Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Anar SOMUNCUOĞLU TUSAM RusyaUkrayna Araştırmaları Masası asomuncuoglu@tusam.net Bölge ülkeleri büyük güçlerin zayıf taraflarından yararlanmaya çalışıyor… C S TRATEJİ 19 geliştirilen ilişkilerin sürdürülmesi, Hazar geçişli boru hattının görüşmeleri ve TürkmenistanAzerbaycan ilişkilerinin iyileştirilmesi ön plana çıkıyor. 2008’de planlanan açılımın diğer ayağının ise, ABD ve genel olarak Batı ülkeleri ile Özbekistan’la ilişkilerin düzeltilmesi olduğu tahmin edilebilir. Bu bağlamda ABD’nin bölge ülkelerinin güvenlik kaygılarını daha fazla anlamaya başladığı ifade edilebilir. Bu hem bölge ülkelerinin Afganistan’dan kaynaklanan istikrarsızlık ve uyuşturucu trafiği ile ilgili algıladıkları tehditler, hem de iç güvenlik kaygıları ile ilgilidir. Her ne kadar ABD, sivil toplum ve dinci oluşumlar dahil olmak üzere bütün etki araçlarıyla ilgili çalışmalarını alttan alta sürdürmeye devam etse de, bugün ABD açısından bölgede öne çıkan mesele, bölgenin Rusya ve Çin’e "bırakılmaması" gerektiği anlayışıdır. Özbekistan tarafından baktığımızda ise, 2007’nin sonunda beklenmedik bir çıkış yapan Kerimov, bazı tarafların Özbekistan ve Batı ülkeleri arasında bir problem varmış gibi göstererek çıkar sağlamaya çalıştığını ifade etti. Yapılan yorumlarda, Kerimov’un Rusya ve Çin’e sinyal gönderdiği ifade edildi. Bu yorum doğru olmakla birlikte, "bazı taraflar" olarak işaret edilenler arasında Afganistan ve Pakistan’da varlığını göstermeye devam eden Kerimov yönetiminin karşıtlarının ve hatta yurtiçindeki bazı grupların da bulunduğu tahmin edilebilir. Bir taraftan Özbekistan’a, 2005’den sonra daralan hareket alanını genişletmeye çalışan ve denge politikasına doğru kayan bir devlet olarak bakabiliriz. Diğer taraftan ABD, Afganistan’ı kontrol altında tutmaya ve geleceğini belirlemeye çalışan bir güçtür. Özbekistan ise, Türkistan’ın istikrarlı kısmının sınır ülkesi, üstelik diğer bütün Türkistan cumhuriyetleriyle de sınırı bulunan bir ülkedir. İki ülke arasında güvenlik alanında işbirliğinin sürdürülmesi iki tarafın da çıkarınadır. Bugün ABD’li, Avrupalı ve Rus uzmanlar, Andican olayları sırasındaki hükümet müdahalesinin ölçülü olup olmaması ile ilgili hemfikir olmasalar da, genel olarak, olayların iyi silahlanmış bir grup militan tarafından başlatıldığını kabul ediyor. Diğer taraftan Özbekistan da, bazı insan hakları savunucularını serbest bırakarak ilişkilerini normalleştirme sinyalleri veriyor. Bütün büyük güçlerin Türkistan’da nüfuz mücadelesi içerisinde bulunduğu bu ortamda Özbekistan, en optimal dış politikanın denge politikası olduğunun farkındadır. Denge politikasını uygulamaya çalışan bütün bölge ülkeleri, büyük güçlerin çatışan çıkarlarından faydalanarak, yaşam mücadelesi veriyorlar. 5 6 Şubat 2007 tarihlerinde Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov, Moskova’yı ziyaret ederek Rusya Devlet Başkanı Valdimir Putin, başbakan birinci yardımcısı Sergey İvanov ve Gazprom başkanı Aleksey Miller ile bir araya geldi. Ziyaret sonucunda iki devlet başkanının ortak siyasi açıklaması yapılırken, 20082012 ekonomik işbirliği programı, uçak yapımcılığında işbirliği anlaşması, 2008 yılı iki ülke dışişleri bakanlıklarının işbirliği anlaşması imzalandı. Uçak yapımcılığı konusunda imzalanan anlaşma ile yıllardır Rusya’nın ele geçirmeye çalıştığı Taşkent Çkalov uçak fabrikası Rusya’nın oluşturmuş olduğu devlet uçak yapımı şirketine dahil edildi. Ortak açıklamada Rusya ve Özbekistan liderleri iki ülke işbirliğini değerlendirdiler ve bazı temel bölgesel konularda ortak görüşlerini dile getirdiler. Uzunluğuna rağmen, açıklamayla ifade edilmek istenen yegane fikir, 2005 yılından sonraki ÖzbekistanRusya yakınlaşmasının iki taraf için faydalı olması ve devam edecek olmasıdır. Ancak açıklamanın tam da Özbekistan’ın Batı ülkeleriyle yeni açılım yapmaya başladığı sırada yapılması, bu işbirliğinin Rusya’nın istediği şekilde devam edeceği fikrine gölge düşürüyor. Kerimov denge kuruyor Büyük güçlerin bölgeye olan ilgisine karşın Orta Asya ülkeleri, denge politikasına yönelmiş durumda. Bölge ülkeleri, Rusya, ABD ve Çin çıkarları için mücadele ediyor. üretimin üçe katlanabileceği iddia ediliyor. 1990’lar boyunca Özbekistan, eski Sovyet alanında Rusya’dan en çok uzaklaşmaya çalışan ve bağımsızlığını en fazla pekiştiren cumhuriyetlerdendi. Özbekistan’ın terörizme karşı mücadelede ABD ile işbirliği ise, 11 Eylül saldırılarından daha önce, 1999 yılında başlamıştı. O dönemde Afganistan’dan sızan militanların saldırısına maruz kalan Kırgızistan ve Özbekistan, dışarıdan gelecek güvenlik yardımına muhtaçtı. Rusya’nın RUSYA’NIN ACELESİ Basında yer alan değerlendirmelere göre, ziyaret daha önce planlanmamıştı. Buna göre, 70. doğum günü vesilesiyle Kerimov’a telefon eden Putin, konuşma sırasında Kerimov’u alelacele Moskova’ya davet etti. Yapılan yorumlara göre, son birkaç ayda Özbekistan etrafındaki diplomatik hareketlilik Moskova’nın telaşlanmasına yol açtı. Gerçekten de Türkistan coğrafyasında uyumlu olarak hareket eden Batı tarafı, 2008 yılına hızlı girdi. Ocak ayının sonunda AB’nin Orta Asya özel temsilcisi Pierre Morel’in ziyaretinin gerçekleşmesi, AB’yi Kerimov’un tekrar devlet başkanı seçilmesinden dolayı kutlayan ilk taraf yapmıştır. Arkasından ABD Merkez Komutanlığı başında bulunan Amiral William Fallon, Türkistan bölgesini ziyaret etti. Fallon, Kırgızistan ve Tacikistan’ın ardından 24 Ocak 2007 tarihinde Taşkent’te kapsamlı bir ziyarette bulundu. En üst düzeyde karşılanan Fallon, Kerimov’un dışında, Özbekistan Dış ve Savunma Bakanları, Milli Güvenlik Konseyi Sekreteri ve sınır birlikleri komutanı ile de görüşmeler yaptı. Özbekistan’ın ardından Türkmenistan’a geçen Fallon’un, sadece askeri konularda değil, aynı zamanda genel olarak ABDÖzbekistan ilişkilerini iyileştirme amacını da güttüğü tahmin edildi. Rusya’nın telaşının diğer bir sebebi ise, son dönemde bölgede Çin etkisinin artmasıdır. Bölgeyi ekonomik olarak etkinlik altına alma potansiyeline sahip olan Çin, Rusya’nın acil olarak ihtiyaç duyduğu bölgenin enerji kaynaklarına "elini attı". Batı ülkeleri, uzun yıllardır bölgeden Rusya’ya alternatif boru hatlarını uzatmaya çalışsalar da, bu yarışta öne geçen Çin oldu. KazakistanÇin petrol boru hattını döşeyen Çin, şimdi de TürkmenistanÇin doğal gaz boru hattını uzatmayı planlamaktadır. Boru hattı projelerinde çekişmeli bir bolluk yaşanırken, fiyat pazarlığı da giderek kızışmaktadır. 2008 yılında Rusya’nın Türkmen gazı için ortalama olarak 140 dolar ödemesi beklenirken, Çin aynı gaz için 195 dolar öneriyor. Batı ülkeleri de Türkmenistan gazına talip. Bu durumda şimdiye kadar yatırım ve araştırma eksikliğini çeken Özbekistan doğal gaz rezervlerinin önemi artıyor. 2007 yılında 55 milyar metreküp doğal gaz üreten Özbekistan’a gerekli yatırımlar yapıldığı takdirde, direkt olarak yardımda bulunamayacağı süreç içerisinde anlaşıldı. 2001’deki Afganistan operasyonu ise, modern Türkistan tarihinde yeni bir sayfa açtı. Taliban yönetiminden tehdit algılayan Türkistan cumhuriyetleri ve ABD’nin çıkarları kesişti. Ancak Taliban yönetiminin devrilmesinden sonra Afganistan’da istikrarın sağlanamaması ve ABD’nin bölge devletlerinin içişlerine karışmaya başlaması, ABD’nin Türkistan’daki güvenlik sağlayıcı fonksiyonunu zayıflattı. Özbekistan’ın Andican şehrinde yönetime karşı patlak veren olayların sırasında ve sonrasında ABD’nin takındığı tavır ise, Özbekistan açısından bardağı taşıran son damla olmuştu. Zaten ABD’den duyulan hayal kırıklığına paralel olarak, en azından 2004’den itibaren Özbekistan Rusya ile ilişkilerini geliştirmeye başlamıştı. 2005’deki Andican olaylarının ardından ÖzbekistanABD ilişkilerinin kötüleşmesi, Rusya için eşi bulunmaz bir fırsat yaratmıştı. Haziran 2004’de Özbekistan ile stratejik partnerlik anlaşmasını, Kasım 2005’de ise müttefiklik anlaşmasını imzalayan Rusya, Özbekistan’ın bağımsızlığa kavuşmasından bu yana sürdürülen ilişkilerin zirvesine ulaşmıştı. Ancak her zirveden sonra bir inişin yaşanması kaçınılmazdır. YENİ DENGEYE DOĞRU MU? 2005’deki yanlışlarını değerlendiren ABD, bölge yönetimlerini tekrar kazanmak için çaba sarf ediyor. Bölgede artan Rus ve Çin nüfuzuna karşılık ABD, 2008’de yeni bir açılım yapmaya hazırlanıyor. Bu açılımın önemli bir unsuru, Türkistan cumhuriyetlerinin boru hatları dahil olmak üzere alternatif ulaştırma bağlantılarına kavuşturulmasıdır. Bu bağlamda Türkmenbaşı’nın ardından Türkmenistan ile Kerimov