Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 EKİM 1990 EKONOMİ CUMHURÎYET/13
Enıisyon 14.6
trilyon
• ANKARA (UBA) —
Ocak-ekim döneminde
yüzde 75 genişleyen
emisyon, 6 trilyon 269
milyar üra artü. Yılbaşmda
8 trilyon 365 milyar lira
olan emisyon, ekimin ikinci
haftasında 14 trilyon 634
milyar liraya çıktı. Merkez
Bankası verilerinden yola -
çıkarak yapılan
değerlendirmeye göre
emisyondaki aylık büyüme,
1990 yılında 600 milyar lira
dolaylannda oldu.
Emısyonda tırmanıs
Tvih Ml»
29 Aralık '89
31 Mayıs '90
15 Haziran '90
29 Haziran 90
16 Temmuz "90
31 Temmuz "90
15 Ağustos '90
31 Ağustos '90
17 Eylûl '90
28 Eylül '90
15 Ekim '90
17 Ekim '90
Döviz
rezervleri
rarTL
6.365
10.068
12.063
13.137
13.657
12.392
14.558
13.661
15.290
13.682
15.221
14.634
• ANKARA (ANKA) —
Türkiye'nin uluslararası
döviz ve altın rezervleri
yılbaşına göre yüzde 26.7
oranında artarak 12 milyar
dolara yaklaştı. Uluslararası
rezervlerin Türkiye'nin 7
aylık ithalatını karşılayacak
düzeyde olduğu belirlendi.
Bu yılın başında 4 milyar
831 milyon dolar olan
Merkez Bankası'ndaki
döviz mevcudu eylül ayı
sonu itibanyla yüzde 31.5
oramnda artarak 6 milyar
352 milyon dolara yükseldi.
Yılbaşında 3 milyar 128
milyon dolar olan ticari
bankalann döviz mevcutlan
ise 9 ayda yüzde 27.1
oranında artış göstererek 3
milyar 975 milyon dolara
çıktı. Merkez Bankası ve
ticari bankalann döviz
mevcutlannın toplamıyla
oluşan toplam döviz rezervi
de bu gelişmelere paralel
olarak 7 milyar 959 milyon
dolardan 10 milyar 327
milyon dolara yükseldi.
Kahveci: Lsiıiıiz
zor
• İZMİR — Maliye
Bakanı Adnan Kahveci,
"Türkiye, ihracatını ve
büyümeyi arttıramazsa vay
halimiztf''diye konuştu.
Türkiye'nin Avrupa
Topluluğu'na girmek
konusunda tarihi bir fırsat
ele geçirdiğini de
vurgulayan Kahveci,
1993'ten önce Avrupa
Topluluğu'na girilebileceğini
öne sürdü. Ege Bölgesi
Sanayi Odası'nın
kuruluşunun 45. yıh
nedeniyle başanlı
sanayiciler için
gerçekleştirilen ödül
törenine katılan Kahveci,
sanayicilerin 1991 yıh
bütçesi ve ekonomik
kalkınma hedefleri
konulanndaki eleştirilerini
yanıtsız bıraktı. "Maliye
Bakanı olarak 1991 yılında
işim zor" diyen Kahveci,
Körfez krizi sürerken
bütçeden aynlan paylarda
Milli Eğitim'i bir numarada
tutmakta güclük çektiğini
söyledi.
Odaların aidat
ticreti
• ANKARA (AA) —
Ticaret ve Sanayi Odaları,
Ticaret Odalan, Sanayi
Odaları, Deniz Ticaret
Odalan, ticaret borsalan Ue
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği'nde (TOBB) kayıt ve
yıllık aidat ücretleri
arttırıldı. Bakanlar
Kurulu'nun Resmi
Gazete'de yer alan karanna
göre 5590 sayıh ilgili kanun
gereği, oda ve borsalara
kayıt ücreti ile yıllık aidat
taban sınırı 5 bin liradan 15
bin liraya yükseltildi. Kayıt
ve yıllık aidatta tavan sımr
ise 250 bin liradan 500 bin
liraya çıkarıldı. Karar
uyarınca, oda ve borsaiarda
hizmetler karşılığı alınan
100 bin liralık nispi ve
maktu ücret tutan da 250
bin lira olarak belirlendi.
Sovyet pazarı
• Ekonomi Servisi —
GSD, Sovyetier Birliği'nin
Soyuzsnabimport/Gossnab
kuruluşu ile ticaret
anlaşması imzaladı.
Kendisine bağlı 150 büyük
alım kuruluşu ile birlikte
önemli bir ithal potansiyeli
oluşturan Soyuzsnabimport,
hazır giyim ve ev tekstili
eşyalannı anlaşmaya göre
dünyada sadece GSD'den
ithal edecek. Serbest döviz
ile yapılacak olan ihracatın
geliştirilmesi amacıyla GSD,
Moskova'da deri ve tekstil
hazır giyim eşyaları ile ev
tekstili ve ayakkabıların
sergileneceği sürekli bir
showroom ve emtea
depolan açıyor.
Türkiye-ATişbirliğipaketi Bakanlar Konseyi gündemine girdi
Mali protokol uykuda
Türk yetkililere göre 600
milyon ECU'luk 4. Mali
Protokol'ün serbest
bırakılması dışında paketin
onaylanması konusunda bir
sorun yok. Tekstil kotalarının
aşamalı kaldırılrnasının
reddedilmeyeceği, ancak
uygulamanın gecikeceği
savunuluyor.
ANKARA (ANKA) — Türkiye'nin tam
üyelik başvurusunun "şimdilik" kaydıyla
geri çevrilmesinin telafısi olarak AT Komis-
yonu'nca haarlanan işbirliği paketinin pa-
zartesi ve salı günleri Lüksemburg'da top-
lanacak olan AT Bakanlar Konseyi'nde gö-
rüşülrnesi kesinleşti.
ANKA muhabirinin edindiği bilgiye gö-
re daha önce AT Akdeniz Grubu'nca göru-
şülen işbirliği paketinin AT Bakanlar Kon-
seyi'nin gündemine girmesi, AT ülkelerinin
daimi temsilciler toplantısında karara bağ-
landı.
Konuya yakın Türk yetkilileri, 600 mil-
yon ECU'luk dördüncü mali protokolün
serbest bırakılması önerisi dışında paketin
onaylanması konusunda bir sorun gözük-
mediğini ifade ediyorlar. 12 Eylül harekâtı
nedeniyle dondurulan dorduncü mali pro-
tokolün serbest bırakılmasına karşı olan Yu-
nanistan, bu konudaki tutumunu değiştir-
meyeceğini birçok kez bildirmiş bulunuyor.
Yunanistan, işbirliği paketinin diğer mad-
delerine karşı olmadığını da ifade etmişti.
Türk yetkilileri, işbirliği paketinin dör-
düncü mali protokolün dışındaki maddele-
rinin Bakanlar Konseyi'nce benimseneceğini
beklemekle birlikte tekstil kotalanna ilişkin
önerisi konusunda ban kuşkuları bulundu-
ğunu belirtiyorlar. Türk yetkilileri, tekstil
kotalarının aşamab bir biçimde kaldırılması
yolundaki AT Komisyonu önerisinin Ba-
kanlar Konseyi'ncereddedilemeyeceğini,an-
cak bunun uygulamasının gecikebileceğini
söylüyorlar. Yetkililere göre AT'nin tekstil
kotaları ile ilgili gerçek niyeti 8-9 kasımda
Türk Ihracatçı Birlikleri ile AT Komisyonu
arasında yapılacak hazır giyim kotalanna
ilişkin gorüşmelerde anlaşılacak.
İşbirliği paketinin uvgulamasına, AT Ba-
kanlar Konseyi'nden geçmesinden sonra
başlanacağı belirtiliyor. Konseyin onaymın
ardından ulaştırmadan enerjiye kadar çok
sayıda alanı kapsayan işbirliği önerileri tek-
nik düzeyde yapılacak temaslarda derinleş-
tirilerek uygulama aşamasına getirilecek.
Türk yetkilileri, işbirliği paketinin başa-
rıyla uygulanmasının hem Türkiye'nin hem
de AT'nin iradesine bağh olduğunu vurgu-
luyorlar.
Yunanistan'ın Kıbrıs gerekçesiyle veto
edeceği dördüncü mali protokol gibi bir fi-
nansman kaynağı olmadan, işbirliğinin güç-
lü bir şekilde gerçekleşemeyeceği iddialan-
na karşı çıkan Türk yetkilileri, somut işbir-
liği projelerinin finansman için AT bütçe-
sinden pay alabileceğini belirterek bir kay-
nak sıkıntısırun olmayacağını savundular.
Bu arada, işbirliği paketinin uygulanması
konusu Akdeniz ülkelerinden sorumlu AT
Komiseri Abel Matutes'in kasımda Türki-
ye'ye yapacağı ziyaret sırasında da ele alı-
nacak.
Denîzciye söz üstüne sözDYP Genel Başkanı Demirel'in de "denizcilik
bakanlığı" sözü vermesi üzerine, denizciler
iktidar değişirse bakanlığı garantiledi.
Ekonomi Servisi — Armatör- SHP Genel Başkanı Erdal Inö-
nü'den sonra DYP Genel Baş-
kanı Süleyman Demirel de ikti-
dara geldiklerinde denizcilik ba-
ler, Deniz Ticaret Bakanhğı'nm
kuruknası için muhalefetten söz
aldı.
Deniz Ticaret Odası'nın dü-
zenlediği 1. Uluslararası ve 2.
Ulusal Denizcilik Kongresi'nde,
kanlığı kuracaklarmı söyledi.
Kongrenin ikinci gününde ko-
nuşan Süleyman Demirel, "Biz
nasılsa iktidar oiacağız. Bizim
iktidar olduğumuz yerde deniz
bakanlığı da olacaktır" dedi.
Demirel, denizcilikte 40 kanun
78 tüzük ve 30 makamın bulun-
duğunu belirterek "Bu kanşık-
lıkla iyi bir politika oluşturu-
lamayacağını" savundu. "De-
niz var. gemi var, gemici var.
deniz bakanlığı niye yok" diyen
Demirel, devlet bakanlıklann-
Petrol,
demeçleri
kolluyor
Ekonomi Servisi — Irak-
ın, isteyen her ülkeye varili
21 dolardan ham petrol sat-
maya hazır olduğunu açık-
lamasından sonra bir Irak
üst düzey yetkilisinin, "Kör-
fez krizinin diplomatik yol-
larla çözülme ihtimali gide-
rek artıyor" şeklindeki söz-
leri, uluslararası borsalarda
ham petrol fiyatlarını aşağı
çekti.
Londra Ticaret Borsası-
nda önceki gün varil başına
33.05 dolardan işlem gören
Kuzey Denizi petrolü, dün-
kü seansın başında 33.25
dolara kadar yükselmesine
rağmen öğle saatlerinde
32.35 dolara geriledi.
New York Ticaret Borsa-
sı'nda ise önceki gün varil
başına 36.80 dolarhk fiyat-
tan kapanan Batı leksas tö-
rü ham petrol 35.45 dolara
geriledi.
Petrol piyasası analistleri,
Irak'tan gelen "yumusak"
mesajlann, stokçulan satışa
yönlendirdiğini ve fıyatlann
bu nedenle düştüğünü, bu-
na rağmen birkaç gün son-
ra neler olabileceğı konu-
sunda tahmin yürütmenin
sadece "kehanet" olacağını
belirtiyorlar.
Bu arada OPEC tarafın-
dan kriz öncesinde günlük
üretimi 1.9 milyon varille sı-
nırlanan Venezüella'nın üre-
timi 2.3 milyon varile çıktı.
Venezüella Petrol Bakanbğı
yetkilileri, günlük ham pet-
rol üretiminin bu yıl sonun-
da 2,5 miJyon varüe, 2000 yı-
hnda ise 4 milyon varile çı-
kartılacağını belirttiler.
Kuzey Denizi petroli
39
38 -
37 -
36 <
35 -
34 -
33 •
32 .
\
\ ,37-M
\
\
11 Vt .15 16
I
LofsJra
{Kasffli tasfi
|35.9S
\ . 3USB
1
\
Î7 18
neö, vani/dolar)
• 32.39
1S Kasım
Batı
40 l
39 .
38 .
3? .
36 .
35 „
i
Teksas Petrolü
40.40
»41.42
\
\
37J5
(Kasım tBslimı. varıi / dolar)
M
r
.57 \
V3M5
1
J
İ -İ2 t5 İŞ 31 • ,-4t-:- • » «K88
dan birinin Deniz Ticaret Ba-
kanlığı'na çevrilebileceğini
söyledi.
Körfez bunahmının denizcilik
sektörüne ağır bir darbe indir-
diğini anlatan DYP Genel Baş-
kanı, krizden sonra navlunlann
azaldığını, sigorta prirni ve
akaryakıt fiyaılanndaki artıştan
dolayı sefer maliyetlerinin yük-
seldiğini söyledi. Hukümetin ar-
matörleri destekleyecek tedbir-
ler alması gerektiğini vurgula-
yan Demirel "Türk müteşebbi-
sinin elini böğründe bırakma-
mak lazım" diyerek sözJerini
şöyle sürdürdü:
"Refahın temel unsuru reka-
bettir. Türk filosuna da rekabet
edebilecek teknoloji ve iyileştir-
meyi getirmek zorundayız. Bu
konuda devlete düşen görevler
vardır. Türk hükümeti OECD'-
nin armatörlere tanıdığı hakla-
n tanımahdır."
Kongrede konuşan Devlet
Bakanı tbrahim Ozdemir ise
muhalefet liderlerinin denizcilik
bakanhğı kunılması konusunda
söz vermelerine karşıhk, iktidar
partisinin bir üyesi olarak ken-
disinin sevindirici bir haber ve-
remeyeceğini söyledi. "Size de-
niz ticaret bakanlığı kuracagız
demeyi arzu ederdim" diyen
özdemir, iktidannın yeni ba-
kanlık kurulmasından cok mev-
cut düzeni daha iyi işletmekten
yana olduğunu belirtti. Körfez
krizine de değinen Devlet Baka-
nı Ibrahim Ozdemir, Türkiye'-
nin krizin tam göbeğinde oldu-
ğunu belirterek bu durumdan
bir tek armatörlerin değil bütün
sektörlerin etkilendığini söyledi.
özdemir, taşıma sektörünün so-
runlarını azaltmak için girişim-
lerde bulunulduğunu belirterek
Ulaştırma Bakanhğı'nın tran'-
la yaptığı lıman anlaşmasını ha-
tırlattı. lran'dan yılın ilk altı
ayında güney limanlanna 600
bin ton mal getirildiğini, yıl so-
nuna kadar da 400 bin ton da-
ha malın boşaltılacağını anlata-
rak gelecek yıl bu miktann 1.5-2
milyon tona çıkacağını söyledi.
SHP adına konuşan trfan
Gökpınar da SHP Genel Baş-
kanı Erdal tnönü'nün önceki
gün yaptığı konuşmayi hatırla-
tarak 8 ayn bakanhğı ilgilendi-
ren deniz ticaretinin SHP ikti-
darında tek bir deniz ticaret ba-
kanhğı aJtında organize edilece-
ğini söyledi.
EKONOMIDE KUUS
MERALTAMER
Coni'lerden Özal'amoral6. Filo'dan bu yana ilk kez
Amerikalı Coniler, İstanbul
sokaklarında bu kadar kalaba-
Lk bir sayıyla cirit atmaya baş-
ladılar. Bunlar "savaş
turistleri". Suudi Arabistan
çöllerinden "nıoraJ" için ülke-
mize gelen Amerikan askerle-
ri. Kendileri moral alırken
kimine göre belki özal'a da
"moral" veriyorlardır. Nasıl
mı? Doünabahçe'de kurulan
işportacılardan ahşveriş ede-
rek ülkemize para bırakıp tu-
rizmde uğradığımız zarann bir
bölümünü telafı ederek!..
Işin esprisi bir yana... Orta-
doğu'da sıcak savaş konusu şu
günlerde çok güncel ve genel
kanı da "Eger savaş olacaksa
bu iş, kasım ayının Ûk yansın-
da olur" yönünde.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'a göre ise bu işin rengi
ocak sonunda tUmüyle belir-
ginleşir. özal'ın, Amerika'da
geçen ay yaptığı temaslara ka-
tılan üst düzey bürokratlar an-
latıyorlar. özal bir konuşması
sırasında Ortadoğu'daki dunı-
mun en geç ocak sonunda net-
leşeceğini söylemiş. Artık bu,
sınırlann yeniden çizilmesi an-
lamına mı geliyor yoksa sıcak
savaş olasılığının tamamen or-
tadan kalkması mı, o belli
değil.
Ozal bir şey daha söylemiş.
"Eger bir sıcak çstışma olur-
sa bu Amerikalüann 22 kasım-
da kutladıklan Tbanks Given
Ue 25 aralıkta kutlanan Nod
arasında olmaz" demiş. De-
mek ki eğer sıcak savaş olur-
sa büyük olasılıkla 22 kasıma
kadar olacak. Bu açıklamala-
ra itibar edenler için şu günler
epey kritik.
Bu arada iş âleminde Kör-
fez krizinin ilk günlerinde
özal'la ilgili olarak yer yer çi-
zilen "pembe tabloiar"dan da
eser kalmadı. Özal'ın tavnnı
"one-man show" olarak nite-
leyenlerin ve eleş.iri dozunu
yükseltenlerin sayısı her geçen
gün artıyor.
İş dünyasmda, özal'ın Kör-
fez politikasıyla ilgili olarak
genel kanı şu:
"Özal miithiş bir işgüzârlık
yaptı. Şimdi de kalkmış avuç
açıp 'Ödediğim bedeli bana
geri verin' diyor. Ve bunu da
çok acemice yapıyor. Ve bü-
tün Türk balkını da kafasının
dikine, tek başına aJdıgı karar-
lann peşinden siırüklüyor."
Bu arada Asil Nadir konu-
sunu gündeme getırenler de
var. Türkiye'de kriz öncesin-
de ve kriz nedeniyle zor du-
mmda bulunan birçok kuruluş
ve sektör varken Asil Nadir'e
fonlar, ihracat kredileri vs gi-
bi yollarla el altından maddi
destek sağlanması olasılığı ise
iş dunyasında "Camide dile-
nip avluda zekat vermek" ata-
sözuyle dillendiriliyor.
Odalar Birliği'nin yeni Baş-
kanı Yalım Erez, kriz ve
özal'la ilgili tabloyu şöyle çi-
ziyor: "Körfez kriziyle U^H
olarak belki de TUrkiye'nin
yapabileceği başka bir şey
yoktu. Ama Irak'la bu kadar
düşmanca tavır içine ginncdea
de sanınm aynı politika yürü-
tülebiürdi. Kriz başladıiıııda
olayın 3 tarafı vardı: Irak, Ku-
veyt ve Suudi Arabistan. Şim-
di 4 iilke var, Türkiye de
eklendi. Biz kendi kendimM
riskli ölke haJine getirdik. Bo
hava yaratıldığı için dışandan
para da bulamayız, turizm d«
tekler, yabnmlar da cayar.
Yabancı bankalar da kredi li-
mitlerini aşagı çeker. Özal'ın
bizi gereksiz yere soktuğu bu
havanın, bu taraflı göriintn-
nün bedelini Türk halkı çok
ağır ödeyecektir."
Adamına göre bilanço
Bir şirketın iki bilançosu
olur mu?
Olmaması lazım, ama de-
mek ki oluyor.
Elimizde "Vestel Elektro-
nik Sanayi ve Ticaret AŞ"nin
bankalara verdiği belirtilen
son 3 yıllık bilançosu.
Bilançoya göre VestePin
1987 yıhna ait brüt saüşlan 81
milyarken, 1988 sonunda bu
rakam 159 milyara, 1989 so-
nunda da 359 milyar 345 mil-
yona yükselmiş. Kâr hanesin-
de ise 1987 için 5.8 milyar,
1988 için 10.6 milyar, 1989 so-
nu itibanyla ise 30,5 milyar li-
ra yazıyor.
istanbul Sanayi Odası'nın
500 büyük firma sıralaması-
na baktığımızda ise 1987 ve
1988 yılları için bu rakamlar
aynen tutuyor. 1989 bilanço-
suna gelindiğinde ise tSO'da-
ki rakamların epey "şkklıı"
olduğu dikkati çekiyor. örne-
ğin 359 milyar liralık brüt sa-
tışlar, tSO yayınında 483 mil-
yar lira olmuş. 30,5 milyar li-
ralık dönem kân ise 42.3 mil-
yara yükselivermiş.
Sorduk, soruşturduk...
tSO'ya verilen bilançoya As-
telsan'ın faaliyetlerinin de ek-
lendiğini saptadık.
Dendiğine göre bu 2 farklı
bilançonun biri, yani İSO-
nunki "kamuoyu" için, diğe-
ri "bankalar" içinmiş. tSO-
nun 500 büyük firma yayım-
nın tam Vestel'in Türkiye'de
büyük reklamlarla halka açü-
dığı döneme rastladığını dü-
şünürsek, belki de öyledir...
Can Kıraç "hoca"dan ders"29 ağustosta iş hayatımın 40.
yılını tamamladım. Benim en
büyük özeiliğim, bu 40 yıllık
iş hayatımda yalnız Koç Top-
luluğu'nda çalışmış olmamdır.
Başka hiçbir deneme >aşama-
dım. Ama şimdi, kendimi ye-
ni bir hayat tarzına yöncllnıe-
ye çalışıyorum. Bu yeni >olda,
çeşitli yerlerde denediğim
'konuşmacılığı' kendime raes-
lek yapma hevesîne kapılmış
bulunuyorum."
Sadece Koç Topluluğu'nda
geçen tam 40 yıllık iş hayatı...
Yukandaki sözlerin kime ait
olduğunu tahmin etmek pek
de zor olmasa gerek. Evet, Koç
Holding Idare Komitesi Baş-
kanı Can Kıraç, tzmir Rotary
Kulübü'nde yaptığı konuşma-
da böyle diyordu. Kıraç
"20001i yıllara yaklaşırken
Türkiyemiz'in gündemindeki
konuiar" başlıklı konuşmasın-
da nüfus artışından eğitime,
enerji üretiminden çevre koru-
masına, verimlilikten insan
haklanna ve demokratik reji-
me pek çok konuyu gündeme
getirirken özellikle eğitim bö-
lümünde kendisinin geleceğe
dönük planlanyla ilgili olarak
da ilginç ipuçlan veriyordu:
"Ben gelecek sene mart
ayından sonra iş hayatımdaki
çalışmalan bir tarafa bıraka-
rak kendi meraklanmla uğraş-
maya karar verdim. 40 sene be-
lirii bir istikâmette çalışuktan
sonra ne yapabilirim diye çok
düşündüm. Bunu birkaç ögre-
tim görevlisi dostumla tartış-
tım. Onlardan ilginç bir teklif
aldım: "Üniversiteye gel, ders
ver" dediler. Bu öneri bana
fevkalade sıcak geldi, beni he-
yecanlandırdı."
"Ben, İstanbul'da birkaç fa-
külteye müracaal ettim. Şimdi
gençlerie bereber olacağun
günleri heyecanla bekliyonım.
Bu yeni meslefimin benim için
bir maddi kazanç vesilesi ol-
mayacağını tahmin edeeeginiz-
den eminim. Gönıyorsunuz,
bazı konularda kazandıgım
tecnibeleri, inanışlanmı ve
inançianmı gençiere aktarmayı
bundan sonra bana düşen bir
görev olarak benimsiyorum.
Sizler gibi iyi yetişmiş ve top-
lumda belirli bir sorumluluk
mevkiine gelmiş insanlann da
bu yolu izlemesi, batta bunu
daha da ilerive götürerek fa-
külteierde degil, liselerde de bi-
zim gibi insanlann ders verme-
leri yararlı olmaz mı?"
Gördüğünüz gibi Can Kıraç,
Koç Grubu'ndaki aktif yöne-
ticilik görevini 40. yıl sonunda
kapatacağını ve niyetinin üni-
versitede ders vermek olduğu-
nu söylüyor. Sayın Kıraç'ın ge-
çen yıl bu zamanlarda benze-
ri hazırlıklar içinde olduğunu,
hatta Galatasara} Kulübü Baş-
kanlığı için adının geçtiğini ha-
tırlıyoruz. Bizim bilebildiğimiz
kadanyla geçen yıl kendisi,
Koç ailesinin ısran üzerine bir
yıl daha görevde kalmayı ka-
bul etmişti. Dolayısıyla Kırac,
"aniversite hocahgj" hevesini
bu yıl da ertelemek zorunda
kalırsa, fazla şaşmamak gerek.
6
Nadir olayıııda KKTC hedef değîl'
KKTC'nin önde gelen bir ekonomi kurmayv "îngiltere bizi cezalandırmak isteseydi işe ihracatımızdan başlardı"
ABDURRAHMAN
YILDIRIM
LEFKOŞA — Polly Peck kri-
zinin Kıbnsia herhangi bir iliş-
kisi bulunmadığı savunuldu.
KKTC'nin üst düzeyde bir eko-
nomi kurmayı, "Eğer tngiliz hü-
kümeti KKTC'yi cezalandırmak
isteseydi işe Asil Nadir'den de-
gil; ihracatınuzı yasaklamaktan
başlardı" dedi.
KKTC'nin üst düzeyde bir
ekonomi kurmayı, Ingiltere'nin
Asil Nadir'e karşı tutumunun
Kıbrıs kaynakh olmadığını be-
lirtti. Isminin açıklanmaması
şartıyla konuşan bu üst düzey
yetküi, şöyle dedi:
"AsU Bey, tngUtere'nin 26 en
zengin işadamı arasındaydı. tn-
gilizler böyle bir işadamuu ba-
sitçe bir sorgu için çağırmazlar.
Yıllarca yapılan araştırmada or-
taya çıkan sonuca bakaıiar. tn-
gilizler, büyüklerin küçük ku-
surlannı affederler. Affedeme-
diklerioi sorguya alıriar. Bu sa-
dece Asil Bey'e özgü bir şey de-
gildir. Eğer İngfliz hükümeti
KKTCyi cezalandırmak istesey-
di, işe AsU Nadir'den değil, ih-
racatımızdan başlardı. İhracatı-
nuzı vasaklariardı. Onun için
Asil Bey'in olayında Rumlann
bir etkisi yok."
Rumlann Asil Nadir'e karşı
kampanya başlattıklarını
KKTC'deki iktidar yanında mu-
halefet partilerinin de ifade et-
tiklerini hatırlatmamız üzerine
üst düzey bürokrat şunları söy-
ledi: "Rumlann niyeti var,
ama etkisi yok bu PoUy Peck
krizinde. Rumlann etkisi şöyle
olur Polly Peck'in KKTC'de sa-
tışa çıkartacağı mülkleri 3. şa-
hıslar aracılığıyla satın alır. Bu
bizim aleyhimize olur ve ulusla-
rarası ticarette büyük bir avan-
taj sağlarlar. Guneyden işçi de
getirtmeye kalkarlar. Bu uçun-
cn şahıs, İngiltere'de kurulu bir
şirket de olabilir. Sahibi Rum
olur. Bu bizi tedirgin ediyor.
Polly Peck, kardeş firmaları etkiliyor
Hisse işlemlerini durduran
Asil Nadir'in kardeşi Bilge
Nevzad'ın 'Noble Reardon'
şirketi, içine düştüğü
durumun Polly Peck'teki
gelişmelerden
kaynaklandığmı belirtiyor.
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Polly Peck'in nakit ve
güven sorunu, "kardeş firma"lanna da
bulaştı. Yönetim Kurulu Başkanı AsU
Nadir'in kızkardeşi Bilge Nevzad'ın ço-
ğunluk hissesine sahip olduğu "Noble
Reardon" şirketine bazı bankalann kre-
di kolaylığı sağlamaktan vazgeçmeleri
nedeniyle şirket hisselerindeki düşuşün
hızlandığı ve sonuçta, perşembe günü
hisse işlemlerinin durdurulmasına karar
verildiği anlaşılıyor.
Noble Reardon, şirketin durumunun
Polly Peck'teki gelişmelerden kaynak-
lanmış olduğunu belirtiyor. Yapılan
açıklamada, "Hisse senetlerindeki dü-
şüş, gnıbun dunım ya da geleceğine iliş-
kin görüşleri yansıtmıyor. Bu, tamamen
Bilge Nevzad Ue kardeşi Asil Nadir ara-
sındaki ilişkiden ve Polly Peck işlemle-
rinin durdurulmuş olmasından dolayı
piyasadaki izlenimlerin sonucudur"
dendi.
Şirketle iş yapan Midland Bank Ue
Dresdner Bank'ın, toplam 2 milyon 100
bin sterlin tutanndaki kredi olanağı sağ-
lamaktan vazgeçtikleri öne sürülüyor.
Bir ara 102 peniye kadar yükselen
"Noble Reardon" şirketi hisseleri, ev-
velki gün 26 peniye indiğinde şirketin
başvurması üzerine işlemden çekildi.
Şirketin kâğıt üzerindeki değeri böyle-
ce 5 miiyon sterline düştü.
Şirketin hisseleri eylül ayı ortaların-
da 60 peni dolaymda seyrediyor ve Polly
Peck'teki gelişmelerden etkilendiği belli
oluyordu. Noble Reardon, Polonya'da
kanon kutu imalatı amacıyla 4 milyon
sterlin tutannda bir ortak yatınm için
mart ayında 9.5 milyon sterlin, mayıs
ayında da 5.2 milyon sterlin tutarında
hisse senedi ihraç etmişti. Bayan Nev-
zad, hisselerin üçte biri kadarını kendi
satın almıştı.
Şirket, Kuzey Kıbns'ta iki tatil köyü-
nün sahibi, Noble Air Havayollan'nı iş-
letiyor, ayrıca ingiltere'de de bir optik-
elektronik tesisi var. Geçen ağustos
ayında şirket, kasım 1989 - nisan 1990
dönemi için 1 milyon sterlin zarar gös-
terdi. Zarar, turizm gelirlerindeki düşü-
şe bağlandı.
Başına hiçbir bilginin verilmediği
Polly Peck'te tam bir sessizlik hüküm
sürüyor. Şirkete Uişkin söylentileri kont-
rol etmek mümkün olmuyor.
"Bir şahıs nakit karşılığı
Polly Peck hissesi anyor"
Bir gazetede yayımlanan ve "Bir şa-
hıs, nakit karşılığı Polly Peck hissesi
anyor" şeklindeki bir kuçük ilan, piya-
sayı yakından izleyenlerin gözünden
kaçmadı. "Channel-4 TV" tarafından
hazırlanan bir programda sözü edilen
ilanın, hangı yayın organında çıktığı
açıklanmadı. Haberde, "Hisse işlemle-
ri 108 penide durdurulmuşken bu esra-
rengiz kişinin Bay Goizar olduğunu öğ-
rendik. Kimliği belirsiz bu kişi acaba
Asil Nadir'i kurtarmaya niyetli bir şo-
valye mi?" dendi. Aynı programda, Zü-
rih Borsası'nın, Londra Borsası'ru tedir-
gin etme pahasına Polly Peck hissele-
rinde işleme yeniden başlaması ve his-
se değerinin perşembe günu 22 peniye
kadar düşmesine neden olması da eleş-
tirildi. "Olan, küçük hissedariara ol-
maktadır. Hisselerin hiçbir yerde satıl-
maması gerekiyor. Ama bazılan da şir-
ket zalen kargaşa içinde olduğundan
hissesinden kurtulmak isteyen kurtul-
sun diye düşünüyor. Öte yandan tngil-
tere'deki küçük hissedarl'ar hisselerini
Zürih'te satamazlar. Bunun için Lond-
ra'daki simsarlann aracılığı gerek. Oy-
sa bu işlem bir ay önce durduruldu"
dendi.
Hukümetin de bundan haberi
vardır. tşte, Asil Nadir'e göste-
rilen âlicenaplığın bir kısmı da
bundandır. Aramızdan kovdu-
ğumuz kaynananın bir sabah
ansızın karşımıza çıkmasını is-
temiyoruz."
Yatınm oyunu
Aynı bürokrat, "oyunun
kurallanm" da şöyle anlatryor:
" "Bu oyun çok basitrir. Once
batmak Uzere olan bir knrulnş
bulunur. Onun değeri toprak
değerindedir. Bir miktar hisse
senedi piyasadan toplanır. Bu
hisseler genelde kendilerine alı-
nır. Sonra kuruluşa gidilir ve sa-
tm almak istendiği belirtilir, 'Za-
len şu kadan da elimde' denir.
Şirket satın alınıp ana kurulu-
şun çatısı altına sokuldugunda
hisselerinin değerleri çok yükse-
lir. Dolayısıyla şirketin öteki or-
taklannın da bu arada kendile-
rine aldıklan hisselerin de değeri
artar, mutbiş gelirler elde eder-
ler. Ondan sonra döner şahsi se-
neuerini yüksek değerle satarlar.
KÂrlan da ana kuruluşa aktanr-
lar. Şirketleri kâriı gösterirler.
Halbuki hiçbir şirket kendi ba-
şına kârlı değUdir. Ama bütün
şirketleri hep kârlı çıkar. Bu sa-
dece bir muhasebe oyunudur.
Aslında yasal bir işlem de değU-
dir. Yakalanmadığınız sürece
yapmak mübahtır. Yakalandığı-
nızda ise zokayı yersiniz. Yapı-
lan tıpkı sabun köpüğünün şişi-
rilmesine benzi>or. Sabun köpü-
ğü üflenirken kimse patlayacak
diye düşnnmez."
Çukurova,
Londra'da
banka
almak
için ısrarlı
LONDRA (Cumhuriyet)
— Çukurova Holding'in In- '
giliz "Brrtish and Common-
wealth Merchant Bank"ı sa-
tın alma girişimi sürüyor.
Ancak tngiltere Merkez
Bankası, sanayi alanında fa-
al olan banka sahibi grup-
lann, banka satın almaları-
na çekingen davranması ne-
deniyle Çukurova Holding
yetkililerinin, bankanın mu-
halefetini yumuşatmak
amacıyla perşembe günü bir
toplantı yaptıklan oğrenildi.
"British and Common-
wealtb Merchant Bank"
(BCMB), aym adh holdin-
gin iflası üzerine satışa çı-
kartılmış, Çukurova da 50
milyon sterlin ile bankaya
talip olmuştu. Çukurova bu
konuda "J.P. Morgan"
toptancı bankasının danış-
manhğından yararlanıyor.
Çukurova, bankayı satm
almak için geçen ay başvur-
muş ve kendisine, gerekli
planı hazırlaması amacıyla 4
hafta süre tanınmıştı. Süre
geçen pazartesi günü sona
erdiyse de işlemlerde rol
alan muhasebe firması
"Ernst and Young", süre-
yi bir hafta daha uzattı. Fir-
manın sözcüsü, "Çukurova
ile bir anlaşmaya varacağı-
mız konusunda iyimserim"
dedi.