın AYTEN OZDERE GÜNER SU^GLRTEKI^ ÖLÜM VE BAŞSAĞUĞI Arkadaşımız GÜNER SUNGURTEKİN annesı NEZİRE SUNGURTEKİN, ablası AYNUR SUNGURTEKİN ve kardeşı AYHAN SUNGURTEKİN'İ bır trafik kazasında kaybettı. Arkadaşımızın buyuk acısını paylaşır, kederh aılesıne sabırlar dıleriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI VEFAT Merhum Ragıp Özkan'ın eşi; Nadide Tekgunduz, Hayriye Mumyapan ve Samiye Atay'ın kardeşi; Nurten özok, Tamer ve Tuncer özkan, Gülten Beyit, Ayten Seçen, özden Sipahioğlu'nun annesi; Aydemir Özok, Emine Özkan, Erol Beyit, Handan Özkan, Aytekin Seçen ve ömer Haluk Sipahioğlu'nun kayınvalidesi; Ceren, Mehmet, Oğuz, Nihan, Cihan, Nazlı, Nazan, Canan, Ayşe ve Ragıp'ın buyükannesi AYŞE ÖZKAN 16 Arahk 1990 Pazar günü vefat etmiştir. Tann'dan rahmet dileriz. AtLESİ NİŞANTAŞI RESTAURANT Düğün Solonlan > Yemeklı-Kj|i baş. 16.500 TL > Meaelı-Yemddı 19J00 TL Rez. 14762 39-1477440 Salonlannuz H»m«)ı rt 400-1000 kifiliktır LISKUR SÜRÜCÜ KURSU O«vre(»r: Hafta Içi 19 Aralık Hafta Sonu 5Ocak KADIKÛY (SöğûüûçeşmeCamiyanı) 349 18 24-349 18 25 336 02 06-336 02 79
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle