26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 Subat 1937 £UMKURİYET SON TELEFON HABERLER... TELGRAF ve TELSiZLE Hâdiseler arasında Muharriri anlamak D i r fikir, muharririnin zihninden fırlayıp ta, gazete sütununda karşımıza çıkıncıya kadar hangi engelleri aşmıştır? Bir yazıyı okurken bunu pek düşünmeyiz. Nereden ve nasıl geldiğini bilmediğimiz bu garib yolcunun yolunda uğradığı zorluk lan yüzünden anlamak zordur. Hendekler atlıyan bir at gibi solumıyan ve terlemiyen fikir, bize dümdüz ve anzasız bir yoldan gelenlerin selâmeti ve sükuneti içinde görünür. Yorgunsa, ayağı aksıyorsa, bir yanı sakatlanmış ve bir yanı kanıyorsa, bunu, karşısına çıkan engellerle mücadelesinin bir neticesi değil, bünyesine aid bir kifayetsizlik ve bozukluk telâkki etmek âdetimizdir. Nekadar yanılıyoruz! Ve alelâde, hususî bir mektub yazarken bile çektiklerimizi nekadar unutuyoruz! Hokkanızda mürekkeb kalmaması, kaleminizin ucu kırılması, telefon çalması, bir ziyaretçinizin gelmesi, kapınızın önünde bir çığhk kopması, midenizin bozuk olması, başınızm ağrıması gibi ufaktefek bin türlü maddî sebebden tutun da fikrinize şekil vermek istediğiniz anda etrafını çeviren dil, gramer, üslub endîşelerine, karşınızdaki iistünde yapmaktan çekindiğiniz fena tesirleri bertaraf etmek zaruretine, aklı seliminizin, dirayetinizin, birbirine zıd heyecanlannızın ve hatıralannızm muhtelif istikametlerden yaptıkları müdahalelere vanncıya kadar bileğinize yapışan daha birçok tedbir ve ihtiyat jandarması vardır. Pek acele değilse ekseriya bu i$i ertesi güne bıraktıgjınız olur. Fakat hergün yazan bir muharririn bu kadarcık bir hürriyeti bile yoktur; başağtnsının geçmesani bile bekliyemez; telefon çalarken de, ziyaretçileri girip çıkarken de, kapısının ö nünde çığlıklar koparken de işine başlamağa mecbur olduğu gibi, te ker teker ve sarih bir tarzda tahmin etmeniz imkânı olmıyan sayısız en gelleri aşmak zarureti içinde de kalır. Bunu bilmiyen okuyucu, muhar rire mektub üstüne mektub yazar, ister, sorar, sinirlenir, kızar, halden anlamaz. Nekadar mazurdur, çünkü Türk muharririnin halini anlamak nekadar zor ve bazan da nekadar imkânsızdır! Büyük bir Deniz lankası kuruluyor Yazan: ismail Habib M.Roosevelt geniş ıslahat teşebbüslerine girişti Fakat teklifi şiddetli muhalefetle karşılandı ve kendisi diktatörlükle itham edildi Vaşington 6 (A.A.) Kongreye verdiği bir beyanname ile M. Roosevelt, geçenlerde icraî sistemde tensikat yapılmasını tavsiye etmiş olduğu gibi bu sefer de adlî sİ5temde tensikat yapılmasını taleb etmektedir. Reisicumhur bu beyanname ile beraber başlıca noktalan aşağıya yazıh bir kanun lâyıhası vermiştır. 1 Bir mahkeme azası yetmiş yaşına geldiği tarihten itibaren altı ay zarfında istifa etmediği takdirde Reisicumhur her federal mahkemeye bir yedek aza tayın etmek salâhıyetıni haiz olcaktır. 2 Yüksek mahkeme federal bidayet mahkemelerinin adlî takvimlerine nezaret etmek üzere idarî bir muavin tayin etmek salâhiyetini haiz olacak ve işler çok olduğu zaman mahkemelere yardım etmek üzere yüksek mahkeme reisi birkaç hâkim eönderebilecektir. 3 Hicbir federal mahkeme evvelce birlesik hükumetler müddeiumumisini haberdar etmeden ve federal hükumetin fikirlerini almadan adlî kararlar veremiyecektir. 4 Bir mahkeme kanunu esasiye müteallik bir mesele halkında karar verdiği zaman dava derhal doğrudan doğruya yüksek mahkemede istinaf edılebilecek ve bu mese'e yüksek mahkme tarafından diğer işlere tercihan tetkik edilecektir. Bu proje kabul edildiği takdirde bundan vüksek mahkeme azalannın bazılan ve bilhassa mahkemenin reisi M. Huçhes müteessir olacakhr. Erzuruma giderken Nerede gerilerine ormanlı dağları gererek ve önlerine canfes denizi sererek yeşille maviyi inci dişli bir tebessümle dügmeliyen sahil beldeleri nerede? Meğer bir dağ değil, bir coğrafya aşmışız! Değirmendere, Trabzon limanını dolduran çay, yetmiş yıl önce limanı dereden ayırmak için bir mendirek yaphrmağa kalkmışız; para yok, amele az, mendirek yirmi yılda ancak altmış metro ilerliyebiliyor. Trabzon denizine zararlı olan dere Zigananın böğrü içinde meğer ne ömür şeymiş. Derenin vadisinden, hafif meyiller ve tatlı kavislerle, iki taraflı ormanların koyuluğu altında, içine güneş ınmıyen yeşıllıklerın reçineli serinliğıne gömülerek, daha derindeki derenin çağıltılarını dinliye dinliye; bu güzellik bıtıvermesın dıye adeta otomobılın hızına eseflenır gibi gıdıyoruz. Maçka ile Hamsiköyünden sonra asıl dağı tımnanmağa başladık. Zigana kalın gövdeli, fakat korkunc değil. Tırmanış otuz kilometroyu buluyor, fakat tehlikesi yok. Kapalı dağ, insanı kucaklıyor gibi emniyetle taşıyan dağ. Dağın sırtında değil karnında dolamyoruz. Sırtta helezonlaşan yolların bir tarafı açıktır, şakulî ufuklarm derinliği göz karartır. Oralarda devrilmek uçmak demek. Burada o yok. Yol dağm içinde ve içimiz emniyette. İkibinlerdeyiz. Eflâke ser çekmiş gürbüz çamlar seyrekleşmeğe başladı. Duruğa yaklaştığımız bir yerde, dolanacağımız virajın üst dıl'ı üstünde tuhaf bir yapı görünüyor. Sekiz on gözlü, karşıdan bir Roma mabedinin alt katını andıran bir yapı. Fakat harabe değil, betonarme; köprü değil, altmdan geçiyoruz; tünel değil, bir tarafı açık. Meğer çığ sundurmasıymış. Eskiden kimbilir nekadar kazaya sebeb olan çığlara karşı yolun üzerine çardaklama abanarak gelen çığlan sırtı üstünden çığlıklar içinde boşluğa atmak için pehlivan pehlivan bekleyip duruyor. pılmış gibi sert sert duruyor; oraya kartal bile yuva yapmaz. Yeşilliği geç; haki rengin de yumuşağı olur. Buralarm bakınmtrak renkleri zırhlanmışlar gibi gözlerin önüne kavgah kavgalı dikiliyorlar. Şükür bir tesellimiz var; yepyeni ve pürüzsüz yol. Gözünü açma, üzüleceksin; gözünü yum; bir patende gibi kayan otomobilin içinde işte bir hulya gibi akıyorsun. Neden sonra bir dere, solumuzda dar vadinin içinden fışkırır gibi serpilmiş meyva bahçeleri. Gümüşhaneye gelmişiz. Burası yeni Gümüşhanedir. Beş altı yüz evlik bir vilâyet merkezi. Uzaktan arduvazla örtülmüş gibi görünen dik ve keskin çatılı evleri, evlerin beyaz gövdeleri, ve çatıların oynak çizgilerile şimalî Almanyadan kopup getirilmiş bir köy gibi gülümsüyor. Eski Gümüşhane ise şu Bakırdağ üstünde, buradan görülmiyen, yalçın bir kale dibine çömelmiş ihiiyar bir ortazaman şövalyesi gibi unutularak, yapayalnız eski hatıralarmm uğultulan içine dalıp, bitkin argm solumaktadır. Bu bankaya koyulacak ilk sermaye elli milyon Türk lirası olacaktir Ankara 6 Telefonla) Bir Deniz Bank teşkili için uzun müddettenberi yapılan tetkikler nihayet bulmuş ve hazırlanan kanun projesi Başvekâlete veril miştir. Maliye Vekâleti de mütaleasıra Başvekâlete bildirmek üzere projeyi tetkike başlamışhr. Bu mühim proje ile Devlet Denizyollan işletmesi, Akay, Fabrika ve Havuzlar, Kılavuzluk ve Gemi Kurtarma gibi deniz müesseseleri, İstanbul ve îzmir Liman idareleri Deniz Bankta toplanmaktadır. Bankanm bir idare meclisi olacak ve merkezi İstanbulda bulunacaktır. Kanun projesile Deniz Banka konulan ilk sermaye 50,000,000 Türk lirasıdır. Proje üzerinde Başvekâletçe yapılacak nihaî tetkıklerden sonra Deniz Bank kanun râyihası B. M. Meclisine sevkolunacakhr. Teklif memrmniyetsizlik uyandırdı NewYork 6 (A.A.) M. Roosevelt'in teklifleri siyasî mehafillerde bir bomba tesiri bırakrmştır. Newdeal'in taleblerine karşı firmalannı kurtarmak için yüksek mahkemeye güvenen muhafazakârlar, Reisicumhuru diktatörlükle itham etmekten çekinmemektedirler. M. Roosevelt'in taraftarları bile Reisicum huru müttefikan tasvib etmemektedirler. Bu husustaki kanun lâyihası şimdiden parlâmentoya verilmiştir. Demokrat meb'uslardan M. Boland parlâmentoda birçok münakaşalar yapılacağını, nutuklar söyleneceğini, fakat neticede lâyihanın kabul edileceğini söylemistir. Türk teşkilâtı esasiyesinde tekâmül [Başmakaleden devaml Hoover, Ruzvelti tenkid ediyor Nevyork 6 (A.A.) Eski Cumhurreisi Hoover, Roosevelt'in âli mahkeme meselesindeki hattı hareketini şiddetle tenkid etmektedir. Hoover'e göre bu tesebbüs âli mahkemenin icra kuvvetine tâbi tutulmasını is tihdaf etmekte ve bu mesele Amerika hükumet rejiminin esasını alâkadar et mektedir. Binaenaleyh bu, partilerin si yaseti çerçevesini aşmaktadır. Millet ana yasa hakkındaki tadil hususunda reyiâm suretile istimzaç olunmalıdır. Vaşing ton'dan gelen haberler, Roosevelt'in bu hareketine muarız olanlann müştereken hareket edeceklerini teyid eylemektedir. dir, ve esas olarak bunun nekadar elzem bir iş olduğunu anlayıp tasdik etmiyecek kimse bulunmaz. Ancak iş çok büyüktür, ve tabiî ona göre himmet, dikkat ve devamlı gayretle takib istiyecektir. Zaten dünkü tadillerm bu bahse taalluk eden birkaç satın bu büyük davanm ancak ilk işareti kabilindendir. Sırası geldiği zaman onun üzerinde çok, amma pek çoh çahşılacağını şimdiden biliyoruz. Cumhuriyet devri Türk millî hayah için dinamik bir mahiyet almıştır. Dün bu yolda tahakkuk etmiş Te edecek büyük işlerin bir bsım daha tesbit edilmiş oldtı. Sancak hakkında verilen kararlar tatbik mevkiine konuyor Yeni bir Lokarno müzaParis 6 (A.A.) M. Delbos, kerelerine kapı açacak bugün, İsveçin Paris elçisini kabul mahiyette görülüyor etmiştir. Elçi M. Delbos'dan İskenLondra 6 (A.A.) Reuter ajansınm öğrendığine göre, M. Ribbentrop eski Alman müstemlekelerinin Almanyaya geri verilmesi meselesi hakkmda pek yakmda İngiliz hükumetile müzakereye girişecektir. Ribbentrop önümüzdeki hafta içinde bu müzakereleri hazırlamak için M. Eden'e vekâlet eden Lord Halifaks ile görüşecektir. Maamafıh bu mülâkat için daha hicbir tarih tesbit olunmamıştır. M. von Ribbentrop, Almanyanın müstemleke taleblerinde haklı olduğunun tanınmasını arzu eylemektedir. Bu meselenin ortaya atılması M. Hitlerin nutkunun tabiî bir neticesi olarak telâkki edılmektedir. Vakıâ M. Ribbentrop, müstemleke meselelerini müzakere etmek için her türlü salâhiyeti haizse de bu hususta lngiltere Hariciye Nezare tine ne bir nota verecek ve ne de sanh bir talebde bulunacaktır. Öğrenildiğine göre, M. Rıbbentrop'un hâmil olduğu yeni talımat, ayni zamanda, yeni bir Lokarno misakı hakkında müzakereleri de açacak mahiyettedir. deron Snncağı meselesinde Millet ler Cemıyeti Konseyi raportörü o lan İsveç Hariciye Nazırı M. SandIer namma, Türk Fransız anlaş masmın filiyata konmasına matuf tedbirler hakkında malumat almış tır. M. Ribentrop'un Londra temasları PEYAMl SAFA Suriye heyetinin Başvekile çektikleri telgraf Ankara 6 (A.A.) İstanbuldan geç mekte olan Suriye Başvekili Cemil Merdün bugün Suriyeye gitmek üzere hareket etmiştir. Hareketinden evvel Başvekil İsmet İnönüne aşağıdaki tel grafı çekmiştir: Başvekil İsmet înönü ANKARA Samimî olarak saadet ve refah dile diğimiz yüce memleketinizden geçtiğitniz sırada hakkımızda gösterdiği samimî kabulden dolayı Türkiye Cumhuriyeti hükumetine İstanbuldan ayrılırken hararetli teşekkürlerimizi arzederiz. Başvekil Cemil Merdün Amerikan otomobil işcisinin grevi Hâkim, fabrikaları işgal eden amele hakkında tevkif kararı verdi FilintMichigan 6 (A.A.) General Motors kompanyasının avukatlan tarafmdan verilen bir istida üzerine federal hâkim fabrikaları işgal eden grevciler aleyhine bir tevkif müzekkeresi gönder miştir. Sherif bu müzekkerenin mevkii fiile konması için millî muhafızlann yardımını istemiştir. Bir taraftan da kumpanya mümessillerile amele murahhaslan arasında mü zakereler cereyan etmektedir. Fakat her iki taraf ta müzakerelerin bulunduğu safha hakkında ketumiyeti muhafaza etmektedir. Yukardaki eski gümüş madeni ocağından eski aletler bütün alacağını almış. Şimdi Ankaradaki Maden Enstitüsile Eti Bank, maden ocaklarının iliklerine kadar uzanan yeni aletlere yeni damarlar bulmak İçin uğraşıyorlar. Eğer umulduğu gibi yeni damarlar zengin çıkarsa, sönüp te sonra yeniden parlıyan yanardağlar gibi, şu dtşı bakırımtırak ve içi gümüşlü dağ da, gümüşün beyazlığını bir zenginlik lavı gibi fışkırtarak buralara yeni bir hayat vere vere tütecek. Bayburda gidiyoruz. Şair Züıninin memleketine. Hicve nâzımlık, yurd sevDuruğa rardık. Karşımıza çıkan mangisine şairlik yapanm beldesi. On sekiz zara çok haşmetli. T a dibdenberi hep senelik ilk gurbetten sonra «Mevlâm izin kendi böğrünü gösteren kapalı dağın bu verdi geldik vatana» diye sevinen ve: en üstünde, cenuba ve garba doğru, dalVar mı cihanda âdeme cennet vatan gibi. galı vadiler arkasından, ta uzaklarda, üç bini aşkın beyaz zirvelerile keskin keskin diye yurdunu seven adam. Kıymeti vargökü tırmalıyarak gerilen dağlara kadar dı; fakat hem dürüst, hem dürüşt olduğu alabildiğine bir ufuk uzanıyor. Manza için dıyardan diyara ahlarak, aziller, raya bak, göz ferahlayıp ruh genişlesin; mahrumiyetler içinde, çileli ve derbeder bir de dibe bak, yumağmdan boşanmış yaşadı: boz bir şerid inceliğile kıvnlarak yol; ruh ürperip göz kararıyor. inen Uiemadan, şuaradan, zürefadan olat/tm Kalayım zarü perişan ne sefalettir bu! YUNUS NADÎ Kral Edward nisanda evleniyor IBaştaraJı l tnct sahlfedel dan Avusturyaya giderek Windsor Dükünü ziyaret edecektir. tzdivac tarihinin kararı Viyana 6 (A.A.) Windsor Dükü ile Madam Simpson'un izdivaclannra tarihi ile nerede yapılacağı Dükün halası Prensesin Enzesfeld'e muvasalatından sonra belli olacaktir. Prensesin yann Enzesfeld'e gelmesi beklenmektedir. Bazı gazeteler tarafından izdivac tarihi olarak gösterilen 27 nisan Madam Simpson ım boşanmasının muteber olması için konulan kanunî müddetin hitammı göstermektedir. Londra 6 (A.A.) «Daily Express» gazetesine Viyanadan bildirildiğine göre Windsor Dükü ile Madam Simpson'un izdivaclan nisan aymda yapılacaktır. Dük biraderleri Kent ve Gloucester Düklerini davet etmiştir. Madam Simpson nisanın yirmi dördünde Enzensfdd'e gelecektir. Yalnız medenî nikâh yapılacaktrr. Troçki Amerika radyosu vasıtasile bir nutuk söyliyecek Bir Ticaret Odaları bankası teşkil ediliyor Ankara 6 (Telefonla) Ticaret ve Sanayi Odaları nizamnamesinin 125 inci maddesi Vekiller Heyetince değiştiril miştir. Yeni maddeye göre Odalar her sene varidatlanndan yüzde onunu ihtiyat akçesi olarak ayıracaklar ve bu ihtiyat akçeleri teşkil olunacak Türkiye Ticaret ve Sanayi Odaları Bankasının sermayesine tahsis olunacaktır. Odalar ihtiyat akçeleri nisbetinde bankaya hissedar o lacaklardır. İzmirde köy muallim mektebi Ankara 6 (Telefonla) Maarif Vekâleti tarafından İzmirde satın alınan Amerikan Koleji binasında köy muallimi yetiştirmek üzere bir köy muallim mektebi açılacaktır. Dahiliye Vekâleti teftiş he Göbbels'in nutku Londrada iyi karşılanmadı yeti kadrosu genişletildi Ankara 6 (Telefonla) Dahiliye Vekâleti Teftiş heyetinin vazife ve salâhiyeti hakkında bir kanun projesi hazırlamış ve mevcud 36 müfettiş kadrosunu 45 e çıkarmış, Teftiş heyeti reisliğinin merkez kadrosunu da genişletmiştir. Projeye göre müfettişlerin staj müddeti 6 aydan 1 seneye çıkarılmakta ve birinci sınıf kaymakamların bir sene staj görmek suretile müfettiş olabilmeleri imkân da hiline konulmaktadır. Nevyork 6 (A.A.) Nevyork Herald gazetesi yazıyor: «Dış Bakanlığı, Troçki'nin salı günü Meksiko'dan telefonla söyliyeceği nutkun Nevyork radyosu tarafından neşrine mâni olmak salâhiyetini haiz olup olmadığmın tesbiti için kanunların tetkik edilmesini münakalât komisyonundan istemiştir. Salâhiyettar mahfillerde söylendiğine Komisyon, Dış Bakanlığınm buna salâgöre iki tarafın mümessilleri evvelâ bir hiyeti olmadığmı bildirmiş ve bunun üzerine müdahale edilmemesine karar mütareke akdetmek sonra da otomobil verilmiştir. > grevinin sona ermesi için bir hal çaresi îngilterenin yeni Berlin sefiri bulmak yollarını aramaktadırlar. Londra 6 (A.A.) Hali hazırda İn Amele Birliği reisi de tevkif gilterenin Buenos Aires sefiri bulunan edilecek Sır Nevil Ayrick'in îngilterenin Berlin Filint 6 (A.A.) Otomobil endüs sefirliğine tayin edildiği resmen haber trisi amele birliği reisi M. Homer Mar verilmektedir. tin aleyhine bir tevkif müzekkeresi kesilmiştir. Fabrikalar tahliye edilmediği takdirde yarın sabah M. Homer Martin'in tevkif edileceği tahmin edilmektedir. Berekt yol iyi ve emniyetli. Dibdeki Harşid vadisine varmak için bin metro dan fazla indık. Zigananın bu yamacı ötekinden büsbütün başka. Evvelki kapahydı, bu açık. Orada çıkılan yolu parça parça görüyoruk; burada inerken bütün yolu görüyoruz. Ötedeki çamlar daha gürbüz ve daha sıktı, buradakiler daha sıska ve seyrek. Ormanlar ki dağlann giyinmesidir, yalnız Zigana kürkünü ters giymiş gibi; bu taraf daha sert ve öte taraf daha ılık olduğu halde kürkün kalm ciheti öteye, yufkası beriye düşmüş! Harşid deresi ve kaza merkezi olan Turul kasabası; denizin maviliğine yüz kilometro önce veda etmiştik, artık yeşil ağaca da, güleç beldelere de elveda. Nerde gerilerine ormanlı dağları gererek ve önlerine canfes denizi sererek yeşille maviyi inci dişli birer tebessümle düğmeliyen sahil beldeleri nerde? Meğer bir dağ değil bir coğrafya aşmışız. Harşidden sonra haşin boğazlar, yalçm vadiler içindeyiz. Şu kaleye bak; sipsivri tepenin dimdik kesme kayalan üstünde o kayalarm uzatılmasmdan ya demekte haklıydı. Ondokuzuncu asır ortalannda, altmış küsur yıllık ömrünü Bayburdun toprağına gömmek için: Cihanda çok yaşadik bümedik Yeni Japon kabinesinin programı Tokyo 6 (A.A.) Birkaç gün süren M. Eden Fransada yalnız bu diyarın havasında değil şiirin Londra 6 (A.A.) M. Eden, saat 11 semasmda dahi hâlâ kokusu kaybolmıyan büyülü bir tütsü gibi dalgalanıp duruyor: de Fransamn cenubuna hareket etmiştir. Nazır nereye gideceğini söylemek Vardım ki bağ ağlar, bagiban ağlar ten imtina etmiştir. ya yakın bir yerde doğduğu için henüz Son inişi bükülüp te kışlalann bir tu pek körpe olmasına rağmen gene gürbüz tamhk mamuresini geçtikten sonra, bura gürbüz akan Çoruhun iki kıyısma serilmiş; boz renkli, taşlık, evlerinin üstü dam, sokaklan yamrıyumru; ve yandaki tepenin kayalığı üzerine burma bir kavuk gururile çevrelenmiş ihtiyar kalenin yedi buçuk asırlık miyob bakışlan altında büzülerek bir harabe artığı gibi duran Bayburd... Demek Zihninin verdiği sestenberi hiç birşey düzelmedi öyle mi? Demek bir asırdır gene: Sümbülü, şebbuyu, gülü hâr almış SumbıUler perişan, guller kan ağlar Şeyda bülbül terkedeli bu bağı. tora arzedilmiştir. diye diye gelirken yolda öldü. 8 şubat tarihinde neşredilecek olan 1829 Edirne muahedesile biten Rus bu programm esaslı beş noktası şunlarharbinde, Bayburd yakınında yapılan dır: cenkte o da bulundu. İşgalin bütün acıla1 Millî siyasetin saf ve temiz bir hale getiriîmesi, nnı, hicretin acıklı sızılarmı tath: 2 Haricî siyasetin mütecanis bir Leylâstn yütürmüş Mecnun misali hale getiriîmesi, Gezmiş dağdan dağa yoktur dnrağı 3 Millî müdafaa ile endüstrinin ve Bir de işgalden sonraki Bayburdu gö ticaretin inkişafı yolunda mütemmim rünce baktı ki belde yıkık, bahçeler ha tedbirler alınması, 4 Kanunu esasî dahilinde dahilî irab, ve kalbler perişandır. Meşhur koşmasile verdiği sesin içli melâli; o şiirin üs darede bazı tedbirler alınması, 5 Millî hayatm takviyesi. tünden bütün bir asır geçmesine rağmen, ~bu yanda ne var müzakerelerden sonra, kabine nihayet Ölüm geleydi gidek bir görek o yanda ne bugün hükumet programını tesbit edevar bilmiş ve tasvib edilmek üzere İmpara Londra 6 (A.A.) Alman Propaganda Nazırı Göbbels'in dün Hamburg'da söylediği nutuk İngiliz matbuatını şiddetle alâkadar etmektedir. Times gazetesi diyor ki: «Göbbels'in nutku şu kanaatimizi lcuv vretlendirmiştir ki. Almanya haricî her hangi bir tesire mukavemet edebilecek derecede kendisini kuvvetli hissetmek tedir. Dığer taraftan öyle anlaşılıyor ki. Almanya ile Çekoslovakya arasındaki münasebat Sovyet Çek paktı mevcud kaldıkça iyileşmiyecektir. Öyle mi? Demek gene ortalık yıkık, bahçeler harab, bağırlar yanık öyle mi? Evet hâlâ öyle: Çamlar şikest olmvs. meyler dökülmüş Saküer meclisten çekmiş ayağı. İSMAİL HABİB
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle