25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/14 DIŞ HABERLER 2 EKÎM 1990 KÖRFEZ KR tZİ...KÖRFEZ KR İZt... KÖRFEZ KRİZİ...KÜRFFZ KRİZİ... KÖE KÖRFEZ Irak'a karşı askeri önlem gündemdeABD ile Sovyetler'in, ambargo etkili olmadığı takdirde BM çerçevesinde askeri güç kullanımını öngören karar tasanlan üzerinde çalışmaya başladıkları bildirildi. NEW YORK-PARİS (Ajanslar) — ABD ve SSCB'nin, ambargonun Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesini sağlamaması du- rumunda, Birleşmiş Milletler'e sunulmak üzere askeri güç kullanımını öngören ka- rar tasanlan üzerinde çalışmaya başladık- IRAK Saddam, Fransa'ya göz arpıyorDış Haberier Servisi — Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Körfez krizi- nin çözümü için önceki akşam yaptığı di- yalog çağnsının ardından, dün 9 Fransız rehineyi serbest bıraktı. Irak resmi haber ajansı INA, Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın barış önerisini olumlu karşılayan Bağdat yönetiminin, bir "iyi niyet jesti" olarak rehineleri ser- best bıraktığını duyurdu. Ancak Sad- dam'ın diyalog önerisi, tngiltere ve Fransa tarafından reddedildi. AP nin, Irak resmi haber ajansı INA 1 ya dayanarak verdiği habere göre Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Irak- taki çeşitli askeri tesislere yerleştirilmiş olan 9 Fransız rehinenin serbest bırakıl- masını emretti. Ajanstan alınan bilgiye göre ABD tarafından bir saldın düzen- leme olasıhğı bulunan stratejik tesisler- de rehin tutulan Fransızlann, ülkeyi terk etmelerine izin verilecek. Ajansın habe- rine göre serbest bırakılan 9 rehine, Fran- sız gözlemcilerin eşliğinde ülkeyi terk ede- cek. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'- in bu jesti, Fransız yönetimi tarafından olumlu yanıt bulmadı. Fransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas, Irak'ın yapacağı hiçbir önerinin, Kuveyt'ten çekiimedikce dikkate ahnmayacağını söyledi. Dışişleri Bakanı Dumas, dün yaptığı açıklamada, Irak'ın Kuveyt'ten çekilmemesi halinde bu ülkeyle diyalog kurulmayacağını söy- ledi ve Fransız hükümetinin Irak yöneti- miyle diyaloğa girdiği yolundaki iddialan yalanladı. lngiltere Dışişleri Bakanhğı tarafından yapılan açıklamada da Saddam Hüseyin 1 in önceki gun yaptığı televizyon konuş- masında "hiçbir yenilik olmadığı" belir- tilerek, Körfez krizinin, Irak'ın işgal et- tiği Kuveyt'ten şartsız çekilmesi ve bura- daki yasal hükümetin yeniden işbaşına gehnesiyle çözümlenebileceği kaydedildi. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, Fransız Le Figaro gazetesine verdiği de- meçte, Mitterrand'ın, "Irak'm çekilmesin- den sonra Kırayt'te secim yapılmasr yo- lundaki önerisini eleştirdi. Özal: Bu öneri saldınyı teşvik eder Cumhurbaşkanı Tnrgut Özal, Ameri- kan NBC televizyonunun uluslararası ya- yınında yer alan "Today" programına verdiği demeçte, Fransa Cumhurbaşkanı François Mittemınd'ın Körfez krizinin çözümüyle ilgili önerisine Türkiye'nin il- gi göstermeyeceğini söyledi. Özal, NBC sunucusu Bryan Gumbel'- in Mitterrand'ın önerisini hatırlatarak, "Siz bu öneriyle ügilenir misiniz" şeklin- deki sorusuna cevaben, "Hayır. Bu, dün- ya için iyi olmaz. Bu oneri saldınyı teş- vik eder" dedi. THATCHER: Irak tazminat ödesinEDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — tngiltere Başbakam Mar- garet Tbatcber, Irak'ın Kuveyt'e verdiği zarardan ötürü tazminat ödemesi gerek- tiğini söyledi. Başbakan Thatcher'ın, Cumhurbaşkanı Turgut Öz«l ve Japon- ya Başbakam Toshiki Kaifu ile görüştük- ten sonra Irak'ın Kuveyt'i "petrolUnden başka bir şeyi kalmayan bir harebeye çevirdiği" kanaatine vardığı bildiriliyor. Bu gelişmeye paralel olarak lngiltere Dı- şişleri Bakanhğı, Saddam Höseyin'in ye- ni "göriişme" talebini geri çevirdi. "Birleşmiş Milletler Dünya Çocuk Doruğu" nedeniyle New York'a giden Başbakan Thatcher, ABD Başkanı Geor- ge Bush ile Körfez bunalımını 2.5 saat sü- reyle görüşürken Irak'm tazminat ödeme- si fikrini ortaya attı. Bush'un bunu ilke olarak kabul ettiği bildiriliyor. Ancak bu- nun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konse- yi tarafından belirlenen ekonomik yap- onmlardan ayn düşünulmesi gerektiği de ifade edilmekte. tngiliz heyetindeki bir yetkili, "Bu girişimin amacı, Saddam'a dünyanın kendisine karşı daha az değil, daha da çok birleşmiş olduğunu göstermektedir" dedi. Saddam Hüseyin- in kendisinden tazminat istenmesi karşı- sında tutumunu daha da sertleştireceği göruşüne katümayan yetkili, "Geri çekil- mekten başka seçenegi yoktur. Bütiin diinya, karşısında duruyor" şeklinde konuştu. ları bildirildi. AA'nın New York kaynak- lı haberine göre admın açıklanmasım is- temeyen Amerikalı yetkililer, iki super gü- cün, Irak'a karşı BM gözetımi altında ha- reket edeceklerini kaydettiler. Yetkililer, SSCB'nin ortak bir askeri komuta altında olmayı tercih etmesine karşın, ABD'nin lojistik yönden daha ra- hat hareket etme olanağını tercih ettiği- ni bildirdiler. Bir yetkili, ABD ve Sovyetler Birliği- nin, Irak Devlet Başkanı Saddam Httse- yta'e karşı her an harekete geçebilmek için tasanyı hazır bulundurmak istediklerini kaydetti. BM Güvenlik Konseyi'ne askeri kuv- vet kullanımı karan alması için ne zaman çağnda buluflulacağı konusunda herhan- gi bir belirti bulunmadığı bildirildi. Newsweek dergisi de ABD yetkilileri- nin, askeri kuvvet kullanımı konusunda bir karar tasansı üzerinde çalışüklarmı duyurdu. Dergi, tasarının henüz taslak şeklinde olduğunu ve önümüzdeki ay ya da daha kısa bir süre içinde işlerlik kazanmasının zayıf bir olasıiık olduğunu kaydetti. Bir yetkili, görüşmede, krizin çözüm- lenmesinden sonra tazminat ve savaş ucaklan konusunda bir karar tasansının hazırlanması konusunun gündeme geldi- ğini kaydetti. Sovyetler Birliği'nin de son zamanlar- da Irak'a karşı tutumunu sertleştirdiği gözleniyor. Dışişleri Bakanı Eduard Şe- vardnadze, pazar günü verdiği demeçte MÜLTECt OLMAK — Ürdiin - Irak arasmdaki bölgede yaşamaya çalışan Asyalı mülteciler açlığın ve sefaletin yanı sıra çöl ile de savaşmak tonında kalıyoriar. (AP) IIME Saddam'ın üç savaş kozuDış Haberier Servisi — Saddam Hü- seyin, neler yapabilir? Irak lideri, ülke- sine karşı uygulanan ekonomik ambar- goyu etkisiz nale getirebilir mi? Eğer bun- da başanlı olamazsa, bir savaş anında amaçlarına nasıl ulaşabilir? Bunların dı- şında, Körfez krizinin çözümüne Uişkin banşçı bir öneri ortaya koyabilir mi? Time dergisi, "Saddam'ın StratejUeri" başhklı yazısında bu sorulara verilebile- cek yanıtlan irdeledi. Dergi, Irak lideri Saddam Hüseyin'in, bir savaş anında üç aşamalı bir planı uygulamaya hazırlan- dığını ileri sürerek bunlann, Batı ekono- misinin tahribi, Israil'e saldın ve terorizm olduğunu vurguluyor. Time'da şu görüş- lere yer veriliyor: ABD yetkilileri, Irak'm Iran aracüığıy- la ambargoyu delmesinden endişeleniyor. Aynca Irak'm, Körfez krizinin banşçı yolJarla çözümüne ilişkin bir öneri getir- mesi de bekleniyor. Ancak bunun ABD tarafından kabul edilmeyeceği de ifade ediliyor. Durum bir savaşa donuşürse, o zaman Irak lideri Saddam Hüseyin'in üç aşamalı bir senaryoyu uygulamayı planladığı, Amerikalı uzmanlarca dile getiriliyor. ABD ve Batüı ülkeler, bu senaryonun korkunç sonuçlar doğurmasından endi- şeliler. Körfez'deki petrol bölgelerinin Irak tarafından bombalanması sonucu ekonomilerinin içine düşeceği kötü bo- yut, askerlere ve sivillere karşı biyolojik ve kimyasal silahlann kullanılması ve te- rörist saldınlar, bu ülkeleri düşundürü- yor. Irak'm Kuveyt'teki asker sayısını 360 bine ve tanklannı da 2 bin 800'e çıkardı- ğı biliniyor. Bu gelişmeye karşın, Irak yetkilileri, ilk saldınnın kendilerinden gelmeyeceği konusunda ısrar ediyorlar. Irak lideri Saddam Hüseyin, ABD'yi '1 numaralı siiper güç' olarak nitelendirir- ken, "Ancak bir savaşta ABD'ye zarar verebiliriz" demeyi de ihmal etmiyor. Time muhabiri Carl Bernstein'ın Bağ- dat'ta çeşitli çevrelerden topladığı bilgi- ler, Irak'ın Kuveyt'in tamamından olma- sa bile bir bölümünden çekilmeyi plan- ladığı yolundâ fikirlerin tartışıldağını gös- teriyor. Saddam Hüseyin'in danışmanla- nndan biri, Irak'ın bazı jestler yapabile- ceğini söylüyor, ancak "Bunun birçekil- rae olacağını söyleyemem. Gelecekte her şey mümkün" diyor. Irak, Bubiyan ve Warba adalarını ve Kuveyt'in kuzeydeki bir bölümünü elin- de tutarak işgal öncesi sınırlann ardına çekilebilir. Saddam, Kuveyt'te yeni bir Batı'nın yardımını da istiyor. Aynca Irak'm yenilmesi Iran'ın bölgedeki gücü- nü ve petrol konusundaki pazarlığım azaltabilir. Bir Beyaz Saray yetkilisi, tran'ın Irak'ın ambargoyu delmesine yar- dım etmesi durumunda, ABD'nin tüm stratejisini değiştireceğini söylüyor. ABD, Irak'tan bir hareket gelmedik- çe askeri bir harekete girişmeyi planlamı- yor. Bu, en azından kasım ayı ortalan- na kadar geçerli bir durum. ABD ve müt- tefikleri şu anda ambargonun işleyip iş- Iemeyeceğine bakıyorlar. Ambargonun başanya ulaşması da savaşı getirebiür. Her durumda savaş başlayabilir. B.ush yönetimi, Saddam'ın bir savaş durumun- 1 Suudi Arabistan'daki petrol bölgelerinin füzelerle vurulmasıyla Batı ekonomilerinin tahribi. 2 İsrail'e füzelerle saldın. Ayrıca Suriye ve Mısır'ın da vurulması. 3 Avrupa, ABD ve Japonya'da biyolojik silahlarla terörist saldınlar. yönetim belirlenmesi için seçim yapılma- sını da önerebilir. Ancak bu tür öneriler, ABD ve Birleşmiş Milletler'in Irak'ın Ku- veyt'ten koşulsuz olarak çekilmesi ve Şeyh Sabah yönetiminin yeniden işbaşı- na gelmesini içeren istekleri nedeniyle ba- şanya ulaşmayabilir. Ambargonun delinmesi konusunda ise ABD'yi kaygılandıran faktörlerin başın- da Iran'a yapılan petrol sevkıyatı geliyor. lran'ın, Irak'ın Mina Al Bakr petrol ra- finerisinden aldığı petrolü kendi petrolü gibi satabileceğinden kaygılanıhyor. îran'm bu durumu, şu sorunun da so- nucu: İran, Saddam'dan mı, yoksa Sam Amca'dan mı daba fazla nefret ediyor Iran, ekonomisini duzlüğe çıkarmak için da kazanmaya gerçekten inandığını be- lirtiyor. Saddam Hüseyin'in zafere inan- masını sağlayan üç faktör de şöyle: 1—Batı ekonomisinin petrol aracılığıyla tahribi: ABD'li uzmanlar, Saddam Hü- seyin'in bir savaş durumunda Suudi Ara- bistan'daki petrol bölgelermi füze saldı- nlanyla vurabileceğine inahıyorlar. Kri- tik önemi haiz Abqaiq'teki petrol pom- palama merkezlerinin ve Tanura'daki yükleme istasyonlannın Irak füzelerinin hedefi olacağı belirtüiyor. Bu füzelerin kimyasal silahlann yanı sıra biyolojik si- lahlara da sahip olacaklan sanılıyor. Fü- zelerin savaş başlıklannın sinir gaa ve mustarddan (hardal gazı) oluşacağına inanan ABD'li uzmanlar, bu füzelerde anthrax da olabileceğini^ve bunun 2 gün içinde korkunç sonuçlar doğurabileceği- ni belirtiyorlar. Suudi Arabistan'daki ABD askerlerinin anthrax biyolojik sila- hına eğitimli olmadıklan kaydediliyor. Irak'ın Suudi Arabistan'daki petrol bölgelerine karşı kimyasal ve biyolojik savaş başlıklarına sahip füzelerle saldır- masının ardından petrol fiyatlannın önemli ölçüde yükseleceği belirtüiyor. Aynca Batı, Suudi Arabistan'ın ürettiği günde 7 milyon varillik üretimden de böylece mahrum kalmış olacak. Bu du- rumda petrol fıyatlanrun 100 dolara yük- seleceğini öngören uzmanlar, bunun da Batüı ulkeler için işsizlik ve enflasyon ge- tireceğine dikkat çekiyorlar. Ortadoğu'- daki bir ABD uzmanı, "Batı, Bağdat'ı bombalarsa, Saddam da New York Bor- sası'm bombalar" diyor. 2—Israil'e saldın: ABD uzmanlanna gö- re Irak, ülkenin batısına yerleştirdiği fü- zelerle Kudüs ve Tel Aviv'i de vurabilir. Bunun Irak için ancak 5 dakikalık bir iş olduğu biliniyor. ABD, Irak'm 50-60 fü- zeyi, savaş uçaklarının desteğinde fırla- tabileceğini bildiriyor. 3—Terorizm silahı: ABD istihbaratının elinde Irak'ın Batılı hedeflere karşı terö- rist saldınlar düzenleyebileceği yönünde bilgiler bulunuyor. Bu bügilere göre Irak, yalnızca Ortadoğu'da değil, Avrupa, Ja- ponya ve ABD'de terörist saldınlar ger- çekleştirmeyi planhyor. Irak'ın bu saldı- rılan, biyolojik silahlann desteğinde ya- pabileceğinden de endişe ediliyor. Bu senaryoların, bir ABD paranoyası olmadığı yolunda belirtiler var. FKÖ li- deri Yaser Arafat'ın danışmanı Bassam Abu Şerif in Bağdat ziyaretinden sonra söylediği şu söz gibi:"Saddam, bir savaş durumunda tsraü'i ve petrol bölgelerini vurmaya hazırlanıyor." bu tutumu açıkca ortaya koydu. Şevard- nadze New York'ta NBC televizyonuna yaptığı açıklamada "Sovyetler Birligi, Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesidir ve bu organın tum kararlarma uyacaktır. Güvenlik Konseyi karar alırsa, BM bay- ragı altında Körfez'e Sovyet askerieri gönderebiliriz" dedi. Bu arada Irak resmi haber ajansı INA, SSCB'nin, BM bayrağı altında Körfez'e asker göndermek istemesini, Çarlık dö- nemindeki, "Sıcak deniztere çıkma riıym- sınınfaâlâsurdüğü" şeklinde yonımladı. INA'nın siyasi yorumcusu tarafından ka- leme ahnan metinde, SSCB'nin son giri- şiminin Irak için sürpriz olmadığı belir- tildi. Yorumda, Moskova'nın doğrudan suçlanmadığı dikkat çekti. Mübarek'in demeci Mısır Devlet Başkanı Hiisaü Mabarek, Körfez krizine siyasi bir çözüm bulmak gerektiğini, ancak Kuve>1 ten çekilmeden ve meşru Kuveyt yönetimi yeniden işba- şına gelmeden Saddam Hüseyin'e hiçbir şey vermemek gerektiğini söyledi. Mübarek, Saddam'ın maddi olarak or- tadan kaldınlmasının ne gibi bir sonuç vereceğine ilişkin soruya, "Saddam'ı öl- dürmenin, Iraklıların sorunlarını çözmeyecegi" karşıhgmı verdi ve "bn baş- kanı isteyip istememek karannı vennek Irak halkına aittir. Bu karan alacak olan biz degiliz" diye konuştu. Mübarek, Fransız televizyonunun be- şinci kanalındaki "Arret Sur Image" ad- h programa verdiği ve dün yayunlanan demecinde de Kuveyt'in Irak tarafından işgalinin, İsrail'e Batı Şeria, Gazze Şeri- di ve Lübnan'dan çekilmeyi reddetmek için yeni imkânlar tanıdığını söyledi. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin- in Filistin sorununun çözülmesi için hiç- bir çaba harcamadığını belirten Mübarek, "Saddam'ın Kuveyt'i işgalini haklı göster- mek için ileri sürdügu nedenler yiizön- den, tsrail'den şunu duvacagız: Liibnan^ dan çekilmiyonız" diye konuşnı. Müba- rek, "Bu yeni bir mazeret. Ben ve hepi- miz biliyoruz ki, Saddam Hüseyin'in Is- rail ile gizli temaslan var" dedi ancak ko- nuyla ilgili geniş bilgi vermedi. tsrairden Irak'a uyan tsraıl Başbakam tzak Şamir, saldınya uğramalan halinde derhal karşılık vere- cekleri konusunda Irak'ı 'bir kez daha uyardı. Şamir, bir anma töreninde yaptığı ko- nuşmada, "Arap liderlerinin tsrâil'e kar- şı güç kullanmanın kimseye yarar sagla- mayacagını aulamalannın zamanıdır" dedi. Israil ordusunun halka ve işgal altın- daki topraklarda yaşayan Filistinlilere muhtemel bir kimyasal silah saldmsuıdan korunmak için gaz maskesi dağıtacağı bildirildi. AT'den Ürdün'e yardım Ürdün Veliaht Prensi Hasan, Avrupa Komisyonu Başkanı Jacques Delors'tan "acil ve kapsamlı bir yardım" sözü al- dı. Bu arada Urdün, Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerine yük götüren kam- yonların topraklarından geçişlerini ya- sakladı. Güvenlik kaynaklanndan edinilen bil- giye göre Suudi Arabistan ve diğer Kör- fez ülkelerine gıda maddesi götüren Ür- dün kamyonlannın Suudi Arabistan'a gi- rişlerine izin verilmemesine misilleme ola- rak bugün uygulanmaya başlanan karar, Türkiye'yi de etkiliyor. Fransız askerieri öte yandan 4 bin Fransız askerini ta- şıyan 8 Fransız gemisinin son ikisi de dün Suudi Arabistan'ın Yanbu Limanı'na ulaştı. Paris'in "Daguet" operasyonu çerçevesinde Körfez'deki askeri varlığı- nı takviye için göndermeyi kararlaştırdığı son birlikler de sivil gemilerle geldiler. 8 gemi, 4. bin Fransa askerini Suudi Ara- bistan'a getirmiş oldu. Bugünkü gemiler- le 350 asker ve 48 tank ile I2'si zırbJı top- lam250taşıtgetiriIdi. Yunan gemileri Yunanistan Deniz Ticaret Bakanı Aris- totelis Pavlides, yaklaşık on beş Yunan ticaret gemisinin Körfez'e askeri malze- me taşımak için Amerikan yönetimi ta- rafından kiralandığını söyledi. CUMHURBAŞKANI ÖZALIN GEZİSİNİN DEĞERLENDÎRMESİ Amerika gürledi, ama az yağdıUFUK GÜLDEMİR vVASHINGTON — Cumhurbaşkam Turgut Özal'ın ABD başkentine yaptığı ziyaret sırasında Beyaz Saray'da verilen öğle yemeğinin mönüsü karides, karışık et ve parfeden oluşuyordu. "Körfez karidesi" cinsindeki karidesler öyle iriy- di ki yemekte bulunan bir yetkilinin de- yişiyle "kuynıklan tabaktan sarkıyordu." Yemekte sadece karidesler değil, konu- lar da "Körfez" dendi. örneğin Türkiye^ nin ekonomik ve askeri gereksinmeleri hep "Körfez" krizi göz önünde tutularak ele alındı. Konuşulan silah türlerinde hep bir "Körfez" boyutu vardı. Peki bu bo- yut, Türkiye'nin savunma alanındaki bek- İentilerini karşılamakta işe yaradı mı? Bu soruya verilen yanıtlar hep, "evet, ama" sözcükleri ile başhyor. Cumhurbaşkanı özal, Beyaz Saray'a Türkiye'nin acil savunma gereksinimlerini içeren bir dosya götürdü. Paket, büyük ve kapsamlı. Ama tek sorun, ne ölçüde yaşama geçirilebileceği. Bu paketin önemli unsurlan ve gerek- leşme oranlan şöyle özetleniyor: Özal'ın VVashington gezisinin en önem- li sonuçlanndan birisi, halen yürütülmek- te olan F-16 projesinde Türkiye'nin yeni bir atıhmına Beyaz Saray'dan onay alın- ması oldu. Görüşmelerde Türkiye'nin ha- len 160 uçaklık F-16 projesinin sayıca 340'a çıkanlması konusunda ilke anlaş- masına vanldı. Buna göre Türkiye 180'lik ikinci bir partinin üretimine geçecek. Üre- tilecek 40 ek uçak da Mısır"a satılacak. Böylece normal olarak I994'te sonuçlan- ması gereken F-16 projesinin ömrü 2002'ye kadar uzaülmış olacak. Bu, çok büyük ve Türkiye bakımından önemli bir proje. Ancak gerçekleşmesinin önünde önemli bir engel var. Finansman sorunu- na gerçi siyasi karar çıkmış olması azım- sanacak bir gelişme değil, ama kaynak ol- maması da azımsanacak bir engel değil. Geçen hafta ofisinde sohbet ettiğimiz ABD Savunma Bakanhğı'nın üç numa- rası Paul Wolfowitz, "Burada otunıp si- ze tamam, bu iş kesin diyebilmeyi çok is- terdim. Ancajj bu sözü tutabilecegimiz noktaya gelene kadar söz vermemek ge- rek. Hüknmetinizle bu konu üzerinde ça- lışmaya devam edeceğiz" diyor. Göruldu- ğü gibi manzara, ABD Başkanı Bush'un Beyaz Saray'daki gül bahcesine çıkıp F-16 müjdesi vermesinden daha kapsarnlı bir Amerikan katkısı gerektiriyor. Oysa Amerika bir ekonomik kriz eşiğinde. Amerika'da ekonomik dunun bu merkez- deyken Kongre'nin milyarlarca dolarhk bu projeye finansman sağlaması çok uzak bir olasılık olarak görülüyor. Amerikan yönetimi de bu izlenimde. O halde F-16 projesi nasıl yaşama geçirilecek? Müste- şar Wolfowiö, geçen hafta Cumhuriyet ve Hürriyet'e verdiği demeçte, bu konu- da gayet ince bir dokundurma yaptı. Dedi ki "Eğer ben Suudi Arabistan ya da Ku- veyt hükümetinin danışmanı olsaydım 'Son olavlardan sonra Türkiye'nin güçlü ve yapıcı bir rol oynayabilmesi için Türk Silahlı Kuvvetieri'nin modernizasyonuna ilgi göstermeliyiz' lavsiyesinde bulunur- dum". Bu sözleri üzerine Wolfowitz'e Araplara bu yönde bir telkinleri olup ol- madığı sorulunca, Müsteşar, "olmadığmı" söyledi. Askeri satış kredisi Bush, yaygın olarak "askeri yardım" adıy- la bilinen, ama asli "dış askeri satış kredisi" (FMS) olan 530 milyon dolarhk miktann, bu yıl kesilmeden Türkiye'ye ve- rilmesi için Kongre nezdinde ellerinden geleni yapacaklan mesajını verdi. "Elin- den geleni yapmak" vaadi, Türkiye'nin vabancısı olduğu bir kavram değil. Türk- iye ile ABD arasmda imzalanmış olan Sa- vunma ve Ekonomik Işbirliği Anlaşma- sı'mn eklerinde, Amerika'mn sadece yar- dım konusunda değil, Türkiye'ye hasma- ne faaliyetler karşısında da "elinden ge- leni yapmak" taahhüdü var. Bu taahhüt, Türkiye'nin stratejik önemi ön plana çık- Uğı dönemlerde işliyor, durum sakinleşin- ce unutuluyor. . Güney Kanat Yasası Amerika'mn yaptığı yardımda, ihtiyaç fazlası malzemerdn Kongre denetiminden uzak.bir şekilde "Güney Kanat Yasası" kapsamında Türkiye'ye kaydınhnası çok önemli bir yer tutuyor. Çünkü bu mal- zeme hibe olarak geliyor. Cumhurbaşkam Özal gelmeden kısa bir süre önce Türki- ye'ye şu kalemlerin verihnesi kararlaştı- nlmıştı: 29 adet S-2 denizaltı avcı uçağı, 3 adet G-130 nakliye uçağı, l adet F-4 si- mulatöru, buna karşılık Yunanistan'a da 6 adet P-3 denizaltı avcı uçağı, 28 adet A-7E uçağı verildi. önümüzdeki birkaç yıl içinde çok sayıda F-4 uçağı da bu kap- samda Türkiye'ye gönderilecek. Ancak bu yasanın asıl önemi, AKKUM çerçeve- sinde ABD'nin Avrupa'dan asker çekmesi sırasında ortaya çıkacak. özal Washing- ton'dayken ABD Savunma Bakanı Che- ney ile bu konu ele alındı ve kapsamı ge- nişletüdL Amerikan yönetimi, halen NA- TO Komutanı General Galvin ile bu si- lahlann sayısı ve niteliği hakkında mü- zakere halinde Ancak Wolfowitz'e göre Türkiye'ye yüzlerce tank (M60, A3 ve Al)) yüzlerce zırhlı personel taşıyıcısı (MH3) verilecek. Bunlar nakliye masra- fı Türkiye'ye ait olmak üzere hibe olarak gelecek. Cumhurbaşkam Özal'ın gezisi- nin Türkiye'nin savunma gereksinimine Uişkin sağladığı bir başka gelişme de Pat- roit füzeleri konusunda oldu. Görülduğü gibi Cumhurbaşkam özal 1 ın VVashington gezisinin savunma açısın- dan getirdikleri, birçok "fakat"a bağlı, gezinin ekonomik boyutu için de aynı du- rum söz konusu. Tekstü ve serbest tica- ret anlaşmalarının gerçekleşmesinin önündeki güçlükler ne Amerikan ne de Türk makamlannın meçhulu. Cumhur- başkam özal, ABD gezisinin ikinci gü- nünde CNN'e verdiği demeçte Türkiye 1 ye vaat edilen yardımlara atfen, "Şimşek çakıyor, gök gfirlnyor, ama yağmur vagmıyor" demişti. Bu benzetmeden yo- la çıkılarak özal'ın ABD gezisinin, VVas- hington Ulusal Basın Kulübü'nde yaptı- ğı basın toplantısında bizzat Cumhurbaş- kanı'nın kullandığı sözcükle, ancak "az" yağmur getirdiği söylenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle