27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 Nisan 1937 3 • 3 FAYDAU BTLGÎLER HiKAY İKI KIZ KARDES.. ( Çiftçi, elinde orak Savuruyor dört yana!... Irmak ta epeyce berrak Sulardan kana kana!... Tarlayı seyrediniz: Ekin sarı bir deniz!.. Çiftçi derdsiz, kedersiz Yaşar.. Ne mutlu cana!.. * Buğday yığılı durur, Çiftçinin teri kurar!.. Yaylada at koşturur, Katar tozu dumana!... Baharda bayram eder, Yazın stirtiyü güder!.. Odun kesmeğe gider Kış mevsimi ormana!... Derler ki: Kadın, erkek Çiftçi tarlada gerek!.. Onlar toprak sürerek Hizmet eder vatana!... Çocuk!... Doldur keseni, Çiftçi ol, dinle beni: Toprağın verdiğini Hiç kimte vermez sana!... N. R. Gaza mabedi Tunustaki «Seydiebusaid» kasabası şirin ve güzel bir yerdir. Eski Kartaca harabelerinin üstüne bina edilmiş olan evleri baştanbaşa hep beyaz renktedır. Bu evlerin dört tarafı hep bahçe ile çevrilmiştir. Şehir, ileride açıklardan gelen vapurlara, gemilere yol göstermek vazifesini gören büyük fenere kadar hep bu tarzda uzanıp gider. Sydiebusad'in ana caddesi oldukça geniş, fakat yokuşludur. İki tarafında müslüman zenginlerin mermer basamaklı mükellef kâşaneleri var dır. Bu kâşanelerden birinde Ahmed Nâsuti oturmaktadır. Ahmed, vaktıle Tunusun en büyük koku ticarethanesinin sahibi iken ıhriyarlığı dolayısile fabrikasını başkasına devrederek işten çekilmiş, kansı ve kızı Zeyneble birlikte sakin bir hayat sürmeğe başlamıştır. Zeyneb, henüz on üç yaşında bir kızcağızdır. Dadısıle birlikte mektebe gidip gelir, hemen he men başka hiçbir yere cıkmaz. Bo§ va Kardeşim, dedı. Halimize bakıp bizi hor görme, vaktıle biz de zengindık. Fakat büyük babam annemi miraslan mahrum etmiş. Kaç defa kendisinin ağ zını aradım, bu işin ashnı bir türlü an latmadı. Zeyneb genc kızın anlattığı hikâye den çok müteessir oldu ve ismini sordu. Muhatabı: Nebihe! Cevabını verince: A., dedi, annemin isminin ayn;!.. Hıç olmazsa bu yüzden berü u nutmazsınız! Hayır, sizi kat'iyyen unutmıyacağım ve bunu sizi sık sık ziyaret etmekîe isbat edeceğim. Zeyneb genc kızın yanından çıkarken kapıda annesine tesadüf etti ve kadının kendisini büyük bir şefkatle ve gözleri yaşla dolu bir halde öpmesine hayret ettı. Eve dönünce bütün macerayı baştan aşağı annesine hikâye etti. Bayan Nebıhe sağ elinin işaret parmağını dudaklann'n üstüne götürdü: Ben sana, dedi, bu kadmla kızının esrarmı ancak herkes yattıktan sonra anlatabilirim! * * * Zeyneb ortalıktan ses sada çekildikten sonra annesinın yatağının dıbine koştu. Onun masala benzer hıkâyesini merak ve heyecanla dinlemeğe koyuldu. Kadın: Yavrucuğum, dedi, ben sana bir teyzen olduğundan hiç bahsetmedım, değıl mi? Çünkü bahse lüzum görmedım. Evet vaktile biz, iki kız kardeştik. Ötek' benden daha küçüktü. Lâkin daha evvcl evlenmişti. Herkes nedense beni daha fazla seviyorlardı. Nihayet benim de biı talıbim zuhur etti. Nişanlandım. Derken ortaya hiç yoktan bir mesele çıktı. Guya ben müstakbel kocama, babamın bütün servetini bana bırakıp kızkardeşimi mi rastan mahrum etmesi için lâzungelen tertibatı aldığıma dair bir mektub yazmı şım. Zavallı babam buna inandı. Mek tubda yazılanın aksini yaptı. Yani bütün servetini kardeşime bırakan ve beni mırastan mahrum eden bir vasiyetname tanzim etti. Ben de evi terkettim. Nışanlım masum olduğuma kail olduğu için beni gene aldı ve işi ileri gittiği için zengin olduk. Bir gün baktım ki, babam beni çağır tıyor.. Biçare ihtiyarlamış ve hastalan mış. Kızım, dedi. Masumiyetini isbat edecek delilleri ancak bugün ele geçirebildim. Meğer o mektubu, seni gözden düşürmek için küçük kardeşin yazmış Ben de ölmezden evvel cezasını vermek ten geri kalmadım. Kendısini reddettım. Babam öldü, kızkardeşım kocası ve çocuğile beraber ortadan kayboldu. Fakat para için böyle münasebetsiz bir hareket yapmış olmasına rağmen onun busbütün fena bir kadın olduğunu zannet miyordum. Nitekim uzaktan uzağa ku lağıma çalınan haberler, dul kalmış olan biçarenin daıma benım hakkımda iyi düsünceler besledığini gösteriyordu. Şimdı anlaşılıyor ki ihtiyar hizmetçi yüzünden tanıstığın kadmla kız, kardeşimle evlâ dından başkası değıldir. Onları yanımıza alıp birlikte mes'udane yaşamamız için elimden gelen her şeyi yapacağım! * * * Bayan Nebihenin yaptığı teşebbüs mu\affakiyetle neticelendi. Ahmed Nâsuti aılesinin kâşanesi yeni iki aile uzvıle bir kat daha şenlendi ve bu ışe, kendine Nebihe gıbi ıyi bir arkadaş bulmuş ol ması dolayısile en ziyade Zeyneb se vındi. îngilız tarih antıkacılık âlımler Gaza isminde bı mabed bulmuşla ve bunun 6 bin sene evvel inşa edilmiş olduğu cıhetle dünyanm en eski mabedi olduğunu söylemişlerdir. Bu mabedin duvarlarında henüz msanıyetın anahtarını bulamamış olduğu bir dılde birçok yazılar vardır. Fakat mademki yazılan okuyamamışlar, mabedın 60 asırlık olduğunu nereden anlamışlar? Zaten iddianın esası da bozuk. Altı bin senelik te olsa dünyanm en eski mabedi sayılmaz ki... Ondan evvel yapılmış nice Türk mabedleri var!.. Alman köylü kadınları Berlinli meşhur bir ıstatıstikçi bir Alman köylü kadının yapmakta ol duğu işleri hesab etmiştır. Meselâ, otuz yaşma gelmiş bir köylü kadının 23,421 ekmek pişirdiğini, 23 çorab ördü meraklı Köprüyü çaldılar! Avustralya adasında Melbourn şehri yakınındaki Kalabarra kasabası cıvarında çelık bir köprü vardır. Geçenlerde bır gece amele kıyafetinde birçok in sanlar köprünün başına üşüşmüşler ve Küçük Shirley Templ çok sevdiği köpeğile birlikte Bilmeceyi çözenler ğünü, 711 parça elbise dıktığini meydana çıkarmıştır. Bu kadın vasatî olarak 1867 domuz, 3000 tavuk beslemekte, bunlara 143,609 defa yem vermektedır. Dığer taraftan ayni kadın çiftlikte yetişen mallardan satılacakları pazara sevketmek için de 9670 saat sarfetmektedir. Acaba diğer memleketlerin koylu kadınları ne yapıyorlar? îngilterenin kırdıgı rökor Büyük Britanyanın resmî posta mecmuasının neşrettıği bir rapora göre 1935 senesinde İngütere posta ve posta Alı Rıza Arlısü. 13 Trabzon Yeni okul Kara Mah paketleri nakıl ve tevziı ışlerinde dünya mud oğlu Hayreddın. rökorunu kırmıştır. Bu rapora nazaran 14 Bozüyük ilk okulu 18 Sezer. Büyük Britanyada 7 milyar 500 milyon 15 Kırklarelı Teviik Fikret okulu 343 Muammer. 16 Karaman orta okul Celâleddın Göncü. 17 Ankara Gazi lisesi 816 Nizam User. 18 Ankara Necatîbey okulu 911 Nezahet Gürsoy. kitlerini evde dıkiş, örgü ve nakışla ge çırir. Bazan evlerinin balkonunda oturur, sokaktan gelip geçenleri, otomobilleri, arabaları seyreder. Iki üç haftadır sırtında çalı çırpı yüklü ihtiyar bir kadının her gün muntazaman kapının mermer basamaklannda mola verip dinlendiği Zey nebm dikkat gözüne çarptığı için bu zavallı ile alâkadar olmıya başlamış, hatta kapıcıya: Bu kadın kim acaba? Diye sormuş, adam da omuzlarını silkerek: Bilmiyorum efendim! Cevabını vermişti. Zeyneb meraktan ölüyor, fakat bir türlü o biçare ihtiyara aid muammayı çözemiyordu. Nihayet bir gün merdivenin basamaklarından yükünü tekrar alıp götürmek üzere olan kadın yere yıkılıp bayılma alâmetleri gösterince Zeyneb dadısile birlikte hemen aşağıya koşmuş ve diğer taraftan yetişenlerle birlikte koluna giıip evine kadar götürmüştü. Bu ev, o kadar mükellef değılse de, gene hali, vakti yerinde olanlara mah sus bir ikametgâha benziyordu. Kendi lerine kapıyı açan sade giyinmiş fakat yüzünde kibarane çızgiler bulunan ka dm, hizmetçisinin düştüğü halden ziyade Zeyneble dadısının onunla beraber ol malarına şaşmıştı. İhtiyar hizmetçiyi yatağma yatırdıktan sonra birlikte gelenleri basit ddşemeli, lâkın tertemiz, sabun kokulu bir odaya aimıştı. Bir aralık koridorun öbür tarafında: Anne, anne! Diye bir ses duyuldu. Kadın: Kızımın sesi, dedi, kendisi hasta da buraya kadar gelemiyor, ister misiniz oraya kadar gidelim! O tarafa doğru ilk yürüyen Zeyneb oldu. Kendısınden ancak bir ıki sene ya§lı bır genc kızın yatakta yatmakta olduğunu gördü. Hemen yanına gıdıp oturdu. Şuradan buradan konuşmıya başladılar. Genc kız bir aralık: Bilmeceyi dogru çozenlerden bıze foher tarafını sokup getırdiklerı kamyonlara yüklettıkten sonra kalkıp gıtmiş toğraf gonderenlerm resımlerım basmılerdir. ya devam edıyoruz. Fakat burada resmi Bunlarm amele değıl, hırsız oldukları çıkmak mutlaka hedıye kazanmış ol sonra anlaşılmış ve haklarında takibat maklığa delâlet etmez. Mükâfat kaza nanların isimleri her ayın ilk haftasında yapılmıya başlanmıştır. neşrolunan büyük lısteye yazılır. Sol dan sağa sıra ile: 1 Çanakkale İstıklâl okulu Muallâ Aslan. Tibetlilerin hac seferleri 2 Tavas Gazi okulu 258 K. Oğuzman 3 Cıhanbeyh Cumhurıyet ilk okulu Bırçok dınlerde hac etmek esası vardır. Muslumanlar Kâbeyı. hınstiyanlar Tahir Hamdi. 4 Akşehir Cumhuriyet okulu 668 Kudüsü ziyaret ederler. Tıbetlıler ıse birçok hac yerlerme malıktırler. Bun ZekL 5 Üsküdar Selüniye Cami sokağı larm ekserısı Hımalâya dağlarının çıkılması muşkul noktalarmdadır. Her biri 39 numarada Esad. 6 Elâziz Baytar müdürü oğlu Münir 7 Kadıköy orta okul Salâhaddm Tuğcu. 8 Trabzondan Ayşe. 9 Uzunköprü Demirci okulu Nezihi Dıler. 10 Adapazarı Turan mağazası sahibi Kâmıl oğlu Metin. 11 İstanbul Unkapanı Arablar sokağı 8 No. da Rıza. 12 İstanbul Gelenbevi orta okulu Zaman nasıl değişti? İki ihtiyar konuşuyorlardı: Heygidi zaman hey!.. Nasıl değişti. Bizim zamammızda yeni doğan çocuklara kocaman nal gibi Mahmudiye altını takılırdı. Halbuki şımdi.. Ey.. Şimdi.. Şımdi zannetmem ki onlara böyle kıymettar bırer hediye verılebilsin.. Bilâkis azizim, Mahmudiye altmının sözü mü olur? Yeni doğan çocuklara şimdi birer <İş Kumbarası» hedıye ederek yavruların bütün ıstikbalıni temın edıyorlar. mektub ve 120 milyon posta paketı nakil ve tevzi olunmuştur. 1936 da posta işlerinin daha artacağı ve bu sayıların daha ziyade yükseleceği tahmin olunuyormus! ıkişer, uçer bm metro yukseklıktedır. En meşhurları Ambarnat denilen mukaddes mabeddır. İşın garıbı bu mabed, dığerlerı gıbi taştan değıl, kardan ve buzdan tabıat tarafmdan bma olunmuştur. Yazın kısmen açılan karlar kışm tekrar sıkışır ve mabedm esas mevcudıyetme halel gelmez. Bu mabedın msan olarak yalnız bırkaç murıdı bulunmakla beraber birçok hawan sakıni vardır. Hem de bu hayvanlar gayeî acayıb tabıatlidırler. Meselâ yılanları zehırlı değıldir. Ayıları yabanı keçılerle oynaşırlar. Kartalları koyun surülermm tepelerinde uçarlar. Yalnız bu hac seferini yaparken tesaduf olunan muşkülât, saymakla bıtmez. Bazıları açlık ve elbısesızlık yüzünden yarı yolda haydud olurlar. Bır kısmı da tesadüf ettıkleri güzel manzaralı yerlere âşık olup mabede gıtmekten vazgeçerler ve orada yerleşıp kahrlar. Ne ga İstanbul Kocamustafapaşa 28 inci İlkmekteb beşinci sıntf talebesi öğretmenleri Mustafa Keçecigille birlikle aile bilgisi dersinde. rib msanlar, ne garıb bir hac! Yavrularınızın mekteb hayatı Çocuk portreleri Bigada Yücel Gülgün
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle