Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 12 Mart 1937 Bir torba para Haydar Millî takımımız paşa ile Kızıltoprak 16 mayısta Sofyada Bul Franco kıtaatı 40 kilometro daha ilerledi, 20 bin arasmda sır oldu gar takımile karşılaşacak milis ihata edilmek tehlikesinde. Fransa Burgos'a Avrupa tezgâhlarında harıl harıl çelik gövdeler îstanbul Postanesine aid 2000 lira, dün Sofya (Hususî) Bulgar spor feelçi gönderebilmek için çare arıyor esrarengiz bir snırette çalınmış ve Ad derasyonu umum kâtibinin gazetecilere kurulurken burada da içini deniz sevdası bürümüş liye ile polis vak'aya el koymuştur. verdiği bir beyanata nazaran Bulgar futIBaştarafı 1 incl sahifede] başı ile üç zabit ve 37 nefer, Guadala • Merkez Postanesine tâbi seyyar nak bol millî takımı bu sene 16 mayısta SofBu şehrin zaptı, Madridle Valencia jara cephesinde dün vukua gelen muhayeni bir Türk denizci nesli yetişiyor liye memurlarından Orhan, elindeki yada Türkiye, 13 haziran Sofyada Yu arasındaki münakalâh, tamiri gayrika çantada tren güzergâhındaki muhtelif postanelere verilmek üzere 3.800 lira ve kıymetli mektublar ve paketler bu lunduğu halde Haydarpaşaya geçmiş ve trene binerek Kızıltoprak istasyonuna gelmiştir. Orhan. orada bekliyen alâkadar memura 1000 liralık keseyi vermiş ve tren kalkınca Erenköy postanesine teslim edeceği 2000 liralık paketi ha zırlamak üzere çantayı açmıştır. Fakat çantanın içinde iki bin liranm mevcud olmadığını ve bunun aşırıldığını hayretle görünce, keyfiyeti. telâş ve heyecanla zabıtaya haber vermiştir. Paranm nasıl çalındığı henüz anlaşı lamamıştır. Zabıta, bu esrarengiz hır sızlık hâdisesine el koyarak tahkikata başlamış ve seyyar memuru nezaret altına almıştır. Orhan sorgusu yapılmak üzere dün Adliyeye getirilmişse de ilk tahkikat evraka noksan olduğundan evrak Müddeiumumiliğe iade edilmiştir. Orhan, kendisile görüşen bir muhar ririmize vak'ayı şöyle anlatmıştır: < Ben, postanenin güvendıği eski bir memurum. Dün her zamanki gibi ser*visimi yapıyorum. 3,800 liralık para ile Haydarpaşaya geçtim. Çanta elimde idi. Bu sırada yanıma Haydarpaşa ve Selimiye şubelerinden birer müvezzi geldi. Onlar, yanımdaki paketlerın taşınmasına yardım ettiler. Ben daha evvel tre ne bindıra. Paranın içinde bulunduğu çantayı kompartımana koyup, paketlerin gelip gelmediğine bakmak üzere biraz dışarı çıktım. Galiba bu kısa an içinde paralar çalınmış olacak. Çünkü on dan sonra çantayı hiç yanımdan ayırmadım.> Zannedildiğine göre, b a a eşhas Or hanın para taşıdığının farkına varmış ve onu takıb ederek ve o kısa andan istifade ederek parayı aşırmışlardır. Za bıta ehemmiyetle tahkikat yapmakta dır. goslavya, 20 haziran Sofyada îtalya ve 4 temmuzda gene Sofyada Romanya millî takımlan ile karşılaşacaktır. Bu bey nelmilel maçlardan başka Bulgar millî takımı Balkan kırpası maçlanna da iştirak edecektir. bil surette kesecektir. Dünkü muharebeler, çok seri olmuştur. Francist kuvvetler, birçok kasabala n müşkülâta uğramaksızın ele geçirmişlerdir. Milisler, mütemadiyen ricat etmişler dir. Çünkü payitahtla aralarmdaki irti batın kesilmesinden korkmuşlardır. Halihazırda Francist'ler, Guadalajara'ya takriben 15 kilometro mesafede bulunmaktadırlar. Dün akşam Fraicist'ler, Sierra'nm son sağ kollarını aşmışlardır. Şimdi düz sahada bulunuyorlar. Bu sahada, motörleş tirilmiş unsurlardan ve süvari kuvvetinden istifade edebileceklerdir. Yüksek Denîz Tîcaret mektebînde Bir posta memuru 2000 lira çaldırdı Yarmki denizcilerimiz nasıl yetişiyorlar ? Madrid etrafında çember gittikçe daralıyor Güreşçilerimiz geliyor Finlândiya ve îsveçte müteaddid müsabakalar yaptıktan sonra Berline giden güreş takımımız pazar günü şehrimizde bulunacaktır. rebelerde esir düşmüşlerdi. Bunlar, G«« adalajara mmtakasmdaki Francist fırka* lara İtalyan Generali Coppi'nin kumanda etmekte olduğunu söylemektedirler. Bu esirler, bugün öğleden sonra er • kânıharbiye tarafından isticvab edile • ceklerdir. ttalya asker, Almanya mühimmat yolluyormuş Sekizinci Balkan Oyunları Bükreşte yapılamıyor Çahşmalardan birkaç intıba: Tesvıye atelyesinde, talebe sandallarla açıltyor ve talim gemisi olan Soğüdlude, solda bir sandal denize çekilirken Bükreş (Hususî) Sekizinci Balkan oyunlarınm Rumen federasyonu tara fından tertib edilebileceği şüphelidir. Çünkü şimdiye kadar Rumen Maliye Nazın bu hususta federasyona bir yardımda bulunabileceğini bildirmemiştir. Bu ihtimal karşısında bu seneki sekizinci Balkan oyunlarının Belgradda yapıla cağı anlaşılmaktadır. Rumen federasyo nu da bu hususta Yugoslavya federasyonuna müracaatte bulunmuştur. Bursada yapılan kır koşusu Türk ticaret filosu canlanıyor. Salâ hiyetli ağızlardan bu hususta hergün yeni bir müjde alıyoruz. Birçok tezgâhlara boy boy posta vapurları, şilepler ısmarlanıyor, memleke timizde gemi inşaatına başlamak üzere tersanelerimiz ıslah ve tevsi ediliyor, yeni fabrikalar kuruluyor.. Büyük Başbakan İsmet İnönü bu işIeri yerinde tetkik etmek maksadile ha vuzları, fabrikaları dolaşırken yarın yeni ticaret filomuzu ellerine vereceğimiz gencleri de unutmıyarak gitti, Ortaköydeki Deniz Ticaret okulunu da gezdi. Bugün, ben de bu izde yürüyorum. Ancak mektebi gezmeğe başlarken Deniz Ticaret mekteblerimizin tarihçesini hatırlamak faydasız olmıyacaktır: • Bizde ticaret gemilerimize kaptan ye• tiştirmek üzere ilk defa kurulan müessese; • Heybelideki Deniz Harb mektebine merbut olarak 1884 te açılan leylî tüccar kaptan mektebidir. Meşrutiyet inkılâbını müteakıb, 1908 de, talebesi Deniz Harb mektebine ah nan bu mekteb kapatılmıştır. Gene 1884 tarihinde Azabkapısınua açılmış olan (neharî ticaret kaptan mektebi) ise denizlerde gezen kaptanların malumatını yükseltmek gayesini istihdaf ettiği yani bir kurs mahiyetinde olduğu için kısa bir müddet devam ettikten sonra kendiliğinden kapanmıştır. Nihayet 1909 da, Bahriye mektebi mizin bugünkü en kıdemlilerinden Hamid Nacinin teşebbüsile ve şahsî sermaye ile Yüksekkaldırımda açıldıktan sonra A zabkapısına, oradan Paşalimanına ve en sonunda Ortaköye yerleşen (millî tica reti bahriye kaptan ve çarkçı mektebi) de 1928 senesine kadar tedrisata devam etmiş, ticaret filomuza Aziz kaptan gib; birçok değerli unsurlar yetiştirdikten SOIÎra bu tarihte devlet bütçesine almarak (Yüksek Deniz Ticaret mektebi) ol muştur. İşte biz, şimdi bu mektebi geziyoruz. Daha ilk adımda, Başbakanın ziya retile doğmuş ve hiç dinmiyecek kadar kuvvetli görünen umumî bir sevincle karşıîaşıyoruz. Yeni ticaret filomuz... Yeni gemilerimiz.. Ve onlar uzak tezgâhlarda hazırla nırken, burada onlara hazırlanan gürbüi çocuklar sevinçlerinden kablarına sığa • mıyorlar. Fabrikada tezgâhma iğilmiş gence, dersine dalmış delikanhya, modelhane dekine, lâboratuardakine bakın, hepsinde öyle aşkla, öyle azimle çalışış var ki, insan bu çocuklan çetin bir müsabakada birbirlerile yanşa çıkmış zanneder. Halbuki hepsi ayni denizcilik sevgisinin tutkunlandır. Hükumetimizin denizciliğe verdi ği büyük ehemmiyet karşısında sabahlara kadar çalışsak gene azdır. Diyolar. Konyalı bir talebeye soruyorum: Denizi ne zaman gördün? Bu mektebe gelince.. Peki onu görmeden nasıl sevdin de bu mesleği seçtin? Denizlerle çevrilmiş bir vatanra çocuğu, onu görmeden de sevebilir. Ve Boğazın sularma bakarak ilâve ediyor: Hele gördükten sonra ona tapa bilir. Bir sahil çocuğu, mağrur, gülümsü yor: Artık gözlerimiz enginlerde... Yepyeni teknelerimizle bayrağımızı başka iklimlerde dolaştıracağımız mes'ud günlere hazırlanıyoruz. Yalnız talebede değil, mektebde de hararetli bir hazırlanma var. O da yeni yapılarla genişliyor, büyüyor. Bir yandan da Avrupaya ısmarlanan yepyeni ve en mükemmel tedris alâtı ve makineler bekleniyor. Burada alb sene okuduktan sonra diplomasım alan gence göğsümüzü gere gere gemilerimizi teslim edebiliriz. Bir hayli ince eleyip sık dokuyarak buraya alman orta tahsilini bitirmiş ta lebe üç sene lise tahsilini yaptıktan sonra üç sene de meslekî derslerle meşgul oluyor. Nazarî ve amelî olarak bütün bu tedrisatm son senesini ise mekteb gemi sinde geçiriyor. Hükumet bu iş için Söğüdlü yatile Balıkçılık Enstitüsünün gemisini bu mektebe vermiştir. Eski bir denizci olan çok değerli di Bursa (Hususî) Ikinci kır koşusu pazar günü Atatürk stadyomu civarında ve arızalı bir arazide yapılmıştır. Bu koşuya Acaridmandan 3 kişilik bir takım ve iki ferdî koşucu, Duraspordan 3 kişilik bir takım iştirak etmiştir. Takımlar ar*.sında birinciliği Acaridmanhlar kazanmışlardır. Duraspor takımı koşuyu bitir cist'ler tarafından tamamile ihata edil memiştir. Ferdî olarak koşanlardan bi mek tehlikesine maruz bulunmaktadır. rinciliği Ethem, ikincfliği Osman, üçün Zaptedilen hükumet mevzilerî cülüğü Rasim almıştır. Salamanca 11 (A.A.) Guadala Gelecek hafta üçüncü kır koşusu ya jara cephesinde Franco kuvvetleri, Fri pılacaktır. Bu son koşu, 10 kilometroluk jeque ve Repollasa mevzilerini zaptetbir saha üzerinde tarlalardan, ormanlı ve mişler ve bu suretle hatlarını Guadalajahendekli yerlerden geçilmek suretile ya ranın on yedi kilometro yakmlanna ka pılacaktır. Hakemler koşuyu atlı olarak dar ilerletmişlerdir. takib edeceklerdir. Koşu sahası: Acem Cenub mıntakasında, Peuarosya'da rektörün ve güzide talim heyetinin elinde ler Ziraat mektebi tarlaları ve korulan harekât devam etmektedir. Franco kuv her türlü bilgisini alırken, talebe sporu da ile Hamidler köyü Değirmen ve Karavetleri, birçok düşman kıt'alarını çevir ihmal etmiyor. man köyüdür. mişler ve epey esir almışlardır. Başta deniz sporlannm envaı olmak Adapazarında bir stadyom Oviedo cephesinde muharebe üzere yapmadıklan spor yok. Gijon 1 1 (A.A.) Asiler, dün yapılacak Tenis oynıyan arkadaşlarını seyredenPando ve Mont Verruga mmtakasile Adapazar (Hususî) Oldukça kelere soruyorum: Oviedo cephesinde milislerin mevzilerine sif spor hareketlerine sahne olan Ada Kaç tenisçiniz var? karşı, hücumlannı üç defa yenilemişlerpazarımızda iş* yarar bir stad olmadı dir. Hepimiz!. diyorlar. Mükemmel surette siperlr yerleşmiş Ötede gemici elbiselerini giyinmiş o ğını tetkik eden parti merkezi burada da lanlar çevik hareketlerle halatlara sarı her türlü ihtiyaca tekabül edebilecek bir olan milisler, düşmanın kesif bombardı lıyor, bir hamlede filikalan denize indi saha vücude getirmeğe karar vermiş ve manına rağmen, bütün bu hücumlan püsrerek içlerine athyor ve açılıyorlar. bu işe meb'us ve mühendis Mithati me kürtmüşlerdir. Hükumetçilerin hava kuvvetlerile ba Dil de öğrenilir mi? mur etmiştir. taryalan, Escamplero ve Grado mınta Yalnız ingilizce... Fakat yarım Sahanın yerini tesbit için teşekkül ekalannda düşmanın tecemmü etmiş kuv yamalak değil. Mektebden çıkarken inden komisyon istasyon civarını seçmiştir. vetlerini müessir surette bombardıman gilizceye sahibdirler. Burada yapılacak tesisat hem bir stad etmişlerdir. Yatakhanelerini, yemekhanelerini, mutyom hem de bir kültür park halinde ola Milisler mukabil taarruza geçtiler faklannı da görüyorum. Ve: Madrid 11 (A.A.) Millî müda Bu çocuklar, diyorum, kendilerin caktır. faa meclisi, dün saat 12 de asilerin GuVoleybol maçları den evvelki neslin nasıl okuduğunu da bilselerdi..T. S. K. îstanbul bölgesi voleybol a adalajara cephesinde tazyiklerine devam etmiş olduklannı, ancak milislerin asileri Bilmeden de bugün muhat olduk janlığından: tevkif ederek mukabil taarruza geçmiş lan ihtimam, itina ve sevginin kıymetini 13/3/937 cumartesi günü Galatasaray bulunduklarını tebliğ etmiştir. Hükume takdir ediyorlar. Spor kulübü lokalinde yapılacak voleytin topçu kuvvetleri, düşmanın mevzile Aralarında biraz daha bulunup, on bol maçları: rini ve tahaşşüd etmiş olduğu yerleri müları daha yakından tanıdıktan sonra, arEyüb Galata Gencler saat 14,30 haessir surette bombardıman etmiştir. tık ne dile, ne akla bir (acaba) nın gölkem Todori. Jamara cephesinde kesif topçu faaligesi konamıyor. Hilâl Topkapı saat 15 hakem Bür yeti olmuştur. Evet Türk ticaret filosu canlanıyor. Ötede dizi dizi tezgâhlarda, hanl ha haneddin. Başka cephelerde iş'ara değere hiçbir Fener Yılmaz Ortaköy saat 15,30 ha şey yoktur. nl çelik gövdeler kurulurken, burada içini deniz sevdası bürümüş yepyeni bir kem Bürhaneddin. İtalyan esirlerinin söyledikleri Türk denizci nesli yetişiyor. Galatasaray Davudpaşa saat 16 haMadrid 11 (A.A.) Mitralyöz kem Bürhaneddin. KANDEM1R taburuna mensub Italyanlardan bir binrinden kalkması bile mümkün değil... Evet... Fakat bu herif nasıl kayboldu? Sakın... Etrafta bilmediğimiz tertibattan mı şüpheleniyorsun? Evet, başka neye hamlolunabilir?... Uçmadı ya bu?.. Belki yardaklan gelip götürdüler. Hayır... Kat'iyyen... Benim işittiğim ses onun feryadile garib bir uğultudan ibaretti. Bir de gıcırtı işittim. Bu gıcırtı belki kepenklerin inmesinden çı kıyordu. Uğultuyu ben de işittim. Hasret ayağa kalktı. Nurinin koluna yaslandı. Başını omuzuna dayadı: Ah, Nuri... dedi. Onu vurmasaydım muhakkak ölecektim. Fakat eğer onu öldüremedimse artık yaşıyacağımı hiç ümid etmiyorum. Bizi kaybetmek bile onun bizden ölümle intikam almasına se beb olabilirdi. Kaldı ki bir de yaralamış bulunuyorum. Eğer yaraladımsa!.. Nuri çok heyecanh ve şaşkm bir halde olduğu için sevdiği kadını teskine çalışarak : Umidini kesme; dedi. Bu fırtınayj da atlatmz inşallah. Şükret ki berabe « riz. Bu beraber olmak bana ne müthiş bir kuvvet ve metanet veriyor, bilmez sin. Gözgöze geldiler. Hem ümid, hem yeis ikisini de bir tek vücud haline getirmişti. Bir dakika odanın ve bütün evin içindeki sükutu dinlediler... Çıt yoktu. Bu sükutun sebebi, mana sı nedir? Kendilerine nasıl bir tuzak kurulmuştur? Buradan kurtulamıyacaklar mı? Kurtulamazlarsa nasıl bir ölüme mahkum edilecekler?.. Bu sualler ikisinin de zihninden geçi yor, fakat ikisi de birbirine açmaktan çekiniyordu. Karşısındaki pencerenin önünde geniş bir divan vardı ki Hasan Nuri burada yatmış, tedavi görmüştü. Karşısında içi maskelerle dolu camlı dolab, ortada bir masa, diğer pencerenin kenarında bir köşe minderi, iki tarafta birer koltuk ve üç iskemle ile iki sigara iskemlesi... Odanın bütün eşyası bundan ibaret ti. Duvar yağlıboya idi. Bu yağlıboya duvarda camlı dolabla maskelerin takıldığı kısımlar haricinde gizli bir kapı bu lunması imkânsızdı. Çünkü dikkatle gözden geçirdiler. En küçük bir çatlaktan eser yoktu. Camlı dolabın içini araştırdılar, arka Algesiras 11 (A.A.) Dün akşam Cadix'den buraya gelen bir îngilizin söylediklerine bakılırsa, bayrağı olmıyan ve ismi yağh boya ile kapatılmış olmas^ na rağmen İtalyan olduğu anla^ılan üç vapur geçen hafta sonunda Cadix'e İtalyan kıtaatı çıkarmıştır. Keza, Deutsch • land ceb kruvazörünün son günlerde 20,000 milis tehlikede Algesiras'a top ve mühimmat olduğu Siguenza 11 (A.A.) Havas A zannedilen esrarengiz bir yük çıkardığt jansı muhabirinden: bildirilmektedir. 32,400 kişiden ibaret olan Francist kıtaatı, salı akşamı Guadalajara'ya 25 Fransa hükumeti Franco'ya sefir göndermek istiyormuş kilometro mesafeye kadar gelmiştir. Bu Paris 11 (A.A.) Le Jour gaze kıtaat, dün taarruzlarına devam etmiş ve tesi, Fransa hükumetinin birkaç hafta * yeniden 8 kilometro ilerlemiştir. danberi Burgosa bir sefir göndermek için Dün öğleden sonra, bu kıtaatın ileri hareketinin mesafesi toptan 40 kilomet agreman almağa çalışmakta olduğu haber verilmektedir. General Franco, bu roya baliğ olmuş bulunuyordu. Takriben 20,000 kişiden ibaret olan ana kadar agreman vermekten imtrâa eyhükumet kuvvetleri, ricat etmiştir. Bu lemiştir. Halihazırda Fransanın Bour kuvvetler, Aranjuez Chinchon, Alcala, go ile yan resmî münasebat tesis etmeÜ de Nenares ve Tajuna nehri arasmda hususundaki mesaisine Londra yolile detahaşşüd etmişlerdir. Bu kuvvetler. Fran vam edilmektedir. Milliyetperver filonun takib veyct zaptettiği gemiler Salamanca 11 (A.A.) General Queipo Dellano dün akşam radyoda verdiği nutuk esnasında Ferrol bahriye kumandanlığınm aşağıdaki tebliğini de okumuştur: Yolda baskına uğratılan ve nasyona list deniz kuvvetleri tarafından bombar « dıman edilen Mar Cantbrico vapuru batırılmamış, fakat yedekte taşınarak nas« yonalist limana götürülmüştür. Bu gemideki kırk milyon pezata kıy * metindeki hamule arasmda yedi tayyare, elli top, 14 milyon kurşun ve birçok mitralyöz vardır. Paris 11 (A.A.) Dahiliye Nezareti, Francist'lerin müsellâh bir balıkçı gemisinin dün öğleden sonra Con de Zubiria adındaki, İspanya hükumetine aid, gemiye ateş açmış olduğunu bildirmekte ve taarruzun Ouessant'ın 8 mil açığında vukubulmuş olduğunu ve müsellâh ba lıkçı gemisinin Fransız kara suları hududuna kadar bu tecavüzünde devam etmij bulunduğunu ilâve etmektedir. Brest bahriye makamatı, vak'a mahalline bir deniz tayyaresile bir torpido muhribi göndermiştir. Hükumet gemisi, Brest'e dogru yola çıkmış, balıkçı gemisi ise, açık denizde gözden kaybolmuştur. Bayonne 11 (A.A.) Estonyamn 2000 tonluk Olev ticaret vapuru Kardiften Bayonne'a giderken Fransız sahili açıklarında İspanya milliyetperver gemileri tarafından pazartesi akşamı tevkif edilmiştir ve ancak dün sabah serbest bıra kılmıştır. Gemi bu ikamet yüzünden za « rar görmüştür. Köşe minderinin esrarı Zabıta romanı : 71 Bu masanın üstüne yıkıldım. Kulağıma bir gürültü ve bir uğultu geldi; gıcırrılar işittim. O halimde vurduğum adamın küçük bir hareketine, en basit hücumuna bile mukavemet edemezdim. Yaptığım işin dehşetinden o derece şaşırmıştım. Fakat bütün bunlar galiba bir iki dakika içinde oldu. Bir ara hiçbir ses işitmeyince başımı kaldırdım. Ortalık zindan gibi karanlıktı. Hiçbir şey göremiyordum. Biraz sonra djı ben geldim, değil mi? Evet... Tabiî Samoilof kapıdan kaçmış veya içeriden, yahud dışarıdan bu ke penkleri kapatmıştır. Hasret, bir müddet durdu, düşündü. Ah, hayır... dedi. Onun bu odada bir adım attığını bile zannetmiyorum. Çünkü işitmedim. Ne yaptıysa burada, yıkıldığı minderin üstünde yaptı. Ke penkleri de orada kapadı... Ya kendisi nereden çıktı? Bilmiyorum. Eğer masanın iktü ne düştüğüm zaman bayılmadımsa ve eğer zannettiğim gibi bütün bunlar bir iki dakika içinde olduysa Samoilof odada yürümedi, yanımdan değil, uzaktan bile geçmedi. Hepsinin birkaç dakika içinde geçtiğini ben de pek iyi tahmin ediyorum. Çünkü silâh sesini ve uğultuyu işitir işit mez ben içeri girdim ve seni masanın üstüne yıkılmış olarak buldum. O halde Samoilof kapıdan çık madı. Ne kapının açıldığını, ne kapan dığını, ne de yürüdüğünü işittim. Ben dehşet içinde, şaşkin bir haldeydim, amma kendimi kaybetmedim. Herşeyi ha brlıyorum. Nuri bir taraftan kapıya, bir taraftan pencerelere koşuyor, hepsini tekrar tek rar kurcalıyor ve bu anlıyamadığı mu ammayı halle çalışarak: Peki ama, ne olabilir? Samoilof kendini pencereden aşağıya atmış olamazya... Zaten yaralandığını söylüyor dun. Yarah olarak bir dakika içinde ye Bir koku var! dedi. ' derin altı geniş ve kalın bir sandukadan ibaretti. Bu sandukanın döşemeye mıhlı Derinden, minderin altından bir fısılolduğu zannolunabilirdi; o derece yerleş tı isiterek kokuyu ve dumanı da görüncs miş, oturmuştu. Hasret Nuriyi kolundan çekti: Sandukanm üstü bir kenar örtüsile ka Bizi zehirliyor! diyerek bir iskempalı olduğu için Nuri büyük bir ihtiyatla leye düştü. bu bezi kaldırdı. Örtü mutad hilâfına o(Arkası var) sına baktılar. Yerini gözden geçirdiler. larak sandukaya mıhhydı. Minderin üsBu dolabın tozları, izleri senelerdenbe tündeki seccadeye el uzattığı zaman Hasri yerinden kımıldamadığına, en bariz bir ret Nuriyi kolundan tuttu: delildi. Maskelerin altmda da nihayet Silâhm var mı? küçük birer delik olabilirdi ki bunlan da Diye sordu. Nuri başını sallıyarak araraştırdıktan sonra şüpheleri kalmadı. ka cebinden rövolverini çıkardı. Hasret Karşıdaki sedirin altı boştu. Örtüleri te masa üstünde duran brovningi eline alkaldırarak muşamba zemini, sedirin içini dı. Gözlerini minderin üstündeki secca gözden geçirdiler. Bu da bittikten sonra deye dikerek bir saniye tereddüd ettiler. Hasret: Sonra Nuri bir ucundan tutarak secca Ne varsa; dedi. Bu köşe minderin deyi çekiverdi. Altından bir minder çıkde var. Samoilof onun üstüne düştü ve tı. Bunu kıvırmak ve kaldırmak için üzebir daha kalkmadı. Ne olduysa bu minrine yüklenmek lâzım geliyordu. Nuri, derin üstünde oldu. Mindere yaklaşma. bu işi uzaktan yapabilmek için etrafında Bence bu minderin gizli noktaları ola bir alet, bir vasıta aradı. Bulamayınca cak... iskemlelerden birini aldı. Onun ayağile Nuri, Hasretin kolundan ayrıldı. minderi bir ucundan kıvırmıya çalıştı. Minderin önüne geldi. Fılhakika oda Minder kıvrılırken dört ucundan gayet içinde şüpheyi davet edecek tek mobilya ince bir duman yükseliyordu. Nuri bir bu minderdi: Üstü bir seccade ile kapalı. Dört köşe yastığile süslü olan bu min kaç kere burnunu çekerek: