Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DÎZt-RÖPORTAJ 21 EKİM 1990
1989yılında Türkiye'de 74 milyon 318 bin 816kilo sigara satıldı. Parası tiryakilerin cebinden çıktı.
3.5 trilyon lira dımıaıı olduSigarasız dünya
Dünya Sağlık Örgütü,
2000'li yıllarda sigarasız
dünya kampanyasına hız
veriyor. Pek çok ülkede
kamuya açık yerlerde
sigara içilmesı ya
yasaklanıyor ya
kısıtlanıyor. Türkiye'de ise
sigara içimi tüm hızıyla
sürüyor, hatta giderek
artıyor.
— 1 —
Sigara ınsan sağlığına zararlı. Ama Tür-
kiye'de satılan sigara paketlerinin uzerin-
de yazdığı gıbı "1979 Yılı İcra P1.467. Ted-
bir Uyannca" değıl. Başta akcığer kanseri
olmak uzere, solunum yollannda çeşıtlı
hastalıklara yol açtığı için "zararlı".
tşte bu yüzden dunyanın çeşitlı ulkelenn-
de sigara ve öteki tutun urünlerine karşı
amansız bir savaş verilıyor. Sigara tıryaki-
lerinın ozgurlük alanı giderek kısıtlanıyor.
Dünya Sağlık Örgutü (WHO), "2000'H yıl-
larda sigarasız bir dunya" kampanyasını
tum hızıyla surduruyor. Pek çok ulkede,
kamuya açık yerlerde sigara içilmesi kısıt-
lanıyor. Bu kampanyalar Türkiye'de de
yansımasını buluyor THY, iç hat uçuşla-
nnda sigara içılmesını yasaklıyor. Çeşitli
kuruluşlar, ışyerlennde sigara içilmesine kı-
sıtlamalar getiriyor. Radyo ve TV'de siga-
ranın zararlan üzenne yapılan uyarılar gi-
derek sıklaşıyor. Kamuyu sigaranın zarar-
larından korumak için sunulan yasa one-
risi, TBMM'de yasalaşmayı beklıyor.
Ama dünya genelinde olduğu gibı Tur-
kiye'de de sigara tüketimi her geçen yıl da-
ha artıyor.
Türkiye'de "sigara sonınu"nun pek çok
boyutu bulunuyor. Bunlar bir "ozgurluk"
sorunu olarak sigaradan yabancı sigara
gruplarının Turkiye'deki etkinliklerıne, si-
gara ve sağlıktan Türk tütüncblüğunun ge-
leceğine dek uzanıyor.
1989 yıhnda Türkiye'de yasal yollardan
tam olarak 74 milyon 318 bin 816 kilo si-
gara satıldı. Tiryakiler, bir yıl içinde siga-
raya 3 trilyon 485 milyar TL odedıler. Si-
gara surekli zamlarla giderek "luks tuke-
tim malı"na donuşuyor. Ama kımse siga-
ra içmekten vazgeçmiyor. Türkler "sigarayı
çok seviyor". Bu olgu çeşitli deyimlere de
yansıyor. Eskilerin "Erkek dediğin eli du-
manlı olur" sozu, Turkiye sınırları dışın-
da "Turk gibi sigara içiyor" deyimine, "si-
gara iç, Türkle tanış" türu reklamlara yol
açmıştı.
Sigara ve tutun urünlerine karşı tum dün-
yada uygulanan kampanyalar giderek siga-
ra içmeyi bir "özgıirlıik" sorunu durumu-
ria getiriyor. Sigaranın zararlanndan "pa-
sif içici" olarak adlandınlan sigara duma-
nına "maruz kalanların" da payını alma-
sı, "sigara içmeyenlerin haklannı" günde-
me getiriyor. Sigara içmeyenleri korumak
için başlatılan çeşitli uygulamalar ise bu kez
"sigara içenlerin haklannı" beraberinde ta-
sıyor.
Türkiye'de sigara sorunu şımdilık "aşk-
acfret" ilişkisi üzerine kurulmuyor. Ama
sigara içmeyen birisıni, orneğin bir taksi şo-
föru, arabesk müzıği eşliğınde tellendirdi-
ği sıgarasıyla rahatsız edebihyor. Ya da
elinde sıgarasıyla alışveriş yapmak için bir
dükkâna giren tiryaki, gorevlilerın "Lut-
fen sigaranızı söndurur musunfiz" uyarı-
sıyla karşılaştığında "utanıyor".
Neden sigara?
Peki sigara tutkusu nedır? Hem sağlığa
hem de keseye zararlı olmasına karşın mil-
Derin sigara
muhabbetleriBence sigaradaki filtre cinsel ilişkide
kullanılan prezervatife benziyor. Ne yapalım
ki AIDS diye bir gerçek var.
DÜNYA ÇAPINDA StGARA KAVGASI — Sigara içmeyenlerle icenler arasında dıınya çapındaki savaş giderek yaygınlaşıyor. Sigara içmeyenler
kamaya açık yerlerde etkin önlemler alınmasuu isterken içenlerde kendi kisisel ozgurluklerinin sınırlandınldıgı kanısıyla,örgutlenmelere girişiyoriar.
HULKİ AKTUNÇ
1— Bir zamanlar en çok siga-
ra içen arkadaşım Necati Tosu-
ner'di. Cemal Sureya "bir par-
mağı zenci" derdi Necati'ye.
Necati Tosuner sigarayı bırak-
U, ben bırakamadım.
2— Osmanlı döneminde tu-
tün yasaklan uygulanmasaydı
bugun bu kadar çok tiryakimiz
olmazdı.
3— Red Kit sigarayı bıraktık-
tan sonra seruvenlen de saman
çöpüne döndü bıraz.
4— Bence sigaradaki filtre,
cinsel ilişki sırasında kullanılan
prezervatife benziyor. Ne yapa-
hm ki AIDS diye bir gerçek var.
—5 Tutunun karşıtı, tütme-
yindir. (Oraya buraya lutfen
tutmeyin yazsınlar, telif hakkı
istemem, sigara içmenin kesin-
likle yasak olması gereken yer-
ler dışında kullanılan "sigara iç-
meyebıldiğiniz için teşekkür
ederiz" ibaresi, ictenlikten yok-
sun gibi geliyor bana.)
—6 Üzerinde harbi bıçımde
"Türk tütünü ' sözcükleri bulu-
nan yaygm marka Camel'dır.
Camel, bundan 15 yıl kadar ön-
ce kampanyasını bu temele da-
yamış ve "meet the
Ttirk"(Türkle tanış) sloganını
kullanmaya başlamıştı. Turk
duşmanı baskı çevreleri yuzün-
den "meet the Türk" yaklaşımı
rafa kaldınldı. Camel şimdi
Türkiye'de bile "Türk tütü-
nü"nden söz etmıyor.
7— Ruzgârda sigara içılmez;
sigaranızı nefesı sizden daha
güçlü olan ruzgâr içer de ondan.
8— Resat Nuri ile Behçet Ne-
catigil'in önemli bir ortak nok-
taları da hemen her totoğrafla-
rında görülen sigaralarıdır. Bir
başkası, ikisinin de kanserden
öknesi. tşte bir sigara duşmanı
yalnızca bunu görur... Ya diğer
ortalıkları: Yürekleri ve diller-
deki şefkat urpertisi?
9— Yenice, Gelincik, Kulup,
Yeni Harman gibi sigaraların
paketlerine halkın dertlerini çı-
zıktırıp o seçim çevresıni terk
ederken paketi tarlalara atıveren
politikacılar nerede şimdi; ya da
sigaralar nerede?
10— Yatıh okulda okurken
yalnızca cumartesı-pazar gunleri
sigara içerdim. Zevk duyduğum
her şey (sinemalar, başıboş ge-
zintıler, kızlar, kitaplar...) haf-
ta sonundaki bir buçuk gune
sığmak zorundaydı.
11— Eşkıyaük tarıhimizden
sayfalar: Gecmişin ayıngacıları
ile dunun bugunun "Malbnşçu
baba"lan.
12— Bir Japon bilimadamı,
sigaranın yararları uzerıne ınce-
lemeler yapmıştı. Sesi (gerek si-
gara, gerek antisigara çevreler
yüzünden herhalde) kısılıverdi.
13— Bakalım bızim becerik-
li argomuzda sigara ile ilgili ne
gibi sözcuk ve deyimler var...,
— Sigara, sigara içmek, siga-
ra izmaritiyle ilgili sözcuk ve de-
yimler:
Bıgı, boş, ciğerleri bayram et-
mek, coynt, çeke çeke fıtık ol-
mak, çıkıntı, çıkıntı yapmak,
emzik, gotik, kanser, kebabiye,
kefal, kefal tutmak, kırk am-
bar, malborya (malbora, mal-
buş), mazot, palamut, portakal-
lı, sipar, sipsi, torık, uçlu.
— Sigara, esrarlı sigara ile il-
gili sözcuk ve deyimler: Bıgı,
coynt, cuk, çarşaf, çifte telli,
çift kâğıt, çıft kâğıt yapındır-
mak, dolma, dolu, dört kâğıt-
lı, duman, duman altı oimak,
kının, öldurmek, sarma, sipsı
major, soğutmak.
14— Sigara, tutun estetiğinin
ölumü, tespihçilik zanaatının
(hatta sanatının) ölümune ben-
ziyor. Tabaka, ağızlık gibi siga-
ra ve tutun avadanlıkları birbi-
rinin aynı oldukça bu el alışkan-
lığı da Ladını yitıriyor.
yonlarca insan niçin sigaradan bir turlu vaz-
geçemez? Günde 2 paket "Gitane" içen ya-
zar Murat Belge, bu olguyu sigaranın her
turlu "ruh haline uvgunluğu" ile açıklıyor:
"Sigarayı sevinirsin içersin, üzuhırsun
içersin, uyanık kalmak için içersin, uykun
gelsin di>e içersin.. Yani ne niyetle içersen
o oluyor. Sigara edilgen bir şey. Sen ona
istediğin şeyi yukleyebiliyorsun. Bir de ta-
bii dış dunyay a karşı hep senin yanında.
Meseia benim gibi aslında mahcup olan in-
sanlar, ellerinde sigarayla daharahatola-
biliyorlar."
Gunde 3.5-4 paket sigarayla "iflah olmaz
bir tiryaki" olan şair-yazar Enis Batur ise
"sigaranın erdemleri" uzerine şunlan söy-
luyor:
"Sigara insanı gevşetiyor, stres atmaya
yararı var. Sonra sigaranın bir estetiği var,
İezzeti var.."
"Sigara içmeye nasıl başlanır?" Bu so-
runun yanıtında bir dizi sosyal etken bulu-
nuyor. Uluslararası Reklamcılar Derneğı'-
nin, New York Üniversitesi oğretım uyele-
rınden Prof. J.J. Boddewyn'e hazırlattığı
araştırmamn sonucları bu konuda olduk-
ça ilginç bulgular içeriyor. Aralarında
Turkiye'nın de bulunduğu 15 ulkeyi kap-
sayan araştırmaya gore gençlerde sıgaraya
başlama olgusundaki ana etkıler şoyle sı-
ralanıyor:
"Arkadaş ve aile ortamı ile birlikte iç-
me, en onemli etkidir. Bu etkinin onemi,
incelenen tum ulkelerde aynıdır. Sigaraya
başlama; kişisel, ailevi, toplumsal ve kul-
turel etkenleri içeren karmaşık bir sureçtir.
Sigara> a başlamada. daha çok 'Acaba ne-
ye benziyor' gibi kişisel merakla birleştiril-
miş ailenin ve arkadaşlann etkisi olduğu
bulunmuşlur. Bir sigara içicisi olma olgu-
sunun, tek biretkene dayanmayan, tam ter-
sine uzun bir sureyi kapsayan bir zaman di-
limi içinde çeşitli etkenlerin kombinasyo-
nundan oluşan karmaşık bir gelişme sure-
ci olduğu açıktır."
Aynı araştırmada, sigaraya başlamada
aılenın etkilerı üzenne şunlar söyleniyor:
"Ailevi etkenler, ebeveynlerin davranış-
lan, onların tavırian ve kardeslerinin rolun-
den oluşmakladır. Yapılan birçok araştır-
ma. çocuklarla gençlerin, ebeveynlerinin si-
gara içmeleri durumunda, kendilerinin de
sigaraya başlama olasılığının yuksek oldtı-
ğunu gostermektedir. Sigara içme olgusu ile
ilgili olarak ebeveynlerinin izin vermeieri de
onemlidir. Bir çocuğun sigara içen kardeş-
lerinin bulunması onun da sigaraya başla-
ma olasılıgını arttırmaktadır."
Sıgarava başlama olgusunda, toplumsal
baskıların etkılerınde "akranlar" en onemli
boyutu oluşturuyor:
"Eğer bir gencin en yakut arkadaşı sigara
içiyorsa bu durum onun da sigara içmeye
teşvik edilmesi açısından onemli bir rol oy-
nayacaktır."
Sigara tüketimi neden
sürekli artıyor?
Peki "sigaranın zararlan" uzerıne yapı-
lan bunca yayına ve eldeki somut bilgilere
karşın sigara tüketimi niçin artıyor? Tirya-
kileri bır yana bıraksak bile yeni başlayan-
lar için bu olguyu Prof. Boddevvyn şöyle
açıklıyor
"Her ne kadar çocuklann çoğu sigara iç-
menin sağlıklan için tehlikeli olduğunu bi-
liyorlarsa da sigara içme olayı ile ilgili ola-
rak iddia edilen tehlike, kendi başına siga-
raya başlama konusunda yeterli bır engel-
leyki olarak gorulmemektedir.
Çocuklar ve ergenlik çağındakiler ara-
sında sigara içme olgusu, binlerce kişisel ve
toplumsal etken tarafından belirlenir. Araş-
tırmalar sigara içenlerin, sigara içmeyenler-
den kişilik profilleri. inançları ve sigara iç-
me olayına ve sigara içenlere karşı aldıkla-
n inanç ve tavırlarla ayrıldıklannı ortaya
koymuştur. Araştırmalar aynı zamanda bi-
reylerin sigara içmeye başlama surecinde
onceden eğilimleri olduğunu da ortaya çı-
karmıştır. Sigara içme olgusu ile ilgili inanç
ve tavırlar, kişinin içinde olan etkenlerdir.
Ancak toplumsal olarak koşullandınlırlar.
Sigara içmeye karşı olumlu tavır alan
genç insanların aynı zamanda sigara içme-
ye eğilimleri olduğu da soylenebilir. Yaş
Ueıiedikçe sigara içme olayı daha kabul edi-
lebilir bir duruma girmektedir. "
Yarın: Sigara yasakları
MISIR'DAN
İZLENİMLER Mezarlıklar üzerinde gecekondu kenti— 1 —
KÂNİ EKŞİOĞLU
KAHİRE — Tarih söylerse
güzel söyler. Mısır'da Î.Ö.
5000'li yıllarda tanmsal yerle-
şim başlıyor.. Bu Nil'in de gu-
cünü gösteren ilk tarihsel belge-
leme... Bunun gunumuze gelen
kahntısı var mı bümiyorum.
Ama l.ö. 2685'te başlayan pi-
ramitler çağının izleri Mısır'ın
uygarlık taıihindeki görkemım
sergiliyor. Piramitler tarihten de
öte şimdilerde ekonomik bir de-
|er taşımakta. Mısır'a gidip de
piramitleri ziyaret etmemek ol-
maz.
Nil, bıraktıği delta kalıntısıyla
yalnızca Mısır'ın değil, aynı za-
manda bütün Afrika kıtasının
da simgesel yeşilliğı ve yaşam
kaynağı. Mısırlı Nıl'le ne denli
övünse az. Çünku Nil yukanlar-
dan akan bereketin de tek ula-
ştm aracı gibi.
Kahire'de özellikle Nil'in de-
nizi andırır biçime dönüştuğü
kesimde dört katlı gemiler turiz-
min sefasma yatakhk ediyor.
Orada cekilen ziyafetler karada-
kinden daha bir aynmh ve gi-
zemli sankı. Eski Mısır söylen-
celerinin büyüleyici burgacmda
uçmuyorsanız, yüzüyorsunuz-
dur kuşkusuz!
Şimdi Mısır'da Kraliçe Ha-
çepsut yok. Ama onun görkemli
varhğı Kahire'deki etkinliğini
sürdürüyor. özellikle tarihsel
tapınaklarda anılmamasına ola-
nak var mı? Çünku o aynı za-
manda kralları bile gölgede bı-
rakmasıru bilecek kadar etkin-
liğmin altını çizdirmesini becer-
miştir.
Iki eliniz kanda olsa bile siz
eğer Kahire'de ısenız mutlaka
oranın ünlü müzesini de ziyaret
etmek zorundasımz. Mısır'ın
bütün gizemi ve uygarlık tarıhi
GtZEMLİ RENKLER — Mısır halkı, 5 bin yülık bir tarihten süzülup gelen soytu bir halktır. Kahire gizemli renkler taşır.
İki eliniz kanda olsa bile Kahire'de
iseniz mutlaka oranın ünlü müzesini de
ziyaret etmek zorundasımz. Mısır'ın
bütün gizemi ve uygarlık tarihi o
müzede yogunlaşmıştır. Saatlerce
gezmekle bitmeyen müze dünyanm en
etkileyici ve büyüleyici tablolarını
sergiler.
Kim ne derse desin Mısır halkı sevimli
bir halktır. Ne savaş olasılığmdan
tedirgindir ne de yaşamın
acımasızlığından. Tanrı ne vermişse
vermiştir. Üstelemenin anlamı olsa
pahası ne ki?
Kahire'de 12 milyon insan yaşıyor.
Kimbilir bunun kaç katı toprağın
altında. Fakat belli ki milyonlarcasının
üzerinde şimdi bizdekini andırır
'gecekondular' yapılmış. Buraya Ölüler
Kenti deniyor.
o muzede yoğunlaştınlmıştır.
Saatlerce gezmekle bitmeyen
müze, dunyanın en etkileyici ve
büyüleyici tablolarını sergiliyor.
5 bin yıllık soyluluk
Mısır halkı, hiç kuşkusuz Î.Ö.
5000'li yıllardan gelen soylulu-
ğu üzerinde taşıyor. Firavunla-
nn benzerleri Kahire sokaklarını
dolduruyor. Bundan hoşlanan-
lar ıçın daha ıyi bir ortam ara-
maya gerek yok.
Günumuzde Afrika devletleş-
me aşamasında on sırayı çeki-
yor. Yepyenı devletler butun kı-
taya yeni bir bıçim vermişler.
Oysa Mısır Nıl'le birlikte İ.Ö.
4-5 bin yıllann uygarlıklannı sü-
rüyedururken Afrika uykunun
en derinliklerinde soyut bir var-
lık olmanın ötesinde bir anlam
tasımıyordu. Şimdiyse çağımı-
zın katı kuralları ekonominin,
politikanın azüı dişlerini Mısır'-
ın sınırlanna dolamıştır... Kim
en büyük, kim en küçük hiç bel-
li değil... Çünku esasen buyük-
lüğün ve kuçükluğün ölçütlerı
de şaşırtılı.
Bu gece Nil'deki geminin te-
kinde kokteyl var. Acaba ara-
mıza Hacepsut da gelecek, bize
onur katacak mı? En iyisi Ha-
çepsut gelmese bile yasamını
Aton dinine bağlanarak koca-
sından ayrı ve kuskün geçiren
Kraliçe Nefertiti'nin onuruna
kaldırmalı kadehleri. Ne de ol-
sa Nil onun da tinine yatakhk
ediyordur!..
Afrika başlı başına bir buyük
kıtadır.
Eskiden yalnızca Mısır var-
ken şimdilerde elliyi aşkın dev-
lete yatakhk etmekte. Afrika ol-
manın ayrıcalığı kimilerinin
duşlerini süslerken Mısır da hep
önde bulunabilmenin uluslara-
rası savasımını veriyor. Afrika'-
da Iıder olabilmek, dunya plat-
formunda etkin yerini alabil-
mek anlamına da geliyor.
Çağdaş demokrasi ne denlı
kök salabilmiş Mısır'da. Nil del-
tasını susleyen hurma ağaçları-
nuı benzerlerine siyasal yelpaze-
de rastlanabilir mi? Tabıı amaç
demokrasinin turşusunu değil
de kendisını kurmaksa o zaman
bin kez duşunmek durumunda-
yız. Duşunurken de sıcaktan be-
yinlerin mayışmamasına özen
göstermek kaçınılmazdır.
El Ezher Camıi'nin çevresin-
de dolanmak neye yarar. lyisi
mi içıni gezmelı bir kez. Size eş-
lik etmekte yanşanlar, halılann
Pakıstan'dan geldiğını ısrarla
vurguluyorlar. Nil gıbı upuzun
halılann Pakistan'dan geimış
olması hiç de önemli değil oy-
sa. Gerçeği söylemek gerekırse
şimdilerde ote dunyaya yatırım
yapmak yerıne bu dunyaya ya-
tırım yapmanın akıllılığı yuzeye
çıkmaktadır. Buna ı>iye gelişme
dıyebilirseniz eğer...
Koca Nasır'ın rahat uyuduğu
yerde Enver Sedat'ı katletmek
kime yarar sağlayabildi?.. Bir
politik ve yönetim değişikliği ol-
madığı, Mısır'ın önderi Hüsaö
Mübarck'üı aynı politika ve yö-
netimi izlediğîne göre? Burası
oldukça kapalı ve gizemliliğini
surduruyor. Zaten önemli olan
ser verıp sır vermemek!
Ölüler kenti
Hele bir de ölüler kenti olma-
sa. Kahire'de 12 milyon insan,
yaşamda olanı. Kimbilir bunun
kaç katı toprağın altında. Fakat
belli ki milyonlarcasının üzerin-
de şimdi bizdekini andırır
"gecekondular" yapılmış. Bu-
nu değışik bıçımlerde açıklayan-
lar var. Kimileri halkın gelip
mezarlan işgal ederek yapı kur-
duklarını savlıyor. Kimileri ise
ölülerıni bırakamayanlann ya-
nına yerleştiklerini... Her ney-
se. Şimdi Mısır'ın Kahiresi'nde
bir öluler kenti doğmuştur. Biz-
deki gecekondu kenti gibi. Ora-
da sanıyorum ölüsu de dirisi de
memnun olmalıdır. Çunku baş-
ka seçenekleri yok..
Kim ne derse desin Mısır hal-
kı sevimli bir halktır. Ne savaş
olasılığmdan tedirgindir ne de
yaşamm acımasızlığından. Tan-
rı ne vermişse vermiştir. Üstele-
menin anlamı olsa pahası ne ki?
Kahire'de, önce guneye; son-
ra da guneydoğuya doğru gidi-
yorsunuz. Kahire cıkışında ar-
tık Nil'den (öteki deyışle yeşil-
den) kopmuş olmanın huznu
çokecektir uzerinize. Ama çok
yakında sizleri mavilerden bir
atlas beklemektedir: Kızıldeniz.
Kızıldeniz çolle yeryuzunü
bölüşmuş sankı. Keşke paylaş-
mış olabilse. Artık kıyı şeridin-
desiniz. Ağaç ve yeşılden kop-
muşluğun yerini mavıliğin se-
vimlıliğı kaplamıştır. Yolunuza
çıkan Ras Za'farana minicik bir
kent. Orada yaşamın devinimi
1
yok. Turizm henüz dirilik kaza-
namamış...
Doğunuzdaki Sina'yı arkada
bıraktığınızda sizleri yepyeni bir
kent karşılıyor: Hurghada...
Hurghada'da bir yenilik ve şaş-
kınlık ıçindesiniz. Orada fira-
vun yok! Oysa firavunlar, pira-
mitler, papirusler ve Nil, Mısır'-
ın hâlâ vazgeçilmez yaşam kay-
nağı... Hurghada'da Nil de
yok!
Hurghada'daysanız Suudi
Arabistan'm tam batısındasınız.
Korfez bunalımı ile burun bu-
runa olmanın engin dehşeti Kı-
zıldeniz'ın buyuleyen mavilikle-
rinde boğulup gidiyor.
Hurghada'da hızlı bir yapım
ve yapılaşma etkinliği var. Upu-
zun kıyı boydan boya turizme
tezgâhlanmakta... Bu hızlı kent-
leşme, daha doğrusu turizmleş-
me Hurghada'yı büsbütun bir
şantiyeye dönuşturmuş. Mısırlı r
varsıl işadamlan turizmin petro- j
lu bile sollayacağı ınancıyla ya-
tınma sıvanmışlar. Kıyının ar-
ka şeritlerı ise özel konutlar ola-
rak inşa edilmekte.
Turistlerın kaynaştığı (birçok
yerde oynaştığı) Hurghada'da
"tesis'Mer henuz tamamlanma-
mış bile. Kızıldeniz kimı yerde
kızılcamura donuşmuş. Ama
onlar butunuyle umut dolu.
Varın: Hrallar \adi«*i