Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
^CUMHURİYET/16 25 KASIM 1990
Prensesin
resmi
fotoğrafı
Ingiltere
Kraliyet ailesi
üyeleri öyle her
istedikleri
zaman
istedikleri
kişiye fotoğraf
çektiremezler.
Diana'mn bu
fotoğrafı da
resmi cinsten.
Son olarak
saray
fotoğrafçısı
Patrick
Demarchellier
tarafından
çckilmiş.
(Fotoğraf:
Reuter)
Noel babalarm Noel hazırlıgı ^ ^
Bu arada profesyonel Noel babalara da iş diişer. Sadece mevsimlik, yortu için çalışan bu Noel
babalar işyerlerinde, evlerde duzenlenen partilerde gorev yapar, armagan dağıtır, insanları eğ-
lendirirler. Almanya'nın Hamburg kentindeki bu oğrenci - Noel babalar, İş Bulma Kurumu'na
hangi partide görevlendirileceklerini merak içinde bekliyorlar. (AFP)
Ferît Melen
anıldı
ANKARA (AA) — TBMM
Başkanı Kaya Erdem, eski baş-
bakanlardan Ferit Melea'in,
"Cumburiyet ve Atatürk llkete-
rine bağlı olarak örnek kişiliği-
ni Türk siyasi tarihine mal
ettiğini" söyledi. Ferit Melen
için Ankara'da düzenlenen an-
ma toplantısında konuşan
TBMM Başkanı Erdem, "Me-
len'i, ülkenıiz ve nıilletimiz ya-
ranna yaptıgı unntnlmaz hiz-
metleri ve onurtu kişfliği ile şök-
ran ve saygıyla anıyonnn" dedi.
Anma toplantısında, eski ba-
kanlardan Salih Yılmaz, Cafer
Tayyar Sadıklar, gazeteci Altan
Öymen, emekli general Musta-
fa Gökgöz ve Melen'in oğlu
Doç. Dr. Mitnat Melen de birer
konuşma yaptılar
KADINLARI.N GÖSTERİSİ — Filipinkr'in büyük kentle-
rinde kadın örgütleri hükümetin, gerülalara karşı "topyekün
savaş" karannı protesto eden ve kırsal alanlarda görevli bü-
riin jandarma biıiiklerinin lağvedilmesini isteyen gösteriler dü-
zenlediler. Maniia'daki bu gösteride 300 kadın "topyekun
savaş"ı simgeleyen cadı kuklasını yaktılar. (Fotoğraf: Reuter)
HABERLEREV DEVAM
Doğru Yol, 12 Eylül'le ANAP...
(Baştarafı 1. Sayfada)
masını yapmak...
Doğru Yol kongresinin dünkü havasının
bu bakış açısını doğruladığı söytenebilir. Ge-
rek Demirel'in, gerekse Divan Başkanlığı1
-
na seçilen Cindoruk'un yaptıklan anti-12 Ey-
lül ve anti-Özal içerikli konuşmalar, 12 Ey-
lül'ün henüz tarih olmadığını göstermiştir.
Nasıl tarih olur 12 Eylül?
Bu soruya tek bir yanıt verilebilir: Ne za-
man ki demokrasi tüm kural ve kurumlarıy-
la işlemeye başlar, işte o zaman 12 Eylül ta-
rihe gömülür.
12 Eylül, demok/asiye aykırı düzenleme-
leriyle Türkiye'ye bir dell gömleği giydirdi.
ANAP da bu giysiyi sahiplendi; ülkenin sır-
tından çıkarmak için yedi yıidır kılını bile kı-
pırdatmadı.
Bir askeri yönetimin yol açtığı siyasal çar-
pıklıklan düzeltmek şöyle dursun, onları da-
ha da çarpıklaştırdı ANAP iktidarı.
Bunun bir örneği cumhurbaşkanlığı ala-
mndadır. Sayın Özal, siyasal rejimi anaya-
sal yörüngesinden saptırarak "başkan
babalığa" özenmiştir.
DYP kongresinde dün bu konuda haklı
eleştiriler yapılmıştır.
Hüsamettin Cindoruk, "Sayın Özal, baş-
bakanlık koltuğunu da Çankaya 'ya götürdü.
Başbakan, Özal'ın mektupçusu haline gekti"
derken haksız sayılabilir mi?
DYP lideri Demirel, "Ülkede biri resmi hü-
kümet, diğeri de fiili hükümet olmak üzere iki
hükümet mevcut bulunuyor. Resmi hükümet
bakaniıkiardadır ve sadece bir gölge olarak
mevcut görünmektedir. Fiili hükümet bir em-
rivaki hükümettir ve Çankaya'dadır. Resmi
hükümet askıdadır ve yetkileri elinden alınmış
bir kumandalı alet niteliğindedir" derken, bir
gerçeği dile getirmiyor mu?
Kısacası:
Türk politika yaşamını çarpıklıklardan ann-
dırıp normal rayına oturtmanın yolu demok-
rasiden geçiyor.
Bu yoldaki ayak bağlarından biri de hiç
kuşkusuz yedi yıllık ANAP iktidandır.
Irak gibi devlet terörü istemediklerini söyleyen Kozakçıoğlu
</
Terör ve fikir suçu aynlmalı'
ANKARA (Cumburiyet Bö-
rosu) — Olağanüstü Hal Bölge
Valisi Hayri Kozakçıoğlu, terör
suçlanyla fikir suçlarının birbi-
rinden aynlmasını istedi. Kozak-
çıoğlu, "Türk ceza yasalannda
aynı kefeye konan bu suçlann
aynlması halinde, bölgedeki te-
rör olaylarına daha sağlıklı çö-
züm yollan bulabiliriz" dedi.
Güneydoğu'daki terör olaylann-
da ideolojik bir yön kalmadığı-
nı yineleyen Kozakçıoğlu, "Biz
bölgede Irak'ın yapnğı gibi dev-
let terörü yaratmak
istemiyoruz" diye konuştu.
Haftalık Tempo Dergisi'nin
terör konusundaki sorulannı ya-
ABD'nin 'askeri çözüm' kulisi
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — ABD, Birleş-
miş Miletler Güvenlik Konseyi-
ni dışişleri bakanlan düzeyinde
toplayarak Irak'a karşı güç kul-
lanımına "kapı açacak" kritik
kararı çıkartabihne çabasını
sürdürüyor. Amerikan yöneti-
minin hafta içinde Güvenlik
Konseyi'ne getirmek istediği ka-
rar, "gerektiginde askeri kuvvet
kullanımına yetki verecek" ni-
telikte bir üslupla yazılacak.
Tûrk diplomatlarına göre karar
onaylanırsa "başka bir karara
gerek kalmadan ABD'nin der-
hal güç kullanma yetkisi" ola-
cak. Diplomatik kulislerde sö-
zü edilen yeni karar "Irak, Gü-
venlik Konseyi kararlannı uygu-
lamadığı takdirde bu ülkeye as-
keri müdahale" yetkisi veren
ifadeleri içerecek.
Güvenlik Konseyi'nin önü-
müzdeki hafta içinde kararı gö-
rüşmek üzere dışişleri bakanla-
rı düzeyinde toplanacağı bildi-
riliyor. Sovyetler Birliği Dışişleri
Bakanı Eduard Şevardnadze ve
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker'ın hafta içinde New
Katliam iddiasıDış Haberier Servisi — Irak'-
m başkenti Bağdat'ta, kimliği
bilinmeyen bir grubun bir ilko-
kulu basarak 8 kız öğrenciyi bo-
ğazlarını keserek öldürdükleri
ve duvarlara kanlanyla tehdit-
ler yazdıklan iddia edildi. Bağ-
dat yönetimi bu iddialan yalan-
layarak kanla yazılan tehditle-
rin "kötü bir çocuk şakası
oldugunu" ileri sürdü.
AA haberine göre Bağdat'ta
bir ilkokulu basan kimliği meç-
hul kişilerin, 8 kız öğrenciyi bo-
ğazlannı keserek öldürdükleri
ve kanlanyla sınıf duvarlarına
tehditler yazdıklan bildirildi.^
Görgü tanıklan, bu hafta içe-
risinde meydana gelen olaydan
sonra okul koridorunda, "Ku-
veyt'teki çocuklann intikamı
için size ulaştık" yazılı bir not
bulunduğunu kaydettiler.
Irak'taki diğer okullann du-
varlannda da Kuveyt'in işgalin-
den sonra öldürülen çocuklann
intikamlannın alınacağmı bildi-
ren "Kara Palmiye Çetesi" im-
zalı tehdit yazılan bulunduğu
belırtiidi. Adının açıklanmasıru
istemeyen bir görgü tanığı,
"Halkın korktuğunu, çoğunun
çocuklannı artık okula
göndermediğifli" söyledi.
Irak yalanladı
Irak, hiçbir kız öğrencinin öl-
dürülmediğini ve okul duvarla-
nna kanla yazılan tehditlerin
kötü bir çocuk şakası oldugunu
söyleyerek bu konudaki haber-
leri yalanladı.
Bağdat Televizyonu'nda ya-
pılan açıklamada, duvardaki
kanın bir kuştan alınmış oldu-
ğu-ve tçişleri Bakanlığı'nın yap-
tığı araştırma sonucu duvarda-
ki yazılardan ve tehdit kâğıtia-
nndan başka bir suç girişimine
rastlanmadığı kaydedildi.
Televizyon, lOyaşındakiHa-
tem Nuri adındaki çocuğun bir
kuşu öldürerek karu ile duvara
yazı yazdığını kabul ettigini
bildirdi.
Bağdat televizyonu, yaşlan
10-16 arasmda değişen yaklaşık
20 çocuğu, tehdit yazılarından
sorumlu "Kala FJ" çetesinin
elemanlan olarak teşhir etti.
Yedekleri çağırıyor
Irak'ın Kuveyt'e göndereceği
yedek askerleri göreve çağırma-
ya başladığı bildirildi.
Bağdat Radyosu'nun verdiği
habere göre Savunma Bakanlı-
ğı 1958, 1959 ve 1960 doğumlu
yedeklerin gelecek salı günün-
den itibaren 9 gün içinde asker-
lik bürolarına başvurmaları ge-
rektiğini bildirdi.
Banş gösterileri
Ingiltere ve Almanya'da bin-
lerce kişinin, muhtemel bir Kör-
fez savaşına karşı olduklarını
göstermek için bir gösteri dü-
zenledikleri bildirildi.
Ingiltere'nin başkenti Lond-
ra'da düzenlenen gösteriye, po-
lis yetkililerinin bildirdiğine göre
5000, gösteriyi düzenleyenlerin
yaptıkları açıklamalara göre 15
bin kişi katıldı.
"Nükleer SOahlanmaya Karşı
Kampanya" adlı hareket ile sol
eğilimli bazı gruplann ortakla-
şa düzenledikleri gösteri sırasın-
da bir yürilyüş yapıldığı ve da-
ha sonra Hyde Park'ta toplanıl-
dığı kaydedildi.
öte yandan, Almanya'nın
Bonn kentinde de benzer bir
gösteri düzenlendiği bildirildi.
Bush, ülkesine döndti
Başkan Bush, Washington'a
dönüşünde yaptığı açıklamada
BM Güvenlik Konseyi'nden çok
yakmda Irak'a karşı askeri yap-
tınm karannın çıkacağına emin
oldugunu söyledi. Beyaz Saray
Sözcüsü Marlin Fitzvvater ise
önceki gecetasın mensuplarına
Başkan Bush'la Suriye Devlet
Başkanı Hafız Esad'ın Cenevre
1
de gerçekleştirdikleri görüşme-
de, Irak'ın Kuveyt'ten çekilme-
sini sağlama konusunda "uyum
içinde olduklarını" söyledi.
Suriye Radyosu da Bush-Esad
göriişmesinin "olumlu" geçtiği-
ni bildirdi. Cenevre zirvesi, ABD
ve Suriye liderleri arasında 13
yıldan bu yana gerçekleştirilen
ilk buluşma oldu.
York'a gelecekleri açıklandı.
Baker'ın çarşamba günü New
York'a gelip, cumaya kadar
kaJması bekleniyor. İngiltere
Dışişleri Bakanı Douglas Hurd'-
ün, Başbakan Thatcher'ın isti-
fası ve liderliğe adayhğını koy-
ması nedeniyle Güvenlik Konse-
yi toplantısına katılamayabile-
ceği belirtildi. Fransa Dışişleri
Bakanı Roland Dumas hafta
içinde "büyük olastlıkla" New
York'ta olacak. Fransa Dışişleri
Bakanhğı, ABD'nin "Bir karar
metni hazırladığını, Sovyetler'-
in metin üzerinde çalıştıklannı,
Fransa'nın ise bazı yeni fikiıie-
ri oldugunu" söyledi.
Güvenlik Konseyi'nin dışişle-
ri bakanlan düzeyinde toplan-
ması önerisi Sovyet Dışişleri Ba-
kanı Şevardnadze'den geldi. Pa-
ris'teki AGİK zirvesi sırasında
Şevardnadze, Güvenlik Konse-
yi üyelerinin dışişleri bakanlan
düzeyinde toplanarak konseynn
10 karannı gözden geçirmesini
önerdi. SSCB Dışişleri Bakanı
bu arada Amerikan yönetiminin
kuvvet kullanımı yolundaki ka-
rar önerisinin de görüşülmesini
istedi.
ABD Başkanı Bush'un Suri-
ye Devlet Başkanı Hafız Esat ile
görüşmesinden sonra Sovyet
BM daimi delegesi Yuli Voront-
sov gazetecilere Şevardnadze'-
nin önümüzdeki hafta yapılacak
Güvenlik Konseyi toplantılan-
na katılmak üzere New York'a
geleceğini açıkladı. Vorontsov,
Şevardnadze'nin katılacağı Gü-
venlik Konseyi görüşmelerinde
"Saddam'a son derece sert, cid-
di ve kesin uyan" içeren bir ka-
rarın onaylanmasını beklediği-
ni de sözlerine ekledi.
Çin'in (utumu
Geçen hafta Çin, ABD'yi bu
tür bir karar için "acele edilme-
mesi yöniinde" uyardı ve karar
metninin dağıtılması halinde
persembe gününe dek Çin'in ta-
vır belirlemeyeceğini bildirdi.
Bunun üzerine Şevardnadze cu-
ma günü Çin'e gidecek.
Türk smırına asker
(Baştarafı 1. Sayfada)
dı.BAB Asamblesi'nin 3-6 arahk
tarihlerinde Paris'te yapacağı
genel kurul toplantısında göriı-
şeceği bu rapor, Savunma Ko-
misyonu üyesi Hollandalı parla-
menter De Hoop Scheffer tara-
fından kaleme alındı. Rapor,
BAB Bakanlar Korlseyi'ne,
asamblenin Irak'ın Kuveyt'i iş-
gali hakkında bir dizi tavsiyede
bulunması için hazırlandı. Böl-
gede kuvvet bulunduran ülkele-
rin güçleri ve çeşitli askeri hare-
ketler hakkında bilgiler ise rapo-
run sonunda yer alan çeşitli
"ek"lerde sıralaruyor. Bu arada
raporda Irak birliklerinin duru-
mu ve ülkeye dağüışının 20 ekim
tarihi itibarıyla dökümü yapıl-
mış.
Bilindiği gibi Batı Avrupa
Birliği (BAB), Fransa, Almanya,
îtalya, İngiltere, Benelüks ülke-
leri, Ispanya ve Portekiz'in üye
olduğu bir savunma kuruluşu.
Batı Avrupa Birliği, Körfez kri-
zinde oldukça faal bir rol oynu-
yor. Bu rol, esas itibarıyla Kör-
fez'de bulunan NATO üyesi ül-
kelerin güçleri arasında eşgü-
düm sağlamak şeklinde özetle-
nebilir.
Öte yandan rapor, Irak kara
ordusunun 1 milyon kişiden
oluştuğunu bildiriyor. Bu güç
5.500 Sovyet ve Çin yapısı tank.
3000 parca top, 200 roketatar, 66
adet karadan karaya füze, 160
adet silahla donanmış helikop-
ter, 180 adet karadan havaya sa-
vunma sistemi ile donatılmış du-
rumda. Irak'ın hava kuvvetleri
800 uçaktan ibaret. Deniz gücü
ise yok denecek kadar önemsiz.
Bu 3000 parça topun, 700'ünün
Körfez bölgesinde bulunduğu,
a>ııı alana 470 bini Kuveyt'te ve
115 bini güney sınırında olmak
üzere 600 bine yakın asker yer-
Ieştirildiği haber verih'yor.
Bu bilgiler, BAB'a üye ulke-
lerin askeri kaynaklanndan edi-
nilmiş. 12-15 bin kişilik Cum-
hurbaşkanı Muhafız Kıtası'nın
çok iyi eğitilmiş bir personele sa-
hip olduğu, diğer birliklerin ise
"2. sınır' olduğu da kaydedili-
yor. 20 ekim iribanyla rapor,
Irak birliklerinin son durumu-
nu şöyle aktanyor: Kuveyt'te
yaklaşık 470 bin asker, Kuveyt-
Suudi Arabistan sınırında top-
lam 3700 tank (Irak tank parkı-
nın üçte ikisi) 2200 parça top ve
24 tümen. Bir Irak piyade tüme-
ni 13 bin kişiden oluşuyor. Ra-
pora göre Türk-Irak sınırı bo-
yunca zırhlı ve ağır topçu batar-
yalanna sahip 250 bin asker yı-
ğılı bulunuyor. Savunma Komis-
yonu raportörü, yakın geçmişte
bu gücün Iran sırurından kaydı-
rılan 2 piyade ve bir zırhlı tü-
menle takviye edildiğini de ha-
ber veriyor.
nıtlayan kozakçıoğlu, fikir suç-
lanyla ilgili hükumlerin demok-
ratik kurallara göre yeniden dü-
zenlenmesi gerektiğini söyledi.
Kozakçıoğlu, fikirlerin serbest-
çe söylenmesine, yazılmasına ve
yayılmasına karşı olmadıklannı
kaydetti.
Kozakçıoğlu, bölgedeki olay-
larda resmi açıklamalarla, söy-
lentiler arasındaki çelişki hatır-
latıldığında, "bu saptırmaiann
belli kaynaklardan organize
edildiğini" söyledi.
Bölgede gözaltı olaylannın
\ok ender" oldugunu, bunu as-
gariye indirmeye çalıştıklannı
söyleyen Kozakçıoğlu, sınır köy-
TALABANİ^DEN ÖZAUA UYARI
îçîşlerimîze kanşmayın'
Haber Merkezi — Kürdistan
Cephe liderlerinden Celal Tala-
bani, "Cumhurbaşkanı Özal,
içişlerimize karışamaz" dedi.
Özal'ın Japonya'da gazeteci-
lere, "Biz Kürdislan'm kurul-
masına müsaade etmeyiz" söz-
leri ile Rafsancani - Özal görüş-
mesi sonunda yayımlanan ortak
bildiride "Her iki laraf. Irak'-
ın toprak bütünlügünün korun-
ması hususunda göriış birliği
içindedir" denmesi uzerine mer-
kezi Stokholm'deki Kürt Haber
Ajansı'na (ANK) bir demeç ve-
ren Talabani, şunlan söyledi.
"Irak'ın içişleri, sorunları
Irak Arap ve Kürt halklarını il-
gilendirir. Ne Turgut Özal, ne
de başka bir Ortadoğu devlet
başkanının Irak'ın içişlerine ka-
nşmaya hakkı yoktur. Irak'ın
gelecegi ve kaderi ile ilgili tek
söz ve karar satıibi Irak Kürt ve
Arap baiklarıdır.
Lmanm ki Özal Irak'ın Ku-
veyt'i işgalinden gerekli dersi çı-
kararak Irak'ın içişlerine karış-
maktan vazgeçer. Turgiıt Ozal
TC'ye hizmet etmek istiyorsa,
kendi ülkesinin sonınlannı çöz-
meye, Türkiye'de demokrasiyi
tesise ve Kürt sorununu çözme-
ye çalışsın. Bunun yerine kalkıp
Irak'ın içişlerine müdahale et-
mesi ne Türk halkının, ne Türk-
iye'nin ne de Özal'ın yaran-
nadır".
Talabani, özal'ın böyle bir
demeç verme hakkını nereden
aldığını sorarken, "Türkiye dı-
şındaki bir gelişme ile ilgili 'mü-
saade ederim' veya 'musaade
etmem' deme hakkını Özal ne-
reden alıyor? Özal, TC Cum-
hurbaşkanı ise yetkilerini TC sı-
nırları içinde kuUanması daha
uygun olur. Özal, bunun lersi-
ni yaparsa, işgalci ve saldırgan
oldugunu kanıtlamış olur. Ay-
nca Özal'ın verdiği bu tür de-
meçler, BM prensipleri ile yeni
dünya düzenine de aykındır. Ne
yazık ki Özal, 70 yıl sonra dahi
çagdaş bir mantıkla değil, Os-
manlı mantığı ile konuşuyor"
diye konuştu.
Sosyalîst sözctiğü atdıyor
(Baştarafı 1. Sayfada)
daki ilişkileri yeniden düzenle-
meye çalışırken, önceki gün dü-
zenlediği bir basın toplantısın-
da da Sovyet cumhuriyetlerinin
referandum yapmadan birlikten
aynlmalarının "bir iç savaşa"
yol açabifeceğini söyledi. Bu du-
rumda "çok kan döküleceğini"
belirten Gorbaçov, bu gelişme-
leri önlemek için "tüm anayasal
yetkilerini kullanacağım" kay-
detti.
Tasan neler getirivor?
Sovyet lideri Mihail Gorba-
çov'un, ülkede uzun süredir sü-
regiden aynlıkçı hareketleri ön-
lemek ve ülkenin parçalanması-
nın önüne geçmek amacı ile ha-
zırladığı ve bir süredir Yüksek
Sovyet'te tartışılan yeni Birlik
Antlaşması'run tasan metni dün
Sovyet gazetelerinde yayımlan-
dı.
Aralık 1922'de imzalanan ve
SSCB'nin temellerini oluşturan
Birlik Antlaşmasf nın yerini ala-
cak olan yeni tasan, Ülkenin adı-
m değiştirerek "sosyalist" sözcü-
ğünü çıkartıyor. Tasan ile ülke-
nin yeni adının "Egemen Sovyet
Cumhuriyetleri Birliği" olması
öngörülüyor.
Tasan antlaşma bir önsöz ve
üç ana bölümden oluşuyor. Bu
bölümler, "Temel tlkeler", "Bir-
liğin Yapısı" ve "İktidar ve tda-
renin Organlan" olarak sırala-
nıyor.
Antlaşma tasansınm ilk mad-
desi, "Birlik üyesi olarak her
cumhuriyet, egemen bir devlet-
tir ve kendi toprakları üstünde,
devlet yetkilerinin tümüne sa-
hiptir" hükmünu getirfyor.
Antlaşma tasarısı, mülkiyetin
tüm biçimlerini garanti altına
alıyor ve "özel mülkiyef'e yakın
bir anlam içeren "yurttaş
mülkiyeti" kavramım getiriyor.
Tasan aynı zamanda, şimdi-
ki yönetim yapılanmasının ta-
mamını değiştiren düzenlemeler
de öneriyor. Buna göre:
• Başkan, tüm yüriitme ve
idari güçlerini elinde toplar, ka-
bineye başkanlık eder, birliği dış
ülkelerle olan temaslarda temsil
eder ve silahlı kuvvetlerin baş-
komutanıdır.
• Federasyon Konseyi, başka-
nın almtında bir istişari organ
olmaktan çıkanlıp, iç ve dış po-
litikalara ilişkin önerileri formii-
le eden, politika üretici bir or-
gan baline gelir.
• Hükümetin yerini kabine
alır.
• Başkan yarduncüığı görevi
oluşturiılur. Hem başkan, bem
de başkan vardımcısı, doğnıdan
halkoyuvla seçilir. Başkan ve
başkan yardımcısının seçimi ka-
zanabilmcleri için ülke genelin-
de ve cumhuriyetlerin çoğunda
çoğunlugu kazanmalan gerekir.
• Sovyet ve cumhuriyet >-asa-
larının anavasaya uygunluğunu
denetlemek için bir anayasa
mahkemesi oluşturulur. Bu
mankeme aynı zamanda, cum-
hariyetlerarası veya cumhuriyet-
ler ile birlik arasında doğabile-
cek sorunlan da çözer.
Mihail Gorbaçov, yetkilerinin
daha da arttırılması yolundaki
genel planının onaylandığı Yük-
sek Sovyet'in önceki gunkü top-
lantısından sonra bir basın top-
lantısı düzenleyerek, aynlıkçı
akımlar konusnnda uyanlarda
bulundu.
Gorbaçov, Sovyet cumhuri-
yetlerinin referandum yapma-
dan birlikten aynlmalannın bir
lerinde, sürgün değil, ekonomik
nedenlerle kaydırmalar yapıldı-
ğım hatırlattı. Bu güne kadar iki
köyde 20 dolayında mezranın
ekonomik nedenler ve güvenlik
gerekçesiyle boşaltıldığmı sözle-
rine ekledi.
"Devlet terörü
istemiyoruz"
Kozakçıoğlu, bir soru üzerine,
terör örgütlerinin bölgede "ucnz
ve az rizikolu" eylemlere giriş-
tiğini belirterek "Işin artık ide-
oloji yönü kalmadı. Bunu bili-
yoruz. Ancak hem insan hakla-
n olsun hem terörle mücadeie
edelim diyoruz. Onun için işi bi-
raz yavaş götürmek durumunda-
yu. Biz, bölgede devlet terörü
yaratmak istemiyoruz. Irak'ıa
yaptığını yapmak istemiyoruz"
dedi.
"Terör ve fıkir
suçlan aynlmalı"
Kozakçıoğlu, demokrasiye
inanç ve saygının gereği olarak
silahlı terör olaylanylafikirsuç-
lannın aynlmasından yana ol-
dugunu bildirdi. Aacaİc bu sa-
yede bölgedeki terör olaylanna
sağlıklı çözüm yollan bulabile-
ceklerini kaydeden Kozakçıoğlu,
şöyle dedi:
"Üzülerek söyleyebUirim ki
bizim bölgede bu iki olay birbi-
rine kanştınlıyor. Ben hiçbir
grevi ertelemedim. Kapalı salon
toplantısı iptal etmedim. Olağa-
nüstü Hal Ranunu'nun uygula-
masıyla TCK'nın uygulamasını
birbirinden ayırmak lazım. Av-
rupalı buradaki terörü fikir su-
çu sanıyor. Bölgedeki Fıkir olay-
İannı kucaklayaa aydın kesimin
de teröre aynı gozle bakması Ja-
zun. Fikire karş» değiliz, ama te-
röriste karşı devlet güçlerinin
küçük düşürülmesine, aşağılan-
masına karşıyız. Bu davranışlar
doğnı değil."
"iç savasa" yol acabileceğini
söyledi. Bu durumda "çok kan
döküleceğini" de belirten Gor-
baçov, bu gelişmeleri önlemek
için "tüm anayasal yetkilerini"
kullanacağım kaydetti.
Sovyetler Birliği'nin dağılması
durumunda bir "iç savaş" çıka-
bileceğini söyleyen SSCB lideri,
bunun da çok kan dökülmesine
yol acabileceğini belirtti. Gorba-
çov, bu gelişmeleri önlemek için
"tüm anayasal yetkilerini
kullanacııgıru" ifade etti.
AP'nin haberine göre, Sovyet
cumhuriyetlerinin özerkliğine
saygı duyduğunu belirten Mihail
Gorbaçov, "Eğer cumhuriyet li-
derlerinden herhangi biri ülti-
matom yoluyla davranmava ça-
lışırsa, durumu istikrarsızlaştı-
nrlar, daha da güçleştirirler ve
bir başkan olarak benim de sı-
nırlanm vardır" dedi.
EVET/HAYIR
OKI^YAKBAL
(Baştarafı 2. Sayfada)
lerce insanımız içinde Muammer Aksoy'lar, Bahriye Üçok1
lar kahpece ve vahşice şehit edilseler de CHP bütün ilke ve
umdeleriyle inanmış milyonlarca insanımızın, halkımızın kal-
binde yaşamaktadır.
Ne diyor Sayın İnönü? Tüm sosyal demokrattar birleşip
bütünleşip halkımızın çoktan hak edip de ulaşamadığı ikti-
dar olma yolunu sağlıklı, engelsiz aşalım' diyor. 'Neredeyse
her gün yapılır hale gelen zamlarla hayat pahalılığı canava-
rından inim inim inleyen halkımızı inletenlerden, soyguncu-
lardan, işgalcilerden kurtarahm şu yüce halkımızı' diyor.
İşte böylesine çağdaş düşünceli, Türk siyasi tarihinin de-
mokrasiye geçişimizi ilk sağlayan büyük devlet adamımızın
oğlu, tabanın da sesine uyarak size birleşme çağrısında bu-
lundu ise suç mu işlemiş oldu? Bunun çarpıklık ve ayak oyun-
ları neresinde ki yan ve yanlış yargılıyorsunuz?
Yoksa siz SHP'yi çoksesli yolcu otobüsüne benzetip 'Bu
otobüste yolculuk yapamam' mı diyorsunuz inatla... O za-
man demokrat değilsiniz, hele hele sosyal demokrat hiç de-
ğilsiniz. Büyük devlet adamı İsmet İnönü'nün 'Kırk yıl ara-
dım, şimdi buldum' dediği siz, İsmet Paşa okulunda altı okun
şemsiyesi altında yetiştiğini sandığımız, adını dağlara taşla-
ra "Karaoğlan" diye yazdığımız size birleşme çağrısı yaptı
ise suç mu işlemiş oldu Sayın Erdal İnönü?..
Son CHP kuruttayında —Ya o ya ben— diyerek genel baş-
kanlık koltuğunuzu kaptırmadınız, ama Sayın Demirel'e el ve-
rircesine hür milli iradeyi de sancılı doğan demokrasimizi de
12 Eylül darbecilerine boğdurarak Türk halkının özgürce ik-
tidar olma hakkını engellediniz.
Sayın Erdal İnönü, tabanın sesine uyarak yalnız size de-
ğil tüm sosyal demokratlara birleşme çağrısında bulundu. Bir-
leşme, bütünleşme çağrısını usanmadan sonuna dek sür-
dürecektir sanırım.
Sizi 'Karaoğlan' yapan altı okun yıllarca savunuculuğunu
yapmış insandınız. Ama görüyoruz ki şimdilerde altı oku kır-
maya başlamışsınıj. Çok yadırgadık.
Öldü dediğiniz veya öyle düşlediğiniz CHP, Atatürkcü dü-
şünce yaşadıkça yaşayacaktır, yaşamaktadır Kimsenin gü-
cü onu öldürmeye yetmeyecektir."
G Ö Z L E M UĞUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
Kontrgerılla bir örgütun değil; bir yöntemin adıdır. Bu yön-
tem "özel harp" olarak bilinir. Bu yöntemin adı, bu işkence-
li sorgular yüzünden zamanla örgüt adı olarak anılmaya
başlanmıştır.
Bu konuda ilk bakışta bilinmesi gerekenler bunlardır.
Bütün NATO ülkelerinde özel harp yöntemleri ile çalışan
özel askeri birimler vardır.
Bu askeri birliklerde çalışan subaylar, Panama'da ABD
Savunma Bakanhğı yönetimindeki "antigerilla okulu" ile Fe-
deral Almanya'da Münih kenti yakınlarındaki Oberammer-
gau, Badtölz ve Schongau kasabalarındaki öze\ birlikler-
de yetiştirilirler.
Bu birliklerde ayaklanmaya karşı koyma hareketi öğreti-
lir.
Amerikan ordusunda özel harp ile ilgili "talimnameier"
vardır. Bu talimnameier, Türkçe'ye çevrilmiştir ve Silahlı Kuv-
vetlerimizde de kullanılmaktadır.
Federal Almanya'daki Amerikan 20. özel KuvvetTne bağlı
birliklerde Türk subayları da eğitim görürler.
Bu okullarda Amerikah subaylar yanında Vietnamlı ve Yu-
goslav öğretmenler de görev yaparlar!
Bu okullarda Afganlı subaylar da eğitim görürler.
Federal Almanya'daki bu komando ve paraşüt okullann-
da Türkiye'de görev yapmış ve çok güzel Türkçe konuşan
"banş gönüllüleri"ne de rastlanır.
Bu okullarda eğitim gören "hareket müfrezeleri" on birer
kişiden oluşur ve "A müfrezesi", "B müfrezesi" ve "C
müfrezesi" olmak üzere üç ana bölüme ayrılır.
Bu rnüfrezelerde istihbarat, hareket, tahrip ve sabotaj, sıh-
hiye ve hafif silah gibi iş bölümü yapılır. 3 A müfrezesinin
birleşmesinden B müfrezesi, 3 B müfrezesinin birleşme-
sinden de "C müfrezesi" oluşur.
Bu müfrezelerin "teşkil" ve "teçhizi" çok önemlidir. Bu
birlikler bir komünıst saldırısı karşısında direniş örgütleri ku-
racak ve bunlara silah sağlayacaklardır. Silahlar, önceden
belirlenen yerlere gömülür.
Afganistan'daki Sovyet işgaline karşı direnen "mücahitier"
ABD tarafından bu özel harp yöntemleriyle desteklenmek-
tedirler.
2. Dünya Savayi'nda Nazi işgaline karşı Tito'nun önder-
liğinde direnen Yugoslav "Partizanlar" ve Fransız direniş-
çileri de aynı yöntemleri kullanmışlardır.
Özel harp, hemen hemen her ülkede geliştirilen ve ge-
rekli olan bir yöntemdir. Türkiye'de ulusal savunma ve gü-
venlik amacıyla kurulan Özel Harp Dairesi'ne kimse karşı
olamaz.
Olmamalıdır da...
Sorun, Özel Harp Dairesi ve MİT görevlilerinin hiçbir ya-
sal yetkileri olmadığı halde 12 Mart döneminde sorgu tim-
leri olarak görev yapmış olmalanndan kaynaklanmaktadır.
İkinci sorun, Özel Hanp Dairesi görevlilerinin terör eylem-
lerinde yer alıp almadıklarıdır.
Bu konuda herhangi bir somut bilgi ve belgenin varlığın-
dan söz edilemez. Ancak bazı terör eylemlerinde kullanı-
lan bomba ve silahların ordu malı olmaları ve ısrarlı yayın-
lara karşın bu konulann soruşturulmaması ister istemez kuş-
ku doğurmuştur.
Bir başka tartışma ve kuşku konusu da Özel Harp Dai-
resi'nde görev yapan subayların bazı sivil örgütlerle ilişki
kurup kurmadıklandır. Eski başbakanlardan Ecevit'in bir kor-
generale dayanarak aktardığı bilgi, bu konularda kuşkula-
nn ana kaynağı olmustur.
Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayımlanan Davit Ga-
lula'nın "Ayaklanmalan Bastırma Harekâtı" adlı kitaptaki şu
bölüm, bu kuşkuları doğrulayıcı niteliktedir:
— Ayaklanmalan bastırmakla görevli olan kuvvetlerin bu
liderleri bulduğu gibi bunlar da halk arasında muharip kim-
seleri bulmalıdırlar. Bulunacak muharip kimseleri bir arada
tutabilmek için bu liderierin yardıma, desteğe ve bir siyasi
partinin rehberliğine ihtiyaçlan vardır. (s. 111)
Ne demektir bu? Bir siyasal parti ile bu anlamda işbirliği
yapılmışsa hangi partiydi bu?
Böyle bir parti ve kuruluşlarla ilişki kurulmuş muydu?
12 Mart sıkıyönetim mahkemelerinde gerekçeli kararlar-
da, "Ûlkücülerin devletin emniyet kuvvetlerine yardımcı
oldukları" yazılmıştır. Bu da bir başka kuşku kaynağıydı.
Alın size bir örnek:
— ...Ülkücüler, bunlann karşısında gayeterinin tahakkuku-
na mani olmaya çalışmaktadırlar. Yurt sathında taraftar top-
lamak, anarşik eylem yaratmak için vaki fiil ve eylemlere karşı
çıkan emniyet kuvvetlerinin yanında bulunan, çatışan ve çar-
pışan yine ülkücülerdir. (Ank. Sıkıyönetim Kom. 1 Nolu Mah-
keme 23.12.1972 gün ve 1972/89 esas 1972/126 sayılı karar.)
Bu kuşkular, Özel Harp Dairesi eski başkanlarından Tüm-
general Cihat Akyol'un şu satırlanndan sonra büsbütün art-
mıştı:
— Halkı mukavemetçilerden ayırmak için sanki ayaklan-
ma kuvvetleri yapıyormuş gibi müdahale kuvvetlerince zul-
me kadar varan haksız muamele örnekleri tavsiye edilir.
(Gayrinizami Kuvvetlere Karşı Harekât-Mart 1971 Silahlı Kuv-
vetler dergisi eki.)
Akyol, bu görüşünü yeni yayımlanan "Kontrgerilla" adlı
kitabında de yineliyor. (s. 239)
Bu "sahte operasyonlar" önerisı ne anlamlara gelmek-
tedir? Daha da önemlisi, bu "sahte operasyonlar" nereler-
de ve nasıl uygulanmıştır?
En duyarlı konu işte budur!
"Gladyo" örgütü önce İtalya'da ortaya çıkarıjdı. Başka NA-
TO ülkelerinde de bu örgütlerin varlığı da tek tek kabul edi-
liyor.
Bu gelişmelerden ve aşamalardan sonra Türkiye'de de
bu konularda aydınlık, saydamlık ve açıklık gerekiyor.
Bu konulann konuşulacağı yer de TBMM'dir. Tabii ege-
menlik kayıtsız koşulsuz ulusunsa!
ŞİRİNYER HtPODROMU'NDAN
TAHMİNLER
1. KOŞU: F: Ege 1 (1), P:
Milyonerburhan (2), S: Tatlıca-
dı (4).
2. KOŞU: F: Golden Flower
(2), P: Korhanbey (1), S: Gol-
den Egg (4).
3. KOŞU: F: Çargâh (3), P:
Atılgan (4), PP: Hanımkız (2),
S: Azimlikız (7).
4. KOŞU: F: Bircan (3), P:
VVind Mill (4), PP: Hanağası
(5), S: Balkızım (7).
5. KOŞU: F: Patron (5), P:
Bey (1), PP: Melikehan (4), S:
Muratşah (2).
6. KOŞU: F: Gültonın (5), P:
Mermi (11), P: Sipahi (2), P:
Turbatur (1), S: Burak 12 (6).
7. KOŞU: F: Müge 5 (3), P:
Mertergüzeli (1), P: Nazıma (2),
S: Ergenekon (5).