23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20JLKÎM 1990 Uünya Satranç Şampiyonası 5. oyun ertelendi • NEW YORK (Cumhuriyel) — Dunya Satranç Şampiyonası'nın 5. oyunu Gari Kasparov'un izin hakkını kullanmasından dolayı pazartesi günune ertelendi. Kasparov delegasyonundan Vladimir Dvorkoviç, karan dun oğle saatlerinde telefonla başhakeme iletti. 5. oyun oncesinde durum 2.5-1.5 Kasparov lehine. Karpov da geçen cuma izin haklarmdan birini kullanmıştı. Şimdi iki tarafın da ikişer izin hakkı var. Maç 24 oyun sürecek. KULTUR-SANAT CUMHURİYET/5 Fikret Mııalla sergisi • Kültür Servisi — Fikret Mualla'nın yapıtlarından oluşan sergi 20 ekim günu Kile Sanat Galerisi'nde açıhyor. Fikret Mualla 1903 yıhnda Istanbul'da doğmuştu. 1922 yıhnda yurttan ayrıldı. Almanya, ltalya ve Fransa'da bir sure dolaştıktan sonra Aşağı Alpler'in Riellane kasabasına yerleşti ve kendi sanat dünyasına çekildi. Sanatçı Picasso gibi non-figuratife inanmazdı. Sanatında empresyonizın ve fovizm esprileri bir aradaydı. Uzun yıllar suluboya ve guvaş çalıştı. Yağlıboya alanında doyurucu eserler verdi. 1967'de 64 yaşındayken öldü. Fikret Mualla sergisi 8 kasım gününe dek görülebilir. Ali Poyrazoglu Tiyatrosıı • Kültür Servisi — Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu mevsimi dün akşam "Çılgınlar Kulübü" adh oyunla açtı. Dördüncü yılına giren oyun dört hafta süreyle tiyatroda izlenebilecek. Mevsimin yeni oyunu tse Ferhan Şensoy'un "Bizim Sınıf'ı. Ali Poyrazoğlu'nun sahneye koyduğu iki güldürünün oyuncu kadrosunda Bülent Kayabaş, Ayşen Gruda, Levent Kazak, Zerrin Sümer, Kutay Göktürk, Duygu Ankara, Melih Ekener, Özdemir Çiftçioğlu, Levent Can, Nur Gürkan, Erdal Tosun, Ayşe Erbulak, Ali Avenk, Burak Imre ve Güliz Şerinyan yer alıyor. Çagdaş Ttirk resmi ödülleri • Kültür Servisi — Ramko Sanat Merkezi'nin duzenlediği Çağdaş Türk Resmi Yanşması'nda dereceye giren sanatçılara ödülleri dün düzenlenen bir törenle verildi. Irfan Okan'ın birinci, Orhan Benli'nin ikinci, Bahar Kocaman'ın üçuncu olduğu yanşmada Haldun Naziker, Devabil Kara, Sezai Özdemir ve Reyhan Kâğıtçı'nın yapıtları da mansiyon kazanmıştı. Ödül töreninde konuşan Prof. Dr. Ismail Tunalı, "seçici kurul yapıtlann çağdaş ve modern olmasını ölçüt aldı" dedi. ödül törenine katılan Sovyet Ressamlar Derneği Genel Başkanı Solohof ise "A. öztoprak ve t. Okan'ın yapıtlarının Leningrad'daki Formitage ve B. Kocaman ile R. Kâğıtçı'nın yapıtlarının da Moskova'daki Puşkin Muzesi'nde sergileneceğini" bildirdi. (Fotoğraf: Uğur Giınyuz) 'Bilim Sanat Insanlanmız 2* • Kültür Servisi — Ankara Fotoğraf SanatçıJarı Derneği (AFSAD) tarafından bu yıl sekizincisi düzenlenen "Ulusal Fotoğraf Yarışması"nın koşullan açıklandı. Konusu "Bilim Sanat Insanlarımız 2" olan yarışmaya, renkli, siyah-beyaz ve saydam dallannda en fazla beşer eserle katılınabilecek. Seçici kurul üyeleri dışında herkese açık olan yarışmaya gönderilecek fotoğraflann daha önce herhangi bir yanşmada ödül almamış olması gerekiyor. AFSAD'ın 1989 yıhnda duzenlediği "Bilim Sanat Insanlanmız 1" konulu 7. Ulusal Sergisi'nde yer almayan bilim adamı ve sanatçılar seçilecek. Yarışmaya verilecek fotoğraflann kısa kenarı 20 cm'den küçıik, uzun kenarı 30 cm'den büyük olmayacak. Saydamlar ise 24X36 mm. boyutunda olacak. Yarışmaya son katılma tarihi 17 Arahk 1990. Yarışma hakkında ayrıntıh bilgi P.K. 830, C6426 Kızılay-ANKARA adresinden ahnabilir. Rumba Krah frastanede • BARSELONA (Reuter) — Ünlü Ispanyol orkestra şefı Xavier Cugat, kalp ve ciğerlerindeki rahatsızlıktan ötüru Barselona'da hastaneye yatırıldı. Quiron Kliniği'ne kaldırılan 90 yaşındaki Cugat, yoğun bakıma alındı. "Rumba Krah" olarak tanınan Xavier Cugat, özellikle 1930'lu ve 1940'h yıllarda Latin Amerika muziğinin popülerlik kazanmasında önemli bir rol oynamıştı. BAĞ-KUR GENEL MÜDÜRLÜK SİTESt MİMARİ PROJE YARIŞMASI 5 EKİM 1990 TARİHİNDE SONUÇLANMIŞTIR 1. ÖDÜLÜ KAZANAN: Merih KARAASLAN, Mürşit GÜNDAY 2. ÖDÜLÜ KAZANAN: Orhan GENÇ, Murat ARTU 3. ÖDÜLÜ KAZANAN: Yuksel ERDEMlR, Mete ÖZ, Mehraet SOYLU. 1. MANStYONU KAZANAN: Cem AÇIKKOL 2. MANStYONU KAZANAN: Umut İNAN 3. MANStYONU KAZANAN: Cengiz GENÇATA, Aynur GENÇATA 4. MANSİYONU KAZANAN: Ahmet YERTUTAN, Sule>man BAYRAK 5. MANStYONU KAZANAN: Filiz ERKAL, Coşkun ERKAL Söz konusu yarışmaya ait projeler 15 Ekim - 29 Ekim 1990 tarih- leri arasında mesai saatleri içinde Bağ-Kur Genel Mudurlüğu Ata- turk Bulvarı Devreshan No: 74 Kat 7 Kızılay-Ankara adresinde ser- gilenecektir. Basm: 36365 MEHMET GÜMÜŞ KONSERİ Gülyangını Ömrümüz -2- SAMSUN KONSERİ Yer: Neco Gazinosu, Tarih-20 Ekim 1990 Saat: 19.00 Biletler Antik Müzik l-ll Çiftlik DerimodKültürMerkezi'nderesimsergisidün açılan Omer Uluç: Gelenekten kopuş, özgürlük Ömer Uluç'un Derimod'daki sergisi 27 kasıma kadar açık kalacak. Uluç'a göre İstanbul'da hem Bizans var hem Osmanlı. "Bu benim sanatıma da yansıdı" diyor Uluç. ANNA TURAY Ömer Uluç tam bir ay yata- ğını Derimod Kültür Merkezi'- ne serip çalıştı. Günün erken sa- atlerinde başlayan ve zaman za- man yorgunluktan yatağa seri- lip kalmasıyla aralanan bu ça- lışma, her gün 8-9 saate ulaştı. Maraton, ömer Uluç'un renk- lerinin galerinin zemininden du- varlara taşınmasıyla noktalandı. Artık sergi hazır, sanatçımn içi rahat. Şimdi sıra ziyaretçilerde. Uluç'un 19 ekim cuma günü açılan ve 27 kasım tarihine kadar sürecek olan sergisi yine kolajlardan, birden çok tualin bir araya getirilmesinden oluşu- yor. Kolajlann birtakım figür- lerini "terzi patronlarına" ben- zetiyor ömer Uluç. "Belirli ana figürler var, bir de o figiirlerin varyasyonlan" diyor. Ana fi- gürlerin büyük bir bölümünü Paris'ten getirmiş. Ancak bun- lann diğerleriyle birlikte irili ufaklı tuallere yerleşmesi, son- ra da galerinin bembeyaz duvar- Iannı doldurması hep o yoğun tempoyla yaşanan bir aylık sü- reç içerisinde gerçekleşmiş. Bir konuşmasmda, "Daha çok üstüme gelen nesneterin res- mini yapıyonım ben" diyordu. Son zamanlarda "üstiine üstiine" gelen ve fırlatılıp tuale atılan şeyler neler acaba? Ver- diği yanıtta bunların bir kısmı- nın "öteden beri üzerine gelen şeyler" olduğu ortaya çıkıyor. Adada, sonbaharda kargalar örneğin. Eylülle birlikte insan- lann terk ettiği, yalnızca karga- larla atlara bıraktıgı adalara git- BİR AYLIK YOGUN BtR SÜREÇ — Ömer Uluç, Derimod'daki sergisini galeride bir «y süren yoğun bir çalışmayla tamamladı. Galeriye yerleştirdiği yatağa da "arada sırada yorgunluktan diı- şiip bayüdı". Dün düzenlenen basın toplantısında, mevcut iktidarın sloganının "Türk İslam Sentezi" olduğunu söyleyen Uluç, "Ama bunun arkası yok, yani bununla ilgili büyük çalış malar ve bilgiler yok" dedi. (Fotoğraf: Yıldız Üçok". miş ömer Uluç. "tkon" adını verdiği figürier var yine tualle- rinde. Bir de zaman zaman res- minde beliren ve "şiddeti" tem- sil eden bir çizgi-roman kahra- manı: Killing. Ve tabii insan- lar... Belli bir ritimle resim yaptı- ğını söylüyor sanatçı ve sözleri- ni şöyle surdürüyor: "Bn hare- ketin belli bir hıa var. Figüre göre değişijor. Hareketten çı- kan sırasında bir at, sırasında bir ikon ya da Killing. Ama buolar birbirlerine o kadar ya- kın ki bu hareket bir çeşit üre- tim zinciri gibi. Hareket durdu- ğu zaman aşağı yukan bir figiir çıkınış oluyor. Kimi zaman baş- ka bir fikirle başlayıp başka bir figürle bitirdiğim de olu>or ta- bii". Yaşamını kimi zaman New York'ta, kimi zaman Meksika ya da Nijerya'da sürdürmüş olan, son yıllannda Paris'i mes- ken edinen ömer Uluç'u yaşa- dığı mekânlar nasıl etkiliyor? Bu sorunun yanıtı "çok" olu- yor. Ancak bu etkinin farklı bir boyutu var. "En soyut ressam- lara bile mekânlardan bir şeyler geçiyor" diyor once. "Fakat ressam karanfck oda gibi. ÇeşiUi görüntüler o karanlık odada bi- rikmiş oluyor. Ve kartın ustü- ne çıktığı zaman her fotografta olduğu gibi surprizler, lekeier, boşluklar çıkıyor ortaya. Zama- nın etkisi, uzayın etkisi, insan- lann sevinçleri. korkuları var. Bütün bunlar basılmış olarak çı- kıyor resimlere." Ya İstanbul? Ömer Uluç, kendisinin ger- çekten ait olduğunu hissettiği tek yerin İstanbul olduğunu söylüyor. İstanbul deyince "gelenek" sorunu takıhyor Ömer Uluç'un kafasına. "Bura- nın ressamlannın gelenekle bü- yük bir sorunu var. Hem bura- sı her şeyin ortasında bir ülke. Fazla cereyanı olan bir yer." di- yor ve kahkahalar içinde ekli- yor: "Üşütmemek zor." Gelenekle olan sorunu nedir ve üşütmemek için nasıl "giyiniyor" ömer Uluç? Öncelikle, gelenekten "feci halde bıkmıs" olduğunu söylü- yor ve şunları anlatıyor: "Hem 'ailesi' olmayan hem de çeşitli cereyanlara açık bir yer. Hem Bizans var hem Osmanlı. Bu be- nim de resmime yansıdı biraz. Bizans fıgürau'f, Osmanlı soyut. Bu iki dünya arasında kaldım ben de. Gelenekle bir sorunum oldu. Tüm sanatçılann gelenek- le hesaplaşmadan geçmeleri ge- rektiği kanısındayım. Ben bu meseleyi kendi sanatımda çöz- mıiş olarak kabul ediyonım. Onun baskısından kurtulmak is- tivonım, bir kopuş yaşamak is- tiyorum. Bir nevi özgürlük bu kopuş. Daha önce Türk sanat- çısı için çok mecburi ve çok önemli gördüğüm bir tartışma- yı ben kendi hesabıma bitirmiş durumdayım. Modern olmazsa- nız zaten geleneği bilemez, an- layamazsınız. Pieasso'yu bilme- yen adam zaten minyature de bakamaz. Bugunun gözüylege- leneğe bakma meselesi var." Yine tuallere dönüyoruz. İri- li ufaklı, birden fazla tualden oluşan kompozisyonlanm öz- gürlük tutkusuyla, tual dışına çıkma arzusuyla açıkhyor Uluç. Çarpıcı renklerini ise "çügınlı- ğın ufak aletlerinden" olarak tanımlıyor. ömer Uluç, "Resim sonsuz bir tekrar olmamalı" diyor, "Ya resim hayatınız boyunca sözünüz vardır ve yaparsınız ya da bu işi bırakırsınız." Ressam ErolAkyavaş, SSCB'de Hermitage Muzesi'nde birsergi açıyor Put kıranlar içinputlar ÜMİD BAYAZOĞLU İkinci İstanbul Bienali'nde, Aya trini'de, şaşırtıcı bir malze- me, pleksiglas uzerine çizdiği la- birentlerle izleyicilerin karşısına çıkan ressam Erol Akyavaş olumlu eleştiriler almıştı. Son- raki büyük başansı, geçen yaz başı Berlin'de alkış topladı: Francis Bacon, Joseph Beuys, Salvador Dali, Alberto Giaco- metti, Markus Lüpertz, Georgia O'Keeffe, Arnulf Rainer, Julian Schnabel, Antoni Tapies gibi isimlerin arasında tek "Üçüocü Dünyalı" olarak göz doldurdu. New York Modern Sanat Mü- zesi, Cleveland Müzesi, Ham- burg Bremen Müzesi, Ankara Devlet Müzesi ve İstanbul Resim Heykel Muzesi'nde eserleri bu- lunan Akyavaş'ı nihayet Sovyet- ler de fark etmiş olmalı ki (Türk-Sovyet ticari yakınlaşma- sıyla gündeme gelen kültür alış- verişinin de etkisiyle) Lening- rad'da sergi açmaya davet etti- ler. Davet, Kultur Bakanlığı Baş- müsteşarı Aleksander Vorobyev tarafından geçen yıl bu ay İstan- bul'da "bizzat" yapılmıştı. 5 ka- sımda Hermitage Muzesi'nde gerçekleşecek serginin sponsörü- nü de Sovyetler buldu: ENKA. Akyavaş'ın ifadesine göre Sov- yet aydınlarının Kâbe'si olan Hermitage Muzesi'nde yabancı bir sanatçımn açtığı ilk kişisel sergi bu olacak. Akyavaş, İstanbul Bienali'nde sergilediği "arkeolojik bir kült- büyü-görkem yansıtan altın va- raklı" üç eserinde "Museviliğin, Hıristiyanugın ve İslamın kapah simgelerini dolaştırdığı labirent- lerinde, insanlığın ve inancın bütünlüğünü" dıle getirmişti. Hermitage'de ise çağdaş ikon- lara sert göndermeler içeren iko- noklast (ikon kırıcı) portreleri- ni sergileyecek. Akyavaş bu te- masıyla, iskambil kâğıdı gibi heykellerin devrildiği Sovyetler 1 de ve hatta bütun dünyada kar- UNUTULMUŞ HtJKÜMDARLAR — Ressam Erol Akyavaş, Sovyetler Birliği'nde sergileyeceği yapıtlannda, eski sikkejerdeki adı sanı unutulmuş hükümdar kabartmalanndan yola çıkıyor. şıhk bulacağını umuyor. Sergi- nin adı: "Ikonoklastlar için tkonlar." Bizans, Roma, Y'unan sikke- lerindeki, bugün adı sanı unu- tulmuş hükümdar kabartmala- nndan yola çıkan ressam, ilgi- sini paranın değil parayı bastı- ranların çektiğini söylüyor. Gü- nun birinde eski para satan kal- dırım tezgâhlarına düşen ezgin ve bitkin tiranlann trajedisi, 24 şeffaf tabloyla bir ay boyunca "Sovyetler"in karşısında olacak. "Bugün kim olduğu unutul- muş o adam! O surat zamanın- da bir ikondu. Egemenliğini, bir başka ikonu kırarak ilan etmiş- ti." Paranın üzerindeki o surat kazınırsa altından bir başkası çı- kar, onun da altından daha baş- kası. Akyavaş resimlerinde bu "istifi" tersine de işletiyor: Çün- ku günumüzde de ikon üretili- yor, hem de şakır şakır. Ressa- mın aktüel mit gösterisi Orto- doksları ürperterecek. 'Salıncakta iki Kişi' bugün istanbulDevlet Tiyatrosu'nda başlıyor Adeırfle Havvadan beri eskimeyen William Gibson'ın "Salıncakta İki Kişi"sini dilimize Sevgi Sanlı çevirdi, oyunun yönetmenliğini Alev Sezer üstlendi. tKİ SANATÇI İÇİN DE YENİLİK — Işık Venersu, "Salıncakta İki Kişi"deki rolüyle uzun vıllar sonra İstanbul'da ilk kez sahneye çıkıyor. Can Gürzap ise beş yıllık bir aradan sonra bu yapıtla oyunculuğa donüyor. DİKMEN GÜRÜN UÇARER VVilliam Gibson'ın "Salın- cakta İki Kişi" adh oyunu bu- gün Devlet Tiyatrosu'nda baş- lıyor. Sevgi Sanlı'nın dilimize çevirdiği eserin yönetmeni Alev Sezer. 1960'Iarda Yıldız Kenter ve Müşfik Kenter'den izlediği- miz rolleri, bu kez Işık Yenersu \e Can Gürzap paylaşıyor. Ye- nersu, 30 yıldan beri İstanbul'- da ilk kez bu oyunla yerleşik olarak oynuyor. Can Gürzap ise beş yıllık bir aradan sonra yine bu yapıtla oyunculuğa dönuyor. iki sanatçı için de hoş bir >enilik. 1950'lerde yaşanmış bir aşk oyküsunün bugün için eskimiş olabileceği düşunülür mü aca- ba? Can Gürzap "İlk başta ben de pek alıcı gozle bakmamıştım oyuna" diyor, "ama okuyunca hıç de eski gelmedi. Bizim dışı- nıızda birkaç arkadaş daha oku- du. Hepsinin sonuçta söylediği ortak bir şey var: Bu oyunda biz de hayatımızdan bir şeyler bul- duk. Gerçekten de çoğumuzun kendi yaşantımızla benzerlikler bulacağı bölümler var. Kadın- erkek ilişkisi hiç bir zaman tek- duze gitmiyor, arada fırtınalar oluyor. Bunlar dünyanın her ye- rinde her zaman yaşanacak olaylar. Evrensel bir konu ol- ması ve böyle bir ilişkinin dun- ya kuruldu kurulalı süregelme- si 'eskimişlik' sözünü rafa kal- dırıyor. 'Salıncakta İki Kişi' bence hiç eskimemiş bir oyun." Işık Yenersu için de aynı şey söz konusu: "Ben de ilk öneril- diğinde 'Nereden çıktı şimdi bu oyun?' diye düşündüm, ama so- nuna kadar bir çırpıda okudum. Adem'Ie Hawa'dan beri hiç es- kimeyen ve eskimeyecek olan bir öykü. Üstelik de çok sıcak bir ilişki. Karakterler çok iyi çi- zilmiş. Ikisi de net ve saydam ti- yatro kişileri." Alev Sezer "Birbirlerine zıt, ama bir araya geldiklerinde çok hoş şeyler yaşayan iki sağlam kişi" olarak tanımlıyor oyunun kahramanlarını. Sezer, "Kadının kendisiyle yaşadığı bir yalnızhğı var" di- yor. "Dışa dönukluğüne karşın bu duyguyu atamamış içinden. Adamla olan ilişkisinde sahip- lenmenin getirdiği bir duygusal yakınlaşma ve kucaklaşma onun yalnızlığım bir yana itme- sine neden oluyor." Işık Yenersu ıçın kadın su- rekli özverili. "Erkeğin durumu değişik" diye surdurüyor Ye- nersu, "O güne kadar erkeğe hep bir şeyler sunulmuş kansı ve zengin kayınpederi tarafından. Ama o yine de iki ayağının üs- tünde durmak, butün baskılar- dan kurtulmak istediği için vu- rup kapıyı çıkıyor evinden ve bu iki karşıt tip yan yana geliyor. Kadın 16 yaşında evden ayrıl- mış. Son derecede gûçlü, ama o denli de verici. İlk kez bir erke- ğin himayesinde olmaktan hoş- lanıyor. Erkek de ilk kez başka- sı için bir şeyler yapmaktan haz duyuyor." Can Gürzap ise erkeğin yal- nızlığmı şöyle tanımlıyor: "Çok zengin bir çevreden geliyor. Ya- şam biçiminde birdenbire karşı- laştığı zorunlu değişim onu su- dan çıkmış balığa döndürüyor. New York'un o başdöndürücü kalabalığı içinde tek başına bir odaya sığınmış. O güne kadar hep kayınpederin parasıyla ya- şayan bir insan birdenbire beş parasız, evsiz kahyor. Yalnızlı- ğı yaşıyor." İnsanların birbirinden iyice kopuklaştığı günumüzde böyle ince ilişkilerin yaşanıyor olma- sı olası mı? "Kadın ve erkek var olduğu sürece dünya yüzünde bu tür ilişkiler de var olacaktır" diyor Gürzap. Alev Sezer için bu itiş- ki "hep var olan bir duygusal ilişkinin modern yaşam içinde daha da güçlenerek süregelme- si." Işık Yenersu ise "Aşka, sev- giye gereksinim daha da artıyor her geçen gün" diyor. "İlişki- nin sonunda ikisinin de söyledi- ği bir şey var. Birbirlerinden çok zengin ayrılıyorlar. Çok şey öğ- renerek ayrılıyorlar. Yüzyıhmı- za yakışan ilişki de bu." AKM'de üç yenibale • Kültür Servisi — İstanbul Devlet Opera ve Balesi ilk kez İstanbul Festivali kapsamında sergilediği üç yeni bale yapıtını bugünden itibaren Atatürk Kültür Merkezi'nde sergiliyor. Geyvan McMillen'in İcoregrafisini yaptığı "Nemmt'un Dansı" (Müzik: P. Glass), Anadolu'da Bir Gece (Müzik: Ulvi Cemal Erkin'in Keman Konçertosu), Mutlu Son (Müzik: G. Gershwin'in Mavi Rapsodisi) adh yapıtlar saat 2O.3O*da izlenebilecek. Sibel Sürir Uğurlu, Erdal Uğurlu, Hülya Aksular, Haldun Yedican ve Alkış Peker'in başlıca rollerini paylaştıklan üç balenin dekorlan Yücel Tanyeri, kostümleri Figen Koyunoğlu'nun imzasını taşıyor. Kesmeşeker'den pop-rock • Kültür Servisi — Grup Kesmeşeker, Bilsak Rock- Cafe'nin cumartesi günleri uygulayacağı genç rock topluluklanna yer vcrmeyi amaçlayan "canü pop-rock" dinletilerinin ilk konuğu. olacak. Topluluk bugün saat 16.00'da Bilsak'ın Sıraselvüer'deki adresinde izlenebilir. İki yıl önce kurulan Grup Kesmcşeker, Cenk Taner (gitar-vokal), Tayfun Çağlar (basgitar- vokal), Cengiz Siberler (davul) ve Metin Karasahin'den (perküsyon- vokal) oluşuyor. Belgesel filmler • Kültür Servisi — tstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı, Atatflrk Kitaplığı'nda kasım ve aralık aylan içinde belgesel film gösterileri duzenliyor. Haftada iki gün iki seans olarak gösterilecek belgesel filmlerin ilki "Eski Evler Eski Ustalar" adh 12 bölümlük dizi. Danışmanlığını Prof. Dr. Metin Sözen, müziğini Nadir Göktürk'ün yaptığı dizinin bölümleri, Süha Ann, Hasan özgen, Hakan Aytekin, Bilgin Adailı ve ~v Cahit Seymen tarafından çekilmiş. Gösterihnesi planlanan ikinci dizi ise "Kent Monograrıleri" adını taşıyor. Dört bölümlük dizinin yönetmenleri Savaş Güvezne ve Hasan özgen. Necip Fazıl haftası • Kültür Servisi — Bir süre önce kurulan "Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Sanat Vakfı" tarafından İstanbul'da düzenlenen "Necip Fazıl Kısakürek Gösteri Haftası" dün başladı. 27 ekimde dek sürecek etkinlikler kapsamında fotoğraf sergisi, kitap ve sergi koleksiyonu, Necip Fazıl'a ait özgün yazı ve şür örneklerinden video ve füm gösterileri yer alacak. "Necip Fazıl Kısakürek Gösteri Haftası" dokuz gün süresince Cağaloğlu Meydanı'nda, tstanbul Reklam Sitesi'nin sinema salonu ve fuayesiyle birlikte beş salonunda yer alacak ve giriş serbest olacak. BUGÜN • Bir soyleşi Prof. Dr. Mübeccel Kıray "Toplumu Anlamaya Adanmış Bir Yaşam" başhkh söyleşiyi saat 15.00'te Büyükşehir Belediyesi Kadın Eserleri Kütüphanesi'nde sunacak. BİLSAKTA BUGUN 20 Ekim Cumartesi: UMGÜNLERİN GÖTÜRDÜĞO "Körfez Krizinde Taraflann Hedefleri ve Hesn>lan" Şükrü ELEKDAGT Hasan YALÇIN. İsmaü SOYSAL Görsel Sanat Atölyeleri Mehmet GÜLERYÜZ yOnetiminde (Per.-Cum.) Ta'i Cbi Chu'an Hareketli Meditasyon îlhan GÜNGÖREN Her Sa. 14.00-20.00 Yoga Zerrin AKGÜN Ptesi.-Per. 18J0-1930 Rock Cafe-Bar (5. Kat) 12.00-18.00 HeavyMetal 18.00-24.00 Rock BtLSAK, Sıraselviler Cad. Sojancı «ok.7 CIHANGİR 143 28 79-143 28 99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle