22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 MAYIS 2007 CUMA bilim/vaziyet Bilim dünyasından kısa kısa... Nilgün ÖZBAŞARAN DEDE BU iktidar tarafından ırzına geçilen demokrasimizde, Genelkurmay Başkanlığı’nın kamuoyuna yaptığı açıklamanın ardından, iktidarın 15 saat kadar düşünüp “rest” çekmesi üzerine ortaya iki seçenek çıktığını belirtmiş veya İslamcı hükümetin Genelkurmay Başkanı’nı görevinden alacağını ya da Genelkurmay Başkanı’nın istifasını vereceğini öngörmüştüm. İkisi de olmadı. Çünkü hükümetin gücü yetmedi. Çünkü Genelkurmay Başkanı da Türk ulusunu yalnız bırakmadı. Tandoğan’ın ardından Çankaya mitingi de gösterdi ki Türk halkı, Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasının arkasında duruyor, aynı kuşkuları paylaşıyor; ABD ve AB komiserlerinin “demokrasi nasihatleri”ni ciddiye almıyor; laik ve demokratik Cumhuriyete kendisi sahip çıkıyor. Yurtdışından ithal edilip içerdeki işbirlikçiler aracılığıyla Yağmur Ekim C Halk pazarlanmaya çalışılan o nasihatler, ancak İslamcı iktidara geçici bir rahatlama veriyor, hepsi bu. Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasına “rest” çeken hükümetin kamuoyuna yansıtmaya çalıştığı “Başbakan, Genelkurmay Başkanı ile telefonda görüştü; her şey yolunda” türü bilgiler de gecici rahatlamanın yarattığı bir “rehavet”ten öteye gitmiyor. Bundan sonrasında Genelkurmay Başkanlığı’nın kamuoyuna, ulu önderimiz Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık nedeni olan temel ilkeler üzerine “sahte demokratlar” bile acaba asker ne düşünüyor diye meraktan çatlasa dahi yeni bir AKP, bekleyişteymiş... “Beraber yürümekten yorulmuş olmalılar!” 17 Tuvalete gidiyorum diye Meclis genel kuruluna gitmiş. Demek ki işini orada gördü! Dinozor kemiğinden protein elde edildi merikalı bilim insanları 68 milyon yıllık Tyrannosaurus rex kalıntısından, kolajen proteinini ayrıştırdılar. Kolajen, kemiğin sağlamlığından ve esnekliğinden sorumludur ve normalde kemiğin fosilleşmesi sırasında yerini minerallere bırakır. North Carolina Eyalet Üniversitesi’nde Mary Schweitzer ile çalışan araştırmacılar, 2003 yılında Montana eyaletinde bulunan 68 milyon yıllık Tyrannosaurus rex’in üst baldır kemiğinde yumuşak doku ve damarlar bulunduğunu fark etmişler. Oysa bu tür organik malzemenin en fazla bir milyon yıl içinde tamamen bozulduğu sanılıyordu. Araştırmacıların tahminlerine göre dinozorun proteinleri serbest radikaller ve diğer moleküllerle birleşerek Gökyüzünde bir yakut ydney Üniversitesi’nden Peter Tuthill ve Cornell Üniversitesi’nden James Lloyd tarafından yılan takımyıldızında gözlemlenen kare biçimindeki bulutsu, işlenmiş bir yakutu andırıyor. Astronomların “Kızıl Kare” olarak isimlendirdikleri MWC 922, yaklaşık olarak 5000 ışık yılı uzaklıkta yer almakta. Bulutsunun, bir ağzı 90 derece olan çift koni biçiminde olduğu tahmin edilmekte. Enfraruj ışık ile alınan görüntü için Hawaii’deki A fosilleşme sürecine girmemişler. Yumuşak doku gelişkin analiz yöntemleriyle yakından incelenince kemik, cilt ve sinirlerin en önemli bir parçası olan kolajenin varlığı görülmüş. Ayrıca “ilkel proteinin” yapıtaşları olan aminoasit zincirleri de saptanmış. Trex’in aminoasit zincirleri günümüzde yaşayan tavuk, kurbağa ve semenderinkine benziyor. Tavukla olan benzerlik dinozorların günümüz kuşlarla akraba olduğuna dayanan teoriyi de desteklemekte. Trex’in yumuşak dokusu sayesinde dinozorların evrimi ve modern türlerle ilişkisi hakkında yeni bilgiler edinen araştırmacılar, hücre büyümesini ve indirgenişini daha iyi anlayarak, kanser gibi hastalıklar için yeni tedavi yöntemleri geliştirebilmeyi umuyorlar. S Keck2 teleskopu ve Mount Palomar gözlemevindeki teleskoptan yararlanılmış. Bulutsunun geometrik biçimindeki mükemmel simetrisine hayran olan Tuthill ve Lloyd özellikle de simetri eksenine doğru 90 derecelik bir açıyla devam eden aydınlık çizgileri ilginç bulmuşlar. İki astronom MWC 922’nin sönmekte olan bir yıldız olduğunu ve Süpernova SN1987A’nın etrafındaki iki gizemli halkayla ilişkili olabileceğini düşünüyorlar. açıklama yapacağını da hiç ama hiç sanmıyorum. Hem sözün bittiği yerdeyiz hem de artık söz halkta! İktidar yalakası medyanın Tandoğan’da çuvala sığdırmaya çalıştığı “mızrak” Çağlayan’da ortaya çıkmış ve çuval yırtılıp çöpe atılmıştır. Bir düğünbayram havasında sokağa dökülen halk, bu hükümetin siyasi ömrünün bittiğini dünyaya ilan etmiştir. Şimdi bunun gereğinin yapılması gerekmektedir. Bunun gereği de hemen seçime gidilmesidir. Fakat Türkiye’nin bu hükümetle seçime gitme gibi lüksü yoktur. Hükümet istifa etmeli, ulusal bir koalisyon hükümeti ile seçime gidilmelidir. Öte yandan Türk halkının merkez sağda ve özellikle merkez solda, koltuk sevdalılarına da tahammülü kalmamıştır. Halk, siyasetçilerin önüne geçmiş yürümektedir. Akıllı siyasetçi birleşir ve halkın peşine düşerse kazanır! Rekor Okan Öztürk: “Tayyip yine rekor kırdı: Türkiye tarihinde ilk kez milyonlarca kişinin sokağa çıkıp bir meydanda toplanmasını sağladı.” Kopuş 1 MAYIS 1977 katliamının 30. yılı münasebetiyle sabahtan itibaren “Tayyibi Saadet”i koruma altına almak için başta İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul’un polis şefi Celalettin Cerrah, şehremini Kadir Topbaş olmak üzere canlabaşla çalışan herkese ne kadar teşekkür edilse azdır. Var olsunlar, sağ olsunlar. Hepiciğini ayrı ayrı kutluyorum... Çünkü İslamcılığı tescilli bir iktidarın faşizme de özenen yüzü ancak böyle sergilenebilirdi. İstanbul’da adı konmamış bir “olağanüstü hal” ve hatta “sıkıyönetim” yaşandı. Kanun diye diye, “polis devleti”nin başarılı bir provası yapıldı; hukuk devleti ise bir kenara atıldı. Önce kitle ulaşım taşıtlarını trafikten çekerek halkı evlerinde gözetim altında tutmak istediler sonra otomobilli olanları Boğaz köprülerini kesip tıkadıkları trafikte beşaltı saat gözaltına aldılar. İstanbul’u duvarı yıkılmamış Berlin’e çevirdiler. Taksim’deki mitingle uzaktan yakından ilgisi olmayan ve tek amaçları Taksim’den onlarca kilometre ötedeki işlerine gitmek olan insanları yollarda esir Kendi kendine katlanan plastik folyo ransız araştırmacılar, ıslatıldığında bir ila iki santim büyüklüğünde piramit veya küp gibi şekillere bürünen plastik folyo geliştirdiler. Paris Endüstriyel Fizik ve Kimya Yüksekokulu’ndan José Bico, yöntemin miktroelektronik yapı elementlerinin seri üretiminde kullanılabileceğini sanıyor. Binde bir milimetre kalınlığındaki folyonun üzerine su serpiştirildiğinde, su dağılıp, buharlaşıyor. Bu süreç sırasında suyun hacmi eksildiğinden, bir yüzey gerilimi oluşmakta. Bu şekilde folyo büzüşüyor ve otomatik olarak üçboyutlu şekil olarak katlanıyor. Örneğin bir çiçek küre, haç şeklindeki bir şekil küp ya da bir üçgen piramit oluyor. Folyo Kuzey Kutbu’nda zeplin araştırması 008 yılında Kanada kıyılarından Sibirya’ya kadar uzanan bölgedeki buz kalınlığı ölçülecek. “Poleairship” projesiyle böylece ilk kez bir zeplin Kuzey Kutbu üzerinde uçacak. Amaç, Kuzey ve Güney Kutbu üzerindeki buz kalınlığının bölgesel dağılımını ölçmek. Üzerine elektromanyetik bir sondanın yerleştirileceği zeplinle Fransız doktor JeanLouis Etienne yolculuk edecek. “EmBird” olarak isimlendirilen zeplin, Nisan 2008’de Norveç’teki Spitz F 2 bergen adasından kalktıktan sonra Kuzey Kutbu üzerinden Kanada’ya ve oradan da Alaska’ya uçacak. Fransız doktorun projesi Fransız petrol şirketi Total tarafından finanse edilmekte. İlk ölçümler bu ay içinde bir helikopterle yapılacak. nun ne kadar kuvvetli katlanacağı parçanın büyüklüğüne ve kalınlığına bağlı. Araştırmacılar ortaya çıkan şeklin sıcaklık yardımıyla sabitleştirildiğini söylüyorlar. Üçboyutlu objeler örneğin tuş veya tıbbi ölçüm aletlerinin sensörleri gibi mikroelektronik parçalarda kullanılmakta. Ancak üretim teknikleri genelde yassı yapı elementlerine göre geliştirildiği için üçboyutlu elementlerin seri üretimi zor. Yeni yöntemin üçboyutlu elementlerin üretiminde yardımcı olması tuttular. Tünellerde sıkışan taşıtlardaki insanlara ölüm tehlikesi yaşattılar. İşine gidebilmek için onlarca kilometreyi yürümekten başka çaresi kalmayan insanların üstüne su sıktılar, gaz püskürttüler. Yollarda esir tutulan halk da Tandoğan ve Çağlayan’dan yükselen çağdaş Türkiye çağrılarını anımsayarak başta Tayyip ve valisi olmak üzere “polis devleti”ne emeği geçen herkesin kulaklarını bol bol çınlattı. Bendeniz, 15 kilometrelik yolu 5 saatte aldıktan ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü geçtikten sonra, bir polis görüp durdum. Otomobilin camını açtım, “Günün sonunda fırsatınız olursa amirlerinize lütfen; valinizi ve emniyet müdürünüzü şiddetle kınadığımı anlatın” dedim. Genç polis ne dedi biliyor musunuz? “Anlamazlar” dedi. İşte ben o zaman şunu anladım: Hükümet ve hükümetin kurduğu kadrolar artık halktan kopmuş, başka bir âlemde yaşıyorlar; bu nedenle de halktan her geçen gün daha çok korkuyorlar. Ve çocukluk günlerimi anımsadım, 1959 yılına döndüm; eski bir Kuvayı Milliyeci olan babam, “İktidar halktan iyice koptu” derdi. 14 Nisan, 29 Nisan, 1 Mayıs... Korku dağları sarmış. İnceldiği yerden kopmak üzere! Kavram Ramiz Yıldırım: “Alın size yeni bir kavram: Tayyiban” Ampulcü Gülhan Elmas: “AKP’nin Meclis Başkanı Bülent Arınç, bu gidişle Meclis’teki ampulleri de iktidar milletvekillerinden sayacak!” Hırsız Akif Kökçe: “Genelkurmay açıklamasını eleştirenlerden anlıyoruz ki; hırsızı görünce ‘hırsız var’ diye bağırmak demokrasiye aykırı!” Para Ahmet Seven: “Cumhuriyetin tehlikede olduğunu söyleyenlere paranoyak damgası vuranlara Tandoğan ve Çağlayan’dan sonra ‘Al paranı da git’ dense yeridir!” Alzheimer araştırmalarında önemli bir gelişme astaları beş ila on yıl içinde ölüme sürükleyen Alzheimer’in tedavisi hâlâ mümkün değil. Fakat Alman bilim adamları şimdi sinir hücrelerini öldüren zehirli maddenin oluşumunu engellemeye başardılar Hür Berlin Üniversitesi’ne bağlı Kimya ve Biyokimya Enstitüsü araştırmacıları, Alzheimer hastalığına yol açan maddeyi bloke etmenin yolunu buldular. Dünya Sağlık Organizasyonu WHO’ya göre dünya genelinde 24 milyon kadar Alzheimer hastası var. Biyokimya profesörü Gerd Multhaup, sinirleri harap ederek Alzheimer hastalığının gelişimini tetikleyen AmiloidBetaPeptids Ass42 Uykusuzluk erkekliği öldürüyor hicago Üniversitesi bilim insanlarının Sleep dergisindeki araştırma yazılarına göre uykusuzluk, yaşlı erkeklerdeki testosteron seviyesini düşürmekte. Yaşları 6474 arasında değişen on iki sağlıklı erkekle yapılan deneylerde, uykusuz kalan ya da kötü uyuyan erkeklerdeki testosteron seviyesinin düştüğü görülmüş. Araştırma, kronik uykusuzluğun sağlık sorunlarına neden olduğunu gösteren araştırmaların sonuncusu. Daha önceki araştırmalarla da uykusuzluğun mesela şişmanlık ya da diyabet gibi metabolizma hastalıklarına yol açtığı ortaya çıkmıştı. Yeterli ve iyi uyku bağışıklık sistemi için de önem taşımakta. Nitekim uyku uzmanlarına Davalı Anıl Öçal: “Beni de dava etsene gülüm! Cumhuriyetin sonunun geldiğini söylediğin röportajı ben de okudum!” Pişmaniye Akif Kökçe: “Vatandaş, ‘Pişmaniye Cumhuriyeti’ vatandaşı olmamak için alanlarda!” H maddesinin oluşumunu engellediklerini açıkladı. Ass42 peptidinin engellenebilmesi için öncü proteinlerin parçalanma süreci değiştirilmiş. Bu şekilde alzheimer’e yol açan Ass42’nin yerine, zehirli olmayan daha kısa peptidler oluşmuş. Konuyla ilgili araştırma The EMBO Journal dergisinde yayımlandı. C Bir mucidin muvaffakiyeti göre çocuklardaki büyüme süreci daha çok derin uyku evresinde işlemekte. Uyku sorunlarının, son yüz yılda değişen yaşam ve çalışma hayatına bağlı olarak geliştiğini tahmin eden araştırmacılar, uzun vadede uykusuz kalmanın tehlikeli olduğunu söylüyorlar. Uyku uzmanlarına göre hafta sonları diğer günlere göre çok daha geç kalkan insanlarda kronik uykusuzluk olabilir. Yüzdeki ifadeyi anlamak için Batılılar dudaklara bakarken, duyguların çok fazla belli edilmediği Japonya gibi Uzakdoğu ülkelerinde ise gözlere dikkat edilmekte. Alberta Üniversitesi’nden Takahiko Masuda ile çalışan araştırmacılar bu sonuca Amerikalılar ve Japonlarla yaptıkları testlerle ulaşmışlar. Deneklere bilgisayarda çeşitli yüz fotoğrafları gösterildikten sonra ağız/dudaklarda ve gözlerde değişiklik yaparak yüz ifadelerini değiştirme görevi verilmiş. Yüz ifadesinde Japonlar için gözler, Amerikalılar içinse ağız ve dudaklar daha önemli. Duyguların açıkça ifade edildiği Amerika’da ağzın önemli bir kriter olması çok anlamlı diyor Masu Batılılar dudaklara, doğulular gözlere bakıyor da. Sonuçta ağız insan yüzündeki en anlamlı karakteristik özellik. Bilim adamı, duyguların pek fazla belli edilmediği Japonlarda, en etkili duygu ifadesi için geriye gözler kalıyor diyor. Sonuçlar ayrıca Japonların, sahte gülüş gibi yapmacık yüz ifadelerini daha kolay algılayabildiklerini de göstermiş. Çünkü duyguları gözlerden okumak daha zordur. Bu kültürel farklılık eposta yazışmalarında kullanılan işaretlerde bile görülmekte. Mesela Amerika ve diğer tüm Batı kültürlerinde neşeli bir yüz :) , Japonya’da ^^ bu şekilde kullanılmakta. Üzgün bir yüz ise Japonya’da ;; Amerika’da :( şeklinde sembolize edilmekte. Şehremaneti Makine ve Sanayi Şubesi müdürü Şefik Bey tarafından icat edilen İmdat yangın itfa (söndürme) aletinin bütün memlekette kullanılması hükümetçe tensip edilmiştir (uygun bulunmuştur). Dahiliye Vekâleti bütün vilayetlere birer tamim (genelge) göndererek bu aletin kullanılmasını tebliğ etmiştir. Tamimde Şefik Bey tarafından imal edilen ve Darülfünun kimyagerlerinden Refet Bey'in tertip eylediği formül ile, bu aletin ateşe tesiri temin olunmaktadır. Tamimde alet hakkında şu izahat verilmektedir; “İmdat aletlerinin, Minimaks, Ekselsiyor gibi Avrupa'dan getirtilen ve kullanılan aletlere nisbetle daha kullanışlı, daha tesirli, daha faik (üstün) olmakla beraber diğer benzeri aletlerden % 30 nisbetinde tenzilatla mal edilmeleri temin edilmiştir. İmdat aletinin çeşitli defalar yapılan tecrübelerde diğerlerine faik ve mükemmel olduğu görülmüştür. Bu alet memlekette imal edilmekte ve İstanbul Şehremaneti'ne bağlı Esnaf Bankası tarafından satış Mucit Şefik Bey, kimyager Refet Bey mevkiinde ve siparişleri kabul edilmekte olduğundan vilayetiniz dahilindeki resmi müesseseler için bu aletlerin 5, 10, 25, 100, 250 liralık nevilerinden lüzumu kadar bankaya siparişi için mümkün kolaylıklar temin edilmiştir. Benzeri itfa aletleri için harice akan paramızın memleketimiz dahilinde kalması ve pek büyük zayiata sebebiyet veren ve ani şekilde çıkan yangınların diğer itfa aletlerinden daha kolaylıkla söndürülmesinin mümkün olması sebebiyle İmdat markalı aletlerden bulundurulması keyfiyeti tebliğ olunur.” Tamimde bu aletlerin vali ve diğer mülkiye konaklarına, özel idareye ait binalara, belediye dairelerine, belediyeye ait müesseselere ve binalara behemehal (kesinlikle) koyulması bildirilmektedir. Bundan başka içinde yangın çıkması muhtemel sinema, fabrika, tiyatro, otel gibi binalarda bu aletten bulundurulması tamim edilecektir. Ankara’da yapılan tecrübeler hakkında Ankara Şehremaneti Heyeti Fenniye umum müdür vekili Halis, Birinci Ordu Müfettişliği’nda erkânı harp binbaşısı Muzaffer, Ticaret Vekâleti Sanayi Şubesi müdürü Kadri beyler tarafından rapor yapılmıştır. Bu raporda tesir sürati, itfa edici köpüğü, sıvının devam müddeti ve emniyet tertibatının sağlamlığı noktai nazarından diğer aletlerden mükemmel olduğu kaydedilmiştir. Türk mucidi Şefik Bey ile arkadaşı Refet Bey’i tebrik etmeyi bir vecibe addederiz. l 19 Mayıs 1927 Perşembe
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear