22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

22 Dilek FİLİZFİDANOĞLU TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası dfidanoglu@tusam.net Küresel ısınma üretimi vurdu, ithalat patladı… C S TRATEJİ ulaştı. Büyüme rakamlarına bakıldığı zaman geçmiş yıllarda milli gelirin neredeyse yarısını oluşturan tarım sektörünün artık bu özelliğinden çok uzaklarda olduğunu görebiliyoruz. Bu gerilemenin pek çok nedeni olmakla birlikte, en önemli nedeni hiç kuşkusuz ki küresel ısınma sayesinde yaşanan kuraklıktır. Bizler iklim değişikliklerinin etkisini henüz tam olarak göremesek de ya da görmek istemesek de, küresel ısınmanın tarıma etkileri aslında daha şimdiden özellikle gıda fiyatlarındaki artışlar sayesinde açıkça görülebiliyor. İlerleyen yıllarda yaşanması muhtemel gıda sıkıntısının bizleri beklediğini şimdiden söyleyebiliriz. Dahası zaten had safhada olan köyden kente göçün tarımdaki bu gerileme sayesinde giderek artacağına ise hiç şüphe yok. Dolayısıyla bütün bunlara bakılarak tarımın stratejik önemini göz ardı etmek mümkün değil. Zira hızla çoğalan dünya nüfusunun yiyecek içecek kaynaklarının her geçen gün azalması tüm dünyada tarımın önemini her geçen gün daha da artırmaktadır. D ünya ısınıyor ve ısınmaya bağlı olarak iklim değişiklikleri de giderek daha belirgin hale geliyor. Ülkemizin küresel ısınmanın etkileri açısından riskli ülkeler arasında olduğu artık biliniyor. Özellikle su kaynaklarının zayıflaması sebebiyle kuraklık ve çölleşme gibi küresel ısınmanın olumsuz yönlerinden etkileneceği kesin. Tüm dünyada küresel ısınma nedeniyle yaşanan zorluklara karşı en azından küresel ısınmanın etkilerini asgariye indirebilmek için tedbirler alınmaya çalışılırken, Türkiye’de ise sorun sanki sadece başka ülkelerin sorunuymuş gibi algılanıyor. Her ne kadar bu konuda birçok konuda olduğu gibi duyarsız olsak da Türkiye’de de pek çok dünya ülkesinde olduğu gibi küresel ısınmanın 2007 yılındaki etkileri, 2008 yılının başlarında açıklanan verilerle daha da gözler önüne serildi. Hemen hemen tüm sektörleri etkileyen küresel ısınmadan nasibini en çok alan sektör hiç kuşkusuz ki tarım sektörü oldu. Küresel ısınmanın tarımsal üretimi olumsuz yönde etkilediği bir gerçek, zira verilere göre elde edilen ürün miktarı giderek azalıyor. Kuraklık ve iklim değişiklikleri nedeniyle böylesi bir olumsuzluk yaşanması günümüz koşullarında kaçınılmaz. Özellikle son yıllarda yaşanan bu iklim değişiklikleri ve kuraklık, çiftçilerimizin büyük zararlar görmesine neden oldu. Tarım sektörü küçüldü Küresel ısınma kaynaklı kuraklık, Türkiye’de tarımı ciddi oranda etkiledi. Üretim azalırken, özellikle hububata dayalı ithalat patladı. Beslenmenin zorunluluğu nedeniyle Türkiye’nin tarım konusunda strateji TARIMIN ÖNEMİ geliştirmesi, kuraklığa karşı önlem 2007 yılında üretici fiyatları (ÜFE) yüzde 5.94, tüketici fiyatları (TÜFE) ise yüzde 8.39 alması gerekiyor. oranında artış göstermiştir. Bu duruma göre 2007 yılı için 5 milyar YTL olarak belirlenmiş durumda. Bu durumda hükümetin verdiği rakamlar yine gerçek rakamların oldukça altında. Bütün bu verilerde küresel ısınmanın hiç kuşkusuz ki önemli bir etkisi oldu. Ayrıca küresel ısınmanın tarımdaki etkilerini görmek için 2007 yılında tarım ürünlerindeki ithalat rakamlarına da bakmak gerekir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin verilerine göre 2007 yılının ilk 11 ayında tarım sektöründe ithalat miktarı yüzde 62 oranında artış göstermiştir. Tarım ürünleri arasında ithalat artışı en fazla olan yüzde 575’lik bir oran ile hububatta gerçekleşmiştir. Yine yağlı tohumlarda yüzde 66’lık bir ithalat artışı olmuştur. TÜİK verilerine göre ise tarımdaki dış ticaret açığı 2007 yılında 1 milyar dolar civarında. 2006 yılıyla kıyaslandığında ise ihracat sadece yüzde 7 oranında artarak 3 milyar 724 milyon dolar olurken, ithalat 2007 yılında 4 milyar 640 milyon dolara İTHALAT ARTIYOR Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in 2007 Yılı Tarım Ürünleri İkinci Rekolte Tahminleri’ne bakıldığında da bunu görmek mümkün. Bu araştırma verilerine göre 2007 yılında sebze ve meyvede ürün miktarları azalmış, sebzelerde yüzde 2.7, meyvelerde yüzde 3.9, tahıl ürünlerinin üretiminde de bir önceki yıla göre yüzde 14.4 oranında azalma gerçekleşmiş, buğday üretiminde de geçen yıla göre yaklaşık yüzde 20’lik bir üretim kaybı yaşanmış. Önceki yıllarda yıllık üretim ortalama 20 Kuraklık, tarımı olumsuz yönde etkiliyor. milyon ton iken bu miktar 2007 yılında 16 milyon tona gerilemiş, arpa üretiminde de yine 9.5 milyon ton olarak beklenen 2007 yılı üretimi yaklaşık yüzde 20’lik bir düşüşle 7.6 milyon tona gerilemiştir. Araştırma sonuçları aynı düşüşlerin domatesten patatese, nohuttan mercimeğe her türlü tarımsal üründe yaşandığını gösteriyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın verilerine göre 2007 yılında 435 bin çiftçi kuraklıktan dolayı büyük zarar gördü ve bu zararın tutarı ise 2.5 milyar YTL civarında. Ancak Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ne göre çiftçinin kuraklıktan dolayı uğradığı zarar 2007 yılında hedeflenen yüzde 4’lük enflasyon hedefi tutturulamamış oldu. İyimser olmak gerekirse resmi rakamlara göre en azından 2007 yılı tek haneli (!) enflasyon rakamıyla kapatıldı. Resmi olmayan ancak gerçekte hissedilen enflasyon rakamını tahmin etmek ise çok kolay değil ancak resmi rakamların çok daha üstünde olduğu bir gerçek. Yine son açıklanan verilere göre 2007 yılının ilk dokuz ayında Türkiye’de tarımın yüzde 7’ye varan oranda gerilediği tespit edildi. Milli gelirdeki büyüme hedefinin de gerçekleşmediği göz önünde bulundurulursa, küresel ısınmanın etkilerinin oldukça geniş çevrelere yayıldığı söylenebilir. Eldeki veriler açık seçik gösteriyor ki Türkiye’de yaklaşık 900 bin kişi açlık sınırının altında ve 20 milyona yakın kişi de yoksulluk sınırının altında yaşamaya çalışmaktadır. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 30’luk bir bölümünün geçimini tarım sayesinde sağladığı düşünülürse, tarımsal ürünlerdeki azalmanın hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkilediği söylenebilir. 1980’li yıllarda tarım ürünlerindeki ithalat rakamının sadece 50 milyon dolar civarında olduğunu hatırlamakta fayda var. Zira bugün gelinen noktada 4 milyar 640 milyon dolarlık tarımsal ürün ithalatı, Türkiye’nin tarım konusundaki içler acısı durumunu ortaya koymak açısından oldukça önemli bir rakam. Bu durumda önemli bir payı olan küresel ısınmaya bütün faturayı yüklemek ne derece doğru bilinmez ancak, uygulanan yanlış politikaların da etkisi olduğuna şüphe yok. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tarımın stratejik öneminin yeniden ve ivedilikle ele alınması gerekiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear