06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 KASIM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Ermenistan'ınyeni hükümetinin ticari ilişki kurma girişimleriABD'deki lobiyi kızdırdı Erınenilerin arasıııa 'Türkiye' gîrdiA B D ' d e yayimlanan t ü m Ermenİ gazeteleri, ekim başindaki A B D nokta, Ankara'nın Ermenistan'ın bu inisiya- ekonomik ilişkiler sayesinde Ermenistan üze- de, ABD'deki Ermeni kurumlan, gerek var- • . • _ _ j _ rr_.._ _1_ ' *1_ " 1 " 1 " 1 * 11 j." 1_ • _ ^ _ ı • ^ • • t i f î n î "LrAnrti cifVriıclortıte hl7vnot f>«İ«*r hirimrfo rîrn-l*»L-i AtL'îcînı nrrt^MkilanAAi' O,. ™^.- .••.„*„ ı.ı. ı ı_ •_ • ı J _ _ i>_ i_ _ ı ı . . . AKKUlVTa ınıza • VtYANA (AA) — Avrupa'da Konvansiyonel Kuvvet lndirimi Göruşmelerine (AKKUM) ilişkin anlaşmamn, 19 kasımda Paris'te başlayacak Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Konferansı (AGÎK) doruğundan hemen önce imzalanacağı bildirildi. Viyana'da AGlK doruğunun gündemini hazırlayan komiteye yakın kaynaklardan alınan bilgilere göre, AKKUM anlaşması, NATO ve Varşova Paktı'na üye 22 Oyenin devlet ya da hükUmet başkanlan tarafından imzalanacak. SSCB'de ntikleer sorıın • MOSKOVA (AA) — SSCB'nin, yaklaşık bir yülık aradan sonra geçen hafta, Kuzey Kutup Dairesi içindeki Novaya Zemlya Adası'nda yaptığı askeri amaçb yeraltı nükleer denemenin yankılan uluslararası platformda olduğundan daha çok SSCB'de tepkilere yol açtı. SSCB Parlamentosu Yüksek Sovyet'i dün konuya ilişkin olarak benimsediği karar tasansında, nükleer denemelerin sorumlusu olan SSCB Bakanlar Kuıulu, Parlamentonun Ulusal Güvenlik ve Savunma Komitesi dahil hiçbir ilgili organı, denemeden önceden haberdar etmediği için sert biçimde eleştirilirken, hükümetin 1991 yılı için nükleer programını önceden hazırlayarak parlamentoya sunmakla görevlendirildi. Arap Birliği Mısır'da • Dtş Haberter Serrisi — Arap Birliği'nin merkezi, 11 yıl aradan sonra yeniden Mısır'a taşındı. Birüğin Lübnanlı Genel Sekreteri Esad El-Esad, dün Mısır'ın başkenti Kahire'ye giderek yeni merkezde görevine başladı. 1979 yılında birliğin diğer üyeleriyle anlaşmazhğa düşen Mısır, örgütten ayrümış, örgütün merkezi de Tunus'a taşınmıştı. Mısır'ın uzun bir aradan sonra örgüte geri dönmesinin üzerine geçen eylül ayında yapılan biı Arap Birliği toplantısında, merkezin yeniden Kahire'ye taşınması konusunda karar ahnmıştı. Yunanistarîda QA faaliyetleri • ATİNA (AA) — Italya Hıristiyan Demokrat Partisi lideri Giulio Andreotti'nin ülkesinde büyük tartışmalara yol açan CİA'nın "Gladio" isimli planımn 1955 yüından beri Yunanistan'da da uygulandığı ortaya çıkü. Risospasüs ve Ta Nea gazetelerinin ortaya çıkardığı "Gladio" planımn varhğını, iktidar ve muhalefet de doğruladı. • MANAGUA (AA) — Nikaragua'nın eski Devlet Başkanı Daniel Ortega, Avrupa komünizminin çökmesine rağmen, liderlerin dogmalara takılmamalan halinde, Latifı Amerika'da devrimin halen mümkün olduğunu söyledi. Ortega, kendisiyle yapılan bir görüşmede, adaJetsizliğin ve yoksulluğun bölgenin temel sorunlan ve devrim için ateşleyici unsurlan olduğunu kaydetti. Basın tekeline tasfiye • VARŞOVA (AA) — Polonya hükümetinin, Komünist Partisi'nin önde gelen para kaynaklarından biri olan eski komünist basın tekelini tasfiye eden bir planı onayladığı bildirildi. Polonya Haber Ajansı, önceki gün verdiği haberde, önceki gece onaylanan planın, 119 gazete ve basımevinin müzayede ile satılmasuu ve 69 yaymın ise gazetecilikle ilgili kooperatiflere verilmesinin hükme bağladığını duyurdu. ziyareti sırasında Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek istediğini açıklayan Ermenistan Başkanı Petrosyan'a ateş püskürüyor. UFUK GÜLDEMtR WASHINGTON — Türkiye'yi Batı ve Or- tadoğu'ya açılan ticaret kapısı olarak gören, dolayısıyla da ikili ilişkileri geliştirmek iste- yen Ermenistan'ın yeni hükümeti ile, buna karşı çıkan Amerika'daki Ermeni lobisi ara- smda ciddi bir gerginlik ortaya çıktı. Başta Taşnak Partisi çizgisindekiler olmak üzere ABD'de yayimlanan tüm Ermeni gaze- teleri, ekim b.aşındaki ABD ziyareti sırasında Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek istediğini açıklayan Ermenistan Yüksek Sovyet Başka- nı Levon 1er Petrosy»n'a ateş püskürüyor. tifıni "kendi görüşlerine hizmet eder biçimde rindeki etkisini arttırabileceği. Bu görüşte sömiirebileceği" iddiası. Deniyor ki "Ankara olanlar Ermenistan'ın ekonomik kaynaklar Ermenistan'ın bu yaklaşımını, Ermeni soykı- bakımıadan Türkiye ile boy ölçüşemeyecek rımına ilişkin iddialann gerçek olmadığının durumda olduğunu, bu yüzden de kısa süre- kanıtı olarak sunacakür." de Turkiye'ye bağımhlık oluşacağını kaydedi- 3) Bir başka noktayı ise dünya kamuoyu- yorlar. Bu bağımlılığın da ilerde Türkiye'nin nun Ermenistan'ın bu inisiyatifini yanlış al- Ermenistan'ı "yutmasına mazaret oluştura- gılayabileceği iddiası oluşturuyor. örneğin bilecegini" iddia ediyorlar. ABD'de yayimlanan Asbarez gazetesinin baş makalesinde, "Törk hükümetinin en büyük Görüldüğü gibi Amerika'daki Ermeni lobi- muhalifieri, ekonomik ilişkiler geliştirmek uğ- s in de Türkiye sanki her an Ermenistan'ı or- geliştirilirken tarihi taleplerden taviz verme- nına geleneksel tutumlarından taviz verirse, tadan kaldırmak istiyormuş gibi Türk makam- mezlik edilemeyeceğini Ueri sürüyor ve Petros- o zaman uluslararası kamuyonun Turkiye'ye larınca "hayali" olarak nitelenen bir düşünce yan'ı, bunu fark edemeyecek kadar "acemi" söyleyecek bir şeyi kalmayacakür" görüşü OT- var. Bu iki nedenden kaynaklanıyor: Birinci- taya atıhyor. si, Amerika'nın sağladığı özgürlük ortamı Er- 4) llişkilerin normalleşmesine karşı çıkan- meni aktivistlerin dünya koşullarından soyut lann savunduğu dördüncü nokta, Türkiye'nin' bir fanus içinde yeşermesini sağlıyor. tkincisi HîNDÎSTAN Türkiye ile üişkilerin normalleştirilmesine karşı çıkanlar şu tezleri ileri sürüyor: 1) Petrosyan ABD'deki konuşmalannda, ta- rihi Ermeni iddialarından taviz vermeden Türkiye ile ekonomik ilişkileri geliştirmenin mümkün olduğunu söylemişti. Türkiye ile iliş- kilerin normalleştirilmesine karşı çıkan Ame- rika'daki Ermeni lobisi ise ekonomik ilişkiler olmakla suçluyor. 2) Türkiye ile Üişkilerin normalleştirilme- sine karşı çıkanlann üzerinde durduğu ikinci lık nedenlerini gerekse de gelir kaynaklannı soykınm iddialanna borçlu olduğu için bu id- dianın zayıflamasıyla uç verecek hiçbir adı- ma tahammül edemiyor. Çünkü aralanndaki gorüş ayrılıklannı bir tek soykınm iddiası gi- deriyor. Bu bakımdan her ne kadar Ermenis- tan Türkiye ile yeni bir ilişki duzlemine girse de özellikle Amerika'da yaşayan Ermenilerin radikal tutumlannm sürebileceğine dikkat çe- kiliyor. Bu da Ermeni davasında Amerika'nın ne kadar özel bir yeri olduğunu gösteriyor. Hatırlanırsa, lo^OMerde Türk diplomatlanna ilk silahlı saldırı Amerikan toprağı üzerine gerçekleştikten sonra dünyaya yayılmıştı. Bu farklı rol, şimdi de Türkiye Ermenistan iliş- kilerinin normalleşmesi surecini etkileyerek gücünü hissettiriyor. ALMANYA PANtK — HindisUo'da dinsel çatışmalar can almaya devam ediyor. Hint polisi de göstericilere çok sert mudahale ediyor. (Fotoğraf: Reuter) Tapınak savaşı' ölüm saçıyor.a*. Hindistan'm kutsal Ayodya eyaletinde Hindularla Müslümanlar çatıştı. ölenlerin sayısmın 6O'ı aştığı bildirildi. Müslümanlar için kutsal olan camiyi yıkıp yerine Hindu tapmağı inşa etmek isteyen Hindular camiye girmeyi başardı. Dış Haberter Servisi — Hindistan'm başkenti Yeni Delhi'nin 600 km doğu- sunda bulunan Ayodya kentinde dün Hindular ve Müslümanlar arasında çı- kan olaylarda 60'ı aşkın kişinin öldü- ğü bildirildi. Müslümanlar için kutsal olan caminin yıkıhp yerine Hindu ta- pmağı yapılması tartışmasından kay- naklanan olaylar sırasında Hinduların camiye girmeyi başardıkları, minarele- rin kınldığı, ancak güvenlik güçleri ta- rafından dışan çıkarıldıklan belirtildi. 20 bin kişinin yaşadığı, 5780 Hindu tapınağının bulunduğu Ayodya kentin- de dün Hindularla Müslümanlar birbi- rine girdi. Radikal Hindu organizasyon- ları tarafından saptanan ve 1528 yüın- dan bu yana kentte bulunan Müslü- manlar için kutsal olan bİT caminin yı- kılmasının öngörüldüğü 30 ekim günü başlayan olaylarda 60'tan fazla kişinin öldüğü bildirildi. Polisin cami çevresi- ni kuşattığı ve Hindu göstericilere ateş açüğı haber verildî. Polisin tüm engellemelerine rağmen Reuter'in haberinde 700 Hindunun ca- miye girmeyi başardığı, 50 kişilik ayn bir Hindu grubunun ise caminin üç mi- naresine çıkarak yıkmaya başladığı, saf- ran rengi bayrakların da caminin tepe- sine dikildiği belirtüiyor. Hinduların da- ha sonra polis tarafından camiden dı- şanya çıkarıldıklan da kaydediliyor. Hindu göstericilerin Ayodya'ya gir- melerini engellemek amacıyla 250 bin güvenlik görevlisüıin Uttar Pradeş eya- letine yerleştirildiği belirtildi. Bu arada Hinduların, sokağa çıkma yasağına uy- mayarak göstericileri desteklemek için sokaklara döküldüğü bildirildi. Hindu- ların camiye girdikleri hdberinin gelmesi üzerine Hindular arasında şeker dağı- tılarak kutlama eğlenceleri başlatıldığı da kaydedildi. Olaylar sırasında pek çok kişinin tu- tuklandığı, tutuklananlar arasında Bha- rajita Janata Partisi (BJP) liderlerinin de bulunduğu haber verildi. Ajodya kenti ile Uttar Pradeş eyale- tinde Hindular ile Müslümanlar arasın- da çıkacak olası bir din savaşından bü- yük korku duyulduğuna, gerginliğin 750 milyon Hindunun yaşadığı Hindis- tan tarihinde ilk defa bu kadar asın bo- yuta ulaştığına dikkat çekiliyor. Der Spiegel dergisinin haberine göre 100 milyon kişinin yaşadığı bu bölgede bir haftadan beri olağanüstü durum yaşa- nıyor. Trenler bu eyaletten durmadan geçiyor. Eyaletin tek dışarı bağlantısı- nı sağlayan otoyol girişi tahta barikat- larla kapandı, komşu eyaletlere ulaşım durdu, okullar tatil edildi, kışla ve ha- pishane olarak kullanılmaya başladı. Ülkenin tüm bölgelerinden yüzbinler- ce asker yardıma çağrıldı. Mekke'deki Kâbe Müslümanlar için ne kadar önem taşıyorsa, Hindular için de Ayodya'daki Rama Tapmağı o kadar önernli. Hindularuı binlerce tannsı için- de Rama en büyüğü sayılıyor. Ayodya da Rama'nın doğum yeri olduğu için büyük önem taşıyor. Rama'nın Müslü- manlar için kutsal olan caminin bulun- duğu yerde doğduğu ileri sürülüyor ve bu nedenle caminin yıkıhp yerine Ra- ma tapınağının inşa edilmesi isteruyor. Nüfusunun yüzde 80'ini Hinduların oluşturduğu Ayodya, Hindular için kut- sal yedi şehirden biri sayıhyor. Kutsal tapınağın inşasına başlamak için 30 ekim günü, astrologların tavsi- yesine göre de en uygun saat olarak 9.44 beürlenmiş. Hindistan yönetimi, kanlı çatışmalara yol açacağını ileri sürerek Rama Tapmağı'nın inşasını yasaklamış- tı. Geçen hafta gerginliği azaltmak ama- cıyla BJP lideri Lal Krişna Adwani Bi- har'da tutuklanmıştı. Bunun üzerine parti bir günlük grev çağrısında bulun- muş, geçen çarşamba günü dükkânlar kapalı kalmış, Hindistan Havayollan da seferlerini durdurmuştu. Bundan yaklaşık 10 ay önce başlayan tapınak krizi nedeniyle çıkan olaylarda resmi rakamlara göre 42, diğer verilere göre 300 kişi öldü. Komünistlerin ve BJP'lilerin desteği ile azınlık hükümeti kuran Başbakan Vişvanath Presad Singh, salı günü olayların artması üze- rine istifasıru istemiş, ancak bu kabul edilmemişti. DE CUELLAR'IN KIBRISRAPORU EKTELENDÎ Ankarada Kıbrıs içinyoğun trafîkANKARA (Cumhuriyet Büroso) — Rum yönetiminin Avrupa Topluluğu- na (AT) yaptığı tam üyelik başvurusu- nun toplumlararası görüşmeler açısın- dan yarattığı engelin kaldırılmasında Türkiye'nin büyük rol biçtiği raporun açıklanması ertelendi. Birleşmiş Millet- ler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'in kaleme aldığı raporun dün açıklanma- sı beklenirken son anda alınan bu erte- leme kararı, Ankara'da yoğun biçimde devam eden Kıbrıs görüşmelerinin öne- mini arttırdı. Dışişleri Bakanlığı yetki- Uleri, ertelemede, De Cuellar'in özel temsilcisi Oscar Camillion'un Türkiye ve Kıbns'taki temaslannın büyük rol oynadığını belirtiyorlar. öte yandan ABD'nin Kıbns özel koordinatörü Nel- son Ledsky, Atina ve Lefkoşa'da yaptı- ğı temaslann sonuçlannı aktarmak üze- re kendi isteğiyle bir hafta sonra yeni- den Ankara'ya geldi. ATnin Rum başvurusunu normal prosedüre uygun biçimde incelemeye al- ması sonrasında tam bir tıkaruklık nok- tasına gelen Kıbrıs sorununda ilerleme sağlanmasına yönelik temaslar Anka- ra'da yüklü bir trafik yarattı. Büyükel- çi Ledsky'nin de dün bu trafiğe katıl- ması "ABD'Ii büyukelçi mekik diplo- masisine mi başladı" sorusunu gunde- me getirdi. Ledsky bir hafta önce An- kara'daki yetkililere Kıbrıs'ta güven art- tırıcı önlemler konusunda gorüşlerini sormuş ve hiçbiı yeni öneri getirmeden Türkiye'den ayrılrruştı. Dışişleri Bakan- lığı yetkilileri Ledsky'nin yeniden An- kara'ya gelmesinin tümuyle Atina ve Lefkoşa'daki görüşmelerinin sonuçlan- nı arttırmak amacma dayandığım ve herhangi bir arabuluculuk mekanizma- sının söz konusu olmadığını vurgulu- yorlar. Bakanlık sözcüsü Murat Sungar da haftalık basın toplantısında bu ko- nuda bir soruyu yanıtlarken Kıbrıs ko- nusunda ABD'nin Türkiye üzerinde baskısının soz konusu olmadığını belirt- tıncı önlemler diye adlandınlabilecek oiumlu adımlar ise karşı taraftan gel- diği zaman desteklenecektir. Topluluğa tam üyelik başvurusu gibi sorunun çö- zümünü olanaksız kılan bir girişimden sonra, Türk tarafının hiçbir şey olma- mış gibi iyi niyet gösterilerinde bulun- ması beklenemez" dediler. Otejandan, Perez de Cuellar'ın Kıb- rıs özel temcisi Oscar Camillion ile si- \-asi işler danışmanı Gustave Feissel dun BM Geneî Sekreteri Perez de Cuellar, Kıbns Rum Yönetiminin AT başvurusuna somut bir tepki içereceği umulan Kıbns raporunu erteledi. Dün açıklanması beklenen raporun ertelenmesinde Genel Sekreter'in özel temsilcisi Camillion'un Ankara ve Kıbns'taki temasian roî oynadı. ABD'nin Kıbrıs Özel temsilcisi Nelson Ledsky de dün Ankara'ya geldi. ti ve "mekik diplomasisi" benzetmesı- nin yersizliğini dile getirdi. KKTC Baş- bakanı Derviş Eroğlu'nun, temasların- dan rahatsızhk duyulduğunu bizzat ifa- de ettiği Ledsky'nin başkentte yarattığı izlenim, daha çok "ısrar gösterisi" ola- rak ifade edüiyor. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, ABD'nin, toplumlararası gö- rüşmelerin yeniden başlatılması konu- sunda taraflara etki yapmaya çalıştığı- nı doğrulayarak, "Ancak biz VVashing- ton'a bu konuda KKTC üzerinde baskı yapmayacagıımzı bildirdik. Güven art- Dışişleri Bakanı Kurtcebe Alptemoçin tarafından kabul edildi. Genel Sekre- ter'in raporundaki son rötuşları buyük ölçüde etkileceği tahmin edilen bu gö- rüşmede, Alptemoçin'in, Kıbns Rum başvurusunun BM kararlanyla oluştur- duğu açık çelişkinin De Cuellar tarafın- dan kayıtlara geçirilmesi gereğini vur- guladığı öğrenildi. Bu konuda bir soru- yu yanıtlayan Dışişleri Bakanlığı sözcü- sü Murat Sungar da Ankara'nın söz ko- nusu rapora verdiği önemi doğrulaya- rak "Rum müracaatının yarattığı enge- lin nasıl kaldınlacağı Genel Sekreterlige düşen görevdir" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Yuna- nistan'la 1988 yılında Davos'ta başlatı- lan diyaloğun yakınlaşma sağladığını söyledi. Cumhuriyet Ege Burosu'nun bildirdiği habere gore Cumhurbaşkanı Özal, dün, Abdi Ipekçi Barış ve Dost- luk Ödülu kurucusu Andreas Polita- kis'e, Ege Üniversitesi'nce, 'onursal doktoriuk' sanı verilmesi nedeniyle du- zenlenen törende yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununun çozumu için adada- ki iki halkın bugünku siyasal çatışma ortamından çıkmalan gereğine değindi. Ozal şunları söyledi: "Yunanistan ile aramızda banşçı yol- lardan çözülmesi gereken sorunlann ol- dugu hususu mechul değildir. Bu sorun- lar miizakereler yoluyla çozulecektir. Açık, sabırlı ve iyi niyetli vaklaşım için- de\iz. tki ulke arasındaki işbirliğinin arttınlması, sorunlann çözümüne kat- kıda bulunacaktır. Bu noktada mevcut sonınlara yenilerinin eklenmesinden iti- na ile kaçınmak büyük önem taşıyor. tlişkilerimizi degerlendirirken çevremiz- deki gelişmeleri gozardı edemeyiz. Kıb- ns sorununun çozumu için adadaki iki halkın bugünku siyasal çatışma orta- mından çıkanlarak yapıcı girişimler başlatması büyük önem taşımaktadır. Garantor ulke olarak uzerimize düşeni yapmaya hazınz, Yunanistan'ın da ay- nı yaklaşım içinde olmasını diliyoruz." \abanciya seçîlme hakkıyokFederal Almanya Anayasa Mahkemesi, bazı eyaletlerde yabancılara tanınan yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkını anayasaya aykırı buldu. GÜNER YÜREKLİK BERLİN — "Yabancılara yerel seçim hakkı verUsin mi, verilmesin mi? Bu hak anayasa- ya ters duşer mi, düşmez mi?" Yaklaşık 1 yıldır yoğun bir bi- çimde süren tartışmalardan son- ra dün F.Alman Anayasa Mah- kemesi'nin aldığı karar toplum- da bomba gibi patladı ve birleş- me skandallarını da gölgede bı- rakarak radyo televizyon haber- lerinin baş köşesinde yer aldı. F.Alman Anayasa Mahkemesi'- nin dün öğleden önce oy birliği ile aldığı karara göre yabancıla- nn seçme seçilme haklan ola- maz ve yabancıların eyalet dü- zeyindeki secimlere katılmalan anayasaya ters düşer. Anayasa Mahkemesi'nin dünkü karanndan sonra yaban- cılara yerel seçim hakkı verilme- sini isteyen eyaletlerde, alınan parlamento kararları geçersiz olacak ve hüküm uygulamaya sokulamayacak. F. Almanya Mahkemesi yar- gıçlan kararlarıru gerekçeler- ken, "anayasaya göre devlet egemenliği, gücünu halktan al- maktadır. Halktan ise sadece Almanlar anlaşılmaktadır. Halk kavramına yabancılar dahil edi- kmez" şeklınde açıklama yap- tılar. Bu karara karşı şimdi sos- yal demokratlar anayasa deği- şikliğine gidilmesi için girişim- lerde bulunmak istiyor. Öte yandan mahkeme karan dün Alman toplumunda farklı biçimlerde yorumlandı. Muha- MOLDAVYA fazakâr ve sağ eğflimli çevreler, karan büyük bir sevinçle karşı- larken, sosyal demokrat ya da sol eğilimli kesim duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve "Ab- nan kararla Almanya'da nzmı siiredir yaşayan, çakşan, vergi ödeyen insaolar en demokratft hakianiMİaB yoksun bırakümıç- lardır. Yabancılara yerel seçim hakkı verilmeksizin bir Avrupa Birtigi düşünülemez" şeklinde görüş bildirdi. Yeşüler Partisi de karan "demokrasiden milüyet- çüigi ve şoveustHgi aalayan ÇCT- relere bu göriişlerinde haklı at- dugu si&yrli verflmiştir" diye yorumladı. Karar F.Almanya ve Berlin'- de yaşayan Türkler arasında da büyük bir tepkiyle karşılandı. "Zaten eziüyorduk. Şimdi da- ha fazla ezümeye mahkûm oi- duk" biçiminde gorüşlerini açıklayan yurttaşlanmız, "Dof- duk dogalı ikinci suuf insan ma- amelesi görüyonu. Türkiye'cie de oy kullanamıyonız, bura^P da" dediler. Berlinli sosyal demokratlann (SPD) eyalet parti yönetim ku- rulu ve Yabancılar Komisyonu üyesi Merih Ünel de "Bn karar özeOBdc iki Almanya'Rin birlcş. mesinden sonra kendini göste- ren yabancılar arasındaki kas- knlan, korkulan ve endişekrl daha fazla besteyecektir. Talih- siz bir karardır. Ancak ba ka- rann defişmesi için gereken ca- bayı harcayacağız ve toplumda anayasa üzerine bir tartışma başlatacagu" dedi. Milliyetçilerden sınır baskım Gagavuzların yaşadığı bölgeden çekilen Moldavyalı milliyetçiler, Romanya-Moldavya sınırını basarak sınır kapılarını açtılar. MOSKOVA (AA) — Sovyet- ler Birliği'nin Moldavya Cum- huriyeti'nden Milliyetçi Halk Cephesi yanhsı yaklaşık 3 bin militan, Sovyet-Romanya sını- rında iki sınır kapısını bastı. Sovyet Resmi Haber Ajansı TASS'ın bildirdiğine göre, Gaga- vuz halkının yaşadığı bölgeler- den, askeri birliklerin gelmesiyle çekilmek zorunda kalan militan- lar, sınır kapılarında nöbet tu- tan askerlere taşlarla saldırarak sınır kapılarını ateşe verdiler. Suur karakollannda görev ya- pan askeri personelle ailelerini ölümle tehdit eden müitanlar, sı- nınn Romanya tarafına geçerek Gagavuz halkına ve Moldavya 1 nın Rus azınlığına karşı Roman- ya'dan yardım isteyeceklerini bil- dirdiler. Ancak, helikopterle militan- lann bastığı Stoyanovka sınır karakoluna ulaşan Romanya Başbakan Yardımcısı ile Mol- davya Yüksek Sovyet Başkan Yardımcısı ve Moldavya Halk Cephesi lideri arasında yapılan görüşmeler somıcunda, müitan- lar eylemlerine son vererek geri çekildiler. Miüiyetçilerin baskım Mol- davya Komünist Partisi'nin tep- kisine yol açarken, cumhuriye- tin Gagavuzlann yaşadığı güney bölgelerinde durumun normal- leşmesi yolundaki cabalann ya- vaş da olsa sürdüğü bildiriliyor. Moldavya Komünist Partisi tarafından dun yayimlanan ve Moskova'nın kaygılarını yansıt- tığı anlaşılan bildiride, Moldav- ya Halk Cephesi'nin ve bu ör- gütün yandaşlannın, sonınlara şiddet yoluyla çözüm bulma ça- baları kınanırken, bu yolun tüm Moldavya'yı bir çıkmaza soka- cağı vurgulandı. Bildiride, Moldavya Halk Cephesi'nin Komünist Parti'yi ve partinin mal varhğını hedef alan eylemleri de "kararh bir biçimde" kınandı. Gagavuzlann dunımu Önceki gün ilk oturumunu gerçekleştiren Gagavuz Cumhu- riyeti'nin ilk parlamentosu da, temsilcüer heyetini belirledikten sonra çalışmalarına 10 gün ara verdi. ATINA PASOK'lu bakan cezaevitıde STELYO BERBERAKİS ATtNA ^- Sosyahst PASOK hükümetleri döneminde Ulaşür- ma Bakanı olan Yeorgios Pet- sos'un da ülkedeki skandal olaylanndan ötürü 'soramhı' gösterilmesi üzerine yüksek mahkeme kurulunda yapılacak duruşma tarihine kadar cezae- vine sevkedilmesine karar verilr di. Petsos, PASOK hükümetleri döneminde bankacı Yeorgiog Koskotas'tan 10 milyon drahmi (180 milyon lira) rüşvet almak ve kamu hizmetlerine ait gelir- leri 'faiz üsrü' vadelerle, yolsuz- luklann yapıldığı, Koskotas'ın Girit Bankası'na yatırmakla suçlanıyor. Petsos, 'yurtdışına kacma egilimi gösterdigi' gerek- çesiyle dünden itibaren ve yük- sek mahkeme kurulunda görü- şülecek olan duruşma tarihine kadar cezaevine sevkedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle