06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahlbl Cumhumet Malbaacıhk ve Gazetecıllk Turk. ^Omm Şırken adtna K Pol-ıka IHri Ba$tın|>ıç. Dh Haberle- tt%u* Balcı Ekonomı Ctnşja Tnri Nadır Nsdl £ Genel ^a\ın Muduru Hasan Ctmai. Mue-sS«se Muduru Hdbfrl?r krm»l Ka*uk ESîîım Gmcat ^avlan Habet \raş!ırma Innei Emıne Lşakhgll, \azı işlerı Muduru Oka> Conensın, £ Haber Merkezı Abdulkulır tucrtnin. Dw Yajılar b n n (afekın A,raşsıtma Şakın 4lpa*. Muduru \alçın B»*r, Savta D ızen \oneTnenı All Acar 0 Temsılaler Q Maı 1> e-r Lrol LrkM 0 Mı.na^t* Bafe»! Vn« 0 BuKePara ASKARA Ahim-I Tan. IZVİR Hlkmfl ÇFlınba)*, \D\SA Çflın \l£tnoglıı YiMrtlir Hoha Ak.ol 0 ıdaıe H..0.1. Garer # I)»-™ Oadct I.H.I. M. 4ı Sendıka Şakrın kcirncı Ku.ıu Btrfcıa. Wt HaDcrk Ntcdct Do uzdıroi: \bdultsfc \»ncı 0 k^ircl B.lg ,!- \.,l lul C riıl l swr. Utanbnl BB ir^r Damsman- aıor Akrorl Vw Toron 0 Pt-vrol V»tı Bouıacıotta >""i kurvlu fta>kar. Nadır Nadı Ofclat \kM. >ılrifl Brar H».SM (MMI Hıkmcl <.rliRkayı. Oia> Goflfnsııt. liur MMKB. llhıMt SHcık \lı Mrmn Uıacl Tmn ito.ı» » >o»«/ı Cumhunyn Maıbucılık >5 <ıirotcılık TA^ Tilrt Ocajı Cad 39/41 U]1J Is Pk 2« Isunhul Td «12 0! 05 (20 haı), Tdou 22246 Fax (1) S26 «0 12 0 Buroiar \akjn. ZiiaOokalp BU Inkılap S No 19/4. Td 133 1] 41-4" Tela 42344. Fax (4)133 0* 6* 0 bmır H 7ıva BU 13*2 S 2.3 Tcl 13 12 *0. Teto 52359 Fas (51) 19 53 60 # U m lnc.ru Cad 119 S N.ı kjn I Tri 19 37 52 (4 ball. Tdeı 621«5 FUL Tl) 19 25 78 TAKVİM: 1 KASIM 1990 Imsak: 5.01 Guneş: 6.27 Öğle: 11.53 İkindi: 14.41 Akşam: 17.08 Yatsı: 18.29 Bölgeye Yeşil rapor Yumurtahk yok oluyor Adana Yumurtalık bölgesindeki antik kent, artan inşaatlar nedeniyle hızla tahrip oluyor. Yeşiller Partisi'nce hazırlanan raporda, Akdeniz'de antik deriizciliğin en özgün örneklerini sunan bu kentin yok olmasının Türkiye için büyük kayıp olduğu vurgulandı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosn) — Yüzyıllardır Akdeniz- in en büyük deniz ticaret mer- kezi ve askeri deniz üsstt olan Adana'nın Yumurtalık bölgesi kıyı şeridi boyundaki konutlar ve endüstri artıklan nedeniyle giderek yok oluyor. Yöredeki iki plajda yumurtlayan caretta caretta türü denizkaplumbağa- lan ise sahildeki ışıklara alda- narak bu yöne gitmeleri nede- niyle ölüyor. Yeşiller Partisi Yönetim Ku- rulu üyesi yüksek mimar Erdo- gan Bata'nın konuyla ilgili ha- zırladığı rapora göre kasabada- ki antik ana limanın doğusun- da sıralanıruş limanlar ve deniz- cilik üniteleri, nhtımlan, çekek yerleri, tersaneler, anfora ima- lathaneleri, çok yakında toprak altında kalacak. Antik denizciliğin en iyi ör- neklerini günumüze sunan an- fora tepecikleri de ruzgâr eroz- yonları nedeniyle yok oluyor. Raporda, yöredeki en büyük tahribatın ise akarsulara ve Ceyhan nehrine yapıldığı vur- gulanarak tanm ilaçlarının bu nehirlere boşaltdması yüzün- den toplu balık ölümlerinin meydana geldiği kaydediliyor. Raporda aynca deniz trafiğı- nin giderek artmasının, bölge- ye yumurtlamaya gelen kuşla- n, balıklan ve kaplumbağalan giderek azalttığına da dikkat çekiliyor. Arkaik dönemlerde inşa edil- miş birçok eserin giderek yok olduğunun da vurgulandığı ra- porda, Yumurtalık şöyle anla- tılıyor: "Yumurtalık kasabasında Kanuni Sultan SüJeyman kule- sinin altında arkaik dönemler- de inşa edilmiş yenütı silolan bulunuyor. Yenütı depolanna tahıi ve baklivat, yer üstünde- ki kesme Uştan inşa edilmiş ağızlardan dökülerek depolanı- yor. Bu yeraltı depolannın de- nlze bakan yttzlerinde yere pa- ralel geniş havalandırma pence- releri yer alıyor. Tahıl, bakliyat limanının sa- ğında yer alan balık limanının nhtunlan arkasında, her bahkçı teknesine tahsis edilmiş balık yaşatma havuzlan bulunuyor. Eldeki tek ornek olan bu ya- pıtlann kaybolmalan insanlık için büyük kayıptır. Denizdeki tabribata ise sintine sulan, de- nize atüan katı ve sıvı atıklar ve uskuriann sudaki vibrasyonlan neden oluyor. Kanufaüd yspdaşmalann yok olmalannın nedeni ise çevrede- id arkeolojik alanlara yayüan büyük bir kısmı kaçak, yüksek katlı yapıiaşnuüar ve bu inşaat- lara malzeme taşıyan agır vuk kaımonlarının çevrede yarattı- ğı sarsıntılardır. Yollann yapımında ve bazı binalann temel atmalannda yer mazoikleri de yok edilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman'ın Mimar Sinan'a yaptırdıgı deniz gözetleme kulesi de agır kam- yonlann yarattığı sarsmtılar- dan, yenütı silolanndaki çök- meler nedeniyle tehlike altın- da." Yeşiller Partisi'nin hazırladığı raporda, bölgede acil ve detay- lı araştırmalar yapılarak yeni bir SİT planlamasırun yapılma- sı gerektiği belirtilerek bölgenin kurtarılmasına ilişkin şunlar öneriliyor: • Bölgedeki arkeolojik eser- ler, defineciler tarafından dina- mitle yok edilmiştir. Halen ayakta bulunan çifte hamam, medrese ile diğer ünite binala- n Vakıflar Genel Müdürluğü'n- ce restore edilerek kurtanlma- L. • Antik Elgae şehrini kurta- rabilmek amacıyla kasabanın etrafı büyük yeşil bantla çevril- meli, kasaba da tarihi Elgae kentinin uzerinden kaldınlıp 2-3 kilometre içerisindeki arke- olojik yönden temiz bir tepenin üzerine nakledilmeli. Bu neden- le kasabadaki tüm inşaat ruh- satları iptal edilmeli. •Yumurtalık'taki antik liman içerisindeki bahkçı bannağı an- tik limanı katletmekte, bu ne- denle yerinden kaldırılarak kaplumbağaların yumurtladık- ları bölgenin dışına yapılmalı. SAĞL1K BAKANUĞI 'Türkiye sahte Uaca karışmadı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Sağlık Bakanlığı, Newsweek Dergisi'nde yer alan sahte ilaç yapan uluslara- rası şebekelere hammadde sağ- layan ülkeler arasında Türki- ye'nin de yer aldığına ilişkin haberleri yalanladı. Türk basınına da "Türki- ye'den Avrupa'ya sahte ilaç", "Üaçta büyük korsanhk" baş- lıkh haberlerle yansıyan olay- la ilgili olarak Sağlık Bakan- lığı İlaç ve Eçzacılık Genel Müdürü Rıfat Öktem dün bir açıklama yaptı. Açıklamada Zantac adlı ülser ilacınm bü- tün dünyada satıldığı, ülke- mizde de Glaxo tarafından hammaddesinin üretildiğine işaret edilerek şöyle denildi: "Aynı hammadde ülkemiz- de değişik ilaç hammaddesi üreten firmalarca üretilmekte olup Yunanistan'a ihraç edil- memektedir. Ancak ilaç ihraç edDse bile ülkeınizde üretilen bu hammaddeler uluslararası farmakopelere uygunluk arz ettiginden herhangi bir soru- nun çıkması da söz konusu de- gildir." Olayla Türkiye'nin hiçbir bağlantısının bulunmadığına işaret edilen açıklamada, Türkiye'de üretilen ilaç ham- maddelerinin de bakanlığın kontrolünde olup sürekli de- netlendiği kaydedildi. Açıkla- mada, "ilaç hammaddesi ih- racında da Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü'nün sertifikas- yon sistemjnedahildir"denil- di. Büyük kentlerin sıkışık trafıği ve stresliyaşamı insanlan iki tekerleğe itiyor Bisiklet sevdasıSERPİL GÜNDÜZ "Bin gjt!" "DegU mi ki bisikletm var, bi- sikletinie bambaşka bir algı dünyasında, bambaşka bir sev- gi boyutu içindesin..." "Başka bir bisikletle mi kar- şılaştın, -ne güzel. Tanımıyor- sun, ama ne çıkar, tıngırdatıver önündeki zili. Birbirleriyle kar- şılaşan bisikktter açık deniz tek- nelerine benzerler!" "tstersen türkii söyle, hafif- ten. Yorulunca yolu elverişli mi buldun, tek elle git, dilersen allı yeşilli bir tutam erik dalı götür bir elinde. Aşağılardaki denizi, uzaklardaki yeikenlivi seyretmek için bir tümseciğin yanında azı- cık durdun mu, ister oturdugun yerden seyret dört bir vanı. ister bir ayağını yere dayayıp seyret." "Yaşama Felsefesi'nde Nermi Uygur bisıklete binmenin keyfı- ni böyle dile getiriyor. DUnyada bugün yaklaşık 50 milyon kişi düzenli olarak bisik- let kullanıyor. 1932'lerde yılbk bisiklet satışı 200 bin. 1980'lerde bu sayı 10 milyona yükselmiş. Küçük kentlerin ulaşırn aracı bisiklet, büyük kentlerin karma- şık trafîği içinde yerini almaya başladı. Hafta sonlan Istanbul- un sahil yollannda Ankara'nın Or-An ya da Eymir Gölü çevre- sinde bisikletiyle turlayan insan- lar göze çarpıyor artık. Kimisi için bisiklete binmek çocukça bir duygu ve keyif... Oyun, eğ- lence ve spor bir arada. Kimisi için özgürlük. Kimileri için bir karşı koyuş. Trafiğe, egzoza ve bunun gibi birçok seye karşı durmak... Hemen herkesin çocukluk anılan arasında bisikletin yeri var. Çocukluğunda istediği bi- siklete sahip olamayanlar, bu özlemlerini sonraki yaşlarda çı- kartıyorlar. "Tunı 25"e kirala- dıkları bisikletleri hiç unutmu- yorlar. 4 Şubat 1645'te ilk tasarırnı gerçekleştirilmiş bisikletin. "mucidi" olarak îskoç demirci ustası Kirkpatrick MacMillan kabul edilse de temel ilkesi gu- nümüze dek değişmeden ilk kul- lanımlı mekanizmayı bulan Fransız Pierre Michaux ile oğlu Ernest. Baba oğul Michaux'Ia- nn yaptığı bisiklete tahta ve de- mirden oluşan şasisi nedeniyle "kemik titreten" adı verilmiş. Baba ve oğul, 1862'de 142 bisik- let üretip piyasaya satmışlar. Michaux'lar, vitesli, olağa- nüstü ve hafif modelleriyle dağ- lara ve bayırlara tırmanan bu- günkü bisikletleri görmüş olsa- lar herhalde çok şaşırırlardı. Istanbul 1890'larda tanışıyor bisikletle... 1893'te "Tepebaşı Bahcesi"nde ilk bisiklet yanşlan düzenleniyor. 1897'de Osmanh döneminde Selanik'te ilk bisik- let yarışı yapüıyor. Istanbul'da 1908 öncesi yarışlann ünlüleri Mustafa Bey, Nobile ve Medya- no Efendiler... Mustafa Bey, Enver Pasa'nın oğlu. Ikinci bisiklet yanşlannda madalya kazanmış... Ancak o günden bugüne, "rahmetli bisik- leti de çok severdi" diyebilece- ğimiz bir başka devlet büyüğü- müz yok. Ahrnet Rasim yüzyıhmızın a'fta sonlan İstanbul'un sahil yollannda, Ankara'nın Oran ya da Eymir Gölü çevresinde bisikletiyle turlayan insanların sayısı giderek artıyor. Kimisi için bisiklete binmek çocukça bir keyif, kimisi için özgürlük arayışı. X ürkiye'de her 100 kişiye bir bisiklet düşüyor. Bu oran Japonya'da 55, Tayvan'da 45, ABD'de 30, İran'da 17, Almanya'da 16, İtalya'da 14, Avrupa'da bisiklet 'sağhklı yaşam' imajıyla birleşince dernekler kuruldu. ÂŞIKLARA BİSİKLET— Almanja'da yeni üretilen bu 'Âşıklar Bisikleti' yanlardan çifte pedallı. ancak iki gidonlu. 12 vitesli bisiklet, çifte pedallı ancak arka arkaya olurulan bisikletlerden farklı olarak iki ki^inin (ozellikle âşıkların) birbirine baka baka gilmesini sağlıyor. Tabii âşıkların kilola- rının birbirine yakın ve aralarındaki ilişkinin "dengeli" olması şartıyla. (Fotoğraf: AP) başındaki Istanbul'u anlattığı "Şebir Mektuplan"nda bisiklet sürücülerini "gırgıra" alıyor. O dönemde bisiklet denmiyor el- bette. Fransızca M Velodpede"nin bozuk söylenişi "velospid" olu- yor. Ahmet Rasim "cin arabası" dediği velosipid için şunları yazıyor: "Tornistan mıdır, tornhayt mıdır nedir? Geriye dönüş ha- reketi asla yok. İcat edildigi yer geiişmiş memleketlerin en birin- cilerinden oldugu için geriye dö- nüşle delalet edecek belirtilerin hepsi yok edilmiş imiş!" Ahmet Rasim "iki ayaklı, iki tekeriekli gezici mahluk" dedi- ği "velospid" "asap düzelmesi- ne, deniz hamamlarından daha fazla hizmet geliyormuş" diyor. Bisikleti zamanın gazete "mü- vezzileri"ne öneriyor. Belki de bisikletin ilkel ka- vimlerde bile benimsenmesinüı anlam ve kökeni, Dante'nin "Tekerlegin daire üzerindeki ge- ometride Tanrıca bir şey vardı, tiirn zamanlar toplaşır" sözün- de saklı olabilir diyor Nermı Uy- gur bisikletle ilgili düşünceleri- ni yazıya aktarırken. Günümüzün en büytik bisik- let üreticisi Çin. Çinliler o kadar pirinç tüketip "tiğ" gibi olma- îarını bisiklete borçlular. Bisik- let artık onlann bedenlerinin bir parçası olmuş. Kuzey Avnıpa ülkelerinde bi- siklet o kadar yaygın ki, parla- menterleri, meclis başkanını ve başbakaru bisiklet üzerinde gör- mek kimseyi şaşırtmıyor. Bu ül- kelerdeki bisiklet parklan bisik- letin çok az kullamldığı ülkeler- den gelenleri şaşırtıyor. Türkiye'de her 100 kişiye bir bisiklet düşüyor. Bu oran Ja- ponya'da 55, Taiwan'da 45, ABD'de 30, Iran'da 17, Alman- ya'da 16, Italya'da 14. Avrupa'da bisikletin sağlığa yararlı olduğu görüşu yaygınlaş- maya başlayınca bisiklet tur ve kulupleri de çoğalmış. özellik- le Fransa, Belçika, Italya ve ln- gütere'de eğlence amaçlı turlar düzenleniyor. Parklarda, kent caddelerinde bisiklet yolları ay- nhyor. Oysa Istanbul'da hafta sonla- n ya da günlük ulaşım aracı ola- rak bisiklet kullanmak isteyen- leri oldukça "zor yoltar" bekli- yor. Bir kere trafıkten anndınl- tnış cadde ve sokak bulmak ol- dukça zor. Bisiklet için ayrılnuş özel birkaç yola ya arabalar park ediyor ya da molozlar dö- külüyor. Araba surücüleri ise "bu bisikletler de nereden çıkü" der gibi sürüyorlar arabalannı. Bisiklet surücüleri "Bisiklete binmek nasıl bir duygu veri- yor?" diye sorunca ilginç duşun- celer aktarıyorlar. "Tekerlekler üzerinde uçuyormuş gibi hisse- diyorsun kendini" diyor bir ta- nesı. "Ruzgâr yüzünde. özgur ve hafifsin. Teknoloji ürünü ol- masına karşın doğaya yabancı- laşmıyorsun. Çocukça bir duy- gu bu..;' Bir başkası, "bisiklete binmek unutulmaz"diyor. Çocukluğuna dönerek anlatıyor: "Balon lastikli bir bisikletim vardı. Lastikleri patlamıştı. tçi- nekâğıt doldurup iple bağlıyor- dum ve yokuş aşagı iniyordum." Diş hekimi Mehmet Yıldız için bisiklete binmek bir karşı koyuş. "Ben bisiklete binmeye başladığım zaman insanlar kos- koca diş hekimi oldun bisiklet- le dolaşıyorsun diyorlar. Bisik- let çocuklara ait görülüyor. Top- lumda yerini aldıktan sonra du- zene uyumsuz bir şey yaptığınız- da fark ediliyorsunuz. Bu du- rumda bisiklet kullanmak bir tür anarşi oluyor. Çevre sorun- lannın ayyuka çıktığı dönemde, bisiklete binmek bence bir kar- şı koyuş. Kentte her şey otomo- billere göre düzenlenmiş, ben buna da karşı koyuyorum!' Bisikletiyle kurduğu Uişkiyi bir dostla kurduğu ilişki gibi ta- nımhyor Mehmet Yıldız. Bisik- let surücüleri, bisikletin bulun- duğu yere yeni bir yaşama üslu- bu getirdiği konusunda birleşi- yorlar. Belki de, "Yaşamaya az bulu- nur bir katkı bisiklet. Bisikletin kendisi bir yaşama simgesi..." "Bin git!" ABD'de temyiz, mozaiklerin Rum Kilisesi'ne iadesi karannı onayladı Kanakarya'ya yeşil ışıkTemyiz Mahkemesi mozaikleri söküp satan Aydın Dikmen hakkında "bayağının bayağısı, alçak, aşağılık" deyimlerini kullandı. Mahkemenin kararında aynca Lord Byron'un 1715'te Osmanh ordusunun Korint'i işgaline değinen bir şiiri ile 1974 Kıbrıs olaylarına çağrışım yaptırılıyor. Mozaikleri satın alan Bayan Pet Goldberg Kanakarya mozaikleri olayında henüz havlu atmıyor. lardan / Zamanın uzerinden / Kalacak sonsuza değin, geçmiş ve gelecekten / Yeterincesi hü- zünlenmek için / Şimdiye kadar olan ve olacaklardan / Gördük- lerimizi, çocuklanmız da göre- ÖZGEN ACAR NEW YORK — ABD'nin ll- linois eyaleti temyiz mahkeme- sinin üç yargıcı verdikleri bir ka- rarda bir Türkten "aşağılık", "alçak" ve "bayağmın bayagaa" diye söz etti. Bu "aşağılık", "alcak" ve "bayagının bayağısı" Türk, "Kanakarya Mozaikleri"- ni Kuzey Kıbrıs'taki bir kih'se- den söktürüp önce Avnıpa'ya kaçıran ve sonra Amerikah bir sanat eserleri tüccarına satan Konyah Aydın Dikmen'den baş- kası değildi. Üç yargıçh temyiz mahkeme- si bu "aşağılık", "aJçak" ve "ba- yağınm bayağısı" Aydın Dikmen adlı Türkten dolayı tüm Türk- ler için benzer çağnşımlar yapan 39 sayfahk kararını ünlü tngiliz şairi Lord Byron'ın 12 mısralık şu şiiri ile açıklamaya başladı: KORİNT KUŞATMASI "Yıkmtılar arasında ayaktaki tapınak çoktan unutulmuş eller- ce yapılmış / İki ya da üç sütun ve çokçası taş / mermer ve gra- nit, üzerlerini ot bürümüş / za- manın uzerinden / Kalacak da- ha fazlası şimdiye değin kalmış- cek / Gelip geçenlerin kalıntıla- rını / Ve de çamurdan yaratılan- lann diktiği taş parçalarını. Federal Temyiz Mahkemesi- nin Kıdemli Başyargıcı WilHam J. Bauer şiiri aktardıktan sonra- ki ilk cümlesinde "Byron'ın, 1715'te Türklerin Korint isüla- sını anJatmak için yazdığı bu şi- ir, bugün Akdeniz'in doğu kö- şesinde savaşm parçaladığı kü- çük bir ada olan Kıbrıs'taki ka- lıntılar arasında yer alan pek çok kiliseyi tasvir amacıyla da kuHamlabilir" diyor. Bir başka deyimle yargıç Ba- uer "Aşağılık, alçak ve bayagı- nın bayağısı bir Türk'ün bir ki- liseyi yağmalaması" olayı hak- kında Yunan hayranı ve Osman- lılara karşı Yunanistan'da ba- ğımsızlık savaşını başlatmış ünlu Ingiliz şairi Lord Byron'ın şiirin- den yararlanarak gerek bu şiir ve gerek bu yargısıyla şu çağrışımı yaptınyor: "1715'te Türkler Korint'teki antik kentte ne yapmışlarsa 1974'te Kıbns'ın işgaUnde de ay- nı vandalizmi, barbariığı ve yağ- mayı yapmışlardır." 39 sayfalık temyiz kararı bu şiir ve yargıyla başladıktan sonra öteki yargıç Wilbur F.Pell'in ay- nen ve Richard D.Cuhady adlı yargıcın "çekince"si olmakla birlikte yine de katıldığı için oy- birliğiyle ve şöyle sonuçlanıyor: Kuzey Kıbns'taki Kanakarya Kilisesi'nden sökülen 6. yyîdan kalma Bizans mozaiklerinden dört tanesini 1.08 milyon dola- ra (yaklaşık 2.8 milyar lira) Ay- dın Dikmen'den satın alan Indi- anapolis'te sanat eserleri tüccar- hğı yapan Bayan Peg Goldberg- in bunları Kıbrıs Ortodoks kili- sesi ile Rum yönetimine geri ver- mesini öngören Indianapolis Fe- deral Yargıcı James E.Noland'uı bu karan geçirlidir ve doğrudur. Yargıç Bauer kararında özet- le şu yargıya da yer verdi: "Savaş, Lord Byron'ın şiirin- deki ağıt gibi en yüce, en kutsai tapmaklarunızı 'taş parçası'na döniiştürebilmektedir. Sadece bayağının bayağası, aşağılık ki- şiler toplumun bu kaybından kendileri için özel çıkar sağla- maya teşebbüs ederler. Savaşın parçaladığı Kıbns'ta kiliseler ile tapınaklan yağmalayan bu kişi- ler, bu kalıntılan isiifleyip, ka- çınp ve yüksek paralar kazan- mak isteyen kişilerdir ki bunla- ra sadece alçak denilir." Indianapolis'e komşu Illino- is eyaletinin Şikago'daki 7. Fe- deral Temyiz Mahkemesi'nin bu karan şu noktalardan alt mah- kemenin kararını teyid ediyor: 1. Peg Goldberg'e göre Ka- nakarya mozaiklerinin söküldü- ğü 1979 yılından bu yana olayın üzerinde 10 yü geçmişti ve Indi- anapolis eyalet hukukuna göre 6 yılhk zaman aşımı süresi aşü- mıştı. Temyiz, bu iddiayı reddeder- ken üç yargıçtan biri çekincesin- de Türkiye'nin New York Fede- ral Mahİcemesi'nde Metropoli- tan Sanat Müzesi'ne karşı açtı- ğı davada müzenin aym iddiası- nı mahkemenin aradan 24 yıl geçmiş olmasına karşm reddet- tiğini anımsattı. 2. Temyiz, mozaiklerin satış işleminin Isviçre'de yapıldığı için o ülkenin yasalann geçerli ola- cağı iddiasını da kabul etmedi. 3. Goldberg, "iymiyet"le bun- ları satın almamış, eserler hak- kında yeterince ve sebatle bir araştırma yapmamıştı. Bu karar tüm taraflar için beklenen bir karardı. Kanımca, Bayan Goldberg ve avukatlan da ilk mahkemenin karannı temyiz etmiş olmak için temyiz etmişlerdi. Ağustos 1989'daki Indiana- polis Federal Mahkemesi'nden bu yana temyizin 39 sayfalık ve şiirli bu karanna ulaşması için yaklaşık bir yıl geçmişti. Bu olu- şum içinde Bayan Goldberg'in avukatları daha bu temyiz kara- nnı almadan yerel federal mah- kemeye oldukça ilginç yeni bir iddia getirdiler. Goldberg kam- pının ringe havlu atmaya niyeti yoktu. Omzuna güvenen New York'ta 1991 Bataar modasına ilişkin kreasyon- larını sergileyen ünlü modacı Mary An Restivo'nun kolsuz kru- vaze elbisesi büyük beğeni topladı. Deri düğmeler ve iri tokalı gosterişli bir kemerin suslediği giysi, omuzlanna güvenen hanım- ların giyebileceği turden. (Fotoğraf: AP) SSCB TV'sinde reklam kavgası • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği'nde günün "moda" düşuoüş biçimi olan piyasa ekonomisine geçiş mantığı, devletin televizyonuyla devletin gazetesi arasında "reklam telif hakkı" tartışması başlattı. Izvestia gazetesinde dün akşam okuyuculara hitaben yayımlanan bir makalede, gazetenin yazı işlerine bir süre önce Sovyet Radyo Televizyon Kurumu "Gosteleradyo"dan bir yazı geldiği ve yazıda "piyasa ekonomisine geçiş koşullarına uygun olarak" gazeteden para istendiği açıklandı. Asya-Afrika toplantısı • Külcür Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikası'nın girişimiyle Asya-Afrika Yazarlar Birliği'nin 'Yazarlar Toplantısı' 5-12 aralık tarihlerinde tstanbul'da yapılacak. 'Değişen Dünyamızda Yazar' ve 'Telif Hakları' konularının tartışılacağı toplantıya örgütün üye kuruluşlarmdan birçok yazar çağrıldı. Birçok Türk yazarımn da çağnlı olduğu toplantıya konuk olarak kırk beş yazar davet edildi. Berlin'de Truva sergisi • BERLİN (AA — Berün Devlet Müzeleri ile Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi, Alman arkeoloğu ve Truva'nın kâşifi Heinrich Schliemann'ın ölümünün 100. yıldönümü nedeniyle ortaklaşa "Truva sergisi" duzenlediler. Berlin'in Doğu kesimindeki "eski müze"de düzenlenen sergiye, Berlin müzeleri ağırlıklı olarak Truva kazılanyla katılırken, Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi de Schliemann'ın Miken uygarlıklarına ait elde ettiği parçalarla katkıda bulunuyor. Toplam 400 eserin bulunduğu sergi 13 ocağa kadar açık olacak. Açıköğretiın kayıtlan • ANKARA (AA) — Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'nde kayıt yenileme işlemleri 12 kasımda başlayacak, 27 kasıma kadar devam edecek. Açıköğretim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semih Büker'den alınan bilgiye göre öğrencinin, öğrenime devam edip etmeyeceğini belirlemek amacıyla ^pılan kayıt işlemleriyle ilgili dosyalar da postalanmaya başlandı. 21 yerleşim merkezinde yapılacak kayıtlar sırasında öğiencilere, yeni öğretim yılı ders kitaplarının birinci setleriyle kimlik kartları da verilecek. öğrencilerin kayıt yeniletmek için şahsen baglı bulunduklan bürolara başvurmalan gerekiyor. MidiUiPaşa konagı yıkıldı • ATtNA (AA) — Yunanistan'da, Osmanh egemenliği izlerini yok etme politikası çerçevesinde, o dönemden kalma tarihi eserler kaderlerine terk edildikleri için ya zamanın etkisiyle ya da bazı fırsatçılar tarafından yıkılıyorlar. Son olarak Midilli adasında "Paşa Konağı" olarak bilinen Osmanh zamanından kalma tarihi bir yapı da "tarihi eser" olarak kabul edilmediği için sahibi tarafından yıkıldı. Edinilen bilgilere göre adadaki yerel yetkililer söz konusu binanın tarihi eser olarak kabul edilmesi için geçen yıl eylül ayında Ege Bakanlığı'na başvurdular. • Iıımarsat yörüngede • CAPE CANAVERAL (AA) — Bir Amerikan Delta roketi, uluslararası haberlesme uvdusu Inmarsat'ı önceki gece dünya çevresindeki yörüngesine oturttu. Inmarsat uydusunun uçak, gemi ve trenlerde telefon ve faksla uluslararası haberleşme şebekesini geliştireceği belirtildi. Yörüngeye oturtulan uydunun, 62 ülkeyi çatısı altında toplayan bir kunıluş olan İnmarsat tarafından gerçekleştirilen ve 1991 yılı sonuna kadar dünyanın 35.680 kilometre uzağına yerleştirilecek olan 4 uydudan biri olduğu kaydediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle