Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cavid VELİEV TUSAM Yakındoğu ve Kafkasya Araştırmaları Masası cveliev@tusam.net rmeni tarihçiler, devlet adamları, diplomatlar ve akademisyenler 1915 olaylarının "soykırım" olduğunu iddia ederken Ermeni örgütleri ve Ermenistan’ın yaptığı soykırım ve terörist eylemlerden hiç bahsetmemektedirler. Hâlbuki en azından Ermeni tarihçileri gerçekçi davranabilir, gerçeği yazabilirler. Zira tarihçilerin kaidesi şöyle olmalıdır: "Bir konunun bütün yönlerini ele al; kendi önyargılarını kenara bırak. Ancak o zaman gerçeği bulmayı umabilirsin". İşte bu nedenledir ki tarihçi gerçeği sever ve önyargılarını bir kenara bırakırsa gerçek bir tarihçi olabilir.(1) Ermenilerin Türklere yönelik en son soykırımı Karabağ Savaşı sırasında 2526 Şubat 1992’de Azerbaycan’ın Hocalı kasabasında yapılmıştır. Olay öncesi ve sonrasına ait belgeler ve veriler olayın soykırım olarak tanımlanması için yeterli olmasına rağmen olayın üzerinden 16 yıl geçmiş olduğu halde yetkili ve sorumlu hiçbir uluslararası kuruluş bu konuda adil ve hukuki bir değerlendirme yapmamıştır. Bu da Hocalı’ya ilişkin soykırımkatliam tartışmasının yaşanmasına neden olmaktadır. Daha önce, Hocalı iştirakçısı Ermenilerin yazdıkları kitaplarda olayla ilgili bölümlerden yola çıkarak Hocalı’nın uluslararası hukuk açısından bir soykırım olduğunu ortaya koymuştuk.(2) Bu yazımızda da Ermeni yetkililerin verdiği bilgilere ve tarihi gerçekliklere dayanarak Hocalı katliamının değerlendirmesini yapmaya çalışacağız. Dönemin Savunma Bakanı Sarkisyan ve diğer yetkililerin açıklamaları… C S TRATEJİ 17 olmamalarıdır. Fakat tarihe dönüp baktığımız zaman Türk devletlerinde istikrarsızlık yaşandığı dönemlerde, dış güçlerin de desteğiyle, bu fırsatları kaçırmadıkları gerçeğini görebiliriz. Hocalı’da yaşayan Azerbaycanlı nüfusun Türk olduğu için yok edildiği gerçeği daha önce yazılmıştı. Hocalı’da soykırım yapanların nefret duygularını açığa vuran konuşma ise Ermenistan’ın başbakanı ve cumhurbaşkanı adayı Serj Sarkisyan tarafından yapılmıştır. İngiliz gazeteci Thomas de Vaal, dönemin Ermenistan Savunma Bakanı Serj Sarkisyan’a Hocalı Soykırımı’nın nedenlerini sorduğu zaman Sarkisyan aynen şu yanıtı vermiştir: "Biz bu konuda yüksek sesle konuşmak istemiyoruz. Hocalı’ya kadar Azerbaycan bizim sivillere saldıramayacağımızı düşünüyordu fakat Hocalı’da biz bu klişeyi kırdık. Ayrıca Hocalı’ya saldıran birliklerimizin Bakü ve Sumgayıt’tan kaçan Ermeniler’den oluştuğu gerçeğini de kabul etmemiz gerekiyor." Polis şefi Valeri Babayan da, "Hocalı’ya saldıran birlik Azerbaycan’ın Sumgayıt ve diğer bölgelerinden gelenlerdi" derken Sarkisyan’ın dedikleri tasdiklenmiş oluyordu. 1988 yılında Ermenistan kendi topraklarında yaşayan Azerbaycan Türklerini trenlere doldurup Azerbaycan’a gönderince, Azerbaycan’ın Sumgayıt ve Bakü şehirlerinde de Ermeniler Ermenistan’a gönderildi. Fakat daha sonra özellikle Sumgayıt olaylarının Rusya istihbaratının kışkırtmasıyla meydana gelen bir provokasyon olduğu ortaya çıktı. Sonuçta olaylar sırasında Azerbaycan’ı terk eden Ermeniler de Azerbaycan Türklerine karşı bir nefret ve intikam duygusu vardı ve Hocalı’da bunu dışa vurmak için fırsat buldular.(5) Sarkisyan’ın sözleri de Ermenilerin Hocalılara karşı Azerbaycan’dan göç eden Ermenilerden oluşan özel bir "İntikam Tugayı" oluşturduğunun ifadesidir. Ayrıca Hocalı saldırısı uzun zamandır planlanmasına rağmen Sumgayıt olaylarının dördüncü yıl dönümüne(6) denk gelmesi tesadüf olarak görülemez. E Ermenistan, Azerbaycan’ın topraklarını işgal etmenin yanı sıra çatışmalar sırasında Hocalı kasabasında işlediği katliamı en yetkili ağızlardan itiraf ediyor. Ermenistan Devlet Başkanlığına seçilen Sarkisyan, dönemin savunma bakanı olarak verdiği demeçte sivil katliamını kabul ediyor. Ermenistan’dan yani yaşadıkları yerlerden göç ettirilmesi söz konusu olmuştur. Dördüncü ve son aşamada ise Ermenilerin yayılmacı siyaseti irredantizme dönüşmüştür. Hocalı soykırımı da dördüncü aşamada gerçekleşmiştir ancak ne Hocalı’yı ne de diğer saldırıları tek başına değil 19. yüzyıldan beri süregelen sürecin bir parçası olarak görmek gerekiyor. Hocalı katliamının itirafı ERMENİLERİN SOYKIRIM İRADESİ Soykırım için gerekli "yok etme iradesinin" varlığını ispat için, soykırım fiillerinin uygulanmasından önceki döneme bakıp, bu iradenin oluşmaya başlayıp başlamadığını araştırmak gerekiyor.(3) 1992 Hocalı Soykırımı öncesi döneme baktığımız zaman Ermeniler EFRET VE HOCALI SOYKIRIMI tarafından Türklere yönelik yok etme iradesinin 19. yüzyılın sonlarına doğru oluştuğunu ve fırsat buldukları Bir suçun soykırım sayılabilmesi için sanıkların bir zaman örgütlü bir şekilde bu suçu işlediklerini grubu "grup olarak" yok edecek kadar nefret görebiliriz. Ermeni Hınçak ve Taşnak örgütleri duyduklarının kanıtlanması gerekiyor.(4) Olaya bu 1905–1918 arasında Anadolu ve Güney Kafkasya’da; pencereden baktığımız zaman Ermenistan ve diaspora Ermenistan Devleti ise 1918’den günümüze kadar 4 Ermenilerinde 19. yüzyılda başlayan ve hala devam aşamalı olarak Türklere yönelik ırkçılık temalı eden Türk karşıtlığını bir ırkçılık olarak görebiliriz. Söz sistematik ve planlı yok etme politikaları izlemiştir. konusu Ermenilerin besledikleri Türk karşıtlığı Ermenilerin Türklük karşıtı ilk eylemleri Rusya’nın da duyguları İkinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’daki desteğiyle 1813 Gülistan ve 1828 Türkmençay antisemitizme eşdeğer tutulabilir. Tek farkı Ermenilerin Anlaşmaları’ndan sonra başladı. Birinci aşamada bunu belli bir zaman sınırlamasında, toplu olarak 1828–1887 yılları arasında çeşitli bölgelerden getirilen uygulamaya dönüştürmek için Hitler’in gücüne sahip Ermeniler, Azerbaycan coğrafyasına yerleştirilerek sayıları suni bir şekilde artırılmıştır. Bu dönemde Hocalı Katliamı’nda onlar, bu topraklarda sayılarını çoğaltıp, Çar çok sayıda Azeri sivil hükümetinin onlara olan sıcak yaklaşımından yaşamını yitirdi yararlanarak, kendilerini mazlum göstermişlerdir. Ermeniler aynı zamanda becerikli olduklarını da sergileyerek, yerli insanlar arasında nüfuzlarını artırmış ve böylece ekonomik durumlarını iyileştirip yeni topraklar ele geçirmişlerdir. Bu işlerinde Çar hükümeti Ermenilere her zaman yardımcı olmuştur. Ermeniler ikinci aşamada ise 1887–1918 yılları arasında teşkilatlanarak Hay Dat Doktrini çerçevesinde bağımsız Ermenistan için terör ve soykırım yönetmelerine başvurmuşlardır. Bu dönem aynı zamanda nüfus dengesinin Ermeniler lehine değiştirilmesinin devam ettiği dönem olmuştur. Üçüncü aşamada ise 1918–1988 yılları arasında bir devlet olarak "Sadece Ermenilerin yaşadığı bir Ermenistan" siyaseti hayata geçirilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamında köy, kasaba ve şehir isimlerinin Ermenileştirilmesi ve Türklerin zorla NEDEN SOYKIRIM Hocalı’nın Türklere karşı yapılan bir soykırım olduğunun belgelenmemesi Ermeniler için bir fırsattır. Ermeniler Hocalı’da yaptıkları soykırımın fotoğraflarını Türklere karşı kullanmakta ve o fotoğrafların Ermenilere karşı yapılan katliamların belgesi olduğunu iddia etmektedirler. Örneğin, Rusya’nın "Moskovski Komsomolets" gazetesinin desteğiyle NewYork’ta yayınlanan V Novom Svete/Yeni Kıta ekinde Edvard Pariyantsın tarafından "sözde Ermeni soykırımı" ile ilgili yazılan "Ermeni Soykırımı Gerçeklikleri" başlıklı makalede Hocalı fotoğrafları kullanılmıştır. 19. yüzyıldan başlayarak Türklere yapılan saldırıları durdurmanın tek yolu, tarihin derinliklerine gömülmeden Hocalı’yı soykırım olarak tanımaktan ve iştirakçılarını cezalandırmaktan geçer. Hocalı’nın soykırım olarak tanınması asıl soykırımcı tarafın Ermenistan olduğunu gösterecek ve bu bağlamda Ermenilerin dünya genelinde Türklere karşı başlattığı propagandaların ters tepmesine neden olacaktır. Diğer yandan Hocalı’nın bir soykırım olarak tanınması adalet duygusu ve hukuk anlayışını da kuvvetlendirecektir. Dipnotlar: 1 Justin McCarthy, "Kim Başlattı?", çev. Sedat İşçi, der. Mustafa Çalık, "Ermeni Soykırımı" İddiaları, Cedit Neşriyat, Ankara, 2006. s. 11. 2 Cavid Veliev, "Tarihin Kara Lekesi", 27.02.2007, http://www.tusam.net/makaleler.asp?id=840&sayfa=17, (13.02.2008). 3 Gündüz Aktan, "Devletler Hukukuna Göre Ermeni Meselesi", der. Mustafa Çalık, "Ermeni Soykırımı" İddiaları, Cedit Neşriyat, Ankara, 2006, s. 46. 4 Gündüz Aktan. A.g.e., s. 49. 5 Tatul Hakobyan, "Khojaly: The Moment of Truth", 5 Mart 2007, http://www.hetq.am/eng/karabakh/594/, (13 Şubat 2008). 6 Bu olaylar 28 Şubat 1988’de gerçekleşti. N