25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 KASIM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 APye yeni bir aday ım? • STOCKHOLM (AA) — Isveç'te 4 büyük parti, AT'ye üyelik başvurusunda bulunulması konusunda ilke anlaşmasına vardı. Iktidardaki Sosyal Demokrat Parti ile muhalefetteki ttberal, ıümlı ve merkezci partilerin temsilcileri, Parlamento Dışişleri Komisyonu'nda yaptıklan toplantıda Isveç'in tarafsızhk politikasını koruması kaydıyla ATye üyelik başvurusunda bulunmasını öngören bir metnin 11 aralıkta parlamentoya sunulmasını kabul ettiler. Sosyal demokrat hükümet, 26 ekimde yaptığı bir açıklamada, Isveç'in ATye girmek isteyip istemediğini parlamentodan soracağını açıklamıştı. Parlamentoda temsil edilen diğer iki parti, çevreciler ve komünistler, AT'ye üye olmaya karşı çıkıyorlar, ancak 175 sandalyeli parlamentoda toplam 41 üyeye sahip bulunuyorlar. Sri Lanka'da şiddet • COLOMBO (AA) — Sri Lanka'nın kuzeyindeki askeri bir kampa Tamil gerillaları tarafından dün gece düzenlenen saldında en az 79 kişinın öldüğü, yüz kadar kişirun de yaralandığı bildirildi. Askeri sözcü bugun yaptığı açıklamada, Elam Kurtuluş Kaplanlan adlı Tamil örgütüne bağlı gerillalann saldırısı sırasında en az 4 askerin öldüğünü, 5'inin de yaralandığını söyledi. Sözcü, ordu birliklerinin düzenlediği karşı saldında ' en az 75 gerillalann Öldüğünü, yüz kadannın da yaralandığını belirtti. Gökçeada'daki cınayet • ATİNA (AA) — Yunanistan hükümeti, Efje'deki Türk adası Gökçeada'da, hafta başında Rum asılh bir çiftçinin öldürülmesinden 'üzüntü duyduğunu' bildirdi. Hükümet sözcüsü Biron Polydoras, Rum çiftçinin öldürülmesini 'trajik kaza' olarak niteledi ve olayın nasıl meydana geldiğini öğrenemediklerini söyledi. Sözcü, "Konuyla yakındaa ilgileniyoruz ve devletler hukuku çerçevesinde gerekeni yapacağız" dedi. Zafiris Deliconstantis adlı 65 yaşındaki Rum asılh Türk vatandaşı, 17 yaşındaki bir Türk genci tarafından 'kazaen' öldürülmüştü. Kohl'den Gorbi'ye övgü • BERLtN (AA) — Almanya Başbakanı Helmut Kohl, SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov'un politikasını övdü ve bu ülkeye mali yardım yapılması amacıyla Batılı ülkelere çağnda bulundu. Başkentin Batı kesiminde dün bir konuşma yapan Kohl, "Gorbaçov'un, pazar ekonomisine geçişle ilgili reformlarında başanya ulaşmasını ümit ediyoruz" dedi. Bulgaristan kaynıyor • SOFYA (AA) — Ağır bir siyasi ve ekonomik krizle karşı karşıya bulunan Bulgaristan'da iktidarla muhalefet arasındaki gerginlik sürekli tırmanıyor. Sofya'da dün de iktidar ve muhalefet yanlılan ayn ayrı gösteriler düzenlediler. Polis iki tarafın aynı yerde bir araya gelmesini önledi. Şehrin merkezindeki 9 Eylül Meydanı'nda toplanan yaklasık on beş bin Sosyalist Parti taraftan, muhalefeti kmarken Başbakan Andrei Lukanov lehine sloganlar attılar. Sosyalist Parti'nin mitingi devam ederken gösterinin diizenlendiği meydana çıkan büyük caddelerden birinde de ana muhalefetteki Demokratik Güçler Birliği (DGB) taraftarları toplanmaya başladı. Halk, cumhurbaşkanlığı için Dayanışma liderleri Mazowiecki ile Walesa arasında tercih yapacak Polonya'da zor seçimSon nabız yoklamalarına göre Lech Walesa bugün yapılacak seçimler için önde gidiyor. Üçüncü aday Stanislavv Tyminski'nin ise sürpriz yapabileceği bildiriliyor. Dış Haberter Servisi — Po- rak çok partili sisteme geçilme- lonya'da bugün cumhurbaşkan- sinin yollanm açan Dayanışma lığı seçimleri yapıüyor. Ülke ta- Sendikasf nın iki büyük ismi, rihinde ilk kez Polonyalılar, bugün yapılacak secimlerde kar- cümhurbaşkanlannı bir dizi şı karşıya gelecek. Sendikanın li- aday arasından serbest seçimle deri ve komünist rejime karşı belirleyecek. Bugünkü ilk turda yıllardır sürdürülen savaşımın hiçbir aday yüzde SO'nin üzerin- simgesi Lech VMrtesa ile Dayanış- de oy alamazsa, 9 aralıkta ikin- ma Sendikası'nın içinden çıka- ci tur yapılacak. rak 12 Eylül 1989 tarihinde hü- Ülkede komünist rejimi yıka- kümetini kuran Walesa'nın ya- kın çalışma arkadaşı Tadeusz Mazowiecki, seçimlere birbirle- rinin amansız rakibi olarak gi- riyorlar. Dayanışma Sendikası içinde, özellikle ekonomik re- form programlannın süreci ko- nusunda başlayan tartışmalar haziran 1990'dan itibaren bir bölünme yaratmıştı. Walesa, da- ha hızlı bir özelleştirme progra- mından yana olduğunu ifade edeTken Başbakan Mazowiecki, daha temkinli bir programdan yana olduğunu belirtmiş ve her şeyin yasaJara dayanması gerek- tiğini belirtmişti. Seçim kampanyalannın bitiş tarihi olan cuma günUnden 1 gün önce yayımlanan bir kamu- oyu yoklamasma göre Walesa yüzde 38 oyla önde giderken ar- dından yüzde 23 oyla Mazowi- ecki geliyor. Diğer adaylar ise oylann yüzde 13'ünü alabildiler. 21 yıl sonra Polonya'ya dönen ve Peru ve Kanada'da yaptığı büyük bir servetle ilgileri üzeri- ne toplayan sürpriz aday Stanis- law Tyminski, hükümete bağlı bir kamuoyu yoklama şirketinin seçim tahmininde ikinci sırada gözüküyor. ilk sıranın Walesa tarafından alındığı bu yoklama- ya göre Başbakan Mazowiecki LTĞUR ÖPÜCÜGÜ — Bugünkü secimlerde Lech VValesa'nın en çetin rakibi olan Başbakan Tadeusz Mazovviecki seçim kampanya- sının son günönde bir ba.van hayranı tarafından öpülüyor. (Fotoğraf: AP) İNGİLTERE'DE YENİ BAŞBAKAN SALJ GÜNÜ BELİRLENİYOR Centilmence yarışmaHer üç aday da seçildikleri takdirde diğer ikisine hükümette görev vermeyi zevk sayacaklannı açıkladılar. Michael Heseltine, şimdilik nabız yoklamalarında Douglas Hurd ve John Major'un önünde gidiyor. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — lngiltere'de Muhafazakâr Parti'de, Margaret Thatcher'ın yerine ye- ni lider ve başbakanı belirlemek amacıyla salı günu yapılacak seçime katılacak üç aday da kendisinin, gelecek genel seçimi partisine kazandıracağına milletvekillerini iknaya çalışıyor. Başbakan Thatcher'ın is- tifasından sonra yapılan ilk kamuoyu yok- laması, partinin başına herhangi üç aday- dan biri geçse dahi, gelecek genel seçimde partinin seçilme şansının artacağını göster- di. Başbakan Thatcher'a karşı Michael He- seltine yanşa girdiği zaman da yoklamalar bu sonucu vermıştı. Eski Savunma Bakanı Michael Heselti- ne, halen Dışişleri Bakanı olan Douglas Hurd ve Maliye Bakanı John Major ara- sındaki 'kibar yans'da şimdilik Heseltine'ın önde gittiği, onu Major'un izlediği, en son- da da Hurd'un geldiği anlaşılıyor. Heselti- ne, Muhafazakâr Parti ve iktidar için 1990'larda en kapsamlı ve ayrıntılı ekono- mik ve sosyal siyaseti belirlemiş ve açıkla- mış durumda. Major, Thatcherizmin kamu vicdanını zedeleyen aşırılıklannı törpüleye- rek daha ılımh bir yaklaşım sergileme ça- basında. Hurd ise, Thatcherizmin ufak bir- kaç-rötuş ile yeniden seçmene sunulabile- ceği görüşunde. İçlerinde programı en be- lirsiz olan da o. Her üç aday da seçildikle- ri takdirde, diğer ikisine hükümette görev vermeyi 'zevk sayacaklannı' açıkladılar. Kelle vergisine rötuş Her üç aday da 1989'da önce lskoçya'- da, bu yıl nisan ayında da ülkenin geri ka- lan bölümunde yürürlüğe giren, ancak hal- kın üçte birinin hâlâ ödemediği anlaşılan 'kelle vergisi'nde gerekli düzenlemeyi yeni- den yapacaklarını vaat ettiler. Yine en ay- rıntılı öneriyi orta eğitim bütçesi ile ilişkili olarak Heseltine getirdi. Kamu harcama- lannı azaltmak gerekçesiyle orta eğitim büt- çesini genel bütçeden çıkartan Thatcher, so- rumluluğu yerel yönetimlere yıkmıştı. Ye- rel yönetim finansmanı ise büyük ölçüde kelle vergisi ile sağlanacaktı. Hasta, yata- lak, işsiz ve göcmen nüfusun yüksekliği ne- deniyle sosyal hizmet harcamaJarının faz- Ia olduğu yoksul yerel yönetimler mecbu- ren kelle vergisini yükseltmek zorunda kal- mıştı. Hem varlıklı ile yoksul aynı vergiyi ödeyecek hem de bu nedenle varlıklı yerel yönetimler eğitim harcamalaraıa daha fazla para ayırabilecekti. Bu ise yoksul yönetim- lerin bir anlamda cezalandırılması, fırsat eşitsizliğinin körüklenmesi demek oluyor- du. Halk, buna büyük tepki gösterdi. Thatcher, sadece Londra'da değil başka kentlerde de meydaıı savaşına dönüşen gös- teriler karşısında gelecek yıl biraz çark et- meye hazırlanıyordu ki iktidardan düştü. Şimdi yeni lider, bu antipatik vergide dü- zeltme yapacak. ise üçüncü sırada gözüküyor. Stanislavv Tyminski, hükümeti acunasızca eleştiren konuşmala- n ve sert çıkışlan ile popülari- tesini giderek arttınyor. Walesa, perşembe günü düzenlediği bir basın toplantısında, Tyminski1 nin kazanması durumunda "Po- lonya'yı terk edecegini" söyledi. Dayanışma'nın, Walesa'yı destekleyen kanadı "Merkez İttifakı" ile Mazowiecki yanlısı "Demokratik Eylem İçin Sivil trtifak" arasındaki mücadele, Polonyahlan, "iki sevgüi"den bi- rini seçmeye zorluyor. Olayların gelişimi Jaruzelski'den Mazowieckfye VARŞOVA (AA) — Polonya1 da devlet başkanlığı seçimlerinin yapılmasına imkân sağlayan bel- İibaşlı olaylar şöyle: 1989 12 Eylül — Ülkede 40 yüı aş- kın bir süre sonra ilk kez komü- nist olmayan bir hükümet ku- rulmasına ilişkin karar, parla- mentoda oybirliğiyle onaylandı. Hükümeti, Dayanışma Sendika- sı lideri Lech VValesa'nın yakın damşmanlanndan Tadeusz Ma- zoviecki kurdu. Dayanışma-Köylü Partisi- Demokratik Parti koalisyonuy- la oluşturulan hükümette sade- ce 4 komünist üye bulunuyor. 16 aralık — Yeni hükümet ekonomik programını açıkladı. Program, 1 ocaktan itibaren ül- kede sosyalist ekonominin, ke- mer sıkma politikası uygulana- rak pazar ekonomisine dönüştü- rülmesini öngörüyordu. 1990 27-2« ocak — Polonya Ko- münist Partisi'nin (POUP) 11. ve son kongresi düzeniendi. Par- ti kendisini feshetti ve Sosyal- Demokrat Parti'ye dönüştU. 6 mart — Kamu kuruluşlan özelleştirildi. 1-15 nisan — Parlamento, si- yasi polis örgütünü lağv etme ve sansürü ortadan kaldırma karan aldı. Eski KP yönetiminin gayri menkul mallannın hemen he- men tamamına hükümet el koy- du. 19-25 nisan — Dayanışma Sendikası'nın İkinci Ulusal Kongresi, Gdansk'ta toplandı. Kongrede 1991 yılının ilkbaha- 1 raıda devlet başkanlıgı seçimle- ri düzenlenmesi istendi. 24 haziran — Dayanışma bünyesmde, sendika lideri Lech Walesa ve Başbakan Tadeılsz Mazowiecki yanlılan bölünme- ye başladı. 17 eylül — Walesa, devlet baş- kanlığı seçimlerine adayhğını koydu. 19 eylül — Devlet Başkanı General Jaruzelski, parlamento- dan görev süresinin kısaltılma- sını istemeye karar verdi. 4 ekim — Mazowiecki, dev- let başkanlığına adayhğını koy- du. Türk aydııtı zor durumda 20. yuzyılm son çeyreğı bırçok şey gibi aydınların konumunu da değiştirmeye başladı Modern toplumlann aydınlara ıhtıyaç duymadığı hıpotezi Türkiye için de geçerii mı? Nokta'nın konuştuğu aydınlar, toplumun kendılerıne eskisı kadar ıhtiyaç duymadığı noktasında bırleşiyorlar. Eroin bağımlılığına son Bir Türk doktorunun geliştirdiği yöntem, eroin tedavısınde dünyaya umut veriyor, yeni bir çığır açıyor. Günlerce sûrup ölûme kadar varabılen krizlere son... Bağımlılıktan dört günde kurtulan yirmi yıllık eroinman ve diğerleri... Seciınsistemi degişiyor ANAP'ın yeni seçim sıstemi önerisı: Dar bökje seçim sistemi ve 550 milletvekihnden oluşan Meclis . SHP nm de karşı önerısi var, DSP'yle bırleşmeyi engelleyeceği eleştirilerıne hedef olan bir öneri... YILIN PROVOKASYONU GIZLIMIT BELGESI noKta• MİT antetli kağıda yazılan belgenin konusu: Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Bahriye Üçok ve Turan Dursun cinayetleri... Tarih: 19 Aralık 1989, yani cinayetler zincirinin ilk halkasından iki ay önce... Muhatap: Başbakanlık... İmza: MİT Müsteşarı Teoman Koman... İddia: Süleymancılar tarikatı Aksoy, Emeç, Üçokve Dursun'un öldürülmesine karar verdi...•Nokta, ele geçirdiği gizli belgeyi araştırdı. Sonuç:" Belge sahte olabilir mi, bu bir provokasyon mu" şüphesi..» Cinayetlerin sorumlusu Süleymancılar mı? • Belgenin altına, Süleymancılan Korkut Özal'ın desteklediği uyarısı niçin eklendi? • Eğer bu bir "provokasyon belgesi" ise altında kimin, hangi hesapları yatıyor? Kadın kadını seviıtce... Giderek artan sayıda kadın sadece erkeklerle sevişmeyı cinselliğın eksık kalması olarak algılıyor. Kadınlar nıçin hemcınslerıne yöneliyor? Bütün yönlenvle kadın kadına ilişki... YILIN PROVOKASYONU GIZLI MİT BELGESI • Bir "soydas" araştırması: Bulgaristan'dan gelenler umduklarım bulamadı. • Erdal İnönû: "Ecevit için istifa etmem ama... Seçimden önce birleşmeye hazırlarsa ön şartım yok." • TGrkiye'de flretilen kömürün maliyeti ithal kömürden çok fazla. Çözüm. ocakları kapatmakmı? • Fransa'daki liselilerin başkaldırısı eğitim sorunlarını ajt.. "Kara Kitap" üzerine... Orhan Pamuk Nokta ya konuştu: 'Krtabınız satıyorsa, bıı yuzden özür dılenmeyeceğini öğrendim." HAFTAUK HABER DERGİSİ DUNYADA BUGUN ALİSİRMEN Savaş ve Barış 16 kasım cuma günkü Cumhuriyet'te, genç ve değerli piya- nistimiz Sera Tokay'ın, '"Yiani Bir Sanatın Aşamasında 21. Yüzyıl" başlıklı bir yazısı yayımlandı. Yazıyı görmemiş olan tüm okurla- rıma, bu eski sayıyı bulup okumalarını salık veririm. Heraklit'in "Savaş her şeyin doğumevidir" sözleriyle başlayan bu özdeyi- şin içeriğini açıkladıktan sonra savaş barış diyalektiğine deği- nen ve "21. yüzyıl yeryüzünde barış bilincinin 'yeni bir sanat'ı oluşturacağı aşamaya açılmalı. Çağdaş insan buna hazır mı" tümcesiyle sona eren yazı birçok bakımdan düşündürücü. Barışın yanlılan, "banş özleminin insanlık kadar eski" oldu- ğunu söylerken sanırım yanılıyorlar. Gerçekte bugün algıladığı- mız anlamda barış, oldukça yeni ve çağdaş bir kavramdır. Geç- mişin barışları, güçlünün yengisinden sonra ya da savaşa bile gerek bırakmayacak tartışmasız üstünlüğünü karşı tarafa kabul ettirerek, kurallarını kendisinin koyduğu bir savaşmama haliydi. Birçok tarihçi ve düşünür geçmişin savaşlarının yine de düşün- celerin, görüşlerin kaynaşmasını birbirlerini etkilemelerini sağ- layan süreçler olarak görmüştü. İskender'in seferlerinin kosko- ca ve yepyenı bir uygaıiığa yol açiığını hemen her ülkenin okul- larında çocuklara okutmuyorlar mı? Öğrenciier hâlâ birçok ülkede tarihlerinin büyük yengileriyle övünecek biçimde yetiştirilmiyorlar mı? Gerçi ülkemizde egemen olan tutucu tarih bilinci geride kal- mış, artık geçmişi incelemek yalnızca birbirini izleyen savaşla- rın ayrıntılarına girmeyi aşmıştır. Ama yine de ulusların geçrnış savaşlardaki yengileriyle övün- meleri olgusunu tümüyle bir yana bırakamadı insanlık. Burada bir soruyla karşılaşıyoruz: "Acaba geçmişe bakarken eskinin bütün savaşlarını lanetleyip, barışçı bir tarih mi yazma- lıyız?" Sanırım böyie bir davranış hem istediğimiz sonuca ulaşma- mıza yaramaz hem de geçmişi yanlış algılamamıza yol açar. Bü- tün Avrupa'yı ele geçirmek tutkusuyla tutuşan Napolyon'un se- ferlerinin bu anakaraya ve sonra da tüm dünyaya hangı düşün- celerin yayılmasına da yol açtığını o zaman nasıl görebileceğiz ki? Galiba en lyısı geçmişe o günün koşullannı gözden uzaktut- madan eğilirken savaş-barış diyalektigini iyi görmemizdir. Her savaş kendi barışını, her barış kendi savaşını doğrurken insan- lık 20. yüzyıla geldi ve bu yüzyılda dürtyayı ailak bullak eden geç- mişte benzeri görülmemiş yıkıcılıkta iki büyük ve toptan savaşı da yaşadı. O iki büyük savaşın yıkıcılığı artık galibin koşullannı zorla ka- bul ettirmediği, evrensel ve insancıl ölçütlere dayalı barış dü- şüncesıni doğurdu. Doğrusu bu düşüncenin doğup gelişmesinde varılan tekno- lojik aşamanın da çok büyük katkısı oldu. Nükleer yıkım gücü- nün ortaya çıkması ise dürtyadaki savaş-barış diyalektiğinin de sonu demekti. Herkes gördü ki "Üçüncü Dünya Savaşı"nın ba- rışı olamayacaktı. Artık savaş-barış diyalektiği kalmamıştı. Barış düşüncesinın böyiesıne kök salması ve düzenleri ne olur- sa olsun tüm ülkelerde, sonunda yöneticileri de içeren yandaş- lar edınmesi işte bu gelişmenin sonucudur. Bu hafta Paris'te ımzalanan anlaşmalar, hiç kuşkunuz olma- sın ki sözü edilen dıyalektiğin sınırına gelinmiş olmasından da kaynaklanıyor büyük ölçüde. Kuşkusuz nereden kaynaklanırsa kaynaklansın sonuç sevin- diricidır. Ancak bu sevindirici yanı görürken işin düşündürücü yönünü de göz ardı etmeyelim Paris'te 34 ülkenin temsilcileri (Gözlemci Arnavutluk ile birlikte 35) bir araya gelip çok önemli belgeye ımza koyarlarken Körfez'e de yeni Amerıkan askerleri inmekteydiler ve bu savaşçılar, yakın olası bir savaşın mevzile- rini oluşturuyorlardı. Zıtlık, acaba Körfez'de yapılacak bir savaşın, nükleer yıkım gü- cünü kullanmayacak olmasından yani boyle bir çatışmanın kendi »banşını doğurma olasılığının kaybolmamış bulunmasından mı kaynaklanıyordu? Kuşkusuz bu olası savaşın yanları, oluşacak barışın kendi görüşlerıni egemen kılmasını düşünüyortar. Ama Ortadoğu çöllerinde böyfeblr çatışmanın hangi tötıumfaı're r ke- 1 ceğini, ne gibi gelışmelere yol açacağını bugünden kestirmek çok güçtür. Belki de Körfez savaşı, onun frtilini ateşleyen Saddam'ın da Bush'un da hiç istemedikleri, öngörmediklerı sonuçlar doğura- caktır. Ama doğacak sonuç ne olursa olsun bugünden görülen ger- çek şudur ki sağlanan tüm ilerlemelere, imzalanan tüm metin- lere karşın, safdışı edilmek istenen savaşın kendisi değil, büyük yıkım gücüyle savaş-barış diyalektiğinin ve dolayısıyla insanlı- ğın da sonunu getirecek olan nükleer çatışmadır. Bu durumda değerli müzikçimizin, "21. yüzyıl yeryüzüne ba- rış bilincinin yeni sanatı oluşturacak aşamaya açılmalı. Çağdaş ınsan buna hazır mı" sorusuna acaba nasıl olumlu yanıt vere- bileceğiz? Çağdaş insanın gerçekten barışa ulaşabilmesı için daha yü- rümesı gereken çok yol olduğunu söyleyenleri kötümser olarak mı niteleyeceğiz, yoksa gerçekçı olarak mı? DUYURU Be)ediyemiz, Fen İşleri Daire Başkarriığının gereksinimi olan aşağıda cins ve miktan yazılı 3 kalem makina 2886 sayılı Yasanın 51/P maddesine göre yurtiçi ve yurtdışından kredili ve kredisiz olarak satınalınacaktır. 1. Bu işle Igili kjarl ve teknik şartname Çankın Caddesi No: 57 Kat: 6 Dışkapı-ANKARA adresinde bulunan Ankara Büyükşehir Belediyesi Satınalma Daire Başkanlığında görülebilir ve aynı yerden 500.000- (Beşyüzbin) lira karşılığı temin edüebilir. Şartnameier dilekçe karşdığı verilecektir. 2. Ihale 15.1.1991 tarihinde saat 15.00'de Anafartalar Caddesi No: 10 Ulus-ANKARA adresinde Ankara Büyükşehir Belediyesi Encümen Salomında yapılacaktır. İhale 2886 sayılı Yasanın 51/P maddesine göre kapalı teklrf eksiltme usulü ile yapılacaktır. 3. Teklrf verecek olanfirmaJarteklrf ettikteri araçlann toplam bedelinin % 3'ü kadar geçici teminat vereceklerdir. 4. Kredili teklrf verecek olan firmalar kredi bilgi ve belgelerini teklifleriyie birlikte verecektir. 5. Yurtdışı firmalar doğrudan teklif verecekleri gibi Türkiye'de ki temsilcileri aracılığı ile de teklif verebirırler. 6. İsteklilerde aranılan belgeler idari ve teknik şartnamesinde detaylı olarak belirtilmiştir. 7. Jeklifler 15.1.1991 günü saat 14.00'e kadar Anafartalar Caddesi No: 10 Ulus adresindeki Ankara Büyükşehir Belediyesi Encümen Raportörlüğüne verilecektir. Tekliflerin posta ile gönderilmesi haJinde aynı gün ve saate kadar ulaşması gerekmektedir. Postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır. S.N. CİNS VE ÖZELLİĞİ MİKTARI Hıdrolik Kırıcı Delia Araç Asfalt Frezleme Makinası 1000 mm. Asfelt Frezleme Makinası 500 mm. 1 Adet 2Adet 2 Adet ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle