Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 EKİM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
'Carmina Burana'yla açılıg
• Kültür Senisi — İstanbul Devlet Opera ve Balesi
1990-91 sezonunu dün Carl Orffun "Carmina Burana"
adlı sahne oratoryosuyla açtı. Aya İrini'de seslendirilen
oratoryunun şefliğini Selman Ada yaptı. Gökçen
Koray'ın hazırladıgı koronun solistleri Suna Korat, Mesut
Iktu ve Cemalettin Kurugüllü'ydü. 1895-1982 yılları
arasında yaşayan Alman besteci Carl OrfPun yapıtlan
arasında "Akıllı Kız", "Ay" adlı operalar da bulunuyor.
Bestecinin "Carmina Burana"sı ise antik ve ortaçağda
yaşamış bazı bilinen ya da bilinmeyen ozanların
katkısıyla yazılmış. Üç bölümden oluşan "Carmina
Burana" 1930-40 ve 50'li yıllarda bestelenmiş; üçü toplu
olarak ilk kez 1953'te ünlü La Scala Operası'nda
sahnelenmiş. İstanbul Devlet Opera ve Balesi "Carmina
Burana"yı çarşamba gunü saat 20.30'da Aya İrini'de
ekrar seslendirecek. (Fotograf Uğur Günyüz)
Cemal Reşit Rey'de yeni sezon
• Kültür Servisi — Istanbul Belediyesi Cemal Reşit Rey
Konser Salonu 1990-91 sezonunu, dün soprano Barbara
Segal yönetimindekı İngiliz Opera Topluluğu'nun
Broadway müzikallerinden seslendirdiği seçme yapıtlarla
açtı. Soprano Barbara Segal ve Yvonne Barclay, mezzo-
soprano Kathleen McKellar-Ferguson, tenor Richard
Reaville, bariton Christopher Blades, bas-bariton Graham
Stone ve piyanoda Robin Humphreys'den oluşan
topluluk konserde My Fair Lady, Kral \e Ben, Kediler,
Şen Dul, Shovvboat, Carousel, Guney Pasifik, Sound of
Music ve West Side Story gibi unlü Broadway
müzikallerinden seçmeleri dinleyicilere sundu. Ayrıca
topluluk program dışı olarak "Operadaki Hayalet"ten bir
düet de seslendirdi.
Ifeni bir galeri
• Kültür Servisi — Çanakkale Seramik Fabrikalan dün
açılan "Türk Seramik Sanatmda Aşamalar Sıireci" adlı
sergi ile Çanakkale Seramik Sanat Galerisi'ni hizmete
soktu. 27 kasıma dek açık kalacak sergide îlgi Adalan,
Beril Anılanmert, Dalya Anter, Tülin Ayta, Erdinç
Bakla, Şaziye Ibak Barlas, Bingül Başarır, Tülay Baytuğ,
Ünal Cimit, Müfıde Çalık, Sevim Çizer, Hamiye
Çolakoğlu, Sadi Diren, Ferhan Taylan Erder, N. Fehmi
Erdoğdu, Efsun Erguven, Seniye Fenmen, Gandeğer
Furtun, Atilla Galatalı, Filiz özgüven Galatau, Güngör
Güner, Ayfer Karamani, Sabit Karamani, Füreya Koral,
Melike Abasıyaruk, Kurtiç, Şeyma Reisoğlu Nalça,
Süreyya Oskay Önen ve Mustafa Tunçalp adlı
sanatçıların yapıtlan yer alıyor. (Fotograf: Yıldız Üçok)
'O, Hamdi Bey Kongresi' başhyor
• Kultür Servisi — Mimar Sinan Üniversitesi'nce
Atabay Şirketler Grubu'nun katkılanyla düzenlenen
Osman Hamdi Bey Kongresi bugün saat 10.30'dan
itibaren, Mimar Sinan Universitesi Rektörü Prof.
Gündüz Gökçe; Atabay Şirketler Gmbu'ndan Nur
Atabay, İstanbul Üniversitesi Avrupa Topluluğu Bölümü
öğretim üyesi ve organizasyon komitesi başkanı Prof. Dr.
İsmail Tunalı, Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi
Prof. Mustafa Cezar, istanbul Arkeoloji Müzeleri
Müdüru Alpay Pasinli, Osman Hamdi Bey'in torunu
Cenan Sarç ile sanat tarihçisi, yazar ve yönetmen Metin
Erksan'ın açılış konuşmaları ile başhyor. Saat 14.30'da
MSÜ'den hareketle Gebze-Eskihisar'a gidilecek, Osman
Hamdi Bey Muzesi ve kabrinin ziyaret edilmesinden
sonra saat 16.30'da Atabay Tesisleri'nde keman ve piyano
resitaü sunulacak. Resitale MSÜ Devlet
Konservatuan'ndan kemancı Prof. Saim Akçıl ile
piyanist Doç. Cana Gürmen katılacak. Kongre yann saat
10.00'dan itibaren Prof. Dr. İsmail Tunalı, Prof. Mustafa
Cezar, Prof. Dr. İlbey Ortaylı, Prof. Dr. Jale Parla, Doç.
Dr. Semra Germaner, Dr. İpek Aksüğür, Doç. Dr. Jale
Erzen ve Sezer Tansufun sunacağı bildirilerle devam
edecek.
Ttirk resim sanatmda 100 yıl.
• Kultür Servisi — Türkiye Iş Bankası'nın
iştiraklerinden Destek Reasürans'ın 45. kuruluş
yıldönümü nedeniyle dün Destek Reasürans Sanat
Galerisi'nde "19. Yüzyıldan Günümüze Türk Resim
Sanatı" adlı bir resim sergisi açıldı. Galerinin kultur ve
sanat müşaviri ressam Ülkü Uludoğan'm duzenlediği
sergi kapsamında Türkiye îş Bankası'nm
koleksiyonundan seçilen 71 tablo yer alıyor. Geçen yıl
Köln Şehir Müzesi'nde sergilenen tablolar büyük
ustalann çahşmalannı 100 yıllık bir zaman dilimi içinde
sunuyor. Portre, natürmort ve peyzaj çahşmalarının
izlendiği tabloların oluşturduğu sergi 2 kasım gününe
dek açık kalacak. Sergide, Şerif Akdik'in "Boğaz'da
Grup", Ali Arif Bey'in "Eski Göksu", Ibrahim Çallı'nın
"Emirgan", Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun "Beylerbeyi
İskelesi", Elif Naci'nin "Kayık", Mahmut Cuda'nın
"Camili Peyzaj", Hüseyin Avni Lifıj'in "Testili Kadın",
Adnan Turanî'nin "Piktografi", Şeker Ahmet Ali
Paşa'nın "Ayvalı Natürmort" adlı yapıtlan da
izlenebilecek.
Bolşoy KGB'ye kapalı
• MOSKOVA (Reuter) — Sovyet guvenlik örgütu KGB,
Bolşoy Tiyatrosu'nda bugune kadar uyelerine ayrılan özel
koltukları kaybetme "tehlike"siyle yüz yüze. Gençlik
gazetesi "Komsomoloskaya Pravda"nın verdıği habere
göre, Moskova'daki Bolşoy Tıyatrosu yönetıcileri, tıyatro
salonunda yüksek Sovyet gorevlilerine ve KGB
mensuplarına ayrılan özel koltukların bundan böyle
kaldınlmasım istediler.
'Kaybetmek Yok'u Arthur Milleryazdı, KarelReisz beyazperdeye aktardı
'Uygunsuzlardan 29 yıl sonraBeyoğlu Dünya
Sineması'nda gösterilmeye
başlanan "Kaybetmek
Yok", Arthur Miller'ın 50
yıllık yazarlık yaşamında
yazdığı ikinci senaryo.
"Fransız Teğmenin
Karısı"nın yönetmeni
Karel Reisz'ın yönettiği
filmde Nick Nolte, Debra
Winger ve Jack Warden
oynuyorlar.
Kultür Servisi — Senaryosu-
nu ünlü Amerikalı oyun yazan
Arthur Miller'ın kaleme aldığı
"Kaybetmek Yok" (Everybody
Wins) adlı fdm, Beyoğlu Dün-
ya Sineması'nda gösterilmeye
başladı. Çekoslovak asıllı İngi-
liz yönetmen Karel Reisz'ın im-
zasını taşıyan "Kaybetmek
Yok", Arthur Miller'ın "Uy-
gunsuziar"dan sonra yazdığı
ikinci senaryo. Miller'm o sıra-
lar evli olduğu Marilyn Monroe
için yazdığı "Uygunsuzlar"dan
tam 29 yıl sonra kaleme aldığı
"Kaybetmek Yok"ta Debra
Winger, Nick Nolte, Jack War-
den, VVill Patton, Juditb Ivey,
Kathleen VVUboite, Frank Con-
verse oynuyorlar.
özel dedektif Tom OTooIe
(Nick Nolte), Angela Crispini
(Debra Winger) tarafmdan New
England'da sakin bir kasaba
olan Highbury'ye çağnlır. Genç
kadın, özel dedektiften bir ada-
letsizliği soruşturmasını ister.
Küçük bir çocuğun, kasabanın
önde gelenlerinden birini öldür-
düğü ileri sürülmekte, ama bü-
tün kasaba çocuğun suçsuz ol-
duğunu bilmektedir. Angela,
katilin kim olduğunu bildiğini
söyler...
Senaryoyu, bir süre önce yaz-
dığı tek perdelik bir oyundan
yola çıkarak kaleme alan Art-
hur Miller, ana temanın, gerçe-
ği arayan bir adamla gerçeği bil-
diğini sandığımız bir kadının
buluşması olduğunu söylüyor.
Ancak genç kadının birkaç de-
ğişik kimlıği, dolayısıyla birkaç
farklı gerçeği var.
Yönetmen Karel Reisz ise
"Beni Arthur MiUer'ın senaryo-
sunda büyiileyen, öykünun ken-
disi oldu" diyor. "Eskiden be-
ri küçük kent polisiyelerini se-
verim. Filmdeki polisiye öykü,
ikinci öyküyle, yani Angela'nın
öyküsiiyle yan yana yüriiyor."
"Kaybetmek Yok"un yapım-
ası ise İtalyan yönetmen Ber-
nardo Bertolucci'nin Oscar'lı
"Son tmparator"unun yapım-
cısı Jeremy Thomas.
EUi yıllık yazarlık yaşamında
ikinci senaryosunu yazan Art-
ARTHUR
MİLLER
tLE
DEBRA
WINGER
— "Cadı
Kazam",
'^Satıcının
Ölümü"
gibi
oyunların
yazan
Arthur
Miller,
Marilyn
Monroe
için
yazdığı
"Uygun-
suzlar"dan
yıllar
sonra
"Kaybetmek
Yok"un
senaryosunu
kaleme
aldı.
Son
olarak
Costa-Gavras'ın
"Aldatılmış"
adlı
filminde
oynayan
Debra
"\Vinger,
"Kavbetmek
Yok'ta
Angela'yı
canlandınyor.
hur Miller, "Bütttn Ogulla-
nm", "Cadı Kazanı", "Saücı-
nın Ölümü" gibi oyunlanyla,
Henrik tbsen'ddh yaptığı "Bir
Halk Düşmanı" uyarlamasıyla
bugün dünyanın önde gelen bir-
kaç tiyatro yazarından biri.
1950'li yıllarda McCarthy so-
ruşturmalannın baş hedeflerin-
den biri haline gelen Miller, son
yıllarda Uluslararası Pen Yazar-
lar Birliği'nde yaptığı çalışma-
lanyla tanınmış insan hakları
savunuculan arasında.
1956'da Marilyn Monroe'yla
evlenen Miller'ın özel olarak se-
naryosunu Monroe için yazdığı
"Uygunsuzlar" John Huston
tarafmdan sinemaya aktarümış,
nimde Monroe'nun yanı sıra
dark Gabte, Montgomery CHft
ve Eli VVallacb oynamışlardı.
Miller, son olarak 1987'de "Za-
man Dönemeçleri" adıyla özya-
şamöyküsünü yayımlamış; ki-
tap, yalnızca Amerikan yaşamı
üstüne büyüleyici bir inceleme
olarak değil, aynı zamanda bir
edebiyat başyapıtı olarak da öv-
güyle karşılanmıştı.
Yönetmen Karel Reisz, Nazi
birlikleri Orta ve Doğu Avru-
pa'ya girdiğinde Çekoslovak-
ya'dan İngiltere'ye göç eden bir
ailenin çocuğu. Savaştan sonra
LJndsay Anderson'la sinema ça-
hşmalannı sürdüren Reisz, ay-
nı zamanda Lindsay Anderson
ve Tony Rkhardson gibi yönet-
menlerle birlikte İngiltere'deki
'Özgür Sinema Akımı'nın kuru-
cularından. "Biz Lambelb
Çocukları" adlı yapıtıyla
1959'da Tours Film Şenliği'nde
Büyük ödülü alan Reisz, bugü-
ne kadar filmlerinde Alan Silli-
toe, David Storey, Harold Pin-
ter gibi ünlü yazarlarla işbirliği
yaptı. Reisz'm başlıca filmlerin-
den "Cumartesi Gecesi ve Pa-
zar Sabahı"nda Albert Finney
ve Rachel Roberts, "Morgan"
da David VVarner ve Vanessa
Redgrave, "Kumarbaz"da Ja-
mes Caan, "En Büyük Suç"ta
Nick Nolte, "Fransız Teğmenin
Karısr'nda Meryl Streep ve Je-
remy Irons, "Tath Hayaller"de
Jessica Lange ve Ed Harris oy-
nadılar.
Gelmanhn 'Yüz Yüze'sini Çetin Ipekkaya sahneliyor
'Yüz Yüze' ameliyatta
DtKMEN GÜRÜN
UÇARER
Daha önce Şehir Tiyatroları'nda "Biz Aşağıda Imzası
Olanlar" adlı yapıtı sergilenen Sovyet yazar Gelman'ın
"Yuz Yüze"sini dilimize Sevgi Paksoy çevirdi.
Yönetmen İpekkaya oyuna değişik bir yorum getiriyor.
görülüyor" diyor Çetin İpekka-
ya. "Oysa biz sahnede gördüf ü-
müz sistemi, bütun bir yaşayış
biçimini belirleyelim, ortaya çı-
kartalım istedik. Bir ritra çalış-
ması yaptık. Bir müzik parçası
gibi düşündük eseri ve kimi za-
man canlı kimi zaman duragan
riünler içinde geliştirmeye calış-
tık oyunun bütününü" İpekka-
ya "Biz" derken birlikte çalıştı-
ğı dramaturg Sema Engin'i kas-
tediyor. Engin 22 yıldır Berlin-
de yaşayan bir sanatçı. Hem
yüksek işletme mühendisi hem
de tiyatro eğitimi görmüş. İki
yıldır Berlin'de Schiller Tiyatro-
su'nda çalışıyor. Bu yıl aym ti-
yatroda "Cadı Kazanı"nda Ti-
tuba rolünde izlenecek. "Yüz
Yüze" ve "Hortlaklar" için bu-
rada bulunuyor. Çetin tpekka-
ya'nın yardımcısı olarak...
Yeniden "Yüz Yüze"ye dönü-
yomz İpekkaya'yla: "Oyunun
ritmini yazılmış olan biçiminden
biraz değiştirdik. Giderek oyun
iki kişinin hesaplaşması olmak-
tan çıktı ve kişilerin kendileriy-
le hesaplaşmalan haline geldi.
A. Gelman'ı öncelikle 1989'da
Harbiye Şehir Tiyatrosu'nda O.
Vefremov ve A. Kalyagin gibi
dünya çapında ünlü iki sanatçı-
nın birlikte yommladıklan "Biz
Aşagıda Imzası Olanlar" adlı
oyundan tanıyoruz. Belgi Pak-
soy'un çevirisinden izlediğimiz
bu çalışmada yozlaşmış yönetim
çarkı içinde bireyin insanca de-
ğerleri yitirişi, komedi öğesi vur-
gulanarak sergileniyordu. "Yüz
Yüze" ise Ankara Devlet Tiyat-
rosu'nda sahnelenmiş ve Olcay
Poyraz'la Dinçer Sumer Natasa
ve Andrey rollerini ustlenmişler-
di. Bu kez de tstanbul Devlet Ti-
yatrosu'ndan izleyeceğiz "Yüz
Yüze"yi. Deniz Gokçer ve Zafer
Ergin'den. Belgi Paksoy'un çe-
virdiği oyunun yönetmeni ise
Çetin tpekkaya.
"Oyun ilk bakışta bir kan-
kocanın yaşadıklan yirmi yıllık
sürede çeşitli olaylan kendi açı-
lanndan yorumlayarak birbuie-
riyle hesaplaşmalan biçiminde
Belgi Paksoy, Sovyetler'de ve Al-
manya'da izlemiş. Yazan da ya-
kından tanıyor. Oyunun bu şe-
kilde duşünülmemiş olduğunu
söyledi. Kişilerin kendileriyle he-
saplaşmalan biçiminde yonım-
lanmamış daha önce. Dış dün-
yayı daha çok aldık biz oyunun
içine."
— Dış dünya derken sistem
eleştirisinden söz ediyorsunuz
sanınm. Bu eleştiri yapdan dra-
maturji çalışması sonunda mı
vurgulanmıs oldu? Gelman'ın
metninde de ağır basan unsur
değil miydi. "Biz Aşagıda lmza-
sı Olanlar'da olduğu gibi?
— Hayır. Tabii kj sistemin ne
olduğu o gözle okursak çıkıyor.
Glasnost öncesi yazarların her
şeyi örtülü yazdıklan bir gerçek.
Bizim yaptığımız dramaturjide
oyunu bir ameliyat masasına ya-
tınr gibi dış dünyaya ait bölüm-
lerinden ayırdı Sema, psikolojik
bölümleri ayırdı, çatışmaları
ayırdı. Sonra da oyunun sırası-
nı pek bozmadan bazı yerleri
eksiltti, bazı yerlerde yer değiş-
tirmeler yaptı. Metin yine Gel-
man'ın metni, ama oyun daha
bir tempo kazandı ve anlaşıhr
oldu. Bazı kör kör parmağım
gözüne bölümleri attık. Bu bö-
lümler oyuncuya eylemi içinde
NATAŞA tLE ANDREY — tstanbul Devlet Tiyatrosu'nda iz-
leyeceğimiz "Yüz Yüze" adlı oyunda Nataşa'yı Deniz Gökçer,
Andrev'i ise Zafer Ergin oynuyorlar.
bir çıkmaz getirmiyordu. Oysa
oyunda insanların çıkmazlarla
boğuştuğunu görüyoruz hep,
her bulduklan çıkar kapıda bir
başka şeyin o kapıyı hem çıkı-
labüir hem çıkılamaz hale getir-
diğini görüyoruz. Sonucu ço-
ğunlukla seyirciye bırakmaya ça-
lıştık. Çıkmış mıdır, çıkmamış
mıdır.
Vakko sanat galerilerinde üç kentte üç resim sergisi açılıyor
Sanat ve insanla hesaplaşmalar
Alp Tamer Ulukılıç'ın
sergisi İstanbul'da,
Mustafa Altıntaş
sergisi İzmir'de,
Mehmet Güler sergisi
Ankara'da bugün
açılıyor.
Kültür Servisi — Vakko Sanat
Galerilerinde bugün üç kentte
üç resim sergisi açılıyor. Alp Ta-
mer Ulukılıç'ın son dönem ça-
hşmaları Vakko Beyoğlu Sanat
Galerisi'nde izlenebilecek. Mus-
tafa Altıntaş'ın resim sergisi Iz-
mir Vakko Sanat Galerisi'nde.
1977 yılından bu yana çaüşma-
larını Ahnanya'nın Kassel ken-
tinde sürdüren Mehmet Güler-
in sergisi ise Vakko Ankara Sa-
nat Galerisi'nde. Üç sergi de ay
sonuna kadar açık kalacak.
Alp Tamer Ulukılıç'ın yeni ya-
pıtiarında tualin yerini duvar
kâğıdı alıyor. Sanatçı bunun ne-
denini şöyle açıklıyor:
"Hiç yabancısı olmadığımız,
genellikle kapalı mekânlarda
bizleri tuzağına düşüren, sıradan
beğeninin başvapıtı sayılabilecek
peyzajlı duvar kâğıtları ile bir
hesaplaşma." Alp Tamer Ulukı-
lıç'ın vurguladığı hesaplaşma,
sanatçının fırçasında, çok sıra-
dışı bir hesaplaşmaya, güçlü fi-
gürlerin yer aldığı, rengin ola-
naklannın sonuna kadar kulla-
nıldığı bir hesaplaşmaya dönü-
şüyor.
Aralarında 49. Devlet Resim
ve Heykel Sergisi Başarı Ödülu-
nün de bulunduğu çok sayıda
ödüle değer görülen Alp Tamer
ULUKILIÇ'IN YENİ SERGİSİ — Ressam Alp Tamer Ulukılıç son dönem yapıtlarını bugünden
başlayarak Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi'nde sergileyecek. Ulukılıç, son olarak 1989 nisanında Ata-
türk Kültür Merkezi'nde bir sergi açmıştı.
Ulukılıç, İstanbul'da en son
1989 nisanında Atatürk Kültür
Merkezi'nde bir sergi açmıştı.
1970 yılında Fransız hüküme-
tinin verdiği bir bursla Paris'e gi-
den Mustafa Altıntaş, Paris
Ulusal güzel Sanatlar Yüksek
Okulu'nda Singier ve Bertholle
ile çalıştı, 1973'te de Plastik Sa-
natlar Yüksek Diploması aldı.
Yirmi yıldır Paris'te yaşayan Al-
tıntaş, çeşitli Avrupa ulkelerin-
de düzenlenen bienallere ve fes-
tivallere çağrıldı. Çok sayıda ki-
şisel sergi açan, birçok karma
sergiye katılan sanatçı, geçen yıl
Fransa'da yayımlanan 1988-1989
Çağdaş Yaratı Kataloğu'nda yer
aldı. Yapıtlan Fransa'da düzen-
lenen çağdaş resim müzayedele-
rinde de satılan Altıntaş'ın yurt
içinde ve dışında birçok kolek-
siyonda resimleri bulunuyor.
Eleştirmen Fabienne de Qua-
sa de Riera, Altıntaş için şöyle
diyor:
"Mustafa Altıntaş çok yönlü
bir sanatçı olarak sinema da
içinde olmak Uzere çağdaş dün-
yanın çok çeşitli etkileşimleriy-
le, merak ve ilgilernle sanatsal
yaşamında düşünce boyutlannı
ve yeteneklerini zenginleştirerek
son yapıtlarıyla bngun yeni bir
sanatın sorularını ortaya koy-
makta. Altıntaş, zevk ve form-
lann ineelikve karmaşık ilişki-
lerinden de öte 'görülen' ile 'gö-
ren'in catışmasını, 'gören göz' Ue
'görülen konu'nun diyalektiğini
kompozisyonlannda geometrik
simgeler, fantastik mimari biçi-
mi ve figürierin kanştığı düşsel
bir dünyanın parcalan olarak
başanyla gerçekleştirmektedir.
Altıntaş'ın resimlerivte hemen
özdeşleşi\or, onlarda ilk bakış-
ta ortak dunyamızı buluyoruz.
Tuallerinde düşlerimiz, belleği-
miz ve bilincimizle konuşuyo-
ruz."
Yaklaşık on üç yıldır çahşma-
larını Almanya'nın Kassel ken-
tinde sürduren Mehmet Güler
de son dönem işlerini Vakko
Ankara Sanat Galerisi'nde $er-
güiyor. Türkiye"de son kişisel re-
sim sergisini iki yıl önce açan
Güler, çeşitli ülkelerde seksenin
üstünde kişisel sergi gerçekleştir-
di, uluslararası bienallere ve kar-
ma sergilere katıldı. Aralarında
1983 Sedat Simavi Vakfı Görsel
Sanatlar Ödulü'nun de bulun-
duğu çok sayıda ödülün sahibi
olan Mehmet Güler, son olarak
1990 Frechen Uluslararası Gra-
fik Trienali ödülü'ne layık gö-
rüldü.
Sanatı üzerine yerli ve yabancı
basında çok sayıda yazı yayım-
lanan Mehmet Güler'le ilgili ola-
rak aynca biri Berlin Kültür Se-
natosu tarafmdan hazırlanan iki
Almanca kitap basıldı.
Mehmet Güler'in konulan,
kendi ülkesi ve kendi insanı. An-
cak bunu yaparken öğeleri ken-
di süzgecinden geçirerek evren-
sel bir dil yaratıyor. Güler'in da-
ha çok soyutlanan ve annan son
dönem resimlerinde figürler ço-
ğu kez yöresel bir öğe olmaktan
çıkarak biçime dönüşüyor.
Tîyatroda yeni
mevsım
• Kültür Servisi —
İstanbul Devlet Tiyatrosu
ve Şehir Tiyatrosu
perdelerini bugün açıyor.
Devlet Tiyatrosu 1990-91
mevsimine geçen mevsim
sahnelediği Jerome
Kitty'nin 'Sevgili Soytan'
adlı oyunuyla Atatürk
Kültür Merkezi Oda
Tiyatrosu'nda, Memet
Baydur'un 'Yangm Yerinde
Orkideler'i ile Taksim
Sahnesi'nde giriyor. Her iki
oyun da hafta boyunca
sergilenecek. İstanbul
Belediyesi Şehir Tiyatrolan
ise perdelerini Hugh
Whitemore'un 'Bir Yalan
Çemberi' adh oyunuyla
Kadıköy Haldun Taner
Sahnesi'nde açıyor. Geçen -
mevsim sonunda
sergilenmeye başlanan
oyunu Hakan Altıner
sahnelemişti.
'Kitap'ın
olusşiınıır
• Kültür Servisi — Ferit
Edgü ve Bulent Erkmen'in
birlikte tasarladıkları
'Kitap'ın Oluşumu' adh
sergi dün Türk ve İslam
Eserleri Muzesi İbrahim
Paşa Sarayı'nda açıldı. 30
ekim gunüne dek devam
edecek sergide, kitabın
hazırlık aşamasında
yaşayan, ancak kitabın
basılmasından sonra 'hiç'e
kanşan nesneler
sergileniyor.
lasarıın'
Frankfurt'ta
• Kültür Servisi —
Mimarlık, içmimarlık ve
görsel sanatlar dergisi
"Tasarım", İngiliz Mimarhk
Kitaplığı İndeksi'ne alındı.
3-8 ekim tarihleri arasında
Frankfurt Kitap Fuan'nda
da tanıtılacak olan
"Tasarım" dergisi, mayıs-
haziran sayısıyla birinci
yılını doldurdu ve Türkçe-
Ingilizce yayımlanmaya
başladı. Derginin son eylül-
ekim sayısında Reyhan
Köşkü ile birlikte
restorasyon görmüş 4
yalının görüntü ve projeleri,
Harikzedegân'dan Ramada
Oteh'ne bir değerlendirme,
Ağa Han Yarışması adayı
Salime Beldibi Tatil Köyü,
15. ve 16. yüzyülar
İstanbul'u ve Sinan,
yer alıyor
X sınıfı
filmler
• LOS ANGELES (AA)
— Amerikan Sinema
Birliği, porno fıhnlere
verilen X değerlendirmesini
kaldırarak bu fılmleri
bundan sonra ur-17 sımfına
sokmaya karar verdi. Yeni
oluşturulan NC-17 sımfı
filmler X sınıfında olduğu
gibi cocuklara seyretme
yasağı getiriyor. Ancak,
NC-17 sımfı, X'in kötü
şöhretine sahip
bulunmuyor. Film
yapımcılan, NC-17
değerlendirmesine giren
filmlerin, X sınıfı için söz
konusu olan reklam
kısıtlamalanna tâbi
olmayacağıru umut
ediyorlar.
Çıplak fotograf
davası
• LOS ANGELES (AP)
— "Vahşi Orkide" fılminin
başrollerini paylaşan
Mickey Rourke ve Carre
Otis, çıplak fotoğralannın
iki dergiye satılması
konusunda filmin
yapımcılarıyla anlaşmaya
vardılar. Geçen mayıs
ayında, Rourke ve Otis,
film fotoğraflarının
kendilerinden izin
alınmadan "Playboy"un
haziran sayısında ve Alman
dergisi "Kino"nun nisan
sayısında yayımlanması
üzerine mahkemeye
başvurmuşlardı.
Ankara'ya yeni
galeri
• ANKARA (AA) —
Başkentteki sanat
galerilerine bir yenisi daha
ekleniyor. 'Zon' adını
taşıyan yeni sanat galerisi,
iki ayrı bölüm halinde 'Art
Market' ve resim galerisi
olarak etkinlik gösterecek.
BUGÜN
• Okuma günü Atatürk
Kitaplığı Toplantı
Salonu'nda saat 16.00'da
düzenlenecek okuma
gününe Orhan Pamuk
katılıyor. "Umarım Kafka
aranızda değildir" başlıkh
etkinliğj Atilla Birkiye
yonetiyor.
• Pestagram Afişleri
Uluslararası bir tasarım
grubu olan Pentagram'ın
afişlerinden oluşan sergi
18.00'de MSÜ Dolmabahçe
Sarayı hareket Köşkü'nde
açılıyor.