Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 HABERLER 20 EKİM 1990
Kentleşme sorunları
• SAMSUN (Cumhuriyet) — Her geçen yıl artan
nüfusla birlikte süren düzensiz yapılaşma kenti beton
yığınına çevirirken, geçmişin güzelliğini günümüze
taşıyan tarihi evler de birer birer yok oluyor. Gittikçe
büyüyen kent olmanın faturasını asırlık btnalan yıkarak
çıkanmak, Samsun'da büyük bir üzüntü kaynağı.
Düzensiz yapılaşmadan dolayı hava kirlilığinin de kış
aylannda büyük boyutlara ulaştığı Samsun'da, kent
yaşayanları, ilgililerin günümüze ulaşan eski kültür ve
tarih varlıklarına sahip çıkmasını istiyorlar. (Fotoğraf:
Salim Sürmeli)
Tuşalp beraat etti
• GAZİANTEP (Cumhuriyet Güney llleri Bttrosu) —
"Milli duygulan zayıflattığı ve yok ettiği" gerekçesiyle
hakkında dava açılan Erbil Tuşalp beraat etti. tHD
Gaziantep Şubesi'nce bir süre önce düzenlenen "Kültür
ve Sanat Üzerine Baskılar" konulu toplantıda
"Türkiye'nin Güneydoğusu ile Irak'ın lamamına
Kürdistan deniliyor" biçimindeki sözleri üzerine "Milli
duygulan zayıflattığı ve yok ettiği" gerekçesiyle hakkında
dava açılan Erbil Tuşalp'ın yargılanmasına dün devam
edildi. Gaziantep Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde
yapılan duruşmada Erbil Tuşalp, "Düşünce suçu
nedeniyle yargılanmasının Türkiye için bir ayıp
olduğunu" belirtti. Daha sonra mahkeme, Tüşalp'ın
toplantı sırasında sarf ettiği sözlerin bir suç
oluşturmaması nedeniyle beraatine karar verdi.
Demirel, ögrenci sohbetinde
• lç Politika Servisi — DYP Genel Başkanı Süleyman
Demirel, dün tstanbul'da 'Adnan Hoca' olarak ünlenen
Adnan Oktar'ın 'müritlerince kurulan' Bilim Araştırma
Vakfı'nın düzenlediği "öğrencilerle sohbet" toplantısına
katıldı. Çoğu Boğaziçi Üniversitesi'nde okuyan yaklaşık
200 öğrencinin sorularını yanıtlayan ve iç-dış politika
konulannda görüşlerini açıklayan Demirel'i, Oktar, salon
dışından dinledi. DYP lideri Ankara'ya dönerken
Atatürk Havalimanı'na da gelen Oktar, gazetecilerin
"Neden protokol salonuna girmiyorsunuz?" sorusuna,
"Çocuklar içeride, benim girmem yanlış anlaşılabilir"
yanıtını verdi. Bu arada Demirel'le konuşan bazı
öğrencilerin dısarı çıkıp Oktar'la da konuşup daha sonra
tekrar içeri girip Demirel'le konuştuklan gözlendi. DYP
Istanbul ll Başkanı Orhan Keçeli'nin de "Adnan Hoca
dışanda" denmesi üzerine "Ooo Adnan Hoca bizden"
dediği duyuldu. Demirel, toplantıda öğrencilerin
sorularını yanıtladı. Seçimlere ilişkin anketler yapıldığını
anlatan Demirel, "Ben anketlere dahil değilim. Ben gayri
nizamiyim. Şu anda koyun sandığı DYP çıkacaktır. Yani
DYP çıkmayacak da bugünkü iktidar mı çıkacak? Bu
Demirel mantığıdır iyi dinleyin, iyi" diye konuştu.
Sürgün yargıdan döndti
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Ankara 7. Idare
Mahkemesi, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürü Melih Gokçek'in
kurum bünyesinde bu kez "anket uygulaması" adı
altında başlattığı "sürgün"ü bir kez daha durdurdu.
Mahkeme, Ankara'da sosyal çakşmact olarak görcv
yaparken Gökçek tarafından Şirvan ilçesinin bucak ve
köylerinde "aile anketi" yapmakla görevlendirilen lclal
Yandımata'nın yaptığı iptal başvurusunu kabul etti.
Kararda, sosyal çalışmacının Şirvan'da
görevlendirilmesinin "kamu yararından çok, kişisel ve
farklı nedenlerle alınan bir uzaklaştırmayı amaçladığı
sonucuna vanldığı" ifade edildi.
Emniyette atama
• ANKARA (AA) — Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle
Mücadele Daire Başkanlığı'na, Ankara Emniyet müdür
yardımcüanndan Natık Canca atandı. Mete Altan'm
Adana Emniyet Müdürlüğü'ne atanması ile boşalan
Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı'na getirilen Natık
Canca, 1948 yılında Ankara'da doğdu. Canca, polis
koleji ve polis akademisini bitirdikten sonra, komiser
yardımcısı olarak Emniyet Genel Müdürlüğü'nde göreve
başladı. Judo Federasyonu Başkanlığı'm da yürüten
Natık Canca, Ingilizce ve ltalyanca biliyor. Canca, evli
ve 2 çocuk babası.
ÖLÜM
Gazeteci Erdal Güneysu
• İSTANBUL (AA) — Gazeteci Erdal Güneysu,
tstanbul'da öldü. Gazeteciliğe 1963 yılmda Hürriyet
Haber Ajansı'nda başlayan Erdal Güneysu, Hürriyet,
Günaydın, Güneş, Yeni Asır ve Sabah gazetelerinde
çalıştı. 60 yaşında ölen Güneysu, Rumelihisarı Camii'nde
dün öğleyin kılınan cenaze namazından sonra Aşiyan
Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Eski Kara KuvvetleriKomutanı Öztoruridan idam cezası değerlendirmest
Hiçbir zamaıı caydmcı değîlidam cezası bugün için bir tedbir değildir.
Çünkü bugünkü eylemlerin kimler tarafından
yapıldığı ortaya çıkarılmamıştır ki" diyen
Necdet Öztorun, idam cezasımn hukuken çok
ağır bir ceza olduğunu belirtti.
TURAN YILMAZ
ANKARA — 12 Eylül müda-
halesi yapıldığmda, Genelkur-
may 2. Başkaru, ardından da
Kara Kuvvetleri Komutanı ola-
rak görev yapan emekli Orgena-
ral Necdet Oztorun, TBMM'de
bekleyen idamlann infazına iliş-
kin tartışmaları değerlendirir-
ken bekleyen idamlarm infazı-
nın terör hareketleri karşısında
bir caydıncüık unsuru taşımaya-
cağını söyledi.
Öztonın, bugünkü cinayetle-
rin kimler tarafından işlendiği-
nin de henüz ortaya çıkanlama-
dığını anımsatarak "Bu idamla-
nn infazı, bugün için bir tedbir
degildir. Bunlara karşı bir ted-
bir diye bununla ortaya çıka-
mazsınız. Çıinkü ola> bu kadar
basit defü" dedi.
Cumhuriyet'in, son günlerde
özellikle artan terör olaylan
karşısında TBMM'de hükümet
kanadında, bekleyen idam ka-
rarlarının infazına ilişkin soru-
lan yanıtlayan Necdet öztorun,
"Tartışılan kona, Meclis karar
versin, bekleyen idamlann to-
punu birden infaz edip asalım.
Ama Meclis bu karan biraz zor
verir" dedi. İdamlarm genelde
terör hareketlerinin önlenmesi
konusunda bir caydırıcılık un-
suru taşımadığıru da belirten
öztorun, "Teröristkr eger da-
valarında karariıysalar, bu
idamlar caydıncıhk tasımıyor.
Bazı olaylan önleyebilir. Bazı
suçlara verilen cezalar çok ha-
fif olduğu için bu suçlar işlen-
mektedir. Eğer beürieyeceginiz
suçlarda idam kararian verir,
bunu da karaıiılıkla oygularsa-
nız, belki teröristlerin sayısuıda
belli bir miktar azalma olabilir,
ama önler demiyonım. Bir gnıp
bundan vazgeçebilir" diye
konuştu.
"Siz, idam cezasına karşı
mısınız" sorusu üzerine "tdam
cezası, hukuken çok agır bir ce-
za. tnsanın insana verebilecegi
en ağır ceza" diyen Öztonın,
şöyle konuştu:
"Savaşta adam oldürüyorsu-
nuz, ama esir atdıktan sonra öl-
diirmüyorsunuz, normal düze-
ne geçiyorsunuz. Bu cezanın uy-
gulanmasında adli bata da ya-
pabilirsiniz. Öliim cezalanna
karşı dünyada bir reaksiyon
var. Biz de onun bir parçasryız.
Buna karşın ABD'de daha ge-
cealerde bir idam cezası uygu-
landı. Yani bir ibret olma duru-
mu var. Bir olay hatırüyorum.
Bir teröriste, bir kişiyi öldürme
erari veriliyor. Gidiyor o ktytain
bulunacağı kahyeye, bakıyor 6
kişi oturuyor. Ökîürecegi ada-
mı da Unımıyor, tutuyor altısı-
nı birden öldüriıyor. Bu adama
ne ceza verecek kanunlar? Bn
bir detl, deti suufma giren bir te-
rörist. Olacak iş degil. Ontı af
mı edeceksiniz? Ne ceza vere-
ceksiniz buna?"
Eğer isteniyorsa, yasalarda
yapılacak bir değişiklik ile bu
cezanın ortadan kaldmlabilece-
ğini de kaydeden öztorun,
"tdam cezası çok agır bir ceza,
bu nedenle de terorizmi önler
iddiasında degilirn. Ama belli
bir kesim için caydıncı olabilir.
12 Eylül'deki idamlann da bel-
li bir caydıncüığı oklu, ama belli
bir süre oldu. Sonuçta etkili ola-
madı. Sonradan biliyorsunuz,
öliim oruclan oldu. Korkmayan
da oldu yani. Bu cezanın ne ka-
dar etkili olacagı, karşiMizdaki
kişinin amaana baglı. Amacı
kuvvetli ise etkili olmaz" dedi.
"Bugüne kadar bu bekleyen-
lerin idam karariannın infaz
edümemesi sebepleri nelerdir?
Bu sebepler ortadan kalkmış
nudır? Bunlann aynntıh bir şe-
kilde münakaşasuun yapılması
lazım" diyen öztorun, bugün
işlenen cinayetlere karşdık, bek-
leyen idamlann bir önlem ola-
rak getirilmesinin de doğnı ol-
mayacağını belirterek "İdamla-
nn infazı, şu anda bir tedbir mi-
dir? Hayır, şu anda bir tedbir
değildir. Çünkü bugünkü ey-
lemlerin sanıklan kimlerdir, ne-
dir? Kimse yakalamnadıgı için
bunlar büinmiyor. 5-6 Idşi öldtt-
nılmüştür. Buna bir reaksiyon
da vardır. Alnacak tedbirler de
var. Bu çerçevede, bu tedbirier
içinde bunu başköşeye itiyorso-
nuz. Bir tedbir olarak ortaya
koyabilirsiniz. Ama alacagınız
tüm tedbirieri ortaya koymamz
lazım. Bir tedbirie ortaya çıka-
mazsınız. Çünku olay o kadar
basit degil" diye konuştu.
Yakınları asılan da vurulan da aynı şeyisöylüyor:
'Olüm, ceza olamaz'Ogln asılan baba: Kan, kan ile temizlenmez
Kardeşi asılan abla: îdam ilkelliktir.
Agabeyi vnrulan kardeş: Ağabeyimi öldürenin
bugün asılmasına gönlüm razı olmaz.
ÜMİT OTAN
BİR BABA — 7 Ekim 1984'te idam edilen Üyas Has'ın babası Recep Has,
"Evimize ateş düştü. O ateş hâlfi sönmedi" diyor. (Fotoğraf: Ümit Otan)
İZMtR — Recep Has, oğlu tryas
Has'ı 7 Ekim 1984'te idam sehpasında
yitirmiş. Fatma Has kardeşi için çok uğ-
raşmış, başaramamış. Baba Has, "Kan
kan ile temizlenmez" diyor. Abla Fat-
ma idamları "ilkellik" olarak nitelen-
diriyor. Ziya Pekdemir'in ağabeyi Sü-
leyman Pekdemir terör kurbanı. Ağa-
beyinin öldüğü gun bir kra olan Ziya
Pekdemir, o günü hatırlamak bile iste-
miyor, ama "Agabeyimi öldürenin bi-
le bugün asılmasına gönlüm razı
olmaz" demeden edemiyor...
Karşıyaka sırtlanndaki Gümüşpala'-
nın dar yokuşu Haslar'ın evine gidiyor.
THKPC Dev-Yol davasında yarşlanan
ve 7 Ekim 1984 sabah1 idam edilen ll-
yas Has'ın aitesiyle konuşmaya gidiyo-
ruz. Evin alt katındaki küçük hurdacı
dükkânında Recep Has ile karşılaşınca
söze nasıl başlayacağımızı şaşırıyoruz.
Baba Recep Has da ürkek.
•'Bu acı>ı yaşa>an bir aile olarak, ba-
ba olarak \eniden gundeme getirilen
idam cezaları konusunda ne
düşünüyorsunuz" tümcesinin ardından
derin bir sessizlik. "Kan kan ile temiz-
lenmez evlat" diyor ve sürdürüyor Re-
cep Has konuşmasıru:
"Evimize ateş düştü. O ateş hâlâ sön-
medi. Biz dargelirii bir aileyiz. Ben
emekliyim, seyyar hurdacüık yaparak
evimin nafakasını çıkarmaya çalışıyo-
rum. O günleri hatırlamak bile istemi-
yorum. Oglum Tariş'teki işinden çıka-
rüdıktan sonra epeyce boş gezdi. Ses-
siz, sakin, efendi bir çocuktu. Ne oldu,
nasıl oldu hâlfi çözemiyorum."
llyas'tan sonra iki kız, iki erkek kal-
mış geriye. tlyas'ın ablası Fatma'yı da
çağınyoruz, annesini çağırmıyorlar; o
gün bugündür kendisinde degilmiş.
Kahnndan saçlanm yolmuş bitirmiş,
dişleri dökülmüş.
"İdam olan evde ipten bile
bahsedilmez" diyor Fatma Has: "Biz
hayttımızda kapımızda bekçi bile gör-
medik. Onca polis karşısında şok ol-
duk. Kardeşimin suçu yoktu, ama bu-
nu ispallayamadık. llyas'ı kaybettikten
sonra evimiz enkaz yeri oldu. Herkes
bizden çekinir oldu, dışladı. Ölen bir
kere ölüyor, kurtuluyor, geriye kalan-
lar bütün açılan göğuslemek zonında
kalıyor. tdam cezalan kalksın, bu ilkel-
liktir. ölümle ceza olmaz, bakın tüm
cezayı biz çekiyonız."
Fatma Has doluydu, babası araya
girdi: *
"Çocuklanmızı iyi egitsinkr. Biz he-
pimiz vatanmı, milletini seven insanla-
nz. Bngünlerde >ine televizyonda idam-
lan duyar oMuk. tçimiz yanıyor. Genç-
leri asmaktan vazgeçsinler. Yüzlerce
ana baba bizitn çektiğimizi çekmesin."
Baba-kız gözyaşlannı tutamıyorlar-
dı. Usulca aynldık. Gümüşpala'nın dar
sokaklannda çocuklar top oynuyorlar-
dı...
Yer Gaziantep. Tarih 4 Temmuz
1980. Kurşun "yagmuru" sonrası yere
düşen bir genç. Adı Süleyman Pekde-
mir, 32 yaşında, belediyede raemur.
Kardeşi Ziya Pekdemir o günleri an-
latıyor:
"Gecenin bir vaktinde sokaklarda
dolaşmanın zamanı degildi. Agabeyim
arkadaşlanyla birlikte yemek yiyip evin
yolunu tutuyor. Arkadaşlan, ne olur ne
olmaz diye valnız gitmemesi için uya-
nyor. Agabeyim 'biz etliye sütİüye ka-
nşmıyoruz ki bir şey olmaz' diyor ve
yüriiyor. Bir tarama sesi ve agabeyim
orada ölüyor. A>nı gece benim de bir
kızım oldu. Agabeyim ölüm tarihiyle
kızun Gülru'nun doğum tarihi aynı. Kı-
zıma yaşgünü yapmıyoruz. Benim do-
ğum tarihimde yaşgunünü kutluyo-
ruz."
Aa olaydan sonra Pekdemir ailesi bir
türlü kendini toparlayamamış. "Çok
zor günler geçirdik" diyor Ziya Pekde-
mir. Yeniden gundeme gelen idam ce-
zaları ile ilgili görüşlerini söylemeden
önce duruyor, mahzunlaşıyor:
"İdamlann hiçbir şeyi çözemeyece-
gini düşunuyorum. Bugün ağabeyimi
öldüren kişinin bile asılmasına gönlüm
razı olmazdı. Sonradan öğrendik ki
ağabeyimi öldüren kişi babamın çok ya-
kın arkadaşının oğluvmuş. Şimdi ceza-
evinde. Bataklığı temizlemeden sivrisi-
neklerle ugraşıp bazı gerçekleri de göz-
den kaçırmamak lazım. Her şey insan-
cıl olsa, hukuka, insan haklanua dayalı
bir ortam olsa idam diye bir konu gun-
deme bile gelmeyecektir."
ÎHD tarafından başlatüacak kampanya kapsamında miting, afışleme deyer alıyor
İdam tehdidine karşı kampanyatç Politika
Servisi —
ANAP iktida-
rının terörü
önlemek ge-
rekçesiyle
T B M M ' d e
bekleyen idam
dosyalarını
onaylamayı
gundeme getir-
mesine tepkiler sürüyor. tnsan
Haklan Derneği Istanbul Şubesi
"idam tehdidine" karşı bir ka-
mpanya karan aldı. Dernekten
yapılan açıklamada kampanya-
nın son idam karannın infaz
edildiği tarih oian 25 ekimdc
başlatılacağı belirtilerek şöyle
denildi:
"Ortadoğu'daki savaş gerili-
minden yararlanmak isteyen si-
yasi iktidar, insan hak ve özgür-
İükkrine aykın ne kadar ilkel,
intikamcı, anti-demokratik tez-
gâh varsa peşi sıra gundeme ge-
tirmeye devam ediyor. Tek ga-
yesi, haklımn olmadığı bir sava-
şa girmek istemeyen balk kitle-
lerini susturmak, idam ve hüc-
re hapsiyle yani en tehlikeli te-
rör oian devlet teröriiyle toplu-
mn suskunlar toplumu, köle bir
toplum haline getirmek."
Açıklamada sorunun suç ve
dönemler ne olursa olsun, idam
cezasını mevcut hukuk sistemin-
den kökünden çıkartıp atmak
olduğuna dikkat çekilerek
"İdam cezalan tamamen kaldı-
nlmalıdır. Eskişehir hücre tipi
cezaevi eski haline getirilmeJi-
dir. Hücre tipi yaşama izin ve-
rilmemelidir. Uluslararası hu-
kuk kurallanyla meşruluk ka-
zandırılmaya çalışılan milyon-
larca insanın temel hak ve öz-
gürlükleri iade edilmelidir. İn-
san baklan savunuculan ber za-
mankinden daha çok seslerini
çıkarmalı, zulüm tedbirlerine
karşı çıkmaiıdır" denildi. Kam-
panya kapsamında, imza kara-
panyası, miting ve yürüyüş,
afişleme, video gösterimi ve el
ilanlannın dağıtüması yer alı-
yor.
Kocaeli Barosu'ndan dün ya-
pılan açıklamada ölüm cezala-
nnın ve infazların gundeme ge-
tirilmesine karşı olduklan belir-
tilerek temelde Ölüm cezasımn
"kana kan isteme" gibi ilkel bir
anlayıştan kaynaklandığı vurgu-
landı.
Ankara Ticaret Odası Meclis
Başkanı Gtingör Yener , artan
anarşi ve teröre kefalet olarak
idam dosyalannın gundeme ge-
tirilmesinin çok yanlış olacağı-
nı söyledi. Yener, "idamlann
caydıncılıgı zamanında yapılır-
sa belki olurdu. 10-15 yıl sonra
teröre karşı knllanılmasının
mantıgım anlamak mümkün
degil" dedi.
Yazar Füruzan, "Devletin
gözdagı vermesinin yanlış ol-
duğunu" söylerken tiyatro sa-
natcısı Ali Poyrazoghı, "Şiddet-
le karşmm. O kadar karşıyım ki
ne söylesem çok ağır olacak"
dedi.
Sanatçı Esin Afşar Aral,
idam cezasına karşı olduğunu
belirterek terörü önlemenin yo-
lunun bu olmadığını, adam öl-
dürmeye adam öklürmekle ce-
vap verilmemesi gerektiğini söy-
ledi.
Sanatçı Fikret Kızılok da ko-
nuyla ilgili olarak şöyle konuş-
tu:
"Tabii ki olumsuz düşünüyo-
rum. Ölen yine dağda bayırda
ölüyor. Aşk yüzünden birbirini
öldüreni asmıyorlar. Tamamen
politik. Caydıncı olabilir ama
böyle bir şeyi devletin yapma-
ması gerekir."
PROFILO'DAN
ÜdüRrsatÜçfırsat birarada sadece Profilo'da...
21 Ekim'deki kampanyayı mutlaka
bekleyin! F I L O
Profilo Yeni Kalır
Ufak ihmaller büyük sorunlar yaratır.
Şüpheniz olursa derhal bize koşun
Fax: 584 42 13 TÜRK BÖBREK VAKFI 554 11 82
Gençler okula hazır!
ROTRING KOLEJ SET
0.2, 0.3 ve 0.5 mm uçlara sahip hassas
isograph kalemler, Tikky 0.5 mm kurşun
kalem, silgi ve teknik kalemler için pergel
ayağı.
Tam sizin için harika bir set.
Aynca Kolej Set alan herkese bir
odet Proje Tapma Rulosu BEDAVA!
Tüm seçkin kırtasiyecilercle Rorring Kolej
Set, hediyenizvediğerRotring çizimgereçle-
n sizi bekliyor.
rıng
OGÖB
Milli Görüş'ten
DGMsavcısına'
tddialar
ciddiyetle
bağdaşnuyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Avrupa Milli Görüş
Teşkilatlan (AMGT) Genel Sek-
reteri Ali Yüksel, Muammer
Aksoy ve Bahriye Uçok cinayet-
leriyle ilgili soruşturmaları yjll-
rüten DGM Savcısı Binbaşı Ül-
kü Coşkun'un îslami örgütlerle
ilgili savlannı "ciddiyetle bağ-
daşmayan bir f«iih«i?;lik" olarak
niteledi. Coşkun'un, suikastlann
faillerinin Îslami örgütler olabi-
leceği şeklindeki demecini, "Bir
komplo veya hasta ve kompleks-
li bir kişiliğin hezeyanı" şeklin-
de değerlendiren Ali Yüksel,
"tslam ve Müslümanlann iddia
edilen eylemlerin failleri olma-
sı mumkün değildir" dedi.
AMGTnin 398 şubesi ve yan
kuruluşlarıyla AT ülkelerinde
hizmet veren "sivil ve saygın bir
kitle örgütü" olduğunu ve Coş-
kun'a karşı yasal haklannı kul-
lanacaklannı ifade eden Yüksel,
açıklamasında şu görüşlere yer
verdi:
"Toplumsal banş, devlet/mil-
let kaynaşması, karşüıklı güven
ortamını yok etmeye yönelik bu
tür beyan ve hareketler, eger art
niyetli, topluma karşı bir komp-
lonun üriinu değilse, siyasi emel-
lerini emperyalist merkezlerin si-
yasi emelleri ile bütünleştiren ve
şahsi çıkarlannı dış güçlerin çı-
karlan ile tevnid eden çevrelerin
işi değilse, büyük bir ihtimalle
hasta bir kişUigin komplekslrbir
insanın, bir ruh hastasımn heze-
yanı olabilir. Bu tür hezeyanla-
ra twsın-\ayın çevrelerinin, ay-
dın geçinen adamlann, serma-
ye çevrelerinin alet edilmesi y%-
nında, bürokratik çevrelerin ve
hukuk pripmh*"1
"" da kaülması
düşündürücüdür.
Ancak bu tür itaamlann sa-
hiplerinin sergUedikleri ruh ha-
li, bu tür komplolann arkasın-
da kendilerinin olabilecegi ima-
jını vermektedir.
Bu anlamda bir hukuk ada-
mının sorumluluğuna sahip ol-
ması gereken DGM Savcısı Ül-
kü Coşkun'un, son olaylaria teş-
kilatımızı ilgilendirme gayretine
yönelik demecini, temsil ettiği
devletin güvenligi ile ilgili bir
hukuk kurumunun ciddiyetiyle
bağdaşmayan bir talihsizlik ola-
rak görüyoruz."