25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 OCAK 1990 KULTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5 Neyzen Tevfik adına yanşma • Kültür Servisi — Yergi edebiyatı içinde yer alan şiirleri ve bağımsız kişiliğiyle tanman Neyzen Tevfik adına Pendik Belediyesi'nce bir yergi ve taşlama yanşması açılıyor. Bu arada Neyzen Tevfık'in ölümüuün 37. yıldönümünde 4 şubat pazar günü Pendik'teki kabri başında bir anma töreni de düzenlenecek. Aynı gün Pendik Atatürk Külturevi'ndeki panelde Neyzen Tevfik'in yasamı, yapıtları ve kişiliği konuşulacak. Aynı panelde her yıl yinelenecek olan Neyzen Tevfik Yergi ve Taşlama Yarışması Yönetmeliği de acıklanacak. 4 şubat pazar günü Pendik Belediye Başkanı Burhan Köseoğlu Pendik'te Neyzen Tevfik adma bir parkın temel atma törenini de gerçekleştirecek ve parka konulacak Neyzen Tevfik büstü için heykeltıraşlara çağrıda bulunulacak. Eleştirmenlerin en iyi fümleri • PARİS (Cumhuriyet) — 232 üyeli Sinema Eleştirmenliği Fransız Sendikası'nın (Syndicat Francais de la Critique de Cinema) geleneksel ödülleri belli oldu. Yıhn en iyi Fransız filmine verilen "Melies" ödülünü "Bay Hire" (Monsieur Hire) adlı yapttıyla Patrice Leconte alırken, "Aşk Üzerine Kısa Bir Film" ile de Polonyah yönetmen Krzysztof Kieslowski, yıhn en iyi yabancı fılmini değerlendiren "Leon Moussinac" ödülünün sahibi oldu. Sendika üyelerince izlenen bir dizi kısa film içinde yapılan değerlendirme sonucunda da "Novais Teixeira" ödülü iki yapıt arasında paylaştınldı. Böylece Patricia Valex "Eller Arkaya" (Les Mains Au Dos),Cedric Klapisch de "Beni Heyecanlandıran Şey" (Ce Qui Me Meut) adlı çalışmalarıyla ödüllendirilmiş oldular. Ayrıca bir yıhn en iyi sinema kitabına verilen edebiyat ödülü, François Thomas'm Flammarion Yaymevi'nce basdan "Alain Resnais'in Atolyesi" (LAtelier D'Alain Resnais) adlı kitabının oldu. Tatlı Hayat'ın 30, yılı • Kültür Servisi — Çevrildiği yıl İtalya'nın en önemli olaylarından biri sayılan "Tath Hayat" (La Dolce Vita) adlı filmin otuzuncu yılı kutlanıyor. Federico Fellini'nin (sağda) yönettiği filmde başrolleri Marcello Mastroianni (solda) ve Anita Ekberg paylaşmışlardı. "Tatlı Hayat"ın çevrilişinin otuzuncu yılı dolayısıyla, filmin çevrilişi sırasında çekilmiş set fotoğraflanndan oluşan bir kitap da yayımlandı. îsveçli oyuncu Anita Ekberg, ilk kez 196O'ta "Tatlı Hayat"taki rolüyle yıldızlar arasına katılmıştı. Tayfun'un bestesi Berlin'de • Kültür Servisi — Piyanist ve besteci Tayfun'un bestelediği "Ağrı Dağı Efsanesi"nden bir bölüm bale gösterisi olarak Doğu Berlin'deki Volksbühne salonlannda sahnelendi. "Ağrı Dağı Efsanesf'nin uvertür bölümü Komische Oper balet ve balerinleri tarafından sunuldu. İsviçre'de düzenlenen 14. Winterthur Müzik Festivali'ne de davet edilen Tayfun, Türk edebiyatçılarının şiir, hikâye ve roman bölümleri üzerine bestelediği eserlerini "Ateşin Süvarileri" adıyla sundu. Yaşar KemaJ, AdaJet Ağaoğlu, Nâzım Hikmet, İsmail Uyaroğlu gibi yazar ve şairlerin yapıtlarından parçalar alan Tayfun'un, Attila İlhan'ın "Mahur" adlı çalışması üzerine bestelediği parçalannı ise Berlinli oyuncu A.Claassen okudu. Anburnu Şiir Odtilü • Kültür Servisi — Geçen yıl yitirdiğimiz şair ve sinemacı Orhan Murat Arıburnu adına sanatını ve sanatçı kişiliğini yaşatmak için her yıl düzenJenmek üzere bir şiir ödülü konuldu. Seçici kurulunda Oktay Akbal, Kemal Özer, Hilmi Yavuz, Sabahattin Batur ve Hüseyin Alemdar'ın yer aldığı yanşmaya 1 Ocak 1989-31 Mart 1990 tarihleri arasında yayımlanmış şiir kitaplan, yayımlanmış tek şiir ya da yayımlanmamış en az üç şiirle katıhm gerçekleşebilecek. Odule aday olacak şairler en geç 5 Nisan 1990 tarihine kadar şairin adı, açık adresi ve kısa yaşamoykusüyle birlikte 6 adet kitap ya da 6 kopya şiirle Ahududu Sok. No: 27/3 Beyoğlu adresine başvurabilecekler. 100 bin lira para ödülünün sunulacağı Anburnu Şiir Ödülu'nü kazanan yapıt, Orhan Murat Anburnu'nun ölüm yıldönümü olan 10 nisan gunü acıklanacak. Kültür Tlyatrosu çocuk oyunu • Kültür Servisi — Kocaeli Kültür Tiyatrosu 17 kadın oyuncunun rol aldığı Muharrem Buhara'nın "Bir Elin Nesi Var îki Elin Sesi Var" adlı müzikli çocuk oyununu Izmit Sabancı Kültür Merkezi'nde sahneliyor. Kocaeli İl Kültür Müdurlüğü bünyesinde çalışmalaruıı sürdüren topluluğun bu oyununu Tülin Şenöz yönetti. Kocaeli Kültür Tiyatrosu, 7 bin kişinin izlediği bu oyunun ardından 15 şubattan itibaren F. Arnold-E. Bach'ın yazdığı "Yumurcak" adlı komediyi sunmaya başlayacak. Kültür Tiyatrosu'nun amacının oyuncu yetiştirmek ve seyirci sayısıru arttırmak olduğunu belirten sanat yönetmeni Tülin Şenöz, il merkezinde sergilenen oyunların ilçe ve köy turnelerinin düzenli olarak gerçekleştirildiğini de söyledi. Istikiai Caa No 140 Tel 151 18 65 56 PAZAR TESI 5 Şubat 1990 Pazartesi 21.00 GİÂHDOÖARKEH KONSERLERİ i DÜNY4SINDA İNCELEME/ARAŞTIRMA Yöneten: ŞAHÎN ALPAY ^Tarihçi biraz da yolcu gîbidîr 9 Akdeniz ve Akdeniz DMnyası / Fernand Braudel, celiyor. "Gerçegi söylemek gere- Çev. Mehmet Ali Kılıçbay, l. cilt, Eren Yayıncılık, 1989. SALİH ÖZBARAN "Hayalın ceşitli yeteneklerle donarbğı adamlardan biri gibiy- di. Ama gerçek bunun tamameo tersidir. Hayala aralıksız kendi- sinden bir şeyler veren, irade gü- cii, zekası ve özellikle de tutkusu ile hayatı zenginleştiren Fernand BraudeTdi. 'Akdeniz'in o unutııl- maz ilk satırlannda bu tutkudan soz eder. Braudel'in eserierini oluşturan eli açıklığı ve inanılmaz bilgi ve yazı hazinesiıu anlamamı- za yardım eden de bu tutkudur." 28 Kasım 1985 tarihinde, 83 ya- şında ölen Fransız larihçi Femaod Brandel'tn ardından böyle yaz- mıştı Annales Dergisi; büyuk us- tasını bu salırlarla uğurlamıştı (Sayı 41/1, 1986), Onu le roi Bra- udel olarak gören gazete ve der- gilerden bazıları da "eger tarih- çilere de Nobel Ödülü veriJseydi, ilk adav Braudel olurdu" demiş- lerdi. Ölumü Fransız haber bül- tenlerinde ilk sırada verilmişti. "Ülkemizde kitap satın aima ve dola>ısıyla okuma eğiliminin azal- dığı bu yıllarda her şeye rağmen bu alıskanlığını sürdüren vefakâr kitapsever ve okuriara, F.Brau- del'in "Akdeniz'"ini kazandınna- nın övuncunu taşıyonız" diyor Muhittin Salih Eren, unlü tarih- çinin kitabmı Turkçe yayımlar- Jsen. "İnsanlık ailesinin 1985 ka- sımında kajbeltiği, XX. yüzyılın en büyuk tarihçilerinden biri olan Fernand Braudel'in baş eseri Ak- deniz'i Türk okuyucusuna sunnıa ve tamştırma görevi bana düştü- ğu için gurur ve mutluluğumu ifa- deden aciz kalmaktayım" diye ya- zıyor Mehmet Ali Kılıçbay, böy- le seçkin bir tarih başyapıtını Türkçeye aktarraanın mutlûluğu içinde. Çeviriyi yapan ve yayım- layanlar ne denli sevinseler, gu- rurlansalar haklıdırlar. llkin 1949yılındayayımlanan, sonradan 1966 yılında genişletile- rek iki cilt halinde basılan, birçok dile çevrilen bu dev eser şimdi de Kılıçbay'm cesareti ile birinci cil- diyle Türkçeye ulaşıyor. Brau- del'in Osmanlı lmparatorluğu'na ilişkin bilgilerinin pek çoğunun kaynağı olan Ömer Lütfi Bar- kan'ın Akdeniz'i 1951 yılında Türk okuyucuya tamtmasından bu yana tarihcilerimiz bu çalışma- nın Türkçesini beklediler. Brau- del'in ele avuca sığmayan dilini sökebüenler ondan yararlandılar, başkalarının yararlanmalarına yardımcı oldular. Onun uzun za- man dilimlerini simgeleyen long duree'sini kendi konulannda uy- gulamayı denediler: 16. yüzyılda, özellikle Osmanlı lmparatorluğu'nda belirlediğı nü- fus artışındarı esinlendiler; ticaret yolları üzerindeki gelişmeleri ya- kalamaya çalışan benim gibiler de onun Akdeniz-Hint Okyanusu bağlantısını ne kadar guzel kur- duğuna tanık oldular. Birçok üni- versite kendisini fahri doktorlukla odullendirdi. Amerika Bırleşik Devletleri'nde onun adıyla bir ta- rih araştırmaları merkezi kumldu; Immanuel Wallerstein tarafından yönetüen Revievv Dergisi'ni çıkar- maya başladı. Çok yuceJtilmiş, pek az eleştirilrniş Braudel. Turk tarihçiiere pek yabancı değildi. Ama şimdi, ilk cildiyle Akdeniz ellerinin altında. Braudel, Önsdz'unde şunları yazıyor: "Arşivden arşive, bu çe- şitli ve hareketli hayal karşısında gözleriiD kapaiı olarak açıklavıcı belgelerin izini nasıl surebilirdirn? Bu kadar çok beslejici faali>et karşısında nasıl olur da ekonomik ve toplumsal tarihe »önelmezdirn? Ödevlerinin ve olanaklarının bi- lincinde olan bu tarih... yerine go- re bazen adil, bazen de gayri adii bir şekilde eski biçimleri parçala- mak istiyordu." O, surekli ıhmale uğramış, sadece giris bolümlerin- de soz edilen coğrafyanın gerçek işlevini gösteriyor, insanlık tarihi- ne nasıl katkıda buiunabileceğini belirtiyor. Sectiğİ konu 16. yüzyıl- da Akdeniz, bilınen sınırlarını sık sık aşıyor; Atlantik'e, sahraya, Alplerin ölesine, Uzakdoğu'ya ta- şıyor; coğrafyayı, sosyolojiyi, ik- tisat bilimini ardından sürüklü- yor. "Akmakta vedeğişmekte >a- vaş", "surekli olarak yenilenen devrelerden meydana gelen" ta- rih, bireysel tarihin yanında yü- kirse" diyor ve ekliyor "taribçi bi- raz da yolcu gibidir. O, günün güçlükJerinin geliştiği tiyatronun dekoru olan ov.'da duraklamak- tadır: o da yakın ve yüksek dag- lara tırmanmaya oevesli göriin- memektedir. KenUeri ve arsivle- rini asla terk etmemiş tarihçiler- den çogu, bunları kejfeltiginde şaşıracaktır." Tanhi günluk ya- şama indiren, seçkinlerin tekelin- den kunaran Braudel (burada el- bette Annales okulunun öncüleri- nin ve tnateryalist tarihçilerin kat- kılarını unutmuyorum) için tek bir tarih yoktur. Görüş açıları vardır, yontemler vardır ve ileri- de değişik görüş açıları, farklı >ontemler oluşacaktır. Akdeniz'i Türkçeye çeviren Mehmet Ali Kıhçbay'ın çeviri sı- rasında çektiği pek çok sıkıntı ol- muştur herhalde. Böylesi engin bir eseri tercüme etmek çok zor bir iş olsa gerek. Hemen her say- fada geçen Itaiyancadan, fspan- yolcadan veya Portekizceden ya- pılmış iktibas, Braudel'in Fransız- ca eserini suslüyor şüphesiz; ama Türk okuyucu onlarla nasıl bü- tunleşecek! En tout cas karşılığı olarak verilen, birkaç sayfada bir karşımıza çıkan her hai-ü kârda neden bu biçimde algılanmış; ikâ- met niçin sıkça şapkasıyla ikâmel biçimiyle karşımıza çıkıyor? Ba- harat ticaretiyle ilgili birçok say- fanın atlanması sadece talihsizlik. Şimdilik gözlerimiz yollarda ikin- cı cildi bekliyor. • Prof. Dr. Salih özbaran, Dokuz Eylul Üniversııesı öğretım uyesıdir VENEDtK KALYONU — Alessandro Contarini'nin Padova'daki Saint-Antoine Baziükası'nda buiunan kabrinin alçak kabaıtması, Ve- nedik kalyonu, Fernand Braudel'in Mehmet Ali Kıhçbay'ın çeviri- siyle vayımianan "Akdeniz ve Akdeniz Dünyası" kitasında yer alan illüstrasyon, belge ve kabartma fotoğraflanndan biri. Sıkıyönetînılerde hukukSivaset ve Asker (Cumhuriyet Döneminde Sıkıyönetim Uygulamaları) / Zafer Üskül, AFA Yayınlan, Istanbul, 1989. Üskül'ün araştırmasında, yalnızca sıkıyönetim uygulamaJan çerçevesindeki hukuksuzluk dile getirilmiş olmuyor. Yanı sıra, genel olarak Türk toplumunun hukuk karşısındaki gevşek tavrı da vurgulanıyor. Sanırım bu bağlamda cumhuriyetçüiğimizin çok köklü diyebileceğim sıkıntılan vardır. CEMİL OKTAY Cumhuriyet döneminin yüzde 4O'ı, ülkenin tamamında ya da bir kısrmnda sıkıynöetim al- tında geçmiş. Ayrıntılarına inmeden çoktan- dır bildiğimiz bu şerçeği, Siyaset ve Asker adlı kitabında Zafer Üskül soyluyor. Zafer Üskül, kitabını okuyuncaya kadar pek farkında ol- madığımız bir şey daha söyiuyor; o da şu: Ken- disini korumak amacıyla bu denli sık kulla- nılan sıkıyönetimler sonunda, cumhuriyet, cumhuriyet olmaktan çıkmış. Bimcisini "ney- se!" deyip geçelim, ama ikinci bulgunun aJ- tını özenJe çizelim. Zira bu bulgu, siyasal var- lığımızın ve bilincimizın affedilmez bir inti- har teşebusüne dikkatlerimizi çekıyor. Bilindiği gibi, cumhuriyet yöneümi tanım gereği hukuk devletini gerektirir. Hukukla sı- mrlıhk cumhuriyet rejiminin belirgin vasıfla- nndan biridir. Oysa Türkiye Cumhuriyeıi ta- rihinde, baslangıçtan günümüze doğru geldik- çe, sıkıyönetim uygulamaları giderek hukuk sımrlarını daha fazla zorluyor. Başka bir de- yişle, cumhuriyet kendisini sıkıntıda gördü- ğü her seferde hukukundan taviz veriyor, do- layısıyla cumhuriyetçi niteliklerinden uzakla- şıyor. Profesör Üskül bu bulguyu ortaya koyar- ken giriştiği tahlillerde zengin bir malzeme yı- ğınını kullanmış. Itiraf edelim; bu oldukça zahmetli bir iştir. Kitabı 1923-1987 arasında- ki bütün sıkıyönetim uygulamalannı kapsı- yor. Bakanlar Kurulu Kararnameleri, Meclis Kararlan, Sıkıyönetim Görüşmelerine tlişkin Meclis Zabıtları, Sıkıyönetim Komutanhkla- nnın Bildirileri ve donem gazetelerinin haber ve yorumlan tarandığında ortaya çıkan ger- çek, yukanda da belirtildiği gibi, hukuk dışı- na çıkma eğilimlerinin giderek yoğunlaşması oluyor. Bence.Üskül'ün araştırmasında, yalnızca sı- kıyönetim uygulamaları çerçevesinde hukuk- suzluk dile getirilmiş olmuyor. Yanı sıra, ge- nel olarak Türk toplumunun hukuk karşısın- daki gevşek tavrı da vurgulanıyor. Sanırım bu bağlamda cumhuriyetçiliğimizin çok köklü di- yebileceğim sıkıntılan vardır. Okuyucu, "Siyaset ve Asker" araştırma- sında, tablolar halinde dökümü yapılmış çok somut bilgilere de nüfuz etme olanağı bulmak- tadır. Askerin yönetim anlayışı, yurttaşlarm askeri yönetimden beklentileri konulannda önemli bazı ipuçlannı elde edebiliyonız. Yazar, ele aldığı konunun yeterince ince- lenmemiş olmasından yakınmaktadır. Haklı olduğunu düşünüyorum. Asker ve siyaset iliş- kileri konusunda, Türk düşünce hayatmda bi- raz ucuz genellemelerle yetindiğimiz, fazla in- celeme zahmetine katlanmadığımız doğrudur. Bu bakımdan son yıllardaki oteki dıkkate de- ğer yaymlar yanında Üskül'ün ortaya koydu- ğu çalışmanın yeni yeni arastırmalarla geliş- tirilmesi ihtiyacı önümüzdeki yıllarda kendi- ni daha çok duyuracaktır. • Prof. Dr Cemil Okıay. t.O. Siyasal Bügiter Fakülıesi öğıtfim üyesıdır. Bılrller Gıse ve YAPIM & ORGANIZASYON KISA KISA DEVRİM ÇAĞI / 1789 - 1848 / Erici Hobsbav/m, Çev. Jülide Ergüder - Alaaddin Şenel, V Yayınlan, Aralık 1989, 656 s. Unlü lngiliz Marksist tarihçi Eric J. Hobsbatvm'ın The Age of Revolution 1789-1848 (1962) ad- lı eseri dilimize çevrildi. İngiltere'- de sanayi devrimi ile Fransa'da si- yasal devrimin Avrupa toplumları ve öteki ülkeler üzerindeki etkile- rini inceleyen kitabının onsözıin- de Nobsbavvm, "Kitaptaki bakış açısmın öncelikle Avrupah ya da daha doğrusu Fransa - Britanya ağırlıklı olmasımn nedeni, bu dö- nemde dünyanm ya da büyükçe bir parçasının Avrupa, özellikle Fransa - Britanya kaynaklı bir dö- nüşüme uğramasıdır" diyor. DEMOKRASİ VE "DEMOKRASf" / Muzaffer İlhan Erdost, Onur Yayınlan, Eylül 1989, 143 s. Muzaffer îlhan Erdost demok- rasi ve demokratikleşme üzerine yazı ve konuşmalanndan oluşan yeni kitabını şöyle sunuyor: "De- mokrasinin ikili yönünün vurgu- landığı bu kitapçıkta, egemen sı- nıf ve katmanlann daha çok zen- ginleşmesiyle birlikte, daha da öz- gürleştikleri, yani onlar için de- mokrasinin daha da genişlediği; buna karşılık, emekçi sınıf ve kat- manlann özgürlüklerinden yok- sunlaştırıldıklan, yani onlar için demokrasi daraldığı ölçüde, daha çok yoksullaştıklan, verilerle ve toplumsal olgularla açıklanır." İNSAN HAKLARI / Anıl Çeçen, Selvi Yayınlan, Ocak 1990, 257 s. Dr. Anıl Çeçen'in kaleme aldı- ğı kitap, çeşitli boyutlarıyla insan hakları konusunu işliyor. Çeçen kitabını sunarken, "insan hakla- rı sorunu elinizdeki yapıtta hu- kuksal metinlerin dışında ve uze- rinde ele alınmış ve daha çok du- şünsel, siyasal ve toplumsal bo- yutlan ile incelenmiştir" diyor. KAPİTALlST DEVLET / Ralph Miliband, Çev. Ostnan Akınhay, Belge Yayınlan, Aralık 1989, 164 s. Batı Marksizminin önde gelen adlarından biri olan İngıliz top- lumbilimci Ralph Milıband'ın Class Power and Slate Povver (Sı- nıf Erki ve Devlet Erki, 1983) adlı kitabmın birinci bolumunde top- lanan, devlet üzerine makaleleri Türkçeye çevrildi. TÜRKİYE'DE KAMU İKTİSADİ TESEBBÜSLERİ (KİT) TÜRKİYE'DE KAMU İKTİSADİ TESEBBÜSLERİ / Yakup Kepenek, Gerçek Yayınevi, Ocak 1990, 191 s. Gerçek Yayınevi'nin 100 Sonı- da dizisinin yeni kitabı, Prof. Dr. Yakup Kepenek'in gelişimi, so- runlan \e özelleştirilmeleriyle Turkıye'de Kamu İktisadi Teşeb- büsleri. Kepenek, kitabını sunar- ken, şunlan yazıyor: "Bilinmeyen konularda kamuoyunu yanıltmak kolay oluyor. Yanlış görüşler, ka- nılar ve yargılar kendi kendini besleyen bir nitelik kazanıyor. KİT konusunda Türkiye yıllardır bu ilkelliği yaşıyor. Çalışma, çok sınırh da olsa bu sis perdesini ara- lamayı amaçlıyor. KİT ile ilgili so- ruların bir bölümüne yanıt anyor; nesnel verilerle açıklık getirmek ıstiyor." JAGUAR GÜLÜŞÜ / Salman Rushdie, Çev. Kamil Durand, Pencere Yayınlan, Kasım 1989, Şeytan Ayederi adlı son kitabın- da îslamiyeti aşağıladığı gerekçe- siyle büyuk tepkilere yol açan ve uluslararası bir krize yol açan Sal- man Rushdie, İngilizce ash 1987 yılında yayımlanan bu kitabında, 1986'da Nikaragua'ya yaptığı bir gezinin izlenimlerini kendine özgü üslubu ile anlatıvor SOSYAL DEMOKRASİDE EKONOMİ Y\RIMN RAÜ>O VE TELEVİZYON D Ü Z F S İ # I L A D TÜRKİYE'DE KAPİTALİZMİN GELİŞMESİ VE SOSYAL SINIFLAR / Ali Gevgilili, Bağlam Yayınlan, Kasım 1989, 118 s. Ali Gevgilili, birinci basımı f.Ü. tarafından yayımlanan Sosyal Si- yaset Konferansları'nın 24. kita- bında yer alan incelemesinin göz- den geçirilmiş şeklini ayrı bir ki- tap olarak yayımladı. Gevgilili, kitabında, "Cumhuriyet Turkiye- si, çağdaş bir yapıya ulaşabilmek amacıyla hangi aşamalardan ge- çerek neler yapmıştır? 2000'li yıl- lar gundeme ne gibi gelişme ola- sılıklan su'nmaktadır?" gibi soru- ları tartışıyor. POLİTİKALARI / TÜSES Yayını, İstanbul 1989, 239 s. TÜSES'in 11-13 Eylül 1989'da İstanbul'da düzenlediği, "Sosyal Demokraside Ekonomi Politikalan" konulu uluslararası konferansa sunulan bildiriler bir kitapta toplandı. Vakıf Yönetiın Kurulu Başkanı Korel Göymen'- in önsözuyle sunulan kitapta yerli ve yabancı uzmanlann katkıları- nın tam metinleri yanında, kon- feranstaki tartışmalara da yer ve- riliyor. TÜSES'in bir başka yayı- nı, Fehmi Kaya tarafından hazır- lanan Avrupa Sosyal Demokrat Partilerinin Parti Programlan başlıklı inceleme. YARININ RADYO VE TV DÜZENİ / Hıfzı Topuz ve diğerteri, TÜSES ve İLAD Ortak Yayını, İstanbul 1989, 191 s. Hıfzı Topuz, Manmut TaJi Ön- gören, Aysel Aziz ve Mesut Onen'in katkılarından oluşan il- ginç kitap, yayjncıhğın dünyada- ki gelişme eğilimlerini, Türkiye'- de radyo ve televizyon politikala- rını inceledikten sonra "Özgür, özerk ve çoğulcu bir alternatif'M tartışıyor. Kitapta, "ilk hedef özerk bir TRT ve bağımsız bir Ulusal Radyo ve Televizyon Ku- rulu olmalıdır" sonucuna va- rılıyor. 1923 AMELE BİRLİĞ1/ Mete Tunçay, BDS Yayınlan, Ekim 1989, 160 s. Prof. Dr. Mete Tunçay'ın son kitabı, CumKuriyet'in ilan edildiği 1923 yılında bir sendika federas- yonu kurma girişimini konu alı- yor. Tunçay, çalışmasını sunarken şöyle yaayor: "İşim bit- tikten sonra, üstelik başansız kal- mış böyle bir girişimin öyküsü için bu kadar uğrasmaya değer miy- di, diye düşünüyorum. Galiba de- ğerdi, daha doğrusu değdi. Çünkü burada bulacağınız bılgi- ler, sendikacıhğın ötesinde, dolay- lı olarak 1923'un genel siyasal yaşamını da gösteriyor." YURTDIŞINDAN Çagdaş Türkiye'de din alve degişme Prof. Dr. Şerif Mardin'ın uzun bir suredır uzerinde çalışmakta olduğu araştırması İngilizce olarak ABD'de New Ybrk Eyalet Üniversitesi tarafından >akınlarda yayımlandı. Tam adı Religion and Social Change in Modern Turkey: The Case of Bediuzzaman Said Nursi (SUNY Press, New York, 1989) olan kitabında Mardin, Türk Islam düşünüru Said Nursi'nin (1876-1960) hayatı ve düşünceleri temelinde Turkiye'de din \e toplumsal değişme konusunu inceliyor. Mardin, kitabını sunarken şunlan söylüyor: "Bu kitap, gunumuz Turkiyesi'nde din ile toplumun nasıl iç içe geçtiğinin anlaşılması jönünde bir denemedir. Bediuzzaman Said Nursi'nin taraftarları üzerindeki etkisi, bu tür bir CUMHURİYET KİTAP EDEBIVJIT Kod Krtabın Adı 007.462 Kıp Kardeşler 007.463 Cehennemde Bir Mevsım 007.464 Casus Avcısı 062.041 Gec de Olsa 142.044 Merhaba Erkekler 297.023 Söylen Sıırlerı EDEBİYAT DIŞI Ksd Kitabın Adı 032 092 Felsefe Dergısı 89M 052 038 100 Soruda Turkıye'de KİT 127 061 Konuşaniar Konuşulanlar 133 026 Zen ve Savas Sanatları 142 045 Bır Eğıtım Mucızesı 152 497 Polıtıkabesk (Fıkralarla Ltderler) KULÜBÜ'NDE YENİ KİTAPLAR Yazar/Çevirmen: Jules Veme/Nıhal Önol Jack Higgins/H.Karabulut Peter VVright/Gönül Suveren Kemal Ateş Rüya Eser Hilmı Yavuz Yazar/Çevirmen — Yakup Kepenek Yuksel Sengül Joe Hyams/Cem Şen A.S.Neill/G D Nalbantoğlu Can Ozan Yayınevi Altın Altın Altın Hatiboğlu Yaprak Arba Yayınevi De Gerçek YA-PA Yol Yaprak Bılgi Tûr Çocuk Roman Anı Roman Roportaj Şiir Tir Dergi İnceleme Röportaj İnceleme İnceleme Fıkra Ryat 7 7 0 0 - 13.800 - 11 5 0 0 - 7 . 0 0 0 - 8 . 5 0 0 - 4.000.- Ryat 5 . 0 0 0 - 8 . 0 0 0 - 8 . 0 0 0 - 5.000- 15.750- 5.500.- ııaue tarzının tasviri ve din ile toplumsal ilişkilerin birbirine geçmesinin dinamik yönünü yansıtan töpfumsal süreçlerin çözümlenmesi açısından elverişli bir çıkış noktası oluşturmaktadır." Türkiye: İki dönya arasındaki iilke Merkezi Bonn'da buiunan Türkiye Araştırmaları Merkezi, Federal Almanya'nın 1971-77 tarihleri arasında Ankara Buyukelçiliğini yapan Gustav • Adolf Sonnenhol'un kitabını yayımladı. 1988'de ölen Sonnenhol'un Die Tbrkei: Land zwischen zwei Welten başhğını taşıyan kitabında, Turkiye'nin ekonomik durumu \e Avrupa ile ilişkilerini inceleyen çeşitli makaleleri yer alıyor. Türkiye Araştırmaları Merkezi'nin yazışma adresi: Ahrstrasse 45, 8300 Bonn 2, F.AImanya Onaran'ın resitali • Küllür Servisi — Piyanist Hüsnu Onaran bugün saat 18.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nde bir resital verecek. Sanatçı Mozart'ın K. 570 numaralı sonatını, Schumann'ın Op. 13 senfonik etüdlerini ve Schubert'in D. 960 numaralı sonatını yorumlayacak. Onaran aynı programı 2 Şubat 1990 cuma günü saat 18.30'da İTÜ Maçka Maden Fakültesi Konser Salonu'nda tekrarlayacak. İstanbul doğumlu sanatçı Boston Konservatuvan'nda Katja Andy'nin sınıfından "Summa cum lande" diye isimlendirilen en ust derece ile mezun oldu. Onaran daha sonra Fransa'da Aline van Barentzen ve Jeanne - Marie Darre'nin, Avusturya'da Kurt Neumülîer ve Carlo Zecchi'nin öğrencisi oldu. Geleneksel resitn • Kültür Servisi — Galeri BM'de bugün "Geleneksel Resim" başlıklı bir sergi açılıyor. 25 şubata kadar görülebilecek sergide Vecih Bereketoğlu, Ibrahim Çalü, Namık İsmail, Haci Kalmıkoğlu, Avni Lifij, Mihri Müşfik ve Nazmi Ziya'nın yapıtları yer alıyor. laşar Serin sergisı • Kültür Servisi — Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü Resim Birim Başkanı Yaşar Serin, Sıvas Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdurlüğü sergi salonunda bir sergi açtı. Halen fahri olarak kurs çalışmalannı yürüten Serin bugüne kadar birçok karma sergiye katıldı. Sergi 5 şubat tarihine kadar pazar günü hariç her gün görülebilecek. İstanbul Video Günleri • Kültür Servisi — TÜYAP tarafından düzenlenen 1. Müzik, Televizyon, Fotoğraf ve Sinema Fuarı 26-30 ocak tarihkri arasında Etap Oteli Tüyap Ticaret Merkezi'nde yer alacak. Bu arada 1. İstanbul Uluslararası Video Günleri'nde de video ve ** video filmciliği tanıtılacak. John Hurt evlendi • LONDRA (AA) — İngiliz aktör John Hurt iki yıldır beraber olduğu Amerikalı kız arkadaşı ile evlendi. Amerika doğumlu Jo Dalton ile üçüncü evüliğini yapan 50 yaşındaki Hurt, "Fil Adam", "1984", "Geceyarısı Ekspresi" ve "Cennetin Kapısı" gibi filmlerde rol almıştı. Hurt, 30 yaşındaki yeni eşi Dalton ile iki yıl önce "Skandal" niminin setinde tanışmıştı. Dalton o zaman yapımcı yardımcılığı görevinde bulunuyordu. Jo ve John Hurt çifti yakında ilk çocuklarım bekliyorlar. UGUN • Preklasik konser İstanbul Belediyesi Karikatür ve Mizah Müzesi'nde saat 18.00'de Preklasik Oda Orkestrası konseri dinlenebilir. • Mehmed Kemal'in söyleşisi Atatürk Kitaplığı'nda saat 16.30'da Mehmed Kemal'in şiir söyleşisi yer alıyor. • 'Caz' üzerine Erol Pekcan'ın cazın gelişimini ana hatlanyla özetleyen söyleşisi saat 19.00'da Pera Sanatevi'nde sunuluyor. • Tekeli'den Yapı' Yapı Endüstri Merkezi'nde saat 17.30'da Doğan Tekeli "Yapı" anlaşıyını anlatacak. • BİLSAK'ta saat 19.00'da düzenlenen "Edebiyat, Tarih, Zaman" konulu semineri Enis Batur yönetiyor. Seminere . konuşmacı olarak Ahmet Oktay katıhyor. BİLSAK'TA BUGÜN 25 Ocak Perşembe: 19.00 SANAT ESERİNİN OBJEKTİF ANLAMI: Taksi Şoförii: Erol COŞKUNER. 19.00 SEMİNER: Edebiyat, Tanh, Zaman. Yön: Enis BATUR GORSEL SANAT ATÖLYELERİ Mehmet GÜLERYÜZ'le Resim Çahşmalan. Perşembe-Cuma 10 00-01.00 arası CAFE- FOYER-BAR BİLSAK Herkese Açıktır. BİLSAK Sıraselviler, Soğancı 5k. N: 7 CİHANGİR 143 28 79-143 28 99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle