Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 MAYIS 2007 CUMA cumhuriyet mitingi PARİS’TEN UĞUR HÜKÜM Niçin mi Segolene? Küçücük dünyamızda gittikçe büyüyen “Evrensel Gericilik”in Fransız temsilcisi Nicolas Sarkozy’nin karşısındaki tek aday Segolene Royal olduğu için; Sarkozy, bulunduğu her mikro ortamda keyfine uymayan, işine gelmeyen her durumda tam bir yırtıcı hayvan saldırganlığı ve Makyavel’in “Hükümdar/ Prens”i küstahlığıyla davrandığı için; Modern tutucular, çağdaş ırkçılar, riyakar dışlamacılar, postmodern köktendinciler, taze milliyetçiler, sahtekar yaradılışçılar, parlak dönekler, aydın yalakalar ve benzerlerinin ezici çoğunluğu Sarkozy’den yana olduğu için; Fransız ‘Milli Kimliği’ni bakanlık kurarak kurtarmak paranoyasına düştüğü için; Sarkozy, kendi partisi içindeki cumhurbaşkanlığı adaylık sürecinde, antidemokratik bir yaklaşımla, tartışmasız tek aday olarak yürüdüğü için; Sarkozy her fırsatta, “Ben her şeye kadirim, Ben en iyisini yaparım, Ben herkesten daha iyi bilirim, Ben en zekiyim, vs, vs” dediği ve “Fransa Megalomanyaklık Şampiyonu” olduğu için; Sarkozy, sübyancılık veya intihar etmek gibi toplumsal normlar dışı davranışların doğuştan geldiğini savunduğu için; Sarkozy, Fransa’nın bugün yaşadığı bütün sorunları 1968 Mayıs ruhu ve hareketiyle açıkladığı ve 68’in izlerini silmeye kararlı olduğu için; Öğrenim ve çalışma hayatında saygı ve disiplin adına baskı ve tepeden inmeciliği, düzen ve asayiş adına ceza ve yıldırmayı sistemleştirmeyi yeğleyen aday Sarkozy olduğu için; Sarkozy gündelik yaşamı, toplumu ahlaklı kılmak adına boyun eğme ve tevekkülü geçerli yöntem olarak geliştirmeyi hedeflediği için; Sarkozy diyalogu, iki ucunda da kendisinin konuştuğu monolog saydığı için; Sarkozy’nin Avrupa haritası ve kültüründe Türkiye’ye yer olmadığı için; Sarkozy ABD yanlısı olduğu için; Sarkozy büyük sermayenin birinci dereceden tercihi olduğu için... ??? Niçin mi Segolene ? Yukarıdakinden daha İYİ bir insan olduğu için; Sorgulayıcı, araştırıcı ve yaratıcı olduğu için; Kadınlığı ve bağımsızlığını her fırsatta savunduğu için; Kadın olduğu için; Güzel olduğu için; Zarif olduğu için; Genç olduğu için; Yumuşak ve şefkatli gözüktüğü için; Dört çocuk doğurup büyüttüğü için; Çocuklarının babası hayat arkadaşıyla bugüne kadar nikahsız yaşama cesaretini gösterebildiği için; İstediğini yerine getirmedi diye, okurken kendisine yardımı kesen subay babasını mahkemeye verip, ondan çatır çatır tazminat aldığı için; Cesur olduğu için; Çalışkan olduğu için; İnsanları dinlemesini bildiği için; Hata yaptığı için; Hatalarını yukarıdaki adaydan 14 Nisan’da Tandoğan’da yükselen dip dalgası Çağlayan’da tsunamiye dönüştü Halktan büyük uyarı Mitingde bir konuşma yapan Prof. Dr. Necla Arat, “Meclis’in saygınlığını gölgeleyenleri kınamak ve devrim yasalarına saygılı bir iktidar, cumhurbaşkanı istiyoruz demek için buradayız” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi AKP hükümetine “sivil muhtıra”, İstanbul’da büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu Çağlayan’daki “Cumhuriyet için birleşin, yarın çok geç olabilir” mitinginde verildi. Ankara’da 14 Nisan’da 1 milyonu aşkın yurttaşın Tandoğan Meydanı’nda haykırışından sonra İstanbul’da da daha kalabalık bir kitle tarafından “şeriata, darbeye karşı laik, demokratik, sosyal hukuk devleti” sesi yükseldi. Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV), Cumhuriyet Kadınları Derneği, İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu ve Kanaltürk tarafından organize edilen miting için Türkiye’nin dört bir yanından yüz binlerce kişi sabah erken saatlerden “Niçin Segolene?” C 9 ? ? ÇYDD Genel Başkanı Saylan ise “Türk kadınını tesettüre bürünen görüntüsüyle Cumhuriyete meydan okuması için kullanan AKP şimdi de Çankaya’yı tarikat sarayına dönüştürmeye çalışıyor” dedi. Halkın sesine kulak verilmesini isteyen ADD Genel Başkan Yardımcısı Nur Serter, “Türkiye’yi Cumhurbaşkanlığı seçimi ile krize sürüklemekten vazgeçip erken seçime gidin” çağrısı yaptı. tilerine yol açarak bir süredir Meclis’in saygınlığını gölgeleyenleri kınamak ve devrim yasalarına saygılı bir iktidar, cumhurbaşkanı istiyoruz demek için buradayız” dedi. Arat, 14 Nisan’da Tandoğan’da yükselen dip dalgasının Çağlayan’da tsunamiye dönüştüğünü belirterek “Türkiye’nin laik yapısını kararlılıkla, cesaretle savunmak, yasal ortamı aşındırıp daraltmaya çalışarak laik rejimi sinsi bir şekilde ve adım adım değiştirmek isteyenleri durdurmak için buradayız. Ulus devletin ve ulusalcılığın bittiğini öne sürenlere küreselleşmenin tapınıcılığını yapanlara Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerindeki akılcılığı ve bilimi reddedenlere yanıldıklarını ispat etmek için buradayız” diye konuştu. ? itibaren Çağlayan Meydanı’nda toplanmaya başladı. Piyalepaşa Bulvarı, Kâğıthane ve Şişli’de oluşturulan arama noktalarından geçerek alana giren yüz binler, ellerinde Atatürk posterleri ve Türk bayrakları taşıdı. Miting boyunca Atatürk’ün Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. yılında TBMM’de yaptığı konuşma dinletildi, kurulan dev sinevizyon ekranından Mustafa Kemal Atatürk’e ve Kurtuluş Savaşı yıllarına ait görüntüler yayımlandı. Miting alanında dev bir bayrak da saatler boyu ellerin üzerinde taşındı. SAYGI DURUŞU Mitinge, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, İsçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, CHP Genel Başkan Yardımcı sı Mehmet Sevigen, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz da katıldı. Saat 14.00 sıralarında Bulutsuzluk Özlemi’nin sahne alması ile başlayan miting programının sunuculuğunu Mehpare Çelik ve Rüştü Erata yaptı. Sadık Gürbüz ve Tolga Çandar’ın kısa müzik dinletilerinin ardından Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı seslendirildi. Tertip komitesinin tanıtılmasının ardından Halit Ergenç, Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi”ni okudu. Mitingin ilk konuşmasını yapan Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Başkanı Prof. Dr. Necla Arat, “Cumhurbaşkanlığı gibi çok önemli bir olayı yasallığı kuşkulu bir sürece dönüştürenleri, demokrasinin açıklık ve şeffaflık ilkesini çiğneyenleri, milletvekili borsası söylen ‘YETER ARTIK, BİRLEŞİN’ Demokrasiyi araç olarak kullandıklarını bildiğimiz kimselere bu değişim yalanlarına inanmadığımızı göstermek için Çağlayan’da buluştuklarını söyleyen Arat, şunları söyledi: “Medyada işlerine gelmeyen, program, yorumcu ve yayınları birer birer susturmaya çalışanları, aleyhlerine yayın yapan medya gruplarına el koyanları, haber alma özgürlüğümüzü çiğneyenleri protesto etmek için buradayız. İktidarlarını Müslümanlık kavgasında yeni bir başlangıç olarak niteleyenlere, siyasal İslam önce karar mekanizmalarını ele geçirmelidir diyenlere bunun çıkmaz yol olduğunu, dini araç kullanmak isteyen iktidarların eninde sonunda yok olduklarını göstermek için buradayız. Ülkemizi bir sömürgeye dönüştürmek isteyenleri, ulusalcı, laik ve antiemperyalist güçbirliğimizi, ulusal çıkarlarımızı ve onurumuzu her şeyin üstünde tuttuğumuzu, Türkiye’nin her yöresindeki milyonların aynı duygu ve düşünceleri paylaştığını açıklamak üzere buradayız.” ‘KARŞI DURACAĞIZ’ Arat’ın konuşmasının ardından Ayten Alpman sahneye çıkıp “Memleketim” şarkısını yüz binlerce kişiyle birlikte seslendirdi. ADD Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nur Serter, Çankaya’yı işgal planlarına izin vermeyeceklerine vurgu yaparak AKP’ye karşı duracaklarını söyledi. Hükümetin Cumhurbaşkanlığı seçimini derhal durdurması gerektiğini ifade eden Serter, “Türkiye’yi Cumhurbaşkanlığı seçimi ile krize sürüklemekten vazgeçip erken seçime gidin” dedi. Serter, muhalefet partilerinden birleşme için her türlü özveride bulunmalarını beklediklerini kaydederek “Uzun zamandır bekliyoruz. Bir seçim daha kaybetmek istemiyoruz. Yeni bir siyasi parti de kurmak istemiyoruz. Halkın sesine kulak verin ve birleşin” diye konuştu. Serter, “Atatürk ilke ve devrimleri ile çatışmaktan, Cumhuriyet ve kurumları ile uğraşmaktan, dini sömürmekten vazgeçin. Emperyalistlerle işbirliği yapmaktan vazgeçin. Türkiye sevdalılarının önünü kesemez, sesini kısamazsınız. Bize bindirilmiş kıtalar dediler. Biz bindirilmiş kıta olmadık, olmayacağız. Biz Türk milletiyiz. Sesimizi duymayanlara, al bayrağı görmeyenlere sesimizi duyurmasını da bayrağı göstermesini de biliriz. Genelkurmay Başkanı’na memur diyen bir zihniyete karşı şanlı ordumuzun önünde saygı ile eğiliyoruz” dedi. daha kolay kabul ettiği için; Her şeyi bilmek zorunda olmadığını teslim ettiği için; Siyasi sınırlarının bilincinde, ancak en geniş çevreleri toparlamayı hedefleyen bir söyleme girdiği için... ??? Niçin mi Segolene ? Çünkü o, hem Fransa’da hem dünyada, azalan değil çoğalan bir Sosyal Adalet’ten, adil bir sol düzenden yana (en kötümserleri teskin etmek için söyleyelim: ‘hiç olmazsa lafta’); Çünkü o, uygarlığı Atlantik Okyanusu ile Ural Dağları arasına sınırlamıyor; Çünkü o, hakkında söylenen kasıtlı veya cahilane çarpıtmaların dışında Türkiye’nin Avrupalı olduğunu bildiği gibi, Avrupa Birliği’ne, evrensel uygarlık, demokrasi kervanına katılmasından yana (en azından Fransız solunun yarım yüzyıllık bir angajmanının kaçınılmaz takipçisi); Çünkü o, evine Fransız bayrağı asabilmenin yurtseverlik gururu kadar, Avrupalı ve dünya vatandaşı olmanın onurunu da aynı keyifle yaşıyor; Çünkü o, Milli Marş söylediği huzurla Enternasyonal’i de terennüm edebiliyor; Çünkü o, ABD’nin dünyadaki yayılmacı ve saldırgan politikasına ikirciksiz karşı çıkıyor; Çünkü o, kendisini partisi içinde adaylığa taşıyan süreçte inandığı ve uyguladığı “demokratik katılımcılık” ilkesini ne kadar savunuyorsa, ülkesinin ve halkının geleceğini birinci dereceden ilgilendiren konularda Fransızların ‘iradesine’ başvurmayı da en basit demokrasi kuralı addediyor; Çünkü o, Beşinci Cumhuriyet’in çözülmeye başlayan, “Senato” gibi demokrasiden yeterince nasibini alamayan kurumlarında veya devletin işlemeyen noktalarında yeni bir Cumhuriyet’e gidebilecek köklü reformlar vaat ediyor; Çünkü o, eğitim, sağlık, ulaştırma gibi kamu çıkarlarının elzem olduğu alanları neoliberal ideolojilerin ve özel sermayenin egemenliğinden korumak niyetinde: Çünkü o, asgari ücretin arttırılmasından yana ve örneğin, devletten destek alan kârlı şirketlerin çalışanlarını işten çıkartmalarına ve/veya Fransa’daki birimlerini kapatıp başka ülkelere kaydırmasına izin vermeyecek; Çünkü o, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar’ın yasaklanmasından, çevreyi, doğayı kirleten mekanizmalara ağır yaptırımlar getirmeyi amaçlıyor; Çünkü o, kültür, sanat ve bilime, araştırmaya ayrılacak bütçeyi yükseltecek... ??? Maalesef “Güzel Segolene” toz pembekızıl düşleri gerçekleştirmekten çok uzak. Üstelik “Çirkin Nicolas” tozlu grilacivert Elize Köşkü’ne (Fransız Çankaya’sı) çok daha yakın. Neme lazım, Segolene “solculuğun demode” addedildiği bir bağlamda genç nesillerde, bilimsel ve kültürel çevrelerde yeniden “umut ışığı” yaktı, ya... Bugün onun ince, utangaç gülümsemesinde çakan kıvılcım onunla veya onsuz sürdürebilirse ne mutlu... ugur.hukum@gmail.com Çağlayan’daki coşkulu Cumhuriyet Mitingi’ne yurttaşların yanı sıra birçok siyasi parti temsilcisi ve milletvekili de katıldı. Saylan, AKP iktidarının Çankaya’yı ‘tarikat sarayı’na dönüştürmek istediğini söyledi Bu kez görmezden gelemediler Haber Merkezi Milyonlar yürüdü ama televizyonlar yine görmezden gelmeye çalıştı. Yurtseverleri 14 Nisan’da Tandoğan’da buluşturan mitingi görmezden gelen ulu Türk medyası, milyonları tek yürek Çağlayan’da buluşturan Cumhuriyet Mitingi’ne kayıtsız kalamadı. Tandoğan’daki mitingi de kesintisiz veren Kanaltürk, Avrasya Televizyonu, SKY Türk yine kesintisiz canlı yayınını sürdürürken az sayıda kanal mitinge ara ara bağlanarak mevcut siyasi çalkantılar ve Genelkurmay’ın açıklamasını ünlü yazar ve siyasetçilere yorumlatmayı tercih ettiler. ATV, mitingi yine canlı yayımlamadı ve haberlerde geçiştirdi. Kanal D ise dizi yayımlamayı tercih etti. Habertürk kesintisiz yorum yayımlarken Tandoğan’daki miting sırasında belgesel yayımlamayı tercih eden devlet televizyonu TRT, bu kez mitingin ilk saatlerinde çok kısa süreli de olsa birkaç bağlantı gerçekleştirdi. TRT yayınına maç ve belgesel yayınıyla devam etti. Haber kanalı olduğunu ileri süren ancak ilk mitingi canlı vermeyen NTV, bu tavrını sürdürdü. NTV ara ara kısa süreli bağlandıktan sonra basketbol programı yayımlamayı tercih etti. CNN TÜRK, yaşam programlarına çok ara vermemeye özen gösterdi, mitingi aralıklarla vermeye devam etti. Kanal 7’de Sami Selçuk askersivil ilişkilerini değerlendirdi, ardından müzik yayını yapıldı. Kanal 24’te Islahat Fermanı’nın gayrimüslümler üzerindeki etkisi konuşuldu. Amerikalı dünya medya devi Murdock’un satın aldığı televizyon kanalı Fox’ta ise “Üç Tatlı Cadı” adlı dizi yayımlandı. Haber ve fotoğraflarını GSM ile yollayan Anadolu Ajansı ise yoğunluk nedeniyle felç olan baz istasyonlarını kullanamadığı için dünyaya mitingi aktaramadı. ‘Sağda da solda da birlik istiyoruz’ Çağlayan’daki Cumhuriyet Mitingi’nde konuşan ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, Türkiye’nin rayından çıkarılmaya çalışıldığına, ülkenin; dinimiz ve kadınlarımız üzerinden siyaset yapanların uygulamalarıyla kuşatıldığına dikkat çekti. Saylan, Türk kadınını yeniden tesettüre bürünük görüntüsüyle Cumhuriyet’e meydan okuması için kullanan AKP iktidarının, şimdi de Mustafa Kemal’in Çankaya’sını “tarikat sarayına” dönüştürmeye çalışmasını eleştirdi. Saylan, “Kötü yönetiliyoruz ve bunun karşısında ne sosyal demokratlarımızda ne de merkez sağda jetonlar düşüp el ele verme icraatı yok, yok, yok” yorumunu yaptı. “Bizler bütün bunların çözümünün darbeler olmadığını da yaşayarak, kurbanlar vererek öğrendik” ifadesini kullanan Saylan, “Ordumuz, sınırlarımızı korur terörle savaşırken; bir yandan da bir sivil toplum örgütü gibi depremde, selde, heyelanda, hastalıkta, Mehmetçik dershaneleriyle eğitimde var olarak ve kuşkusuz laik Cumhuriyet’in korunmasında hepimiz gibi taraf olarak vardır, var olacaktır” dedi. Edip Akbayram’ın sahne almasının ardından son konuşmayı yapan Kanaltürk’ün sahibi gazeteci Tuncay Özkan, sağ ve solda da birlik çağrısı yaparak “Biz buraya birleşmeye, omuz omuza mücadele vermeye geldik. Sağda da solda da birlik diyoruz. Bu yüzden Mehmet Ağar’a da Erkan Mumcu’ya da birleşin diyoruz. Bu yüzden DSP’ye de CHP’ye de birleşin diyoruz. Biz birlik için buradayız. Siz birleşmeyince kimin geldiğini gördük” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın şehitlere kelle dediği, Mersin’de çiftçiye “Ananı da al git” dediği bir sinevizyon gösterisi izleten Tuncay Özkan, “Siz bu adama, bu zihniyete katlanacak mısınız? Bu saygısız adama izin verecek misiniz?” diye sordu. Yurttaşlar büyük bir coşkuyla “Hayır” diye yanıt verdi. Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı’nın birilerinin cebine koyup gidebileceği bir makam olmadığını belirten Özkan, “Bülent Arınç diye bir adam, Tayyip Erdoğan diye bir başbakan ve Abdullah Gül diye bir kurban... Cumhurbaşkanlığı’nı cebine koyup gitmek istiyor. Buna izin verecek misiniz? Çankaya’nın önüne barikat kurmayacak mısınız?” dedi. Özkan’ın konuşmasından sonra Hasan Karakol sahne aldı. Miting Rutkay Aziz’in Nâzım Hikmet’ten “Memleketim” şiirini okumasıyla sona erdi. Mitingin ardından dağılan yurttaşların bir bölümü ellerinde bayraklarla yürüyerek Taksim’e gitti. Güzergâhları üzerinde bulunan Harbiye’deki TRT binası önünde bir süre duran grup, miting alanındaki sloganlarını yineledi. Daha sonra Taksim Cumhuriyet Anıtı’na yürüyen kalabalık, Atatürk Anıtı’na bayrak asarak sloganlar attı.