23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

16 Anar SOMUNCUOĞLU TUSAM RusyaUkrayna Araştırmaları Masası asomuncuoglu@tusam.net ladimir Putin’in ikinci başkanlık süresi biterken, Rusya’da tekrar süper güç olma stratejisi üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Rus uzmanları, özellikle Avrasya’daki hammaddeler için yapılan mücadelenin kızıştığı ve Batı ülkeleri tarafından zayıf devletlerin egemenliklerinin tartışıldığı bir ortamda, Rusya’nın bir süper güç olarak kendi güvenliğini sağlayabileceği kanısındadır. Bu fikre göre, önümüzdeki 1015 yıl içerisinde ABD’nin diğer devletlere nazaran üstünlüğü devam etse de, dünyanın gündemi sadece ABD tarafından değil, giderek güçlenen yeni büyük güçler tarafından da belirlenecektir. Buna göre büyük bir potansiyele sahip olan Rusya, çok kutuplu dünyanın kutuplarından birisi haline gelmezse ne toprak bütünlüğünü koruyabilir ne halkının refahını sağlayabilir ne de kendi doğal zenginliklerinin gerçek sahibi olabilir. Yeniden süper güç olmayı hedefliyor… C S TRATEJİ büyük devlet şirketleri zaman içerisinde, ancak adil fiyat ve usullerle özelleştirilmelidir. Yine de Rus yönetimi, Rusya’nın büyük bir sıçrama yapabilmesi için bir süre daha yarı otoriter olması ve devlet önderliğindeki gelişme stratejisinin gerçekleşmesi gerektiği konusunda son derece emindir. Hatta Rusya’da Batı ülkelerinin örneğinde sağlam bir demokratik toplumun oluşabilmesi için bile, bunun şart olduğundan emin görünmektedir. Anlaşılan o ki, Rus elitleri ve Rus halkının baskın çoğunluğu, Rusya’nın güçlenmesinin devam etmesi ve nihai olarak dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında katılmasının yolunun yarı otoriter yönetimden geçtiğinden hemfikirler. V Rusya 2020 planı EKONOMİK GÜÇ Rusya’nın "dünya liderlerinden birisi olmaya devam etme" stratejisinin kaba çizgileri aslında geçen yılki Putin’in yıllık ulusa sesleniş konuşmasında kamuoyuna sunulmuştu. Putin, bu sene başkanlık koltuğunu bırakırken 8 Şubat 2008 tarihinde Devlet Konseyi’nin oturumunda Rusya’nın 2020’ye kadar gelişme stratejisinin ana hedeflerini sundu. Ardından 14 Şubat 2008’de Putin’in yerli ve yabancı gazetecilerle yaptığı yıllık geniş çaplı basın toplantısının da bir taraftan veda toplantısı olduğunu, bir taraftan da yeni merhaba deme fırsatı olarak kullanıldığını görüyoruz. Gelişmelerin normal seyri durumunda Mart ayındaki devlet başkanlık seçimlerinden sonra Dmitriy Medvedev’in Rusya’nın yeni devlet başkanı, Putin’in ise yeni başbakan olacağı bekleniyor. 2007 yılındaki ulusa sesleniş konuşması, Rusya’da bir dönemin kapandığını açıkça gösteriyordu. 1990’ların çöküşünü geride bırakan Rusya, 2000’li yılların yüksek enerji fiyatları sayesinde ekonomik olarak ve Putin’in etkin yönetimi sayesinde siyasi olarak toparlandı. Şimdi Rusya, hammadde ağırlıklı ekonomik yapısını geride bırakarak, bilgi üreten büyük güçler arasına katılma niyetindedir. Yeni teknolojilere ve bilgi üretimine dayalı bir ekonomik yapı hedefi konuldu. Rusya’nın avantajlara sahip olduğu sektörlerin (uçak ve gemi yapımcılığı, atom endüstrisi, füze ve uzay teknolojileri) geliştirilmesi, hammadde üretiminde imalat sanayinin geliştirilmesi, Rusya’nın enerji, ulaştırma ve tarım potansiyelinin kullanılması da konulan hedefler arasında. Kısacası Rus yönetimi, Devlet Başkanlığına veda edip YÜKSEK TEKNOLOJİLİ ORDU dünyanın sayılı güçlerinden birisi olmayı başbakanlığa merhaba demeye Tekrar hedefleyen bir Rusya, bundan sonra tavizsiz olarak çıkarlarını koruyacağını açıklıkla dile hazırlanan Putin, 2020 planını tüm ulusal getiriyor. Rusya, hem kendi sınırlarına doğru yayılan NATO’yu ve ABD’yi hem de dünyada dünyaya duyurdu. Ekonomik, artan istikrarsızlığı tehdit olarak görüyor. Bu Rus yönetimi, sahip olduğu askeri toplumsal ve askeri alanda birçok durumda potansiyelin daha da geliştirilmesi gerektiği Rus ordusu, 1987’den beri uçuşları yeniliği hedefleyen Rusya, artık kanısındadır. yapılmayan stratejik bombardıman uçaklarını tekrar havalandırdı. ABD’nin Rus sınırları ABD tarafından da tehdit olarak 2007’de yakınlarındaki bu tip uçuşları hiçbir zaman kaldırmadığını vurgulayan Putin, artık Rusya’nın algılanıyor. da kendi çıkarlarını koruyacağını göstermeye süper güç olma yolunun gelişmiş ekonomiden geçtiğini düşünüyor. Bu seneki Münih Güvenlik Konferansı’nda Rusya’yı temsil eden Başbakan Birinci Yardımcısı ve Eski Savunma Bakanı Sergey İvanov, 2020’ye gelindiğinde Rusya’nın dünyanın en büyük beş ekonomisinden birisi olması gerektiğini ifade etti. Buna göre bugün 12 bin dolar kişi başına düşen milli gelir seviyesinin hedef yılında 30 bin dolar seviyesini aşması planlanıyor. Putin ise Devlet Konseyi’ndeki konuşmasında 2000’den bu yana Rus milli gelirinin yüzde 72 arttığını, yüzde 78’lik büyüme oranının korunmasıyla 2009’un sonunda milli gelirin ikiye katlanabileceğini belirtti. Ülkeyi 2020 hedefine ulaştıracak sosyoekonomik gelişme konseptinin kamuoyunda tartışılmasından sonra 2008’de hükümet tarafından kabul edilmesi bekleniyor. çalışıyor. Putin, ABD’nin Avrasya’daki artan askeri varlığına karşılık olarak asimetrik önlemlerin alınacağından bahsediyor. 2020 hedeflerinden bahsederken Rusya devlet başkanı, askeri sektörü de yüksek teknolojilerin uygulanacağı sektör olarak gösterdi. Bu anlamda Rus askeri sanayisinin yeni nesil silah üretimine geçmesi bekleniyor. İDDİALI HEDEFLER Putin’in hedefleri konusunda birçok şüphe mevcuttur. Putin döneminde yabancı güçlerin mali ve siyasi etkisinden kurtulan Rusya’nın gelişme yolundaki en büyük engel kendisi olabilir. Özellikle siyasi yönetimde etkinsizlik, yolsuzluk ve bürokratik baskı, Putin’in de halledemediği bir sorundu. Diğer taraftan, şimdiye kadar bu konuda ciddi bir hedef konmuş değildi. Dolayısıyla siyasi istikrar devam ederse böyle bir hedefin gerçekleşmesi mümkündür. Diğer bir sorun ise, Putin’in kendisidir. Başbakan olması durumunda ülkede iki başlılığın ve dolayısıyla siyasi istikrarsızlığın çıkabileceği konusunda tedirginlik devam ediyor. Son çıkışlarda Putin, Medvedev ile birlikte uyumlu çalışacakları konusunda Rus kamuoyunu ikna etmeye çalıştı. Putin’in seslendirdiği hedefler önündeki diğer bir zorluk, Rus ekonomik yapısının dönüşüp dönüşememesi ile ilgilidir. Hatırlanırsa, ikinci başkanlık dönemin başında da Putin aynı hedefi belirlemişti, ancak bu hedef yönünde ilerleme sağlanamadı. Her ne kadar bugün Rusya’nın imalat sektörü muazzam büyüme gösterse de, halen bu büyümenin tetikleyicisi olarak enerji sektörü gösteriliyor. Bunun farkında olan Rus yönetimi, oluşturduğu devlet şirketleri ve milli programlar aracılığıyla, özel girişimin yatırım yapmadığı ancak büyük gelecek vaad eden sektörleri geliştirmeye çalışıyor. Ekonomik dönüşüm devlet önderliğinde yapılmaya çalışılıyor. Özellikle askeri sanayinin gelişmesinin yüksek teknolojilerin gelişimine etki edebileceği söylenebilir. Rusya’nın 2020 hedeflerine ulaşıp ulaşmaması tartışması bir tarafa, bugün bile Rusya’nın ekonomik gücü ve bilimsel potansiyeli ABD’de tehdit olarak algılanmaya başlandı. ABD Ulusal İstihbaratının Başkanı Michael McConnell, Rusya’yı ABD’yi tehdit eden ülkeler arasında saydı. Rusya’nın oluşturduğu tehditler arasında sadece askeri potansiyeli ve enerji politikası değil, aynı zamanda dünya mali piyasalarını etkileyebilecek mali gücü ve siber saldırıda kullanabileceği teknik imkânları da sayıldı. ETKİN DEVLET YÖNETİMİ Putin başta olmak üzere Rus yönetimi, bugünkü yarı otoriter sistemin kendi kendini istikrarsızlaştırabileceği, ülkenin hem toplumsal hem ekonomik gelişmesini engelleyeceğini biliyorlar. Bundan dolayı nihai hedefin demokratik toplum olduğu belirtiliyor. 1015 yıl için konulan hedefler arasında ise, devlet yönetiminin kalitesinin artırılması mevcuttur. Bunun için bürokratik kadronun azaltılması, yolsuzlukla mücadele, bürokrasinin ekonomi üzerindeki baskısının azaltılması gibi tedbirler öngörülüyor. Burada aslında Putin’in iki dönemi sırasında yapılan idari reformların planlandığı gibi başarıya ulaşılmadığının kabulünü de görüyoruz. Bugün ise Putin, son yıllarda sağlamlaştırmak için uğraştığı merkezileşmiş yönetim mekanizmasının Rusya’nın gelişmesinin önünde önemli bir engel oluşturduğundan bahsediyor. Yolsuzluktan yakınan Putin, devlet sektöründeki maaşların önemli ölçüde artırılmasından yana, yargının bağımsızlaşması ve sivil toplum denetiminin artması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca Putin’e göre, bir taraftan küçük ölçekli işletmelerin önündeki bürokratik engeller kaldırılmalı, diğer taraftan son dönemde oluşturulan Putin
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear