Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAMI 21 EKİM 1990
Akbulut,
6
hodri meydan' diyor CÜNEYT ARCAYÜREK yazıyor
(Baftaraft 1. Sayfada)
beliriyor. Ama kongre barajını
aşmak zorunda. Demokrasinin
bu kuralını biçimsel de olsa ye-
rine getirmek şart...
ANAP'h tam 103 milletveki-
li kongrede Akbulut'a karşı oy
veriyor. Ama delege tabam Ak-
bulut'u kendisine daha yakın
bulup lider yapıyor.
TBMM grubunun yüzde kır-
kının karşı çıkması, Akbulut'un
Iiderliğini önleyemiyor.
Aradan zaman geçiyor.
ANAP kısmi yerel seçimlere gi-
diyor. Üçüncü parti olmaktan
kurtuluyor. Birçok yerde birin-
ci parti oluyor. Enflasyona karşı
mesafeler alınıyor.
Şfandi Akbulut muhalifi o 103
kişinin büyük çoğunluğu,
"ANAP birinci parti" diye,
"enflasyonu azaltıyoruz" diye
dolaşıyor.
Başbakan'ın rahatlığı, bu 103
kişinin artık kendisine yakın ol-
masına dayanıyor.
Başbakanlık Konutu'nda va-
kit geceyansına yakın. Dışanda
Ankara sonbahannın yıldız se-
rinliği. Çok uzaklarda gecekon-
dudan tepelerin cılız ışıklan göz
larpıyor.
Akbulut'la karşılıklı süt iciyo-
ruz.
Karşı komşu Çankaya Köş-
kü'nün nizamiyesinde cefakâr
muhabirler özal ile görüşmeye
gelip gidenleri saptamak umu-
duyla bekleşip duruyorlar.
Bir akşam önce eski bakan
Mustafa Kalemli'yi saptamışlar.
Dün gece de Mesut Yılmaz'ı.
Akbulut'a "Cumhurbaşkanı1
nın Kalemli'yi kabul etmesi ne
anlama gelir" diye soruyorum.
Gülerek elini "dur" anlamına
kaldırıyor ve "Beni o sorulara
muhatap etme" diyor.
"Biz gazeteciliğimizi yapalım
da" diye düşünerek "Mesut Yıl-
maz'ın çıkışını, Safa Giray'la
olan ittifakının mana ve
ehemmiyetini" soruyorum.
Akbulut yine aynı hâreketi
yapıyor. Yine aynı şeyi söyleyip
devam ediyor:
"Bak, ben bu partinin lideri-
yim. Bütün arkadaşlarım benim
gözümde eşittir. Politikacıhk
particilik bir yanştır. Bazı arka-
daşlarımız yanşmak istiyorlar.
Bunu saygıyla karşılarım. Yeter
ki dürüst bir zeminde partinin
birliği, beraberliği bozulmadan,
kırıcılık, karalamaya yer verme-
den bu iş yürütülsün."
Akbulut'la silt eşliğindeki ge-
ceyarısı söyleşisi kâh "teyp
açık", kâh "teyp kapalı" duru-
munda gerçekleşti. Teybin kapa-
ülık halini Akbulut'un gazete-
mizin yorum ve değerlendirme-
Savunma
(Baştarafı 1. Sayfada)
ne işin var' diye sormalı. Füze-
ler, rokeüer,rampalartamam da
ondan raı kahvelerde delege iş-
leriyle ugraşıyorsun" diyerek Gi-
ray'ı eleştirdi. Üsküdar ve Kadı-
köy'deki delege seçimlerinin
Mesut Yılmaz ve arkadaşlarımn
istekleri üzerine ertelenmediği-
ni savunan Demirtaş,
"saptinyorlar" dedi. Demirtaş,
gazetecilerin sorularına "Ben
mecbur muyum Mesut Yılmaz'ı
gend başkan yapmaya. tstediği-
me oy veririm" diye karşılık ver-
di. Demirtaş, "Ben bütün şim-
şekleri üzerime çektiğime göre
demek ki görevimi iyi yapıyo-
rum. Bu bir takım oyunudur.
Ben eleştirileri çekiyorum, arka-
daşlar işlerini yapmaya devam
ediyor" diyerek istifayı düşün-
mediğini söyledi.
Demirtaş, dün de Akbulut'u
Erzincan Havaalanı'nda karşı-
larken gazetecilerle sohbet etti.
Bir karanfıl parçası çiğneyen
Demirtaş, "Bu havalar benim
için vitamin etkisi yapıyor" de-
di. Bir gazetecinin "hedefteki
adam oldnnnz" sözlerine, De-
mirtaş gülerek "Bu sözler bana
Aynnr Aydan'ı haürlatryor" esr>
risiyle karşılık verdi.
Mesut Yümaz ve arkadaşlan-
nın tepkilerine neden olan ve Sa-
fa Giray'ın istifasıyla sonuçla-
nan Üsküdar ve Kadıköy'deki
delege seçimlerinin "usulsüz ve
baskın şekilde" yapıldığını savu-
nan Demirtaş, "Ben Safa Bey'e
yanlış yapıyorsunuz dedim.
Ama ona rağmen bu delege se-
çimierini yaptı" dedi. Üsküdar
ve Kadıköy'deki delege seçimle-
rinin tüm sorunlann ve usulsüz-
lüklerin tespitinden sonra gaze-
telere ilan verilerek yapılacağını
anlatan Demirtaş, delege seçim-
lerinin bu hafta sonu da yapıl-
mamasımn Mesut Yılmaz ve ar-
kadaşlannın girişimleriyle ilgisi
olmadığını söyledi. Demirtaş,
"Kanımca Giray'ın istifasının
nedeni bu delege seçimleri ola-
maz. Bu kadar önemli bir görev
yapan arkadaş mahalle delege
seçimleri nedeniyle istifa
edemez" dedi. Demirtaş, delege
seçimlerini usulsüz şekilde ya-
panlar hakkında soruşturma
açılacagmı^açıkjadı.
Üskfldar ve Kadıköy'deki de-
lege secimlerinde "kötti niyet tes-
pit ettikkrini" vurgulayan De-
mirtaş'a yöneltilen öbür sorular
ve yanıtladı özetle şöyle:
— Problemlerin çözümü için
Cumurbaşkanı devrede mi?
DEMİRTAŞ: Cumhurbaşka-
nı'nı bu işlere karıştırmayın. Bu
işlerle ne alakası var. Cumhur-
başkanı milletvekilleri ile görü-
şemez mi?
— Üsküdar ve Kadıköy'deki
delege seçimlerinden kim so-
rumJu.
DEMİRTAŞ: Orada bazı mil-
letvekillerinin baskjsıyla usulsüz
seçim yapıldı.
leri için bilgi olsun diye verdiği
bilgiler belirledi. Teybin açık po-
zisyonunu ise ANAP Genel
Başkanı ve Başbakan olarak
açıklamak istediği hususlar.
Teyp çalışıyor:
— Efendim, Safa Bey istifa
metninde "Sayın Akbulut,
Başbakan" diyor. Yani
"başbakanlık" sıfaünı zikrede-
rek istifayı kaleme alıyor ve ora-
da güven UJşkisinin zedelendiği-
ni söylüyor. Buradan istitanın
hükümetle bir ilişkisi olduğu iz-
lenimi doğmuyor mu?
AKBULUT" — İlk nazarda
böyle görülebilir tabii. Acaba
bir şey mi var falan gibi... Ama
meselenin nedenini de kendisi
açıklıyor, ona çok metnnun ol-
dum. Eğer açıklamasaydı, böy-
le bir şüphe içinde kalınabilirdi.
Yani acaba böyle bir şey mi var
hükümet işleriyle ilgili diye. Me-
selenin öyle olmadığını kendisi
de ifade ediyor ve işin hakikatı
bu. Kadıköy seçimlerinin Mer-
kez Karar'ca iptal edilmesini is-
temiyordu, iptal edildi. Ve ifade-
si de var, "Bize rağmen de
uygulandı" diyor.
— Demokratik ilke eğer de-
lege seçimleri ise aynı demokrasi
Ukelerinin oradaki sayım içinde'
de geçerti olması gerekmez mi?
AKBULUT — Ben hiç bağ-
daştıramıyonım. Merkez • Ka-
rar'ın verdiği karan ben kabul
etmiyorum deyip istifa etmeyi
hiçbir şeyle bağdaştıramıyorum.
— O zaman başka bir neden
mi var sizce?
AKBULUT — Yok, nedeni
de açık bunun.
— O zaman yedi yüdır en
uzun süreyle görev yapan bir hü-
kümet üyesi olarak böyle bir ge-
rekçe inandıncı mı?
AKBULUT — İşte, mesele
ortada. Yani kendi açıklamasıy-
la da ortada, benim söylemem-
le de, Merkez Karar ve hadise-
lerin seyri ile de ortada. Nasıl
değerlendirilecekse değerlendi-
rilsin.
— Bu konuda, Safa Giray si-
ze daha önce süonnlanm iletmiş
miydi?
AKBULUT — Bana söyledi.
Söyledi ama Merkez Karar'a gir-
meden salı günü söyledi.
— Aynı gün mü söyledi?
AKBULUT — Evet aynı gün
söyledi. Benim yapabileceğim
bir şey yoktu Merkez Karar'da.
Ben onu da söylemedim, çünkü
ne karar verileceğini ben de bil-
miyordum. Olayı bana anlattı.
— Orada mı anlattı?
AKBULUT — Yok orada de-
ğil, mesela gruptan çıktık, salı
günü yönetim kurulu toplantı-
sında, işte oradayken geldi söy-
ledi. Ben bir şey söylemedim.
— İstifa edebüeceğini söyle-
di mi?
AKBULUT — Yok öyle bir
şey söylemedi. Biz orada kendi-
sine de bir şey soylemedik. Çün-
kü kararın ne olacağını ben de
bilmiyordum.
—SeçimlerİD iptalinde, sizin
etkiniz, talimatınız olduğu iddia
ediliyor...
AKBULUT — Hayır. Ben
mahalle seçimleriyle, delege se-
çimleriyle filan uğraşır mıyım?
Benim başka işim yok mu? Ne-
rede hangi tarihte ne yapılmış-
tı, kim, nereyi feshetmiş, ne ol-
muş bunlardan haberimiz bile
yok.
— Erzincan'dakileri de mi iz-
lemiyorsnnuz?
AKBULUT — Bilmiyorum
bile. Yani mahalle seçimleri bu
kadar ırrühim mi onu da bilmi-
yorum.
— Bu istifa nedeniyle
'AN AP'ta çatlama' iddialan or-
taya atıldı. Bunlan nasıl değer-
lendiriyorsunuz?
AKBULUT — Hayır efen-
dim. Bakın şimdi, ortada bir
haksızlık olursa bu işler yer tu-
tar, haksızlığm derecesine göre.
Ortada bir haksızlık yok, orta-
da bir yanlış iş yok. Ortada şahsi
değerlendirmeler var. Bu gibi
konuları da kullanmak isteyen-
ler var, ama tabii parti öyle de-,
ğil. Belli bir ideali savunan ve
partinin güçlenmesini hedef va-
az eden insanlar topluluğu, belli
prensipleri savunan insanların
topluluğu, o halde hiç kimse ne
bir şahsın ne bir grubun arzu-
lannı yerine getirmek için hare-
ket etmez.
— Sayın Mesut Yılmaz, 'Sa-
yın Giray'ın istifasını geride bı-
rakacak gelişmeler bekleyin' yo-
rumunda bulundu...
AKBULUT — Bir taktik ola-
rak kullanılan sözler olarak de-
ğerlendiriyomm.
— Mahalle düzeyinde böyle
tartışmalar çıkarsa il - ilçe dü-
zeyinde daha büyük olaylann
olması beklenir mi?
AKBULUT — Orada bir şey
olmaz. Delege belli, burada ya-
pılan işlerimizin çoğu bitti. Işi
gündemden uzak tutabilmek
için bazı arkadaşlar bu şikâyet-
leri kendilerine bir adres olarak
gösterme çabalanndan kaynak-
lanıyor.
— Bu davranışlar AN AFı za-
yıflatmıyor mu?
AKBULUT — Yok canım, ni-
ye zayıflatsın.
— Bir bakanın istifa etmesi
kamuoyunda olumsuz etki ya-
ratmıyor mu sizce?
AKBULUT — Yok canım,
bir bakan istifa ederse eder. Her
arkadaşımız aynı görevi yapabi-
lecek yetenekte. Bu da bir nevi
bir görev değişikliğidir. İlla her-
kesin aynı görevi ilelebet yapa-
cağı diye birşey de yok.
— Genel başkanlık mücade-
lesi bu şekilde yünitülüyor diye
ifade ettiniz. Bunun parüye za-
rar verici bir yönü yok mu?
AKBLLUT — Efendim, şim-
di tabii bunlar konuşuluyor da
kabul etmek Iazun partinin için-
de bu mücadeleler oluyor. Ama
ben istiyorum ki delege seçim-
lerine kadar mücadele girmesin.
Ama oluyor.
— Pekiyi oradaki iddialan in-
celettiniz mi? 4 bin 300 bisküvi
fabrikası işçisi üye olarak yazıl-
mış iddialan var...
AKBULUT — Hayır efendim
yanlış. 4 bin yazılmamış üye var.
Yazmamışlar.
— tşte "O nasıl unntulur" de-
niyor.
AKBULUT — Yazmamış
adam.
— Sayın Giray kızgınlığıoı
orada belli etmedi mi? Ya da
belli etmesi gerekmez miydi?
Hemen akabinde toplanü yapa-
bilirdi veya sizle temas edebilir-
di. Sizle daha sonra temas etti
mi?
AKBULUT — Beni aramış
da bulamamış.
— Ya da bulmak istememiş.
AKBULUT — Hayır bakın
meseleye hiç öyle bakamazsınız.
Arasa da yapacağım bir şey yok.
— Bir savunma bakanı istese
başbakanı bulabUirdi. Belki de
onun için bu konuyu getireme-
di, getirmedi.
AKBULUT — Nasıl?
— Kendisi de biliyor ki yapı-
lacak bir şey yok. Yapılacak bir
şey olmadığı için istifa etti. Ola-
bilir mi?
AKBULUT — Tabü canım
yapılacak bir şey yok ki. Şimdi
siz, siz olun Merkez Karar'da
buna karar verin. Ondan sonra
da bir itiraz üzerine deyin ki
Merkez Karar'ın bu kararını ge-
çerli saymayahm başka türlü ya-
palım. Mümkün mü bu?
— O zaman genel başkan ola-
rak sizin bile bu karan değiştir-
me yetkiniz yok!..
AKBULUT — Yok efendim.
Ya da olsa olsa tekrar oturup
konuşulur.
— Sizce bu kadar bariz...
AKBULUT — Yani mümkün
olsa ben kongreyi yarın yapa-
nm. Kongre yapıhr yapümaz öy-
le bir şey yok. Bu hareketler on-
ların kongrelerinin uzamasını
sağlıyor, maksatlarının kongre-
yi uzatmak olduğunu ben söy-
leyevim. Bana kalsa ben kong-
reyi mümkünse en kısa zaman-
da yapmak isterim. Yann yap-
mak isterim.
— Bu tür istifalar, söylentüer
kongreyi geciktirir...
AKBULUT — Bak şimdi o
boyutuna gelmiyorum. Ama
partinin güçsüz görünmesine,
görünümünün değişik bir veçhe
olmasına kimsenin hakkı yok-
tur. Bunlar yapılan şeyler. Hak-
sız olduğu için de maksath. Böy-
le bir görüntü ortaya çıkıyor. Sa-
mimiyetimle söylüyorum, keşke
mümkün olsa yann yapsam.
— Yani bir anlamda hodri
meydan diyorsunuz.
AKBULUT — Gayet tabii
efendim, gayet tabi...
— O zaman delege seçimleri-
nin erteknmesi sizden kaynak-
lanan bir durum degil...
AKBULUT — Gayet tabii.
Biz yapmak istiyoruz. ttirazla-
rın çoğu karşı taraftan geliyor ve
itiraz edilsin isteniyor. Tabii bu
herkesin hakkı. Seçim dürüst
yapılsın diye. Ama bunlar me-
seleyi uzatıyor.
—Gensoruda bazı küskün
ANAP'lılann muhalefetle bir-
likte oy kullanabilmelerinden
bahsediliyor.
AKBULUT — Ben ihtimal
vermiyorum. Bizim arkadaşlan-
mız muhalefetle bir olup o doğ-
rultuda oy kullanmazlar. Kaldı
ki bunun nedeni de şudur, bizim
partimize mensup arkadaşlar
bir ideal uğrunda, partinin güç-
lenmesi için mücadele veriyor-
lar, iktidarımız için mücadele
veriyorlar. Bu değerlerin dışm-
da şahıslara veya bir gruba hiz-
met etmek için hareket etmezler.
O nedenle de muhalefetle birle-
şip verilen gensorulan destekle-
mek gibi bir davramş içinde ola-
caklarını hiç zannetmiyorum ve
böyle bir düşünceleri olduğuna
da ihtimal vermiyorum.
— Turban kararnamesi oyla-
masında kaülmayarak muhale-
fetle birlikte hareket eden mil-
letvekilleri oldu.
AKBULUT — O ayn bir ko-
nu.
"O ayn konuyu" Akbulut'la
teyp kapalı konuşuyoruz. Anlat-
tıİclan ilginç. Ama bu yazuun sı-
nırlannı aşıyor.
HALKA ARZ
KONYA ÇİMENTO SANAYİİ A^. HİŞSE SENETLERİ'NİN
T. İŞ BANKASI A^., T. VAKIFLAR BANKASI T.AJO.f İKTISAT BANKASI TJLŞ. VE NETBANK
ARAGIüâ İLE SATIŞI
Konya Çimento Sanayîi A£'nin 2.491^80000 TLIik Htsse SeneHen 2410.1990 ile 2510.1990 tarihlefi arasında
bedellen nakoen ve peşman tahal adHmek suredyle, halU arz yoluyla satılacaktıc.
Satışı yapılacak hisse senetterinin haRa arzı Seımaye Pr/asası Kurulu'nun (19.1Û1990) taıih ve (161 / 790) say*
iznine dayanmaktadır. Ancak bu ıan, Otakkğm ve htsse senetterinin Kurul veya Kamuca tekeffülü
anlaınına Q&mez.
Bu hisse senetlerinin, satış tamamlandıktan sonra Bofsada iştem göreUmesi, Borsa mevzuatınm ilgili
hukümlen çerçevesinOe Borsa Yöne&m Kurulu'nun vereceğı olumlu karara bağhrjır.
L KK Hnaı Mutıı m (tom HMİ q.
5 Mali Vapı ve Karlıtığa iliskın başlıca oranlar
1987 1988 1969 3006.1990
1 Tıcarel Unvanı
2. Merkez Mresi
a Tescil Tarir», Sicil Numarası ve Tıcaret Sictl
Memurlugu
4. Ana Faaliyel Konusu
5. Ortak Say»
& a) Odenmiş Sermayesi
b) Sermayenin Ortaklar Arasnda Dağılımı
: Konya Çimento Sanayîi A.Ş
: Ankan Vblu Ûzeri No: 355 KONYA
: 1İ12.1954 tarih 5807 Tc Scil No.
: Çtmento Imal ve Satışı
: 301
: 624aOOÛOO0
OrtaMann Tcaret Unvanı / AoVSoyadı Sermaye Payı (Bin TL) Tbplam Sermayeye Oanı (%)
T.C BAŞBAKANLIK
KAMU ORT İOARESİ BŞK.
T. iş Sankası A.Ş.
Diğer Ortaklar
c) İmtryazlar ve Imrjyad Paylar
d) TOrk Tcaral Kanunu'nun 402-403'jncu
madrJeleri uyamca ihdas edıter, ıntıta
seneöeniles^iananrıatdar
e) Ortakkk Esas SözleşınesHie göre Yönelim
ve Denebm Organlannın Seçimi
2>91İ8O 39B73
2436.720 39Û0O
132O00O 21.127
: Moktur
: Vbktur
: Yönetim Kurulu 3 yıl sûre için. Denetim Kurulu
a) Can Oran (Donet
Degerter/Ksa VatMi BofçJar)
b) Aküf Devir Hızı (Net Satış
HastlatuAicnf Tbptam)
c) Yabancı Kaynaklar/
ÖzKaynakiar
d) Finansman Gıderteri/
. Aktıf Tbptemı
e)FaaiiyetKân/
Aktif Tbplamı
r) Faaliyel Kârı/
Net Satış Masılatı
12.40
1İ0
007
_
0.49
041
703
1.26
009
_
045
036
a Son ûç yıtda dağıtto temettü tutarı ve ödenmiş sermayeye orant
1967
(BinTL)
Temettü Tutan 3.124.000
(%) (Bir TIJ
200 a748-800
1988
f%)
120
150
1.62
0.78
_
032
020
19E
(Binnj
2599D40
2*0
087
1JO4
022
025 •
19
46
7. Yapflmakta Olan Yatjrımlar ile ilgili Bilgiler: Işçi yemekhanesi, sosyal tesis inşaatları ile etektro filitre tesisi ile
ilgili yatjrmlarımız devam etmekte olup. yatınm finansmanı czkaynakianmızdan karşılanacalctır.
m. HMJU ARZ reuiTu unucM ma SENETLBII IUKKINU «IÖUH
1. Hisselenm satacak oian pay sahibi hakkında
bilgiler :
süt için Genel Kuni'ca secirler.
Çimse-is Sendikası ie 111990-31.121991 tarihlerını
kapsayan tıplu İş Sözleşmesi 17.4.1990 tarihinde
f) Tbplu Sûzleşme üe igili bilgiler
II. MAU DURUM «E TBRETTİt MftTMI İLE İ1ÛÜ BİLCİLER
1. OrtaMığm son ûç yid* biançosuna göre ana katemter itirjariyle aktrl ve pasili ile 30061990 tarihli hesap durumu
AKTİF (BİN TL) 1987_ 1988 1989 30.06.1990
1. Döoer Oegerler 0636.479 10505368 16301281 32.020.177
2. Baglı Değerler 282.600 305.224 577363 1.085.064
1 Sabit Değerter (Net) 2.099664 6.79a445 8417753 9.497.774
a) Brut Sabrt Degerier 8390.469 1&149.123 3122&S48 32.110.228
b ) H Binkmiş Amortismanlar 6.290B05 11350&B 22£1V095 22.612.454
TOPLAM 12J18743 17609.637 25296397 42.600015
Ortağın Tıcaret Unvanı / Adt-Soyadı
Sermaye Payı
(BinTL) Oara (%) Satacagı Hisseterın Nominal Tutan (Bir TL)
T.C BAŞBAKANLIK KAMU ORT.
İDAHESISAŞKANLIĞI 2.491.280 39S73 2.491İ80
2. Satışı yapılacak payiarı lemsl eden hisse
senetlen ile ilgili bilgiler :
KupurOeğerı "fertitn Nama veya Hamiline Kupûr Tbplam Tutan
(i| (TL) veGrubu Yazılı Olduğu Adedi (BinTL)
5000 1 Nama 8 40
25000 1 Nama 10412 260300
5C000 1 Nama £456 622400
IOOJOOO 1 Nama 1625 362500
5000 2 Nama 8 40
25.000 2 Nama 10.412 26O300
5O000 2 Nama 12.456 622.800
tOOiDOO 2 Nama 1625 362500
PASİF (BİN TL) 1987 1988 1989
1. Kısa Vadeti Borçlar 776.903 1.481555
2. Orta ve Uzun Vadelı Borçlar
3. Özkaynaklar 11İ41840 16128082
TOPLAM 12.016743 17.609.637
30.061990
8571232 16024151
2.494.671 5-649339
14.230494 20526925
25298.397 42.603.015
2. 30061990 tarihi rribariyte
a) Ortaklıgın diğer şahslar lehıne verdiği
kefaletlerin toplamı : Yoktur.
b) Ortaklıgın kullandığı teminat mektuplarınn
tutarı 16O2XBO.0OO
c) Aktıf değerter ûMnnde bulunan toolam
ıpotek tutan : Yoktur
1 Ortaklıgın Genel Kurui'ca onaylanmı; 31121989 tariMi son rjiançosu ile 30061990 tarihfi hesap
durumundakı;
TOPUM 2.491.280
(I) Satılacak hisse senetlen Ozernde. senerJerin devir ve ledavûlûnü krsrtlayıa veya senet sahibınin haklarını
kullanmasına enge! olacak kayıtlar bulunmamakiadır
(iii) Hisse senetlennın satışı annda ûzerinde.
t no'dan 8 nc'ya kadar numaraiı yeni pay alma kuponu,
1990'aan 2006ya kadar yıl numaraiı kâr payı kuponu,
bulunmaktadır.
3 Satılacak hisse senetlerinin kâr payı aima.
yeni pay alma ve bedelsız hisse alma
konulanna iliskın sarnp olduğu hakıar ile ilgü
açMamalar
31.12.1969
(BinTL)
30.061990
a) Odenmiş Sermayesi
b) ihtiyaHarı
c)YDDAF
d) Kârı (Zaran)
6246000
1560.434
2100480
10540313
4. Ortaidığın son üç yıla ait gelr tabkHarı ile 30061990 tarihi itibartyte hesap durumu (Bin TL)
Net Satış Hasjlatı
- Yurtıçi Satıslar
-Irıracat
Satılan Malın Maliyeti (-)
Brût Satış Kârı
Satış Giderien (-)
Genel Yönetim Giderlen (-)
FaalıyetKârı
Finansman Giderlen (—)
Faaliyet Oışı Gekr (+)
Faaliyet Oşı Gider (-) .
Dönem Kârı (Zararı)
1987
14361893
14361893
_
6519.788
5M4.105
• —
—
5844105
-
1.22&814
-
7JJ72919
1988
22.252162
2^252.162
_
14.271.464
7580696
—
_
7380698
—
2630B15
-
10611513
1989
41.097391
41.097391
30510.664
10586727
—
2.494.671
8092056
—
2.448.257
-
10.540.313
6246000
2382575
2.099528
9698122
3006:990
37137B03
37137803
18518599
1&6ia204
2319.070
7038.100
9262.034
_
436.086
-
9.698.122
4 Satılacak 'mtiyazlı tusse senetteri ve
ımtıyazm ntteliği
K HtSSE SENETlERİNtN SAT1Ş ESASURI
1 Bir hissenın (payın)satış Fıyatı
2 Kupur oûyûklûklerine göre hisse senetlennin satış fıyatlan
Kupût Oeğeri fTL)
ÎÖÖÖ
25.000
50.000
100.000
1 (ı) Bir hissenın nominal (ilıbanı değeri
(ıi)Bır hıssenn dener değer (ÖztaynaklariHisse adedi)
31.12.1989 itıbarıyle
30061990 mbanyte
6
(iiı) Bir htssenin satış fiyatı/Deflef degeri
31121989 itjbarryte
30.061990 rtibarıyle
4. Halka arz suresı
5. Pay almak ısteyenienn müracaat edeceğı yerler ve adreslerı
6. Myjacaat şeklı
7. Hisse senetlerinin teslim zamanı
İlk kez 1990 yriı kârından kâr payı alacaktır. Bedellı ve
bedelsız olarak yapılacak ilk sermaye artırımında 1 no'lu
yeni pay alma kuponu kıilanılacaktır.
Ybktur.
: 1251)00 TL.
Satış Fiyatı fTL)
125000
625000
1250.000
2500.000
5.000 TL
. 11.386.04 TL
:1674650 TL
:1058 TL
: 7.46 TL
: 2 (ıkı| gündur Sure. 24 Ekım 1990 günü
başlamaktadır
: Yukarıda adı geçen bankaJarın bıkjısayar
sıstemıne baglı şubeleıı
Başvuru ile
Satış antnda
Yapay Barış...
ANKARA — Çeşitli kaynak-
lardan dinlediklerimize göre
Köşk'e gidip gelenlere, çağırdı-
ğı kişilere yüz ifadeleri. davra-
nışlarıyla TO, 'oldukça üzgün'
insanlara özgü ızlenimler veri-
yor. Parti içindeki kargaşayı çe-
şitli kişilerden dinliyor, ama her
birinden şu soruya yanıt arıyor:
"Neden bir araya gelemiyorsu-
nuz?"
Köşk'e gidip gelenler veya
huzura çağrılanlar arasında
muhafazakâr kanattan ya da li-
beral ekipten kışıler var. Köşk-
ün çagırdıgı kişilere
'arabulucu' adı takılmış. Ne var
ki TÖ, "neden bir araya
gelemiyorsunuz" diye sorar-
ken sağır sultanın bile duydu-
ğu partideki kavganın asıl ne-
denlerini bilmeziikten geliyor.
Buna karşı arabulucusu, lı-
beraii ya da muhafazakârı, par-
tryi ikiye bölen savaşımın teme-
linde yatan asıl gerçekleri ve
gerekçeleri TÖ'ye söylemiyor.
Örneğin liberaller amaçları-
nın "partiyi dinci temele oturt-
ma çabalarırıa son vermek" ol-
duğunu TÖ'ye anlatamıyor.
Muhafazakârlar ise kendigö-
rüşlerine özgü yakınılan TÖ'ye
iletmiyor.
TÖ, asıl nedenleri herkesten
iyi biliyor. istihbarat kaynakları
vızır vızır ona çalışıyor. Ama iki
kampın asıl düşüncelerine eği-
lerek sorunlara çare aramak
TÖ'nün işine gelmiyor.
Çağırdığı kişiler delege seçi-
mindeki usulsüzlükleri, parti
içinde demokrasinin hakkıyla
yürümediğini anlatıyor TÖ'ye-
"Kavga nedenleri" bu kadar
basite indirgenince, TÖ için "ç»-
kış yollan bulmak" çok kolay-
laşıyor.
Sağa sola birkaç telefon,
Akbulut'a "ikna edici birkaç
cümle" delege seçimlerini on
beş gün erteliyor. Zaman kaza-
nıyor. İçinden kolaylıkla çıkabi-
leceğine inandığı olaylan on
beş günde yatıştırarak yapay
da olsa "bölünenleri bir araya
getirebileceğini" biliyor.
Kadıköy ve Üsküdar gibi yö-
relerde delege seçimleri erte-
lenince liberaller yavaşlıyorlar.
Muhalefetin terör ve pahalılık-
la ilgili gensoru önergeleri salı
ve çarşamba günleri görüşü-
lürken hükümete karşı oy kul-
lanmayı siyaset mantığıyla
bağdaştıramayarak "geri çeki-
liyorlar".
İçlerinden biri dünkü görüş-
memizde "Muhalefetle birlikte
hareket etmenin manttğını kim-
seye anlatamayız" dedi. Böy-
lece, gensoru müzakereterinde
liberallerin hükümeti sırtından
vuracak eylemlere ginşmeye-
ceği anlaşılıyor.
Mesut Yılmaz ve arkadaşla-
n savaşımın ana nedenini tüm
çıplaklığıyla anlatmadıkça, mü-
cadele gerekçelerini bugün
"parti içinde dürüst seçimler
yapılmasına" oturttukça; TÖ,
geçici barış dönemleri açar,
daha çok çözümler bulur, pek
çok formülle değişik grupları
yeri ve zamanına göre kendi
hedefinde rahatlıkla uyutur.
Türban konusunda da
'uzlaştırıcı' eğilimler giderek
güçleniyor. TO, yasanın çekil-
mesini istiyor, ama hükümet
kendine özgü nedenlerle buna
yanaşmıyor. Ne var ki Akbulut
grup içindeki gelişmeleri, dik-
katle izliyor. Çünkü grupta,
çağdaşlığa soyunan bir top-
lumda giyim kuşamla ilgili ya-
sa çıkarmanın anlamsızlığını
savunanlar giderek çoğalıyor.
Gerçekten bir yasa gerekiyor-
sa, Yusuf Özal'lar gibi korsan
maddelerle başka yasalara ek-
ler yapmak yerine, grupta acı-
lacak müzakerelerin ışığında
ayn bir yasa hazırtanması iste-
ği güçleniyor.
Akbulut, sadece Keçeciler-
le sorunlan görüşmüyor. Jkinci
bir halka daha var: Kemal Ak-
kaya ve arkadaşları, onlarla da
görüşüyor. Grupta da kendine
özgü bir danışman çevresi
oluşturmuş. Aşama aşama bu
çevrelerden yararlanıyor. Saflık
akan maskenin ardından kur-
naz kişilere özgü davranışlar...
ANAP'a on beş günlüğüne
yapay bir banş egemen oluyor.
Ozal, ANAPta arabulucu
(Baştarafı 1. Sayfada)
ANAP kulisinde, Cumhur-
başkanı Özal'ın ağırlığını hâlâ
Yıldınm Akbulut'tan yana koy-
duğu, özal'ın ANAP genel baş-
kanlığına yapacağı tercihi, par-
ti içerisinde yeni sorunlara yol
açmamak için ancak kongre ari-
fesinde ortaya koyacağı söyleni-
yor. ANAP'hlar, muhafazakâr-
lann Başbakan Akbulut çevre-
sinde kenetlendiğine dikkati çe-
kerek "Ancak muhafazakâriann
Kavgah
(Baştarafı 1. Sayfada)
İe, tespihiniz eksik. Ayıptır yap-
üğınız. Bari yalan söylemeyin",
"Boş dosyaları gösteriyorsun.
Düriıstsen o dosyalann fotoko-
pilerini basına dağıt" diye ba-
ğırdıkları duyuldu.
Saat 15.00'te Galatasa-
ray'daki ANAP İl Merkezi;ne
gelen gazeteciler toplantıya Üs-
küdar, Beyoğlu ve Kadıköy il-
çelerinin dışında diğer ilçe ör-
gutlerinin de çağrılı olduğunu
gördüler. Toplantıya bu sırada
Kadıköy İlçe Başkanı Mustafa
Çebi ile Üsküdar İlçe Başkanı
Sabri Şeker de geldi.
Saat 15.30'da salona gelen
Topbaş alkışlarla karşılandı.
Topbaş beraberinde getirdiği
çok sayidaki dosya ve üye fişi ile
kayıt defterlerini basın mensup-
lanna göstererek fotoğraf çek-
tirdi. Istanbul'un ilçelerindeki
delege sayılannı-açıklayan Top-
baş konuşmasına, "Bu sabah
gazetecilerden öğrendim, daba
gazeteleri okumamıştım. Bazı
şeyler yayımJanmış. Gelin işte
dosjalar burada hepsi miihürlii.
İtiraz dilekçelerj de burada" di-
yerek başladı. Üsküdar'da 477
üyenin üye kayıtlarımn yapıl-
madığını, Kadıköy'de 1142 üye-
nin de aynı durumda olduğunu,
bu nedenle delege seçimlerinin
MKYK'dan gelen uzmanlann
araştırmalan sonucu iptal edil-
diğini anlatan Topbaş şunlan
söyledi:
"Ben ANAP iiyesiyim, ama
ailemden tek kişi ANAP'a üye
değil. Seçimlerde sandıkta bu
partiye oy verirler, ama üye de-
ğiller. Hiçbir adamım, işçim de
şu veya bu ilcede kayıtlı üye de-
ğildir. Kadıköy'le Ugili bazı şi-
kâyetler olmuştur. Kart almak
isteyen bazı arkadaşlann para-
lannı yatırdıkları halde listeler-
de olmadıklan şikâyeti eski ilçe
sekreteri Yusuf Bey tarafından
dilekçe>1e bildirilmiştir. Aslında
sıkıntı bu ilçelerde yönetim ku-
rullarında olan sıkıntıdır".
Bu sırada salonun arka sırala-
rında oturan Kadıköy İlçe Baş-
kanı Mustafa Çebi ayağa kalka-
rak söz istedi. Ancak Topbaş,
buna sinirlenerek "Burada ben
basın toplantısı yapıyorum. Siz
gidin ilçenizde kendi basın top-
lantınızı yapın. Oturun lütfen
yerinize" diyerek söz vermedi.
Bunun üzerine Çebi'nin yanın-
da oturan bazı partililer ayağa
kalkarak "Dürüst ol. Doğrula-
rı söyle. Dağıtsana şu dosyaları
basına da içinde ne olduğunu
görsiinler" diye bağırmaya baş-
ladılar. Gene salonda bulunan
Üsküdar İlçe Başkanı Sabri Şe-
ker de ayağa kalkarak "Söz ver
de biz de açıklayalım sayın
başkan" dedi.
lideri durumundaki Mebmet
Keçeciler işi fazla ileriye götür-
dü. Delege üzerinde söyledigi
kadar nüfuzu olmantasına rag-
men Yılmaz karşısında taraf
oluşturarak parti içerisindeki çe-
kişraeyi sertleştirdi" yorumunu
yapıyorlar.
Cumhurbaşkanı Özal'ın bu
aşamada Yıldınm Akbulut'tan
vazgeçmesinin mümkün olma-
dığı kulislerde söylenirken
Özal'ın tercihini açıkça ortaya
koyması halinde ANAP içerisin-
deki kavganın daha da büyüye-
ceği belirtiliyor.
Toplantıda neler
konuşuldu
Yaklaşık 4 saat süren Özal-
Yılmaz görüşmesinde ağırlığı
Körfez krizi oluşturdu. Özal,
Körfez kriziyle ilgili olarak Me-
sut Yılmaz'ın değerlendirmeleri-
ni dinledi. Yılmaz daha sonra
Özal'a ANAP'ın içinde bulun-
duğu durumu ve muhafazakâr
eğilimin, liberalleri partiden sil-
mek amaayla başlattığı girişim-
lere delege seçimlerinden örnek-
ler verdi. Yılmaz, Kadıköy ve
Üsküdar seçimlerinde büyük
usulsüzlükler yapıldığını örnek-
leriyle Özal'a anlattı. Kendisinin
muhafazakârların bu tutumu
karşısında uzun süre sessiz kal-
mayı yeğlediğini ve sorun çıkar-
mamaya çalıştığını belirten Yıl-
maz, "Ancak, artık arkadaşlar
sabredemiyorlar. Safa Bey'in is-
tifası da bunu gösteriyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Özal'ın Me-
sut Yümaz'a, "sabırlı olma" tav-
siyesinde bulunduğu öğrenildi.
Özal, Türkiye'nin önemli bir dö-
nemden geçtiğini belirterek, bu
dönemde ANAP'ın birlik ve bü-
tünlüğüne zarar verilmemesi ge-
rektiğini anlattı. Özal'ın Mesut
Yılmaz'a, "Merak etme, eğer bir
usulsüzlük vapılıyorsa ben mü-
dahale ederim" güvencesini ver-
diği öğrenildi. Mesut Yılmaz bu
güvenceyi aldıktan sonra ra-
hatladı.
Akbulut ve bakanlar Şükrü
Yürür, Cemil Çiçek ve Cemil
Altınkaya'yı taşıyan TC-GAP
uçağı saat 9.30 sıralannda Er-
zincan Havaalam'na indi. Baş-
bakan'ın uçağıyla Hasan Celal
Güzel'i destekleyenlerden
ANAP Trabzon Milletvekili
Eyüp Aşık'ın da indiğini gören
Orhan Demirtaş, Aşık'a "Gü-
zel'i sattın mı" diye takıldı. Aşık
da "Biz adam satmayız" karşı-
lığını verdi. Aşık, sözlerini "Ne
yapalım Hasan Celal Güzel'in
uçağı yok. Zaten Başbakan bu-
ralardaki havamdan faydalan-
mak istiyor" esprisiyle sürdür-
dü.
Akbulut, partisinin "Petek"
otobüsüne binerken bir gazete-
cinin önceki akşam Cumhur-
başkanı'nın Mesut Yılmaz ile
görüştüğünü ve bu konuda so-
ru sormak istediğini söylemesi
üzerine şu açıklamayı yaptı:
"Bu işleri artık hiç konuşmn-
yorum. Biz bu işleri kapattık.
Biz onları gerektiği şekilde şem-
siyemiz altına almış götürtiyo-
ruz. Hiçbir problemimiz yok.
Sayın Cumhurbaşkanı ile her-
kes göriişür. Cumhurbaşkanı
kimsenin inhisarında değil. O,
Türkiye Cumhuriyeti'nin Cum-
hurbaşkanı. Herkesle göriişür."