Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 EKİM 1990 CUMHURİYET/15
Abas suikastı
Cinayeti
TİKKOda
üstlendi
, *stanbnl Haber Servisi — Ya-
...Jişı Türkiye Komünist Parti-
si/ML tarafından gazetelere
gönderilen bir açıklamada, MİT
Müsteşar Yardımcısı Hiram
Abas'ın Dev-Sol tarafından de-
ğil, TİKKO gerillalarınca ceza-
landınldığı öne sürüldü. Açık-
lamada Abas'm öldürülmesiyle
ilgili olarak "Onun cezalandınl-
ması oouru partinüzindir, Dev-
Soi'un dcğil" denildi. Açıklama-
da son dönemlerde "devrimciler
tarafından diuenlenen tüm ey-
lemlere sabip çıkma anlayışıyla
Dev-Sol'un Hiram Abas'ın öl-
düriilnıesioe sahip çıkması"
eleştirildi.
BARBARA BUSH, LİDER EŞLERİYLE — ABD Başkanı George Bush, geçen pazar günü
Birleşmiş MiDetler merkezinde basiayan Çocuk Zirvesi'nde dünyanın dört bir yanından New
York'a gelen 73 devlet ve hükümet başkanıyla bir araya gelirken eşi Barbara Bush da lider eşle-
rini çevresine toplayıp New York'u gezdirdi. Lider eşleri en çok MetropoliUn Müzesi'ne Ugi
gösterdüer. (Totograf: AP)
Sungurlu
"İşkence
inkâredilemez"
ESKİŞEHtR (Cumhuriyet)—
Adalet Bakanı Oltan Sungurlu,
geçtiğimiz yıl boşaltılan ve daha
sonra "hücre" sistemine göre ye-
niden inşa edilen Eskişehir özel
Tip Cezaevi'ni basına tanıttı.
Sungurlu.-cezaevinde düzenle-
diğibasıntoplantısında, "Tiirki-
ye'deişkenceolsyıdevletin inkâr
edemeyecegi bir hadisedir. Ancak
devletin sabipçıkntayıp cezaian-
dırdığı bir hadisedir" dedi. İşken-
ce konusunda sayısız mahkeme
karan bulunduğunu ancak bun-
lann cezaevlerine ilişkin olmadı-
ğını beliıten Sungurlu "prensip-
te cezaevterindeişkence yapıldıgı-
na dair mabkeme karan yoktur.
Ama bir iki mahkeme karan
sabittir" diye konuştu.
KÜÇÜK
SOPRANONUN
BAŞARISI — On
iki yaşındaki
Küçük soprano
Sarah
Schwarztaaupt,
önceki gece New
York'un iinlii
Carnegie
Hall'unda ilk solo
konserini verdi.
Kiiçok soprano
Carnegie Hall'da
daha sonra biiyiik
bir alkış aldı.
(Fotograf: AP)
HABERLERIN DEVAMI
Batı'ya ticaret mesajı Erdem'den laîklik uyarısı Zam bımalttı
(Baftarafı 1. Sayfada)
ğj olasıiığını da vurguladı. özal
bu nedenle Batılı liderlerden
başta Ingütere Başbakanı Thate-
hcr, Fransa Cumhurbaşkanı
Mitterrand, Almanya Başbaka-
nı Kohl ve AT Başkanı jacque
Deiors'a mektup yazdığını be-
lirtti. özal mektuplarda "Tnrki-
ye'nin Irak'la ticaretin uzun sü-
re kaybedebUeceğini, diğer iilke-
lerin kriz bittiklen sonra ticare-
ti yeniden yerine dönebileceğini,
Türkiye bir anabtar ülke oldu-
ğu için ticaretin daha uzun va-
deli olarak Irak'la azalma şan-
sının kuvvetli olduğunu, bu ne-
denle Batı'oın bunun yerini dol-
durması gerektigiui" vurguladı-
ı belirtti.
Özal, önceki gün tngiltere
Başbakanı Thatcher ile yaptığı
görüşmede AT üyeliği konusu-
nu gündeme nasıl getinüğini an-
latırken basın mensuplannın so-
rulannı yanıtladı. Savaşa ihtimaJ
vermediğini, Saddam Hüseyin-
in Kuvcyt'ten cekilme ihtimali-
nin yüksek olduğunu belirten
özal, Körfez'le ilgili soruları
şöyle cevapladı:
—Irak geri adıra atmadıgı
takdirde hep beraber savaşa mı
girecegiz?
ÖZAL — Bayağı herkes san-
ki büyük bir ciddiyetle üçüncü
cihan harbi çıkacakmış gibi gö-
rüyor. Yok öyle bir şey. Bir ta-
raftan savaş istemiyorsunuz, bir
taraftan savaş istiyonnuş gibi bir
haliniz var.
—Peki Saddam geri adun
atarsa?
ÖZAL — Sorulardan biri û
olabüir. Bcn atabilir diye düşü-
nüyorum. thtimaller var. Bazen
siz karar veren oisanız bile siz de
bilemezsiniz. Çünkü hareketler
şartlara göre değişiyor, ama ha-
reket olmadan evvel hareketin
olması ihtimali vardır. Yani ih-
timallere göre iki yol var: Har-,
be giden yolda bulunmak, bir de
geri adım atmak. Geri adırn at-
ma ihtimali daha kuvvetli gibi
geliyor bana. thtimal olarak
söylüyorum. Iran karşısında geri
adım attığı gibi. Dünya bu"ka-
dar sıkıştırrmşaa etrafında, ya-
ni izole edilmişse siyasi olarak
anık bir pazarlık ihtimali yok.
Herhalde mantıki olarak geri
adım atma ihtimali kuvvetlidir.
—Thatcher ile ekonomik ko-
naltn, AT'ye girtji görüştinüz
mü?
ÖZAL — AT'ye giriş konu-
sunda kimseyle konuşmuyonım,
bu dogrudan söylenmez. Kendi-
liğinden anlaşılması gerekir.
Orada söylenen şudur: Kendile-
rine mektup yazdım. Ona,
Kohl'e, Mitterrand'a, Deiors'a...
kısıtlamalann kaldınlmasını is-
tedim. Ticaretijı arttınlmasını is-
tedim. Istediğim tek şey o. Bu
konunun izahatmı yaptım, çün-
kü şöyle bir görilntü var komis-
yonda: Biz bunu Türkiye'ye ve-
rirsek başkaları da ister. Yugos-
lavya, Hindistan, Brezilya gibi.
Ama Türkiye'nin durumu öyle
değil. Türkiye ileride bu ticare-
ti Irak'la uzun müddet kaybede-
bilir, ama diğerlerinin ticareti
kaybetme ihtimali kriz bittikten
sonra yerine döner. Yani kaybet-
me ihtimali yoktur, ama Türki-
ye bir anahtar ülke durumunda
olduğu için, demek ki ticareti-
NEW YORK'tan
En Büyük Başkan Baba
AHMET TAN
NEW YORK — özal'a göre
SHP'li Baykal, kurultayı baştan
kaybetmişti. Çünkü Inönü ile
"güreşi" bu şartlarda kabul et-
mesi hataydı. lnönü'nün ipleri
koparma zamanlaması iyiydi,
kazanacağı belliydi.
Cumhurbaşkanı, hatta bu
tahminini arkadaşlanna söyle-
mişti. Ama basmdan gizli tut-
muştu. Çünkü "Özal taraf
•ttuyor" diye yazabilirlerdi.
özal, SHP konusunda ana-
yasadaki konumuna uygun dav-
ranmıştı.
. Cumhurbaşkanı, Türkiye'ye
dönüş öncesi otelinde gazeteci-
lerle "yazılsın sohbeti" yaptı.
lnönü'nün kazanmasından,
tahmini doğru çıktığı için mem-
nun gibiydi. Aynı tahmini Sad-
dam'ın kaybedecegi yönünde de
yapıyordu. Ama bu kez epey ih-
tiyatlı bir biçimde...
Cumhurbaşkanı 'nda belirgin
bir ifade farkılıhğı goze çarpı-
yordu.
Krizin ilk günlerindeki açık-
lamalardan uzaklaşmış görü-
nüyordu:
"Saddam battıkça batıyor",
"Savaş istenmez, ama kaçınıl-
maz görünüyor" noktasında
değildi.
"Saddam'm geri adım atma
ihtimalinden" söz ediyordu.
Bu ihtimal de nereden çıktı?
BM'deki temaslarından mı,
İngiliz ve Fransız basbakanla-
nyla göriişmesinden mi, Beyaz
Saray'daki havadan mı? özal,
Saddam'm geri çekilme olasılı-
ğina neden olarak savaşta Iran'-
dan aldıklarını geri vermesini
gösteriyordu.
Ancak bu gerekçe doyurucu
değildi. Çünkü Saddam'ın
Iran'dan aldıklannı geri verme-
sinin üzerinden bir aydan fazla
zaman geçti. Üstelik Özal, o sı-
rada Saddam'ın bu davranışmı
"Artık geri dönemez, savaşı ve
her şeyi göze aldı" diye yorum-
lamıştı.
özal'ın "Saddam yorumu"n-
daki değişikliğin nedeni üze-
rinde gazeteciler inandırıcı bir
açıklama elde edemediler.
özal, bu sözleri inanmadan,
"bir şeyleri perdelemek için"
•öylüyor olabilirdi.
Birkaç saat önce Ingiliz ve
Fransız başbakanlarıyla, bu
arada BM toplantısındaki
Bush'la dahili bir telefon görüş-
mesi de yapmış olabilirdi.
Otelde gazetecilere yapacağı
her açıklama, bir gün sonra
Saddam'ın önünde olacak. Ba-
tı'nm, Türkiye'nin yapabilecek-
leriyle ilgili sözleri, Saddam ko-
nusundaki son değerlendirmele-
ri Irak liderine kopya vermek
demekti.
Saddam'a kopya vermemek,
hatta yanıltmak ambargonun
bir parçası.
Ama yine de özal'ın "Sad-
dam geri adun atabilir" demesi
üzerinde düşünmek gere-
kiyordu.
Özal'a sorduk: "Saddam'ın
Koveyt'ten geri cekilmesi ve
devlet baskanlıgında kalması
Türkiye için iyi mi olur, köta
mü?"
Buna özal net bir yanıt ver-
medi. Söylediklerinden Türki-
ye'nin bu olasılığa karşı kendi-
sini hazırladığı anlaşıhyordu.
Cumhurbaşkanı, Irak ile Türki-
ye ticaretinin eskisi gibi olma-
yacağını belirtirken, hem Sad-
dam'ın işbaşmda kalma olasılı-
ğmı hem de savaştan sonra yok
olup gitmesini kastediyordu.
Baü'run, özellikle ABD'nin
Irak'ın ticaret boşluğunu dol-
durmasını istiyor ve bekliyordu.
Boşluk doldurmarun tek yolu,
öncelikli serbest ticaret anlaş-
malan imzalanması...
MiJyarlarca dolara mal olan
"fedakârtıkUB", kayıtsız şart-
sız özal desteğinden sonra
Türkiye'ye tekstil satmasına izin
verebüeceğini söyleyen ABD,
dünyada yalnızca üç ülkeye (Ka-
nada, Meksika, tsrail) tanıdığı
serbest ticareti tanır mı? Bu,
Türkiye'nin ABD üe "dostluk-
ta" ne ölçüde yol alabileceğine
ba«ı.
Ozal'm niyeti ve hedefi ola-
büdiğince uzun yol almaktı. Ti-
caretteki ısran bu yüzden. özal,
ABD'yi AvrupahJardan daha
güvenilir görüyor. Bunda, Av-
rupa Topluluğu'nda Türkiye
için, Kıbns için her kafadan ayn
bir ses cıkmasının büyük rolü
var.
AT yolunun "nznn ve mce"
olduğunu açıklayan özal için
yeni umut, ABD yolunun "kı-
sa ve geniş bir yol" olması.
70'in üzerinde devlet liderinin
katıldığı BM Dünya Çocuklan
özel Oturumu, görsel olarak
gerçekten etkileyiciydi. Ama
Özal bu görüntü içinde bir baş-
ka görüntüden etkilenmiş. Baş-
kan Bush'un salona girince çev-
resini sayüamayacak kadar çok
devlet başkanının sarması,
özal'a çok tesir etmiş:
"Başkan Bush, bir 'baba' gi-
bi. Herkes etrafına toplaruyor."
özal'ın demek istediği dünya
bir aile gibi. Ailenin babası da
Bush. "Baba"mn yanında ol-
mayanı kurt kapar.
Cumhurbaşkanı özal, Ame-
rika'dan "Başkan Bab«"nın
sevgi ve güvenini katmerlemiş
olarak Türkiye'ye dönüyor.
mizin daha uzun vadeli Irak'la
azalma şansı kuvvetlidir. O hal-
de Batı bunun yerini doldurma-
hdır.
—Irak'la kriz sonrasında da
tkaretİD uzun siire bozuk devam
edecegini söylerken Türkiye'nin
Ortadogu'da tecrit olacağuu mı
öngöriiyorsunuz?
ÖZAL — Hayır, bilakis bu
kriz sonunda Irak haricindeki
ülkelerle Irak'ta tabii ne olacak
bümiyorum. Irak haricindeki ül-
kelerle Suudi Arabistan, Körfez
ülkeleri, Mısır, Suriye bugün
öbür tarafta olan ülkelerle mü-
nasebetlerimizin çok daha iyi
olacağını söyleyebilirim, hatta
benim kanaatim bugün Irak'ın
yanmda gibi olarüar dahi ko-
numlarını değiştireceklerdir.
Türkiye'nin burada epey ağırlı-
|ı vardır.
—Bu konuyla flgüi söyledik-
leriniz şimdiye kadarkilerden
çok farklı. Yani daha önce san-
ki bu bunaiım başka türlii çözti-
lecek şeklindeydi. Değertendir-
me farklılıgı var mı?
ÖZAL — Nasıl çözülürse çö-
zülsün hiç önemh değil. Ambar-
goyu uygulamak önemli bir ha-
rekettir. Bakın bugün gazeteler-
de var. Taha Yasin Ramazan
'özal'dan nötr olmasını istedim'
diyor. Iran-Irak harbi gibi değil
bu. Ya bir tarafta olacağız, ya
ambargoyu uygulayacağız ya da
uygulamayacağız. Ambargoyu
uygulamadığımız takdirde Irak'-
ın yanındasınız demektir. Am-
bargoyu uyguladığınız takdirde
BM'nin yanındasınız, ama bun-
lann anlayışlan o değil. Belki
Iraklıların anlayış tarzı. Bu yan-
lışlık değil. Bize ambargoyu bi-
le bile uyguladı. Biz de ambar-
gonun kilit ülkesiyiz. Kilit ülkesi
olunca başka aJternatifimiz de
yok. Şöyle de yaparız, diyemez-
siniz. O takdirde hafif bir uzun
sürecek kırgınlık devam edebi-
lir. Ben bunu söylüyorum. Bu
argümanı Batılılar karşısında
yaptım. Ben bunu baştan beri
yaptım. Yani tekstil kotalarını
acmalannın sebebi budur. Yok-
sa bizim Yugoslavya'dan yahut
da Brezilya'dan farklı bir ülke
olmamız icap eder diye onlann
bir iddiası var.
—Başkan Bush ile göriiştü-
BÖZ, başka liderle görüştiiniiz.
Bu liderİerin Körfez'e bakış açısı
Saddam Hüseyin'li bir geri çe-
kilme fonnülii mü, yoksa Sad-
dam Huseyin'in bir askeri hare-
kâtla orUdan kalkması mı?
ÖZAL — Bu detaya hiç kim-
se gürnedi. Yahıız ben size şu ka-
dannı söyleyeyim, bu konuda
dünyayı bir nevi bir araya geti-
ren, Irak karşısında büyük bir
grubu, yüzde 99 ülkeyi, iki üç
ülke hariç, esas itibanyla ABD
Cumhurbaşkanı'dır. Bu da doğ-
rudur. Sabah kahvaltıya gitti^i-
mizde herkes geliyor. Bayan
Thatcher geliyor, Alman Cum-
hurbaşkam geliyor. Birçok kişi
tanıyor, tammıyor. Bir-iki kişi
yanına gidiyor. Şimdi Başkan
Bush geldi. Etrafı böyle şey gi-
bi sarıldı. Ben bunu aynen şey-
de de gördüm. Reagan'la NATO
toplantısına girdiğimiz zaman
sanki büyükbaba geteıiş gibi ai-
lenin öyle bir toplanmayı orada
da gördüm. Yani biz bazen
Amerika'ya karşı epey bizim' ba-
sınımızda da caka satmak var-
dır, ama Avrupa'da bunu hiç
görmedim.
Kıbns ve İnönti
özal, Thatcher görüşmesinde
Kıbns'ın gündeme geldiğini, an-
cak "önemli olmadığım" ifade
etti. önemli olmama yorumunu
daha sonraki bir soru üzerine
şöyle açıkladı: "Şimdi birtakım
dostluklar vardır. Birisi gelmiş-
tir, bir taraftan şunu Türklere
soyleyiverin demistir. Söylerken
de 'rica ettikr, biz de bu kadar
söylüyoruz' deıier. Anlarsınız.
Kıbns konusu asağı yukan böy-
le gelmiştir.
SHP kurultayı ve Erdal lnö-
nü'nün seçilmesmi önceden tah-
min ettiğini kaydeden özal,
"Benim tahminim Erdal Bey ka-
zanır idi, ama bunu ortaya çı-
karmadım. Herbangi bir tarafı
tutuyor intibaı u>'andırmayayım
diye. İyi zamanlama yaptı da
onun için kazandı" dedi.
özal, ABD'deki temaslarını
Balkan ülkeleri, Batı ve Araplar
olmak üzere üç grupta değerlen-
dirdi. ABD gezisini basına yap-
tığı ziyaretler ve lobi grupları ile
yaptığı temaslar nedeniyle tanıt-
ma yanıru vurguladı. önceki ak-
şam Fransa Başbakanı Rocard
ile bir araya gelen özal, dün Su-
dan Devlet Başkanı ile görüştü.
Cumhurbaşkanlıgı Sözcüsu Kaya
Toperi, Fransa Başbakanı ile de
AT konusunda Körfez'le bağ-
lantılı olarak yazdığı mektup
çerçevesinde görüştüğünü belirt-
ti. Fransa Başbakanı'nın da Kıb-
ns'ta görüşmelerin yeniden baş-
lamasını vurguladığını kaydetti.
Bııslvtaıı
(Baştamfi l. Sayfada)
nız. Biz, hepimiz ve BM, hiçbir
zaman askeri güç kullamlmaya-
cağını düşünüyonız. Irak'ın Ku-
veyt'ten cekilmesi durumunda,
Irak ve Kuveyt arasındaki görüş
ayniıklan giderilebilir. Körfez
ülkeleri, dengenin yeniden ku-
nılması amaayia aralannda ye-
ni anlaşmalar yapabilirler ve
bölgedeki tüm ülkeler ve hakiar,
Araplaıia İsrail'i bölen çabşma-
yı çözebilirler."
Bush'un BM Genel Kurulu'n-
da yaptığı konuşmanın, ABD-
nin Körfez krizine ilişkin sürdür-
düğü politikada bir değişiklik
anlamına geldiği belirtiliyor.
Irak'ın Körfez krizini Arap-
Israil sorununa dönüştürme yo-
lundaki çabalarına ABD yöne-
timi karşı çıkıyordu. Bush'un,
"Irak Koveyt'ten çekilirse, Orta-
dogu sorunu toptan çözükbilir"
seldindeki sözlerinin, Irak'm gö-
rüşleriyle paralelük taşıdığı kay-
dediliyor.
Irak Devlet Başkanı Saddam
Hüseyin, önceki gün yaptığı
açıklamada, Fransa Cumhur-
başkanı François Mitterrand'ın,
"Irak Kuveyt'ten çekilirse, Orta-
dogu'da olumlu gelişmelet orta-
ya çıkabilir" şeklindeki açıkla-
masını olumlu karşıladığjnı be-
lirtmişti. Bush'un dünkü sözle-
rinin, Mitterrand'ın konuşma-
sıyla büyük benzerlikler taşıdı-
ğına işaret ediliyor.
(Baftarafı 1. Sayfada)
ve muhalefet partilerinin laiklik
ilkesi üzerinde milli birliği sag-
lamalan zorunludor" dedi.
SHP Genel Başkanı Erdal
tnönü de yeni öğretim yılı nede-
niyle yayımladjğı mesajda, 12
Eylül sonrasında üniversitelerde
özgür düşünce ortamırun yok
edildiğini belirterek "Üniversite-
ler ve yüksekokullardaki okul-
laşma oranı düşüktür. Hükü-
met, üniversite sayısını hızla art-
tırmakla daha çok ögrenciyi
üniversiteye almakla sorunnn
çözülebileceğini sanıyor. Oysa
aracı, gereci, mekânı, gerekli ve
yeterli eğitici kadroyu saglama-
dan açılan üniversitelerde egiti-
min standardı ortadan kalk-
makta ve diizeyi hızla düşmek-
tedir" dedi.
DYP Genel Başkanı Söky-
man Demirei de üniversitelerde
biumin gerektirdiği özgür orta-
mın mutlaka olması gerektiğini
vurguladı.
Milli Eğitim Bakanı Avni Ak-
yol, Erzurum Atatürk Üniversi-
tesi'nde düzenlenen törende,
yükseköğretim kurumlanndaki
zorluklann aşılması ve bu ku-
rumlann daha üretken ve huzur-
lu bir ortama kavuşturulması
için gerekli önlemleri almaya de-
vam ettiklerini söyledi. Kültür
Bakanı Namık Kemal Zeybek
ise Mimar Sinan Ünıversitesi'nin
açılışında yaptığı konuşmada
141,142 ve 163. maddelerin kal-
dırılmasının düşünce önündeki
engelleri aşmaya yetmeyeceğini,
insanın kendi tabulanm da yık-
ması gerektiğini belirtti.
Başbakan Yılduım Akbolut,
üniversitelerde yeni öğretim yı-
lının başlaması nedeniyle yayım-
ladığı mesajda üniversitelerin,
güçlü ve modern Türkiye hede-
finin yönlendirici unsurlarından
biri olduğunu söyledi. Akbulut,
Atatürk'ün milli, laik, cumhu-
riyetçi, fonksiyonel ve çağdaş
unsurlardan oluşan eğitim poli-
tikasımn her düzeyde büyük bir
özen ve duyarlılıkla uygulanma-
sının Türkiye'nin bugünü ve ya-
nnlanna ilişkin umutlan güçlen-
dirdiğini belirtti.
Bayındırük ve Iskân Bakanı
Cengiz Alünkaya, ODTÜ'deki
törende "Yükseköğretim Kanu-
nu'nda yapüacak degişiklikle
üniversitelerin sıkıntılan gideri-
lecek, konumu degiştirilecekrJT"
dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Fahrettin Kurt, Karade-
niz Teknik Universitesi'ndeki tö-
rende yaptığı konuşmada, bazı
kurum ve kuruluşlan toplum-
dan kopmakla suçiayarak, üni-
versitelerin de kendi kampusla-
n içine hapsedilmemeleri gerek-
tiğini söyledi.
ODTÜ Rektörü Prof. Dr.
Ömer Saatçioglu, .öğrenci harç
fonunun kaldırılmasından son-
ra bazı temel hizmetlerin karşı-
lanamaz hale geldiğini, Maliye
ve Gümruk Bakanlığı'nın yardı-
mına ihtiyaç duyulduğunu belir-
tirken, Atatürk Üniverskesi
Rektörü Prof. Dr. Harşil Ertuğ-
rul da ödenek yetersizliğinden
yakındı.
1990-91 öğretim yılı dün Ak-
deniz, Atatürk, Bilkent, Boğa-
ziçi, Cumhuriyet, Çukurova,
Dicle, Ege, Gaziantep, Istanbul
Teknik, Karadeniz "Ieknik, Mar-
mara Mimar Sinan, ODTÜ, 19
Mayıs, Selcuk, Yıldız ve 100. Yıl
üniversitelerinde törenle açıldı.
Yeni öğretim yılına Ankara ve
Hacettepe üniversiteleri 2 ekim-
de, Anadolu, 9Eylül ve tnönü
üniversiteleri 3 ekimde, Fırat,
Gazi ve İstanbul üniversiteleri 4
ekimde Erciyes ve Trakya üni-
versiteleri ise 8 ekimde başlaya-
cak. Uludağ Üniversitesi yeni
öğretim yılına 28 eylülde girmiş-
ti. Bu yıl toplam 29 üniversite-
de yaklaşık 900 bin öğrenci öğ-
renim eörecek.
Bu arada ODTÜ ve Yıldız
üniversitelerinde "aJternaüf açı-
lış törenleri" düzenlendi. Yıldız
Universitesi'ndeki "resmi" açı-
hş törenine öğrenciler ahnmadı.
Bu törene yalnızca öğretim üye-
leriyle konuklar kabul edildi.
Üniversitenin iki öğjenci derne-
ğinden biri olan iYÖ-DER'li bir
grup öğrenci, Mimarlık Fakül-
tesi önünde "alternanf açılış
töreni" düzenledi.
ODTÜ'de de öğrenciler üni-
versite genel sekreterliğine yap-
tıklan başvuruya olumsuz yanıt
almalanna karşm "alteraatif
açılış" düzenlediler. Alternatif
törende halaylar çekildi, parah
öğretimi ve Körfez'deki savaş
olasıhğmı protesto eden mesaj-
lar okundu.*
ITU'de 'Borsa tepkisi'
ABD SAVUINMA BAKAMJĞIMÜSTEŞAM
Türkiye'nin modernizasyonundan
büyük çıkanııuz var'
YVASHINGTON (Cumhuri- venliginin onun güçknmesinden
yet) — ABD Savunma Bakanlı-
ğı yetki şemasında üç, siyasi ko-
nularda ise iki numaralı makam
olan müsteşar Paul Wolfowitz,
Türkiye'nin savunma gereksin-
meleri konusunda umutlu, ama
fazla beklenti yaratmamak için
de temkinli konuşuyor.
Wolfowitz, ABD'nin Türki-
ye'ye yaptığı askeri yardımın bu-
günkü düzeyini koruması için
ellerinden geleni yapacaklannı
söylüyor. Ama "Bildiğiniz gibi
Kongre'de hep bir mücadele
vardır" diyerek de Kongre*nin
son sözü söyleyecek olmasına
dikkat çekiyor. Wolfowitz bu
konuda şöyle konuşuyor:
"Cumhurbaşkanı Özal'ın zi-
yaretine geniş bir açıdan baktı-
ğımız zaman, Türkiye'nin eko-
geçtigi göriişü hayii taraftar bu-
luyor. Bu bakımdan Türkiye'nin
konumundaki bir ülke için en
degerli şeyin daha fazla ticaret
olanağı bulmak olduğu kabul
ediliyor. Başkan Bush, Cumhur-
başkanı Özal'a tekstil kotasının
arttınlması için müzakerelere
başlanması yönünde taahhnt
verdi. Gariptir ki biz savunma
bakanlığı olmamıza karşm bu
tekstil işiyle çok ilgileniyoruz.
Birçok kimse 'tekstil konusu ti-
caret bakanlığının yetki alanına
girer, sizi ilgilendirmez' diyor.
Biz de diyornz ki 'evet bu tica-
rete giriyor ama aynı zamanda
bizim en önemli müttefikleri-
mizden birisini ilgilendiriyor'.
Bu bakımdan Amerika'da yeni
bir anlayış var. Modernize bir
nomik ve güvenlik açısından bir Türkiye'nin Batı ile ittifakının
kallunma arayışında oklugu gö- ne kadar değerli olduğu yönün-
rülüyor. Ziyaretin en önemli ya- de bir anlayış bu. Türkiye gibi
nı bn. Burada savunma bakan- hem istikrarlı hem de Amerika1
lığında çalışıp da ekonomik ko-
nularia dogrudan ilişkisi olma-
yanlar için de Türkiye'nin gü-
ya dostane bir ülkenin moderni-
zasyonunda bizim büyük çıka-
nmız var."
İstanbuJ Haber Servisi —
Maçka Kışlası'nın İMKB'ye (İs-
tanbul Menkul Kıymetler Bor-
sası) devri girişimi, İTÜ'nün ye-
ni öğretim yılına başlama töre-
ninde sert biçimde eleştirildi.
Rektör Prof. Dr. llhan Kayan
binarun, üniversitenin göriişü
alınmadan devredilmeye kaJkı-
şıldığım belirtirken İTÜ Mezun
ve Mensupları Derneği salonda
dağıttığı bildiride "işgali" kına-
dı.
Maçka kampüsündeki açılış
töreninde konuşan Milü Savun-
ma Bakanı Saf a Giray, "Hükü-
met olarak üniversitelerie diya-
log içindeyiz. Maçka binası so-
rununu yalnız üniversitenizin
tutkusu haline getirmeyin, biz
bunu hallederiz" derken, İTÜ
Rektörü Prof. Dr. llhan Kayan,
"Maçka Kıslası Maçka'daki öğ-
retim bütünümüzün aynlmaz
bir parcasıdır. Bu bina olmak-
sızın Maçka Kampüsümüz dü-
şünülemeyeceği gibi üniversite
ve borsa gibi fonksiyonlan bir-
biri ik uyuşmayan iki kuruluşun
iç içe olmaJan da düşünülemez"
diye konuştu.
İTÜ Rektörü Prof. Dr. llhan
Kayan'ın Maçka Kışlası'nın
İMKB'ye devredilmemesi gerek-
tiğini vurgulayan sert sözleri öğ-
retim görevlileri ve öğrenciler ta-
rafından ayakta alkışlanırken,
eski bir İTÜ mezunu olan Milli
Savunma Bakanı Safa Giray'ın
ayağa kalkmayarak oturduğu
yerden zayıf bir şekilde alkışla
yetindiği görüldü. Maliye Ba-
kanhğı'nca İMKB'ye devredilen
Maçka Kışlası'ndayapılan tö-
rende konuşan İTÜ Rektörü
Prof. Dr. llhan Kayan, binanın
üniversitenin görüşü alınmadan
devredilmeye kalkışıldığını belir-
terek şöyle konuştu:
"Bu bina 19501i yıllarda yal-
nız dört dış duvar halinde üni-
versitemize tahsis edilmiş ve üni-
versitemiz tarafından adeta ye-
niden inşa edilmiştir. Bina bazı
borsa yetkililerinin ifade ettik-
leri gibi harap ve terk edilmiş
(Baftarafı J. Sayfada)
dolarda seyreden ham petrol fi-
yatlan ekim başında 40 doların
üzerine tırmanarak örneğin
ABD'de, benzin fiyatlannm tüm
zamanların en yüksek noktası-
na ulaşmasma yol açtı.
Akaryakıt fiyatlanmn son 2
ay içinde 4 kez ayarlanması pet-
rol üzerinden alınan vergiler ne-
deniyle Maliye'nin gelirlerini de
arttırdı. Ancak Bakanlar Kuru-
lu'nun geçen günlerde akaryakıt
ürünlerinden ahnan Akaryakıt
Tüketim Vergisi'ni yüzde 4-II
oranında azaltmasından dolayı,
akaryakıta yapılan dördüncü
kriz zamnumn bütçeye olan kat-
kısının düşük olacagına işaret
ediliyor.
Akaryakıt fiyatlanmn ağus-
tostan bu yana yüzde 90 orarun-
daki artışı piyasada da petrole
bağlı zincirleme zamları doğur-
du. Alüminyum, kablo, PVC,
boya gibi ara malları ile her tür-
lü ulaşun petrol fîyatlarındaki
artışa anında yanıt verip ekstra-
dan zamlanırken bir kısım gıda
dunımda degildir. iki yuaan oe-
ri onanm altındadır. Bütçe ile
verilen ödeneklerin kısıtlılığı ve
suni olarak çıkanlan birtakım
engellere ragmen onanm sür-
mektedir."
Milli Savunma Bakanı Safa
Giray ise sorunların çözühnek
için olduğunu belirterek "Soru-
nu üniversitenizin bir tutkusu
haline getirmeyiniz, biz bunu
hallederiz" diye konuştu. Giray,
İTÜ'nün halen mezunlan en
çok aranan bir üniversite oldu-
ğunu ve Türkiye'nin en eski tek-
nik üniversitesi olduğunu söyle-
di.
İTÜ Çoksesli Korosu'nun
bestesini Adnan Saygun'un, söz-
lerini Behçet Kemal Çağlar'ın
yazdığı "Gençlik Marşı"nı suna-
cağı sırada konuşan Koro Şefı
Doç. Serdar Öztürk, Çağlar'ın
bu marşı adeta Maçka binası
için yazdığını söyleyerek "Genç-
lik Marşı'nın sözlerinl okudu-
|umda, Maçka binası, Borsa ve
İTÜ aklıma geldi. Sanki Bahçet
Kemal Çağlar bu marşı burası
için yazmış. Bu marşı söylerken
sesimizi bu dört duvarın dışına
da duyurmak istiyoruz" dedi.
İTÜ Mezun ve Mensupları
Derneği ise salonda bir bildiri
dağıttılar. Bildiride şöyle denil-
di:
"Borsa, Arsa Ofisi'ne başvur-
malı veva kendisine gösJerilen ve
üniversitemize ait olmayan bir
binaya razı olmalıdır. Teknik
Üniversite ile Arsa Ofisi aynı
kurumlar degildir. Bir hizmet
binasmın bir süre onanm geçir-
mesi. terk edildigi anlamına gel-
mez ve bu durum kimseye binayi
isgal hakkını vermez. Kimse
kaynağını anayasadan almayan
bir devlet yetkisi kullanamaz.
Anayasanın 'hiç kimse' deyişinin
kapsamına İMKB de girer."
İTÜ Maçka Kışlası Binası'nın
İMKB'ye devredilmemesi için
bir de imza kampanyası başla-
tıldı. Kampanya için imza kul-
lananlar arasında Milli Savun-
ma Bakanı Safa Giray da yer al-
dı.
maddesi ile ampul, kâğıt, deter-
jan gibi dayamksız tüketim mal-
lan ve bir kısun hizmetler hem
periyodik zammı hem de petrol
zammını gördüler.
tki aylık sürede tren biletleri
yüzde 30-45, uçak biletleri
(THY) yüzde 26-6, Istanbul'da
dolmuş ücretleri yüzde 60, tak-
si ücretleri yüzde 20, otobüs üc-
retleri yüzde 71, vapur ücretleri
yüzde 33.3 oranında arttı.
Telefona zam
PTT Genel Müdürlüğü de şe-
hir içi ve şehirlerarası telefon gö-
rüşme ücretlerini arttırdı. Buna
göre 175 lira olan küçük jeton
200 liraya yükseltildi, orta boy
ve büyük boy jetona ise şimdi-
lik zam yapılmadı. Görüşmeler-
de bir konuşma kontörü 175 li-
raya çıkanldı. Bu daha önce 160
liraydı. Yeni zamla telefon kart-
ları 20'lik 3 bin 400 lira, 30'luk
5 bin lira, 50'lik 8 bin 300 lira
oldu. 6O'hk kart ücreti 10 bin li-
raya, 100'lük 16 bin 600 liraya,
120'lik de 20 bin liraya çıkartü-
dı.
TÜPGAZ İSTANBUL SATIŞ
Ruanlyakası
EsU Vmi *
2 kg'lık kamp tüpû 3100 3600 16.0
12 kg'lık ev tûpü 16700 19100 14 4
45 kg'lık sanayı tûpü 63000 72000 14.3
FÎYATLARI (TL)
AMMM
Eski
2950
16200
61000
taı yıkası
YeıH H
3400 15.3
18600 14.8
70500 15.6
KRİZ PETROL ÜRÜNLERİNE NASIL YANSIDI?
* 2 afustos fTL) 1
Sûper benan 1391
Normal benzin 1248
Motorin 1191
Fuel Oil 524
Tüpgaz 12850
sMmfTl)
2650
2368
1904
748
18600
ArbsH
90.5
89.7
599
42.8
44.8
IstanbııFda soygun furyası
(Baftarafı 1. Sayfada)
ler. Bu arada, tabanca kabzasıy-
la camları kıran ve çalışan 8 ki-
şiyi tartaklayan soyguncular, ka-
sada bulunan 66 milyon Iirayı
alarak dışarıya çıktılar. Görgü
tanıklanndan edinilen bilgiye
gore soyguncular, dışarıda ken-
dilerini bekleyen 2 arkadaşlany-
la birlikte yaya olarak kaçmaya
çalıştılar.
Olayın duyulmasından sonra
operasyonlara başlayan polis,
soyguncuiann Ferahevler Yavuz-
türk mahallesi yönüne kaçtıkla-
nnı belirledi. Güvenlik güçlerin-
ce burada kıstırılan 3 soyguncu
girdikleri çatışma sonucu sılah-
ları ve 2 adet el bombası ile bir-
likte yaralı olarak ele geçirildi-
ler. Çatışma sırasında polis me-
murlarından Mustafa Altın ba-
cağından, Vural Özden ise kası-
ğından ve karmndan yaraiandı.
Yarah soyguncular ile polis me-
murları Haydarpaşa Numune
Hastanesi'nde tedavi altına alın-
dılar. Polis memuru Vural öz-
den'in 2.5 saat süren ameliyatı
sonrasında hayati tehükeyi atlat-
tığı bildirildi.
Bu arada çatışma yerine gi-
derken direksiyon hâkimiyetini
kaybeden ve şarampole yuvarla-
nan 34 A 9170 plakalı ekip oto-
mobilinde bulunan Durmuş
Vergili ve Ali Çetin de çeşitli yer-
lerinden yaraiandı.
Olaydan sonra yarahlann kal-
dırıldığı Haydarpaşa Numune
Hastanesi'ni ziyaret eden İstan-
bul Emniyet Müdürü Hamdi
Ardalı yetkililerden bilgi aldı.
Burada gazetecilerin sorularını
yanıtlayan Ardalı, olayda ele ge-
çirilen silahların balistik incele-
mesinin tamamlandığım bildir-
di. Ardah, Çek Vizor marka si-
lahın 10 ocak günü polis memu-
ru Ali Yaşar'dan gasp edildiğini
ve 10 gün sonra emekli Albay
Rıfat UğuriuUn'm öldürülmesı
olayında kullanıldığım söyledi.
Parabellum marka silahın da 15
ağustosta Çağlayan 50. Yıl Lisesi
mutemedinin soyulması girişi-
minde kuilanıldığuıı belirten Ar-
dalı 7.65 milimetre çaph taban-
canın kullanıldığı bir eyleme ise
rastlanmadığını bildirdi.
Bu arada olayla ilgili soruş-
turmamn sürdüğünü belirten
emniyet yetkilileri soyguncuiann
Üzerinde değişik adlara düzen-
lenmiş ve sahte olduklan sanı-
lan 4 künlik çıktığını açıkladı-
lar. Yetkililer gasp ettikleri 66
milyon lirayla kaçmayı basaran
2 kişiyle, yakalanan 3 soyguncu-
nun Dev-Sol ya da TİKKO ör-
gütlerine mensup olduklannın
sanıldığını belirttiler.
Öte yandan çatışma yerinde
yaralı poüslerin hastaneye götü-
rülmesini görüntülemek isteyen
Hürriyet Gazetesi muhabiri Sü-
leyman Ayaz'ın, polisler tarafın-
dan dövüldüğü ve elinden fotog-
raf makinesinin ahndığı bildiril-
di.
Istanbul'da dün aynca Zeytin-
burnuspor idare binası da soyul-
du. Dün sabah içeride kimsenin
bulunmadığı bir sırada kulüp
binasına giren soyguncular içe-
rideki kasayı kırdılar ve 51 mil-
yon Iirayı alarak kaçtılar. Zeytin-
burnuspor Kulübü yetkilileri ça-
hnan paranm BoJuspor ile oyna-
dıklan karşüaşmanm hasılatı ol-
duğunu bildirdiler.
Sözen,
Baykalcı
başkanlara
hâlâkıı^ın
BERAT GÜNÇIKAN
SHP kurultayı öncesinde Inö-
nü'den yana tavır koyan Büyük-
şehir Belediye Başkanı Nurettin
Sözen'i hizmette beceriksizlik ve
partiye oy kaybettirmekle suçla-
yan belediye başkanlarmın bun-
dan sonra Büyükşehir Belediyesi
ile nasıl bir "uyum" içinde çalı-
şacakları tartışıhyor. Sözen, si-
yasi tercihini kurultay öncesi
açıklayanlara saygı duyduğunu
belirterek "Ahlak, kural ve tü-
zük dışı" davrananlarla insani
ilişkilerini keseceğini yineledi.
Bu tavrını ortaya koyarken
"Belediye hizmetlerini" anlaüm
dışı tutan Sözen, "Yasa ve yö-
netmeliklerin belediye çalışma-
lannda birbirimize yuklediği gö-
revlerin etkilenmesine izin ver-
me>eceğim" diyerek "Anakent
desteği kesilir de hizmetler
aksarsa" kaygısı taşıyanlara ye-
şil ışık yaktı.
Kurultay öncesi Sözen'i hiz-
mette başarısızlıkla suçiayarak,
"SaddanTa benzeten Bakırköy
Belediye Başkanı Yılduım Akru-
na ise "Yanşın bittiğini, şimdi
yapıiması gerekenin genel baş-
kan ve PM ile birlikte kenetlen-
mek olduğuau" söyledi.
Sarıyer Belediye Başkanı İh-
san Yalçın da Sözen'in Baykal-
cı belediye başkanlarına hizme-
ti kesmek gibi bir tututarsızlık
içine gireceğini sanmadığım söy-
ledi. Yalçın, "Öyle bir tutum gö-
rürsek biz de çahşmalarunızı
ona göre ayarlarız" dedi. Kü-
çükçekmece Belediye Başkanı
Ertuğrul Tığlay ise kurultay ön-
cesi ortaya çıkan olayların doğ-
ru olmadığım, subjektif tavırlar-
dan kaynaklandığını savundu.