29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 3 Mart 1937 Millî takım antrenörünün tavsiyeleri «Beynelmilel felsefe kongresi» bu sene" nin ağustosuna tesadüf eden dokuzuncu içtimamı Pariste akdedecektir. Dünyanm her tarafından kongreye iştirak edecek olan filozoflar, profesörler felsefeye müteallik muhtelif meseleleri, bu yoldaki etüdleri müzakere ve münakaşa edeceklerdir. Her içtimada müzakere olunacak mev« zuları daha evvelden tesbit eden daimi komite bu seferki toplantı, Dekart'ın üç yüzüncü senesine tesadüf etmek itibarile «muhtelif manevî faaliyetlerdeki metcd birliği» nin kongre mevzulannın merkezini teşkil etmesini düşünerek bu içtimada müzakere edilecek mevzuları şu kısımla" ra ayırmıştır: 1 Kartezyen etüdlerin hali hazın. 2 îlimde birlik: Metod ve metod" Iar. Meselenin tarihi, ve onun halihazm. 3 Mantık ve riyaziyat. 4 Fizikte ve biyolojide illiyet ve muayyeniyet. İhtimal ve istatistik. 5 Teemmülî tahlil ve berranilikı Yukarıda, vapur mezarlığından bir gorünüş, aşağıda Ruh mefhumu; ruh ve cisim; ruh ve Aleski Büyükada vapurunun hali Hasım kalesine akın Ilmin çok eski zamanlardanberi, meşbu şekilde antrenmandan sonra sağaçıklah. İnsanların mezarlığı olur da, vapurla satış fiatları arasmda bu derece müthiş Cenah oyunculan, topu taç çizgisi is ğul olduğu solaklığm, ilk ınsanın belki de ta oynamak benim için tabiî ve kolay bir 6 Kıymet, kaideler (mantıkî, ahrm olmaz mı? bir farka tesadüf edebilmek mümkün dehal almıştı. Çünkü gelen paslan so! a tikametinde sürmek yerine hasım kalesi solak olduğu nazariyesine istinad ettiril" lâkî ve hukukî, bedii) ve realite. Ancak vapurlar, burada bizim gibi ğildir. yakla durdurmak ve topu hemen sağa a ne doğru akış meselesine de ehemmiyet diğini; bazı iptidaî kavimlerde, sağın Kongrede söylenecek diller: Fransıztoprağm altma gömülmüyorlar, bir başNerede üç yüz bin lira, nerede dört larak ilerliyebilmek için sağaçıkta solak vermelidirler. Maamafih bu takdirde iç mubarek, makbul, şerefli, solun ise, buca, ingılızce, almanca ve İtalyancadır. bin lira? bir oyuncunun oynaması herhalde çok a oyuncu ile karambol yapmamak ve onun nun zıddına bayağı, muhakkir telâkki ka türlü yok oluyorlar. Kongreye memleketimizden sabık DaEvet, şu garib dünyada yok oluşun bi Peki bir vapur nasıl ölür, nasıl yok yerine tecavüz etmemek üzere bu oyuncu edildiğini; hatta, bu kanaatlerin eski Ro" vantajlı olur. rülfünun profesörlerinden Halil Nime le envaı var. edilir? tullah Öztürk davet edilmıştir. Halil NiBunun için her iki ayağı da ayni isabet ile anlaşmak ta şarttır. Bu takdirde arka malılarda bile mevcud olduğunu bir ta Gayet basit. Yaşı ileriledikçe ta metullah Öztürk ağustosta Parise gide" Bir gün şampanya şişelerile doğuşu nızda kalacak iç yahud merkez oyuncu rafa bırakarak işin esasma gidecek olurve muvaffakiyetle kul'lanabılmenin ne kutlulanarak bir taze gelin gibi ışıldıyan mirler, havuzlamalar fayda vermemeğe rek kongreye iştirak edecektir. kadar faydah olduğunu şimdiye kadar suna geri pası vererek büyük bir avanlaj sak, fennin bir müddettenberi ortaya at" sulara inen vapur da, yıllarla denizlerde başlar. Ve bir gün gelir ki, artık ona, itkazanmak kabildir. Taç çizgisi üzerin olduğu gibi bundan sonra da izah edecetığı ve bugün için en kuvvetli, en doğru süzüldükten, ve yıllarla enginleri aştık tifakla «bitti, hayn kalmadı» denir. O den uluorta ve gelişigüzel ortalayışalra ğim. nazariye olarak kabul zaruretinde bulun tan, diyar diyar dolaştıktan sonra, biı zaman bir mütehassıs fen heyeti toplanır, Iktısadî mehafilin alâka ile nazaran bu çeşid hareket her zaman için Her iki ayağım da kullanabilmenin duğumuz şu iddia ile karşılaşınz. beklediği karar rüya gibi geçen bu ömrün sonuna eriyor. uzun uzadıya muayene eder, hesab eder, daha iyidir. birçok avantajlan vardır. Bunlar arasmAlmanyaya karşı Merkez Bankasının Dimağımızda birçok asabî merkezle " İşte Halicin, Fenerle Balat arasmdaki kitab eder, ve hükmünü bildirerek def Bu akışlarda şüt çekmek için bir fırsat da şu avantaj en kıymetlisidir. Farzederin mevcud olduğu malumdur. Bunlar, sessiz kıyıda, kirli sulara harab, perişan nine ruhsat verir. Maamafih insanlar gi klering kredisini kesmesinden sonra lim topu sağaçık vaziyetinde iken aldınız zuhur ederse bundan da istifade ederek bi kazaya belâya uğrıyan vapurlar da hükumetin vereceği kararlar iktısadî bir taraftan hislerimize, bir taraftan da yaslanmış şu tekneler, onlardır. mehafilde büyük bir alâka ile beklen ve hasım kalesine doğru sürüyorsunuz, şüt çekmek caizdir. Fakat geri paslan Buraya çekilen bir geminin artık ba Vardır. Bir tayfuna tutularak, yahud çar mektedir. Bu kararların gecikmiyeceği daha faydalıdır. İç yahud merkez muha irademize hükmeden âsabın teşa'ub et karşınıza çıkan hasım müdafii hangi a tiği merkezlerdir. Vücudümüzün sağ ta cası tütmiyecek, çarkı dönmiyecek, dü pışarak gencljğine doymadan gidenler, umulmaktadır. yakla pas vereceğinizi kestiremediği için cim mevkiinde oynıyan arkadaşlann size rafındaki uzuvlara, dimağımızın sol hü " meni kıvnlmıyacak ve düdüğü ötmiye harblerde yaralanarak batanlar, aşka geDün şehrimizde malum olan vaziyete daima mütereddid hareket etmek mecbu ne zaman ve kime pas vermeniz lâzım lip karaya vuranlar, kayalara çarparak göre, Almanyadan yapılacak ithalâtta ceyreleri, sol tarafındaki azaya da di cektir. riyetinde kalacak ve bu suretle siz de o geldiğini yüksek sesle haber verirlerse Onun ocağı ebediyen sönmüş, ve sesi parçalananların hesabı ayrıdır. ihracatçı firma kredı açmış olsa büe mağımızın sağ hüceyreleri kumanda e " nu daha kolaylıkla atlatmağa yahud pas mesele büsbütün kolay hallolunabilir. Bizimkiler, yani ecelile ölenler, böy Merkez Bankası ithalâtçıdan bono kakesilmiştir. Her zaman topu hasım kalesinin dibi der ve dimağımızın iki nısfınm kuvveti vermeğe muvaffak olacaksınız. Ayni zaHatırlarsınız belki, sekiz sene evvel lece raporu alınca pazara çıkabilırler. Ve bul etmiyecektir. İthalâtçmm bu gibi manda şüt çekme meselesinde bir açık o ne kadar sokmak için şahsî oyuna kaçmak birbirine müsavi değildir. Bazı kimselerİstanbula geldiği zaman, gazetelerde re bir harac mezaddır gider. Nihayet tekne ahvalde de peşin alış yapmışçasına mal yuncusu için her iki ayağını ayni kuvvet ta doğru değildir. Maamafih fırsat kol de sol taraf kuvvetlidir, o kimse vücu bedelini aynen Merkez Bankasına ya dünün sağ tarafını kullanır, bazılannda simleri çıkan, adı dillerde dolaşan yan arttıranın üstünde kalır. le kullanabılmek mühim bir avantajdır. lamak, ona göre hareket etmek şarttır. tırması lâzım gelecektir. işte o zaman vapurun canına okunmuş da sağ taraf kuvvetli olduğu için vücu ~ dan çarklı Büyükada vapuru... Alman ithalâtçılarma karşı ihracat • • Ortalayışlar keskin olmalıdır Top ne zaman ortalanır? Bir o zamanki halini düşünün; yeni demektir. dün sol tarafını daha fazla kullandınr. çılarımızın taahhüd altma girdiği ve Ortalayışlann sert yahud gevşek oluŞimdi size açık oyuncusu tabiyeleri Ellerinde keserlerle, çekiclerle, tes miktarı sekiz milyon lirayı bulan malboyanmıştı, her tarafı pınl pırıldı. Al İşte solaklığm bugünkü tarifi budur. şu bulunduğunuz mevkie tâbidir. Taç hakkında umumî malumat vereceğim. perdeleri, kadife kanapeleri, endam ay terelerle, bir işçi kafilesi geminin dört bir lar hakkında İktısad Vekâletinin kararı Solakların kekemeliğe fazla müstaid nalan, şen, şakrak yolculan vardı... Topu ortalamadan evvel cenahlarda çizgisi yanlanndan ortalayışlann kuvvetli tarafına yayılır, bir tahrib ameliyesidir henüz malum olmamıştır. İhracatçılar oluşunun sebebi ise tamamen ruhidir. So Baygın sesinin akisleri yorgun bir mar başlar. nekadar ileri sürmeli ve hangi noktaya ve keskin olması şarttır. Çünkü yavaş yaesasen parti sonu vaziyetinde olan bu vaş seyreden topu hasmm kapması kolay lak çocuk, bu ayıbından dolayı, ta kü" tı gibi vardığı Ada çamlıklarında dolavâsıl olunduğu zaman ortalamalıdır? Sabahtan akaşama kadar, başından taahhüdlerin de yerine getirilmesini ilBu hususta muhtelif nazariyeler var olur. Ayni zamanda hasım kalecisi dc çük yaşmdanberi, ebeveyninden ve mu şırdı. kıçına, direğinin tepesinden, gövdesinin tizam etmektedirler. İhracat tacirleri dır. Fakat şurası da muhakkaktır ki bu yavaş seyreden bir ortalayışı kolaylıkla allimlerinden, mürebbilerinden o kadar Yan gelip yaslandığı köprü iskelesin dibine kadar geminin her yani adeta Almanyadaki alacaktan dolayı şimdilik endişe duymamaktadırlar. hususta kat'î bir kaide serdolunamaz. karşılar. Halbuki keskin bir ortalayış çok azar işitir, bu hatasını tashih için o de, gelip geçeni alaylı alaylı süzer, ve inim inim inler durur... Zaten satılmadan evvel, asıl mal sahiBütün mesele sizin muhacim arkadaşlan hasım oyunculan kendilerini toparlama kadar fazla sıkıştınlır ki, bu hal âsabı kapkara dumanını savurarak yolcularla bi tarafmdan yükte hafif, pahada ağır ayrı yığılır ve müşteri beklenir. Bunlar nızm almış olduklan pozisyon ve hasım ğa vakit bulamadan belki de gözlerini üzerinde tazyik yapa yapa nihayet ke şakalaşırdı. herkese lâzım olan şeyler değildir ki müşmüdafaasının işgal etmekte oldukları açmadan ayaktan yahud kafadan sıynl kemeliğe müncer olur. Gelin, bir de şimdiki haline bakın... neler varsa kaldırılmıştır. mak şarrile hasım ağlarına takılabihr. Meselâ sofra takımları, sandalyeler, terisi bol olsun. Eh kısmet bir gemi sa mevkilere tâbidir. Şayed iç, yahud orta Denizden fırlamış kırık bir demir parTarihin solaklıklannı zaptettiği meşmuhacimine güzel bir pas vermek imkân Maamafih ortalayışlann takım arkaaaş hur şahsiyetlerin en başında, Mısır Fir'a çasmı andıran baştarafındaki adını gör kanapeler, masalar, perdeler, bazı nakli hibine birşeyler lâzım olursa bereket ver* ve fırsatlan zuhur etmişse bundan derhal larmızın yetişemiyecekleri yahud kafa vunlanndan en meşhurlan geliyor. Eski meseniz, bin şahidle onun (Büyükada) mümkün alât ve edevat... Sökülüp alın sin. Usttarafı hurda demirdir. Sizin ge • vurmağa cesaret edemiyecekleri kadar miyi aldığınız zaman piyasası yüksek omıştır. istifade etmek şarttır. Mısır resimleri ve heykelleri bunu ispat olduğuna inanamazsınız. sert olması da doğru değildir. Beş on gün sonra ise bu ad da kay Bu sefer iş güverteden başlar. O, bir lan demir, bir de bakarsınız ki birdenbire Maamafih ortalışlarda şu kaideye diketmektedir. Roma imparatorlan arasmda Ortalayışlann süratini muhacim arkadüşerek bütün hesabınızı altüst etmiştir. kat etmek lâzımdır. Topu mümkün ol da pek çok solak vardır. Isim saymağa bolacak... ve (Büyükada) vapuru tarihe zaman şen çiftlerin kolkola gezip dolaş daşların pozisyonlanna göre ayar etmetıkları güvertelerin döşeme tahtaları birer Bu iş, demir sanayii olan memleketlercle duğu kadar ayağınızda tutarak hasımlakalkarsak çok uzun sürer. Maamafih kanşacaktır. Daha şimdiden onun tarihini anlatan birer kopanlır, arkasından direk çıkarı muhakkak ki iyi, kârlı bir iştir. n üzerine çektıkten sonra pas vermek lidir. Buna rağmen gevşek ortalayışlann Ahille'in, Iskenderi Kebirin, Charle " umumiyet itibarile değersiz olduğunu a Bu parçalar arasında en kıymetlisî lır, merdivenler indirilir, baca parçala lar var: doğrudur. Şayed muhacim arkadaşlan magne'in, Michel Ange'ın, Leonard de kılda tutmak lâzımdır. nır, uzatmıyayım, bir çorabm sökülüşü hangisidir? « Iki yüz yirmi bin liraya alınmıştı. nız geride değil se, bir hasım oyuncuyu Sağaçığın başlıca vazifesi oyunu iler Vinci'nin, Hans Holbein'in, Adolf Men istanbula gelince baştanbaşa tamir, tefriş gibi, gemi ağır ağır erimeğe başlar. Çürüğe çıkarak bozulan bir gemiüzerinize çektikten sonra pas vermek lâzel'in ve nihayet Napoleon'la Goethe'nin Ve suyun üstünde bir yığm paslı demi nin en değerli parçası şaftıdır. Yani perve tezyin edilmUti. O günlerde bununla zımdır. Aksi halde, yani muhacim arka letmek ve bu sayede takım arkadaşlanna solak olduklarını düşünürsek, solaklığm öğünenler vardı, Adaya giderken ona ri andıran zavallı Büyükadayı göstere vaneyi içeriye bağlıyan yuvarlak parça. daşlar geride kalmışlarsa, hasım oyun fırsat hazırlamaktır. Maamafih hasım bir kusur değil, tarihte kahramanlıkları. binebilmek için saatlerle bekliyenler var rek: Bu tekb'aşına otuz, kırk lira eder. cuyu çalımla geçerek hasım kalesine doğ kalesine neticeli bir akın yapmak fırsatı da zuhur ederse tereddüdsüz ve sert ola cihangirlıkleri, zekâlan, sana'tlan ve de~ dı. Burada altmış bin liradan fazla sarfeVe sobaya, (Büyükada) dan koparıl Nihayet altı ay sonunda işte böyle ru akmak en doğru harekettir. Bu tak mış tahta parçalarını atarak, ellerini u dirde belki şüt çekmek fırsatma nasil o rak hasım kalesine akmak en doğru ha halarile isim bırakmış büyükler arasmda dilince bu vapur aşağı yukarı bize üç yüz kuşa benzer. ğuşturuyor: lursunuz. Aksi takdirde arkanızdan ge rekettir. Kat'î karar vererek süratle ha pek çok solak bulunduğuna göre, müs bin liraya malolmuştu. Kârlı mıdır bu iş? reket lâzımdır. tesna yaratılışta insanlara mahsus fiziyo Hayat bu... Biz toprak oluruz.., len merkez muhacime geri pas vererek Ne gezer... Bu, bizde bir nevi ku Şimdi? Millî takım antrenörü lojik bir hâdise olduğunu kabul etmek şütü ona çektirmeğe gayret ediniz. Çünmardır. Çünkü bozulan gemiden alınan işte onlar da kül oluyorlar... Dört bin liraya satıldı. mecburiyetinde kalırız. kü önünü açık bulan merkez muhacimi Booth KANDEMtR îtiraf ediniz ki, hiçbir metam alış ve demir, saç, tahta... ilâh. parçalar ayrı Tabiat, insanlan yaratırken, nedense, vücudlerinin sağ tarafını daha fazla kul" lanmak hassasile beraber yaratır. Buna rağmen, herşeyin olduğu gibi, bunun da istisnası vardır. Yeryüzünde, tahmin edebileceğimizden çok fazla solak mevcuddur. Eski devirlerden bugüne kadar geJip geçmiş meşhur insanlar arasmda olduğu Türk Spor Kurumu tarafm için bu pozisyonda şüt çekerek gol yapkadar bugün yaşıyanlar içinde de pek çok dan başantrenör olmak üzere ge mak çok kolaylaşmış olur. Bazı futbol solak bulunduğu gibi, dünyamn en bü tirtilen ve bir ihlilâf yüzünden mütehassıslan hasım gol çizgisinin on yük atletleri, tenis şampiyonlan, boks vazifesine nihayet verildiğinden metro yakınına kadar sokulduktan sonra memlekeüne dö'nen Booth, gaze topu ortalamağı tavsiye ederler. Halbu şampiyonlan, tayyareciler, tabanca ve temiz için birkaç spor yazısı yaz ki ben bunun aksini iddia ederim. Topu kılıc üstadları meyanında da sayısız so mıştı. Bu yazı onlardan biridir. daha ilerilere kadar sürerek hasım kale laklara tesadüf edilir. çizgisinin bir iki metro yanına kadar sürDaha garibi, solakların pek çoğunda, Ben doğuşta solak olduğum halde sık dükten sonra tam hasım kalesi önlerine kusur ismi verilmesi fazla olan bu halin sık sağaçık mevkiinde oynardım. Sol adoğru ve kalecinin üç dört metro önüne kekelemekle müterafık oluşudur. Hatta, yağımla daha iyi şüt çektiğim halde her düz bir pas halinde vermek en doğru ha meşhur ruhiyat mütehassıslarından profe" iki cenahta da ayni muvaffakiyetle oy rekettir. Antrenmanlarda topu sürerken sör Alfhild Tamm, bu iki hâdise arasmnıyabilmemin sırrı şu idi: Antrenmanlarbu nevi kısa koşularla seri ortalayışları da biri ruhî, diğeri fiziyolojik olmak ü da daima sağaçık mevkiinde oynuyor ve mükemmel bir hale getirmek üzere idman zere iki bakımdan alâka bulunduğunu böylece sağ ayağımı da sol ayak dereceyapmak ta çok faydahdır. bile iddia etmektedir. sinde inkişaf ettiriyordum. Epey zaman Iki ayakla beraber futbol oynamanın faydası Antrenör, sağ ve sol ayakla ayni zamanda oynıyabilen bir oyuncunun her vakit muvaffak olacağını söylüyor Bizden de profesör Halil Nimetullah Öztürk Farihte Napoleon, Goetdavet edildi he gibi birçok büyük Sekiz sene evvel bize 300 bin liraya mal olan Her dört senede merhum (!) Büyükada vapuru şimdi ne halde? kezlerden birinde bir kere medenî mer* insanlar solaktılar toplanmakta olan Solak olmanın sebebi nedir? Vapur mezarlığında meraklı bir dolaşma Felsefe kongresi yareye geldiler. maktan farksız olurdu. Oradan tesadü ne oldu? Ha, sahi... Ondan haberin yok. O Evet, evet... Hatırhyorum. fen geçen bir gemi beni kurtarmış, İzmire I If ^ ^ A M * * B M * J ^ I « I M S M A «•#•• I * » * » Bunlarm ikisi de iyice sarılmışlar, taşımış.... Orada evvelâ bir hastaneye zat şu dakikada, belki trende, belki vapurda sevgilisile beraber uçup gidiyor. örtünmüşlerdi... Senin bu iki herife karşı yatınlmışım... Zabıta romanı : 63 mühim bir rolün olacaktı. Evet... O sırada tamamile kendi Hem sevgilisi kim biliyor musun?.. Prens Ferdi tereddüd ve hayret içinde birşey Hasan Nuri mi? Evet, evet... Şimdi bundan bahset nizi kaybetmiş bir halde idiniz. Hafıza Rızkullahın karısı... söyliyemeksizin ona bakıyordu. Ağzmı Ay, ismini de biliyorsunuz?.. Hasret, güzel Hasret öyle mi?. miyelim. dan eser yoktu sizde, isminizi bile bilmiaçamadı: Tabiî... Hasan Nurinin pek aziz Evet o... Bu seyahatin bütün mas Şimdi... şurası tahakkuk etti ki kim yordunuz. Hayır... Hükmünü ver... Ben uybir dostum olduğunu da sana haber ve olduğu, nereli bulunduğu bizce pek marafım ben verdiğim gibi bu iki âşıkın ö Tabiî, bunun sebebi bize yapılan durma Hasan Azmi değilim... Değil rirsem şaşar mısm?. mürlerinin sonuna kadar müreffeh yaşalum olmıyan şu Samoilof ismindeki haypikürdür. mi?.. Aman yarabbi... Hayretten donup dud bizim bütün teşkilâtımızdan daha maları çaresini de temin ettim. Ah, şu Samoilof denilen herif ne Sabık polis memuru, tepeden tırnağa kalacağım. Nasıl şey bunlar?.. Benim kuvvetlidir. Bütün dünyaya meydan oku Vay, vay!... Olur şey değil... kadar Hasan Azmiyi birkaç defa süzdii. için halli icab eden daha birçok şey var. yacak kadar müthiş bir heriftir. Geçelim mel'un şey!.. Iki eski ahbab karşı karşıya neşeyle Yahud Prens Rızkullah denilen gülerken birdenbire kapı açıldı ve daktilo Yüzüne, gözlerinin içine, saçlarına bak Hem kuzum, söyleyiniz bana. Biz sizin ve hulâsa edelim: Sen tayyarenin içinde tı. Daha birkaç gün evvel bu yüzde ve le beraber, tayyareye binmedik mi? A kendini vaziyete hâkim sanarken o çok herif... Derken tesadüf... Hastaneye uğ Perihan Hanrm biraz şaşkın ve sararmış bu vücudde kendisini şüpheye düşüren tinaya gidecek değil miydık? tan hazırlanmış, hazırhklı gelmiş ve bi rıyan bir doktor benimle alâkadar olu içeri girerek: bazı teferruat vardı. Fakat şimdi bu te Evet, beraber gidecektik. Pek doğ zi boğucu, bayıltıcı bir gazle aradan çı yor, hafızasızhğımın sebebini, nasıl bir Affedersiniz, müdür bey!.. ferruatın hiç birinde şüphe edilecek hiç ru söylüyorsun Ferdi. Bizım zavallı Fik karmağa başlamıştı. Bu gaz, Davudun zehirin tesiri olabileceğini söylüyor ve te Dedi. Hasan Azmi neşesini müşkülâtbir nokta bulamayınca hayretten kendini retin öldüğü gün tayyareye bındik. taşıdığı çantanın içindeydi. Benimle Sa daviye çalışıyor... la inkıtaa uğratarak: alamıyordu. Bu, her noktası hafızasında moilof arasmda müthiş bir mücadele baş Tam sizi almak üzere şifahaneye Tabiî Perihan Hanım, dedi. Gö Ben bu tayyarede ıki polis arka ver eden şahsiyetin ayni idi. gösterdi. Boğuştuk, ben yarı baygm ve geldiğim gün sizin oradan kaçtığınızı öğ rüyorsunuz ya, pek te ciddî bir muba daşla beraber bulunacak, değil miydim? Ah, dedi... Hey yarabbim sen bi Evet, evet... Ben hafızamı senden kuvvetimi tamamile kaybetmiş bir hal reniyorum. hase içinde değiliz... Söyliyeceğiniz bir lirsin!.. Şimdi a?ıl Hasan Azmı sizsiniz. daha iyi ve vaktinde toplamağa muvaf deydim. Derken yanımdaki kapı açıldı Hem de nasıl kaçış?.. Hastanenin şey mi var? Muhakkak sizsiniz, amma. Nasıl olur fak oldum. Bu tayyarede bizden başka ve tayyareden denize yuvarlandım. Dışanda Prens Rızkullah sizi kasasındaki beş on kuruşu çarparak, müvahu?... Evet, anlaşılan siz gelmişsiniz.. bir de memur ve pilot vardı ki bunlardan Bereket versin ki bu denize doğru su dürün pardesüsünü giyerek ve onun ara bekliyor. Pek heyecanlı, çok şaşkın bir \%ı\ Hasan Azmi... pilot düşmanlarımızın şeriki imiş. kut sırasında omuzlarıma bağh olan pa basına atlıyarak... Amma müsterih ol. halde... Çok... Ben de senin gibi... Izmirden geli Çok ne, dediniz efendim?.. Allah, Allah... raşüt kendi kendine açıldı da bu üç beş aşırdığım parayı derhal iade edeceğim. orum. Çok hiddetli!.. Bizim hareketimizden pek az za yüz metrodan denize sukutum şiddetli Çok cesurane ve cür'etkârane bir Ya öteki, mel'un hilekâr ne oldu? man evvel Samoilofla kâtibi David tay olmadı. Yoksa suya çarpışım taşla çarpış hareket. Peki, ya sizin yerinizi çalan zat Ya!.. Görelim şu zatın hiddetini, I Köşe minderinin esrarı I buyursunlar... Perihan yandaki odaya girerken Hasan Azmi ellerini uvuşturdu. Murad Ferdiye dönerek: Azizim, dedi, belki de sana şid detle ihtiyacım olacak. Onun için buradan pek savuşma. Şu yazıhanenin arka * sına saklan.. Peki, merak etme... Ben işimi bilirim!.. Eski dostlar... Prens Rızkullah içeri girerken Hasaa Azmi ellerini ceketinin cebine koymuş ve ayağa kalkmıştı. Onu kapıda kemali nezaketle kajşıladı. Büyük yazıhanenin önündeki iki kanapeden birine götürdü. Fakat Prens hiddetten sapsarı kesilmiş, adeta titriyordu. Hasan Azmi diğer kanapeye oturarak: Safa geldiniz efendim!.. Fakat neniz var? Sizde bir fevkalâdelik görünüyor. Acaba, birşeye mi canınız sıkıldı? Kuru ve donuk bir sesle Prens cevaK verdi: Anlatmm. Yalnız, acaba yalnız mısınız? Yanınızda kimse yok mu? Çünkü Ferdinin burada olduğunu söylemiş lerdi de... [Arkası varj
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle