Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 1 KASIM 1990
Bahriyc Üçok'lara
Kıvanlar...
Ne acıdır ki ozellikle 12 Eylul'den sonra gunluk yaşam kavgasından
başka bir şeyi duşunemez olan sade insanımız da içine atıldığı
suskunluktan bir türlu kurtulamamış, gorduğu, yaşadığı olaylara
gözleri faltaşı gibi açılarak şaşkınlıkla, ama hiç tepkı gostermeden
içine atarak katlanmıştır.
PfOf. Dr. TÜRKÂN SAYLAN Çağdaş Yaş. Destekleme Der Başkam
Bahnye Üçok, bir omur boyu Islam dınının
hoşgörusünü anlatmaya çalıştı çevresıne Turkı-
ye Cumhunyetı'nın erkekler kadar kadınlara da
sağladığı olanaklardan yararlanarak yetışen bu
aydın bılım kadınının dınımızı çok ıyı bılerek
taraf tutmadan yorumlayan bır ılahıyat hocası
olarak söyleyıp yazdıkları, ulkemızın geleceğı
apsından buyuk önem taşımaktadır Bahnye
Üçok, sıyasal yapımıza ve başta Mülı Eğıtım, Dı-
yanet, Içışlen vb olmak üzere karar mekanızma-
İarımızın dokusuna yerleştınlen kökten-dıncı
akımlann ılende ne denlı karabasanlar yarata-
cağını, ulkemızın nasıl karanlık bır polıtık or-
tama çekılmeye çalışıldığını örneklerıyle açıkla-
maya ve sorumluları uyarmaya çalışıyordu
Onun vatan borcunu ödemesının yöntemı>dı bu.
Tehditlere karşın
Butun tehditlere, uyanlara ve ılerlemış yaşı-
na karşın Turkıye Cumhunyetı'nın bır bıre>ı ol-
manın bıhncıyle pes etmıyor, köşesıne çekılme
gıbı nemelazımcılıktan uzak duruyordu Göre-
vını yapmaya, ınançlan kullanılarak yanıltılmak,
korkutulmak ve yuzyılların gensıne çekılıp su-
ru halıne getınlmek ıstenen Turk ınsanına doğ-
ru yolu göstermek ıçın panelden panele, kent-
ten kente koşmaya devam edıyordu
Çok sevgılı eşıru yıtırmıştı yakın zamanda, ya-
şam arkadaşının yokluğunun acısı her an ıçın-
deydı Seven ve sevdığını yıtıren pek çok ınsan
gıbı yalnızhğın burgacında yaşamaya çalışıyor,
buna karşın ulkesınde olup bıten terslıklerı bır
yana bırakıp kendı derdme yanamıyordu
Bahnye Üçok, laık Turkıye Cumhunyetı'nın
radyosunda yıllar yılı dınsel soyleşıler yapmış ve
ınsanımızı dınımız konusunda aydınlatmıştır
1985'te Turk Tanh Kurumu'nca bastınJan "Ata-
turk'un Izınde Bır Arpaboyu" adlı kıtabında,
Ataturk'un ardından onun adını kullanarak dı-
nın nasıl kotuye kullanıldığını vurgulamaya ça-
lışmış ve "sade vatandaş'Marın kafasını karıştı-
ran çeşıtlı konulann açıklamasını yapmıştır 30
Ocak 1976 tarıhını taşıyan bır yazısında, "Öğ-
renım Bırlığı Yasası"nın bozulmasının ne gıbı
sakıncalar doğuracağını başta polıtıkacılar ol-
mak uzere tum ınsanlanmıza anlatmaya, olası
tehlıkelerı gözler önune sermeye çalışıyor Yıl
1990, getırıldığımız nokta ortada Ne >azık kı
hıç kımse Uçok'un bu seslenışını dıkkate
almamış
Bahnye Uçok, Islam dını konusunda engın
bılgı sahıbıydı Bu bılgılerını Turk toplumunun
aydınlatılması ıçın çeşıtlı kıtaplarda derledı "ls-
lamdan Dönenler \e Yalancı Peygamberler",
"Islam De\letlennde Kadm Hukumdariar", "îs
lam Tarıhı, Emevıler-Abbasıler" adlı özgun ya-
pıtlan defalarca basıldı, kadm hukumdarlarla ıl-
gılı olanı Arapça, Farsça, İngıhzce, Fransızca ve
Rusçaya çevnldı Üçok, bu kıtapların dışında
pek çok makaleye ve Aly Mezahen'den çevırdı
ğı "Ortaçağ Muslumanlarının Gunluk
Yaşayışlan" adlı kıtaba da ımzasmı attı
Butün bu kıtapları yazan, adı geçen konuları
ıncele>en ve ılahıyat fakültesı öğretım uyelığı
yapmış olan bu ınsanın boylesıne acımasızca kat-
ledılmesının nasıl bır açıklaması olabılır9
Daha ılkokula başlamadan babaannemle bır-
lıkte okumayı ve >azmayı oğrendığım ıçın ba-
bam on bır ay kuçuğum olan erkek kardeşımle
bana "dın dersı" vermek uzere bır oğretmen tut-
muştu Rahmetlı Hafız Ahmet Bey a>nı zaman-
da Galatasaray Lısesı ılk kısmında Turkçe ders-
lerı \en>ordu Turkçe oğretmenlığıyle dın bıl-
gısı oğretmenhğını kışılığınde bırleştırmış aydın
bır ınsandı Çocuklara neyı nasıl oğreteceğını çok
ıvı bılıyordu Bıze ı>ı bır Muslumamn, yaJan so>-
lemeyen, başkasının hakkına goz dıkmeyen, te-
mız ve onurlu bır kışı olması gerektığını, dını-
mızın herkese hoşgorulu olmavı, bırbırını sevıp
saymayı emrettığını anlatırdı Oğrettığı surele-
rın Turkçe anlamlarını ıyıce açıklar, "Sakın an-
lamadığınız şeylerı ezberlemeyın" derdı En çok
ustunde durduğu da "Tann katında çalışmanm,
ınsanlara hızmet etmenın ıbadetle eşdeğer
bulunduğu" ve "dını gosterışe alet etmenın en
buyuk gunah olduğu" ıdı
Evladını doğrayan babalar!
Her dmde gelışmelere uyum sağlayamayan
kökten-dıncı (fanatık) akımlar olmuştur Hırıs-
tıyanlıkta cennetın anahtarlarının satılışı, orta
çağı kapkara bır tanh dılımı >apan engızısyon-
lar hepımızın bıldığı gerçeklerdır Muslumanhkta
da mezhepler vb bolunmelerle pek çok ınsan kanı
dokulmuştur Bunun son acı orneğı de lran-Irak
savaşıdır Oysa gerçek ınanç, ınsan kanı dokul-
mesını engeller ve "Tanrının \erdığı canı ancak
Tann alır" öğretısını egemen kılar Insanların
bırbırının ardından kötu şevler soylemesı bıle gu
nahken "oldurme" fiılının kabul bulması ola
naksızdır Gelın gorun kı bugun guzehm ulke-
mızde babalar -hem de canlanıp gerı geleceğını
sanarak evlatlarını doğrayabılıyorlar, kayma
kamlar çocuklannı Istıklal Marşı'na göndermı-
yor, doktor olmuş kızlanmız erkek hastaya bak-
majı reddedıyor, erkeklenmız kadınlara el ver-
mıyor, camılerde kışkırtıcı, kardeşı kardeşe du
şurucu bıldınlerdağıtıh)or, oysa Bahnye Uçok'-
un bır kıtabında da vurguladığı gıbı "îtıkat bır
vıcdan konusudur Bır kışı dışa karşı çok mute-
kıt gorunebılır Kışmın gerçekten mumın olup
olmadığını Allah'tan başka kım bılebılır7
"
Bugune gelınmesınde başrolu kuşkusuz ıktı-
dar ve muhalefet oynamışlardır Tek ılkelen "ye-
nıden seçılmek" ve "oy ka>betmemek" olan
"mılletvekıllerımız", "bakanlarımız" yıllardır
cumhurıyet ılkelerını, ana>asaları ve mılletm
beklentılennı hıçe sayarak ulke geleceğını tehlı-
keye duşurecek konulara odun vermış, gormez-
lıkten gelmış, hatta aksmı savunmuş ve yanlış-
hkları ışaret edenlen konuyu abartmak ya da
"amaçlı" olmakla suçlamışlardır
Olup bıtenler karşısında ılerıcı (') aydınları-
mızın kendılerıne göre bır demokrası ve ozgur-
luk değerlendırmesı yapmaları, sağ ıdeolojılen
yelpazenın olağan bır ucu kabul edıp geleceğı,
yanı bugun varılan noktayı gorememelerı, hat-
ta çığ gıbı gehşen tehhkeyı vurgulayanlan bır çe-
şıt bağnazlıkla suçlamaları konunun bır başka
boyutunu oluşturmaktadır
Ne acıdır kı ozellikle 12 Eylul'den sonra gun-
luk yaşam kavgasından başka bır şeyı duşune-
mez olan sade ınsanımız da ıçıne atıldığı suskun-
luktan bır turlu kurtulamamış, görduğü, yaşa-
dığı olaylara, gozlerı faltaşı gıbı açılarak şaşkın-
lıkla, ama hıç tepkı gostermeden ıçıne atarak
katlanmıştır YÖK'le tam bır denetıme gıren unı-
versıtelerın de aynı suskunluğu vaşadığı ve ana
görevlerı olan uyarma, >ol gösterme, yanhşlık-
ları bıldırme ve çözum önerme ışlevlerını yok
saydıklan bır dönemın yaşandığı bılınmektedır
Turk toplumu 1990 yılında art ardma Muam-
mer Aksoy, Çetın Emeç, Turan Dursun ve Bah-
rı>e Üçok adh aydınlannı yıtırmıştır Bu ve ben-
zerı cınayetler hepımızın ayıbı, hepımızın guna-
hıdır Kımse bır başkasından daha az suçlu de-
ğıldır bu olaylarda ve bu baştankara gıdışte
Şu iyice bilinmelidir
lktıdarı>Ia, muhalefetıvle sıyası partıler, se-
çılmış pohtıkacılar, yuksek yönetıaler, sağ ve sol
aydınlar, umversıte çevrelerı ve tum Turk top-
lumu butun bu ınsanlik dışı kanh olaylardan son-
ra bu değerlı olulerın "yuzu suyu hurmetıne"
şapkalannı onlenne koyup duşunmelı ve tum so-
rumlular yuzde doksan dokuzu kendıne göre
ınançh olan ınsanlarımızın bırbınne duşurulme-
lerını onlemek ıçın sağduyularını harekete geçı-
rerek her turlu şıddete karşı olduklarını belırt-
melı, gereken onlemlerın "gerçekten" alınaca-
ğı yolunda "ortak" kararlara varmalı, açıkla-
malarda bulunmalıdırlar Yazık kı dın sömuru-
culen, turban ınadında da başarıya ulaştılar Bır
kez daha belırtelım
Geleceğm dırlık ve duzenı, ıktıdarla muhale-
fetın laıklık karşıtı olaylar ve şıddet karşısında
bır ortak paydada bırleşmesıne bağhdır
EVET/HAYIR
OKTflf AKBAL
irSimyacı...
"Azız Nesın'ı bana bır paşa tanıttı"
İlhan Selçuk boyle başlamış Azız Nesın'ın 70 yaş torenın-
de yaptığı konuşmaya Izleyıcıler bır an donup kalmışlar Bu
acaba hangı paşa demışler kendı kendılerıne İlhan, bır an
durup 'Marko Paşa" deyıverınce bır alkışlır kopmuş
Oysa ben Azız Nesın'ı bıraz daha once tanımıştım Yıl 1945
"Tan" gazetesınde köşe yazarıydı Buyukbabam 'Akşam" ve
"Cumhurıyet" gazetesını okurdu Ben de "Tan"ı alırdım Bır
akşam büyükbabama Azız Nesın'ın bır yazısını okudum Bu-
yük babam pek hoşlandı Azız Nesın'ın olayları guldurucu bır
dılle anlatmasından yorumlamasından O gunden sonra eve
"Tan" da gırmeye başladı
Yok, yok, daha oncesı de var 'Vedıa Nesın'ı "Yedıgun" der-
gısının şıır sayfasında çıkan şıırierıyle tanımıştım, doğallıkla
bu bayan şaırın Azız Nesın'ın takma adı olduğunu bılmıyor-
Vum Ama o dergıde çıkan şıırlenn en lyısıydı bunlar Yıllar
sonra anlaşıldı Vedıa Hanım'ın, Azız Nesın olduğu
"Insan gucu ustunde değıl, ıçınde çalışıyorum Yalnız, ın-
san gucunun sınıriannı çok zorluyorum En ezıkjığım zaman-
da bıle kendıme ınandım ve guvendım Benı bekleyen çok
tş olduğunu duşundum ve bunları yapabıleceğıme ınandım "
Boyle dıyor Azız Nesın Çok çetın koşullarda geçen yet-
mış beş yıllık bır yaşam Ama kendıne duyduğu guvenle
inançla tum engellerın ustesınden gelerek ortaya koyduğu
sayısı yuze varan kıtap oyku, roman, anı, oyun, deneme
Bu arada ışsızlık, hapıshane yılları, kendıne ınanan, guve-
nen bır yazarın ustune kapatılan kapılan devırerek bugunle-
re gelışı
Daha 1948'de "Taşlama"yı yayımlayarak Cumhurıyet dev-
rımlennın teker teker elden çıkarılmak ıstendığını, gerıcılık
akımlanyla savaşmanın kaçınılmaz olduğunu, halkcılığın, dev-
nmcılığın, laıklığın odunler vererek ortadan kaldırılmak teh-
lıkesıyle karşı karşıya olduğunu tam bır yureklıkle yazan odur
Bır savaşımcıdır Azız Nesın Çok usta bır yazar, eşsız bır
mızahçı, etkıleyıcı bır kışı Ama bunların yanı sıra doğrula-
nn gerçeklerın, kısacası gerçek demokrasının yılmaz bır sa-
vaşçısı Ilk aldığı hapıs cezası on ay hapıs dort ay surgun
9
On altı sayfalık bır broşurden Nereye Gıdıyoruz?" Bu so-
ruvu sora sora eskıttıM Önemlı olan boyle bır sorunun yarım
yuzyıl once ortaya atılmasıdır Bu sorunun yanrtı, "mıllı men-
faatlere aykırı yayın yapmaktır Daha sonra başka hapıs ce-
zaarı gelır ardı ardma Başkasının çevırdığı bır kıtaba ımza
atması yuzunden bır on altı ay hapıs daha
1
Inanılmaz, ama
doğrudur, Iran Şahı, Mısır Kralı ve Ingıltere Kralıçesı'nın aç-
tırdığı hakaret davası yuzunden altı ay hapıs daha Kısacası
Azız Nesın'ın yetmış beş yıllık yaşamının beş buçuk yılı hu-
kumlu ya da tutuklu olarak zındanlarda geçmıştır
Mesın'ın yazarlığı bır duruşmada soyledığı şu sozlerle be-
lırtenır "Ben bütun ınsanların avukatıyım, salt ben değıl bu-
tüi aydınlar, yazarlar halkımızın avukatıyız " Yazarlar, ıçınde
yasadıkları toplumun sesıdırler Yalnız kendı adlarına değıl,
böun toplum adına seslenırler "Ben yazımı yazdım, gerısı
benı ılgılendırmez" dıyenler de vardır, ama gerçek ınsan ol-
rra nıtelıklerıne sahıp olan kışı eylemını yalnız yazılanyla de-
ğı davranışlarıyla da kanıtlar Işte bu yuzden Azız Nesın za-
rrnn zaman bıldırıler hazırlayıp yayımlatarak mahkemeler-
d€ savunmalar yaparak sıyasal toplantılarda etkın bır kışı ola-
rak partılerın halktan yana bır tutuma gırmelerınde yol gos-
teicı olmalarını destekleyerek surdurmektedır
TUYAP'ın onur konuğu Azız Nesın dıyor
'En çok saygı duyduğum ve yücelttığım bır kavram var
Hılk Benı bugüne dek, polıse karşı, hukumetlere karsı benı
h«p halk destekledı Bugune dek ne sıyasal orgutten, ne ıde-
objık bır gruptan, ne sermayeden, ne eleştırmenlerden, ne
btrokratlardan destek aldım Destek almadığım gıbı yıkılma-
dm Çunku okurlarım bırakmadı yıkılmamı Okurlar sezgı-
leıyle anlıyor okuduklarının durüstluğünu Tıpkı katakullılerı
dî anladıkları gıbı"
Yuze yakın kıtap, her kıtabın on on beş kez yenı basımla-
n dergı ve gazetelerde çıkmış bınlerce koşe yazısı, yetmıs
b*ş yıllık bır toplam Kendısını en ıyı tanımlayan yıne ken-
dsıdır Dıyor kı ' Ben bır sımyacıyım, gozyaşlarımı gulme-
cıye çevırerek dunyaya sundum "
Azız Nesın'ın 80 yılında bulusmak üzere
\ ahya KeıtıaPiıı Tutkusu
Bir Istanbul gazetesınde Cahit Sıtkı Tarancı'nın Ahmet
Haşim'i oven bir yazısı çıkmıştı. Ertesi gun Yahya Kemal'e o
yazıyı gorup gormediğini sordum. "Gordum" dedi ve "Kasıt
beni gozden duşurmektir" diye ekledi.
HASAN ÇELEBİ
1 Kasım 1957'de yıtırdığımız Yahya Ke-
mal'ı, "Evvel gıden ahbaba bezm-ı ezelde
mulakı olmak" uzere, "Sessız Gemı" yolcu
ları arasında "dunyaya veda" edışınden on
beş yıl önce tanıdım O gunden sonra da çev-
resının uçuncu halkasını oiuşturanlar arasın-
da bulundum dıyebılırım Kulluk'te gördum
ılk kez, Emm Efendı lokantasının önunde.
Vanp yanına ehru öptum, Hulusı Efendı'nın,
"Lutfedıp buyursun, bır kahvemı ıçsın" bı-
çımındekı dıleğmı sundum Bakrtı, bıraz du-
şundu, "Ben de o yana gıtmeyı
tasarhyordum" deyıp kalktı Pantolonunda
dızlerının ızı Fötr şapkasını ve bastonunu
aldı yanındakı masadan, yurüdü Beyazıt
Camısı'nın şadırvanlı avlusuna açılan mer-
mer kapının önunde durdu Başını kaldırıp
baktı uzun uzun ve mırıldandı "Ne mımarı,
ne mımarı"
Hafız Hulusı Karadenız, Sahaflar Çarşı-
sı'nda kıtapçı ıdı Uzmandıyetanınırdıdıvan
ve Fars yazını ustune Orada yarım saat ka-
dar oturan Yahya Kemal tam kalkacaktı kı
bır adam gorundu kapının ağzında Sırtta bı-
nış, elde baston, kınalı sakal, "Ooo, bu>ur-
sunlar ustat" denıhnce gırdı ıçerı, oturdu Et-
sız uzun yuzu, ust kesımı uzun govdesıyle El
Greco'nun resımlenndekı ermış tıplerını
anımsatıvordu Y uz bın kışılık bır kalabalık-
ta kendıne özgu jestlerı ve çızgılerıyle kolayca
seçılebılecek bu ılgınç kışı, Yahya Kemal'ın
çok oncelerı, "Hezar gıpta o devr-ı kadım
efendısıne/Ne kendı kımse>e benzer ne kım
se kendısıne" ıkılığı ıle ovdugu Ibnul Emm
Mahmut Kemal ıdı
Park Otel
Yahya Kemal'ın yaşamında Park Otel'ın
çızdığı kavıs, benım anılarımın da çerçevesı-
dır Onun orada, Boğaz'a karşı hep aynı pen-
cerenın yanında şarap ıçışı, gunluk gıyımı ıle
karyolasında otururken onundekı masava
eğılıp eskı harflerle bır şevler yazısı, amansız
bır öksuruk knzını atlattıktan sonra mendı-
Iıvle alnındakı ter damlalarmı sılışı, odasına
gıren A Hamdı Tanpınar'ı çocuksu bır coş-
ku ıle karşılavıp kucaklayışı, terzı Izzet'ın
(Unver) bır çocukla gönderdığı pantolonuna
rengı değışık bır kumaştan (sıyah ustune la
cıvert) uyduruk bır arka cep takılmış görunce
kırgın bır sesle "Ne bu, Izzet görmedı mı bu-
nu
17
" de> ıp çocuğa bakışı, odasının pencere-
sınden karşıda ınce bır dumanla ortulu Mar-
mara kıyılarını seyrederken adaları, eşsız bır
güneşın çevresınde dızılmış kuçuk kuçuk uy-
dulara benzetışı vb
Butun bu goruntulerın yansıdığı fon, hep
Park Otel'ın değışık kesımlerıdır
Bılıvordum, emeklı aylığından başka du-
zenlı bır gelın >oktu, ama bana göre elı açıktı
y ıne de Konuklarını ağırlamaktan hoşlanır-
dı Guzel bır mayıs günu (1958), yanı ölu-
munden altı av kadar once "Gel bu akşam"
dedı,"Boyacıkoy'egıdıp 'tabesabah' bır şa-
rap ıçelım" Ozur dıledım, ıkı arkadaşımla
buluşacağımı soyledım "Onlar da
buvursun" dedı, ' Uçunuz de benım 'azız
mısafirım' olun" Duşunduk, >uk olmayalım
dev ıp gıtmedık
O, dort dortluk şaır, eskı "muderrıs ve
buyukelçı" bu> ukluk taslamazdı hıç Kuru-
mun, çalımın yabancısıydı O >ıllarda başka
şaırler de tanıdım yakından Çoğunun dav
ranışında yapaylığın "da>anılmaz hafifhğı"
sergılenırdı Onlardan bın, tramvay volculu
ğunun kalabalığında kurklu kadınların kur-
kunu okşardı sınta sırıta "Başka"lığını böyle
gosterılerle vurgulardı
Yahya Kemal'ın yıvıp ıçmesı doğrusu du-
zensızdı O konudakı kurallara aldırmazdı
pek Gıyım kuşam konusunda da mızmız de-
ğıldı Utusu sılınmeve yuz tutmuş pantolonla
çıkmakta bır sakınca görmezdı, ama bır dı-
zesınde ıpınce bır kınşık görse onu kesınlıkle
dışan bırakmazdı Ona gore yaşamda şur-
den, başka bır devışle sanattan cıddı ış yok-
tu Fetıhler ve utkular bıle gelıp geçıcıydı.
Dunyaya, şurlennın merceğınden baktığı ıçın
uzun ve tıtız bır çalışma surecınde yarattığı
dızelerıne denılebılır kı âşıktı Dolayh bır
narsısızmı sımgeleyen bu tutkusunu o, "Mıs-
ra, benım haysıyetımdır" sözlerıyle en guzel
bıçımde açıklamıştı Gerçekten, kışılığıne
karşı yapılan bır patavatsızlığı bağışlardı,
ama şurlerıne bır toz kondurana duşman ke-
sılırdı Yazar ve oğretmen Hakkı Cuha Gez-
gın, Babıâh Yokuşu'nda Halıt Fahrı Ozan-
so> 'a onun aynı nedenle bastonla saldırdığını
söylerdı
Bır Istanbul gazetesınde, Cahıt Sıtkı Ta-
rancı'nın Ahmet Haşım'ı öven bır yazısı çık-
mıştı Ertesi gun Yahya Kemal'e o yazıyı gö-
rup görmedığını sordum "Gördum" dedı ve
"Kasıt benı gözden duşurmektir" dıye ekle-
dı "Ama üstat, yazıda adınız geçmıyor" de-
dım "Polıtıka o" dedı "Bırını>erındıbıne
batırmakla, onun adını anmadan karşıtmı
eöklere çıkarmak arasında bır ayrım yoktur
Ikısı de ayru kapıya çıkar|' Bu sert tepkıyı uy-
duruk cep konusunda göstermemıştı
O şıır ustasının başka şaırler konusunda-
kı düşuncesını merak ederdım Eskılerden,
Bâkı'yı, Naılı'yı ve Nedım'ı severdı, bılıyor-
dum Demek öburlerını pek tutmuyordu Nı-
tekım Fuzulı Ue ılgılı sorumu, >a "O garıp"
ya da "O zavallı" dıye yanıtlamıştı Dıvan şı-
ırının doruk çızgısı dıye bılınen Şeyh Galıp
konusunda ıse susmayı yeğlemıştı A Ha-
mıt'ten soz açılınca, "Makber'de 27 dıze var,
gerısı boştur" dıye konuşmuştu Tanzımat ve
sonrası şaırlerı ıçınde yalnız Muallım Nacı'yı
beğenıyordu Fıkret'le M Akıfı de yetersız
buluyordu Necıp Fazıl ıçın "Guzel dızelerı
var" demış, "Suslenmış gemıler geçse açık-
tan"ı örnek vermıştı Orhan Velı, Melıh Cev-
det, Oktay Rıfat uçlusunun onculuk ettığı ye-
nı şıır akımı konusundakı duşuncesmı sordu-
ğumda gulerek "Dur, sana yenı şurden bır ıkı
dıze okuyayım" deyıp "Buyuk balık kuçuk
balığı >utar demışler / Bok yemışler"ı oku-
muş, başka bır açıklama yapmamıştı
Yahya Kemal, Salâh Bırsel'ın deyışı ıle
gençlere buvuk değer gösterırdı "Gençler
benım ıçın ne dıyorlar
9
" dıye sık sık sorardı
•Venı akımları da öyle kıyasıya eleştırmezdı
Beğenmese bıle kuçumseyıcı bır dıl kullan-
maktan kaçınırdı
ŞÜKRAN SUNUŞU
Çok Değerli Varlığımız
Milli Atlet - Endüstri Mtihendisi (ODTÜ)
Ekononıist (Istanbul Üniversitesi)
MEHMET
İLHAN IŞIL'ın
(Memo 5.12.1958 - 21.10.1990)
Gerek hastahğı sırasında gerek pek genç yaşta olumunden sonra
ılgi ve sevgılerini belirten sayısız kıymetlı dostlanmıza
gonulden şukranımızı saygı ile sunarız.
IŞIL VE OĞUZKAN AİLELERt
OZEL BORA
SURUCU KURSU
DERSHANE:
USKUDAR- 343 67 82
PİSTLERİMİZ
KOZYATAĞI 362 47 33
TARABYA 1620818
Tercıhınızı yaparken
dershane ve pısflerımızı
yerınde ınceleyın
Au Paır Acentası
Ingıltere-AmeriKa
S Fransa
91158 53 4216143 87
SAHİBİNDEN
1990 FORD 1 6
E S C O R T
Tel: 149 33 88
VEFAT
Hakkı öztınaz (Hakkı üsta)'ın eşı, Mustafa, Mujgan,
Lütfü, Vıldan Özgul, Yalman, Fatma, Ümmuhan'ın
annesı, Burcu, Burçın, Özge, Emre'nın babaannesı
İHSAN ÖZTBVAZ
vefat etmıştır
Aılesı ve yakınlarına başsağlığı dılerız
AİLESt
CUMHURIYET ÜNİVERSİTESİ
REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Ünıversıtenuz Hemşırebk Yüksekokulu'na 2547 sayılı yasanın ıl
gıb maddelerı gereğınce 1 adet öğretım görevhsı, 1 adet araştırma gö
revlısı ve 1 adet U2man almacaktır Adayların dılekçe, özgeçmıj ve
hemşırehk yüksekokulu bsans dıploması suretı (öğretım görevbsıne
başvuranlann yüksek lısans dıploması) üe bırlıkte 19 Kasım 1990 ta-
rıhı mesaı bıtımıne kadar adı geçen yUksekokul müdürlüğüne müra-
caat etmelen gerekmektedir
İngıhzce sınavı 20 Kasım 1990 tanhınde saat 10 OO'da, bılım sına
vı 21 Kasım 1990 tanhınde saat 10 OO'da yapılacaktır Duyunılur
Basın 37918
İngıhzce derslerı Amerıkan profesorunden
Tel: Akşam 151 58 61
Dr. D. Casella
İLAN
Bakırköy I Aslıye Ceza Mahkemesfıun Esas 987/870 Karar
988/324 sayılı 21 4 1988 tanhlı karan uyarınca ıdaremıze 88 106
Tl para cezası ödemeye yükümlü kılınan Mesut Bakj kararda belır-
tılen adresınde bulunamadığından mezkür para cezası tahsıl edıleme
mektedır
Tebhgata esas olacak başkaca bır adresı büınemedığuıden 7201 sayıL
Tebhgat Kanunu'nun 28 ve 29 maddelenne göre ılanen tebhğıne ka
rar verıldı
Tebhgat yenne kaım olmak üzere teblığ olunur
ISTANBUL GUMRÜKLERİ BAŞMUDÜRLÜGÜ
ELGİZ PAMİR
ve
BEHZAT AY
evlendıler
• 26.10.1990 Kadıkoy
CA60AJ YAYIMLAHI
İLHAN SELCUK
JAP
GÜLÜ
10 000 lıra
(KDV ,cmde)
Odemelı gonderı/mez
CAĞDAS YAYINLARI
Turk Ocagı Cad 39 41 Cağaloğlu ISTAN6UL
Ağaç Yaşken Eğilir: 1
Kemal Gökhan Gürses
PARALI BASIN
AÇIKLAMASI
1991 yılı Butçe Tasansı'nda MEMUR MAAŞLARINA
YUZDE 15 artış onerılmıştır
• Fıyatlar bır yılda yuzde 100'e varan artışlar gostermıştır
• Son uç ayda et 12 000 lıradan 16 000 lıraya peynır 8000
lıradan 12 000 lıraya, tupgaz 12 000 lıradan 20000 lıraya,
yumurta 90 lıradan 330 lıraya f ırlamıştır
• Bu durum karşısında mılletvekıh maaşları 12 000 000
lıraya çıkarılarak durumları duzeltılmıştır
Anayasanın 128 maddesıne gore devletın temel
hızmetlerınden EĞITIM ve OGRETIMI gerçekleştırmekle
gorevlı memurlar adına
• Sayın mılletvekıllerını, bakanları, komısyon uyelerını
DUYARLIUĞA,
"Öğretmenı sevmek, mılletı sevmektır" dıyen Mıllı Eğıtım
Bakanı Sayın AVNI AKYOL'u goreve
• Işverenle toplu pazarlık masasına oturabılmemız ıçın
tum eğıtım çalışanlarını EĞITIM-IŞ'e uye olmaya,
• Tüm memurarkadaşlarımızı SENDIKALARINI
KURMAYA ÇAĞIRIYORUZ
EĞİTİM-İŞSENDİKASI
GENELMERKEZİ
KAMUOYUNA!..
Hukuk devleti anlayışına ters düşen ıdam
cezasının sıyasal ıktıdarca şantaj aracı
olarak kullanılmasını ve sıyasal tutukluları
rehın tutma mantığıyla davranılmasını
şıddetle kınıyoruz.
TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ
ODASI İSTANBUL ŞUBESİ
KAMUOYUNA
Iktıdarın cezaevlenne yönelık yenı baskı ve hak gasplarını
protesto etmek ve Dıyarbakır Cezaevı'nde sürdürülen
dırenışı desteklemek amacıyla 31 ekımden ıtıbaren
aşamalı olarak açlık grevıne başlıyoruz
Ceyhan Cezaevi'ndeM tutuklular adına:
NİHAT ŞEKER, HİLAL AYDIN, SELİM ÇURÜKKAYA.
FEVZİ IŞIK, MEHMET CİBRAN, FAHRİ IŞIKSAL, HALİT
AYDIÇ, HUSEYİN GEVHER, EKREM ERTİK, HASAN
AKBABA, TAHSİN ALPŞAR, ILKER DİLCAN, RAMAZAN
KILAVUZ, M. ŞAH YILDIRIM, HUSEYİN ÇAPARTAŞ
KAMUOYUNA
Sıyası ıktnjar savaş bahanesıyle gehşmekte olan toplumsal
muhalefetı bastırmak ve yok etmek ıçın ıdamlar gundeme getınyor
Sıyası tuluklulann ıdam kararlannın yenıden gundeme sokulmasına
karşı tum devrımcı-demokrat guclerı bırlıkte mucadele etmeye
çağınyoruz
AKAO'lılar, BAHKAO'lılar, BEMDER lller BEYKAO lılar,
BİKAD hlar ÇİHKAD lılar, OEMKAD lı kadmlar EHKSD lller,
EMEKAD hlar EMEKDER lıler GA2IDER lıler, GEO lıler
GEYAD lılar GOPKAD lılar GULKAD lılar HAKAD lılar ISD lller,
IŞPORDER lıler IYO-DER lıler KARDER lller, KKSD lıler,
SKDD lller SULKAD lılar, TAYAD lı aileler THDIIIer,
UMDER'lller YENOER lller
DUYURU
3A
kasım cumartesı saat 10 30'da Macka Maden
Fakültesı G Salonu'nda sanatcı Fethi Kopuz un
katkılarıyla
"İSTİKLAL MARŞI NASIL DOĞRU SÖYLENİR"»" adlı
bır uygulamah soylesı duzenlenmıştır
Başta muzık öğretmenlerı ve oğrencılerı olmak üzere
konuyla ılgılı herkes davetlıdır
ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME
DERNEĞİ YÖNETİM KURULU