Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 Doç. Dr. Yıldız SERTEL 8. Paris Üniversitesi Emekli Öğrt. Üyesi orun bir Mortgage (rehinle kredi, mesken alma) krizine indirildi. Onun niteliği dahi açıkça anlatılmadı. Bazı ünlü ekonomistlerimiz televizyonda, rahat rahat, "Bu o kriz değil" yani 1930’lu yıllardaki gibi bir büyük çöküş değil demek istiyorlar. Bir kere bugünkü kriz, sadece mortgage krizi değil. Bunun çok önemli mali ve stratejik yönleri var. Dünya ve Türkiye’ye ağır fatura çıkabilir… C S TRATEJİ gerekiyor. SORUNUN STRATEJİK BOYUTU S BUNALIMIN ARKASINDAKİ GERÇEKLER Dünya kapitalizmi, 1980’li yıllardan beri, "küreselleşme" olarak adlandırılan bir düzene geçti. Bu düzenin temel niteliği, "serbest piyasa ekonomisi". "Serbest rekabet kendiliğinden piyasaları ayarlar" deniyor. Ama bu piyasaları, büyük tekeller, uluslararası şirketler, mali kuruluşlar ayarlıyor. Nasıl mı? İki temel uygulamaları var: 1 Oldukça gelişmiş pazarlama metotları: Özendirmek için çeşitli reklâmlar, indirimli, vadeli satışlar vb. 2 Krediyle alışveriş. Bu sadece kredi kartlarından oluşmuyor. Banka kredileri, tefeci kredileri de gündeme geliyor. Geleneksel piyasa ekonomisinde, bunalımın temel nedeni, halkın alım gücünün düşmesi, bu yüzden iç pazarın tıkanması idi. Tekelci şirketler, bunu önlemek, mallarını alım gücü olmayan kitlelere satabilmek için, "dâhiyane" metotlar buldular: Halkı özendirmek, onlara krediler vererek, güçlerinin üstünde tüketime yöneltmek. İşte, Mortgage bunalımının temelinde yatan neden. Amerika’da ne oldu? Borçlarını ödeyemeyen tüketiciler, evlerini, arabalarını sattılar, borçla borç ödediler, ancak bir yerden sonra, alacaklarını tahsil edemeyen bankalar, tefeciler kredi açmaz oldular. Pazar, onunla beraber düzen tıkandı. Bunun arkasından banka iflasları geldi. Amerikan mali sisteminin en büyük iki mali kuruluşu; Citi Gurubu ve Meryl Lynch, iflastan kurtulmak için, Asya ve Orta Doğu devletlerine bağlı, ulusal yatırım fonlarından 21 milyar dolar taze sermaye almak zorunda kaldılar. Çin, Singapur, Dubai gibi ülkelerden gelen bu kurtarıcı sermaye yetmedi, üç ay içinde 35 milyar dolara çıkarıldı. Bütün batı bankalarına aktarılan bu tip sermaye ise, 100 milyar doları buldu. Yayılmacılık ve krizin sonuçları ABD’nin Ortadoğu’da uyguladığı yayılmacı politikalar başarıya ulaşmazken, ekonomik bunalım kendini hissettiriyor. Amerika’da ve Avrupa’da bankalar zor durumda doğudan gelen kaynaklarla ayakta durmaya çalışıyorlar. Devletçi ekonomi yeniden gündemde… harcadı. Muhalif basında denetimsiz kalan sermayenin sorumsuzluğu eleştiriliyor. Dünya mali çevreleri Fransa’da, Societe Generale bankasının krizi ile çalkalanıyor. Bu banka bir mali operasyonda 50 milyar dolar kaybederek iflasın eşiğine geldi. İsveçre’de Credit Suisse iflas halinde. İngiltere’de “Nortern Rock” bankası kamulaştırıldı. Almanya’nın en büyük üç bankası da iflasın eşiğinde. Bütün bunlar, denetimsiz sermayenin, toplum yararına çalışmayacağı ve hatta tehlikeli olabileceğini gündeme getiriyor. Devlet sermayesi ile banka kurtarmaları kamuoyunu rahatsız ediyor. Bütün bunlar, devlet denetimini gündeme getiriyor. İngiliz Başbakanı Gordon Brown’un daveti üzerine Londra’da yapılan toplantıda; Merkel, Sarkozy ve Prodi bu konuyu tartıştılar. Şeffaflık üzerinde durdular. G. Brown iflas eşiğine gelen, "Northern Rock" bankasının kamulaştırılması sorunuyla karşı karşıya. 1933 bunalımı, döneminde, ABD Cumhurbaşkanı Roosevelt’in aldığı önlemler gözden geçirildiğinde devlet müdahalesi yeniden gündeme geliyor. O dönemde ABD hükümeti bazı bankaları kapatma kararı almıştı. Bu siyasi otoritenin, serbest piyasaya ciddi bir müdahalesi idi. Ancak, bu önlem tam anlamda yıkım sürecine girmiş olan ekonomiyi diriltti. Bunu izleyen kamu girişimleriyle ekonomi zamanla belirli bir istikrara kavuştu. IMF İcra Direktörü D. S. Kahn, Financial Times gazetesindeki bir yazısında bunalımın derin olduğunu para politikalarının yeterli olmadığını, kamu harcamalarını arttırmanın gerekli, olduğunu söylüyor. Dünya basınında beliren değişik görüşlere göre dünya ekonomisini serbest piyasa kurallarından kurtarmak, siyasal mekanizmaları yenilemek, önemli kamusal reformlara girişmek AVRUPA BUNALIMI Avrupa’da ise banka krizleri yaşanıyor. İngiltere’de, Morgan Stanley firması, Çin hükümetinden aldığı 5 milyar doları, kabiliyetli emekçilerine ikram ederek, sorumsuz bir şekilde ABD’nin bugün yaşadığı bunalım, güttüğü emperyal politikalarla sıkı sıkıya bağlı. Dünya ekonomisine egemen olmak için yapılan savaşlar ve askeri hazırlıklar ülkeye çok pahalıya mal oluyor. ABD’nin savunma bütçesi 2006’da 600 milyar dolar idi. 2007’de bunun üstüne çıktı. ABD silahlı kuvvetleri en yüksek tekniklerle donatılıyor. Bu silahların üretim masrafları ikinci dünya savaşındaki masraflara kıyasla 100 defa fazla. Amerikan bütçesi buna dayanamıyor, yılda 600 milyar dolar oranında açık veriyor. Amerika dünyanın en çok silah satan ülkesi olduğu halde ticaret açığı yılda 800 milyar dolardan aşağı düşmüyor. Doların sürekli düşmesini de önleyemedi. Böyle bir bunalımı, Mortgage krizine indirmek safdillik olur. Silah satışları Amerika’ya ne getiriyor? Amerikan halkına hiç birşey getirmiyor. ABD niçin durmadan saldırıyor, durmadan savaş çıkarıyor? Bunun üç temel nedeni var; 1. Birincisi petrol, gaz, uranyum gibi temel kaynakları ele geçirmek, bu alanlarda ve atom enerjisinde dünya egemenliği kurmak. 2. Çok pahalıya mal ettiği silahların artanını satmak. Silah fabrikatörlerine tatlı karlar sağlamak. 3. En önemlisi, Ortadoğu’dan Çin’e kadar uzanan bir dünya imparatorluğu kurmak. Bu savaşlar ABD’ye çok pahalıya mal oluyor. Ortadoğu’ya bol miktarda silah satıyor. Ancak bu, ekonomisini düzene koymaya hizmet etmiyor. Çünkü kâr devletin değil silah üreten firmalarındır: Lockheed Martin, Boeing, McDonnels, General Motors gibi. Öte yandan, savaş masraflarını devlet bütçesinden Amerikan halkı ödüyor. Silah üretimine bakmayarak, bugün, ABD’nin büyüme hızı yüzde 0.06 ya düşmüş durumda. Bu çok yüksek işsizliğin habercisi. Dünya piyasalarında dolar iki yıldan beri sürekli düşüyor. Bu düşüş faizleri düşürmek gibi mali önlemlerle durdurulamıyor. Çünkü bunalım, mali değil, yapısaldır. Serbest piyasa ekonomisinden kaynaklanmaktadır ve derindir. Bir de NATO sorunu var. Bush idaresi, emperyal hedeflerine tek başına ulaşamayacağını gördüğü için, şimdi NATO’ya bütünüyle egemen olma ve örgütte kendi hedeflerine uygun reformlar yapmak gayretinde. Avrupa güçleriyle ABD güçleri arasında derin anlaşmasızlıklar var. Nedenleri: 1. ABD silahlı kuvvetlerinin beceriksizliği, yanlış hedefleri vurup, bol miktarda sivilin ölümüne neden olmaları. 2. ABD askeri yetkililerine, subaylara sunulan çok değerli paketler. 3. ABD komutanlarının önderlik iddiaları. NATO’yu Bush Putin