Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 EKİM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
| T T •'•
'Kiralık Daire'
• Kültiir Servisi — Gonül Ülku - Gazanfer Özcan
Tiyatrosu geçen sezon da sergiledikleri "Kiralık Daire"
adlı oyunla perdelerini açtı. Feydua'nun yazıp Zihni
Kuçumen'in uyarlamasını yaptığı oyun 21 kasıma dek
cuma, cumartesi ve pazar gunleri sergilenecek. Oyun
daha sonra "Orasını Es Geç" adlı bir diğer oyunla
birlikte de\'am edecek. "Kiralık Daire"de kedileri
yüzünden eşinden ayrılan saf, arkadaş canlısı Selim
Salim'i canlandıran Gazanfer özcan yonetmen olarak
oyunda özen gösterdiği noktalan şöyle anlatıyor:
"Güldürü yönü ağır basan, türu gereği olayların sonunda
tathya bağlandığı bir oyun. Olayları gerçeklere çok
yakın, günlük dilin kullanıldığı, vodvil olmasına rağmen
gerçek dışı, ters gelmeyen günlük yaşamdan bir parça
gibi oynanmasına dikkat ediyoruz." "Kiralık Daire"de
Orhan Alkan, Gazanfer Ündüz, Fulya özcan Ünduz,
Teoman Aksoy, Aliye Tölak, Sait Genay, Şemsay
Cankara, Nurten Atakmen ve llter Akcabe rol alıyor.
Brunello-Someıızi konseri
• Külliır Servisi — Genç kuşak Italyan viyolonsel
sanatçılarından Mario Brunello'nun viyolonsel resitali, 22
ekim pazartesi günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda
gerçekleşecek. Brunello'ya piyanosuyla Massimo Somenzi
eşlik edecek. Öğrenimine Adriano Vendramelli ile
başlayan Brunello daha sonra çalışmalarını unlü şef
Janıgro ile sürdurdü. 1985 yılında La Scala Yaylı Çalgılar
Topiuluğu ile çıktığı Çin turnesinde buyuk başarı
sağlayan sanatçı, bir yıl sonra Moskova'da yapılan 8.
Uluslararası Çaykovski Yarışması'nda altın madalya ile
ödüllendirildi. Aynı yıl Khrennikov Orkestrası'nın
iyolonsel özel ödülünü de kazanan Brunello, Avrupa'da
bugüne dek birçok başanlı resitaller verdi. Massimo
Somenzi ise oda muziği "Premier Prix" ödülünu, 1984
ve 85 yıllarında Palmi'de yapılan "Francesco Cilea" ve
Floransa'da düzenlenen "Vittorio Gui-Vittorio Veneto"
yarışmalarında birincilik ödüllerini kazandı.
Korunacak filmler
• WASHINGTON (AP) — Yirmi beş Amerikan film,
Kongre Kütüphanesi Ulusal Sinema Bölumu tarafından
"korunmaya değer olağanüstü filmler" listesine alındı.
Bu yıl belirlenen 25 film arasında 19O3'te çevrilen
"Buyuk Tren Soygunu", John Ford'un 1941'de çevirdiği
"Vadim O Kadar Yeşildi ki", Francis Coppola'nın 1972'de
yaptığı "Baba", Lewis Milestone'un 1930'da
gerçekleştırdiği "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok",
Howard Hawks'un 193O'da çevirdiği "Bringing Up
Baby", William Wyler'ın 1936'da çektiği "Dodsvvorth",
Frank Capra'nın 1946'da gerçekleştirdiği "Şahane Hayat"
da yer alıyor. Martin Scorsese'nin "Kızgın Boğa"sı,
1955'te James Dean'in oynadığı "Asi Gençlik", 1935'te
Fred Astaire ve Ginger Rogers'ın oynadıkları "Silindir
Şapka", John Huston'ın yönettiği ve Humphrey Bogart'ın
oynadığı "Sierra Madre Hazineleri" de korumaya alınan
yapıtlar arasında.
Mehmet Ulpsoy sahnede
• PARİS (Cumhuriyet) — Fransa'da yaşayan Türk
tiyatro yönetmeni ve oyuncusu Mehmet Ulusoy, Paris
Odeon Tiyatrosu'nda sahneye çıkarken, Creteil Kültür
Merkezi'nde de, kendisinin sahneye koyduğu "Kulisler"
(Les Coulisses) adlı oyun sunuluyor. Diğer adı "Avrupa
Tiyatrosu" (Theatre de L'Europe) olan Odeon
Tiyatrosu'nda, Federico Garcia Lorca'nm, dliimünden
kısa bir süre önce kaleme aldığı "Adsız Komedi"nin
(Comedia sin Titulo) Luis Pasqual tarafından sahneye
konulan Fransızca gösterisinde Mehmet Ulusoy,
Bottum'u yorumluyor. Shakespeare'in "Bir Yaz Gecesi
Rüyası" oyununu sahneye koymaya çalışan tiyatro
oyuncularının çalışmalarıyla güncel gerçek yaşamı iç içe
işleyen "Adsız Komedi", 18 kasıma dek izlenebilecek.
Aynca bu kısa oyunun Ispanyolca bir yorumu da 13-17
ekim tarihleri arasında yine Odeon'da, Luis Pasqual'ın
"önetiminde tspanyol oyuncular tarafından sahnelendi.
TarıkAli ve HowardBranton'ın yazdıkları 'Moskova Altını'Londra'da sahneleniyor
Gorbi tiyatro sahnesîndeBir zamanların 68 liderlerinden Tarık Ali ile oyunları
hep tartışmalar yaratan Howard Branton'ın onak
kaleminden çıkan oyun, Londra'da kapalı gişe
oynanıyor. Oyunda Gorbaçov'lann yanı sıra Lenin,
Boris Yeltsin, Andropov, Ligaçev ve Çavuşesku da var.
nenin orasında burasında "hey-
kel" pozisyonunda, "parmağı
ile ufuktaki belirsiz bir noktavı
gosterirken". Ama sahnenin ar-
kasında yukarılara doğru kay-
bolan bir başka heykel de var.
Lenin gibi hareketli değil bu, iki
dev bacak sadece. Stalin'in hey-
keli. Yüzü görünmüyor. Oyu-
nun sonuna doğru heykel yıkı-
Iacak gibi olurken, kaykılıp ka-
hyor sadece. Birazdan sahnenin
ortasından Stalin'in kafasını ge-
çirip göturüyor işçiler. Ve orta-
da döner bir merdane üzerinde
de politburo uyeleri, yuzlerinde
maskeler, siyah paltolan ve bir
örnek fötrleri ile koltuklarında.
Ve Boris Yeltsin, Gorbaçov'-
dan da reformcu, kraldan çok
kralcı populist, hazır cevap al-
kolik, şipşak çözümcü, iş biti-
rici yüzeysel kahraman. Gorba-
çov'u yavaş bulan, ama kendi
hranın da nereye çarpıp kırıla-
cağından habersiz bir Yeltsin ile
herkesi memnun etmeye çalışan
Gorbaçov arasındaki tartışma-
lar, oyunu bir belgesel kadar
güncelleştirmiş:
GORBAÇOV: Herkes istedi-
ği hızda ve biçimde özgürce ha-
reket etsin ha?
YELTStN: Evet ya! Sen hâ-
lâ piyasadan söz et. Ama kalbin
piyasadan yana olmasın. Sen,
halkın istekleri olmasın istiyor-
sun, Baltık, bağımsızlık istiyor.
Verecek misin?
GORBAÇOV: Evet Ukray-
na, Beyaz Rusya hepsi istiyor
diye bırakalım gitsinler mi?
YELTSİN: Litvanya demok-
rattı ama...
GORBAÇOV: Ha, Litvanya!
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Eğer harekete
geçersek kaç kişi ölür?
— Gelen teleksler kötü. Gü-
neyde herkes birbirini öldüru-
yor. Katliam var.
— Sana, kaç kişi ölür diye
sordum!
— Benden bir dost olarak mı,
yoksa bir parti gorevlisi olarak
mı yanıt bekliyorsunuz? Parti
gorevlisi olarak şunu diyebili-
rim: "Azerbaycan halkı, Kızıl
Ordn'yu karanfilleıie karşılaya-
caktır." Ama gerçeği mi duy-
mak istiyorsunuz? En az 400 ki-
şi ölür. En az... Orduyu gönder-
me, karşıtların, olaylardan seni
sorumlu tutmak için ellerini
ovuşturarak bekliyor. Tiflis'ten
de sorumlu tuttuklan gibi.
— Evet Tiflis, 38 ölü. Alaca-
ğım istihbarat ne ölçüde doğru?
Bana doğru bilgi veriyorlar mı?
Bu gece de mi katliam emri.
Gorbaçov'un politbüroya
Andropov'un kanadı altında gi-
rişi, yavaş yavaş yükselişi, glas-
nost ve perestroyka ve ekono-
mik ve siyasal sorunlar yumağı
3 saat boyunca "Barbican Kül-
tür ve Sanat Merkezi"nde sah-
nede.
Ara sıra Lenin'in "nıhu"
gökten bir merdivenden inerek
Gorbaçov'a akıl veriyor. "Üze-
rimde sonımluluk >ok artık, is-
tediğim gibi küfredebilirim",
diyen bir Lenin bu. Paltosu om-
zunda, külhanbeyi gibi kasketı
geriye itmiş. "Kendini riske
atacaksın. Ben öyle yaptıra
caksın. Ben öyle yaptığım
1917'de." Ara sıra Lenin, sah-
GORBf VE RAİSA — "Moskova Altını" adlı oyunda Sovyet li-
deri Mihail Gorbaçov'u David Calder canlandmyor. Gorbaçov-
un eşi Raisa Gorbaçov'u ise Sara Kestelman o>nuyor.
Herkes bir şey uyduruyor. Yut-
turabilirse. Eski haritaları bir aç
da bak bakalım Litvanya nere-
si? Bugünkü başkent Vilnius,
Beyaz Rusya'nın bir kasabasıy-
dı. Savaştan önce halkı İbrani-
ce konuşurdu. Litvanyaca köy-
lerde konuşulurdu bir tek. On-
Iara bağımsızlık veren Lenin.
Onlar da gidip sağcı bir diktar
törlük kurdular. Ama bugün
Vilnius'ta Ibranice konuşan
yok. Yahudileri kesmeleri için
Hitler'i beklediler. 46 bin Yahu-
diyi üç ayda kendi elleriyle öl-
durdüler. *
Pakistan asıllı sosyal bilimci
ve yazar Tank Ali ile oyunları
her zaman tartışma yaratan Ho-
ward Branton'ın ortak kalemin-
den çıkan "Moskova Altını"
(Moscow Gold), klasik tiyatro
eleştirmenlerince "yeterince
dramaük bulunmadı." Brecbf-
ten habersiz. Avrupa tiyatrosu-
na yabancı, giderek ya müzikal
ve fars ya da tam aksine en ağır
klasiklere dalan fngiliz tiyatro-
su için "Moskova Altını" bel-
gesel nitelikli bir tarih dersi gi-
bi geldi. Buna karşılık "Babri-
can" salonu lebalep doluyor.
Oyunda Gorbaçov'un karısı
Raisa, Reagan'ın falcısı gibi ko-
mik unsurlann yanı sıra, Brej-
nev'den itibaren "sttrekli ölen"
iki devlet başkanı Andropov ve
Çentenko da "tabutta" geliyor-
lar sahneye. Kızıl Ordu general-
leri, uzun sırıklar üzerinde yü-
rüyerek, yere kadar inen palto-
lanyla herkese "tepeden" bakı-
yor. Doğu Almanya lideri Eric
Honecker, yüzüne büyük gelen
gözlükleri, kollan, parçalan
uzun gelen, yerleri supüren ko-
mik kıhğı ile tam bir Şarlo. Ro-
manya lideri Çavuşesku, ölü-
münden sonra dahi Stalinci dü-
şüncenin "kuklası" rolünde,
muhafazakârlara akıl veriyor.
Oyunda iki son var. Birinde
Gorbi'yi papaz kılığına burün-
müş mafya öldürür. "Bu oyun
böyle bitmemeli diyenler için
ikinci bir secenek de var" anon-
su ile ikinci son da sunulur:
Gorbi ve Raisa ihtiyarlamışlar,
tam bir Çehov oyunundaki gi-
bi, sararmış yapraklar arasında
ve bir tül perdenin arkasında
hasır koltuklarda otururlarken
Gorbi şoyle mırıldanır:
"Amerika'nın başı dertte. Yi-
ne buğdaylan bitmiş. Yardım is-
tiyorlar. İnsan hakları sorunla-
rı da müthiş kötü. Ama Sovyet
halkı, Amerikan halkının aç
kalmasını istemez tabii..."
Berlin'deki 'Her Şey Muz' sergisinde Almanlar Almanya'yla hesaplaşıyor
Refah 4
simge'si muza hücumKEMAL GOKHAN
BERLİN — Her şey patates-
ti, umutlu birleşme beklentile-
rinden önce. Sonra "doğulu"Iar
geldi. Özgürlük; alışveriş edebil-
mek, çeşitlerce tuketilecekten
paran yettiğince tüketebilmek-
miş mejer. Böylece, kitaptakinin
aksine, ne umarsız ıslık çaldı ge-
ceyanları ne de anti-sol diskur-
larla meydanları doldurdu Do-
ğu Alman vatandaşı. "Muza sal-
dırdılar." Refahın "ürnak" için-
deki sembolü "muz"a. Her şey
muzdu artık Berlin'de. Birleşme
"muz"du... Alles Banane!
Berlin'in doğu sınırına yakın
Chamissoplatz'da bulunan Ga-
leri Chamisso'da yılda bir kez
karikatur sergisi açılıyor. Seçkin,
sessiz sedasız ve tarihi dekoru-
nu koruyan bu semtte kuçük ga-
leri vitrinlerine sıkça rastlamak
mümkün. "Alles Banane" adlı
sergi bu sakin semtin kıiçuk ara
sokağına bir anda canlılık ka-
zandırmış. 30'a yakın sanatçının
karikatur foto-montaj ve tahta
heykelciklerle katıldığı sergi,
bu küçük ve bakımsız galerinin
bir anda güncelleşmesine neden
oldu.
Derin bir mizah ve karikatur
geleneği olmayan Almanya'da
böyle bir guncel yakalama, in-
sanı (olumlu anlamda) güium-
setiyor. Umutsuzluğu anlatan
mizah urunu, çoğu kez umut
kaynağıdır. Çunku aynı çıkma-
zı görenlerin varhğı insanı umut-
landırır. Bu gülumsemenin ar-
dında da aynı neden yatıyor.
Gazeteleri, TV kanallan ve so-
kak muhabbetlerinde son dere-
ce mutlu, kendinden emin ve
güçlü Birleşik Almanyalmın bir
ölçu dışında kalabilen, "özgür-
lük, birleşme, kardeşlerimiz"
düsturlarının ardmdakı daha
gerçekçi resimleri gösteren kari-
katur sanatçılarına şapkamızı
çıkartıyoruz.
Doğu Alman çizerler epeyce
buruk görünuyorlar. "Yasanma-
nuş 40 yıl", "yeni ülkelerinin
ikinci sınıf vatandaşı olmak",
"birbiri ardına kapanan fabri-
kalar ve işsidik" bu burukluğun
genişçe bir bölümunü özetliyor
sanınz. Unutamadıkları ve hâ-
lâ "çizmek"ten kendilerini alıko-
yamadıkları Hoenecker'e epey-
ce yüklenmiş olmak dışında his-
settırildikleri "yeni yabancı"
rnotifî de ağırlık oluştunıyor ka-
rikaturlerinde.
Batılı çizerler ise çoğu kez ak-
si bir tutum içindeler. Işledikle-
ri temaların başında Şansolye
Kohl var. Ama bu kez Alman-
cadaki anlamıyla "lahana" ola-
rak. Marks. Engeis ve Lenin'in
yanında yer alması gereken Sta-
İin, tarihin acı bir cilvesi sonu-
cu yerini lahanaya bırakmış. Ay-
nca Kohl'un ardındaki bir "ka-
nal"dan bato-a geçen doğulular,
bir başka karikatürün esprisi.
Avrupa basmında birleşmeyle il-
gili olarak en çok kullamlan
Vondenverth'in lahanalı karika-
türünden başka, sergide yer alan
ve duvarın içinden geçtiği Bran-
denburg kapısının altında bu
kez duvar yerine elektronik oku-
yucularla okunan fiyat etiketi
yer alıyor. Kitlelerse bu çubuk-
lann arasından batıya geçmeye
çabalıyor.
Diğer temalardan birini "ya-
bancılar" oluşturuyor. AT'ye
girdiğinden ben Yunanlılan pek
yabancı hissetmeyen Almanlara
'•Polonyalılar. Türkler ve
Yahudiler" kalıyor. Batı Alman
karikatürcu Hogli'nin "Biz bir
halkız" pankartıru taşıyan iki
Almanın "Ama Türklere, Po-
lonyahlara, Yahudilere ve Çinge-
nelere karşıvız" diye düşunme-
lerini anlatan karikaturu, Al-
manlann yabancılara hoş gozle
bakmadıklarını güzel bir biçim-
de hicvediyor. Kırkıncı yılını
kutlamış Doğu Abnanya'nın bu
kutlamadan arta kalan levhası
dışında bomboş sokaklarında
Donald Amca'nın elinde bando
zili, kafasında kask dolaştığını
görüyoruz. Ve son olarak muz
sağanağına yakalanmış Marks.
Elbette Doğu Almanya'nın
neredeyse simgesi haline gelmiş,
doğrusu kapitalizmin teknolojik
gücünü sıkça tekrarlamak için
simgeleştirdiği Doğu Almanla-
rın tangırtıb "Trabant" denilen
arabalan da her iki üç karika-
türden birinde boy gösteriyor.
Bu izlenimleri tstanbul'a da
götürebilmemiz için biz karika-
turculerin hep arzulayıp bir tur-
lü gerçekleştiremedikleri sergi
kitapçığmı da kokuğumuzun al-
tına alıp atlıyoruz tabanvaya, ye-
ni bir sokağa doğru yol ahyoruz.
ERKA BALATA VE OTOMOTİV SANAYİİ ANONİM ŞİRKETİ'NDEN
TASARRUF SAHİPLERİNE DUYURUDUR
Şirketimizin yıllık faiz ödemeli, brüt % 61 sabit faızli. III. Tertıp tahvillerı 30.101990 taribınden itibaren
Türkiye İş Bankası A.Ş. Menkul Kıymetler Müdürlüğü (Celalbey İşhanı 23/7 Bahçekapı/ISTANBUL)'nde
satışa sunalacaktır.
İş bu tahvıllerin halka arzı Sermaye Piyasası Kurulu'nun 17.9.1990 tarih ve 100/E-10 sayılı iznine dayan-
maktadır. Ancak bu izın.tahvillerimizin ve ortaklığımızın kurul ya da kamuca tekeffülü anlamına gelmez.
1. Ortaklığın;
a. Ticaret Unvanı
b. Merkez Adresi
c. Sermayesi
1. Esas Sermayesi
2. Ödenmiş Sermayesi
d. Faaliyet Konusu
ERKA BALATA VE OTOMOTİV SANAYİİ A.P.
Nöbethane Cad. No: 25 Sirkeci/İSTANBUL
7.500.000.000^ TL.
7.500.000.000^- TL.
Her nevi balata, contalık levha, reçine perçin imali ve toptan
satışı.
e. Süresi : 2070 yılına kadar
f. Çıkarılacak tahvillerden sağlanacak fon, yatırım ve işletme sermayesi ihtiyacının finansmanında kul-
lanılacaktır.
2. İzahname'nin;
a. Yayınlandığı TTicaret Sicil Gazetesi'nin Tarilr 10 EKİM 1990 No: 2Ş27
b. Halkın incelemesine açık tutulduğu yerler: Şirket Merkezi ve Türkiye İş Bankası A.Ş. Menkul Kıy-
metler Müdürlüğü.
3. Çıkarılacak Tahvillerin;
a. İtibarı Değerleri Tutarı ve
Tertibi : 3.000.000.000^- TL., III. Tertip
b. Kupürleri İtıbariyle Dağılımı:
KUPÜR DEĞERİ (TL) ADET
3.000
600
2.400
6.000
TUTARI (TL)
300.000.000^
300.000.000^
2.400.000.000r-
aooo.ooo.ooOr-
100.000r-
500.000r-
LOOO.OOOr-
TOPLAM
c. Satış Süresinin;
Başlangıç Tarihi : 30.10.1990
Bitiş Tarihi : 12.11.1990
d. Tahvillerin yıllık faiz oranı ve ödeme şekli: Tamamı hamiline yazılı tahviller, Brüt % 61 sabit faizli
olup faizler, 12.11.1991 ve 12.11.1992 tarihlerinde ödenecektir.
e. Tahvillerin tamamı hamiline yazılıdır.
f. Satış Fıyatı : Tahviller, nominal değeri üzennden satışa sunulacaktır.
g. Tahviller ik; yıl vadeli olup vade sonunda bir defada itfa edilecektir.
4. Tahvillerin İtfa Planı:
ÖDEME TARİHİ
12.11.1991
12.11,1992
TOPLAM
ANAPARA (TL)
aooo.ooaooor-
3.000.000.000^
FAİZ (TL)
1.830.000.000^
1.830.000.000^
3.660.000.000r-
TOPLAM (TL)
1.830.000.000r-
4.830.000.000^
6.660.000.000r-
5. Anapara ve faiz ödemelerı vadelerinde Türkiye İş Bankası A.Ş. Menkul Kıymetler Müdürlüğü (Ce-
lalbey İş Hanı 23/7 Bahçekapı/İST.)'nde yapılacaktır.
6. Tahvillerin anapara ve faizlerinın vadelerinde ödenmesi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla
Kurtkaya Holding A.Ş. tarafından taahhüt edilmiştir.
VONDERVVERTH'İN LAHANALI KARİKATÜRÜ — Alman çizer Klaus Vonderwerth'in kari-
katüriinde Marks, Engeis ve Lenin'in yanındaki Stalin'in yerini Şansolye Helraut Kohl almış, ama
bir "lahana" olarak. Kohl'ün Almancadaki anlamı labana.
'Büyük Sergi'
• Kültür Servisi — Santral
Holding tarafından bu yıl
ikincisi düzenlenecek olan
"Büyük Sergi" 2-16 kasım
tarihleri arasında Mimar
Sinan Üniversitesi Istanbul
Resim ve Heykel Müzesi ile
Hareket Köşkü'nde, 5-20
aralık tarihleri arasında
Kültür Bakanhğı Ankara
Atatürk Kütür Merkezi
Güzel Sanatlar Galerisi'nde
izlenebilecek.
Pierre Cardin
müzede
• LONDRA (Cumhuriyet)
— Tanınmış Fransız modaa
Pierre Cardin'in 30 yıllık
çizgi ve kesimi, "Victoria
and Albert" Müzesi'nde
açıian bir sergi ile
tanıtılıyor. "Pierre Cardin:
Dün, Bugün, Yann" adlı
sergi, müzenin 20. yüzyıl
sanatına aynlan
salonlarında açıldı.
Cardin'in 1970 öncesinde
astronot kılıklanndan
esinlenerek ortaya çıkardığı
pop-art giysiler, siyah deri
ya da plastik kullanarak
tasarladığı fütürist kıhklar
ve bilgisayar ve iletişim
devriminden esinlenerek
çizdiği kısa giysiler,
dönemin pop muziği
eşliğinde sergileniyor.
BİLSAKTA
BU HAFTA
22 Ekim Pazartesi:
19.00 Günlük Yaşamın
Terörii: 'Taksi Yolculuğu".
Sava^ DINÇEL. Nurkan
GÜVENlLtR.Tuğnıl
TANY0L3ir Taksi Şoförü.
19.00 Kadınlara Yönelik
Kararnameler.
Süheyla KALYONCU, Inci
HEKİMOĞLU, Canan
ARIN.
23 Ekim Salı:
19.00 Sinema ve Tiyatroda
Devlet Yardımı: Ruücay
AZIZ Halit REFÎĞ, Çetin
ÖZEK, Fehmi YAŞAR.
19.00 Yeşil Hareket:
Dün-Bugün-Yarın
Aydın ATAS, lbrahim
EREN,
Korhan GÜMÜŞ.
24 Ekim Çarşamba:
19.00 lSTANBULJKEm VE
YAŞAMJ.•'Gecekondu
Sorunu ve Rehabilitasyonu"
Aydın AYAS. Yücel
GÜRSEL Emre KONGAR,
Mehmet Y1LDIZ.
25 Ekim Perşembe:
19.00 Cihangir'de Seksist
Operasyonlar:
lbrahim EREN, Tamklar,
Mağdurlar.
26 EKİM Cuma:
19.00 DİA GÖSTERISİ:
"Fotoğraf: Cengiz CTVA".
27 Ekim Cumartesi:
14.30 GÜNLERİN
GÖTÜRDÜĞÜ
Türkiye Açısmdan Körfez
Krizinin Ekonomik vc
Siyasal Sonuçlan".
Asaf Savaş AKAT, Aslan
Başer KAFAOĞLU, Nazif
KOCAYUSUFPAŞAOĞLU.
Görsel Sanat
Atölyeleri
Mehmet GÜLERYÜZ
yönetiminde (Per.-Cum.)
Ta'i Chi Chu'an
Hareketli Meditasyon
IUıanGÜNGOREN
Her Sa. 14.00-20.00
Yoga
Zerrin AKGÜN
Ptesi.-Per. 18.30-1930
Cafe-Foyer-Bar (Giriş)
Rock Cafe-Bar (5. Kat)
BÎLSAK, SıraservilerCad.
Soğana sok.7 CIHANGIR
143 28 79-143 28 99
Who vvants to learn English?
• Tûmü Ingıhz ve profesyone) oğretmenler
• Tûrkıye'de 16, yurtdışmda 36 y llık tecrube
• 8-16 kışilık sınıflar
• Her yaşa, her düzeyde Ingılızce
• Profesyonel Alman oğretmenlerle Almanca
• 9-15 yaş oğrencılerıne haftasonu koleı Ingılızcesı
• Tıp, Bankacılık, Sıgorta İthalat-lhracat
Otelcılık. Turızm Ingılızcesı
• Genel v/e meslekı tercüme
• Yabancılara Turkçe
• Ingıliere'de Ingılızce
• Ucretsız Self-Acces Centre (Kendi Kendıne Çalışma Klubiı)
• Ucretsız Free Conversaton Club (Serbest Konuşma Klübu)
• Genç kızlar AU PAIR olarak
İngiltere'ye gönderilir.
Hem çalışın, hem lisan öğrenin.
" T ü r k i y e ' d e k i L o n d r a "
ENGUSH FASTMECİDİYEKÖY KADIKÖY BAKIRKÖY ANKARA İZMİR
336 31 00.345 t «
149 a 31>349 22 32
F» 338 62 00
M2 56 Î7.542 56 Hi
Fa> 542 31 \i
125 u 42.1li 18^
Fl. IIİ4S49
14 77 93>« 51 37
FB 25 77 70