Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20JLKÎM 1990
Uünya Satranç Şampiyonası
5. oyun ertelendi
• NEW YORK (Cumhuriyel) — Dunya Satranç
Şampiyonası'nın 5. oyunu Gari Kasparov'un izin hakkını
kullanmasından dolayı pazartesi günune ertelendi.
Kasparov delegasyonundan Vladimir Dvorkoviç, karan
dun oğle saatlerinde telefonla başhakeme iletti. 5. oyun
oncesinde durum 2.5-1.5 Kasparov lehine. Karpov da
geçen cuma izin haklarmdan birini kullanmıştı. Şimdi iki
tarafın da ikişer izin hakkı var. Maç 24 oyun sürecek.
KULTUR-SANAT CUMHURİYET/5
Fikret Mııalla sergisi
• Kültür Servisi — Fikret Mualla'nın yapıtlarından
oluşan sergi 20 ekim günu Kile Sanat Galerisi'nde
açıhyor. Fikret Mualla 1903 yıhnda Istanbul'da
doğmuştu. 1922 yıhnda yurttan ayrıldı. Almanya, ltalya
ve Fransa'da bir sure dolaştıktan sonra Aşağı Alpler'in
Riellane kasabasına yerleşti ve kendi sanat dünyasına
çekildi. Sanatçı Picasso gibi non-figuratife inanmazdı.
Sanatında empresyonizın ve fovizm esprileri bir aradaydı.
Uzun yıllar suluboya ve guvaş çalıştı. Yağlıboya alanında
doyurucu eserler verdi. 1967'de 64 yaşındayken öldü.
Fikret Mualla sergisi 8 kasım gününe dek görülebilir.
Ali Poyrazoglu Tiyatrosıı
• Kültür Servisi — Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu mevsimi
dün akşam "Çılgınlar Kulübü" adh oyunla açtı.
Dördüncü yılına giren oyun dört hafta süreyle tiyatroda
izlenebilecek. Mevsimin yeni oyunu tse Ferhan Şensoy'un
"Bizim Sınıf'ı. Ali Poyrazoğlu'nun sahneye koyduğu iki
güldürünün oyuncu kadrosunda Bülent Kayabaş, Ayşen
Gruda, Levent Kazak, Zerrin Sümer, Kutay Göktürk,
Duygu Ankara, Melih Ekener, Özdemir Çiftçioğlu,
Levent Can, Nur Gürkan, Erdal Tosun, Ayşe Erbulak,
Ali Avenk, Burak Imre ve Güliz Şerinyan yer alıyor.
Çagdaş Ttirk resmi ödülleri
• Kültür Servisi — Ramko Sanat Merkezi'nin
duzenlediği Çağdaş Türk Resmi Yanşması'nda dereceye
giren sanatçılara ödülleri dün düzenlenen bir törenle
verildi. Irfan Okan'ın birinci, Orhan Benli'nin ikinci,
Bahar Kocaman'ın üçuncu olduğu yanşmada Haldun
Naziker, Devabil Kara, Sezai Özdemir ve Reyhan
Kâğıtçı'nın yapıtları da mansiyon kazanmıştı. Ödül
töreninde konuşan Prof. Dr. Ismail Tunalı, "seçici kurul
yapıtlann çağdaş ve modern olmasını ölçüt aldı" dedi.
ödül törenine katılan Sovyet Ressamlar Derneği Genel
Başkanı Solohof ise "A. öztoprak ve t. Okan'ın
yapıtlarının Leningrad'daki Formitage ve B. Kocaman ile
R. Kâğıtçı'nın yapıtlarının da Moskova'daki Puşkin
Muzesi'nde sergileneceğini" bildirdi.
(Fotoğraf: Uğur Giınyuz)
'Bilim Sanat Insanlanmız 2*
• Kültür Servisi — Ankara Fotoğraf SanatçıJarı Derneği
(AFSAD) tarafından bu yıl sekizincisi düzenlenen
"Ulusal Fotoğraf Yarışması"nın koşullan açıklandı.
Konusu "Bilim Sanat Insanlarımız 2" olan yarışmaya,
renkli, siyah-beyaz ve saydam dallannda en fazla beşer
eserle katılınabilecek. Seçici kurul üyeleri dışında herkese
açık olan yarışmaya gönderilecek fotoğraflann daha önce
herhangi bir yanşmada ödül almamış olması gerekiyor.
AFSAD'ın 1989 yıhnda duzenlediği "Bilim Sanat
Insanlanmız 1" konulu 7. Ulusal Sergisi'nde yer almayan
bilim adamı ve sanatçılar seçilecek. Yarışmaya verilecek
fotoğraflann kısa kenarı 20 cm'den küçıik, uzun kenarı
30 cm'den büyük olmayacak. Saydamlar ise 24X36 mm.
boyutunda olacak. Yarışmaya son katılma tarihi 17
Arahk 1990. Yarışma hakkında ayrıntıh bilgi P.K. 830,
C6426 Kızılay-ANKARA adresinden ahnabilir.
Rumba Krah frastanede
• BARSELONA (Reuter) — Ünlü Ispanyol orkestra şefı
Xavier Cugat, kalp ve ciğerlerindeki rahatsızlıktan ötüru
Barselona'da hastaneye yatırıldı. Quiron Kliniği'ne
kaldırılan 90 yaşındaki Cugat, yoğun bakıma alındı.
"Rumba Krah" olarak tanınan Xavier Cugat, özellikle
1930'lu ve 1940'h yıllarda Latin Amerika muziğinin
popülerlik kazanmasında önemli bir rol oynamıştı.
BAĞ-KUR GENEL MÜDÜRLÜK SİTESt
MİMARİ PROJE YARIŞMASI 5 EKİM
1990 TARİHİNDE SONUÇLANMIŞTIR
1. ÖDÜLÜ KAZANAN:
Merih KARAASLAN, Mürşit GÜNDAY
2. ÖDÜLÜ KAZANAN:
Orhan GENÇ, Murat ARTU
3. ÖDÜLÜ KAZANAN:
Yuksel ERDEMlR, Mete ÖZ, Mehraet SOYLU.
1. MANStYONU KAZANAN:
Cem AÇIKKOL
2. MANStYONU KAZANAN:
Umut İNAN
3. MANStYONU KAZANAN:
Cengiz GENÇATA, Aynur GENÇATA
4. MANSİYONU KAZANAN:
Ahmet YERTUTAN, Sule>man BAYRAK
5. MANStYONU KAZANAN:
Filiz ERKAL, Coşkun ERKAL
Söz konusu yarışmaya ait projeler 15 Ekim - 29 Ekim 1990 tarih-
leri arasında mesai saatleri içinde Bağ-Kur Genel Mudurlüğu Ata-
turk Bulvarı Devreshan No: 74 Kat 7 Kızılay-Ankara adresinde ser-
gilenecektir.
Basm: 36365
MEHMET GÜMÜŞ KONSERİ
Gülyangını Ömrümüz -2-
SAMSUN KONSERİ
Yer: Neco Gazinosu, Tarih-20 Ekim 1990
Saat: 19.00
Biletler Antik Müzik l-ll Çiftlik
DerimodKültürMerkezi'nderesimsergisidün açılan Omer Uluç:
Gelenekten kopuş, özgürlük
Ömer Uluç'un
Derimod'daki sergisi
27 kasıma kadar açık
kalacak. Uluç'a göre
İstanbul'da hem
Bizans var hem
Osmanlı. "Bu benim
sanatıma da yansıdı"
diyor Uluç.
ANNA TURAY
Ömer Uluç tam bir ay yata-
ğını Derimod Kültür Merkezi'-
ne serip çalıştı. Günün erken sa-
atlerinde başlayan ve zaman za-
man yorgunluktan yatağa seri-
lip kalmasıyla aralanan bu ça-
lışma, her gün 8-9 saate ulaştı.
Maraton, ömer Uluç'un renk-
lerinin galerinin zemininden du-
varlara taşınmasıyla noktalandı.
Artık sergi hazır, sanatçımn içi
rahat. Şimdi sıra ziyaretçilerde.
Uluç'un 19 ekim cuma günü
açılan ve 27 kasım tarihine
kadar sürecek olan sergisi yine
kolajlardan, birden çok tualin
bir araya getirilmesinden oluşu-
yor. Kolajlann birtakım figür-
lerini "terzi patronlarına" ben-
zetiyor ömer Uluç. "Belirli ana
figürler var, bir de o figiirlerin
varyasyonlan" diyor. Ana fi-
gürlerin büyük bir bölümünü
Paris'ten getirmiş. Ancak bun-
lann diğerleriyle birlikte irili
ufaklı tuallere yerleşmesi, son-
ra da galerinin bembeyaz duvar-
Iannı doldurması hep o yoğun
tempoyla yaşanan bir aylık sü-
reç içerisinde gerçekleşmiş.
Bir konuşmasmda, "Daha
çok üstüme gelen nesneterin res-
mini yapıyonım ben" diyordu.
Son zamanlarda "üstiine
üstiine" gelen ve fırlatılıp tuale
atılan şeyler neler acaba? Ver-
diği yanıtta bunların bir kısmı-
nın "öteden beri üzerine gelen
şeyler" olduğu ortaya çıkıyor.
Adada, sonbaharda kargalar
örneğin. Eylülle birlikte insan-
lann terk ettiği, yalnızca karga-
larla atlara bıraktıgı adalara git-
BİR AYLIK YOGUN BtR SÜREÇ — Ömer Uluç, Derimod'daki sergisini galeride bir «y süren
yoğun bir çalışmayla tamamladı. Galeriye yerleştirdiği yatağa da "arada sırada yorgunluktan diı-
şiip bayüdı". Dün düzenlenen basın toplantısında, mevcut iktidarın sloganının "Türk İslam
Sentezi" olduğunu söyleyen Uluç, "Ama bunun arkası yok, yani bununla ilgili büyük çalış
malar ve bilgiler yok" dedi. (Fotoğraf: Yıldız Üçok".
miş ömer Uluç. "tkon" adını
verdiği figürier var yine tualle-
rinde. Bir de zaman zaman res-
minde beliren ve "şiddeti" tem-
sil eden bir çizgi-roman kahra-
manı: Killing. Ve tabii insan-
lar...
Belli bir ritimle resim yaptı-
ğını söylüyor sanatçı ve sözleri-
ni şöyle surdürüyor: "Bn hare-
ketin belli bir hıa var. Figüre
göre değişijor. Hareketten çı-
kan sırasında bir at, sırasında
bir ikon ya da Killing. Ama
buolar birbirlerine o kadar ya-
kın ki bu hareket bir çeşit üre-
tim zinciri gibi. Hareket durdu-
ğu zaman aşağı yukan bir figiir
çıkınış oluyor. Kimi zaman baş-
ka bir fikirle başlayıp başka bir
figürle bitirdiğim de olu>or ta-
bii".
Yaşamını kimi zaman New
York'ta, kimi zaman Meksika
ya da Nijerya'da sürdürmüş
olan, son yıllannda Paris'i mes-
ken edinen ömer Uluç'u yaşa-
dığı mekânlar nasıl etkiliyor?
Bu sorunun yanıtı "çok" olu-
yor. Ancak bu etkinin farklı bir
boyutu var. "En soyut ressam-
lara bile mekânlardan bir şeyler
geçiyor" diyor once. "Fakat
ressam karanfck oda gibi. ÇeşiUi
görüntüler o karanlık odada bi-
rikmiş oluyor. Ve kartın ustü-
ne çıktığı zaman her fotografta
olduğu gibi surprizler, lekeier,
boşluklar çıkıyor ortaya. Zama-
nın etkisi, uzayın etkisi, insan-
lann sevinçleri. korkuları var.
Bütün bunlar basılmış olarak çı-
kıyor resimlere."
Ya İstanbul?
Ömer Uluç, kendisinin ger-
çekten ait olduğunu hissettiği
tek yerin İstanbul olduğunu
söylüyor. İstanbul deyince
"gelenek" sorunu takıhyor
Ömer Uluç'un kafasına. "Bura-
nın ressamlannın gelenekle bü-
yük bir sorunu var. Hem bura-
sı her şeyin ortasında bir ülke.
Fazla cereyanı olan bir yer." di-
yor ve kahkahalar içinde ekli-
yor: "Üşütmemek zor."
Gelenekle olan sorunu nedir
ve üşütmemek için nasıl
"giyiniyor" ömer Uluç?
Öncelikle, gelenekten "feci
halde bıkmıs" olduğunu söylü-
yor ve şunları anlatıyor: "Hem
'ailesi' olmayan hem de çeşitli
cereyanlara açık bir yer. Hem
Bizans var hem Osmanlı. Bu be-
nim de resmime yansıdı biraz.
Bizans fıgürau'f, Osmanlı soyut.
Bu iki dünya arasında kaldım
ben de. Gelenekle bir sorunum
oldu. Tüm sanatçılann gelenek-
le hesaplaşmadan geçmeleri ge-
rektiği kanısındayım. Ben bu
meseleyi kendi sanatımda çöz-
mıiş olarak kabul ediyonım.
Onun baskısından kurtulmak is-
tivonım, bir kopuş yaşamak is-
tiyorum. Bir nevi özgürlük bu
kopuş. Daha önce Türk sanat-
çısı için çok mecburi ve çok
önemli gördüğüm bir tartışma-
yı ben kendi hesabıma bitirmiş
durumdayım. Modern olmazsa-
nız zaten geleneği bilemez, an-
layamazsınız. Pieasso'yu bilme-
yen adam zaten minyature de
bakamaz. Bugunun gözüylege-
leneğe bakma meselesi var."
Yine tuallere dönüyoruz. İri-
li ufaklı, birden fazla tualden
oluşan kompozisyonlanm öz-
gürlük tutkusuyla, tual dışına
çıkma arzusuyla açıkhyor Uluç.
Çarpıcı renklerini ise "çügınlı-
ğın ufak aletlerinden" olarak
tanımlıyor.
ömer Uluç, "Resim sonsuz
bir tekrar olmamalı" diyor,
"Ya resim hayatınız boyunca
sözünüz vardır ve yaparsınız ya
da bu işi bırakırsınız."
Ressam ErolAkyavaş, SSCB'de Hermitage Muzesi'nde birsergi açıyor
Put kıranlar
içinputlar
ÜMİD BAYAZOĞLU
İkinci İstanbul Bienali'nde,
Aya trini'de, şaşırtıcı bir malze-
me, pleksiglas uzerine çizdiği la-
birentlerle izleyicilerin karşısına
çıkan ressam Erol Akyavaş
olumlu eleştiriler almıştı. Son-
raki büyük başansı, geçen yaz
başı Berlin'de alkış topladı:
Francis Bacon, Joseph Beuys,
Salvador Dali, Alberto Giaco-
metti, Markus Lüpertz, Georgia
O'Keeffe, Arnulf Rainer, Julian
Schnabel, Antoni Tapies gibi
isimlerin arasında tek "Üçüocü
Dünyalı" olarak göz doldurdu.
New York Modern Sanat Mü-
zesi, Cleveland Müzesi, Ham-
burg Bremen Müzesi, Ankara
Devlet Müzesi ve İstanbul Resim
Heykel Muzesi'nde eserleri bu-
lunan Akyavaş'ı nihayet Sovyet-
ler de fark etmiş olmalı ki
(Türk-Sovyet ticari yakınlaşma-
sıyla gündeme gelen kültür alış-
verişinin de etkisiyle) Lening-
rad'da sergi açmaya davet etti-
ler. Davet, Kultur Bakanlığı Baş-
müsteşarı Aleksander Vorobyev
tarafından geçen yıl bu ay İstan-
bul'da "bizzat" yapılmıştı. 5 ka-
sımda Hermitage Muzesi'nde
gerçekleşecek serginin sponsörü-
nü de Sovyetler buldu: ENKA.
Akyavaş'ın ifadesine göre Sov-
yet aydınlarının Kâbe'si olan
Hermitage Muzesi'nde yabancı
bir sanatçımn açtığı ilk kişisel
sergi bu olacak.
Akyavaş, İstanbul Bienali'nde
sergilediği "arkeolojik bir kült-
büyü-görkem yansıtan altın va-
raklı" üç eserinde "Museviliğin,
Hıristiyanugın ve İslamın kapah
simgelerini dolaştırdığı labirent-
lerinde, insanlığın ve inancın
bütünlüğünü" dıle getirmişti.
Hermitage'de ise çağdaş ikon-
lara sert göndermeler içeren iko-
noklast (ikon kırıcı) portreleri-
ni sergileyecek. Akyavaş bu te-
masıyla, iskambil kâğıdı gibi
heykellerin devrildiği Sovyetler
1
de ve hatta bütun dünyada kar-
UNUTULMUŞ HtJKÜMDARLAR — Ressam Erol Akyavaş, Sovyetler Birliği'nde sergileyeceği
yapıtlannda, eski sikkejerdeki adı sanı unutulmuş hükümdar kabartmalanndan yola çıkıyor.
şıhk bulacağını umuyor. Sergi-
nin adı: "Ikonoklastlar için
tkonlar."
Bizans, Roma, Y'unan sikke-
lerindeki, bugün adı sanı unu-
tulmuş hükümdar kabartmala-
nndan yola çıkan ressam, ilgi-
sini paranın değil parayı bastı-
ranların çektiğini söylüyor. Gü-
nun birinde eski para satan kal-
dırım tezgâhlarına düşen ezgin
ve bitkin tiranlann trajedisi, 24
şeffaf tabloyla bir ay boyunca
"Sovyetler"in karşısında olacak.
"Bugün kim olduğu unutul-
muş o adam! O surat zamanın-
da bir ikondu. Egemenliğini, bir
başka ikonu kırarak ilan etmiş-
ti." Paranın üzerindeki o surat
kazınırsa altından bir başkası çı-
kar, onun da altından daha baş-
kası. Akyavaş resimlerinde bu
"istifi" tersine de işletiyor: Çün-
ku günumüzde de ikon üretili-
yor, hem de şakır şakır. Ressa-
mın aktüel mit gösterisi Orto-
doksları ürperterecek.
'Salıncakta iki Kişi' bugün istanbulDevlet Tiyatrosu'nda başlıyor
Adeırfle Havvadan beri eskimeyen
William Gibson'ın "Salıncakta İki Kişi"sini
dilimize Sevgi Sanlı çevirdi, oyunun
yönetmenliğini Alev Sezer üstlendi.
tKİ SANATÇI İÇİN DE YENİLİK — Işık Venersu,
"Salıncakta İki Kişi"deki rolüyle uzun vıllar sonra
İstanbul'da ilk kez sahneye çıkıyor. Can Gürzap ise beş yıllık
bir aradan sonra bu yapıtla oyunculuğa donüyor.
DİKMEN GÜRÜN
UÇARER
VVilliam Gibson'ın "Salın-
cakta İki Kişi" adh oyunu bu-
gün Devlet Tiyatrosu'nda baş-
lıyor. Sevgi Sanlı'nın dilimize
çevirdiği eserin yönetmeni Alev
Sezer. 1960'Iarda Yıldız Kenter
ve Müşfik Kenter'den izlediği-
miz rolleri, bu kez Işık Yenersu
\e Can Gürzap paylaşıyor. Ye-
nersu, 30 yıldan beri İstanbul'-
da ilk kez bu oyunla yerleşik
olarak oynuyor. Can Gürzap ise
beş yıllık bir aradan sonra yine
bu yapıtla oyunculuğa dönuyor.
iki sanatçı için de hoş bir
>enilik.
1950'lerde yaşanmış bir aşk
oyküsunün bugün için eskimiş
olabileceği düşunülür mü aca-
ba?
Can Gürzap "İlk başta ben
de pek alıcı gozle bakmamıştım
oyuna" diyor, "ama okuyunca
hıç de eski gelmedi. Bizim dışı-
nıızda birkaç arkadaş daha oku-
du. Hepsinin sonuçta söylediği
ortak bir şey var: Bu oyunda biz
de hayatımızdan bir şeyler bul-
duk. Gerçekten de çoğumuzun
kendi yaşantımızla benzerlikler
bulacağı bölümler var. Kadın-
erkek ilişkisi hiç bir zaman tek-
duze gitmiyor, arada fırtınalar
oluyor. Bunlar dünyanın her ye-
rinde her zaman yaşanacak
olaylar. Evrensel bir konu ol-
ması ve böyle bir ilişkinin dun-
ya kuruldu kurulalı süregelme-
si 'eskimişlik' sözünü rafa kal-
dırıyor. 'Salıncakta İki Kişi'
bence hiç eskimemiş bir oyun."
Işık Yenersu için de aynı şey
söz konusu: "Ben de ilk öneril-
diğinde 'Nereden çıktı şimdi bu
oyun?' diye düşündüm, ama so-
nuna kadar bir çırpıda okudum.
Adem'Ie Hawa'dan beri hiç es-
kimeyen ve eskimeyecek olan
bir öykü. Üstelik de çok sıcak
bir ilişki. Karakterler çok iyi çi-
zilmiş. Ikisi de net ve saydam ti-
yatro kişileri."
Alev Sezer "Birbirlerine zıt,
ama bir araya geldiklerinde çok
hoş şeyler yaşayan iki sağlam
kişi" olarak tanımlıyor oyunun
kahramanlarını.
Sezer, "Kadının kendisiyle
yaşadığı bir yalnızhğı var" di-
yor. "Dışa dönukluğüne karşın
bu duyguyu atamamış içinden.
Adamla olan ilişkisinde sahip-
lenmenin getirdiği bir duygusal
yakınlaşma ve kucaklaşma
onun yalnızlığım bir yana itme-
sine neden oluyor."
Işık Yenersu ıçın kadın su-
rekli özverili. "Erkeğin durumu
değişik" diye surdurüyor Ye-
nersu, "O güne kadar erkeğe
hep bir şeyler sunulmuş kansı ve
zengin kayınpederi tarafından.
Ama o yine de iki ayağının üs-
tünde durmak, butün baskılar-
dan kurtulmak istediği için vu-
rup kapıyı çıkıyor evinden ve bu
iki karşıt tip yan yana geliyor.
Kadın 16 yaşında evden ayrıl-
mış. Son derecede gûçlü, ama o
denli de verici. İlk kez bir erke-
ğin himayesinde olmaktan hoş-
lanıyor. Erkek de ilk kez başka-
sı için bir şeyler yapmaktan haz
duyuyor."
Can Gürzap ise erkeğin yal-
nızlığmı şöyle tanımlıyor: "Çok
zengin bir çevreden geliyor. Ya-
şam biçiminde birdenbire karşı-
laştığı zorunlu değişim onu su-
dan çıkmış balığa döndürüyor.
New York'un o başdöndürücü
kalabalığı içinde tek başına bir
odaya sığınmış. O güne kadar
hep kayınpederin parasıyla ya-
şayan bir insan birdenbire beş
parasız, evsiz kahyor. Yalnızlı-
ğı yaşıyor."
İnsanların birbirinden iyice
kopuklaştığı günumüzde böyle
ince ilişkilerin yaşanıyor olma-
sı olası mı?
"Kadın ve erkek var olduğu
sürece dünya yüzünde bu tür
ilişkiler de var olacaktır" diyor
Gürzap. Alev Sezer için bu itiş-
ki "hep var olan bir duygusal
ilişkinin modern yaşam içinde
daha da güçlenerek süregelme-
si."
Işık Yenersu ise "Aşka, sev-
giye gereksinim daha da artıyor
her geçen gün" diyor. "İlişki-
nin sonunda ikisinin de söyledi-
ği bir şey var. Birbirlerinden çok
zengin ayrılıyorlar. Çok şey öğ-
renerek ayrılıyorlar. Yüzyıhmı-
za yakışan ilişki de bu."
AKM'de üç
yenibale
• Kültür Servisi —
İstanbul Devlet Opera ve
Balesi ilk kez İstanbul
Festivali kapsamında
sergilediği üç yeni bale
yapıtını bugünden itibaren
Atatürk Kültür Merkezi'nde
sergiliyor. Geyvan
McMillen'in İcoregrafisini
yaptığı "Nemmt'un Dansı"
(Müzik: P. Glass),
Anadolu'da Bir Gece
(Müzik: Ulvi Cemal
Erkin'in Keman
Konçertosu), Mutlu Son
(Müzik: G. Gershwin'in
Mavi Rapsodisi) adh
yapıtlar saat 2O.3O*da
izlenebilecek. Sibel Sürir
Uğurlu, Erdal Uğurlu,
Hülya Aksular, Haldun
Yedican ve Alkış Peker'in
başlıca rollerini
paylaştıklan üç balenin
dekorlan Yücel Tanyeri,
kostümleri Figen
Koyunoğlu'nun imzasını
taşıyor.
Kesmeşeker'den
pop-rock
• Kültür Servisi — Grup
Kesmeşeker, Bilsak Rock-
Cafe'nin cumartesi günleri
uygulayacağı genç rock
topluluklanna yer vcrmeyi
amaçlayan "canü pop-rock"
dinletilerinin ilk konuğu.
olacak. Topluluk bugün
saat 16.00'da Bilsak'ın
Sıraselvüer'deki adresinde
izlenebilir. İki yıl önce
kurulan Grup Kesmcşeker,
Cenk Taner (gitar-vokal),
Tayfun Çağlar (basgitar-
vokal), Cengiz Siberler
(davul) ve Metin
Karasahin'den (perküsyon-
vokal) oluşuyor.
Belgesel
filmler
• Kültür Servisi —
tstanbul Büyükşehir
Belediyesi Kültür İşleri
Daire Başkanlığı, Atatflrk
Kitaplığı'nda kasım ve
aralık aylan içinde belgesel
film gösterileri duzenliyor.
Haftada iki gün iki seans
olarak gösterilecek belgesel
filmlerin ilki "Eski Evler
Eski Ustalar" adh 12
bölümlük dizi.
Danışmanlığını Prof. Dr.
Metin Sözen, müziğini
Nadir Göktürk'ün yaptığı
dizinin bölümleri, Süha
Ann, Hasan özgen, Hakan
Aytekin, Bilgin Adailı ve ~v
Cahit Seymen tarafından
çekilmiş. Gösterihnesi
planlanan ikinci dizi ise
"Kent Monograrıleri" adını
taşıyor. Dört bölümlük
dizinin yönetmenleri Savaş
Güvezne ve Hasan özgen.
Necip Fazıl
haftası
• Kültür Servisi — Bir
süre önce kurulan "Necip
Fazıl Kısakürek Kültür ve
Sanat Vakfı" tarafından
İstanbul'da düzenlenen
"Necip Fazıl Kısakürek
Gösteri Haftası" dün
başladı. 27 ekimde dek
sürecek etkinlikler
kapsamında fotoğraf
sergisi, kitap ve sergi
koleksiyonu, Necip Fazıl'a
ait özgün yazı ve şür
örneklerinden video ve füm
gösterileri yer alacak.
"Necip Fazıl Kısakürek
Gösteri Haftası" dokuz gün
süresince Cağaloğlu
Meydanı'nda, tstanbul
Reklam Sitesi'nin sinema
salonu ve fuayesiyle birlikte
beş salonunda yer alacak ve
giriş serbest olacak.
BUGÜN
• Bir soyleşi Prof. Dr.
Mübeccel Kıray "Toplumu
Anlamaya Adanmış Bir
Yaşam" başhkh söyleşiyi saat
15.00'te Büyükşehir
Belediyesi Kadın Eserleri
Kütüphanesi'nde sunacak.
BİLSAKTA
BUGUN
20 Ekim Cumartesi:
UMGÜNLERİN
GÖTÜRDÜĞO
"Körfez Krizinde Taraflann
Hedefleri ve Hesn>lan"
Şükrü ELEKDAGT Hasan
YALÇIN. İsmaü SOYSAL
Görsel Sanat
Atölyeleri
Mehmet GÜLERYÜZ
yOnetiminde (Per.-Cum.)
Ta'i Cbi Chu'an
Hareketli Meditasyon
îlhan GÜNGÖREN
Her Sa. 14.00-20.00
Yoga
Zerrin AKGÜN
Ptesi.-Per. 18J0-1930
Rock Cafe-Bar (5. Kat)
12.00-18.00 HeavyMetal
18.00-24.00 Rock
BtLSAK, Sıraselviler Cad.
Sojancı «ok.7 CIHANGİR
143 28 79-143 28 99