Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
uluslararası platformda onurunun zedelendiği düşüncesi halkta ABD’ye karşı "Çuval Olayı" ile başlayan nefretin bir kat daha artmasında neden olmaktadır. ABD’nin adeta "Türk Halkı’nı kaybetme çabası" şeklinde bir politika izlediği ve yakında bunu başka alternatif bir politika ile değiştirmek zorunda kalacağı izlenimini doğurmaktadır. Bu da ABD’nin ‘bağımsız Kürdistan’ın kurulmasında son aşamaya gelmek için çaba sarfettiği anlamına gelebilir. Hatta bu yüzden sadece Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine yönelik olası yeni harekâtlarının meşruiyetinin kalkması için PKK’nın üst kadrosunu bitirme ve kalanlarını da Barzani güçlerine katarak asimile etmesi için Türkiye’ye son bir harekât şansı daha tanıyacağı düşünülebilir. Hatta PKK içinde başladığı söylenen bölünmeye yönelik iç çatışmalar da bunun bir göstergesi olabilir. DEĞERLENDİRME Askeri alanda başarılı olan harekât, siyasi alanda tam bir fiyasko ile sonuçlanmıştır. Harekât zamanı türban konusuyla aynı zamanda ortaya çıkmasının tesadüf olmadığı da ortadadır. 2007 sonbaharı sonuna kadar oyalanan hükümetin, bu yapay ama ciddi konuyu bir sınır ötesi harekâtla gölgeleme girişimi akla başka sorular getirmektedir. Milli bir davanın başka politikaları uygulamaya alet edilmemesi devlet adamlığının güvenilirlik göstergesi olmalıdır. Harekât, stratejik hedef gözükmediğinden, Hakkâri’deki sınır baskınına karşı iyi hazırlanmış bir tepki harekâtı olarak gözükmektedir. Dolayısıyla terör örgütüne bir gözdağı verilmiştir. Aynı zamanda terör örgütünün ileri bir harekât yeteneği de sınırlandırılmıştır. İstihbarat faaliyetindeki dışa bağımlılığın harekâtın sona erdirilmesinde etkisi olduğu, ABD’nin bunu baskı aracı olarak kullandığı söylenebilir. ABD’nin bölgede kimin nerede olduğu konusunda geniş bir istihbarata sahip olduğunu zaten biliyoruz. Çünkü 1991’den beri bölgede Amerikan Özel Harekat, ön temizlik yapma amacına yönelik gibi görünüyor. Bu niteliği nedeniyle Barzani’nin bölgede tam bir etkinlik sağlaması söz konusu olmadı. Bundan sonraki harekatlar sırasında ‘Vatan pahasına politika yapılmaz’ sözüne herkes uymalı. Kuvvetleri mensupları olan "Yeşil Bereliler" yardım adı altında bölgeyi geleceğe hazırlama gayreti içerisindedirler. Buna dayanarak harekâtın bölgeye yönelik ABD genel politikasının kontrolünün dışında yapıldığını söylemek hayalcilik olur. Sınır ötesi harekâtı kısaca "ABD Çuval Olayı sonrasında Türkiye’nin prestijini sarsacak ve iç siyasetindeki dengeleri oynatabilecek yeni bir manevra yapmıştır" şeklinde değerlendirebiliriz. Ancak eğer bu tahmin edildiği gibi bir ön temizlik harekâtı ise, şu anki ortamda oluşan siyasi ve ekonomik gerginliğin geniş kapsamlı asıl harekâtı engelleyici bir niteliğe sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte ABD’nin siyasi manevrasının Türkiye’ye verdiği zarar da bizzat hükümetin hatasıdır ve böyle bir hataya neden olan kişi ya da kişilerin hesap vermesi, gerektiğinde kurumsal düzenlemeye gidilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin başında PKK ve Güneydoğu Sorunu olduğu sürece ABD Türkiye’yi İran üzerine C S TRATEJİ 23 yönlendiremeyecektir. Ancak bunun alternatifi olarak bağımsız bir Kürdistan kurulur ve ABD tarafından hızla tanınırsa, Amerikan kuvvetleri buraya daimi olarak yerleşeceğinden TSK’nin bölgeye yönelik yeni harekâtları engellenmiş olacaktır. Dolayısıyla Irak’ın kuzeyine Türk müdahalesi böyle bir erken bağımsızlık ilanını doğurabilir. Bununla birlikte kurulması amaçlanan Kürdistan’ın yaşamı Irak’ın ortasındaki Sünni bölgesinin güvenliğinin sağlanıp sağlanamayacağına bağlı olacağından, böyle bir bağımsızlık ilanı son derece riskli bir erken doğum olacaktır. Bunun için Irak’ın güvenliğinin en azından bir iç savaşa dönüşmeyecek ölçüde kesinleşmesi gerekmektedir. 30.000’i aşan Amerikan ordu kayıpları ise böyle bir düzelmeden bahsetmek için çok erken olduğunu göstermektedir. Eğer Kürdistan’ın kuruluşu gerçekleşir de Güneydoğu Anadolu’ya sıçrarsa, bölgede nüfus ve yer altı kaynakları açısından zengin, ancak bilgi yoksunu bir müttefike sahip olacak olan ABD bölgedeki kalıcılığını garantileyecektir. Bu oluşumun sınırlarının sadece etnik Kürt nüfusun yoğun olduğu yerlerle değil, ABD’nin etkisine açık olması için İran ile sınırdaşlığının çokluğu ve Amerikan Ordusu’nun Türkiye ve Irak haricindeki ikmal hatlarının güvenlik altına alınması ile de çizileceğini söyleyebiliriz. Bu durumda kurulacak Kürdistan’ın çıkış noktası olacak en stratejik bölge, İskenderun Körfezi çevresindeki İçel, Adana ve Antakya illerinin oluşturduğu alan ve bu alanın doğuya doğru uzanan hinterlandı olarak göze çarpmaktadır. Türkiye’nin geleceğini karartabilecek ciddi oyunlar oynanmaktadır. Böyle bir zamanda öncelikle Meclis’in ve Ordu’nun tam bir mutabakat içinde olması gereken bir zamanda haklı ya da haksızgereksiz tartışmalardan kaçınmak gerekmektedir. Milli mutabakat olmadan halk desteği kazanılamaz, halkın desteği olmaksızın milli bir mesele halledilemez. O yüzden "Vatan pahasına politika yapılmaz!" sözü bu ülkeye hizmet eden herkesin ortak ilkesi olmalıdır. H. Miray VURMAY SON HAREKAT Kod Adı: Yahuda olduğunu, herkesin içinde bulunduğumuz bu ihanet aracı olduğunu savunan yazar PKK ve Barzani senaryosunu, bu tehlikeyi artık görmesi gerektiğini ilişkisini ve Türkiye’nin ABDİsrail’in savunan Sarızeybek, Türk okuruna adeta çağrıda Ortadoğu stratejilerindeki yerini yapıtında bulunuyor. Yazar, Türkiye’yi içerisine çekmeye şöyle ortaya koyuyor: "…PKK ikiye çalışan bu ABDİsrailBarzani girdabının yanı sıra bölünmüş durumda. Bir grup Barzani Türkiye’nin PKK terörü ile içinde, diğeri de radikal eski mücadelesinde komşuları ile PKK. ABD ve İsrail, anlık özellikle de İran ile yakın istihbarat ve müşterek bek zey Yazar: Erdal Sarı geçmişte terör bağlamında operasyon masalıyla bu rı Pozitif Yayınla yaşadıklarını ele alıyor. radikal gurubu Erdal Sarızeybek, TSK’nin 16 Barzani’ye süpürmemizi Aralık 2007’den bu yana yapmış olduğu hava istiyor. Bundan sonra harekâtının asıl hedefleri olan Zap, Avaşin, Basyan, büyük kürdistan projesini PKK değil Hakurk ve Kandil terörist kamplarını bölgede Barzani yapacak. yıllarca görev yapmış, terörle bir fiil mücadele … ABD, anlık istihbarat ve PKK etmiş emekli bir asker olarak değerlendiriyor. müşterek düşman söylemleri ile Güneş Harekatı’nın hedefi olan Zap'ın asıl stratejik Türkiye'ye yeni bir ihanet senaryosu hedef olmadığını, sırada Hakurk’un olduğunu ve çiziyor. Bu senaryonun baş mimarı İsrail’dir, sonraki hedefleri de içine alacak gerçek bir "Son Barzani'dir. Bu senaryoya destek veren her yetkili Harekatın" başlayacağını dile getiriyor. Kitabında düşmanla işbirliği yapıyor, demektir. Hukuk dilinde 'PKK artık bizim için önemini kaybetmiştir. Son bu işbirliği ihanet demektir. Bu ihanete kim dur Harekâtın hedefleri çok farklı olacaktır" ifadelerini diyecek!'' kullanan yazarın, Türkiye’nin terör bağlamındaki Bu kısa ifadelerden de anlaşılacağı üzere Erdal gerçek gündemini, ortaya konulması gereken esas Sarızeybek bu son çalışması ile Türkiye’nin karşı hedeflerini gözler önüne serdiği çalışması, karşıya olduğu yeni bir ihanet senaryosunu gün gündemin anlaşılması için okunmaya değer. yüzüne çıkarıyor. Türkiye'nin bir dönüm noktasında T ürkiye’de ses getiren İhaneti Gördüm ve Şemdinli’de Sınırı Aşmak adlı kitaplarıyla yakından tanıdığımız Emekli Albay ve aynı zamanda TUSAM İç Güvenlik ve Terör Danışmanı Erdal Sarızeybek, ses getirecek, gündem yaratacak yeni çalışması "SON HAREKAT, Kod Adı: Yahuda" ile bir kez daha okuyucuyla buluşuyor. Sarızeybek, PKK’nın bugünkü konumunu yine sınır ötesi bir bakış açısı ile bölücü Kürt hareketinin Barzani aşiretine kadar uzanan mevcut ve potansiyel durumunu gözler önüne serdiği çalışmasında TSK’nin son dönemde gündeme oturan PKK terörü ile mücadelesini, AKP hükümetinin bu mücadelenin neresinde yer aldığını, yine ABD ve ABD işgali altındaki Irak’taki legal ve illegal unsurların da Türkiye’nin çeyrek yüz yıllık bu mücadelesinin neresinde durduğunu açıkça ortaya koyuyor. Çalışmasında Barzani’yi açık bir şekilde PKK’nın "yeni lideri" olarak ilan eden ve Türkiye’nin mücadele ettiği BarzaniPKK ortaklığındaki terörün, ABD’nin ve perde arkasından olaylara yön vermeye çalışan İsrail’in "yaşam ve yayılma stratejisi" olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir